Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/383 E. 2018/409 K. 02.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/383
KARAR NO : 2018/409
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ : 08/04/2016
KARAR TARİHİ : 02/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine yapılan icra takibi neticesinde tebligat yasasının 35.maddesine göre yapılan tebligat ile icra takibinin kesinleştiğini, müvekkilinin icra takibinden haciz esnasında haberdar olduğunu akabinde dava ikame ettiğini, İstanbul…İcra Hukuk Mahkemesinin… E.K. sayılı ve 02.03.2015 kararı ile talebin ret edildiğini, icra takibine konu olan alacağın cebri icra yolu ile ferileri ile birlikte tahsil edildiğini, yapılan ödemeye ihtirazi kayıt konduğunu, davalının müvekkilinden olan alacağının 2.945.12TL olmasına karşın 14.353,16TL tahsil ettiğini, takip dosyasına ferileri ile birlikte 17.482,00 TL ödendiğini, müvekkilinin borcunun 2.945.12 TL olduğunu bu tutarın 20.01.2015 tarihinde 3.700.00TL’ye baliğ olduğunu, dolayısıyla yapılan ödemenin 13.785.22TL olduğunu, bunun belirlenmesi ile istirdadına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, müvekkili ile davacı arasında mevcut olan 01.06.2014 tarihli Danışmanlık ve Hizmet Sözleşmesine istinaden müvekkilinin istihdam edeceği 3 kişilik kadro ile sözleşmenin 3.maddesinde tanımlanan hizmeti vermeyi taahhüt ettiğini, bunun için davacının müvekkiline aylık olarak 2.227.99TL + KDV ödemeyi kabul ettiğini, ödemenin ise fatura tarihinden itibaren 10 iş günü içinde yapılması gerektiğini, müvekkilinin sözleşme ile üslendiği edimini yerine getirdiğini ve 30.06.2014 tarihinde 6.850,09TL ve 31.07.2014 tarihinde 7.148,16TL tutarında fatura düzenleyerek davacıya gönderdiğini, davacının fatura bedellerini ödemediğini, müvekkilinin alacağının tahsili için icra takibi yaptığını, davalının icra dosyasına hiçbir ihtirazi kayıt koymadan borcunu ödediğini, açılan bu davanın hak düşürücü süre geçmesinden sonra açıldığını bundan dolayı reddi gerektiğini, müvekkili tarafından düzenlenen faturalara davacının herhangi bir itirazının bulunmadığını, düzenlenen faturaların KDV’sinin müvekkili tarafından ödendiğini, açılan davanın haksız olduğunu reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3.Mahkememizce verilen ara karar gereğince davacının istirdatı gereken alacağı olup olmadığının tespiti açısından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporunda özetle; incelenen her iki tarafın defterlerinin TTK hükümlerine göre usulüne uygun tutulmuş olduğu, davacı kayıtlarında davalıdan 14.536,88TL davalıdan alacaklı gözüktüğü, davalı kayıtlarında ise icra dosyasından yapılan tahsilatlardan sonra 460.98TL eksik tahsilattan dolayı alacaklı gözüktüğü, davacının kayıtlarında davalı tarafından düzenlenen 7.148,16TL tutarındaki fatura kaydının bulunmadığı, davacı tarafından düzenlenmiş bulunan 3.904,97TL tutarındaki faturanın da davalı kayıtlarında yer almadığı, davacının icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerden sonra icra dosyasına yapmış olduğu ödemelerden ötürü davalıdan 13.785.22TL alacaklı gözüktüğü, davalı kayıtlarında ise 460,98TL alacak gözüktüğü, davacı tarafından düzenlenmiş olan 3.904.97TL ve yine davalı tarafından düzenlenmiş olan 7.148.16TL tutarındaki faturanın karşılıklı tebliğlerinin kanıtlanması gerektiği, ancak bu şekilde çözüme ulaşılacağı kanısına varıldığı bildirilmiştir.
4.Mahkememizce verilen ara karar gereğince gemer BAS formları ve tarafların rapora karşı beyan ve itirazlarının değerlendirilmesi açısından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, ek bilirkişi raporunda özetle; hazırlanan kök raporda davacının incelenen kayıtlarına göre davalıdan 14.536,88TL alacaklı gözüktüğü, Davalının kayıtlarına göre icra dosyasına yapılan davacı ödemelerinden sonra 460,98TL davacıdan alacaklı gözüktüğü, bunun nedeninin davalı tarafından düzenlenen 7.148,16TL tutarındaki faturanın davacı kayıtlarında yer almamasından ve yine davacı tarafından düzenlenen 3.904.97TL tutarındaki faturanın davalı kayıtlarında yer almamasından kaynaklandığının belirtildiği, rapora istinaden davalı vekilince 30.05.2017 tarihinde vermiş olduğu rapora karşı beyan dilekçesinde özetle, müvekkili tarafından düzenlenen faturaları usulüne uygun şekilde davacıya tebliğ ettiğini ve yasal süresi içinde vergi dairesine bildirdiğini, bu konuda BA-BS formlarını sunduğunu, müvekkilinin davacıya hizmet verdiğini ve bu konuda alacaklı bulunduğunu, müvekkilinin davacı ile 01.06.2014 tarihinde bir sözleşme akdettiğini, sözleşmenin 3.nc ü maddesinde belirtilen hizmetlerin 3 kişilik kadro ile davacıya verildiğini, verilen hizmet bedelinin aylık 2.227,99TL + KDV olduğunu, davacıya verilen hizmet bedellerinin toplam tutarının 13.998,25TL olduğunu, ödenmeyince icra takibi yaptığını, davacının aldığı hizmet bedellerini ödemediğini, ödediği bedellerden ötürü alacaklı olamayacağını, müvekkiline ne maksatla fatura düzenlediğinin anlaşılamadığını belirterek rapora itirazda bulunduğu, davalı kayıtlarına göre verilen hizmete karşılık 6.850,09TL tutarındaki fatura davacı tarafından kabul görmüş ve kayıtlarına alınmış ancak davalı tarafından düzenlenen ikinci hizmet faturası olan 7.148,16TL tutarındaki fatura davacı kayıtlarında yer almamıştır. Davalı bu faturadan kaynaklanan alacağı için de hizmet verdiğini ve faturasını usulüne uygun davacıya tebliğ ettiğini bildirmiş ve konu olan fatura için bağlı olduğu vergi dairesine BA-BS formu düzenlediği belirtilmiştir. Davalı şirketin bağlı bulunduğu…Vergi Dairesine 23.11.2017 tarihli ve … nolu yazı ekinde gönderilen BA-BS formlarının incelenmesinden davacı kayıtlarında yer almayan 7.148,16TL tutarındaki faturanın vergi dairesine beyan edildiği BA-BS formunda yer aldığının görüldüğü, davalı vekilince ibraz edilen bu belgeler doğrultusunda konu olan hizmetin verildiği ve düzenlemiş olduğu her iki faturadan kaynaklanan alacağının tahakkuk ettiği bunu da icra yoluyla tahsil ettiği,davacının daha önce incelenen kayıtlarından belirlenen ve davalı kayıtlarında olmayan 3.904,97TL tutarlı fatura davacı tarafından davalı adına düzenlenmiş olup, bu faturadan kaynaklanan alacağını davacı kanıtlaması halinde fatura bedelini talep edebileceği, taraflar arasında mevcut bulunan sözleşmenin 3.ncü maddesinde belirtilen hizmetin davalı tarafından yerine getirilmiş dolayısıyla düzenlemiş olduğu iki adet faturadan ötürü alacaklı olduğu ve bedeli yapılan icra takibi neticesinde davacının icra dosyasına ödemiş olduğu, davalının verdiğini bildirdiği hizmeti BA-BS formları ile kanıtladığı, davacının talep edebileceği tutarın davalı adına düzenlemiş olduğu 3.904,97TL tutarındaki fatura alacağını kanıtlaması ile olacağı kanısına varıldığı bildirilmiştir.
5.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı davalı ile aralarında ticari ilişki olduğu ve bu ilişkiden kaynaklı 2.945,12TL borçlu olmasına rağmen davalı tarafından haklarında İstanbul … İcra Dairesi’nin … Esas sayısı ile 14.353,16TL üzerinden ilamsız takip yapıldığı, icra tebligatlarının TK 35’e göre yapıldığından, icra takibinden itiraz süreleri geçtikten sonra haberdar olduğunu ve icra dosyasına cebri icra baskısı altında 17.482,00TL ödemek zorunda kaldığını iddia ederek fazla ödediği miktarın istirdatını talep etmiştir.
Davamızın konusunun, davacının cebri icra baskısı altında fazla ödediği meblağın istirdatı olduğu açıktır.
Taraflar arasında 01/06/2014 tarihli sözleşme akdedildiği, davalının sözleşmenin 3.maddesinde tanımlanan hizmetleri davacı tarafa verdiği alınan 16/04/2018 tarihli bilirkişi raporuyla tespit edildiği, davacının defterleri, düzenlenen faturada vergi dairesine sunulan BA-BS formlarıyla da davalının taraflar arasındaki sözleşmeden kaynaklı icra takibi yaptığı ve tahsil ettiği anlaşılmakla, davacının istirdat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 235,42TL harçtan mahsubu ile artan 199,52TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE;
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine;
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Başkan …