Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/256 E. 2021/854 K. 03.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/256
KARAR NO:2021/854

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ: 10/03/2016
KARAR TARİHİ: 03/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/10/2010 tarihli satış sözleşmesinde davalının her sözleşme yılında asgari 600 m3 ürün satmayı, taahhüde aykırı davranılması halinde eksik kalan her m3 için 60 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiğini, sözleşme döneminde bu ürün satışını gerçekleştirmediğini, gereken uyarıları yaptıklarını ama yanıt verilmediğini, kendilerine düşen yükümlülükleri ifa ettiklerini, davalının sözleşme ve taahhütlerine aykırı davranması sebebiyle sözleşmeden kaynaklanan cezai şart alacağının tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP; Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın kısmi alacak davası olarak çalışması gerektiğini, HMK madde 6’ya göre davanın davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılması gerektiğini, nedenlerinden usulden reddini, esasen davacı yanın iyiniyetli olmadığını, talep edilen cezai şartın TBK 177-182 maddelerine uymadığını, uyarılara rağmen mal satışına devam ettiğinden davacı yanın davalı tarafa bir güven oluşturduğunu, iş akdi sone erdiğinde toplu olarak ceza şart isteminin hukuka uygun olmadığını, davacı yanın peşin alımlarda uyması gereken kar marjının alıcı lehine 90+10 olması gerekirken uygulanmadığını, davacının davalı yanı mağdur ettiğini, sözleşme süresinin ilk 2 yılı karayollarının akaryakıt istasyonu önünde yol çalışması yaptığını, istasyonunu bu nedenle uzun zaman faaliyet veremediğini, davanın iyiniyet ve hukuka aykırı olarak açıldığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, 27/02/2017 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla talimat yazılarak bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
03/04/2017 tarihli talimat raporunda bilirkişi özetle; 20/10/2010-07/11/2014 tarihleri arasında toplamda 518.396 litre motorin alışı yaptığı, yani davalının sözleşmede taahhüt ettiği tutarın altında mal alışı yaptığı, ceza şart tutarı 125.015 USD olarak hesaplandığı, ancak davacının 112.290 USD talep ettiği, taraflar arasında imzalanan 20/10/2010 tarihli akaryakıt bayilik sözleşmesi ve satış taahhütnamesi şartlarının davalı tarafından ihlal edildiği, dolayısıyla davalının sözleşmede belirtilen cezai şarttan sorumlu olup olmayacağı yönünden hukuki değerlendirmenin mahkememizin takdirinde olduğu, davalı şirkete ait yıllık kurumlar vergisi beyanları incelendiğinde davalı şirketin sürekli zarar ettiği 2012 yılı hariç 2012 yılında çok cüzi miktarda kar ettiği, 2015 yılı sonu itibariyle şirketin özkaynaklar toplamının 270.660,66 TL olduğu, yani özkaynakların tükendiği ve ekside olduğu, tazminatın davalının ekonomik mahvına neden olacağı, davaya konu faturaların ticari defterlere usulüne uygun olarak işlendiği, kayıt altına alındığı, ilgili yıllara ait ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, ticari defterlerinin sahibi lehine kat’i delil olma özelliğine haiz olduğu sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
29/05/2017 tarihli ara karar ile tarafların iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığının ve miktarının tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiştir.
22/08/2017 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Davacının, … A. Ş. ile Davalı … … Ür. Nak. San. ve Tic. Ltd. arasında 2003 yılında başlayan ticari ilişkide satışların hiçbir yılda 600 m3 hedefe ulaşmadığı. asgari satış taahhütnamesinin davacı tarafın ulaşmasının mümkün olmadığının başından bilindiği halde böyle yüksek bir hedef tespit edilmesinin iyi niyetle bağdaştırılamayacağı, olsa olsa kötü bir satış taktiği örneği uygulaması sayılması gerektiği,(Bayilik protokolu madde 3.1.5)yıllık asgari satış 500 m3 iken; ( Tip satış taahhütnamesinin imzalanacağı belirtilmiştir.) aynı tarihteki taahhütnamede 600 m3 olarak imzalatılmış olduğu, Bayilik protokolu madde. 3.2.4 ) peşin alımlarda uyması gereken kar marjının alıcı lehine 90410 olması gerekirken uygulanmadığı; davacı … (…) satış listelerinde iskonto-0 olarak tespit edildiği, davacının, … A. Ş. Davalı … Petrol Ür. Nak. San. ve Tic. Ltd.’dan 2015 yılı itibariyle 468,02 TL alacaklı olduğu, davalı … Petrol Ür. Nak. San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin işlettiği akaryakıt istasyonunun bulunduğu bölgede (… İli Merkez … Köyü 227 sayılı parsel); T.C … 8.Bölge Müdürlüğü 12.04.2016 tarih ve … sayılı yazılarında “2012 ve 2013 yıllarında …Devlet yolu 15.Km bölgesinde …) arası BSK yapılması işi projesi kapsamında yol standartları artırılması ve BSK çalışması yapıldığını teyit ettiğini, ayrıca bölgede terör hareketlerinin ve kaçak petrol ürünlerinin satılabildiği; bunların mücbir sebep halleri sayılabileceği; davacının, … A. Ş. Davalı … …. San. ve Tic. Ltd.’den satış taahhütnamesi gereği (Beher m3—60,- USD hesabıyla : noksan satış yapılan beyaz ürün asgari satış farkının 4 yıl için 1.964,41 m3 –117.864,38 USD karşılığı TL olarak hesaplandığı, davalı şirketin ise böyle bir tazminat ödeyebilecek gücünün olmadığı, tamamen sermayesini eridiği sonuç ve kanaatine varıldığını beyan etmiştir.
05/02/2018 tarihli ara karar ile tarafların talep ve itirazları bilirkişi raporuna karşı beyanları dikkate alınarak akaryakıt, satış bayilik konusunda uzman bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
11/04/2018 tarihli raporunda bilirkişi özetle; Kar paylaşımlı yatırım anlaşmalarında paylaşım oranları sözleşmelerin temelini oluşturduğu, peşin kira bedeli ile sözleşme yapıldığında kira bedelinin ödenmemesi nasıl bir fesih nedeni sayılıyorsa söz verilen kar oranlarının verilmemesinin de aynı şekilde bir fesih sebebi olarak sayılması gerektiği, cezai şart talebinin usul yönünden değerlendirilmesinde Tüm akaryakıt sektörü tarafından çok iyi bir şekilde bilinen Yargıtay içtihatlarına uygun bir işleyişin izlenmediği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmiştir.
18/07/2018 tarihli ara karar ile mahkememizce alınan rapor ve sektör bilirkişi raporu denetime ve hüküm kurmaya elverişli bulunmadığından, borçlar hukuku konusunda uzman bilirkişi, muhasip bilirkişi ve sektör bilirkişisi bulunan heyete tevdi edilerek rapor alınmasına karar verilmiştir.
29/04/2019 tarihli raporunda bilirkişi heyeti özetle; Davanın tarafları arasında 20.10.2010 tarihli itibaren 5 yıl boyunca, 20.10.2015 tarihine kadar, geçerli olmak üzere, akaryakıt ürünleri ve diğer malları bulundurmayı, temin etmeyi ve satmayı, davacı şirketin izni olmaksızın başkaca bir ürün veya mal bulundurmamayı amaçlayan bir bayilik sözleşmesi ve devamı diğer sözleşmeler imzalandığı ve davacı ile davalı arasında yapılan anlaşmalar gereği davalının sözleşme tarihinden feshin tarihine kadar davacı şirketten akaryakıt ürünler aldığı, buna göre davalı bayinin her sene en az 600 m? beyaz ürünü satışını gerçekleştirmesi gerektiği, sözleşme tarihinden fesih tarihine kadar davalı şirket her sene belirlenmiş olan senelik 600 m3’ün altında satış yapıldığının görüldüğü, davacı … davalı şirketler arasında imzalanan 20.10.2010 tarihli Satış Taahhütnamesinde taraflarca taahhüt edilen ve satın alıp satılmayan beher m3 beyaz ürün için 60 USD’nin (Alımış Amerikan dolarının) cezai şart olarak kararlaştırıldığı, taraflar arasındaki ilişkinin başladığı 20.10.2010 tarihinden fesih tarihi olan 07.11.2014’e kadar olan 4 yıllık süre boyunca davalı bayii her sene aşması gereken 600 m3 kotayı aşmadığı, her sene belirlenmiş olan bu minimum sınırın altında beyaz ürün satın aldığı, dava konusu olayda davacı tarafın, davalı bayi ile dört yılı aşkın iş ilişkileri boyunca eksik ürün alımına ilişkin herhangi bir bitdirimde bulunmadığı, herhangi çekince veya bir ihtirazi kayıt koymadığı ve herhangi bir hak talebinde bulunmadığı, davalı bayi için, ürün almaya başlamasından sonra dört yıl boyunca kendisinden bir talepte bulunulmadığı için bir güven oluşturulduğu, davacının fesih sonrası cezai şart talebinde bulunması, oluşturduğu güvene açık bir şekilde aykırılık teşkil ettiğinden davacının bu talebinin, çelişkili davranma yasağını oluşturduğu, bu talebin haksız olduğunun söylenebileceği; eksik ürün alımı nedeniyle cezai şart talebinin yerinde olmadığının söylenebileceği sonuç ve kanaatine varıldığını bildirmişlerdir.
11/03/2020 tarihli ara karar ile tarafların itirazları doğrultusunda rapordaki çelişkilerin giderilmesi amacıyla bilirkişi heyetinden ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
04/09/2020 tarihli ek raporunda bilirkişi heyeti özetle; davacı şirket tarafından tanzim edilmiş olan ve davalı bayiye gönderilen 09.05.2012 tarihli 689 sayılı yazıda davacı şirket, davalı bayiinin kayıtlarının incelenmesi neticesinde asgari satış taahhüdünün gerçekleştirilmediğinin tespit edildiğini, 2012 yılı ile birlikte en kısa sürede taahhütlerini yerine getirmelerini beklediğini ve davalı bayinin satış taahhüdünün ihlali nedeniyle doğan haklarını saklı tuttuğunu belirttiği, ancak bu yazının davalı tarafa iletilip iletilmediğine dair dosyada bir belge veya delile rastlanmadığı, davalı yanın kök raporumuza karşı itirazlarını içeren 11.07.2019 tarihli dilekçesinde de bu yönde bir delil gösterilmediği, davacı şirket ile davalı bayii arasındaki sözleşme ilişkisi, 20.10.2010 tarihinden fesih tarihi olan 07.11.2014 tarihine kadar 4 yılı aşkın bir süre devam ettiği, bu süre boyunca davalı şirket, sözleşmede belirlenmiş olan yıllık 600 m3 beyaz ürün satış kotasının altında kaldığı, davacı şirket, davalıya başkaca uyarı yazıları ve ihtarnameler gönderildiğini belirtmişse de dosyada bu yazı ve ihtarnamelerin davalılara ulaştığına ilişkin bir belge ya da kayda rastlanmadığı, davacı vekili, itiraz dilekçesinde, en azından son döneme ilişkin cezai şartın hesaplanarak karar verilmesi gerektiğini belirttiği ve buna ilişkin Yargıtay kararlarına yer verdiği, davalıda oluşturulduğunu belirttiğimiz “artık cezai şart talep edilmeyeceği” güvenine dayalı olarak kanımızca bu görüş somut olay bakımından yerinde olmadığı, dört yılı aşkın süredir devam eden ilişkide, satış kotasına ulaşılmadığından bahisle herhangi bir cezai şart talebinde bulunmayan davacının, davalıda bu yönde bir güven oluşturduğu söylenebileceği, sözleşmenin, davalı tarafından feshi sonrasında cezai şartın talep edilmesinin, oluşturulan bu güvene aykırılık taşıdığı kanaati hâsıl olduğu, dilekçede yer verilen Yargıtay kararı da dikkate alınarak, son yıla ilişkin cezai şart talebinin kabul edilip edilmeyeceği hususu sayın mahkemenin takdirinde olduğu, sözleşme ekindeki 20.10.2010 tarihli Satış Taahhütnamesi’nde “… beher yılda 600 (altıyüz) m3/yıl..” denildiği için 20.10.2014 ile fesih tarihi olan 07.11.2014 tarihi arası dönem için hesaplama yapılması gerektiği, fesihten önceki son yıla ilişkin cezai şart talebinin kabul edilebileceği görüşünün benimsenmesi halinde ise 21.10.2013-20.10.2014 ile 21.10.2014-07.11.2014 tarihleri arası dönem için hesaplama yapılması gerektiği görüş ve kanaatini bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Dava,taraflar arasında akdedilen akaryakıt bayiilik sözleşmesi süresi içinde, davalı bayiinin ürün alım taahhüdünü yerine getirmediğini iddiasıyla sözleşmede öngörülen cezai şart alacaklarının tahsili istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki ilk sözleşmenin 14/10/2003 tarihli olduğu, son sözleşme 5 yıl süreli olmak üzere 20/10/2010 tarihli Akaryakıt bayiliği sözleşmesi , Bayilik Protokolu, Satış Taahhütnamesi ve Ariyet Sözleşmesi olarak imzalandığı, diğer davalı Veysi Aydın’ın garantör olarak imzaladığı anlaşılmaktadır.
20/10/2010 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesi m. 47,Bayilik Protokolu m. 3.1.5., m. 4, cezai şart belirlendiği, Satış Taahhünamesinde davalı tarafın taahhüt edip satın almadığı beher m3 beyaz ürün için 60 USD tutarında cezai şartı …’e ödeyeceği düzenlenmiştir.
Davalı … Petrol, … Noterliği 07/11/2014 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile maddi krize girdikleri ve istasyonun kapanma durumunda olması nedeniyle Davacı … Ticaret A.Ş ile aralarındaki sözleşmeyi tek taraflı olarak feshettiğini bildirmiştir. İlgili ihtarname davacıya 12/11/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir. 11/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda, Bayilik protokolü m. 3.1.5 e göre yıllık asgari satış 500 metreküp olarak belirlenmesine rağmen, aynı tarihli satış taahhütnamesinde 600 metreküp olarak belirlendiği, Bayilik Protokolü 3.2.4 uyarınca peşin alımlarda uyulması gereken kar marjının 90+10 olması gerekirken uygulanmadığı, … satış listelerinde iskontonun 0 olduğu tespit edilmiştir.
22/08/2017 Tarihli bilirkişi raporunda Davacının ticari defterlerine göre 2015 yılı itibariyle davalıdan 468,02TL alacaklı olduğu, davalı şirketin 5 yıllık Kurumlar Vergisi beyannamelerine göre şirketin öz sermayesinin şirketin zarar etmesi nedeniyle yıldan yıla azaldığı, ortakların şirkete borç verdiği tespit edilmiştir. Satış Taahhütnamesinde düzenlenen yıllık asgari 600 metreküp taraflar arasındaki daha önceki sözleşmelerde bulunmadığı, davalının satışların çok iyi oyduğu 2006-2007 yıllarında dahi davalının beyaz ürün satışında 600 m3e ulaşamadığı, davacı tarafın davalı bayinin bu miktara ulaşamayacaklarını bildikleri halde davalıya imzalatılmasının etik ve dürüstlük kuralına uymadığı , davalı … Petrolün sözleşmenin feshinden başka seçeneği olmadığı kanaatini paylaşmışlardır.Davalı … istasyonunun bulunduğu bölgenin terör hareketlerinin olması, LPGnin ucuzluğu nedeniyle Anadoluda daha çok kullanılması, kaçak petrol temininin mümkün olması gibi çok ciddi nedenlerin satışı azaltan etken olduğu, davalının bayiliğinin bulunduğu güzergahı ve özel şartlarının davacı tarafından dikkate alınmadan sadece davacı lehine bir cezai şart belirlendiği , beyaz ürün asgari satış farkının 4 yıllık süre için 1.964,41m3 karşılığı 117.864,38USD cezai şart hesaplandığı, davalı şirketin bu bedeli ödeme gücünün bulunmadığı nitelendirilmesinde de bulunulmuştur.
2016/2562020 yılı satış protokolü listesi incelendiğinde 20/10/2020 sözleşme başlangıcı itibariyle taahhüdün 116,67 m^3, satılan 27,10 m3 , 2011 yılı için taahhüt 600m3, satılan 183,29, 2012 yılı için taahhüt 600m3, satılan115,13 m3, 2013 yılı için taahhüt 600m3, satılan 140,47, 2014 yılı için taahhüt 600m3, satılan 86,27 m3 olduğu görülmektedir.
Dosya içindeki Karayolları 8. Bölge Müdürlüğü 12/04/2016 tarihli müzekkere cevabında 2012/2013 yıllarında … bilgisi devlet yolu 15. Km bölgesinde çalışma yapıldığı bilgisi verilmiştir.
11/04/2018 tarihli sektör bilirkişisinden aldırılan raporda Davacı tarafından takip eden yılda henüz mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili çekince bildirmediği (fatura veya irsaliyeye bu konuda herhangi bir açıklama konulmadığı) veya bayiye noterden bir ihtarname göndermediği, cezai şart talep edilemeyeceği tespit edilmiştir.
İtirazların değerlendirilmesi nedeniyle yeni oluşturulan heyetten bilirkişi raporu aldırılmasına karar verilmiştir.
Taraflar arasındaki 20/10/2010 tarihli Akaryakıt Bayilik Sözleşmesinin 47. Maddesinde cezai şart düzenlendiği, m. 54 a-2 uyarınca Bayilik Protokolü imzalandığı , buna göre 3.1.5. uyarınca davalının yıllık 500m3 asgari alım taahhüdü altına girdiği, 20/10/2020 tarihli Satış Taahhüdünde davalının …’ten satın alıp satmadığı beher m3 beyaz ürün için 60 USD tutarında cezai şart ödeyeceğinin düzenlendiği görülmüştür.
Davacı tarafından davalıya …. Noterliği 07/04/2014 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamede, taraflar arasındaki ilişkinin asgari 20/10/2015 tarihine kadar devam edeceği ve sözleşmeye konu akaryakıt istasyonunda … markası altınnda asgari 600m3/yıl beyaz ürün satışı yapılacağı inancı olduğu, davalının akaryakıt istasyonunun beklenen şekilde işlemediği bugüne kadar oluşmuş cezai şart tutarının 93.506 USD olduğu, bayilik sözleşmesi süresi sonuna kadar eksik ürün alımını tamamlamamaları halinde sözleşmenin feshedileceği ve fesih tarihine kadar işlemiş cezai şart tutarının tahsil edileceğini belirtmişlerdir. İlgili ihtarnamenin 1. Ve 2. Muhatabın gösterilen adresinin Gölbaşı merkezine ait olmaması , muhatapların ismen tanınmadığı, 20/01/2015 tarihinde iade olduğu görülmektedir.
Davacının 12/01/2015 tarihli 00512 yevmiye nolu iharnamesinde 112.920,00USD cezaii şart borcunu ödemesi ihtar edilmiştir. İlgili ihtarnamenin 1. Ve 2. Muhatabın gösterilen adresinin … … köyüne ait olmaması , muhatapların ismen tanınmadığı, 14/04/2014 tarihinde iade olduğu görülmektedir.
Davacının 09/05/2012 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamesinde davalının asgari satış taahhüdünü gerçekleştiremediğinin tespit edildiği, 2012 yılı ile birlikte en kısa sürede taahhütlerinizi yerine getirmelerini beklendiği ifade edilmiş olup tebliğ belgeleri dosyaya sunulmamıştır. 02/11/2012 tarihli … yevmiye nolu ihtarname ile 01/01/2012 -30/09/2012 arasında 100m3 satış gerçekleştirildiğinin tespit edildiği, satış taahhüdünün ihlali nedeniyle doğmuş doğacak tüm hak ve talepleri saklı tuttuklarını belirtmişlerdir. 1310 yevmiye İlgili ihtarnamenin iadeli taahhütlü mektup olarak gönderildiği, 09/10/2012 tarihinde tebliğ olduğu tespit edilmiştir.

Taraflar arasındaki ilişki incelendiğinde, 20/10/2010 tarihinden davalının tek taraflı fesih tarihi olan 07/11/2014 yılına kadarki süreçte davalı bayinin 600m3 beyaz ürün asgari alım taahhüdüne ulaşamadığı, her sene bu miktarın altında alımlar yapıldığı, davacı tarafça 4 yılı aşan bu süre içerisinde davalı taraftan cezai şart talep etmediği, her sözleşme ilişkisini sonunda herhangi bir çekince veya ihtirazi kayıt koymadığı anlaşılmaktadır.
Usul ve yasaya uygun denetime elverişli olduğu anlaşılan 19/04/2019 tarihli kök ve 08/09/2020 tarihli ek bilirkişi heyet raporuna göre, Davacının ticari defterler üzerinde yapılan incelemelere göre davacının 31/12/2016 tarihi itibariyle 468,02TL cari hesap alacağı olduğu, 20/10/2010 -21/10/2014 yılları arasındaki taahhüt miktarının altındaki satışlara göre eksik satılan (2010 yılı için noksan satış 398m3, 2011 yılı için noksan satış 461m3, 2012 yılı için noksan satış 474m3, 2013 yılı için noksan satış 524m3, 2014 yılı için 12/11/2014 fesih tarihine kadarlık dönem için noksan satış 25m3 ) beher m3 bakımından 112.920,00USD hesaplandığı, davalı şirketin Kurumlar Vergisi Beyanlarına göre 2015 yıl sonu Özkaynaklar toplamının -270.660,66TL olduğu, tazminatın davalının ekonomik mahvına neden olacağı tespit edilmiştir. Sektör bilirkişisinin, davalı ile davacı arasında kâr paylaşımlı yatırım modeline göre anlaşma yapıldığı, davacı tarafından protokolde belirlenen %90 marjın davalıya verilmediği, bayilik protokolüne göre kar paylaşımının yapılmadığı, kar paylaşımının taraflar arasındaki sözleşmenin temelini oluşturduğu, kar paylaşımı yapılmamasının davalı için haklı nedenle fesih sebebi oluşturduğu,Yargıtay uygulamalarına göre cezai şart talep edilemeyeceği görüşü ortaya konulmuştur.
Akaryakıt bayilik sözleşmelerinde yer alan ”yıllık asgari alım taahhüdü” ‘ ne uymama halinde öngörülen ceza koşulu (cezai şart) hükümleri 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 158/11. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 179/11.) maddesindeki ifaya ekli ceza koşulu (cezai şart) niteliğindedir.
Alacaklı iki halde ceza koşulu isteyemez. Eğer alacaklı ceza koşulunu isteme hakkından açıkça vazgeçmişse artık bu yönde talepte bulunamaz. Ayrıca alacaklı, çekince koymadan ifayı kabul etmiş veya sözleşmeden doğan edimlerini ifaya devam etmişse bu takdirde de ceza koşulunu isteyemez. Örneğin; beş yıl süreli bir akaryakıt sözleşmesinde (veya eki taahhütnamede) bayinin yıllık asgari ürün alımı taahhüdü bulunmasına rağmen yıllar itibariyle bu taahhüde uyulmamış ise tedarikçi (sağlayıcı) firmanın B.K’nun 158/11. (TBK 179/11.) maddesi uyarınca hem ifayı hem de ceza koşulunu talep edebilmesi için takip eden yılda henüz bakiye mal vermeden önce ceza koşulu ile ilgili ”çekince (ihtirazi kayıt) ” bildirmesi ya da bu konuda bayiye noterden ihtarname göndermesi gerekir. Çekince için bir şekil şartı getirilmemiştir. Tedarikçi, taahhüde aykırı davranılmış olan yılı takip eden yeni yıldaki ilk fatura ve irsaliyeye koyacağı bir açıklama (şerh) ile bu koşulu yerine getirebilir. Bu şekilde bir çekince (ihtirazi kayıt) konulduktan veya ihtar çekildikten sonra tedarikçi (sağlayıcı) firma mal vermeye (ifaya) devam etse bile önceki yıla ilişkin ceza koşulu alacağını sözleşme zamanaşımı süresi içinde her zaman talep edebilir. Sonraki yıllarda da aynı kural geçerlidir. Yani, her yıl sonunda bir önceki yıla dair ceza koşulunun istenebilmesi, takip eden yılda henüz ifaya başlanmadan önce çekince (ihtirazi kayıt) bildirilmesi veya ihtar çekilmesine bağlıdır. Bunlar yapılmadan müteakip yılın ifası gerçekleşmişse artık bir önceki yıla ait ceza koşulu istenemez. Çekince konmuş veya ihtar çekilmiş olan yıllarla ilgili ceza koşulu istenebilecektir. Yargıtay HGK’nun 20.01.2013 gün 2012/19-670 E. 2013/171 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, sözleşme süresi içinde çekince konmadan uzun süre ifaya devam edilmesi üzerine borçluda ”ceza koşulu istenemeyeceği” ne dair haklı bir güven oluşmuş ise oluşan bu haklı güven ve dürüstlük ilkesi nedeniyle önceki yıla veya yıllara ait ceza koşullarının talep edilemeyeceğinin kabulü gerekir.” şeklindedir ( Bkz. Yargıtay 19 HD, 25.12.2014 tarih, 2014/13097 -2014/18715; 24.12.2015 tarih, 2015/11021 -2015/17584 E.K sayılı ilamları).
Davalı bayiinin 2010-2014 dönemine ilişkin olarak satış taahhüdüne aykırı olarak eksik alım yaptığı sabit olup, bu husus davalı tarafın da kabulündedir. Eksik alım yapılan aylara ilişkin dönemin hitamında, eksik alıma ilişkin ihtirazi kayıt ihtiva eden ihtarnamenin ya da yeni aylık dönem başlangıcında ilk mal alış faturası üzerine geçmiş döneme yönelik eksik alınan ürün miktarından dolayı doğan cezai şartın saklı tutulduğuna ilişkin şerhin bulunmadığı, davacının davalı bayiiye göndermiş olduğu bilgilendirme yazısı ve ihtarname içeriği ihtirazi kayıt olarak görülmemiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere 20/10/2020 sözleşme tarihi ile davalının tek taraflı fesih tarihi olan 07/11/2014 arasındaki dönemde davalının 4 yıllık süre boyunca her yıl için beyaz ürün bakımından 600m3 kotayı sağlayamadığı, davalının feshi öncesindeki yazı ve ihtarnamelerin davalıya tebliğ edilemediği, davacının bu dönem içinde davalıdan cezai şart talep etmediği, davacının her sözleşme ilişkisisinin döneminin veya yılının sonunda herhangi bir çekince veya ihtirazi kayıt koymaksızın eksik ürün alımına rağmen beyaz ürün satışına devam ettiği, ancak davalının 07/11/2014 tarihli tek taraflı feshinden sonra yine davalıya tebliğ edilemeyen …. Noterliği12/01/2015 tarihli … yevmiye nolu ihtarnamede cezai şart talep etmesinin çelişkili davranma yasağını gündeme getirmektedir. Buna göre TMK m. 2 gereğince , herkes haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kuralına uyması gerekmekte olup taraflar arsındaki sözleşme ilişkisi ve süresi düşünüldüğünde, taraflar arasında beyaz ürünün eksik satılmasına rağmen satışın devamı konusunda bir güven oluştuğu, davacının davalının fesih iradesini ortaya koyduğu ihtarnameden sonra cezai şart talebinin çelişkili davranma yasağına tabi olduğu , hukuk düzenince korunamayacağı dolayısıyla taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin cezai şarta ilişkin maddesinin somut uyuşmazlıkta uygulanamayacağı ortada olup davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30-TL maktu karar harcının peşin alınan 502,08-TL harçtan mahsubu ile artan ‭‭442,78‬-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.410,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstinaf Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.03/11/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır