Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/172 E. 2018/101 K. 20.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/172 Esas
KARAR NO : 2018/101 Karar
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 19/02/2016
KARAR TARİHİ : 20/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle: İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E sayılı dosyasında davalı tarafından müvekkil aleyhine 20.06.2014 tanzim tarihli, 31.12.2014 ödeme günlü 40.00,00TL’lik bir adet bono ile ilgili icra takibi başlattığını, bunanla ilgili ödeme emrinin müvekkile tebliğ edildiğini, takip müstenidi bono üzerindeki yan yana atılmış imzaların dosya borçlusu müvekkilin …’a ait olmadığı savı ile İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … E sayılı dosyasında imza itiraznda bulunduklarını, müvekkilinin bonoya dayalı herhangi bir borcunun olmadığını belirterek müvekkilinin bonoya dayalı borcunun olmadığının tespitine, davalı aleyhine 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle: Müvekkili tarafından borçlu …’e 06.08.2013 tarihinde ticari taşıt kredisi kullandırıldığını ve kredinin teminatı olarak borçluya ait … ( traktör) araç üzerine rehin şerhi işlendiğini, kredi ödenmediğinden 13.10.2014 tarihinde hesabın kat edildiğini ve İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takibe başlandığını, takibin kesinleştiğini, davacı …’ın söz konusu kredi ilişkisinde müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatı bulunduğunu, taşıt kredisine konu aracın paraya çevrildiğini, borç tutarını karşılamayacağı açık olduğundan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davaya konu ilamsız takibin açıldığını ve … ile beraber müşterek borçlu, müteselsil kefil …’ın da borçlu olarak gösterildiğini, davacının sözleşmenin tamamında ve ödeme planında imzası bulunduğunu, hatta kefil eş muvafakatnamesinde eşinin imzasının yer aldığını, bu nedenle davacının borçlu olmadığını iddia etmesinin iyi niyetle bağdaşmadığını, takip ekinde dayanak belge olmamasının borcun olmadığı ya da dayanaktan yoksun olduğu anlamına gelmeyeceğini, ancak ödeme emrinin iptaline ilişkin bir sonuç doğurabileceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
GEREKÇE:
Dava; menfi tespit talebine ilişkin olup, davacı vekili tarafından, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasında davacının borcunun bulunmadığının tespiti ile davalı tarafın %20 oranında kötüniyet tazminatına mahkum edilmesi talep edilmiştir.
Davalı ile dava dışı … arasında 06/08/2013 tarihli ticari taşıt kredisi sözleşmesi imzalanmış ve dava dışı … nakit kredi kullanmıştır. Davacı … 80.092,90-TL azami limitli olmak üzere 06/08/2013 tarihli kredi sözleşmesini müteselsil kefil olarak imzalamıştır.
Davalı tarafından Davacının eşi …’ın tarihi olmayan muvafakatname ile kefalet sözleşmesine muvafakatinin alındığı iddia edilmiş, davacı taraf ise muvafakatnamedeki imzanın davacının eşine ait olmadığı iddia edilmiştir.
Dava konusu muvafakatnamedeki imzanın davacının eşinin el ürünü olup olmadığının tespiti bakımından ATK Fizik İhtisas Dairesinden rapor alınmış, 04/01/2018 tarihli raporda muvafakatnamedeki imzanın davacının eşinin eli ürünü olmadığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Türk Borçlar Kanununun “Eşin Rızası” başlıklı 584. Maddesi ile “(1) Eşlerden biri mahkemece verilmiş bir ayrılık kararı olmadıkça veya yasal olarak ayrı yaşama hakkı doğmadıkça, ancak diğerinin yazılı rızasıyla kefil olabilir; bu rızanın sözleşmenin kurulmasından önce ya da en geç kurulması anında verilmiş olması şarttır.
(2)Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumlu olacağı miktarın artmasına veya adi kefaletin müteselsil kefalete dönüşmesine ya da kefil yararına olan güvencelerin önemli ölçüde azalmasına sebep olmayan değişiklikler için eşin rızası gerekmez.
(3)(Ek fıkra: 28/03/2013-6455 S.K./77. md) Ticaret siciline kayıtlı ticari işletmenin sahibi veya ticaret şirketinin ortak ya da yöneticisi tarafından işletme veya şirketle ilgili olarak verilecek kefaletler, mesleki faaliyetleri ile ilgili olarak esnaf ve sanatkârlar siciline kayıtlı esnaf veya sanatkârlar tarafından verilecek kefaletler, 27/12/2006 tarihli ve 5570 sayılı Kamu Sermayeli Bankalar Tarafından Yürütülen Faiz Destekli Kredi Kullandırılmasına Dair Kanun kapsamında kullanılacak kredilerde verilecek kefaletler ile tarım kredi, tarım satış ve esnaf ve sanatkârlar kredi ve kefalet kooperatifleri ile kamu kurum ve kuruluşlarınca kooperatif ortaklarına kullandırılacak kredilerde verilecek kefaletler için eşin rızası aranmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Dosyamızda TBK’nın 584/2 ve 584/3 maddesinin uygulanmasını gerektirecek herhangi bir ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm Bu Husular Değerlendirildiğinde;
Tarihi olmayan muvafakatname altındaki imzanın davacının eşi …’ın eli ürünü olup olmadığının tespiti hususunda ATK Fizik İhtisas Dairesinden alınan 04/01/2018 tarih ve … numaralı raporda, inceleme konusu belge üzerinde atılı bulunan söz konusu imzanın … eli ürünü olmadığı kanaatine varıldığına yönelik görüş bildirildiği, alınan bilirkişi raporunun denetime müsait ve hüküm kurmaya yeterli görüldüğü, imzanın davacının eşine ait olmaması nedeniyle geçerli bir muvafakatname bulunmadığı ve bu sebeple davacının eşinin davacının kefil olmasına muvafakat etmediği anlaşılmış olup davanın kabulüne karar vermek gerekmiş, şartları oluşmadığından davacı tarafın kötüniyet tazminatı talebi reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davacının İstanbul … İcra Dairesi’nin … esas sayılı dosyasında davalıya borcunun bulunmadığının tespiti ile davacı yönünden takibin iptaline,
2-Yasal şartlar oluşmadığından davacı tarafın kötüniyet tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 5.349,75-TL nispi karar harcından peşin alınan 1.337,44-TL harcın mahsubu ile bakiye 4.012,31-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 8.634,73-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 1.696,94-TL (27,70-TL BVH, 4,10-TL VH, 1.337,44-TL Peşin Harç,327,70-TL Tebliğ ve Müz. Masrafı) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim