Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/315 E. 2019/359 K. 28.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/315
KARAR NO : 2019/359

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/03/2016
KARAR TARİHİ: 28/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Davacı şirket olan …Şti. tarafından davalı borçlu …Şti.’ye karşı ilk olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasr ile icra takibi açıldığını, davalı borçlu şirketin itiraz ettiğini, davalı şirketin haksız ve hukuka aykırı olarak borca itiraz ettiğini,Davacının asıl borç ve ferilerine itiraz açısından beyanlarında; davalı borçlu şirketin…Center’da açacağı şubesi İçin davacı şirketle anlaştığını, söz konusu anlaşmaya göre davalı borçlu şirketin megacenter’a açacağı şubenin tabela reklamlarının ve bu şubeye tahsis etmiş olduğu aracının giydirilmesi üzerine anlaşıldığını, taraflar arasında yapılan anlaşma gereği; davacı şirket tarafından davalı borçlu şirkete;1 Adet 435×120 kompozit üzeri pleksi kabartma tabeia 1 Adet … Transit … plakalı araç üzeri cost jolyo (15 metre kare)1 Adet kompozit 700×150 kompozit üzeri harf 3 Adet 7 metre kare dış oephe kolon üzeri kompozit 15 Adet 100×280 vınıl afiş,1 Adet 400×80 vınıl afiş hazırlanıp davalı borçlu şirkete teslim edildiğini, söz konusu hizmet için davacı şirketin 08.09.2015 tarihli ve 013835 seri numaralı faturayı düzenleyip borçlu firmaya gönderdiğini, borçlu şirketin kanunda görülen süreler içinde bu borca İtiraz etmediği gibi hiç bir ödeme de gerçekleştirmediğini, davacı şirketin yetkililerinin davalı borçlu şirketle iletişime geçip ilgili faturanın muhasebe tarafından ticari defterlere işlenip işlenilmediğî bilgisi sorulduğunda ise davalı borçlu şirketin muhasebesi tarafından defterlere işlenildiği bilgisinin verildiğini, bu duruma rağmen borcunu ödemeyen davalı borçlu şirkete davacı şirket tarafından; 04 12.2015 tarihînde ideli taahhütlü mektup yoluyla ihtar çekilmiş olup; bu ihtarın 12.12.2015 tarihinde ihtar davalı şirket görevlisi … tarafından teslim alındığını,Davalı borçlu şirketin bu ihtara da herhangi bir cevap vermemiş olduğunu; tüm bunlara rağmen yapılan icra takibine İse borca, ferilerine ve de yetkiye haksız bir şekilde İtiraz etmiş bulunduğunu, davalı borçlu şirketin var olan borcunu ödememek için elinden geleni yapmaya çalıştığını, takibin uzaması ve de sürüncemede kalması için süz konusu itirazı gerçekleştirdiğini, davalı borçlu şirketin bu itirazının haksiz olup iptal edilmesi gerektiğini, ayrıca kötü niyetli bu itiraz için IİK md. €7 gereği davalı şirketin ekonomik durumu; kazanç durumları göz önüne alınarak %50’den aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilmesi gerektiğini,Davacının yetki itirazı açısından beyanlarında; İcra Hukuku Kanunu madde 50rye göre icra takibinde yetkili icra dairesinin belirlenmesinde Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetki kuralları çerçevesinde kıyas yoluyla belirlenmesi ilkesinin benimsendiğini, HMK madde 14 e göre bir şubenin işleminde doğan davalarda; şubenin bulunduğu yer mahkemesi de yetkilidir dediğini,Davacı şirketin sunmuş olduğu hizmetlerin davalı borçlu şirketin … şubesi için yapılmış hizmetler olduğunu, bu sebeple söz konusu borç için İstanbul İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili olduğunu, kaldı ki bu maddenin olmadığı düşünüldüğünde bile söz konusu borcun para borcu olduğunu, para borçlannın Türk Borçlar Kanunu madde 89‘a güre; para borçlarının ifa yerinin alacaklının yerleşim yerinde ödenecek borçlar olduğunu, HMK madde 10 gereği sözleşmeden olan borçlar için ifa yeri mahkemesinin ve icra dairelerinin de yetkili olduğunu, sözleşme gereği ifa yerinin davacı şirketin merkezinin olduğu yer olduğunu, bu sebeple takibe konu olan borç için İstanbul Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu,Davacının hizmeti sunduğu adresin davalı borçlu şirketin şubesi olduğuna dair ticaret sicil gazetesinde bildirimin mevcut olduğunu; davalı borçlu şirketin bu şubesinin halende ticari faaliyetlerine devam ettiğini, arz ve izah olunan nedenlerle; itirazın İptalini ve takibin devamını, takibin yapıldığı icra dairesinin yetkili olduğuna, haksız ve kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı aleyhine %50’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilmiş olduğunu, yasal süresi içerisinde davaya cevaplarını sunduğunu,Davalının yetki itirazına beyanlarında; öncelikle mahkemece yetkisizlik karan verilmesi gerektiğini, 6100 sayılı HMK’nın 6.maddesine göre; genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanrn açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, aynı Kanunun lO.maddesine göre; sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceğini, 6100 sayılı HMK’nın 14/1 maddesinde ise; bir şubenin işlemlerinden doğan davalarda o şubenin bulunduğu yer mahkemesinin de yetkili olduğu hükmünün getirildiğini, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları gereğince de İşlemlerin şubenin işlemi olduğunun saptanması gerektiğini, ancak davacının sunduğu fatura, ihtar deneğinde İstanbul şubesinin adresi değil Kayseri adresinin var olduğunu, ayrıca Mega Center/İstanbul’da davalı şirket namına hiçbir iş, işlem vs. yapıldığına dair bilgi, belge, delil bulunmadığını, dolayısıyla mahkemenin yetkisine açıkça İtiraz ettiğini, yetkili mahkemenin Kayseri mahkemeleri olduğunu,Davalının davaya cevaplarında; takibe ve davaya konu borcun mesnedinin fatura olduğunu ve davalının söz konusu faturadan doğan bir borcunun bulunmadığını, ayrıca borca mesnet gösterilen faturaya dayalı olarak yasat faiz işletebilmek için faturanın borçluğa tebliğ edilmesinin zorunlu olduğunu, ancak faturanın davalıya tebliğ edilmediğini, İcra takip mesnedi faturanın davalının ticari kayıtlarında da olmadığını, bu sebeplerle asri alacak, işlemiş faiz, işleyecek faiz ve diğer tüm feriler bakımından haksız takibe itirazının yerinde olduğunu, davalı şirketin davacı tarafa borcu olmadığına ilişkin açıklamalarının da aşağıda yer aldığını,Davacı tarafça faturanın davalı şirkete tebliğ edilmediği gibi iadeli taahhütlü mektup yoluyla ihtann da gönderilmediğini, davalı şirketin … adında bir çatışanının da olmadığını (işbu hususun ispatı için …’ya müzekkere yazılmasını talep ettiğini), açıklanan ve Sayın mahkemece re’sen dikkate alınacak nedenler ile; öncelikle yetki İtirazının kabul edilerek dosyanın yetkili Kayseri Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmesini, yetki itirazının kabul edilmemesi halinde ise; davacının haksız ve mesnetsiz iddialara dayanan davacının reddini ve davalı aleyhine %50 kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talebinin reddini, icra takibinde kötü niyetli ve haksız olan davacının İİK 67/2 gereği; %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK 67 mad.dayalı olarak davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davalı taraf, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı takip dosyasında 12.295,60-TL asıl alacak ve 451,74-TL işlemiş faiz olmak üzere 12.747,34-TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 mad.belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, alacağın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Davalı defterleri yönünden talimat yazılarak alınan 28.09.2017 tarihli bilirkişi raporunda “Davalının ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin süresinde yapıldığı, defter kayıtlarının birbirini doğruladığı, defterlerin usulüne uygun tutulduğu ve sahibi lehine delil kudretinin olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı kayıtlarında takip ve davaya konu faturanın ve davacı ile ilgili başkaca kayda rastlanmadığı tespit edilmiştir. Davalı kayıt ve belgeleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde davacının davalıya mal ve hizmet teslimini yaptığına dair kanaat oluşmamıştır. Davalı kayıt ve belgeleri bakımından davalının davacıya bir borcunun olmadığı kanaatine varılmıştır. Tüm bu inceleme, tespit ve kanaatlerimi içerir raporumu Yüce Mahkemenizin takdirinde olduğu ” görüşü bildirilmiştir.
Mahkememizce davacı defterleri üzerinde yaptırılan inceleme sonucunda bilirkişi dosyaya sunduğu 09/11/2017 tarihli raporda ” Davacının incelenen ticari defterlerine göre davalı taraftan 12.295,60 TL. asıl ve 342,59 TL. işlemiş faiz alacağı olmak üzere toplam 12.638,19 TL. alacaklı olduğu, -Alacağa takip tarihinden itibaren %9 ve değişen oranlarda ticari faiz uygulanması gerektiği,Davacı tarafça talep olunan alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminat talebinin yüksek mahkemenin takdirinde olduğu ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava, itirazın iptali davası olup davacı tarafça verilen hizmete ilişkin düzenlenen fatura ödenmediği iddiasıyla takibe konulmuş tahsili istenmiştir. Davalı taraf, davacı ile ticari ilişkisinin bulunmadığını fatura ve ihtarname tebliğ edilmediği ve …’ın kendi şirket çalışanı olmadığını iddia ederek davanın reddini istemişler ise de davacı tarafça verilen hizmetin içeriğinin yazılı olduğu fatura 08/09/2015 tarihli ve 12.295,60 TL bedelli olup 14.09.2015 tarihinde davalı tarafa … yoluyla tebliğ ve teslim edildiği, davalıyı temerrüde düşüren ihtarnamenin PTT yoluyla gönderilecek 12.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği her ne kadar tebliğ olan …’ın şirket çalışanı olmadığı beyan edilmiş ise de dava dilekçesinin de bu şahıs tarafından tebliğ alındığı ve davalı şirketçe davaya cevap verildiği anlaşılmakta olup ihtarnamenin de bu nedenle şirkette çalışana usulüne uygun tebliğinin sağlandığı kanaatine varıldığı, faturaya yasal süresi içinde itiraz edilmeyerek kesinleştiği ve davacının bu fatura ile ilgi Eylül 2015 BS formunu Gelir İdaresi Başkanlığına itiraz ettiği, tüm bu nedenlerle davacının faturadan kaynaklı 12.295,60 TL alacağının mevcut olduğu, takipte her ne kadar 451,74 TL işlemiş faiz talep edilmiş ise de faturanın tebliğinden 30 gün sonrası için faiz hesaplanacağından 342,59-TL faiz talep edilebileceği bu nedenle açılan davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğnudan kabul edilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜNE,
İstanbul …İcra Müdürlüğü …Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın kısmen iptali ile 12.295,60 TL Asıl alacak, 342,59 TL işlemiş faiz olmak üzere 12.638,19 TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi yürütülmek suretiyle devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine,
Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine, davalıdan tahsiline,
2-Alınması gereken 863,31 TL harçtan peşin alınan 209,98 TL nin mahsubu ile eksik kalan 653,33 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 243,48 TL ( 29,20 TL BH, 209,98 PH, 4,30 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 800,00 TL, tebligat gideri 220,00 TL toplam 1.020,00 TL nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 1.011,27 TL nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.725,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davalının yaptığı bilirkişi ücreti 1.600,00 TL, nin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 13,70 TL nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 109,15 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, yatırılan avantan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğnuda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …