Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1101 E. 2021/712 K. 13.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/1101
KARAR NO:2021/712

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:16/11/2016
KARAR TARİHİ: 13/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalılar … Tekstil San.ve Tic.Ltd.Şti. Ve … arasında 14/09/2011 tarihinde 50.000-TL taahütname tutarlı Genel Kredi Taahhütnamesi imzalandığını, imzalanan Genel Kredi Taahhütnamesine istinaden davalı asıl borçlu … Tekstil San.ve Tic.Ltd.Şti.’ye kredi kullandırıldığını diğer davalı … kefalet limiti gereğince borcun 150,000-TL kadarından müştereken borçlu müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduğunu, davalı taraf edimlerini yerine getirmediğini ve bu sebeple Genel Kredi Taahhütnamesinin maddeleri gereğince … 3. Noterliği’nin 14/12/2015 tarih ve … yevmiye ile ihtarname keşide ederek borcun muaccel hale geldiğini, borç ödenmediğinden dolayı …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek 02/11/2015 tarihi itibariyle …. İcra Dairesi’nin … Esas sayılı dosyası ile yapılan takibe karşı davalıların itirazının iptaline, %20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle görev yönünden itirazlarının olduğunu ve görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğunu, banka ile defalarca görüşen müvekkilinin, kredi borcunu ödeyeceğini, kredi borcu için yeni bir ödeme planı yapılmasını talep etmiş ise de, banka yetkilileri tarafından yeni bir ödeme planı yapılacağına dair verilen sözler ile oyaladığını ve neticede fahiş faiz talepleri ile kredi borcundan dolayı işbu davaya maruz kalındığını, davalılardan icra takibinde talep edilen ana para ve faiz miktarları sözleşmeye aykırı olarak talep edildiğini, taraflar arasında imzalanan Kredi Sözleşmesi’nde belirtilen faiz oranlarının çok üstünde ve faiz oranı hukuka aykırı olarak talep edildiğini beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, Kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun tahsili için başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının dosya arasına alınmış ve mahkememizce verilen 26/12/2017arihli celsenin 5 numaralı ara karar ile iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya kapsamında bankacı bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
02/10/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu borcun 1.045-TL ana borç x (31.10.2015 – 29.01.2016) x (91 gün) x (yıllık %9) / 3600 olacak şekilde = akdi faizin 23,27-TL olduğunu, 1.045-TL ana borç x (29.01.2016 – 08.02.2016 x (10 gün) x (yıllık %9)/ 3600 olacak şekilde = temerrüt faizinin 2,61-TL olduğu görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 15/10/2019 tarihli celsenin 2 numaralı ara kararı gereğince dosya kapsamında ve sözleşme hükümlerine göre asıl alacak ve faiz yönünden yeniden hesap yapılmak üzere dosyanın başka bir bilirkişiye verilmesine karar verilmiştir.
26/06/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu borcun 1.045-TL ana borç x (31.10.2015 – 29.01.2016) x (91 gün) x (yıllık %9) / 3600 olacak şekilde = akdi faizin 23,27-TL olduğunu, 1.045-TL ana borç x (29.01.2016 – 08.02.2016 x (10 gün) x (10 gün) x (yıllık %9)/ 3600 olacak şekilde = temerrüt faizinin 5,66-TL olduğu, akdi faiz bsmv hesaplamasının 23,27×1,05=24,95-TL olduğu, temerrüt faiz bsmv hesaplamasının 5,66×1,105=5,94-TL olduğunu ve 1.045+(24,95+5,94)=1.075,89-TL olarak hesaplandığı görüşünü bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 13/01/2021 tarihli celse ile dosyanın başka bir bankacı bilirkişiye verilerek tüm dosya kapsamında rapor alınmasına karar verilmiştir.
