Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/275 E. 2023/280 K. 25.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/275
KARAR NO : 2023/280

DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 15/03/2016
KARAR TARİHİ : 25/04/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Davacı, … A.Ş, 5015 Sayılı Kanun ve ilgili mevzuat kapsamında Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun tanzim ettiği “Dağıtıcı Lisansı” kapsamında akaryakıt sektöründe faaliyet göstermekte olduğunu, bu faaliyeti çerçevesinde bizzat belirlediği noktalarda, kendi marka ve logosu altında, … standardında kurulacak/kurulu akaryakıt istasyonlarında akaryakıt, LPG ve madeni yağ satış faaliyetini gerçekleştirdiğini, davacı şirketin bu doğrultuda tapuda … ili, … İlçesi, … Mahallesi, 21 L-3Pafta,5192 Ada,19 parselde kayıtlı 4.903,09 m2 ilk taşınmazda kurulması kararlaştırılan akaryakıt istasyonu için davalı eski bayi …Limited Şirketi ünvanlı şirket ile 5 yıl süreli yeni bir bayilik anlaşması akdedilmesine yönelik olarak 20.08.2013 tarihli bayilik protokolü akdettiğini, davalı bayinin 20.06.2013 tarihli satış taahhütnamesi imzalayarak işbu taahhütname ile istasyonda, beher yılda asgari 100 m3 (benzin, motorin türleri ve biyodizel ) satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, bayilik sözleşmesinin davalı bayi tarafından süresinden önce ve haksız olarak tek taraflı fesh edildiğini, öncelikle taraflar arasında akdedilmiş olan bayilik protokolü, bayilik sözleşmesi ve ariyet anlaşması uyarınca davalıya teslim edilmiş olan tüm ariyet ve demirbaşların teminat karşılığında veya teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı yolu ile dava sonuçlarıncaya kadar yediemin sıfatıyla davacı tarafa teslim edilmesini, alacağımızın akamete uğramaması için davalı şirketin cezai şart dahil doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatını taşkil etmek üzere verilen ve 07.04.2016 tarihinde süresi dolacak olan … Bankası … Şubesine ait teminat mektubunun iade edilmemesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalıya teslim edilen ariyet ve demirbaşların aynen ve hasarsız şekilde davacıya iade edilmesini; aynen iade mümkün değilse tespit edilecek olan rayiç değerlerinin şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki kısmının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, ariyet ve demirbaşların fesihten sonra davacıya iade edilmemesi sebebiyle fesih tarihi olan 21.12.2015 den itibaren, 20.06.2013 tarihli ariyet sözleşmesinin cezai şart başlıklı 20.maddesi uyarına gecikilen her gün için 200 USD hesabıyla şimdilik 1.000 USD (bin Amerikan doları)’nın fiili ödeme günündeki Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılığınını işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, Bayilik sözleşmesinin davalı bayi tarafındarı süresinden önce erken feshi sebebiyle bayilik sözleşmesinin 46.maddesi uyarınca fesih tarihinden sözleşmenin normal sona erme tarihi olan 20.06.2018 tarihine kadar olan dönem bakımından davacı aleyhine oluşan kar mahrumiyeti alacağından 170.812,00 TL tutarındaki kısmının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini, yargılama gideri ile vekalet ücretin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Sözleşmelerin içeriğinden de görüleceği üzere, taraflar arasındaki ticari ilişkinin başlangıcında davacı tarafından davalının istasyonuna ve ticari ilişkiye özgü yapılmış nakdi ve/veya ayni hiçbir yatırım bulunmadığını, aradaki ticari ilişkinin mahiyeti, davalının işletmekte olduğu istasyonda davacıya ait akaryakıt ürünlerinin satış ve pazarlamasının yapılarak, bu satışlardan elde edilecek gelirin taraflar arasında mutabık kalınan karlılık oranlarıyla taraflar arasında paylaşılması olduğunu, davacıya ait akaryakıt ürünlerini satışının yapılması için zorunlu olarak istasyona getirilen ve ariyet olarak davalıya teslim edilen bazı ekipmanlardan ve davacıya ait kurumsal kimlik giydirmeleri ile kanunen davacı tarafından kurulması zorunlu bulunan otomasyon sisteminden ibaret olduğunu, bu nedenle davalının işletmekte olduğu istasyonun bulunduğu mahaldeki diğer akaryakıt dağıtım şirketlerinin istasyonlarıyla rekabet edebilme imkanın kalmadığını, satışların arttırılmasının mümkün olamadığını, davacının uyguladığı tek taraflı fiyatlama politikası nedeniyle davalının satışlarını arttırması halinde bile gelirinin artmaması, uğradığı maddi kaybın ise artması gibi ekonomik kurallarına ve ticari hayatın olağan akışına aykırı bir durum ortaya çıktığını, sözleşmenin bu şekilde sürdürülmesi nedeniyle de davalının geliri giderek azalmış ve artık gelir elde edemeyeceğini, her geçen gün uğradığı zararın telafisinin imkansız olacağı bir noktaya gelindiğini, ticari ilişkinin bu nedenle davalı açısından sürdürülmesine imkan olmadığını ve çekilmez bir hal geldiğini, basiretli bir tacir gibi davranmak yükümlülüğü bulunan davalı tarafından aradaki ticari ilişkiye zorunlu olarak haklı nedene istinaden son verilmek zorunluluğunun hasıl olduğunu, davacı tarafın sözleşme ilişkisinin sona erdiği tarihten sonra davalının DBS hesabından tek taraflı olarak tahsile etmiş olduğu tutarlara rağmen, davalının evdi etmiş olduğu 100.000TL tutarlı banka teminat mektubunu da iade etmediğini, davanın reddine karar verilmesini,davacının sözleşmeye ve hukuka aykırı fiil ve tutumu nedeniyle uğradıkları maddi kayıplarla ve manevi tazminata ilişkin talep, dava ve geri alma haklarının saklı tutulamasına, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların;
Taraflar arasında akdedilip fesh edilen bayilik sözleşmesi gereğince demirbaşların teslim edilip edilmediği, varsa bunların davacıya aynen teslim edilip edilemeyeceği, bedellerinin vaktinde teslim olmayan ariyet ve demirbaşlar için cezai şart koşullarının oluşup oluşmadığı, miktarının ne olacağı fesih nedeniyle davacının kar mahrumiyetine uğrayıp uğramadığı, varsa davacının talep edebileceği tazminat miktarının ne olduğu, faizin türü ve başlangıcının ne olduğundan ibaret olduğu görüldü.
DELİLLER;
Enerji Piyasası Denetleme Kurumu’na müzekkere yazılarak davalı …Ltd.Şti bayinin hangi tarih itibarı ile lisans tadil başvurusunda bulunduğu hususunun tespiti celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 23/03/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Ariyet ve demirbaşların davalı yandan aynen iadesine karar verilmesi gerektiğini, bunun mümkün olmadığı durumda ise ariyet ve demirbaşların tespit edilecek rayiç bedellerinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilebileceğini, davacı yan vekili tarafından dava dosyasına sunulan 06.04.2016 tarihli dilekçelerinde ariyet ve demirbaşların KDV hariç ikinci el fiyatlarının toplam 38.810,00 USD olduğunu, davalı yan tarafından ariyet ve demirbaşların davacı yana iade edildiği ile ilgili somut bir belge ve verini dosyada mevcut olmadığı görüldüğünden davalının sözleşmenin fesih edildiği 22.12.2015 tarihinden itibaren ariyet sözleşmesinin 20. Maddesi uyarınca gecikilen her gün için 200,00USD cezai şart ödemesi gerektiğini, sözleşmenin fesih edildiği 22.12.2015 tarihinden dava tarihi olan 15.03.2016 arası cezai şart hesaplaması aşağıdaki gibi olup, dava tarihi itibariyle teslim edilmeyen ariyet ve demirbaşlardan dolayı davacı yanın davalı yandan 16.800,00USD (46.630,96TL) cezai şart alacaklı olduğunu, taraflar arasında akdedilen satış taahhütnamesine göre davalı şirket, davacı şirketten her bir sözleşme yılı kendi içinde değerlendirilmek üzere 1.000m3 beyaz ürün satın almayı, eksik alım yaptığı m3 başına 60 USD cezai şartı davacı şirkete ödemeyi taahhüt etmiş olduğunu, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin olağan bitiş tarihinin 20.06.2018 olup sözleşmenin 22.12.2015 tarihinde fesih edilmesi neticesinde, sözleşmenin 2 yıl 5 ay 28 gün önce sonlandığını, davacı yanın bu sürede 2.500 m3 ürün satışından mahrum kalacağını, 2.500 m3 ürünün 60 USD cezai şart tutarı ile çarpılması sonucu davacı yanın davalı yandan talep edebileceği kar mahrumiyeti tutarının 150.000,00USD (dava tarihi itibariyle 434.205,00TL) olduğunu, davalı …Ltd. Şti. Tarafından, “her türlü; sözleşme, protokol, taahhütname, anlaşma taraflar arasındaki her türlü hukuki ilişkiden kaynaklanan cezai şart da dahil şirketinize karşı her türlü hukuki sebep ve her ne nam altında olursa şirketin ve kefaletten ve garantör sıfatıyla doğmuş doğacak tüm borçların azami 100.00TL’sini garanti ettiğine” dair …Bankası Balıkesir Şubesine ait 05.04.2013 tarihli ve süreli Kesin Teminat Mektubu verildiğini, söz konusu teminat mektubunun süresinin 07.04.2016 tarihine kadar uzatıldığını, diğer davalı …’ın bayilik ve sözleşmesi ve ekleri olan metinlerdeki(protokol, taahhütname, şartname, zeyilname gibi ) ve protokolde yer alan (cezai şart dahil doğmuş ve doğacak tüm borçlar dahil) yükümlülükleri kabul etmiş ve borçlar kanunun 110. Maddesi anlamında üçüncü kişinin fiilini taahhüt garanti anlamında garantör olduğunu, ayrıca … kefalet sözleşmesi imzalamak suretiyle, garantörlük dışında ayrıca müşterek borçlu ve müteselsil kefillik sıfatına sahip olduğunu, kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 25/08/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Ariyet ve demirbaşların bedelleri sözleşmeden kaynaklı olarak 100.000,00 TL bedelle davalı şirket tarafından 05.04.2013 tarihli ve süreli kesin teminat mektubu ile garanti edilmiş olup, 07.04.2016 tarihinde teminat mektup bedeli olan 100.000,00 TL davacı şirketin banka hesabına aktarılmış olup, davacı yanın ariyet ve demirbaşlara ilişkin 2016 yılı itibariyle (212.750,00 TL — 100.000,00-) 112.750,00TL bakiye alacaklı olduğu, keşif tarihi itibariyle davacı yanın bakiye alacağının (123.050,00TL — 100.000,00 TL) 23.050,00 TL olduğu tespit edildiğini, sözleşmenin fesih edildiği 22.12.2015 tarihinden dava tarihi olan 15.03.2016 arası cezai şart hesaplaması raporun 4.5 bölümünde mevcut olup, dava tarihi itibariyle teslim edilmeyen ariyet ve demirbaşlardan dolayı davacı yanın davalı yandan 16.800.00USD(46.630,96TL) cezai şart alacaklı olduğu kanaati edinildiğini, sektörel değerlendirmede davanını bir fiili sebebiyle davalının ticari hayatının çekilemez hale getirildiğine ilişkin bir hususun dosya kapsamında tespit edilemediğini, dolayısıyla davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmelerin tek taraflı olarak feshini gerektiren ya da haklı kılan bir hususun dosya kapsamında bulunamadığı, yargıtay kararları doğrultusunda davacının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul süre 6 ay olarak kabul edilebileceğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin olağan bitiş tarihinin 20.06.2018 olup sözleşmenin 22.12.2015 tarihinde fesih edilmesi neticesinde, sözleşmenin 2 yıl 5 ay 28 gün önce sonladığını, teknik yönden yapılan incelemelerde ise davalının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul süre 6 Ay olarak kabul edildiği belirtildiğinden davacı yanın bu sürede (Yıllık 1.000/12 ay 83,33 m3 x 6 ay=) 499,99 m3 ürün satışından mahrum kalacağı, 499,99 m3 ürünün 60 USD cezai şart tutarı ile çarpılması sonucu davacı yanın davalı yandan talep edebileceği Kar mahrumiyeti tutarının 29.999,40 USD (dava tarihi itibariyle 1 USD 2,8947 x 29.999,40 USD= 86.839,26 TL) olduğu kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 03/05/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
Kök raporda davacı yanın 2013, 2014, 2015, 2016 yıllı ticari defterleri incelememiş olduklarını, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 26.01.2016 tarihi itibariyle cari hesap olarak borç ve alacağının bulunmadığı bakiyenin sıfırı olduğu (0) olduğu tespit edildiğini, İş bu cari hesap içerisinde davalı yanın davacı yana yapmış olduğu 20.01.2016 tarihli 80.182,75 TL ve 150.931,75 TL bedelli toplam 231.114,50 TL tutarlı ödemelerinin kayıtlı olduğu, bu ödemelerin davacı alacağından düşülmüş olduğunu, davacı yan tarafından davalı yana gönderilen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamede de belirtildiği üzere, demirbaş ve ariyetlerin sağlam ve kullanılır şekilde iade edilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen davalı yan tarafından demirbaş ve ariyetlerin teslim edilmediği, Sayın mahkemeniz taraflar arasındaki akdedilen sözleşmenin davalı yan tarafından haksız olarak fesih edilmiş olduğu yönünde karar vermesi durumunda yukarıda belirtilen ariyet ve demirbaşların davalı yandan aynen iadesine karar verilmesi gerektiğini, bunun mümkün olmadığı durumda ise ariyet ve demirbaşların tespit edilecek rayiç bedellerinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilebileceği kanaatine varıldığını, davacı yan vekili tarafından dava dosyasına sunulan 06.04.2016 tarihli dilekçelerinde ariyet ve demirbaşların KDV hariç ikinci el fiyatlarının toplam 38.281,00 USD olduğu belirtildiğini, ariyet ve demirbaşların bedelleri sözteşmeden kaynaklı olarak 100.000,00TL bedelli davalı şirket tarafından 05.04.2013 tarihli ve süreli kesin teminat mektubu ile garanti edilmiş olup, 07.04.2016 tarihinde teminat mektup bedeli olan 100.000,00 TL davacı şirketin banka hesabına aktarılmış olup, davacı yanın ariyet ve demirbaşlara ilişkin bedelini tahsil etmiş olduğunu, taraflar arasında akdedilen Bayilik Protokolü incelendiğinde, bayi satılacak her türlü petrol ürününün fiyatı Alpet tarafından saptanacağı ve uygulanacağı, bayi iş bu sözleşme uyarınca satın aldığı petrol ürünleri bedellerini Alpet tarafından belirlenecek fiyatlar üzerinden yine Alpet’in belirlediği ödemeler koşultarına göre Alpet’e ödeyeceği kararlaştırılmıştır. Taraflar bir araya gelerek ve müzekkere ederek 5 yıllık bayilik ilişkisi kurmuş olup tarafların mutabakatı ile belirlenen koşulların değişmesi veya ağırlaşmasının söz konusu olmayacağını, neticeten; davalının, davacı yana toplamda 231.114,50 TL tutarlı yapmış olduğu ödeme yönündeki ve zarara uğradığı yönündeki itirazları yukarıda ayrıntılı değerlendirilmiş olup, bu doğrultuda kök raporumuzu değiştirecek herhangi bir husus bulunmadığını, davalının Ariyet ve Demirbaş bedellerinin ödenmiş olduğu yönündeki itirazlarının yerinde olduğu, davacı yan tarafından ariyet ve demirbaşlara ilişkin bedelin tahsit etmiş olduğundan davacı yanın iş bu yönde bir alacağının bulunmadığı, kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 15/12/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
Dava dosyasına sunulu 02.03.2020 tarihli Bilirkişi Raporunda ariyet ve demirbaşların rayiç değerinin 2016 yılında 212.750,00 TL, Keşif tarihinde (27.01.2020) ise 123.050,00 TL olduğu belirtildiği, ariyet ve demirbaşların bedelleri sözleşmeden kaynaklı olarak 100.000,00TL bedelle davalı şirket tarafından 05.04.2013 tarihli ve süreli kesin teminat mektubu ile garanti edilmiş olup, 07.04.2016 tarihinde teminat mektup bedeli olan 100.000,00TL davacı şirketin banka hesabına aktarılmış olup, davacı yanın ariyet ve demirbaşlara ilişkin 2016 yılı itibariyle (212.750,00TL- 100.000,00=)112.750,00TL bakiye alacaklı olduğunu, keşif tarihi itibariyle davacı yanın bakiye alacağının(123.050,00TL-100.000,00=) 23.050,00TL olduğu tespit edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin 22.12.2015 tarihinde fesih edilmesi neticesinde, sözleşmenin 2 yıl 5 ay 28 gün önce sonladığı, davacı yanın bu sürede 2.500 m3 ürün satışından mahrum kalacağı, 2.500 m3 ürünün 60 USD cezai şart tutarı ile çarpılması sonucu davacı yanın davalı yandan talep edebileceği Kar mahrumiyeti tutarının 150.000,00 USD (dava tarihi itibariyle 434.205,00 TL) olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını, Sayın Mahkemeniz kar mahrumiyeti tutarının davalıdan tahsil edilmesi gerektiği yönünde karar vermesi durumunda, bu miktarının fahiş olup olmadığını, tarafların ekonomik durumları, özel olarak borçlunun ödeme gücü, alacaklının asıl borcun ifa edilmesi halinde elde edeceği yarar ile cezai şartın ödenmesinin sağlayacağı yarar arasındaki makul adil ölçü, sözleşmeye aykın davranılması yüzünden alacaklının uğradığı zarar, borçlunun kusur derecesi gibi durumlar dikkate alınması gerektiğini, dava dosyası içeriğinde davalı yanın 2018-2019 yılları Mali tabloları sunulu olmadığından Kar Mahrumiyeti tutarının davalının ekonomik yönden mahvına sebebiyet verip vermediğinin tespiti yapılamadığının kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 26/08/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
Davacı ve davalı tarafların 2013, 2014, 2015 ve 2016 yıllarına ait ticari defterlerinin TTK.’nin emrettiği şekilde usulüne uygun tutulduğunu, dava dosyasına sunulu 02.03.2020 tarihli Bilirkişi Raporunda ariyet ve demirbaşların rayiç değerinin 2016 yılında 212.750,00 TL, keşif tarihinde (27.01.2020) ise 123.050,00 TL olduğu belirtildiğini, ariyet ve demirbaşların bedelleri sözleşmeden kaynaklı olarak 100.000,00 TL bedelle davalı şirket tarafından 05.04.2013 tarihli ve süreli kesin teminat mektubu ile garanti edilmiş olup, 07.04.2016 tarihinde teminat mektup bedeli olan 100.000,00 TL davacı şirketin banka hesabına aktarılmış olup, davacı yanın ariyet ve demirbaşlara ilişkin 2016 yılı itibariyle (212.750,00 TL — 100.000,00-) 112.750,00 TL bakiye alacaklı olduğunu, keşif tarihi itibariyle davacı yanın bakiye alacağının (123.050,00 TL— 100.000,00 TL=) 23.050,00 TL olduğu tespit edildiğini, sözleşmenin fesih edildiği 22.12.2015 tarihinden dava tarihi olan 15.03.2016 arası cezai şart hesaplaması raporun 4.5 bölümünde mevcut olup, dava tarihi itibariyle teslim edilmeyen ariyet ve demirbaşlardan dolayı davacı yanın davalı yandan 16.800,00 USD (46.630,96 TL) cezai şart alacaklı olduğu kanaati edinildiğine, sektörel değerlendirmede davacı’nın bir fiili sebebiyle davalı’nın ticari hayatının çekilemez hale getirildiğine ilişkin bir hususun dosya kapsamında tespit edilemediği, dolayısıyla Davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmelerin tek taraflı olarak feshini gerektiren ya da haklı kılan bir hususun dosya kapsamında bulunamadığını, Yargıtay kararları doğrultusunda davacının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul sürenin 6 ay olarak kabul edilebileceğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin olağan bitiş tarihinin 20.06.2018 olup sözleşmenin 22.12.2015 tarihinde fesih edilmesi neticesinde, sözleşmenin 2 yıl 5 ay 28 gün önce sonladığı, teknik yönden yapılan incelemelerde ise davalının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul süre 6 Ay olarak kabul edildiği belirtildiğinden davacı yanın bu sürede (Yıllık 1.000/12 ay 83,33 m3 x 6 ay) 499,99 m3 ürün satışından mahrum kalacağı, 499,99 m3 ürünün 60 USD cezai şart tutarı ile çarpılması sonucu davacı yanın davalı yandan talep edebileceği Kar mahrumiyeti tutarının 29.999,40 USD (dava tarihi itibariyle 1USD 2,8947 x 29.999,40 USD- 86.839,26 TL) olduğunun kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince ek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 07/09/2022 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle;
Davacı yanın 2013, 2014, 2015, 2016 yıllı ticari defterleri incelmemiş olup, davacı yanın incelenen ticari defterlerinde davalı yandan 26.01.2016 tarihi itibariyle cari hesap olarak borç ve alacağının bulunmadığı bakiyenin sıfırı olduğu (0) olduğu tespit edilmiştir. İş bu cari hesap içerisinde davalı yanın davacı yana yapmış olduğu 20.01.2016 tarihli 80.182,75 TL ve 150.931,75 TL bedelli toplam 231.114,50 TL tutarlı ödemelerinin kayıtlı olduğunu, bu ödemelerin davacı alacağından düşülmüş olduğu tespit edildiğini, davalının sözleşme süresi boyunca satmayı taahhüt ettiği malı, sözleşme sona erdiği tarihe kadar satıp satmadığı hususunda yapılan incelemelerde davalı şirketin 20.06.2013—22.12.2015 tarihleri arasında 2.496 m3 ürün alımı yapması gerekirken 6.156m3 ürün alımı yani fazladan 3.660 m3 ürün alımı yapmış olduğu, ancak 23.12.2015 — 20.06.2018 tarihleri arasında 2.936 m3 ürün alımı yapması gerekirken sözleşmenin 25.12.2015 tarihinde fesih edilmesi neticesinde davalı tarafından bu dönemde herhangi bir alımının bulunmadığı görüldüğünü, sektörel değerlendirmede davacı’nın bir fiili sebebiyle davalı’nın ticari hayatının çekilemez hale getirildiğine ilişkin bir hususun dosya kapsamında tespit edilemediği, dolayısıyla davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmelerin tek taraflı olarak feshini gerektiren ya da haklı kılan bir hususun dosya kapsamında bulunamadığı, Yargıtay kararları doğrultusunda davacının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul süre 6 Ay olarak kabul edilebileceğini, taraflar arasında akdedilen sözleşmenin olağan bitiş tarihinin 20.06.2018 olup sözleşmenin 22.12.2015 tarihinde fesih edilmesi neticesinde, sözleşmenin 2 yıl 5 ay 28 gün önce sonladığı, teknik yönden yapılan incelemelerde ise davalının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul süre 6 Ay olarak kabul edildiği belirtildiğinden davacı yanın bu sürede (Yıllık 1.000/12 ay 83,33 m3 x 6 ay-) 499,99 m3 ürün satışından mahrum kalacağını, 499,99 m3 ürünün 60 USD cezai şart tutarı ile çarpılması sonucu davacı yanın davalı yandan talep edebileceği kar mahrumiyeti tutarının 29.999,40 USD (dava tarihi itibariyle 1 USD 2,8947 x 29.999,40 USD- 86.839,26 TL) olduğunun sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre; Dava, Bayiilik sözleşmesinin feshinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Davacı tarafından, tapuda … ili, … İlçesi, … Mahallesi, 21 L-3Pafta,5192 Ada,19 parselde kayıtlı 4.903,09 m2 ilk taşınmazda kurulması kararlaştırılan akaryakıt istasyonu için davalı eski bayi …Ticaret Sanayi Limited Şirketi ünvanlı şirket ile 5 yıl süreli yeni bir bayilik anlaşması akdedilmesine yönelik olarak 20.08.2013 tarihli bayilik protokolü akdettiğini, davalı bayinin 20.06.2013 tarihli satış taahhütnamesi imzalayarak işbu taahhütname ile istasyonda, beher yılda asgari 100 m3 (benzin, motorin türleri ve biyodizel ) satmayı kabul ve taahhüt ettiğini, bayilik sözleşmesinin davalı bayi tarafından süresinden önce ve haksız olarak tek taraflı fesh edildiği iddia edilerek, uğradığı zararın davalıdan tahsili talep edilmiş, davalı ise, davacıdan kaynaklanan sebeplerden dolayı sözleşmenin sürdürülmesi nedeniyle gelirinin giderek azaldığını ve artık gelir elde edemeyeceğini, her geçen gün uğradığı zararın telafisinin imkansız olacağı bir noktaya gelindiğini, ticari ilişkinin bu nedenle davalı açısından sürdürülmesine imkan olmadığını ve çekilmez bir hal geldiğini belirterek, davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında imzalandığı çekişmesiz olan 20/06/2013 tarihli sözleşmenin, davalı tarafından sözleşme süresi dolmadan feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı, davacının, sözleşmenin feshi sebebiyle, davalıdan sözleşme ve taahhütname hükümlerine göre amortisman bedeli ve kar kaybı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında akaryakıt istasyonunda kullanılmak üzere davalı eski bayiye teslim edilecek olan ariyet ve demirbaşlara ilişkin olarak 20.06.2013 tarihli bir ariyet sözleşmesi akdedilmiş ve teslim edilen ariyet ve demirbaşlar belirtilmiştir.
Dava dosyasına sunulu “Ariyet alan tarafından alınan malzeme teçhizat ve menkullerin listesine” göre sözleşmede belirtilen ekipmanların davacı yan tarafından davalı yana teslim edildiği görülmüştür.
Ariyet Sözleşmesinin 14.maddesinde; “Davalı eski bayi ‘her ne sebeple olursa olsun, ariyet olarak verilen tüm malzeme, teçhizat ve diğer tüm menkullerin uğrayabileceği değer eksilmesi ve hasarı, …’e tanzim etmeyi, malzeme ve
teçhizat ve diğer tüm menkullerin tamamen zayi olması veya bir daha kullanılmasına imkan kalmayacak şekilde hasara uğratılması hallerinde bunların rayiç değerlerini, bu değerlere hiçbir suretle itiraz etmemek ve bu değerlerden
aşınma, eksilme ve amortisman paylarının düşülmesi gibi bir talepte bulunmamak şartıyla …’e derhal ödemeyi kabul ve taahhüt etmiştir.”
Ariyet Sözleşmesinin 19. Maddesinde, “Ariyet alanın fesihten sonra tüm ariyetleri sağlam ve kullanıma açık bir şeklide …’e veya …’in göstereceği şahıs veya …’e geri vermeyi, vermediği takdirde …’in istasyona giderek bu malzemeyi söküp almasına şimdiden muvafakat ettiği hususlarını davalı tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir”
Davacı yan vekili tarafından dava dosyasına sunulan 06.04.2016 tarihli dilekçelerinde ariyet ve demirbaşların KDV Hariç ikinci el fiyatlarının toplam 38.081,00 USD olduğu belirtilmiştir.
Davacı şirket tarafından davalı yana düzenlenen … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamenin 5. Maddesinde ariyet ve demirbaşları sağlam ve kullanılır şekilde iade edilmesi gerektiği belirtilmiştir.Ancak dosya incelemelerimizde davalı yan tarafından ariyet ve demirbaşların davacı yana iade edildiği ile ilgili somut bir belge ve verinin mevcut olmadığı anlaşılmıştır.
Gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun olup, taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alınarak hazırlanan ve bu nedenle hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilen bilirkişi raporuna göre; Dava dosyasına sunulu 02.03.2020 tarihli Bilirkişi Raporunda ariyet ve demirbaşların rayiç değerinin 2016 yılında 212.750,00 TL, Keşif tarihinde (27.01.2020) ise 123.050,00 TL olduğu belirtildiği; Ariyet ve demirbaşların bedelleri sözleşmeden kaynaklı olarak 100.000,00 TL bedelle davalı şirket tarafından 05.04.2013 tarihli ve süreli kesin teminat mektubu ile garanti edilmiş olup, 07.04.2016 tarihinde teminat mektup bedeli olan 100.000,00 TL davacı şirketin banka hesabına aktarılmış olup, davacı yanın ariyet ve demirbaşlara ilişkin 2016 yılı itibariyle (212.750,00 TL – 100.000,00=) 112.750,00 TL bakiye alacaklı olduğu, keşif tarihi itibariyle davacı yanın bakiye alacağının (123.050,00 TL – 100.000,00 TL=) 23.050,00 TL olduğu tespit edildiği; Sözleşmenin fesih edildiği 22.12.2015 tarihinden dava tarihi olan 15.03.2016 arası cezai şart hesaplaması raporun 4.5 bölümünde mevcut olup, dava tarihi itibariyle teslim edilmeyen ariyet ve demirbaşlardan dolayı davacı yanın davalı yandan 16.800,00 USD (46.630,96 TL) cezai şart alacaklı olduğu kanaati edinildiği; sektörel değerlendirmede davacı’nın bir fiili sebebiyle davalı’nın ticari hayatının çekilemez hale getirildiğine ilişkin bir hususun dosya kapsamında tespit edilemediği, dolayısıyla Davalı tarafından taraflar arasındaki sözleşmelerin tek taraflı olarak feshini gerektiren ya da haklı kılan bir hususun dosya kapsamında bulunamadığı, Yargıtay kararları doğrultusunda davacının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul süre 6 Ay olarak kabul edilebileceği; Taraflar arasında akdedilen sözleşmenin olağan bitiş tarihinin 20.06.2018 olup sözleşmenin 22.12.2015 tarihinde fesih edilmesi neticesinde, sözleşmenin 2 yıl 5 ay 28 gün önce sonladığı, teknik yönden yapılan incelemelerde ise davalının mahalde yeniden bir bayilik ilişkisi kurabilmesi için geçecek makul süre 6 Ay olarak kabul edildiği belirtildiğinden davacı yanın bu sürede (Yıllık 1.000/12 ay 83,33 m3 x 6 ay=) 499,99 m3 ürün satışından mahrum kalacağı, 499,99 m3 ürünün 60 USD cezai şart tutarı ile çarpılması sonucu davacı yanın davalı yandan talep edebileceği Kar mahrumiyeti tutarının 29.999,40 USD (dava tarihi itibariyle
1 USD 2,8947 x 29.999,40 USD= 86.839,26 TL) olduğu belirtilmiştir.
Yapılan yargılama toplanan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacının davasının kısmen kabulüne, karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
Davacının davasının KISMEN KABULÜNE;
1-23.050,00 TL demirbaş bedelinin 5.000,00 TL sinin dava tarihinden (15/03/2016) 18.050,00 TL sinin ıslah tarihi olan 15/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-16.800,00 USD nin 1.000,00 USD nin dava tarihinden (15/03/2016) 15.800 USD nin ıslah tarihi olan 15/11/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-86.839,26 TL kar mahrumiyeti bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 28.647,03 TL nispi karar harcının, peşin ve ıslah ile alınan 10.176,93 TL harcın mahsubu ile geri kalan 18.470,10 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 61.711,53 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 26.593,41 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Davacı tarafından yapılan dava açılırken yatırılan toplam 10.910,23 TL (29,20 TL BHV, 4,30 TL VSH, 3.051,70 TL peşin harç, 699,80 TL keşif harcı, 7.125,23 TL ıslah harcı) harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 3.109,50 TL (509,50 TL tebliğler ve posta, 2.600,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.210,06 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine bakiye yargılama giderinin davacı üzerine bırakılmasına,
9-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 3.183,10 TL (183,10 TL tebliğler ve posta, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 920,46 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, bakiye yargılama giderinin davalı üzerine bırakılmasına,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/04/2023

Katip …
¸E-İmzalıdır

Hakim …
¸E-İmzalıdır