Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/429 E. 2020/443 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/429
KARAR NO:2020/443

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:20/04/2016
KARAR TARİHİ:08/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında … marka … plakalı araca ilişkin 29.12.2014 tarihinde aylık 5.500,00 EURO kira bedeli mukabilinde 60 ay süreli Araç Kiralama Sözleşmesi akdedildiğini, ilgili aracın piyasa değeri dava tarihi itibarı ile yaklaşık 750.000,00 TL olduğunu, ayrıca kira sözleşmesi tarihi itibarı ile işbu aracın 60 Ay süreli sözleşme kapsamında emsal kiralama bedellerinin aylık yaklaşık 7.500 EURO ila 15.000 EURO arasında olduğunu, müvekkilinin sözleşme süresince bütün yükümlülüklerini yerine getirmesine rağmen davalının ödemelerini geciktirdiğini ve müvekkilinin zarara uğramasına sebep olduğunu, davalının 2014 ve 2015 yıllarına muaccel olan kira bedellerini ödemediğini, davalının işbu kira bedellerine istinaden teslim ettiği senetlerin karşılıksız çıktığını, buna rağmen müvekkilinin bütün iyi niyeti ile davalıya süre tanındığını ve ilgili aracın muaccel olduğunu ve ödenmemiş alacakları için sözleşmeyi fesih etmediğini, müvekkilinin, hiçbir zorunluluğu bulunmamasına rağmen tamamı ile davalının acze düşmemesi için yardımda bulunduğunu, lehine 18.12.2015 tarih ve … Yevmiye Numarası ile davalıya ait arsa üzerinde ipotek rehni tesis ettiğini ve alacaklarının tahsilinin davalı lehine ertelendiğini, müvekkilinin, şimdiye kadar muaccel olan alacaklarının tahsili için herhangi bir hukuki yola başvurmadığını, davalının sözleşme süreci içerisinde sözleşmenin kurmakta olduğu … Derneğine aktarılmasını talep ettiğini, ilgili sözleşme gereğince sözleşmenin devri mümkün değil iken müvekkilinin yine iyi niyetli davrandığını ve davalının bu talebini kabul ettiğini, müvekkilinin davalının devir talebi üzerine bunun için ayrı bir mesai harcayıp yeni bir sözleşme hazırladığını ve davalıya gönderdiğini, davalının sözleşmenin imzalanması konusunda müvekkilini günlerce oyaladığını, bu süreçte ödemelerini geciktirdiğini ve nihayetinde sözleşmeyi devir etmekten vazgeçip müvekkilini mesai kaybına uğrattığını, davalının ilgili aracın sözleşme bedellerinden kurtulmak için sözleşmeyi yine kurucusu olduğu … Üniversitesi Dekanlığı’na devir etmek istediğini, müvekkilinin davalıya olan güveni dolayısı ile davalının bu teklifini de kabul ettiğini, ancak davalının bu süreçte yeni sözleşme imzalanması konusunda müvekkilini oyaladığını, ödemelerini geciktirdiğini, müvekkilden kaynaklanmayan bir sebepten dolayı yeni sözleşme imzalamaktan vazgeçtiğini ve devamında da sözleşmeyi süresinden önce fesih etmek için birçok yol denediğini, davalının, bu aşamadan sonra müvekkili şirkete aylık araç kira bedellerini vadesi geçtikten sonra ve eksik ödemeye başladığını, müvekkilin bütün sözlü ikazlarına rağmen davalı yükümlülükleri eksik ifa etmeye devam ettiğini, davalının öncelikle sözleşmenin müvekkili tarafından fesih edilmesi için yoğun bir çaba gösterdiğini ancak müvekkilinin sözleşmeyi fesih etmeyince de ilgili aracın kendisinde olmadığını iddia ederek vadesi gelen kira bedellerini ödemeden kaçındığını, müvekkilinin, davalı ile arasında yaptığı sözleşmeyi … Bankasına temlik ettiğini ve bu hususta davalıyı bilgilendirdiğini, davalının kira bedellerini ödememesi ile müvekkilin kredi bedellerini de dolaylı olarak ödenmediğini, … Bankası ile birlikte bu gecikmeyi sistemlerinde gören diğer bankaların da müvekkili şirketin kredi limitlerini sınırladığını, müvekkili çalışanlarının, davalıyı defalarca uyarmasına rağmen davalının yükümlülüklerini gereği gibi yerine getirmeyerek müvekkilinin ticari itibarını da zedelediğini, davalı müvekkilin E Fatura düzenlemesi kapsamında kestiği bütün faturalara karşılık olarak iade fatura düzenlediğini ve müvekkilinin haksız ve kötü niyetli olarak mağdur olmasına sebep olduğunu, davalı haksız neden ile sözleşmeyi fesih ettiğini ve müvekkilini zarara uğrattığını, bu nedenle davalının, ilgili sözleşmeden kaynaklanan edimlerini gereği gibi yerine getirmeyerek sözleşmeyi süresinden önce fesih etmesinden kaynaklanan, müvekkilinin davalı tarafından uyulacağına ve yerine getirileceğine inanarak hareket etmesini ve sonucunda davalının yükümlülüklerini ve vaatlerini yerine getirmemesinden dolayı güveninin, beklentisinin boşa çıkması ile sözleşmenin hükümsüz kalmasından kaynaklanan uğradığı menfi zararlarının, sözleşmenin 6.2 de belirtilen cezai şart ve zarar bedelini, bu sözleşmeye güvenerek başka biriyle sözleşme yapma fırsatını kaçırmasından dolayı uğradığı zararları, ayrıca bu süreç içerisinde araç üzerinde oluşan hasarlara ve kullanıma dayalı değer kaybını, Sözleşmenin yapılmasına ilişkin giderleri, sözleşmenin yerine getirilmesi ve karşılık edanın kabulü için yapılan masrafları, Sözleşmenin yerine getirilmesi dolayısıyla uğranılan zararın tespiti ile davalıdan fesih tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tazmini talep etme zorunluluğunun hasıl olduğunu, bu nedenlerle ve resen dikkate alınacak hususların ışığında; davalının ilgili sözleşmeyi haksız olarak fesih etmesinden kaynaklanan zararlarının tümünün yargılama aşamasında tespit edilmesini müvekkilin uğramış olduğu davalıya ait olumsuz bütün menfi zararlarının, oluşan değer kaybının ve sözleşmede belirtilen cezai şart bedelinin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren işleyecek en yüksek faiz ile birlikte müvekkile ödenmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dilekçesindeki tüm iddia ve anlatımların doğru olmadığını haksız ve dayanaksız olduğunu, hiçbirini kabul etmediklerini, Sözleşmenin feshinin haklı olduğunu, davacının öncelikli ifa yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacının var ise bir menfi zararı bundan kendisinin sorumlu olduğunu, artmasına kendisinin sebep olduğunu, davanın reddini talep etmiştir.
Yargılama aşamasında davacı vekili, 20/08/2020 tarihli dilekçesi ile davadan feragat ettiğini beyan etmiş, davalı vekili de masraf ve vekalet ücreti taleplerinin olmadığını bilidirmiştir. Davacı vekilinin vekaletnamesinde yetki durumu incelendiğinde davadan feragate yetkili olduğu anlaşılmakla, dosyanın feragat nedeniyle REDDİNE karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat nedeni ile REDDİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan alınması gerekli 54,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.561,63TL harcın mahsubu ile artan 2.507,23TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE;
3-Taraflar karşılıklı olarak masraf ve vekalet ücreti talep etmediklerinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4-Gider avansının kullanılmayan kısmının, hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; tarafların yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.08/09/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır