Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/666 E. 2018/500 K. 11.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/666 Esas
KARAR NO : 2018/500
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/06/2016
KARAR TARİHİ : 11/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin, davalı elektrik şirketinden 31.03.2010 tarihli elektrik satış sözleşmesi kapsamında (2 adet abonelik için, … ve …) elektrik satın aldığım, davacı müvekkili tarafından ödenen elektrik faturalarında yer alan kayıp kaçak, iletim, dağıtım, PSH Sayaç okuma bedeli adı altında ( şimdilik 5000 TL) tahsil edildiğini, (fazlaya ilişkin haklar saklı olmak koşuluyla), bu bedellerin abonelere yansıtılmasının haksız olduğunun Yargıtay Hukuk Genel Kumlu kararlarıyla kabul edilmiş olduğunu, şirketten haksız olarak tahsil edilen bu bedellerin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacıya iade edilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmaktadır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde Özetle: husumet itirazları olduğunu, davanın esastan reddi gerekliğini, elektrik faturalarında yer alan bir takım kalemlerin haksız olmadığım, kayıp kaçak tahakkukunun kaçak enerji kullanımından dolayı faturada yer alan bîr bedel olmadığım, bu bedelin elektrik sisteminde ortaya çıkan teknik ve teknik olmayan kaybın maliyetinin kayıp-kaçak hedef oranlan ölçüsünde karşılanabilmesi amacıyla belirlenen bir bedel olduğunu, söz konusu kayıp kaçak bedellerin EPDK karan doğrultusunda alındığım, bununla birlikte, 17.06.2016 tarihli Resmi Gazete’nin 29745 sayılı, 04.06.2016 tarihli, 6719 no,1u yasa kapsamında elektrik faturalarına ilgili bedellerin yansıtılabileceğiııİn hüküm altına alındığını, müvekkilinin faturlardaki bedellerin tahsilini dağıtım şirketleri adına aracı sıfatıyla tahsil ettiğim, dolayısıyla, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini talep ettiği anlaşılmaktadır.
İhbar olunan Türkiye Elektrik İletim vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin sebepsiz zenginleşmeye uygulanan zamanaşımına tabi olduğunu, dava konusu bedellerin müvekkili kurumca iletim hizmeti verilen üretim şirketlerine, serbest tüketicilere, OSB’lere, dağıtım şirketlerine , sadece elektrik ihracatı veya ithalatı yapan tedarik şirketlerine sözkonusu ihracat veya ithalat faaliyeti kapsamında yansıtıldığını, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın usul ve esas yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkili…A.Ş. ‘nin abonesi ve müşterisi olmadığını, taraflar arasında sözleşmenin bulunmadığını, davacı ile hiçbir sözleşme, fatura ve tahsilat ilişkisi olmayan müvekkilinin elektrik dağıtım şirketine ilgili tahsilatların iadesi için açılan davanın ihbarının usule aykırı olduğunu, hukuka aykırı davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
… A.Ş. ‘ye müzekkere yazılarak abonelik sözleşmeleri, tarh, tahakkuk ve tahsilat evrakları celp edilmiş, taraflarca gösterilen deliller toplanmış, kayıp kaçak kullanımına ilişkin kesintilerin faturalara yansıtılıp yansıtılmadığı, bunun EPDK düzenlemelerine uygun olup olmadığı yönünde bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi dosyaya sunduğu 08/01/2018 tarihli raporda “Dava konusu bedellere ilişkin kesintinin 171.370,25-TL olduğu, elektrik faturalarına yansıtılan kesintilerin 6719 sy kapsamında ve … – … tarifelerine uygun olarak alındığı ” görüşü bildirilmiştir.
Dava, 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanununa 04/06/2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun yürürlük tarihinden önce açılmış ve geçmişten gelen alınmaması gerektiği halde haksız tahsil edilen bedellerin iadesi istemiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun … ve … Karar sayılı 21/05/2014 tarihli kararında ” kayıp kaçak bedelinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığını, kayıp kaçak bedelinin hangi miktarda olduğunun apaçık denetlenebilmesi, şeffaflık hukuk devletinin ayrılmaz parçası olduğu , gerekçeleri ile kayıp kaçak bedeli tahsilinin hukuka aykırı olduğu yönünde hüküm vermiştir. Buna karşın lisans sahibi şirketlerin kayıp kaçak bedeli talebi zorunluluğu olduğu yönünde Yargıtay dairelerinin farklı kararları da mevcuttur.
Kayıp kaçak bedellerinin haksızlığına ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurul Kararının 6719 sayılı kanun yürürlüğü öncesi verildiği ayrıca 6719 Sayılı kanunla yeni bir düzenleme yapılmadığı önceki uygulamanın gerekçeli ayrıntılı olarak gösterildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında yapılan elektrik satım sözleşmesi uyarınca davacının talep ettiği giderlerin faturalarda yer aldığı anlaşılmaktadır. Taraflar tacirdir. Davacı şirket uzunca bir süre kendilerine gönderilen elektrik bedellerini hiçbir itiraz olmadan ya da ihtirazi kayıt koymadan ödemiştir. Davacının basiretli bir tacir gibi sözleşme ile bağıtlanma yükümlülüğü bulunmaktadır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararından sonra 6719 sayılı kanunla yapılan değişiklikle elektrik iadesinin faturalara yansıttığı giderlerin oranlarının EPDK tarafından belirleneceği ve düzenleme yapılacağı belirtilmiştir.
6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanununda 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunda yapılan değişiklikler kapsamında 6446 sayılı Kanunun 3 md’nin 1.fıkrasında eklenen bendde ” Teknik ve teknik olmayan kayıp ” dağıtım sistemine giren enerji ile dağıtım sisteminde tüketicilere tahakkuk ettirilen enerji miktarı arasındaki farkı oluşturan ve maliyeti etkileyen teknik kayıp ve/veya kaçak kullanım gibi sebeplerden kaynaklanan ve teknik bir sebebe dayanmayan kaybı ” ifade edeceği hükme bağlanmış yine aynı kanunun 17.md’nin 4.fıkrasında ” (4) ilgili faaliyete ilişkin tüm maliyet ve hizmet bedellerini içeren Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar hükmüne yer verilmiş, 17 md’ye eklenen 10.fıkrada da ” Kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır ” düzenlemesine yer verilmiş, 6719 sayılı kanunla eklenen geçici 20.madde de ” Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma , perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.mad. Hükümleri uygulanır ” hükmü getirilmiştir.
Somut davada, Anayasa Mahkemesi’nin …E – … K ve 28/12/2017 tarihli kararı ile 6719 sayılı yasanın 17/10 mad.iptal edilmiş diğer maddelerine ilişkin yapılan başvurular red edilmiştir. Mahkemelerin yetkisini sınırlayan hükmün iptal edilmesine rağmen 6719 sayılı yasanın 17/4 mad.gereği ” Kurul onaylı tarifelerin hüküm ve şartları, bu tarifelere tabi olan tüm gerçek ve tüzel kişileri bağlar ” hükmünü ihtiva edip iptal edilmediğinden somut davada 67/9 sayılı yasa hükümleri çerçevesinde karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş, işbu davada davanın açıldığı tarih itibariyle mevzuata ve içtihat durumuna göre davacı dava açmakta hakkı olup davaya konu bedelleri tahsil eden davalı taraf dava açılmasına sebebiyet vermiştir.Buna göre davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Dava konusuz kaldığından HÜKÜM KURULMASINA YER OLMADIĞINA,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince 2,180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 937,90 TL’nin ( 237,90 TL tebliğler, 700,00 TL bilirkişi ücreti.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim