Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/101 E. 2018/733 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/101 Esas
KARAR NO : 2018/733
DAVA : Tasarrufun İptali (İİK 277 Ve Devamı)
DAVA TARİHİ : 06/10/2011
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
MAHKEMEMİZİN BİRLEŞEN 2011/409
ESAS 2012/130 KARAR SAYILI DOSYASINDA
DAVA :Tasarrufun İptali
DAVA TARİHİ : 06/10/2011
KARAR TARİHİ : 28/05/2013
Mahkememizde görülmekte bulunan Tasarrufun İptali davasının yapılan açık yargılamasının sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı … vekili 06.10.2011 tarihinde ikame ettiği davasında, davalılardan …’nın merhum …’nın yeğeni, …’nın kızı, … Hava Yolları Yönetim Kurulu Başkanı ve ortaklardan …’nın ablası olduğunu, varlıklı bir ailenin ferdi olan davalının müvekkiline olan borcunu bugüne kadar ödemediğini, alacağın tahsili amacıyla borçlu aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasında kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlatıldığını, takip kesinleştikten sonra borçlunun evine hacze gidildiğini ve menkul haczi yapıldığını, ancak davalının başka kişilere de borçlu olduğunun öğrenildiğini, davalının alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak yaklaşık 24 adet kadar … şirketlerindeki hisselerini çocuklarına veya diğer aile fertlerine ya da aile şirketlerine devrettiğini, karşılığında bir bedel almadığını, bir yandan da diğer mal varlığını elinden çıkardığını, bu devirlerin bizzat kendisinin 2010 yılı içinde açmış olduğu dava dosyalarında yer alan dava dilekçelerindeki açıklama ve beyanlarıyla sabit olduğunu, bunun kendi ailesi aleyhine ikame ettiği Beykoz Aile Mahkemesi’nin …E. Sayılı Nafaka davası dosyasında da açıkça ortaya konduğunu, diğer davalı …’in de davalının aile şirketlerinden olduğunu, doğal olarak davalının durumunu bildikleri veya bilebilecek durumda olduklarını, davalının durumunun kamu oyuna gazete haberleri ile yansıdığını, şirket hisselerine hacizler gelmesi halinde bu durumun şirkete zarar vereceği bilinciyle piyasadaki rayiç değerleri astronomik rakamlarla ölçülen … şirketler topluluğunda davalı borçlunun sahip olduğu tüm şirket hisselerinin bedelsiz ve muvazaalı olarak borçludan devraldığını, borçlunun vaki icra dosyasında ödeme taahhüdü verip yerine getirmemesi nedeniyle hapsen tazyik kararının da çıktığını ancak kendisinin Londra’da olduğunu, bunun vekaletini konsolosluktan vermesiyle de anlaşıldığını, İcra dosyasında alacak tahsil edilemediğinden, borçlu hakkında aciz vesikası alındığını, davalı borçlunun haciz tarihinden geriye yönelik 2 yıl içinde (14.07.2009 -31.07.2009) tarihlerinde … A.Ş’nde sahip olduğu 3.862.276,50 TL nominal değerde ancak piyasa rayici bunun çok üstünde olan hisselerini mal kaçırmak amacıyla aile şirketi …ne bedelsiz ve muvazaalı devrettiğini, devrin borçlanma tarihinden sonra olduğunu, esasen 24 şirketteki tüm hisselerini devrettiğini, şirketlere gönderilen haciz yazılarına hiçbir hissesi bulunmadığı cevaplarının verildiğini, dava konusu … A.Ş hisselerinin diğer davalı …ne devrine ilişkin tasarrufun iptale tabi ve de İİK m. 277, 278, 279, 280 vd. maddelerince batıl olduğunu, devir tasarrufunun ödeme tarihine göre icra dosyası alacağı kadar tutarının iptaline karar verilmesini, bu hisselerin başka kişilere devredilmiş olması halinde piyasa rayiç değerinin müvekkilin alacağı nispetinde davalılardan müştereken ve müteselsilen tazmin ve tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2-Davalı şirket vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin hisselerinin iktisap tarihinin davacının beyan ettiği 14.07.2009 ve 31.07.2009 tarihlerinde gerçekleştiğini, icra takibinin ise 11.03.2010 olduğunu, takipten önceki satışın iptalinin istenmesinin İ.İ.K 277. maddesine aykırı olduğunu, öncelikle halledilmesi gereken ön sorunun icra takibinin danışıklı olması ve senetlerin tahrifatlı olması olduğunu, davacı ile davalının dava öncesi evli olduklarını, boşanmış çiftlerden birinin diğerine yüksek miktarda borç vermesinin hayatın normal akışına aykırı olduğunu, ancak bonolar incelendiğinde evlilik birliği içinde davacıya verildiği, tarihlerin daha sonra doldurulduğunun anlaşıldığını, borçlunun el yazısı ile doldurduğu belgede tarihin 21.04.2008 iken senetlerde tanzim tarihinin 2009 olduğunun görüldüğünü, bu durumda tanzim tarihlerinin tahrifatlı ve gerçek dışı olduğunu, davalı boşandıktan sonraki hayatında büyük harcamalar yaptığından, şirketteki hisselerin gerçek bedeli ödenmek suretiyle satın alındığını, ancak 2 tarafın danışıklı olarak sahte borç ihdas edip haksız kazanç yoluna başvurduğunun anlaşıldığını, bonoların çok büyük miktarda olduğunu, bu miktar bir paranın mutlaka bankalar aracı kılınarak işlem yapılması gerektiğini, evlilik birliği bittikten sonra bir bono alış verişi olmasına fiilen imkan bulunmadığını, bunun ön mesele olarak değerlendirilmesini talep ettiklerini, takipteki muvazaanın ödeme emirlerinin tebliğinden de anlaşılabildiğini, tebligat tüzüğünün emredici hükümlerine aykırı tebliğ yapılmış olduğunu, muhtarlığın kabul etmemesi gereken tebligatı almış olduğunu, icra takibinin bu yönden kesinleşmiş olmadığını bu nedenle alınan aciz vesikasının iptali için başvuru da yapılacağını, malın değerine taalluk eden bir alacağın istenebileceğini icra dosya borcu üzerinden sorumluluk kararı verilemeyeceğini, davanın reddini istemiştir.
