Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1134 E. 2018/312 K. 06.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1134 Esas
KARAR NO : 2018/312 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/11/2016
KARAR TARİHİ : 06/04/2018
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle: Davacı şirket ile davalı arasındaki ticari faaliyet sonucunda borçlu durumda olan davalı ile ilgili İstanbul …İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalının süresinde itiraz ederek takibi durdurduğu, davalı tarafın itirazının iptali için bu davayı açtıklarını, icra dosyasına konu alacağın cari hesap ilişkisine dayandığını belirterek davanın kabulünü, borçlunun itirazının iptalini, icranın devamına ve alacağın %20 si kadar kötü niyet tazminatına çaptırılmasını, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle: Müvekkilinin 12.08.2015 tarihinde işletme kurduğunu, işletme devir almadığını, tüm demirbaşları kendisinin aldığını dekorasyonu kendisinin yaptırdığını, davacı şirket ile kısa bir süre çalıştıklarını beyan ederek dava konusu alacağın önceki işletmeye ait olduğu faturalar incelendiğinde borcun tarafının müvekkili olmadığını, taraf yokluğu nedeni ile davanın reddedilmesini, alacağın en az %40’ı kadar kötü niyet tazminatına çaptırılmasına, yargılama ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava itirazın iptali davası niteliğindedir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının dosya arasına alındığı, itirazın iptaline ilişkin taraflar arasındaki hukuki ilişki değerlendirilerek, davacı tarafın hak ve alacaklarının belirlenmesi için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
13/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Tarafların dava konu olay ile ilgili ticari defter ve belgelerini inceleme için ibraz edilmesine, inceleme günü ibraz edilmemesi halinde defter ve belge inceleme talebinden vazgeçilmiş sayılacağı kararına rağmen bilirkişi yemin ve teslim tutanağında da belirtildiği üzere inceleme günü davalı taraf incelemeye gelmemiş dava konusu olan ticari defter ve belgelerini sunmamış gerekli inceleme yapılamadığını ve bu konuda son kararın Mahkemeye ait olduğu, İncelenen davacı yana ait. 2015-2016 yılı ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin yapıldığını ve yine 2015-2016 yılına ait yevmiye defteri kapanış tasdikinin süresi içerisinde yapıldığını, dolayısı ile 2015-2016 yılı yevmiye defteri kapanış tasdikinin yapılması nedeni ile son karar sayın mahkemeye ait olmak üzere davacı tarafın ticari defterleri kendi lehine delil olma özelliğine sahip olduğu kanaatine varıldığı 2015 yılı davacı taraf defterinde davalı taraf Cari hesap ek stresinde 31.12.2015 tarihi itibari ile davacı tarafın 8.588,92-TL alacaklı olduğu, yine 26.03.2016 tarihli icra takip tarihine konu 14.03.2016 tarihli cari hesabı incelenmesi sonucu 14.03.2016 tarihi itibari ile 12.752,24-TL anapara dava açma tarihi olan 28.11.2016 tarihi itibari ile 12.752,24-TL anapara ve 787,45-TL faiz olmak üzere toplamda davacının davalıdan 13,539,67-TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı yönünde görüş bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2). Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması ve defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerektiği ise üçüncü fıkrada düzenlenmiştir. Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
Ticari davalarda yani iki tarafın tacir olduğu ve dava konusunun ticari işletmeleri ile ilgili olduğu davalarda ticari defterler ile sözleşme ilişkisinin veya alacak miktarının ispatı mümkündür. Ticari defterler kesin delillerdendir. Yasada delil vasfı taşıdığı takdirde aksinin yazılı veya kesin delillerle ispatı gerektiği düzenlenmiş olduğundan, yasanın ticari defterleri kesin delil olarak düzenlediği açıkça anlaşılmaktadır. Ticari defterler kesin delillerden ise de ancak HMK’nın 222. maddedeki koşullar çerçevesinde ispat aracı olabilir. Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK’nın 220/3. maddesi gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’daki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; Davalı kendisine tebliğ edilen dava konusu faturalara süresinde tiraz etmemiştir. Mahkememizce ticari defterlerini sunmaları için taraflara süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacının davasının kabulüne karar verilmiş ve alacak likit olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptali ile takibin 12.796,24-TL üzerinden devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %20 sine karşılık gelen 2.550,44-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Dava dilekçesinde dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine yönelik talepte bulunulmadığından dava tarihinden itibaren faiz işletilmesine ilişkin karar verilmesine yer olmadığına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 874,11-TL nispi karar harcından peşin alınan 219,53-TL harcın mahsubu ile bakiye 654,58-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 1.076,03-TL (29,20-TL BVH, 4,30-TL VH, 218,53-TL Peşin Harç, 124,00-TL Tebliğ Gideri, 700,00 TL Bilirkişi Ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …