Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/511 E. 2018/1421 K. 26.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/511
KARAR NO : 2018/1421
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ: 10/05/2016
KARAR TARİHİ: 26/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; “Davacı müvekkillerinden …’ln davalı bankanın … Şubesinden Taksitli Ticari Kredi ve Biz Card Kredileri kullandığını …’in de bu kredilere kefil olduğunu, kredi alacaklısının hesapları kat ederek müvekkilleri hakkında da İstanbul … İcra Müdürlüğünün… E. sayılı dosyası ile takibe geçtiğini, bu alacağın önce …A.Ş. ye sonra da davalı …’a temlik edildiğini, takipsiz kalan dosyanın birkaç kez yenilenerek sonuçta… E. sayısını aldığını, müvekkillere ait gayrimenkul hacizlerinin yapıldığının öğrenilmesi üzerine dosyanın incelenmesinde, alacak aslı 14.295,21TL olan taksitli ticari krediye %58 oranında işlemiş kredi faizi ve %116 oranında işlemiş temerrüd faizi uygulandığını, alacak aslı 10.963,17TL olan biz card kredisine ise %75 oranında işlemiş kredi faizi ve %93 oranında işlemiş temerrüd faizi uygulandığı ve takip tarihinden itibaren taksitli ticari krediye %116 biz card kredisine ise %93 oranında temerrüd faizi yürütülmesinin istenildiğini, böylelikle kesinleşen takipte dosya borcunun 16/03/2016 tarihi itibariyle 351.858,80TL gibi fahiş bir miktara baliğ olduğunun görüldüğünü, takip alacaklısının bir banka olduğu nazara alındığında gerek akdi faiz oranının gerekse temerrüd faiz oranının ticari faiz oranı üzerinde bir oranda belirlenmesinin normal olduğunun kabul edilebilir olduğunu, ancak banka gibi finans kuruluşlarının ticari faiz oranının üzerinde faiz oranı belirlenirken bazı kriterlerin nazara alınması gerektiğini, bu kriterlerin ağırlı olarak paranın bankaya maliyeti, kâr marjı, istikbalde öngörülen iktisadi durum gibi hususlar olduğunu, aksi takdirde faiz oranının belirlenmesinde keyfilik ve denetimsizliğin söz konusu olacağını, gerek icra takibine dayanak kredilerin açılış ve kullandırılış tarihleri ve gerekse takibin açıldığı tarih itibariyle uygulanan akdi ve temerrüd faiz oranlarının ve gerekse takip sonrası uygulanacak temerrüd faiz oranlarının belirtilen kriterlere göre çok çok fahiş olduğunun anlaşıldığını, bu nedenlerle bankacılıkta paranın maliyeti ve buna göre faiz oranını belirlenmesi konusunda uzman bir kişiye yaptırılacak inceleme sonucunda icra takibine konu edilen alacak aslına gerek takip öncesi uygulanması gereken kredi faiz oranının ve gerekse takip öncesi ve sonrası uygulanması gereken temerrüd faiz oranlarının belirlenmesini, bu hesaplama ile bulunacak faiz miktarı ile kesinleşen takipte istenilen faiz miktarları arasındaki fark ile takip sonrası yürütülecek temerrüd faiz oranının belirlenmesi için işbu davanın ikame edildiğini, işbu davaya ilişkin tüm hakları saklı tutulmak kaydıyla faiz farkının şimdilik 5.000,00TL’lik kısmının ikame edilmesini, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … dosyasından istenilen işlemiş kredi ve temerrüd faiz oranlarının doğru olarak tespiti ile bu oranlar üzerinde bulunacak faiz miktarı ile takip talebinde yazılı faik miktarı arasındaki fark kadar davacıların borçlu olmadığının tespiti, takip sonrası işlemesi gereken temerrüd faiz oranının doğru olarak tespitini, yargılama giderleri ve vekillik ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Dava dilekçesi ve duruşma günü davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça dosyaya süresinde cevap dilekçesi sunulmamıştır.
3.Mahkememizce verilen ara karar gereğince iddia ve savunma hudutları doğrultusunda dosya içeriği delil ve belgeler üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davalıya temlik eden bankanın takip ve hesap kat tarihi itibariyle uyguladığı akdi ve temerrüt faiz oranlarının ve bu bağlamda banka alacağının davalıların borçlu olmadığı bedel varsa miktarının değerlendirilmesi açısından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olmakla 08/02/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacılardan … ile davalıya temlik veren banka arasında 16.09.2003 tarihli ve 14.000.-TL’lik ve 09.02.2004 tarihli ve 20.000.-TL’lik 2 adet Genel Taahhütname imzalanarak, adı geçene bir Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığını, ayrıca, 29.12.2003 tarihli ve limitsiz bir Biz Card Hamili Sözleşmesi imzalanarak f adı geçenlere Biz Card adıyla ifade edilen Ticari Kredi Kartları verilerek kullandırıldığı, diğer davacı …’in bu taahhütnamelere 34.000.TL. limitle kefalet verdiği ve Biz Card Hamili Sözleşmesini de Kart Kullanıcısı sıfatıyla imzalamış olduğundan, davacılardan …’in asıl borçlu, …’in de kefil ve kart hamili sıfatlarının bulunduğu, imzalanan sözleşmeler incelendiğinde, …’in bu sözleşmeleri The Ptaza …* şeklinde belirlediği ticari unvanını kullanarak imzaladığı görüldüğünden, kullanılan kredilerin ticari nitelikli krediler olduklarının tartışmasız hale geldiği, bu tespitlerin ışığında birbirinden farklı iki ayrı kredi kullandırıldığından, kullandırılan kredilerin ayrı, ayrı hesaplanarak değerlendirmesi gerektiği, davacı yan, davalıya temlik veren bankadan iki ayn ticari kredi kullanırken, bu hesaplara uygulanacak faizleri içeren hükümlerin bulunduğu sözleşmeleri imzaladıktan ve takip tarihine kadar olan dönemde bu oranlara göre tahakkuk eden bir kısım faizleri ödediği daha sonra, hakkında yapılan İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasından dönüşen… E. sayılı dosyada talep edilen tutarlara da bir itirazda bulunmadığından, bankaca takiple talep edilen faiz oranları ve talep tutarlarının kesinleşmiş olduğunun anlaşıldığı, bu aşamadan sonra davacının huzurdaki davayı açarak, takibe kadar uygulanmış olan akdi faiz oranları ile takipten sonra uygulanması istenen temerrüt faiz oranlarının fahiş oranlar olduklarından bahisle, yeni oranlar belirlenerek davacı talebi ile arasında oluşan farklar kadar borçlu olmadığının tespitini talep etmesi çelişkili bir durum olduğu gibi, talep edilen faiz oranlarının 2004 yılına ait olduğu ve bu yıla nispetle istenen akdi ve temerrüt faiz oranlarının fahiş oranlar olmadıkları, başka bir anlatımla bu oranlann kadr-ı marufumuz oranlar oldukları gibi, ticari işlerde faizlerin serbestçe belirleneceği ilkesinin de göz ardı edilmiş olduğu kanaatinde olduğu, tarafımız kanaati bu yönde olmakla birlikte; bu oranlann fahiş oranlar oldukları kabulünde bulunduğumuzda, o zaman * makul olan oran ne olmalıydı* sorusunun cevabının da belirli olmadığı, bu nedenle; eğer Sayın Mahkemenizin tarafımız görüşü aksine, dava konusu kredilere uygulanan akdi ve temerrüt faiz oranlarının fahiş olduğu görüşüne varması halinde, makul oranlann belirlenmesi için kamu bankaları ve özel sektör bankalarından o döneme uygun faiz oranlannın istenerek belirlenmesi halinde somut bir değerlendirme yapılabileceğinin anlaşıldığı, netice ten; tarafımızca, faiz oranlarının yeniden belirlenmesi talebinden oluşan huzurdaki davanın ticari niteliği gözetildiğinde, bu oranlara sözleşmeye bakılmadan müdahale edilemeyeceği görüşümüz nedeniyle, davacıların faiz oranları fahişliğinden dolayı borçlu bulunmadıkları bir bedel bulunmadığı kanaatinde oldukları, bununla birlikte davacı yanın dava dilekçesinde ileri sürdüğü, *Takip tarihinden sonra ekonomik verilerde oldukça iyileşmeler söz konusu olduğu gibi, Kredi Kartı Faiz oranlannın belirlenmesi ile ilgili olarak da ticari kredi kartı faiz oranlarının da 05.08.2013 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankasınca belirlenen oranlan aşamayacağı ilkesi gözetilerek, yapılan icra takibinde dava tarihi itabariyle yapılan kapak hesabına nispetle, fazla istendiğinden borçlu bulunulmayan bir alacak bulunup bulunmadığı hususunda, bir hesaplama yapılmasının mümkün görüldüğü, davalıya temlik eden banka ile davacılardan … arasında 16.09.2003 tarihli ve 14.000.TL’lik ve 09.02.2004 tarihli ve 20.000.TL’lik 2 adet Genel Taahhütname imzalanarak, adı geçene Taksitli Ticari Kredi kullandırıldığından davacı …’in bu sözleşmede asıl borçlu, diğer davacı …’in bu sözleşmelere 34.000.TL limitle kefalet verdiğinden kefil sıfatının bulunduğunun görüldüğü, davalıya temlik veren bankaca davalılara …Noterliğinin 28.09.2004 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarı keşide edilerek; *The Plaza Bar-…’e kullandırılan 10.000.TL’Iık taksitli ticari kredi hesabının 28.09.2004 tarihi itibarıyla kesildiğini ve son ödeme tarihi olan 09.09.2004 tarihi itibarıyla kalan 8.203,29TL anapara ile bu arada tahakkuk eden 384,61TL faiz ve 19,23TL BMV’sinden oluşan borcun 3 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde kanuni takibe başlanacağı,* ihtarında bulunduğu ve ihtarın davacılara 29.09.2004 tarihinde tebliğine rağmen ödeme yapılmadığından davacıların 02.10.2004 tarihi itibarıyla temerrüde düştüklerinin görüldüğü, bu durumda hesap kat tarihi olan 28.09.2004 tarihi itibarıyla 8.607,13 TL olarak belirlenen taksitli ticari kredi alacağına 02.10.2004 temerrüt tarihine kadar bankaca belirlenen % 58 nispetinde bir akdi faiz uygulanması gerekmekte olup; buna uygun yapılan hesaplamanın temerrüt tarihi itibariyle 8.665,37 YTL olarak belirlendiği, kefil …’in 34.000.TL limitli kefaletine karşın, alacak tutarı bundan az olduğundan bundan sonraki faiz ve ferilerden de sorumlu olacağı, bu alacağın 8.607,13TL’lık asıl alacak kısmına; 02.10.2004 temerrüt tarihinden takip tarihi olan 27.12.2004 e kadar ise temerrüt faizi istenebileceği, konu ile ilgili kredi taahhütnamesine göre, bankaca uygulanan akdi faizin 2 katı oranında temerrüt faizi istenebileceğinden, bu dönemde uygulanacak temerrüt faiz oranının 58 x 2 = % 116 olarak kabul edildiği. buna göre takip tarihi itibarıyla istenebilir alacak tutarının faizli genel toplamının 11.169,76TL olduğu, bu tutarın 8.607,13TL’lik asıl alacak tutarına, huzurdaki dava tarihi olan 10/05/2016 tarihine kadar %116 temerrüt faizi işletildiğinde istenilebilir alacak tutarının faizli genel tutarının 132.079,28TL olduğu, davalıya temlik eden banka ile davacılardan … arasında 29.12.2003 tarihli ve limitsiz bir Biz Card Hamili Sözleşmesi imzalanarak adı geçenlere Biz Card adıyla ifade edilen Ticari Kredi Kartları verilerek kullandırıldığı, diğer davacı …’in Biz Card Hamili Sözleşmesini Kart Kullanıcısı sıfatıyla imzalamış olduğundan, davacılardan …’in asıl borçlu, …’in de kart hamili sıfatlarının bulunduğunun görüldüğü, davalıya temlik veren bankaca davalılara …Noterliğinin 28.09.2004 tarih ve… yevmiye sayılı ihtarı keşide edilerek; …Bar-…’e verilen 10.000.- TL’lik Biz Cart hesabının 24.09.2004 tarihi itibarıyla kesildiğini ve 28.09.2004 tarihi itibarıyla faiz ve ferilerle birlikte oluşan 12.463,18 TL, borcun 3 gün içinde ödenmesi, aksi takdirde kanuni takibe başlanacağı,” İhtarında bulunduğu ve ihtarın davacılara 29.09.2004 tarihinde tebliğine rağmen ödeme yapılmadığından davacıların 02.10.2004 tarihi itibarıyla temerrüde düştüklerinin görüldüğü, bu durumda hesap kat tarihi olan 24.09.2004 tarihi itibarıyla 10.963,18TL olarak belirlenen Biz Card Kredi alacağına 02.10.2004 temerrüt tarihine kadar bankaca belirlenen % 75 nispetinde bir akdi faiz uygulanması gerekmekte olup; buna uygun yapılan hesaplamanın; genel faizli toplamının 13.712,48TL olduğu, bu tutarın 10.963,18 TL’lik asıl alacak tutarına; 02.10.2004 temerrüt tarihinden kurumsal kredi kartları için de T.C. Merkez Bankasınca belirlenen faiz oranlarını aşmayacak oranda faiz uygulanmasına dair tebliğin yürürlük tarihi olan 05.08.2013 tarihine kadar % 93, 05.08.2013 den, 01.10.2013 e kadar % 31,44 ve 01.10.2013 den de dava tarihi olan 10.05.2016 tarihine kadar da % 30,24 oranında T.C. Merkez Bankasınca belirlenen temerrüt faiz oranlarının uygulanması halinde istenebilir alacak tutarının faizli genel toplamının 117.017.14TL olduğu, ayrıntılı olarak arz edildiği gibi davacılara 2 ayrı faiz oranlı krediler kullandırılmış olup bunların Menfi Tespit Dava tarihi olan 10.05.2016 tarihi itibariyla biz card kredisi toplanının 117.017,14TL olduğu, buna mukabil takip ile ilgili olarak, 10.05.2016 dava tarihi itibariyla yapılan kapak hesabında; tespitlerimizden daha az olmak üzere taksitli ticari kredi için 121.510,78TL ve yine tespitlerimizden daha az olmak üzere Biz Card Kredisi için de 115.327,23TL’lik alacak hesabı yapıldığından, talep edilen tutarların tespitlerimizden daha düşük olması nedeniyle; davacıların borçlu bulunmadıklannın tespiti talebinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı, davacılar aleyhine yapılan takip için menfi tespit dava tarihi olan 10.05.2016 tarihi itibarıyla yaptırılan kapak hesabına göre davacıların, taksitli Ticari Kredi borcu toplamının 121,510,78 TL olmasına karşın tarafımızca yapılan hesaplamada vekalet ücreti ve harçlar hariç iken dahi, daha yüksek olmak üzere 132.079,27 TL ; Biz Card Kredi borcu toplamının 115.327,23 TL olmasına karşın tarafımızca yapılan hesaplamada vekalet ücreti ve harçlar hariç iken dahi, daha yüksek olmak üzere 117.017,14 TL borçlu bulundukları, yani davalı talebinin tarafımızca yapılan hesaplamadan daha az olması nedeniyle davacıların borçlu olmadıkları bir bedel bulunmadığı, ticari işlemler olması ve uygulama yılının 2004 yılı olduğu dikkate alındığında Taksitli Ticari Kredi için % 116 ve Biz Card Kredisi için ise % 93 temerrüt faiz oranlarının fahiş oranlar olmadıkları, tarafımız kanaati bu yönde olmakla birlikte bu oranların 2004 yılı itibarıyla fahiş oranlar olduğunun kabulü halinde; kamu bankaları ve özel sektör bankalarından taksitli ticari kredilere ve ticari kredi kartlarına uyguladıkları akdi ve temerrüt faiz oranlarının sorularak belirlenmesi gerekeceği, tarafların masraf, vekâlet ücreti, tazminat ve benzeri diğer talepleri ile hukuki mahiyetteki beyan ve itirazlarının Sayın Mahkemenizin takdirleri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
4.Mahkememizce verilen ara karar gereğince 08/02/2018 tarihinde alınan bilirkişi raporu denetime elverişli olmadığından yeni bir bankacı bilirkişiye tevdii ile asıl alacak varsa ve faiz oranlarının mevzuata uygun ve denetime elverişli bir şekilde tespiti için dosya yeni bir bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 20/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava dışı temlik eden banka ile davacı asıl borçlu arasında 16.09.2003 tarihli ve 14.000TL tutarında, 09.09.2004 tarihli ve 20.000TL tutarında 2 adet Genel Kredi tahhütnamesi imzalanarak adı geçene taksitli Ticari Kredi açılarak kullandırıldığı, diğer Davacı …’in bu taahhütnamelere 34.000TL limitle kefil olduğu, ayrıca Biz Card Hamili Sözleşmesini de kart kullanıcısı sıfatıyla imzalamış olduğundan davacılardan … ‘in asıl borçlu, …’in de müteselsil kefil ve kart hamili sıfatlarının bulunduğunun görüldüğü, taraflar arasında aktedilen sözleşmeler incelendiğinde, …’in bu sözleşmeleri ” The Plaza – … ” şeklinde belirlediği ticari ünvanını kullanarak imzaladığı görüldüğünden, kullanılan kredilerin ticari nitelikte krediler olduğu kanaati oluştuğu, davacı Borçluların Temerrüt Tarihi itibariyle sorumlu oldukları tutarın tespitinde; davacı asıl borçlunun dava dışı temlik eden bankadan kullanmış olduğu belirtilen Taksitli Ticari Kredi ve Biz Card hesabından kaynaklı kredi borçlarının temerrüt tarihi itibariyle bakiyeleri genel toplamının 19.858,95TL olduğu, taksitli Ticari Kredi Yönünden; Kefil …’in 34.000,00TL kefalet limiti bulunduğundan buna mukabil alacak tutarının daha az olduğundan bundan sonraki faiz ve ferilerinden de sorumlu olacağı, Biz Card Yönünden; …’in de kart hamili sıfatı bulunduğundan bundan sonraki faiz ve ferilerinden de sorumlu olacağı kanaatine varıldığı, ticari Kredi Katları faiz oranları 05.08.2013 tarihinden itibaren 5404 sayılı Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanununa tabi kılındığından ancak bu tarihten itibaren TCMB’nca yayınlanmış olan KK azami faiz oranları genelgelerine tabi olup bu oranı aşamayacağından ancak bu tarihten itibaren TCMB faiz oranları genelgesindeki oranların uygulanabileceği, belirtilen nedenle davacı bankanın Biz Card Sözleşmesinde düzenlenmiş olan ” Bankaca uygulanan akdi faizin 1/4 ü kadar yapılacak ekleme ile bulunan oranda temerrüt faizi istenebileceğinden, bu dönemde uygulanan temerrüt faiz oranının ( 75*1,25 ) = % 93 olduğundan davalı Bankanın Biz Card yönünden % 93 nispetindeki temerrüt faizi talebinin yerinde olduğu kanaatine varıldığı, akdi ve Temerrüt Faiz Oranlarının Fahiş Olup olmadıklarının irdelenmesinde; davacılar vekili ” Takip alacaklısının bir banka olduğu nazara alındığında gerek akdi faiz oranının ve gerekse temerrüd faiz oranının ticari faiz oranı üzerinden bir oranda belirlenmesinin normal olduğunun kabul edilebileceği, ancak banka gibi finans kuruluşlarının ticari faiz oranı üzerinde faiz oranı belirlerken, bazı kriterleri nazara alması gerektiği, bu kriterler ağırlıklı olarak paranın bankaya maliyeti, kar marjı, istikbalde öngörülen iktisadi durum gibi hususlar olduğu, aksi takdirde faiz oranının belirlenmesinde keyfilik ve denetimsizliğin söz konusu olacağı, gerek icra takibine dayanak kredilerin açılış ve kullandırılış tarihleri ve gerek takibin açıldığı tarih itibariyle uygulanan akdi ve temerrüd faiz oranları ve gerekse takip sonrası uygulanacak temerrüd faiz oranlarının belirtilen kriterlere göre çok fahiş olduğunun anlaşıldığı, bu nedenlerle bankacılıkta paranın maliyeti ve buna göre faiz oranı belirlenmesi konusunda uzman bir kişiye inceleme yaptırılarak faiz oranlarının belirlenmesi.” talebinde bulunduğu, söz konusu savların davacıların tacir oluşu, dava konusu kredilerin ticari kredi oluşu ve önceki bölümde anlatıldığı üzere ticari işlerde faizlerin serbestçe belirlenebildiği ve uygulanan temerrüt faiz oranlarının T.C.Merkez Bankasına bildirim keyfiyeti bulunduğu, Bankaların BDDK, TMSF ve SPK vb düzenleyici ve denetleyici kurumların denetimine tabi olduğu nazarı dikkate alındığında maddi dayanaktan yoksun olduğu, faizin herkes tarafından kabul gören net bir tanımı olmamakla birlikte, literatürde faizin çeşitli tanımları bulunduğu, bu tanımlardan birine göre faiz, üretim faktörleri içerisinde yer alan sermayenin belirli bir süre ve belirli bir orandan kiraya verilmesi sonucu elde edilen bir gelir olarak tanımlandığı, diğer bir tanıma göre ise faiz, borç alınan bir para karşılığında, vadesine göre borç verene ödenen parasal miktara denildiği, borç verene vade bitiminde faiz ile birlikte anapara da geri ödeneceği için faiz, paranın kirası ya da para kullanımının fiyatı olarak da tanımlandığı, faiz, sermaye sahiplerinin belli bir dönem için paranın likiditesinden vazgeçip bir başkasına ödünç vermesinin karşılığında aldığı bir vazgeçme veya kullanımını erteleme bedeli olarak da tanımlandığı, para, en kıt olan kaynaklardan birisi olduğuna göre onu elde tutma maliyetinin yani faizin Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde enflasyonun yüksek olduğu, dışarıdan kaynak girişinin olmadığı yıllarda yüksek olduğunun aşikar olduğu, bankacılık sektörünün de rekabetçi bir sektör olduğunu, bankaların kaynak maliyeti hesaplama yöntemleri, kar marjı, gelecek yıl projeksiyonları ve faizin belirlenmesi gibi konulan irdelemenin bu davanın konusu içerisine girmediği kanaatini taşımakla birlikte bu hususlarda yapılacak değerlendirmelerin ekonomik, hukuki, bilişim vb. ayrı disiplinleri ilgilendirdiği düşünüldüğünde yüzlerce sayfa şey söylenebileceğinin izahtan vereste olduğu, önceki bilirkişi raporunda da değinildiği gibi, davacıların savlarında ticari faiz tanımı ve ne olması gerektiği yönünde somut bir belirleme/talep bulunmayıp yaklaşık 14 yıl önceki faiz oranlarının, dava dışı bankanın maliyet ve karlılık oranları gibi çok sayıda değişkenin tahlil edilerek makul bir faiz oranı belirleme imkanı olmadığı gibi meri mevzuaj/nazarı dikkate alındığında bunun mümkün olmadığı da açıktır. Davacı Bankanın kredinin kullanıldığı ve davacıların serbest iradeleriyle imzaladıkları Genel Kredi Tahhütnamesi tahtında kullandıkları ticari kredi akdi faiz oranlarının emsal bankalar seviyesinde olduğunun söylenebileceği, esasen ticari kredi faiz oranlarının ticari işlerde serbestçe tayin olunabileceği ilkesi nazarı dikkate alındığında bu belirlemenin bir anlamının bulunmadığı, davacıların dava dışı temlik eden Bankaya olan borçları, temerrüt tarihindeki borç tutarlarına takip tarihine kadar Taksitli Ticari Kredi için %116 oranında temerrüt faizi , Biz Card için % 93 oranında temerrüt faizi hesaplanmak ve faizin BSMV uygulanmak suretiyle takip tarihi itibariyle borç tutarlarının genel toplamının 24.861,92TL olduğu, kullanılan Taksitli Ticari kredi ve Biz Card’dan dolayı davacı borçluların dava dışı temlik eden bankaya takip tarihi itibariyle yukarıdaki tabloda detaylı olarak gösterildiği şekilde 19.570,31 TL asıl alacak, 288,64 TL işlemiş akdi faiz, 4.764,73 TL temerrüt faizi ve 238,24 TL işlemiş faiz üzerinden % 5 BSMV olmak üzere 24.861,92 TL borçlu olduklarının hesaplandığı, dava dışı temlik eden banka ile davacı asıl borçlu arasında 16.09.2003 tarihli ve 14.000 TL tutarında, 09.09.2004 tarihli ve 20.000 TL tutarında 2 adet Genel Kredi tahhütnamesi imzalanarak adı geçene taksitli Ticari Kredi açılarak kullandırıldığı, diğer davacı …’in bu taahhütnamelere 34.000,TL limitle kefil olduğu, ayrıca Biz Card Hamili Sözleşmesini de kart kullanıcısı sıfatıyla imzalamış olduğundan davacılardan …’in asıl borçlu, …’ in de müteselsil kefil ve kart hamili sıfatlarının bulunduğu, taraflar arasında aktedilen Genel Kredi Tahhütnameleri ve Biz Card Sözleşmesi incelendiğinde, …’in bu sözleşmeleri” The Plaza – … ” şeklinde belirttiği ticari ünvanını kullanarak imzaladığı görüldüğünden, kullanılan kredilerin ticari nitelikte krediler olduğu, esasında taraflar arasında bu hususta bir tartışma bulunmadığı, dava tarihi İtibariyle, dava dışı temlik eden bankanın davacılardan olan alacağının taksitli ticari kredi yönünden 8.607,13 TL asıl alacak, 72,80 TL Akdi Faiz, 117.509,32 TL temerrüt faizi ve 5.875,47 TL faizlerin % 5 BSMV’si olmak üzere 132.064,72 TL, Biz Card Yönünden 10.963,18 TL asıl alacak, 215,84 TL Akdi Faiz, 100.792,72 TL temerrüt Faizi, 4.571,10 TL faizlerin % 5 BSMV’si olmak üzere 116.542,84 TL her iki krediden doğan alacak toplamının (a+b) 248.607,56 TL olduğu, davacıların savlarında ticari faiz tanımı ve ne olması gerektiği yönünde somut bir belirleme bulunmayıp yaklaşık 14 yıl önceki faiz oranlarının, dava dışı bankanın maliyet ve karlılık oranları gibi çok sayıda değişkenin tahlil edilerek ” makul ” bir akdi faiz oranı belirleme imkanı olmadığı ve bu belirlemenin dava konusu olayda kullanılamayacağı gibi meri mevzuat nazarı dikkate alındığında bunun mümkün olmadığı, davacıların serbest iradeleriyle imzaladıkları Genel Kredi Tahhütnamesi tahtında 2004 yılında kullandıkları ticari kredilerin akdi faiz oranlarının o tarihlerde emsal bankalara göre benzer seviyelerde olduğunun söylenebileceği, esasında tarafların tacir olduğu, ticari işlerde faiz oranının serbestçe tayin olunabileceği ilkesi nazarı dikkate alındığında bu belirlemenin dava konusu olay yönünden anlamlı olmadığı, tarafların tacir oldukları, kredilerin de ticari krediler olduğu nazarı dikkate alındığında, dava konusu kredilere ilişkin ihtilafın 2004 yılını kapsaması nedeniyle taksitli ticari kredi için %116 ve Biz Card Kredisi için %93 temerrüt faizi oranlarının ve talebinin o günkü koşullarda fahiş olarak değerlendirilemeyeceği, tarafların hukuki nitelikteki talepleri ile masraf, vekalet ücreti, tazminat ve benzeri diğer taleplerinin Sayın Mahkemenin takdirleri içinde kaldığı, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
5.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı …’in …bank A.Ş …Şubesinde ” Taksitli Ticari Kredi” ve “Biz Cart Kredisi” kullanmış, borcun ödememesi üzerine davadışı 3.kişi kredi alacaklısı Akbank, Davacı …’in kredi ve kredi kart hesaplarını kat etmiş ve davacı borçlu … ve davacı kefil … hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla icra takibi yapmıştır.
Sözkonusu alacak önce … A.Ş akabinde de …’a temlik edilmiştir.Davacılar İStanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasındaki talep edilen faiz ve temerrüt faiz oranlarının fazla olduğundan bu fazla kısım için menfi tespit iddiasında bulunmaktadır.
Dava konusunun menfi tespit olduğu açıktır.
Davacı … ile dava dışı 3.kişi …bank A.Ş …Şubesi arasında imzalanan “Taksitli Ticari Kredi”, “Biz Card Kredisi” sözleşmeleri hukuken geçerli nitelikte olup, …bank’a kat ihtarıda hukuka uygundur. Ayrıca davacı …’in kefaletinde şekil şartlarına uygundur.
Mahkememizce banka kayıtları ve dosya üzerinde inceleme yaptırılmış, alınan rapor usul yasaya uygun denetime elverişli olduğundan Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davacı … davasını takipsiz bıraktığından, … yönünden davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
Davacı …’in de İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu olan miktar ve faiz kalemleride temlik alan davalı …’a borçlu olduğu anlaşıldığından menfi tespit talebinin reddine, davacı …’in kötüniyetle davayı açtığına ilişkin delil olmadığından davalının kötüniyet tazminatının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı … duruşmaya gelmedi mazeret bildirmediği anlaşıldığından davacı … yönünden davanın işlemden kaldırılmasına, usul ekonomisi açısından dosya sözlü yargılama aşamasında olduğundan yenileme halinde dosyanın tefrik edilerek yeni esasa kaydına,
2-Davacı … açısından davanın reddine, kötü niyet tazminatı koşulları oluşmadığından davalının kötüniyet talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 85,39TL harçtan mahsubu ile artan 49,49TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACI …’e İADESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Başkan …