Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/471 E. 2021/902 K. 16.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/471
KARAR NO:2021/902

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:29/04/2016
KARAR TARİHİ:16/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin 2014 yılı içerisinde davalıya yaptığı ticari satışlardan kalan 58.910,85 TL tutarındaki bakiye alacağı ödenmeyince tahsil için …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyasına takibi başlatmak suretiyle icra yoluna başvurduğunu, ancak davalının bu takibe kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının … 41. Noterliği’nin 18/11/2015 tarih ve … yevmiye numarası ile davacıya gönderdiği ihtarnamede itiraz dilekçesinde kabul etmediği ticari ilişkiyi 24/03/2014 tarihinden başlayarak müvekkili davacının davalıya yaptığı satışları, davacının tedarikçi firmaları olduğunu, davacıdan aldığı ürünleri Türkiye’nin en ücra köşesinde yer alan müşterilerine sattığı kabul ve ikrar ettiğini ve bu ürünlerin arızalı olduğnu, bu yüzden geri almak zorunda kaldıklarını, ürünlerdeki gizli ayıp nedeni ile bedellerini ödemeyeceklerini, faturaları da iade ettiklerini haksız ve yersiz olarak beyan ettiklerini, malı satın ve teslim aldıklarını tarihten yaklaşık bir yıl sonra ayıp ihbarında bulunarak fatura ve mal iadesi yapılmasının hukuken kabul edilemez bir durum olduğunu, davalının yaklaşık bir yıl sonra ayıp ihbarı yaparak iade ettiği, faturaları müvekkilinin kabul etmeyerek kendilerine geri iade ettiğini ve itirazlarını da … 5. Noterliği’nin 25/11/2015 tarihli, … yevmiye numaralı, 04/12/2015 tarihinde tebliğ edilen cevabı ihtarname ile bildirdiklerini beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davalı tarafından yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin 24/03/2014 tarihinden itibaren davalı ile çalışmaya başladığını, 05/03/2015 tarihine kadar da ürün almaya devam ettiğini, 05/03/2015 tarihinden itibaren … Ltd. Şti’den alınarak satışı gerçekleştiren sensör grubu ürünlerde arıza sebebiyle şikayet alınmaya başlandığını, bu arızalardan emin olmak adına müvekkili tarafından test makinesi yapılarak arızanın varlığının tescillendiğini, müvekkilinin ürünlerde meydana gelen arızaları öğrenir öğrenmez … Ltd. Şti’nin iyiniyete aykırı olarak arızayı kabul etmeyip, müvekkil şirketin yapmış olduğu test makinesinin kalibrasyonunu bağımsız ve onaylı bir kuruluşa yaptırarak, bunu da balgelendirdiğini ve kalibrasyon yenilendikten sonra müşir ürünler yeniden incelenerek, arızanın kabul edilebilir sınırın üstünde olduğunun tespit edildiğini, bu hususun ayıplı ürünler üzerinde inceleme yapılması suretiyle tespit edilebilir nitelikte olduğunu, müvekkilinin müşir ürünleri müşterileri vasıtasıyla Türkiye’nin en ücra köşesine kadar toptancı, alt bayi, perakendeci ve son kullanıcıya kadar ulaştırmış ve arızalı olanların iade alımını da yine aynı kanal vasıtasıyla uzun bir süreç, zaman ve para harcayarak gerçekleştirdiğini, müvekkilinin bu denli zaman ve maddi kaybının yanında ciddi bir pazar ve prestij kaybı yaşadığını, davacının açık ayıp ve ihbar sürelerinden bahsetmiş ise de bu durumu kabul etmelerinin mümkün olmadığını, ürünlerde olağan gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak gizli ayıp olduğunu, bu sebeple ayıbı ihbar süresi TBK madde 231 uyarınca satılanın alıcıya devrinden başlayacak iki yıl geçmekle zamanışımına uğradığını ve satılandaki ayıbın daha sonra ortaya çıksa bile, alıcının satılanın kendisine devrinden başlayarak iki yıl içinde bildirdiği ayıptan doğan def’i hakkının, bu sürenin geçmiş olmasıyla ortadan kalkmayacağını, müvekkilinin iğfal edilmiş olduğundan 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanacağını beyan ederek müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine karar verilerek davacının icra takibini haksız ve kötüniyetli olarak başlattığından, alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 24/04/2017 tarihli ara karar ile dava konusu ayıbın niteliği bakımından tanık dinlenmesine karar verilmiş,
Davalı tanığı … 02/05/2017 tarihli duruşmada “Davalı şirkette satınalma ve Lojistik şefi olarak çalışıyorum, biz davacı şirketten müşir denilen, hararet müşiri, geri vites müşiri vs. almaktadır, firma ile 2014 – 2015 yılında çalışmaya başladık, sorun yoktu, sonra satın aldığımız ürünlerle ilgili müşterilerden şikayetler gelmeye başladı, satın alınan malların işlevini tam yerine getirmediği yönünde şikayetler aldık, teknik olarak tam bilemiycem, ben satınlamadan sorumluyum, satınalmadan sonra teknik hizmetlerden sorumlu diğer tanık teknik aksamla ilgili bilgi verebilecektir, müşir bir yedek parça olup, araçtan ayrı satılır, tamirciler montajını yapar, sattığımız müşirler bayilerden kendi alt bayilerine ve sanayi sitelerine yayılırlar, ayıp ihbarı aldığımız yönünde müşterilerimizle yaptığımız yazışmalar mevcuttur, ayıp ihbarı ile birlikte sattığımız ürünlerde tarafımıza iade oldu, halen daha şikayetler sürmektedir, ürünleri fatura ile davacı şirkete iade etmiştik ancak kabul etmediler, Türkiyeden malların geri toplanması uzun sürmektedir, şikayet eden her müşteriden mallar toplanarak silsile halinde mallar iade ediliyor, biz ürünleri davacı şirketten alıp, stoklarımıza ekleyip talep gelince satış yapıyoruz, ürünler bir ayda bekleyebilir bir yılda bekliyebilir, biz tarafımıza iade edilen ürünleri fatura karşılığında geri almıştık aynı faturayla davacıya iade etmeye çalıştık ancak iade almadılar, ürünlerimiz ayıplı çıktığı için ürünlerde yılda 1.500.000 – 2.000. 000 TL satarken, şuan ürünleri aldığımız şirketi değiştirip farklı bir şirketten kusursuz ürünler almamıza rağmen satışımız oldukça düşmüştür, eski düzeyde değildir, yaklaşık 300.000 – 500.000 TL’ye düşmüştür” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı … … 02/05/2017 tarihli duruşmada”Ben davalı şirkette satış sonrası hizmetler bölümünde çalışıyorum, 2012 yılının Nisan ayından beri orda çalışmaktayım, davacı şirketten müşir aldık, araçlardaki su, fren ve diğer sistemlerin çalışmasını sağlamak için sinyal veren yedek parçalardır, ilk aldığımız ürünlerde sorun yoktu, belli bir süre sonra aldığımız ürünlerden piyasadan bize ürünlerin çalışmadığı yönünde iade talepleri oldu, iade aldığımız ürünleri fatura karşılığında müşterilerimizden topladık, iade gelen ürünlerin arzalı olup olmadığını tespit etmek için test cihazı yaptık, test cihazımızda ürünleri test ettiğimizde iade oranının dışında arzalı ürünler olduğunu tespit ettik, davacı firma ile irtibata geçtik, ürünlerde %5’in üzerindeki bir oranda arza çıktığını söyledik, davacı firma yetkilisinin önünde test yapıldı, sonra bize sizin kalibrasyonunuz doğru değildir diye yanıt verdiler, ayıplı ürünleri bizden almadılar, bizde Makine Mühendisleri Odasının atama yaptığı bağımsız bir kuruluştan kalibrasyon belgesi aldık, belgeyi aldıktan sonra tekrar test yaptık, davacı firma yetkilisini de çağırdık, testlerde yine aynı oranda ayıplı mal çıktı, en basitinden müşir harareti gösteriyorsa fanı çalıştırır, hararet göstergesini çalıştırır, yağlama sisteminin çalışıp çalışmadığını, fren sistemlerinin çalışıp çalışmadığını müşirle gösterir, bunların her biri ayrı bir müşirdir, satın aldıktan sonra 2, 3 ay depoda bekleyebilir, bize gelen talebe göre satış yapıyoruz, biz bu ürünleri toptancılara satıyoruz, toptancılar, yedek parçacılara satıyoru, ordanda parekende satışa sunuluyor bu nedenle ayıp ihbarları ürünleri aldıktan çok sonra geldi, ürünleri toplamamızda uzunca zaman aldı, bütün ürünlerde problem çıktığı içi Türkiye geneli satış grafiğimiz %90 aşağı düştü, ürünlerin görsel olarak arzası var yada yoktur diye ayırt etme imkanı yoktur, araç üzerinde yada testte anlaşılır.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Mahkememizce 02/05/2017 tarihli celsede … Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak, davalı … Oto. Paz. Deposunda inceleme yapılarak davaya konu ürünlerin ayıplı üretim imalı olup olmadığının tespit edilerek bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş,
31/07/2018 tarihli talimat bilirkişi raporunda;Davacı … Tic. Ltd. Şti. ile davalı …Ş. arasında alım satımı yapılan müşirler ile ilgili olarak … kodlu 82-68°C fan müşirinin yapılan testler sonucu 20 adetinden 3 adetinin işlevini yerine getirdiği, … kodlu 92-87°C fan müşirinin yapılan testler sonucu 20 adetinden 2 adetinin işlevini yerine getirdiği, kalan müşirlerin açılması gereken sıcaklıklarda açılmayarak görevlerini yapmadığına, üretici firmanın ürünlerinin yapılan testler dikkate alındığında büyük bir kısmının ayıplı ürün olduğuna, söz konusu ürünlerdeki ayıbın ürünlerin testleri yapılmadan anlaşılmasının mümkün olmadığı görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 29/11/2018 tarihli ara karar ile dosyanın ticaret hukukçusuna verilerek dosya kapsamında rapor aldırılmasına karar verilmiş,
20/05/2020 tarihli ticaret hukukçusu tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda; Davacının taleplerinin yerinde olup olmadığı hususunun, satım sözleşmesine konu emtianın ayıplı olup olmadığı ile davalı tarafından gözden geçirme ve bildirim yükümlülüğünün gereği gibi yerine getirilip getirilmediğinin tespitine bağlı bulunduğu, dosyada mevcut bilirkişi makine mühendisi Ulaş Doğrukartal tarafından hazırlanan 31.07.2018 tarihli rapora göre, satım konusu emtianın ayıplı olduğu ve ayıpların gizli ayıp olup olağan bir gözden geçirme ile anlaşılmalarının mümkiin olmadığı; Tarafların her ikisi de tüzel kişi tacir olduğu, tacirler arası ticari satış söz konusu olduğu, buna göre gizli ayıp halinde TTK m. 23/1.c atfıyla TBK m. 223/2 uygulanacağı, gizli ayıbın bulunduğu anlaşılırsa alıcının bu durumu satıcıya hemen bildirmesi gerektiği,ayıp İhbarının herhangi bir şekle tabi olmadığı; Davalının ayıp ihbarlarını süresinde yapıp yapmadığının tespiti gerekliği; Davalı firmanın müşirleri herhangi bir üretim vb. faaliyette kullanmayıp pazara sattığı, bu sebeple, davalının satın aldığı ürünleri pazara satmadan Önce test etmesinin Beklenemeyeceği; Ancak davalının test ve tespit işlemlerini makul bîr sürede icra etmesi vc ayıpları buna göre derhal bildirmesi gerektiği, makul sürenin tespitinde ürünlerin teslim alındığı tarih, İadelerin sayıca fazla olması durumunda iade alınan ürünlerin biriktirilip birlikte teste tabi tutulması gibi hususların göz önünde bulundurulması gerektiği; Davalı her ne kadar sattığı müşirlere ilişkin kendisine 05.03.2015 tarihinden itibaren şikayetler geldiğini ifade etmiş olsa da dosyada yer alan şirket İçi e-posta yazışmalarından; … Otomotiv adlı firmaya satılan ürünlerin 27.02.2015 tarihinde İade alındığı, ancak iade alınan ürünlerin ne zaman teste sokulduğunun dosyadaki deliller dahilinde belirli olmadığı; Dosyadaki e-posta yazışmalarından, davacıya. 01.06.2015 tarihinden önce ayıp ihbarının yapıldığı, davacı İle ayıptı ürünlerin tespiti hususunda anlaşmaya varıldığı ve bunun için gün verildiği; Ancak dosyadaki mevcut bilgi ve belgelerden; hangi cins üründen kaç adedinin hangi tarihte ayıplı olduğu, ayıplı olduğu tespit edilen ürünlere İlişkin ayıp İhbarlarının tam olarak hangi tarihlerde yapıldığı, ayıba ilişkin hakların kullanılıp kullanılmadığı tespit edilemediğinden davalının savunmasının yerinde olup olmadığının değerlendirildiği; Mevcut delil durumuna göre, davalının beyanları ile tanık ifadelerine İtibar edilerek 27.02.2015 tarihinde İade alınmaya başlanan ürünlere ilişkin ayıp İhbarının haziran ayından önce yapıldığı gözetildiğinde, yaklaşık 3 aylık sürenin (2015 Mart ile Haziran arası) ürünlerin toplanıp testlerinin yapılması için makul bir süre olamayacağı ve ayıp ihbarının süresinde olmadığı görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 03/02/2020 tarihli celsede … Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davalı şirkete ait yerde tekrar aynı makine mühendisi bilirkişi … aracılığı ile keşif yapılarak davaya konu; Hararet sensöründen, … kodlu geri vites sensöründen, … ve … kodlu yağ müşirinden, … kodlu hareket sensöründen şahit numunesi alınarak yapılacak test ve sonucunda rapor aldırılmasına karar verilmiş,
19/10/2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda; Davacı … Tic. Ltd. Şti. ile davalı …Ş. arasında alım satımı yapılan müşürler ile ilgili olarak; 3130012 kodlu geri vites sensörü, … ve … kodlu yağ müşürlerinin keşif mahalinde olmadığı ve söz konusu sensör ve müşürlerle ilgili herhangi bir test ve tespit yapılamadığına, … kodlu hararet gösterge sensörünün keşif mahalinde bulunduğuna ancak sensörün her araç için ohm skalası farklı olduğundan ve herhangi bir bir test düzeneği hazırlanmadığından bu sensörlerle ilgili bir tespit yapılamadığına, bu sensörlerden rastgele 10 adet şahit numune seçilerek mahkeme heyetine teslim edildiğine, … kodlu 82- 68°C fan müşürünün (yazlık tip) yapılan testler sonucu 20 adetinden 2 adetinin işlevini yerine getirdiğine, kalan 18 adetinin açılması gereken sıcaklıklarda açılmayarak görevlerini yapmadığına, … kodlu 92-87°C fan müşürünün (kışlık tip) yapılan testler sonucu 20 adetinden 1 adetinin işlevini yerine getirdiği, kalan 19 adetinin açılması gereken sıcaklıklarda açılmayarak görevlerini yapmadığı görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 11/01/2021 tarihli celsede dosyanın SMM bilirkişiye verilerek; davacının dosyaya sunduğu faturalar incelenerek; faturaların içeriğinde yer alan … ve … kodlu fan müşirlerinin bedellerinin ve faturaların içeriğinde yer alan … ve … kodlu fan müşirlerinin bedellerinden faturalarda kalan alacak miktarının tespitinin yapılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş,
09/04/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından paylaşılan kanuni defterlerin davacı lehine ispat kuvvetine sahip olduğu, davalı tarafından paylaşılan kanuni defterlerin e-defter berat süresi olarak belirlenen sürelerden daha ileri irtarihte mali idareye beyan edildiğinden kanuni defterlerin davalı lehine delile olma ve ispat kuvvetine sahip olup olmadığı görüşünün mahkemeye ait olduğu, faturaların içeriğinde yer alan … kodlu fan müşirlerinden Davacı taraf, Davalı tarafa KDV HARİÇ 203.845 -TLTık ve … kodlu fan müşirinden Davacı taraf, Davalı tarafa KDV HARİÇ 203.235.-TL’ltk toplam değerde ürün sattığı, … ve … kodlu fan müşirlerinin 2014 yılı Birim Değerinin 5.- TL + %18 KDV (Toplam: 5,90 TL) olarak faturalarda yer aldığı, Davacı tarafından paylaşılan Cari hesap ekstresindeki Fatura yaşlandırmasındaki Dört adet faturaya göre; Davalının, … fan müşirlerinden kaynaklı Borcu olmayıp, … kodlu fan müşirlerinden kaynaklı Toplam 34,526,80 TL’a Davacı tarafa BORCU olduğu, Davalının, … fan müşirlerinden kaynaklı Toplam 9.793,41 TL, 3130006 fan müşirlerinden kaynaklı Toplam 13,255,18 TL ve 3130021 fan müşirlerinden 34.526,80 TL ve 24.383,76 TL’a olmak üzere Toplam 58.910,85 TL Davacının Davalı taraftan Alacaklı olduğu, Davalının Davacı tarafından davaya konu edilen fan müşirlerinden kaynaklı 13.11.2015 tarihli 5 adet İADE fatura düzenlediği, İade Faturalar toplamının KDV Dahil 68.031,08 TL olduğu, Davalı Muhasebe kayıtlarına göre 13.11,2015 tarih itibari ile Davacıdan 9.120,23 TL’a ALACAKLI olduğu, Davalının düzenlediği İADE Faturaların Davacı tarafa teslimine ait herhangi bir evrak paylaşamadığı, (Faturalar Davacı tarafından teslim alınmaması durumunda uygulanması gereken fatura tebliği ile ilgili süreçlerin yapılmadığı) Davalının 5 adet fatura kapsamında İade etmeyi istediği Ürünlere ait tutanağın … Nak. Hiz, Ltd. Şti.’ne ait … plakalı araç sürücüsü … yetkilisi tarafından düzenlenmiş olduğu, Davacının İade ürünleri teslim almadığı, her iki tarafında 27 Şubat 2015 tarihi itibari ile Cari Hesap Tutarı olan 58.910,85 TL’da Muhasebe kayıtlarına göre MUTABIK oldukları, Mahkeme “Teknik Bilirkişi incelemesine istinaden” Davalı tarafından, Davacıya İade edilemeyen fan müşirlerinden kaç adetinin Davacı tarafa İade edileceğine karar vermesi durumunda (… ve … fan müşirlerinin Birim Maliyet 5 TL + %18 KDV) iade edilecek ürünlerin Davacı tarafa Davalı tarafından iade edilmesi şartı ile İADE sonrası oluşacak bakiye ile taraflardan hangisinin Davaya konu Alacak bakiyesinin daha NET olarak belli denebileceği ve hangi tarafın Alacaklı olacağının belirlenebileceği görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 20/04/2021 tarihli ara karar ile dosyanın mali müşavir bilirkişiye verilmesine ve davacının dosyaya sunduğu faturalar incelenerek; Faturaların içeriğinde yer alan … ve … kodlu fan müşirlerinin bedellerinin ve Faturaların içeriğinde yer alan … ve … kodlu fan müşirlerinin bedellerinden faturalarda kalan alacak miktarının tespit edilerek rapor aldırılmasının istenilmesine rağmen bilirkişinin istenilen hesaplamayı yapmadığı anlaşılmakla dosyanın aynı bilirkişiye tekrar verilerek ek rapor hazırlamasına karar verilmiş,
01/05/2021 tarihli bilirkişi ek rapornuda; … ve … kodlu fan müşirlerinin 2014 yılı Birim Değerinin 5.- TL + %18 KDV (Toplam: 5,90 TL) olarak faturalarda yer aldığı, Davalı tarafından paylaşılan 5 adet İade Faturadaki Bilgilere göre; Davalının, … kodlu fan müşirleri İadesinden kaynaklı Fatura Toplamı KDV dahil 46.775,20 TL, Davalının … kodlu fan müşirleri İadesinden kaynaklı Fatura Toplamı KDV dahil 16.661,60 TL, Davalının İade faturalarında yer alan … ve … kodlu fan müşirlerine ait İade fatura (46.775,20 TL + 16.661,60 TL=) KDV dahil Toplamı: 63.436,80 TL, Kök raporda da belirtildiği üzere “İade ürünler Davacı tarafından teslim alınmamış” olduğu, mevcut rapor özelinde Mahkeme Davalının iade tutarı 63.436,80 TL’yı Davalının Alacağı olarak kabul ederse, Davalı Alacak tutarının Davacının dava tutarı 58.910,85 TL’den düşülmesi durumunda, Davalının (63.436,80 TL – 58.910,85 TL=) 4.525,95 TL alacaklı olacağı görüşünü bildirmiştir.
Bilirkişi akabinde dosyaya bir ek rapor daha sunmuş ve;
18/05/2021 tarihli bilirkişi 2. Ek Raporunda; … ve … kodlu fan müşirlerinin 2014 yılı Birim Değerinin 5.- TL + %18 KDV (Toplam: 5,90 TL) olarak faturalarda yer aldığı, Davalı tarafından paylaşılan 5 adet İade Faturadaki Bilgilere göre; Davalının, … kodlu fan müşirleri İadesinden kaynaklı Fatura Toplamı KDV dahil 46.775,20 TL, Davalının, … kodlu fan müşirleri İadesinden kaynaklı Fatura Toplamı KDV dahil 16.661,60 TL, Davalının İade faturalarında yer alan … ve … kodlu fan müşirlerine ait İade fatura (46.775,20 TL + 16.661,60 TL=) KDV dahil Toplamı: 63.436,80 TL, davalı tarafından 13.11.2015 tarihinde düzenlediği 5 adet iade faturasında yer alan … ve … kodlu fan müşirleri haricindeki dava dışı ürünlere ait tutarın (68.031,08 TL- 63.436,80 TL=) 4.594,28 TL olduğu, kök raporda da belirtildiği üzere “İade ürünlerin Davacı tarafından teslim alınmamış” olduğu, Davalının Yevmiye ve Büyük Defter’e ait 2015 yılı e defter kapanış beyanlarının süresinde yapılmadığı, Süresinden çok sonra yapıldığı, Mevcut rapor özelinde Mahkeme Davalının iade tutarı 63.436,80 TL’yı Davalının Alacağı olarak kabul ederse, Davalı Alacak tutarının Davacının dava tutarı 58.910,85 TL’dan düşülmesinden sonra davalının (63.436,80 TL – 58.910,85 TL=) 4.525,95 TL alacaklı olacağı görüşünü bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir.
Taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmamakla birlikte, davalı tarafından müşir ürün alımı yapıldığı ve bu müşir ürünlerin mukim müşterisine gönderildiği sabit olup ihtilafa konu sözleşme 6098 sayılı TBK’nın 470 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesidir. Eser sözleşmesinde ayıba ilişkin hükümler, TBK’nın 474-478. maddeleri arasında iş sahibinin seçimlik hakları sözleşmeden dönme, bedelden indirim yapılmasını isteme veya ayıbın giderilmesini isteme şeklindedir. Eserin iş sahibinin kullanamayacağı derecede ayıplı olması veya hakkaniyet gereği eseri kabul etmesinin iş sahibinden beklenememesi veya eserin sözleşmede açıkça kararlaştırılan nitelikleri taşımaması gibi hallerde iş sahibi eseri kabulden kaçınarak sözleşmeden dönebilir. Eserdeki ayıpların eserin reddini gerektirecek nitelikte önemli olmadığı takdirde ise diğer seçimlik hakların kullanılması gerekir. Ayrıca eserin ayıplı olması halinde, ayıbın varlığını ihbarı şekil koşuluna bağlı olmaksızın tanık dahil her türlü delille ispatlanabilir. (Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 11/07/2017 tarihli 2016/1549 E. 2017/2839 K. sayılı ilamı). Ayıp, işin kusurlu olması veya sözleşmeye aykırılık halidir, eserde olması gereken lüzumlu vasıfların olmaması veya sözleşmede kararlaştırılan vasıfların eksikliğini ifade etmektedir. TBK’nın 474/1. maddesine göre iş sahibinin eserin tesliminden sonra işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde eseri muayene ederek varsa ayıplarını yükleniciye bildirmesi gerekmektedir. TBK’nın 474/1. maddesine göre açık ayıplarda bildirimin “işlerin olağan akışına göre imkan bulur bulmaz” diğer bir ifadeyle işlerin olağan akışına göre geç sayılmayacak bir süre içinde, TBK’nın 477/3. maddesine göre gizli ayıplarda ise gecikmeksizin yani öğrenir öğrenmez yapılması gerekir. Ayıp halinde iş sahibinin hakları TBK’nın 475. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 24/09/2018 tarihli 2017/2037 E. 2018/3366 K. sayılı ilamı; “..Davaya konu olayda dava konusu kumaşların sondaj yolu ile toplam 712 adedinin üzerinde inceleme yapılmıştır. Eser sahibinin muayene ve ihbar yükümlülüğü ile ayıbı ispat yükümlülüğü dikkate alındığında, ürünlerin tamamı üzerinde inceleme yapılması ve ayıplı olanların belirlenmesi gerekmektedir…”
Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 29/03/2018 tarihli 2016/5388 E. 2018/1247 K. sayılı ilamı; “…İhtilâf davacının gerçekleştirdiği imalâtın ayıplı olup olmadığı, ayıbın niteliği ve ayıbın giderim bedeli ile ilgilidir. Dosya kapsamına ve tarafların beyanlarına göre mahkeme gerekçesinde belirtildiği gibi taraflar arasında ayıp bedelinin yarısına katlanılması konusunda bir anlaşma sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından ayıp ihbarının süresinde yapıldığı anlaşılmakta ise de ayıplı olduğu ileri sürülen fason boyama yapılan kumaşların tamamı üzerinde ayıpların niteliği ve onarım bedeli konusunda inceleme yaptırılmadan taraflar arasında mutabakat sağlandığından bahisle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur… Mahkemece yapılacak iş, ayıplı olduğu iddia edilen kumaşların nerede bulunduğu tespit edilerek HMK’nın 281/3. maddesi uyarınca yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişi kurulu ile kumaşların tamamı üzerinde keşif yapılıp kumaşların ayıplı olup olmadığı ve ayıplı ise giderim bedelinin tespiti ve sonucuna göre hüküm kurulması, kumaşların temin edilememesi durumunda ise bu durumda ayıpların niteliği ve onarım bedeli konusunda inceleme yaptırılması imkânı kalmadığından davanın reddine karar verilmesi ayrıca tarafların icra inkâr ve kötüniyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmesinden ibarettir (Emsal Yarg. 15. H.D. 2015/4587 E. 2016/389K. 25.1.2016 T.; Yarg. 15. H.D. 2013/3498 E. 2014/2912 K. 28.4.2014 T.; Yarg. 15. H.D. 2011/90 E. 2011/2933 K. 16.5.2011 T.; Yarg. 15. H.D. 2005/3385 E. 2005/7184 K. 29.12.2005 T.)…”
Yargıtay 15 Hukuk Dairesinin 15/01/2014 tarihli 2013/306 E. 2014/286 K. sayılı ilamı; “…Yüklenicinin, iş sahibine olan borçlarına aykırı olarak imâlini yüklendiği eserin ayıplı olması durumunda, açık ayıplarda Borçlar Kanunu’nun 359., gizli ayıplarda ise 362. maddeler hükümlerine uygun olarak ihbarda bulunduğu takdirde iş sahibi, aynı Kanunun 360. maddesinde tanınan hakları kullanabilir. Ancak, iş sahibinin sözü edilen haklardan hangisini kullanması gerektiğini mahkeme takdir eder. Bu sebeplerle de, ayıplı olduğu savunulan ürünlerin tümü üzerinde uzman bilirkişi ya da bilirkişi kurulu aracılığıyla inceleme yapılması zorunludur…”
Türk Ticaret Kanunu’nun 23/1-c maddesinde “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223. maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.”
Türk Borçlar Kanunu’nun 223/2 maddesinde “Alıcı gözden geçirmeyi ve bildirimde bulunmayı ihmal ederse, satılanı kabul etmiş sayılır. Ancak, satılanda olağan bir gözden geçirmeyle ortaya çıkarılamayacak bir ayıp bulunması hâlinde, bu hüküm uygulanmaz. Bu tür bir ayıbın bulunduğu sonradan anlaşılırsa, hemen satıcıya bildirilmelidir, bildirilmezse satılan bu ayıpla birlikte kabul edilmiş sayılır.” düzenlemeleri uyarınca karşı davacı tarafça gerekli muayene ve denetiminin yapılması grekmektedir.
Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporlarında ayıpların mevcut olduğu ve ayıpların gizli ayıp niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki e-posta yazışmaları, mahkememizce dinlenen tanık beyanları ile, davacı … LTD. ŞTİ’ye 01/06/2015 tarihinden önce ayıp ihbarının yapıldığı ve dosyadaki mevcut delil durumuna göre, davalı …Ş. Tarafından satılan müşirlere ilişkin 27/02/2015 tarihinde iade alınmaya başlanan ürünlere ilişkin ayıp ihbarının yapıldığı, davalı şirkete yapılan ihbar ve iadelere istinaden gerekli incelemeler yapılarak davacı şirkete yapılan bildirimin, ayıp ihbarının makul sürede yapıldığı ve ihbarın süresinde olduğu anlaşılmakla; davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30-TL maktu karar harcının peşin alınan 680,06-TL harçtan mahsubu ile artan 620,76-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.458,41-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan toplam 100,00-TL ( tebliğler ve posta) yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/11/2021

Katip …

Hakim …