Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/280 E. 2021/415 K. 20.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/280
KARAR NO:2021/415

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/03/2016
KARAR TARİHİ:20/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında, meyve alım satımından kaynaklanan ticari ilişkinin mevcut olduğunu, işbu ticari ilişki uyarınca, müvekkili tarafından … … Hali … numaralı yazıhanede faaliyette bulunan davalıya, 2015 yılı Mart, Nisan, Mayıs aylannda çeşitli miktar ve cinslerde karışık sebze gönderildiğini, gönderilen malların, … nolu yazıhanede faaliyet gösteren davalı tarafından teslim alındığını ve satılan mallar hakkında müvekkili adına komisyon faturalarının düzenlendiğini, Hal hakem heyeti kararına müstenit faturalara konu malların davalıya teslim edilmesine, gerekli tüm mal bildirimlerinin yapılmasına ve komisyon faturalarının da usulüne uygun şekilde kesilerek müvekkiline ulaştırılmasına rağmen, davalıya gönderilen ve komisyon faturalarında da mevcut, mallann karşılığı olan bedellerin müvekkiline ödenmemesi üzerine müvekkilinin alacağını tahsil amacıyla, … Hal Hakem Heyetine 15.06,2015 tarihinde başvuruda bulunduğunu, İstanbul Hal Hakem Heyetinin yapmış olduğu inceleme neticesinde … Dosya No, 02.11.2015 karar tarihli ve 2015/100 karar numaralı karar ile davalının faturalara karşılık mal bedellerini müvekkiline ödemediğinin tespiti İle bedellerin müvekkiline ödenmesine karar verdiğini, Hal Hakem heyeti karan ile müvekkilinin alacağının tespit edilmesi karşısında davalı borçlu aleyhine …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 07.01.2016 tarihinde, takibin başlatılmış olup; davalı borçlu tarafından takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın haksız ve mesnetsiz olup, iptalinin gerektiğini, tarafların tacir; işin de ticari iş olması nedeniyle yıllık avans faizi taleplerinde de hukuka aykırılık bulunmadığından, icra takip dosyasından işleyen ve işleyecek faiz oranına ilişkin talep ettikleri faiz oranının hukuka uygun olup, davalı borçlunun faiz oranına yönelik itirazının da iptalini talep ettiklerini, Davalı borçlunun dava konusu borca itirazının kötü niyetli ve müvekkilini zarara sokma kastıyla yapıldığından ve söz konusu alacak likit olduğundan, borçlunun borcun tamamının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, davalı borçlunun kötü niyet para cezasına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde özetle; Davacı … tarafından müvekkili … aleyhine açılan takibin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, …’in alacaklı olduğuna dair iddialarının tamamen asılsız ve gerçeklere aykırı olduğunu, müvekkilinin … ile hiçbir ticari ilişkisinin bulunmamakta olup, sözkonusu varlığı iddia edilen faturalardan müvekkilinin haberinin olmadığını ve müvekkilinin düzenlemediğini, bunlan kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini, Müvekkilinin ağır hastalıkları sebebiyle işyerine gelemediği zamanlarda … adlı şahısla sadece işe yardımcı olması anlamında bir ortaklık yaptığını, ancak müvekkilinin kendisine zarar veren ve onayı olmadan davacı ve benzeri kişilerle ismini ve imkanlarını izinsiz kullanarak hukuk dışı işler yapan … ile ortaklık ilişkisinin sona erdirdiğini, Ortaklığın devam ettiği sürede müvekkilinin bilgisi ve onayı olmaksızın, … adlı şahıs ile …’in birlikte ve organize hareket ederek müvekkilinin faturalarını kullandıklarını ve birbirleri ile mal alışverişinde bulunduklarını ve müvekkilinin muvafakati olmadan işyeri evraklarını kullandıklarını, … tarafından manuel olarak tutulan kayıtlarda …’e herhangi bir borç olmadığının anlaşıldığını, müvekkilinin hem … ile bir ilgisi ve alışverişi olmadığı gibi, kabul etmeseler de ortaklık sebebiyle … ile olan …’in ticari ilişkisi göz önüne alındığında da ortada herhangi bir borcun bulunmadığını, bunun cari hesap kayıtlarından da açıkça anlaşıldığını, Yukanda belirtikleri ve dosyaya ibraz etmiş oldukları kayıtlardan, …’e hiçbir borcun bulunmadığını, borçların tamamen ödendiğinin görüldüğünü, kayıtlardan … İle … arasındaki ilişki gereği Sezai Şeref’in ve başka şahısların işin içinde olduğu …’le organize ve bütün olarak hareket ettiklerini, amaçlarının müvekkilinin işyerinin adını ve faturalarını kullanarak haksız menfaat elde etmek olduğunun anlaşıldığını, aslen davacının talebi hakkında Hal Hakem Heyeti’nin karar verme yetkisi bulunmadığını, çünkü davacının müvekkili ile bağlantı kurmadığını, onu tanımadığını, davacının … ile bağlantı kurduğunu, onunla birlikte hareket ettiğini, …’in Hal’de herhangi bir kaydının bulunmadığını, dolayısı ile uyuşmazlığın Hal Hakem Heyeti’nin görev alanına girmediğini, davacının faize ilişkin taleplerinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, öncelikle kabul manasına gelmemek kaydıyla, davacının açtığı takibinde Hal Hakem Heyeti’nin kararına dayandığından, Hal Hakem Heyeti kararında herhangi bir şekilde alacaklı olduğunu iddia eden tarafın faiz talep edebileceğine hükmetmediğini, davacının Hal Hakem Heyeti’ne başvurusu esnasında da faiz talebinde bulunmadığını, bu sebeple takip öncesi ve takip sonrası faiz talebinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ayrıca müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığından ve temerrüde düşmediğinden faiz talep edilmesini kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini, müvekkili ile davacı arasında ticari ilişkinin mevcut olmadığını, davacının gönderdiği malların müvekkili tarafından teslim alınmadığını, dava dilekçesine ekli faturaları kabul etmediklerini, İtiraz ettiklerini, tamamen müvekkilinin iradesi dışında tanzim edildiğini, faturalarda müvekkilinin hiçbirinde imzasının bulunmadığın, faturaları ve bu faturalann kayıtlarını kabul etmediklerini, dolayısıyla müvekkilinin ayrıca para cezasına çarptırılması talebi ile teminatları üzerine tedbir konulmasına dair taleplerin tamamen haksız ve hukuka aykırı olduğunu, bu taleplerinde reddinin gerektiğini, aslen davacının tamamen kötüniyetli olarak talepte bulunduğunu, öncelikle kendisinin Hal Hakem Heyeti’ne 20.000,00 TL’lik ödeme çeki ibraz ettiğini, ancak sorgu aşamasında bu çeki kabul etmediğini, davacının davranışlarındaki bu çelişkinin onun kötüniyetini açıkça gösterdiğini, davacının Hal Hakem Heyeti’ne karşı müvekkilini hiç tanımadığını, iş yaptığı kişiyi tanımadığım, başkalarına güvenerek İş yaptığını beyan ettiğini, müvekkili ile hiçbir bağı olmadan ürün göndermesinin hayatın olağan akışına aykarı olduğunu, bu sebeple müvekkili hakkında Hal Hakem Heyeti’ne şikayette bulunmasının ve müvekkili hakkında icra takibi açmasının haksız ve dayanaksız olduğu gibi, kötüniyetli olduğunu, Hal Hakem Heyeti’nin kararının da hatalı ve yanlış olduğunu, bu sebeple davacının %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini, dayanaksız davanın reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
Dava, İİK 67 …dayalı olup davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında 80.189,01-TL Asıl alacak, 1.476,36-TL işlemiş faiz olmak üzere 81.665,37-TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 …uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 …belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, İstanbul valiliği ticaret il müdürlülüğü cevabi yazısı, … CBS Genel Soruşturma Bürosu … Muhabere sayılı cevabi yazısı, …. Asliye Ceza Mahkemesi’nin… Esas sayılı dosyası, … CBS … Soruşturma sayılı dosyası, … Bankası cevabi yazısı celp edilmiş, alacağının varlığı ve miktarı açısından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 21/02/2018 tarihli raporda ” Mevzuat yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre davacının davalıdan 80.189,01 TL alacaklı olduğu, Sayın Mahkemeniz tarafından alacağın varlığının ve davacının faiz talebinin kabulü halinde davacının davalıdan takip talebinde l.476,36 TL. işlemiş faiz talep edebileceği hususlarını, ” görüşü bildirilmiştir.
Davalının bilirkişi raporuna itirazları ve özellikle çekle ödeme iddiasının değerlendirilmesi için bilirkişi heyetinden ek rapor alınmış, 11/03/2019 tarihli ek raporda “Davalı tarafın talebi ile İlgili olarak Sayın Mahkemenizse tarafimıza verilen görevde irdelenmesi talep edilen çeklerin 4 adet toplam 54.500,00 TL tutarında olduğu, Taraflar arasındaki dava konusu ticari ilişkinin 2015 yılında olmasına rağmen bu inceleme konusu 4 adet çekinde tarihlerinin 2014 yılına ait olduğu, Aynca, 4 adet çekte de son ciroların davalı tarafından yapıldığı, çeklerde davacıya ait isim ve kaşe olmadığı, Dava dosyası içerisinde de mezkûr çeklerin son akıbetinin ödenip ödenmediğinin ödenmiş ise ne zaman kime ödendıği/kim tarafından tahsil edildiği, çeklerde kimin cirolarının olduğuna dair herhangi bir belge ve bilgi olmadığından tarafımızca bir değerlendirme yapılamadığı, Bu durumda mevcut belgelere göre kök raporumuzdaki inceleme ve tespitlerimizi değiştirecek bir hususu bulunmadığı görüşümüzün aynen devam ettiği, sayın Mahkemeniz tarafından gerekli görüldüğü takdirde ilgili bankalardan çeklerin son durumu ve kimler tarafından tahsil edildiği bilgisinin talep edilerek, gelen belgenin tarafımıza tevdii edilmesi halinde tarafımızca yeniden bir değerlendirme yapılabileceği hususunu, ” görüşü bildirilmiştir.
… bankasının 30.01.2016 tarihli çek ile ilgili cevabi yazısı neticesinde sadece SMM bilirkişiden ek rapor alınmış, alınan 02/02/2021 tarihli ek raporda ” B-) Davalı Taraf Beyanında Yer Alan Çekle İlgili İncelemeler; Sayın Mahkemeniz tarafından … Bankası … Şubesi’ne 12.04.2019 tarihinde yazılan müzekkere ile; “…Dava konusu bankanıza ait keşide yeri İstanbul olan 30/01/2016 tarihli … numaralı 20.000 TL bedelli çekin tasdikli suretinin” gönderilmesinin talep edildiği, * İşbu müzekkereye … Bankası A.Ş. Genel Müdürlük tarafından gönderilen 19.04.2019 tarihli …/… saydı cevabi yazıda, aynen; “İlgi yazınızda bahsedilen … nolu çek hesabı … şubemizde …’a ait olup, … nolu çeki; … TİC. LİMİTED ŞİRKETİ tarafından 01/02/2016 tarihinde … şubemize ibraz edilmiş olup. tahsil edilmiştir. Çek fotokopisi ekte tarafınıza sunulmuştur ” denildiği, yazının ekinde … numaralı 20.000,00 TL tutarlı çekin önlü-arkalı fotokopisinin sunulduğu, Bilahare Sayın Mahkemeniz tarafından … … … A.Ş. Genel Müdürlüğüme 28.09.2020 tarihinde yazılan müzekkereye cevaben … … A.Ş. Genel Müdürlük tarafından gönderden 12.10.2020 tarihli …/… sayılı yazısında özetle; İlgi b) yazımız ile araştırmalar tamamlanmış olup ilgi a) yazınızda …’a ait … şubemizdeki … no.lu hesaba bağlı … no.lu çek aslı istenmektedir. … nolu çek aslı ekte tarafınıza sunulmuştur.” şeklinde belirtildiği ve çek aslının sunulduğu, sunulan çek aslının Sayın Mahkemenizin 7701 nolu kasasına almdığı görülmüştür.Sayın Mahkemenizin … nolu kasasında bulunan … Bankası … Şubesinin …-8 hesap numarasına ait 30.01.2016 tarihli 20.000,00 TL. bedelli … numaralı çekin keşidecisi … tarafından hamiline olarak düzenlendiği, çekin arka yüzünde davalı …’in kaşe-imzasımn bulunduğu, daha sonra ciranta olarak dava dışı … imzasının ve dava dışı … Tic. Ltd. Şti.nin kaşe-imzasının olduğu görülmektedir. Çekin üzerinde davacı …’e ait isim, imza veya herhangi bir bilgi bulunmadığı görülmüştür. Davalı tarafından sunulan 2015 yılı ticari defterlerinde bu çekin giriş kaydının olup olmadığı veya ciro edilen dava dışı …’a verişi ile ilgili olarak yapılan incelemelerde mezkûr çekin girişi ve dava dışı şahsa ciro edilişi/verilişi ile İlgili olarak ticari defterlerde herhangi bir kaydm bulunmadığı görülmüştür. ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup icra takibine … Valiliği Ticaret İl Müdürlüğü Hal Hakem Heyeti’nin 2015/100 Karar ve 02.11.2015 tarihli hakem kararı dayanak yapılarak ilam hükmünde olmasına rağmen ilamsız takip başlatılmış ve davalının itiraz etmesi üzerine takip durduğundan davacı tarafça itirazın iptali talep edilmektedir. Davacı taraf Mart-Nisan-Mayıs 2015 tarihlerinde davalıya gönderip teslim ettiği karışık sebze ürünleri ile ilgili olarak 33 adet müstahsil faturası kestiğini ama faturaların bedelinin ödenmediğini, davalı ise adi ortaklık sözleşmesi gereğince ortağı olan … ile davacının anlaşarak kendi aleyhine kötüniyetle hareket ettiklerini, borcun bulunmadığını ve ödendiğini ayrıca hal hakem heyetine sunulan 30.01.2016 tarihli 20.000 TL bedelli çekin de dikkate alınmadığını iddia etmektedirler. Mahkememizce Hal Hakem dosyası da getirtilerek taraf defter-kayıtları, faturalar ve sevk irsaliyeleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda her iki tarafında komisyoncu olduğu, yönetmeliğe uygun olarak malların bildiriminin yapıldığı, davacı tarafın bildirimci olması nedeniyle kendi kullanıcı adı ve şifresi ile sisteme girecek mevzuata uygun bildirimin yapıldığı, mala ait künye bilgilerinin oluşturularak hal kayıt sistemine kaydın yapıldığı, faturaların davalı adına kesildiği, bu faturalarda komisyon tutarlarının da belirtildiği, mala ilişkin sevk irsaliyelerinin sunulduğu, davacı satıcının davalıdan mal bedeli olarak 80.189,01 TL alacaklı olduğu, her ne kadar davalı taraf ortağı olan …’in davacı ile anlaşarak kendi aleyhine hareket ettiğini iddia etmiş ise de adi ortaklık sözleşmesi incelendiğinde her iki ortağında temsil yetkisi olduğu ve 3. Şahıslara karşı müştereken sorumlu oldukları, satım tarihi itibariyle davalının sorumluluğunun bulunduğu, mal bedelinin ödendiği iddiasıyla 4 adet çek ibraz edilmiş ise de gerek Hal Hakem Heyeti kararında gerekse bilirkişi incelemesi sonucunda sabit olduğu üzere çeklerin 2014 yılına ait olup satım tarihi itibariyle ödeme vasıtası olmasının mümkün olmadığı, ayrıca Hal Hakem heyetine sunulan 30.01.2016 tarihli 20.000 TL bedelli çekin … bankası cevabi yazısına göre …’a ait olup çek bedelinin … Tic. Ltd. Şti. Tarafından tahsil edildiği, davacının çek ile ilgili keşideci, ciranta veya hamil gibi bir sıfatının bulunmadığı ve davacı ile bir ilişkisinin saptanamadığı anlaşılmış olup tüm bunlara ilaveten davalının süresinde itiraz imkanı varken Hal Hakem heyeti kararına da itiraz etmemiş olduğu dikkate alındığında davalının bu aşamadaki itirazlarının hükme esas alınmasının mümkün olmadığı, ispatlanan davanın kabulüne karar vermek gerektiği, Hal Hakem heyeti kararı tarihi itibariyle işlemiş faiz talep edilebileceği, davacının talebiyle bağlı olduğu, ayrıca dava konusu likit yani belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
…. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 80.189,01 TL asıl alacak, 1.476,36 TL işlemiş faiz olmak üzere 81.665,37 TL toplam alacağın asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi yürütülmek suretiyle devamına,
Kabul edilen asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.578,56-TL nispi karar harcından peşin alınan 986,32 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.592,24 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 11.416,50 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 3.632,82 TL’nin ( 29,20 TL Başvurma Harcı, 4,30 TL Vekalet Suret Harcı, 986,32 TL Peşin Harç, 413,00 TL tebliğler, 2.200,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.20/05/2021

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …