Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/307 E. 2018/1036 K. 17.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/219 Esas
KARAR NO : 2018/1105 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 02/03/2016
KARAR TARİHİ: 30/10/2018
Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkil … Şti.’nin (davacı/alacaklı) alanında uzman bir reklam şirketi olduğunu, Müvekkil şirket ile … A.Ş. (davalı/borçlu) arasında 17.09.2015 tarihli Mobil Reklam Sözleşmesi’nin imzalandığını ve bu sözleşme ile müvekkil şirketin 5.508,00-TL + KDV bedel karşılığında mobil pazarlama hizmeti vermesinin kararlaştırıldığını, Müvekkili şirketin, taraflar arasında akdedilen sözleşme hükümlerine uygun olarak kendi edimini yerine getirmiş ve davalı şirkete mobil pazarlama hizmeti vermiş olduğunu, sonrasında verdiği hizmetin karşılığı olarak davalıdan 6.499,44-TL talep ettiğini ve bu tutarı faturalandırdığını, davalının ise, satın aldığı hizmet karşılığında cari hesap ekstresinden de görüleceği üzere hiçbir ödeme yapmadığını, davalının müvekkiline olan 6.499,44-TL bakiye borcunu ödememesi üzerine borcun ödenmesi gerektiği ve aksi halde alacağın tahsili için yasal yollara başvurulacağı hususunda düzenlenen …Noterliği’nin 14.12.2015 tarihli ve… yevmiye numaralı ihtarnamesinin cari hesap ekstresi İle birlikte davalıya gönderildiğini, talep edilen muaccel borcun ihtarnameye rağmen ödenmemesi üzerine ise müvekkil şirketin alacağının tahsili için davalı borçlu aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, ancak icra takibinin, davalının haksız itirazı nedeniyle durduğunu, davalının, itiraz dilekçesinde; alacaklı şirkete muaccel hale gelen herhangi bir borcu bulunmadığını ileri sürerek borç miktarına, faize, faiz oranına ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini, davalının iddialarının aksine, sundukları fatura, cari hesap ekstresi ve sözleşmeden de anlaşılacağı üzere; davalı şirketin davacı müvekkile borçlu olduğu ve borcunu ifade etmediğini, bu durum, tarafların ticari defter, belge ve kayıtlarının incelenmesi sonucunda da ortaya çıkacağım, ayrıca davalının faiz oranına olan itirazının da haksız nitelikte olduğunu, zira alacaklının talep ettiği faiz ticari faiz olup taraflar arasındaki ilişkinin de ticari nitelikte olduğunu, tacir olan davalının faize İtirazının kabul edilebilir olmadığım, bu bakımdan davalının itirazlarının tamamı haksız olup iptal edilmesi gerektiğini, davalının itirazlarının haklı kılacak herhangi bir sebep bulunmadığını ve bu kötü niyetli itirazların davacının alacağına kavuşmasını engellediğini beyan ederek davalının İstanbul … icra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı İtirazın iptali ile takibin devamına, kötü niyetli davalı aleyhine % 20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedİImesine, vekalet ücreti ve dava giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
Dava itirazın iptali davası niteliğindedir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının dosya arasına alındığı, itirazın iptaline ilişkin taraflar arasındaki hukuki ilişki değerlendirilerek, varsa davacı tarafın hak ve alacaklarının belirlenmesi için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
24/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin zamanında yaptırılmış olup, kayıtlarının düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunması nedeniyle kayıtlarının lehine kesin delil vasfının bulunduğu, davalı tarafından açılan davaya cevap verilmediği, davalı taraftan ticari defterlerin yerinde incelenmesi ile ilgili talep olmadığı, tarafımca davalının dava dosyasında mevcut ITO’dan verilen “Firma Sicil Bilgileri” belgesinde yer alan … numaralı telefonundan da davalı tarafa ulaşılamaması sebebi ile davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamamış olup, davalıların ihtilafa düştüğü dava konusu alacak bakiyesinin tespitinde davacı kayıtları ve dosya muhteviyatı belgelerin esas alındığı, davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi 18.01.2016 tarihi itibariyle davacının davalıdan 6.499,44-TL alacaklı olduğu, mahkeme tarafından alacağın varlığının kabulü halinde davacı tarafından takip talebinde 65,44 TL işlemiş faiz talep edilebileceği görüş ve kaanatine varılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde;
Dava, fatura ve cari hesap alacağından kaynaklı itirazın iptali davası niteliğindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20’si oranında 1.299,88-TL icra inkar tazminatının davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 448,45-TL nispi karar harcından peşin alınan 112,12-TL harcın mahsubu ile bakiye 336,33-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 881,12-TL (29,20-TL BVH, 4,30-TL VH, 112,12-TL Peşin Harç, 135,50-TL Tebliğ Gideri, 600,00-TL Bilirkişi Ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.