Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/473 E. 2018/232 K. 14.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/185
KARAR NO : 2018/229
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 23/02/2016
KARAR TARİHİ : 14/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin bünyesinde bulunan Taksim-Beyoğlu’nda bulunan adına kayıtlı … (sayaç seri no:…) – … (sayaç seri no:…) ve … (sayaç seri no:…) nolu tesisatlarından davalıların sözleşmeli abonesi olarak uzun yıllardır elektrik satın almakta olup bu bedelleri zamanında davalılara düzenli bir şekilde ödediğini, davalı tarafların müvekkile gönderdiği faturalarda kayıp/kaçak bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve iletim bedelleri adı altında çeşitli bedelleri müvekkilden tahsil ettiğini, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere davalılar tarafından hukuka aykırı kesilen kayıp-kaçak , dağıtım, sayaç okuma, PSH bedeli, iletim bedeli adı altında toplamda 3.000,00TL’nin dava tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte taraflarına iadesini talep etmiştir.
2.Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinden özetle; müvekkil şirket ile davacı arasında …Satış Sözleşmesi akdedildiğini, belirtilen sözleşme uyarınca müvekkil şirket tarafından davacıya talepte bulunduğu tesis için elektrik enerjisi satışı gerçekleştirildiğini, davacı tarafıdan elektrik satış sözleşmesi neticesinde aldığı elektrik kapsamında faturalara yansıtılan “kayıp-kaçak bedeli” “sayaç okuma” “dağıtım, iletim ve perakende satış hizmet bedeli”nin iadesi ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden geriye dönük abonelikler süreci zarfında olmak üzere 3.000,00TL ve her bir davalı için ayrı ayrı 1.000,00TL tutarın dava tarihinden itibren işleyecek ticari faizi ile davalılardan ayrı ayrı taıhsili talebiyle dava açtıklarını, bu nedenlerle haksız açılan davanın reddini, yargılama ücreti ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Davalı … A.Ş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle zamanaşımı, husumet ve yargı yolu itirazında bulunduklarını, davacı taraf ödemelerinin iadesini istediğini, 6098 sayılı Borçlar Kanununun 82.maddesi sebepsiz zenginleşmeden doğan istem hakkı, hak sahibinin geri isteme hakkı olduğunu, öğrendiği tarihten itibaren başlayarak iki yılın ve her halde zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşısına uğran hükmüne havi olduğunu, bu itibarla zamanışını itirazında buluduklarını, müvekkil şirket tarafından tahakkuk ettirilen başta kayıp kaçak bedeli olmak üzere, faturayı oluşturan diğer kalemlerin elektrik piyasasında faaliyet gösteren perakende satış lisansı sahibi dağıtım şirketlerinin kullanıcılarına yansıtacakları tarifeler, 6446 sayılı EPK uyarınca EPDK tarafından çıkarılan Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği Tarife Uygulama Tebliğleri ve Elektrik Piyasasında Gelir Ve Tarife Düzenlemesi Kapsamıda Düzenlemeye Tabi Unsurlar ve raporlamaya ilişkin Esaslar Hakkında Tebliğ hükümleri dikkate alınarak belirlendiğini, bu nedenlerle haksız ve yersiz davanın reddini talep etmiştir.
3. Dava, elektrik abonesinden tahsil edilen kayıp-kaçak bedelinin istirdatı istemine ilişkindir.
4.Taraflar arasında elektrik satım sözleşmesi mevcuttur. Bu konuda ihtilaf mevcut değildir.
5.Anayasa Mahkemesi, işin kendisine noksansız olarak gelişinden başlamak üzere beş ay içinde kararını verir ve açıklar( Anayasa m. 152,III; An. Mah. m. 28,IV c,2). Aksi halde , Anayasa Mahkemesine başvurmuş ve onun kararını beklemekte olan mahkeme, beklemeye son vererek, davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandırabilir . Dolayasıyla, Anayasanın m. 152,III; Any. Mah.Kuruluş Kn m. 28,IV c,2 gereğince, Anayasa Mahkemesine başvurunun esastan incelenmesi beklenmeksizin, yürürlükteki 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na, 4.6.2016 tarihli ve 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un hükümlerine göre somut olayı sonuçlandırılmıştır.
5.Uyuşmazlık davaya konu dönemde faturalara ”Kayıp -Kaçak bedeli,” adı altında yansıtılan bedellerin abonelik sözleşmesine ve mevzuat hükümlerine uygun olup olmadığı, söz konusu bedellerin davacıya iadesinin gerekip gerekmediğine ilişkindir. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 4/1 maddesine göre; “Kamu tüzel kişiliğini haiz, idari ve mali özerkliğe sahip ve bu kanun ile kendisine verilen görevleri yerine getirmek üzere Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuştur.” Anılan yasanın 4/2 maddesine göre Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu”…bu kanunda yer alan fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten, piyasa ihtiyaçlarını dikkate alarak serbest olmayan tüketicilere yapılan elektrik satışında uygulanacak fiyatlandırma esaslarını tespit etmekten ve bu fiyatlarda enflasyon nedeniyle ihtiyaç duyulacak ayarlamalara ilişkin formülleri uygulamaktan ve bunların denetlenmesinden ve piyasada bu kanuna uygun şekilde davranılmasını sağlamaktan sorumludur. Davaya konu olan kayıp-kaçak bedeli 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun gecici 9. Maddesinde “Ulusal Tarife adı altında EPDK tarafından belirlenerek uygulanmaktadır. 01/04/2011 tarihinden geçerli olmak üzere uygulanmakta olan bu tarifede EPDK’nun 28/12/2010 tarih ve 29999 sayılı kararı ile belirlenmiştir. 14/03/2013 tarihinde kabul edilen ve 30/03/2013 tarihli ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 6446 nolu Elektrik Piyasası Kanunun, Kanun 17. Maddesinin birinci fıkrasının son cümlesinde “ilgili tüzel kişiler kurul tarafından onaylanan tarifeleri uygulamakla yükümlüdür. ” hükmü yer almaktadır. Kanunun 17. Maddesine yer alan bu hükümler gereğince Enerji piyasası Düzenleme Kurumu tarafından tüm ülkede uygulanmak üzere onaylanan tarife tabloları meri mevzuatın bir parçası(ikincil mevzuat) olarak kabul edilmelidir. Nitekim buna paralel olarak dava tarihinden sonra yürürlüğüe giren 6719 sayılı yasa ile Elektrik Piyasası Kanununda değişiklik yapılmış olup yapılan değişiklik ile EPDK tarafından tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin tarifeye uygun olup olmadığının denetlemekle sınırlandırılmıştır. Başka bir anlatımla mahkemelerce EPDK tarafından belirlenen tarifelerde yer alan kalemlerin hukuka uygun olup olmadığı ve tüketicilerden tahsil edilip edilmeyeceği mahkeme denetiminden çıkarılmış, bunun yerine mahkemelerce sadece tahsil edilen tutarın tarifeye uygun olup olmadığının denetimini yapma yetkisi tanınmıştır. 04/06/2016 tarihinde (davadan sonra) yürürlüğe giren yasanın yürüyen davalara etkisi yine Enerji Piyasası Kanunun Geçici 20. Madde eklenmek suretiyle çözüme kavuşturulmuş olup anılan hükümde; kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş sayaç okuma, PSH, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü dava ve başvuru hakkında 17. Madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiştir. Böylelikle davadan sonra yasal düzenlemenin eldeki davalara da uygulanacağı benimsenmiştir.
6.İş bu davada talep davacıdan tahsil edilen kayıp-kaçak bedellerinin hukuka aykırı olduğu iddiası ile iadesi istemine ilişkindir. Dava dilekçesindeki açıklamalarda davacı vekilinin Kayıp -Kaçak bedelinin tarifeye aykırı hesaplandığı yönünde bir iddia söz konusu değildir. Aksinin kabulü yargılamanın genişletilmesi yasağına aykırı olacaktır. 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunun eklenen Geçici 20. Madde uyarınca devam eden davalara da uygulanması gereken aynı yasanın 17/10 madde hükmü gereği açılan davanın konusuz kalması nedeniyle esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm kurulmuştur.
Yargılama giderleri yönünden mahkememiz dosyası konusuna örnek Yargıtay … Hukuk Dairesinin, Esas No: …, Karar No: … sayılı ilamında özetle; ” Yargılama harç ve giderleri, kural olarak davada haksız çıkan tarafa, eş söyleyişiyle aleyhine hüküm verilen tarafa yükletilir ( HMK M. 326/I) Bu cümleden, davayı kazanan taraf, davayı bir vekil aracılığı ile takip etmişse, haksız çıkan taraf, yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir. ( HMK md. 323/1-ğ)
7.Bir tarafın, dava açıldığı andaki mevzuata veya içtihat durumuna göre davasında veya savunmasında haklı olup da, dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun hükmü veya yeni bir içtihadı birleştirme kararı gereğince davada haksız çıkmış olması halinde, yargılama giderlerine mahkum edilemeyeceği kuşkusuzdur.
8.Burada önemle vurgulanmalıdır ki, bir kimseye diğer tarafın dava giderlerinin yükletilmesinin nedeni, o kimsenin diğer tarafın gider yapmasına haksız olarak sebebiyet vermiş olmasıdır. İşte bu nedenledir ki, dava açıldığı anda haklı durumda bulunan tarafın, yargılama sırasında meydana gelen mevzuat değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden sorumlu tutulması olanaklı değildir. ( YGHK’nun 18.11.2009 günlü ve 1009/18-421 E. 2009/526 K sayılı ilamında da aynı ilkeye yer verilmiştir.
9.Somut olayda; davacı, davanın açıldığı andaki mevzuata ve içtiha durumuna göre dava açmakta haklıdır. Eş söyleyişiyle, davaya konu bedelleri tahsil eden davalı, davanın açılmasına sebebiyet vermiştir. Bu itibarla dava açıldığı tarihte yapılan yasa değişikliği henüz ortada bulunmadığından, dava tarihi itibariyla davacının dava açmakta haklı olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
10.O halde mahkemece, dava açıldıktan sonra hasıl olan yasa değişikliği nedeniyle, davacının dava açmasında haksız sayılamayacağı cihetle, davacı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi ve yapmış olduğu diğer yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerekirken … ” şeklinde hüküm kurulması gerektiği de anlaşılmakla yargılama gideri ve maktu vekalet ücreti davalı üzerine bırakılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90TL maktu karar harcının peşin alınan 51,24TL harçtan mahsubu ile geri kalan 15,34TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davacıya iadesine,
3-6719 sayılı yasanın yürürlük tarihi dikkate alınarak Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00TL maktu vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 339,74,00TL ( 29,20 BH, 51,24TL PH, 4,30TL VSH,255,00TL tebliğ ve posta gideri) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinden ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Başkan