12/03/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacının toplam talep edebileceği tutarın 1.145,32-TL olduğu, 1.045,00-TL olan çek bedeli kredi (nakde dönüşen çek sorumluluk bedeli) asıl alacak tutarı için; takip tarihinden tamamen tahsiline kadar %72 temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 gider vergisi talep edebileceği görüşünü bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesi uyarınca; muhatap banka, süresinde ibraz edilen çekin karşılığının bulunmaması hâlinde yasal sorumluluk miktarına kadar ödeme yapmak; çekin karşılığının kısmen bulunması durumunda ise, kalan meblağı tamamlamakla yükümlüdür. Aynı maddede ödeme yükümlülüğü ile ilgili bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdi kredi sözleşmesi hükmünde olduğu açıklanmıştır. Bu ödeme külfeti bankalara yükletilmiş olduğundan, borçlunun bankadaki mevduatının bankaca müşterisine verilen her çek yaprağı için yasal sorumluluk miktarı ile sınırlı olarak banka lehine rehinli olduğunun kabulü zorunludur. Banka ile müşterisi arasında yapılan teminat mektubu veya çek hesabı açma sözleşmelerinde banka lehine risk gerçekleşmeden teminat mektubu bedeli veya karşılıksız çek bedelinden bankanın ödemek zorunda kalacağı meblağın depo edilmesini isteme yetkisi, söz konusu alacağın mevcut olduğunu göstermediği gibi, istenebilir olduğunu da göstermez. Yasal düzenlemeden ortaya çıkan sonuç, kefaletin verildiği anda borcun belirli ya da belirlenebilir olması gerektiği, kefalet sözleşmelerindeki belirlilik ilkesi uyarınca kefil olunan açısından belirli yani ferdileştirilmiş bir borcun varlığının arandığı, kefilin yalnızca kefalet limiti ve kendi temerrüdünün hukuki sonuçları ile bağlı olduğu, Çek Kanununun ödeme yükümlülüğü maddesi uyarınca, hesap sahibi ile banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayrinakdi kredi sözleşmesi hükmünde bulunduğu, henüz risk gerçekleşmeden alacağın mevcudiyetinden de söz edilemeyeceği, belirsiz alacak için kefalet sözleşmesi kurulamayacağı, bu nedenle çek depo bedelinden hesap sahibinin sorumluluğunun bulunduğu, ancak kredi sözleşmesini imzalayan müteselsil kefilin risk altındaki çek yaprakları nedeniyle bankanın ödemesi gereken asgari miktarlarla ilgili olarak depo talebinden sorumlu olabilmesi için, kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiğidir. (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi 2021/952 esas ve 2021/1250 karar sayılı ilamı)
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 19/11/2020 tarih ve 2020/2763 Esas 2020/5207 Karar sayılı ilamında;”…1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Dava, nakdi ve gayrinakdi çek bedellerinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davacı banka takip talebinde gayrinakdi alacak kapsamında depo talebinde bulunmuştur. İlk derece mahkemesince her ne kadar gerekçede sözleşmenin ilgili maddesinden bahsedilmeksizin davalı tarafın çek bedelinin depo edilmesi talebi yönünden de sorumluluğuna gidilecek şekilde hüküm kurulmuş ve ilk derece mahkemesi kararının davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine istinaf mahkemesince kefilin çek depo bedelinden sorumlu tutulabilmesi için bu hususta özel bir düzenlemenin bulunmadığından bahisle ilk derece mahkemesinin bu yöndeki hükmü kaldırılarak yeniden hüküm verilmiş ise de, icra takibinin konusunu teşkil eden gayrinakdi alacak yönünden depo talebinin dayanağını teşkil eden 30.10.2012 tarihli sözleşmenin (10.9).maddesinde açıkça depoya yönelik düzenleme yapıldığından bahisle …” istinaf mahkemesinin gayri nakdi depo talebine yönelik kararı doğru olmadığından, kararın bozulmasına….” şeklinde düzenlenmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında; davalı tarafın çek yaprakları garanti belgesinden sorumlu tutulabilmesi için, kredi sözleşmesinde bu yönde açık bir hüküm bulunması gerektiği anlaşılmakla davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Kötüniyet tazminatı talebinin, yasal koşullar oluşmadığından REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Kanunu uyarınca hesaplanan 59,30-TL harçtan, peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile eksik 30,10-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 1.334,04-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı miktar itibariyle kesin olmak üzere karar verildi.13/09/2021

Katip …

Hakim …