Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1176 E. 2018/882 K. 11.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1176 Esas
KARAR NO : 2018/882 Karar
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2016
KARAR TARİHİ : 11/09/2018
Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davac’nın Davalıya mal satışı yapan firma olduğu, müvekkili ile Davalı -Borçlu arasında ticari bir İlişki bulunduğu ve genelde açık hesap üzerinden çalışmakta olduklarını, bu bağlamda müvekkilinin, Davalıya 08/01/2014 tarihinde…Alüminyum Folyo verdiği ve buna İlişkin olarak aynı tarih ve C seri 365766 Sıra numarası ile fatura düzenlediği, söz konusu bu faturayı da Davalıya tebliğ ettiği, son olarak da 25/02/2014 tarihinde C seri … Sıra Numaralı fatura ile Davalıya mal satıldığı ve söz konusu mallara ilişkin faturaların Davalı tarafa teslim edilerek müvekkili tarafından ticari defterlerinde kayıt altına alındığı, Müvekkili ile Davalı arasındaki söz konusu ticarete ilişkin olarak tahsilatlar yapıldığı, fakat söz konusu ödemelerin borcun tamamını kapatmadığı, bunun üzerine Davalıyla ödeme yapılması hususunda iletişime geçildiği, fakat tüm iyi niyetli çabalarının sonuçsuz kaldığı ve kalan bakiyenin tahsili için borçlu hakkında İstanbul … icra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında icra takibine girişildiği, söz konusu takibe Davalı vekilinin süresinde itiraz ederek sebepsiz yere ve kötü niyetli olarak takibin durmasına sebep olduğu, bu İtirazda borçlu tarafın kötü niyetli olduğu ve Müvekkilinin ticari defterleri incelendiğinde müvekkilinin borçludan alacaklı olduğunun görüleceğini beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinini karşı tarafa yükletilerek davalı tarafça yapılan İtirazının iptali İle takibin devamına, Davalırır asıl alacağın (%20)’sinden az olmamak üzere İcra İnkâr Tazminatına hükmedilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmişitr.
Davalı tarafın cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… takip sayılı dosyasının dosya arasına alındığı, itirazın iptaline ilişkin taraflar arasındaki hukuki ilişki değerlendirilerek, davacı tarafın hak ve alacaklarının belirlenmesi için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
16/05/2018 Tarihli Bilirkişi Raporunda; Dava dosyasına mübrez dilekçe ve belgelerin incelenmesi akabinde, Davalı tarafın herhangi bir itirazi beyanda bulunmadığı, bu kapsamda yapılan incelemelerde dava konusunun başlangıcı ile birlikte süregelen süreçte tüm tebligatların Davalı tarafın kendisine yapıldığı, yapılan tebligatların Davalının çalışanına teslim edildiği, İş bu sebeple Davalı tarafın keyfi olarak dava sürecine müdahil olmadığının anlaşıldığı, dava dosyası içerisine Davalı tarafça; herhangi bir savunma, bilgi, beyan ve delil niteliğinde doküman ibraz edilmemiş olup, kesin süre İçerisinde bilgi vermemesi sebebiyle evrak ibrazından vazgeçmiş sayıldığı, Davacı tarafın bilgi, belge ve delil niteliğindeki dokümanları doğrultusunda inceleme gerçekleştirildiği, Davacı taraf Ticari Defterlerinin; 6102 sayılı kanunun 66. Md, 64. Md. ve 213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 220. md. uyarınca usulüne uveun olarak tutulmuş olduğu, 6100 Sayılı Kanunun 222. md uyarınca kendilehlerine delil olma niteliğine haiz olduğu,Davacı tarafın resmi kayıtlan doğrultusunda: Cari hesap muavini, defter kayıt ve belgeleri ile dava dilekçesinde talep edilen 2.000,00 TL’lik bakiye alacağın birbirleri ile mutabık olduğu ve kayıtların V.U.K. şekil şartlarına uygun olarak Davacı tarafın lehine delil olma niteliğine haiz olduğu, Davacının, Davalıdan İşlemiş ve/veya işleyecek faizler hariç 2.000,00-TL ALACAKLI olduğu ve İtirazın İptaline İlişkin talebinin DOĞRU olduğu görüş ve kanaatine ulaşılmış olup, Davacı tarafın, dava dilekçesinde işlemiş faizler üzerinde herhangi bir talebinin mevcut olmaması suretiyle “taleple bağlılık ilkesi” doğrultusunda tarafınca herhangi bir faiz hesabı konusuna girilmediğini, tüm arz ve izah olunan hususların alacak talebine ilişkin ödemeyi gerektirip gerektirmeyeceği ve icra inkâr tazminatına hükmedilmesinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Birlikte Değerlendirildiğinde:
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalı tarafın İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı icra takip dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 2.000,00-TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihi olan 16/11/2016 tarihinden itibaren değişen oranlarda ticari faiz işletilmesine,
2-Alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacak olan 2.000,00-TL’nin %20’sine karşılık gelen 400,00-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 136,62-TL nispi karar harcından peşin alınan 34,16-TL harcın mahsubu ile bakiye 102,46-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 795,66-TL’nin (29,20-TL BVH, 4,30-TL VH, 34,16-TL Peşin Harç, 78,00-TL Tebliğ Gideri, 650,00-TL Bilirkişi Ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, Davacı vekilinin yüzüne karşı dava değeri bakımından kesin olarak karar verildi.
Katip …
Hakim …