3-Diğer davalı … usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
4-Mahkememizin … E. sayılı dosyasındaki dava 07.06.2012 tarihli ve 2012 / 130 sayılı birleştirme kararı ile mahkememizin daha evvel esas sayısı almış olan … E. sayılı davası ile birleştirilmiştir.
5-Mahkememizin Birleşen… E. sayılı dosyasında, davacının … ve davalılarının … ve … olduğu anlaşılmış olup, davacı vekili dava dilekçesinde özetle, alacakları için davalı borçlu aleyhine icra takibi başlattıklarını ancak davalı borçlunun, alacaklılarından mal kaçırmak için şirketlerdeki tüm hisselerini çocuklarına, aile fertlerine devrettiğini ve karşılığında hiçbir bedel almadığını, uzun süredir İngiltere’de olan davalının dava konusu … Ştideki hisselerini diğer davalı aile şirketi …Holding’e devrine dair tasarrufun iptale tabi olduğunu, bu nedenle bu hisseler üzerinde tedbir istediklerini, tasarrufun ödeme tarihine göre tüm icra dosyası alacakları kadarının müvekkil yönünden iptalini ve teminatsız ihtiyaten haczini, yargılama giderlerinin davalılara yüklenmesini istemiştir.
6-Birleşen dava davalısı cevap dilekçesinde özetle, hisse alımının davacının icra takip tarihinden önce olduğunu ve bu nedenle tasarrufun iptalinin istenmesine İİK m. 227 hükmünün engel olduğunu, davacının davalılardan … ile dava öncesinde evli olup boşandıklarını, takip dayanağı senetlerde ise tanzim tarihinin 2009 yılı tarihini taşıdığını ve bu durumda takip dayanağı senetlerin tahrifatlı ve gerçek dışı olduğunu, sözde alacaklının malvarlığı araştırıldığında böyle bir paranın borçluya ödenmek üzere bono tanzim tarihlerinde elinden çıkmadığının kolaylıkla anlaşılacağını, kötüniyetli açılan davanın reddini istemiştir.
7-Diğer davalı, … usulüne uygun tebliğe rağmen davaya cevap vermemiştir.
8-Mahkememizce tarafların delilleri toplanmış, uyuşmazlığın mali ticari muhasebe kayıtlarının da incelenmesini gerektirdiği dikkate alınarak bilirkişi heyeti tayin edilmiş, alınan raporda özetle şu hususlara yer verildiği görülmüştür. “ Davalı … vekili 13.06.2012 havale tarihli dilekçesiyle, huzurdaki davada alacağın gerçek olmadığını, icra takiplerinin danışıklı ve senetlerin tahrifatlı olduğunu, tasarrufun iptali davası şartı olarak ortada gerçek bir alacak olması gerektiğini, oysa açılan davada böyle bir durumun söz konusu olmadığını, bu tutar işlemlerin banka üzerinden havale edilmesi gereğinin V.U.K : Mükerrer 355. Mad. ve 332 sıra no.lu VUK Genel tebliği hükümlerine dayandığını, Davacının bu parayı davalıya ödediğine dair yasal belgeler sunmadığını, alacaklının bu tutar parası var idiyse ve borçluya verdiyse hangi sebeple olduğunu da açıklaması gerektiğini, davacının 2008 ve 2009 tarihlerinde banka hesapları ve mali durumu ve bilançolarının Bilirkişilerce incelenmesini talep ettiklerini, muhtelif vergi dairelerinden davacı ile ilgili verilen cevaplarda; İstanbul Sarıyer VD 23.12.2011 tarihli cevabi yazıda mükellef kaydı olmadığı,…’den …Şt.nde % 5 hissesi olduğu, 2008 / 2009 kurumlar vergisi beyannamesinin verilmemiş olduğunun öğrenildiği,….’den … Şt’inde % 33 hisseli ortak olduğu 30.06.2007’de re’sen terkin edildiği ve bu yıla ait kurumlar vergi beyannamesinin verilmediğinin tespit edildiğini beyan etmiştir. Davacı vekili 20.06.2012 havale tarihli dilekçesiyle, bu kere müvekkilinin malvarlığına ilişkin bilgi ve belgeleri sunduğunu beyanla; … Bankasına ait usd cinsi beş adet hesap, …bank hesap hareketleri, …bank …şubesi nezdinde menkul kıymet varlıkları ve hesap hareketlerini ibraz etmiş, Müvekkilinin kendi el yazısı ile borçluya elden borç para verdiği ve borçlunun kendi el yazısı ile hangi kişilere ne kadar havale istediği, bankalardan yüklü para çekmiş olduğuna dair hesap hareketleri, 5 adet tapu senedi, 2 araç ruhsatı …bank …Şubesi hesap hareketlerini sunduğunu beyan etmiştir.
9-Davacı … ile Davalılardan … arasındaki davaya konu alacak ilişkisi, dosyaya asılları sunulmuş olan …’nın imzasını taşıyan el yazısı ile düzenlenmiş 21.04.2008 ve 21.04.2009 tarihli 2 adet belge ile aşağıda icra dosyaları başlığı altında değinilen 1 adet (usd ) ve 5 adet ( TL) bonolara dayanmaktadır. Davalı bu bonolar ile davacıya 300.000 TL ve 1.000.000 USD borçlanmıştır . B o r ç B e l g e l e r i olarak; davalının tanzim ettiği 5 adet, TL cinsi toplam 300.000,- tutarlı bonoların tanzim tarihleri 09.03.-13.03- 16.03.2009, 1 Milyon USD tutarlı senedin tanzim tarihi 21.07.2009’dur. Borç kabul belgesi olarak sunulan 21.04.2008 tarihli yazıda davalı, ”Ben …, aşağıda yazılı olan senetlerdeki bedellerin karşılığını nakden …’dan almış durumdayım .” beyanını takiben…”15.06.2009 tarihinde ( 2.500.000 USD ) 30.08.2009 tarihinde (1.000.000 USD ) – Nisan 2010 (1.500.000 USD ) – Haziran 2010 (1.500.000 USD) ödenmesi gerekmektedir ve hesabımda yapılacaktır..”. beyanında bulunmuştur. 21.04.2009 tarihli el yazısı ile düzenlenip imzalanmış belgedeki beyan ise şu şekildedir : “Aldığım nakitler karşılığı şayet 2010 Haziranda …bank… Şb. Hesabıma …’un girebileceği ve şayet hesaptaki paranın 3 Milyon doları düşüldükten sonra kalan bakiyenin % 50’sinin …’a nakten ödenmesi ricası .”şeklindedir. Ara değerlendirme olarak; TL cinsinden bonoların tanzim tarihi Mart 2009’dur. Toplam 6.500.000,- usd borcun iade edileceği borç kabul belgesi tarihi, 21 Nisan 2008 olup borçlanmadan öncesine aittir. Ayrıca bu belgede “aşağıda yazılı olan senetlerdeki “ beyanına rağmen yazının altında herhangi bir senet dökümü bulunmamaktadır. USD cinsinden bononun tanzim tarihi 21.07.2009 olup, bu bononun da borç kabul belgesinden öncesinde tanzim edildiği görülmektedir. Öte yandan senede bağlanan toplam borç 300.000 TL ve 1 Milyon USD ‘den ibaret iken, Toplam 6.500.000 USDnin borçlanıldığı ve geri ödeneceği beyan edilmektedir. Başka anlatımla takibe konu bonolar ile bu yazılı beyanlar arasında bir irtibat kurulamamaktadır . Diğer 21.04.2009 tarihli belgede yer alan ifadeler açık olmayıp, “ …bank…Şube hesabıma …’un girebileceği ” beyanının uygulanma olanağı bankacılık işlemleri açısından mümkün değildir. İhtimal olarak davalının internet bankacılığı şifresini davacıya vererek hesabını kontrol etmesi imkanını verdiği düşünülebilir. “ …paranın 3 Milyon doları düşüldükten sonra kalan bakiyenin % 50’sinin …’a ödenmesi ricası. “ şeklinde beyan, banka şubesine hitap eden bir beyandır. Ancak yazının banka şubesine hitaben kaleme alınmadığı nazara alındığında, bankacılık uygulamasında talimat olarak kabul edilmesi mümkün görülmemektedir.
10-Dosyaya sureti sunulu icra dosya suretlerine göre; İstanbul…İcra Müd…. Es. Sayılı dosyasında takip tarihi 11.03.2010 olup, takip aslı 300.000 TL tutarında bono ve 53.244,44 TL işletilmiş reeskont faizi neticesi takip tutarı 353.244,44 TL olup; takip mesnedi bonoların tanzim tarihi: 09.03.2009 Vadesi : 15.04.2009 Tutarı: 100.000,-TL 13.03.2009 Vadesi:25.04.2009 Tutarı: 25.000,-TL 13.03.2009 Vadesi :25.04.2009 Tutarı: 25.000,-TL 16.03.2009 Vadesi :30.04.2009 Tutarı: 50.000,-TL 16.03.2009 Vadesi : 28.03.2009 Tutarı: 100.000,-TL ve yapılan tahsilatların 14.778,64 TL olduğu ve 20.09.2011 tarihli hesap tablosuna göre, hesap toplamı 483.402,58 – 14.778,64 Tahsilat olup neticede 468.623,94 TL için aciz vesikası tarihi 20.09.2011 olup tutarı 468.623,94 TL dir.
11-İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Es. Sayılı dosyasında takip tarihi 11.03.2010 olup, takip aslı için 1.000.000 USD tutarında bono ve 53.611,11 USD işletilmiş reeskont faizi toplamı takip tutarının 1.053.611,11 USD olduğu, takip mesnedi bononun tanzim tarihinin 21.07.2009 olup vadesinin 30.08.2009 olduğu ve tutarının 1.000.000 USD olduğu ve 20.09.2011 tarihli hesap tablosunda da hesap toplamının 2.289.187,82 TL olduğu ve aciz vesikasının tarihinin 20.09.2011 ve tutarının 2.289.187,82 TL olduğu anlaşılmıştır.
12-… Şti belgelerinde yapılan incelemede, 12.12.2007 Tarihli Olağanüstü Genel Kurul Hazirun Cetvelinde; söz konusu Genel Kurul Hazirun Cetvelinde 35.000.000,00 YTL şirket sermayesinin oluşturan ortaklardan Davalı …’nın hissesinin (1.228.906,16 ) YTL olduğu Genel Kurula vekilinin katıldığı görülmektedir. 07.01.2008 Tarih ve … No.lu Yönetim Kurulu Kararı ile 12.12.2007 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulda şirket sermayesinin 35.000.000,-YTL’dan 110.000.000,-YTL’na artırılmasına karar verildiği, ortaklara ….Gazetesi ve… Gazetesi ile ilan ve adları ile adresleri belirli ortaklara 12.12.2007 günü iadeli taahhütlü mektupla rüçhan daveti yapıldığı, 04.01.2008 tarihine kadar ortaklara tanınan sürede bir kısım ortakların rüçhan haklarını kullanmadığı ( isimleri sayılmıştır ) bu ortakların rüçhan haklarının …ne satılmasına karar verilmiştir. Rüçhan hakkı kullanmayalar arasında davalı …’nın da bulunmaktadır. 21.03.2008 Tarihli Olağan Genel Kurul Hazirun Cetvelinde, şirket sermayesi 110.000.000,00 YTL gözüken söz konusu hazirun cetvelinde davalı …’nın hissesinin (1.228.906,16 ) YTL olarak muhafaza edildiği görülmektedir. 30.03.2009 Tarihli Olağan Genel Kurul Hazirun Cetvelinde, şirket sermayesi 110.000.000,00 TL gözüken söz konusu hazirun cetvelinde davalı …’nın hissesinin (1.228.906,16 ) TL olarak muhafaza edildiği görülmektedir. 01.04.2010 Tarihli Olağan Genel Kurul Hazirun Cetvelinde( Satış sonrası Genel Kurul); şirket sermayesi 110.000.000 TL gözüken söz konusu hazirun cetvelinde davalı …’nın hissesinin bulunmadığı görülmektedir. Pay defteri ilgili sayfalarında, … A.Ş Pay defterinde …’ya ait sahifede, 14 adet hissenin beher değeri 50.000,-TL toplam 700.000,-TL kaydı yer almakta, yatırıldığı tarih kolonunda diğer işlemlerin tarihi kayıtlı iken bu işleme ait tarihin bulunmayıp “ …Holding’e devir yazısı 1. Tertip… ser.No” yazılı olduğu görülmektedir. Takip eden satırda; 48 adet hissenin hisse değeri kolonuna tutar yerine “ Çeş. “ yazılı olduğu toplam 528.906,16 TL kaydı, tarih kolonuna “ …Holding’e devir yazısı ” yazılı olduğu görülmektedir. … Holding’e A.Ş ait sahifede : Hisse Adedi 14/ Beher değeri 50.000 / Tutar: 700.000/ Tarih:14.07.2009 açıklama olarak “ … Devir yazısı 1.tertip 1153-1166 seri No.”, Takip eden satırda ; 48 adet hissenin hisse değeri kolonunda “ çeşitli” yazılı olduğu, toplam 528.906,16 TL kaydı, açıklama olarak “ … Devir yazısı 77.310.509,61 ” kaydı yer almaktadır. Muhasebe kaydı bakımından, dava konusu satış işlemi … A.Ş Yevmiye kaydında; …Holding AŞ Hesabı altında; … Hesabı altında muhasebeleştirilmiştir. Bilgi yazıları bakımından da, 14.07.2009 Tarih ve BMK-0731/1117 s. yazısı ile … Holding A.Ş, … A.Ş Yönetim Kurulu Başkanlığına, …’nın sahibi bulunduğu 1.Tertip 50.000,-TL 14 adet (1153-1166 ) seri nolu toplam 700.000,-TL nominal değerde hisse senetlerinin 14.07.2009 tarihinde Holding tarafından satın alındığını bildirmiştir. 31.07.2009 Tarih ve BMK-0827/1233 yazısı ile … Holding A.Ş, … A.Ş Yönetim Kurulu Başkanlığına, …’nın sahibi bulunduğu toplam 528.906,16 TL nominal değerde hisse senetlerinin 31.07.2009 tarihinde Holding tarafından satın alındığını bildirmiştir.eknosa A.Ş. …T utarı bakımından, davalı …’nın 14.07.2009 ve 31.07.2009 tarihlerinde hisselerini devrettiği … A.Ş.’nin devir tarihlerinden önceki 31.12.2008 ve 30.06.2009 ile sonraki 31.12.2009 tarihlerindeki kaydi özvarlık durumu sunulan belgelerine göre aşağıda gösterildiği şekilde tespit edilmiştir. Şirket özvarlığının her üç dönemde 110.000.000,- TL olan ödenmiş sermayesinin altında olduğu, yani şirketin ödenmiş sermayesinin bir kısmını yitirdiği, dolayısıyla, devredilen hisselerin kayıtlı değerlerinin nominal değerlerinin altına düştüğü görülmüştür. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için hisse senetlerinin gerçek değerinin, yani olması gereken değerinin tespiti için, piyasa değerinin bilinmesi gerekmekle birlikte, belirtilen nedenle davalıya devir tarihinde nominal değer üzerinden devredilmesinde aykırılık görülmemesi gerektiği düşünülmektedir. … Holding şirketinde yapılan incelemede sunulan “ Duran Varlıklar “ Raporuna göre, toplam 76.081.603,45 TL olan şirket bünyesindeki … A.Ş hisse senetleri tutarı 700.000,- TL ve 528.906,16,- TL “satın alma “ açıklaması ile kaydı yaratıldığı ve toplam hisse tutarının 77.310.509,61 TL’na yükseldiği tespit edilmektedir. … A.Ş. kayıtlarında yapılan inceleme bakımından, yönetim kurulu kararları yönünden 14.07.2009 T. 1444 nolu karar fotokopisine göre 700.000 TL nominal değerli ….Ş hisse senetlerinin 700.000 TL bedelle satın alınmasına 7 üyenin imzası ile karar verildiği görülmektedir. Yine Yönetim Kurulu 31.07.2009 T. 1446 nolu karar fotokopisine göre 528.906,16 TL nominal değerli …A.Ş hisse senetlerinin 528.906,16 TL bedelle satın alınmasına 7 üyenin imzası ile karar verildiği görülmektedir. 31.07.2009 tarihli … imzalı tutanakta; “Sahibi bulunduğum hamiline toplam 528.906,16 TL nominal değerde 528.906,16 adet …A.Ş hisse senedimi 31.07.2009 tarihinde beheri 1 TL bedel ile toplam 528.906,16 TL karşılığında …ne tüm hakları ile satarak devir ettim. Bu işlem sonucunda …den hiçbir alacağım ve senetler üzerinde hakkım kalmadığını beyan ederim.” denilmiştir. Muhasebe ve Konsolidasyon Daire Başkanlığına verilen dilekçede, 31.07.2009 günü … imzalı söz konusu dilekçede davalı 528.906,16 TL’nın …bank T.A.Ş …Şubesi nezdindeki … No.lu şahsi hesabına yatırılmasını talep etmiştir. 14.07.2009 Tarihli … imzalı Tutanakta, “Sahibi bulunduğum hamiline 1.Tertip 14 adet 50.000,-TL’lık … no.lu toplam 700.000,- TL nominal değerde 700.000 adet … A.Ş hisse senedimi 14.07.2009 tarihinde beheri 1 TL bedel ile toplam 700.000,-TL karşılığında …ne tüm hakları ile satarak devir ettim. Bu işlem sonucunda hisse senetlerimin bedelini tam ve eksiksiz olarak tahsil ettim. Satış neticesinde …den hiçbir alacağım ve senetler üzerinde hakkım kalmadığını beyan ederim.” denilmiştir. Şirketler arası yazışma bakımından, 14.07.2009 tarih ve BMK-0731/1117 sayılı …kaşe ve imzalı yazıda … İç ve Dış Ticaret Yönetim Kurulu başkanlığına hitaben “ Sn. …’nın sahibi bulunduğu şirketinize ait 1.Tertip 50.000,-TL 14 adet… seri nolu toplam 700.000 TL nominal değerli hisse senetleri 14.07.2009 tarihinde Holdingimiz tarafından satın alınmış bulunmaktadır. Gereği için Bilgilerinizi rica ederiz. “ denildiği görülmektedir. 31.07.2009 tarih ve BMK- 0827/1233 sayılı …kaşe ve imzalı yazıda … İç ve Dış Ticaret Yönetim Kurulu başkanlığına hitaben “ Sn. …’nın sahibi bulunduğu şirketinize ait toplam 528.906,16 TL nominal değerli hisse senetleri 31.07.2009 tarihinde Holdingimiz tarafından satın alınmış bulunmaktadır. Gereği için Bilgilerinizi rica ederiz. “ denildiği görülmektedir. Ödemeler bakımından, … 31.07.2009 tarihinde, şirketin Bütçe Muhasebe ve Konsolidasyon Daire Başkanı’na hitaben, 31.07.2009 tarihli satış bedeli olan 528.906,16 TLnın …bank T.A.Ş …şubesi nezdindeki …No.lu hesabına yatırılmasını talep eden bir dilekçe vermiştir. Bu doğrultuda Holding tarafından (kaşe okunaksız) çift imzalı talimat yazısı ile …bank T.A.Ş …Şubesi Müdürlüğüne hitaben 31.07.2009 tarihli yazı ile ; Şube nezdindeki 999 no.lu Ticari Mevduat hesabından karşılanmak üzere 528.906,16 TL’nın…’nın yine Şube nezdindeki …No.lu TL mevduat hesabına “ … Hisse Senetleri Bedeli” olarak yatırılmasını ve dekontunun iletilmesi istenmiştir. …bank …Şubesi (31.07.2009) T. ve… sayılı Dekont’a göre “… Hisse Senetleri Bedeli “ 528.906,16 TL açıklaması ile …A.Ş hesabından … hesabına bu tutarda alacak geçmiştir. Davalı … diğer satış işlemi ile ilgili olarak 14.07.2009 tarihinde … A.Ş Bütçe Muhasebe ve Konsolidasyon Daire Başkanına hitaben yazdığı talep yazısında; “….satmış olduğum 700.000 adet …A.Ş hisse senetlerinin bedeli olarak aldığım 700.000,-TL‘dan; 625.00,-TL’nın …bank T.A.Ş … Şubesi nezdindeki …No.lu Şahsi Hesabıma,75.000,-TL’nın …’nın …de yer alan hesabına yatırılmasını rica ederim .”..talebinde bulunmuştur. …bank …Şubesi (14.07.2009)T. ve … sayılı dekonta göre; “ Nakit Yatan “ açıklaması ile 625.000,00 TL’nın…’nın hesabına yatırıldığı görülmektedir. Sözü geçen…bank… şubesindeki hesap hareketleri incelenmiştir. 14.7.2009 tarihinde 400.000 TL nakit çekildiği, 31.7.2009 tarihinde 528.906,16 TL (…Hav. Diğer Satış açıklaması ile kaydedildiği, 31.7.2009 tarihinde 450.000 TL çekildiği ve en yüksek tutarlı hesap hareketlerinin bunlar olduğu belirlenmiştir. Yine …’nın Yapı Kredi Bankasındaki hesap hareketleri incelenmiştir. 02.01.2008 tarihinde kullanılan 555.000,-TL Tüketici Kredisi tutarın hesaba alacak geçildiği, bunun 102.096, 24TL’sı ile (03000110 1 ) No. olarak adlandırılan kredinin erken kapatılmasında kullanıldığı, 27.03.2008 tarihinde “ …/ …./ …/ …” işlem açıklaması ile hesaba 2.950.384,85 TL para yatırıldığı görülmektedir. Söz konusu tutarın toplam (5.731.912,78 TL) kısmı ileÜç adet kredinin erken tasfiye ile kapatıldığı görülmektedir. 30.11.2008 hesap bakiyesi 1.170,58 TL’ dır. 2009 yılı işlemleri ( 06.07.2009 – 30.11.2009 ) tarih aralığında olup 06.07.2009’da 1.142,96 TL artı bakiyeden, hesap işletim ücretleri tahsilatı dışında hareket görülmemektedir. Ekstredeki son bakiye (31.11.2009) 1.108,58 TL’dır.
İMKB’nin cevaben kayıtların tetkikinde davaya konu devredilen hisse senetlerine ilişkin …tarafından KAP’a gönderilmiş bir açıklama bulunmadığı, ayrıca yazı ekinde gönderilen …ya ait görünen 6.261.740,-TL değerindeki hissenin hangi şirketlere ait olduğuna dair borsada herhangi bir kayda rastlanmadığı bildirilmiştir.
Sadıka … tarafından … Grubuna ait aşağıda belirtilen muhtelif şirketler ve Babası ile 2 çocuğu aleyhine açtığı davalarda bu şirketlerdeki hisselerinin tespiti, hata ve hile ile iradesi sakatlanarak rızası hilafına devir yolu ile elinden çıkmış hisselerin devrinin iptaline konulu davalar açmış olup kararların birer sureti huzurdaki dava dosyasında mübrezdir. Buna göre; İstanbul … Ticaret Mahkemesinin… …bank T.A.Ş; İstanbul …Ticaret Mahkemesinin 2010/561 … A.Ş; İstanbul 10. Ticaret Mahkemesinin … …A.Ş ; İstanbul … Ticaret Mahkemesi 2010/565 … A.Ş; İstanbul … Ticaret Mahkemesinin 2010/568 … A.Ş; İstanbul … Ticaret Mahkemesinin 2010/556 … A.Ş,; İstanbul …Ticaret Mahkemesinin 2010/567 …A.Ş. ; İstanbul 3. Ticaret Mahkemesinin 2010/579 …A.Ş; İstanbul 4. Ticaret Mahkemesinin 2010/570 … A.Ş.; İstanbul …Ticaret Mahkemesinin 2011/551 …A.Ş; Kadıköy …Ticaret Mahkemesinin 2010/685 … A.Ş aleyhindeki davaların tamamından feragat edildiğinden açılan davalar bu gerekçe ile karara bağlanmıştır.
13-Davacı ile davalılardan…arasında evlilik boşanma ilişkisi bakımından, celbedilen İstanbul …Asliye Hukuk Mahkemesinin… E. … K. sayılı dosyasında 09.01.2002 tarihli kararında, Davalı … ile Davacı …’un09.01.2002 tarihinde MK.134 Mad’ne göre boşanmalarına karar verildiği, tarafların nafaka ve tazminat talep etmedikleri, akdettikleri protokolün bu şekliyle onandığı, hükmün temyiz edilmeyerek kesinleştiği görülmektedir.
14-Beykoz Aile Mahkemesince, … 11.05.2010 tarihinde Annesi, Babası ve iki çocuğu aleyhine nafaka davası ikame ederek 60.000 TL yoksulluk nafakası talep etmiştir. Dava davacının feragati nedeniyle 14.12.2010 tarihinde karara bağlanmıştır.
15-Davalı …Vekili, 29.12.2011 tarihli dilekçesi ile huzurdaki davada ibraz olunan Aciz Vesikalarının iptali için İstanbul…İcra Mahkemesinin …s. dosyasından dava açıldığını, davanın aleyhe karara bağlandığını, temyiz başvurusunda bulunduklarını beyan ederek, Mahkemeden alınan 28.12.2011 tarihli derkenarı ibraz etmiştir.
16-Yapılan inceleme ve değerlendirme sonucunda; davalılardan …ile dava dışı …A.Ş’nin kayıt ve belgelerinde yapılan incelemede, davaya konu satış işleminin usul ve yasaya uygun gerçekleştiği, her iki şirket kayıtlarında gerekli işlemlerin oluşturulmuş olduğu tespit edilmiştir. 14.07.2009 tarihinde gerçekleşen 700.000 adet, 700.000 TL bedelli hisse bedelinin 625.000 TL’sı davalının …bank …Şubesindeki hesabına, 75.000 TL’sı talimatı üzerine Nur …’nın …. A.Ş’deki hesabına yatırılmıştır. 31.07.2009 tarihinde gerçekleşen 528.906,16 adet hisse senedi satışı bedeli olan 528.906,16 TL, keza Davalının…bank… Şubesindeki hesabına yatırılmıştır. Davacı …’un davalılardan …nın eski eşi olduğu, tarafların 09.01.2002 tarihinde boşandıkları, davalının evliliğin sona ermesinden 7 sene geçmesinden sonra 09.03.2009, 13.03.2009 ve 16.03.2009 tanzim tarihlerinde 5 adet toplam 300.000 TL ve 21.07.2009 tanzim tarihli 1.000.000,00 usd tutarlı bonoları davacıya verdiği ve senetlerin vadelerinde ödenmediği, icra takibine konu edilerek iki ayrı takip dosyasından çıkartılan ödeme emirlerinin davalının birlikte çalışanı ve mahalle muhtarına tebliğ edildiği, kısmi ödemeler sonrası bakiye alacakların aciz vesikasına bağlandığı, davalının yurt dışında olduğu tespit olunmaktadır. Yargıtay H.G.K’nun mübrez 26.02.1997 Tarihli kararında, iptal davalarında dinlenebilirlik şartlarından birisinin de tasarrufta bulunan kişinin alacaklıya karşı gerçek bir borcunun var olması ve bunun incelenmesi gerektiği yönündedir. H.G.K., 19.06.2002 tarihli kararında da (mübrez) alacaklının alacağının şeklen varlığının değil, gerçekliğinin amaçlandığının göz ardı edilmemesi gerektiği,“..eğer gerçek bir borç yoksa alacak da söz konusu olamayacağından iptal davasının dinlenmesi mümkün olmaz.. “ denildiği görülmektedir. Bu yönden yapılan incelemede detayları yukarıda arz edildiği üzere (TL) bonolar ile borç kabul ve ödeme taahhütleri arasında tarih ve tutar yönünden illiyet bulunamamıştır. 1 Milyon usd borç tutarının ise elden verilmesi hayatın normal icabı dikkate alındığında hayli istisnai durum olarak görülmekte ve Sayın Mahkemenin takdirinde bulunmaktadır. Aksi görüş ile bonoların borcun varlığı için yeterli olacağı kabul edildiğinde, satışa konu hisselerin muvazaalı olarak ve değerinin altında satılıp satılmadığı irdelenmiş, … A.Ş hisse senetlerinin davacı tarafından herhangi bir fiyat tespiti yapılmaksızın nominal değerleri üzerinden satılmış olması ticari teamül açısından uygun olmamakla birlikte, satış tarihinde … A.Ş’nin halka açık şirket olmadığı, satıştan üç yıl sonra halka arz edildiği, 2008 ve 2009 yıllarında şirket özvarlığının her üç dönemde de 110.000.000,- TL olan ödenmiş sermayesinin altında olduğu, yani şirketin ödenmiş sermayesinin bir kısmını yitirdiği, dolayısıyla, devredilen hisselerin kayıtlı değerlerinin nominal değerlerinin altına düştüğü, bu bakımdan nominal değeri üzerinden satılmasında aykırılık olmadığı kanaati” bildirilmiştir.
17-Mahkememizce Asıl ve Birleşen davanın reddine dair 28/05/2013 tarihli ilamın davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin … Esas, … Karar Sayılı ilamı ile “Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir İcra ve İflas Kanununun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da “iyiniyet kurallarına aykırılık” nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir.Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır. Mahkemece yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir. Dosya kapsamından hernekadar dava konusu hisse senetlerinin rayiç bedelle borçlu tarafından davalı … AŞ.’ne devredildiği bilirkişi raporu ile belirlenmiş ise de gerek davalı … AŞ.vekilinin savunması, gerekse davalı … AŞ.nin ortakları ve yönetim kurulu üyeleri (borçlunun ailesine ait şirket)ile borçlu arasındaki yakın akrabalık bağının varlığı nedeniyle davalı 3.kişi … AŞ.’nin borçlunun durumunu ve amacını bilebilecek kişilerden olması nedeniyle dava konusu tasarrufun İİK 280/1 madde gereğince iptale tabi olduğunun kabulü gereklidir. Ancak dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının 9.3.2009- 21.7.2009 tarihleri arasında düzenlenen altı adet bonoya dayalı olduğu, borçlu hakkındak… ve … sayılı takip dosyalarının kesinleştiği, kati aciz belgelerinin sunulduğu, iptali istenen tasarrufların takip konusu borçtan sonra yapıldığı anlaşılmakla birlikte davalı 3.kişi … AŞ. vekili takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığını savunduğundan mahkemece adı geçen davalının bu yöndeki savunmasının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, alacağın gerçek olduğunun belirlenmesi halinde dava konusu tasarrufların davacının takip konusu alacak ve ferileriyle sınırlı olarak İİK 280/1 madde gereğince iptaline; aksi takdirde yani takip konusu alacağın gerçek bir alacak olmadığının belirlenmesi halinde ise davanın önşart yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı hüküm tesisi isabetli görülmemiştir.” gerekçeleri ile bozulmuştur.
18-Yargıtay bozma ilamınına karşı davalı … A. Ş. Vekili tarafından karar düzeltme talep edilmiş olup, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin… Esas, …Karar sayılı ilamı ile karar düzeltmenin reddine karar verilmiştir.
19-Mahkememizce yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, dosya Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
20-Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda taraf iddialarının yerindeliği bakımından inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; ” Davacı … ile davalı … arasındaki borç-alacak ilişkisi dosya kapsamına sunulan belgelere istinaden incelenmiş; (TL) bonolar ile borç kabul ve ödeme taahhütleri arasında tarih ve tutar yönünden bir illiyet bağı kurulamadığı, Davacı tarafça borç olarak verildiği ileri sürülen paraların büyük bir kısmının davalı borçlunun talebi doğrultusunda elden, küçük bir kısmınımn da davalı borçlunun belirttiği kişilerin banka hesabına gönderildiğinin belirtildiği, bu kapsamda yapılan incelemede, davacının doğrudan davalının banka hesabına gönderdiği bir tutara rastlanılmadığı, Bir Milyon USD tutarında nakdin borç olarak elden verilmesinin hayatın normal icabı dikkate alındığında istisnai bir durum olarak görüldüğü, Davacının banka hesaplarından 21.04.2009 tarihinde davalının şoförü olduğu İleri sürülen …’in banka hesabına 300.000 TL ve yardımcısı olduğu ileri sürülen …’in banka hesabına 20.000 TL tutarında havale yapıldığı, adı geçen kişilerin banka hesaplarına davalı tarafından da havale yapıldığının görüldüğü, davacı tarafından söz konusu nakit transferlerinin davalı adına yapıldığı ileri sürülmekle birlikte, havale dekontlarında herhangi bir açıklama bulunmadığından söz konusu ödemelerin davalı … adına yapılıp yapılmadığının anlaşılamadı, Davacının … hisse senetlerinin satış işleminin … Şirketinin halka arz tarihinden 3 yıl önce (14.07.2009 ve 31.07.2009 tarihlerinde) gerçekleştiği, dolayısıyla devir tarihi itibariyle Şirket hisse senetleri herhangi bir piyasada/pazarda işlem görmediğinden karşılaştırma yapılabilecek bîr fiyat bilgisinin bulunmadığı, bu kapsamda Şirketin mali tabloları dikkate alınarak yapılan incelemede, 2008 ve 2009 yıllarında Şirket’in öz varlık değerinin 110.000.000 TL tutarındaki ödenmiş sermayesinden daha az olması sebebiyle şirketin ödenmiş sermayesinin bir kısmını yitirdiği, dolayısıyla şirket hisselerinin değerinin nominal değerinin altına düştüğü görülmüş olup, bu sebeple satış işleminin nominal değer üzerinden yapılmasında bir aykırılık bulunmadığı, kaldı ki, davacı tarafça davalı …’nın … hisse senetlerinin diğer davalı …Ş. tarafından bedelsiz olarak devralındığı ileri sürülmekte olup, sözkonusu hisse senetlerinin bedellerinin 14.07.2009 ve 31.07.2009 tarihlerinde …’nın banka hesaplarına yatırıldığı (75.000 TL’si talimatı doğrultusunda dava dışı bir kişinin hesabına yatırılmıştır.) dikkate alındığında, söz konusu hisse senetlerinin bedelsiz olarak devralındığı iddiasının geçerli kabul edilemeyeceği, MK.280/1 gereğince yapılan tasarrufun iptali ile ilgili itirazda davacının, davalının sahip olduğu … hisse senetlerini davacıya zarar verme kastı ile diğer davalı Şirkete sattığını ispatlayamaması sebebiyle yapılan satış işleminde herhangi muvazaa bulunmadığı sonuç ve kanaatine vardıklarını bildirmiştir.
21-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı, asıl ve birleşen davada, davalı borçlu … …’nın alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla 3.862.276,50 TL … A. Ş. Hisselerini 14.07.2009 ve 31.07.2009 tarihlerinde ve yine 24 adet şirketteki hisselerini bedelsiz, muvazalı bir şekilde …A. Ş.’ye devrettiğini iddia ederek, davalılar arasındaki tasarrufun muvaza sebebiyle iptalini talep etmiştir.
Davamızın konusunun İİK’nun 277 vd. Maddelerinde düzenlenen Tasarrufun İptali talebi olduğu açıktır.
Tasarrufun iptali davalarında, alacağın gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılması ve borçlu hakkında geçici veya kesin nitelikte aciz vesikası alınması gerekir.
Dosyamız açısından değerlendirildiğinde davacının alacağının 09.03.2009 – 21.07.2009 tarihleri arasında düzenlenen 6 adet bonoya dayandığı, borçlu hakkındaki 2010/6470 ve 2010/6471 Sayılı takip dosyalarının kesinleştiği, kati aciz belgelerinin sunulduğu, iptali istenen tasarrufların takip konusu borçtan sonra yapıldığı anlaşılmakta ve tasarrufun iptali açısından bu koşulların gerçekleşmiş olmasıyla birlikte dosyamızda çözülmesi gerekli mesele, tasarrufun iptaline dayanak olan alacağın gerçek bir alacak olup, olmadığıdır. Bu itibarla bu husus davamız açısından ön sorun – koşul olmaktadır.
Mahkememizce alacağın gerçek alacak olup olmadığı hususunda sağlıklı bir değerlendirme yapılabilmesi açısından, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinde … E. Ve … K. Sayı ile bu noktada Mahkememizin ilk kararını bozduğundan, bu çerçevede taraflara tüm delillerini sunma imkanı tanınmış ve dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiştir. Bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, Davacı … ve davalı … … arasındaki 6 adet bono ile borç kabul ödeme taahütleri, tarih ve tutar açısından büyük farklılıklar arz etmektedir. Davacının, davalı …’ya dava konusu verdiğini iddia ettiği senede bağlanan 300.000,00 TL ve 1.000.000 USD ile borç ödeme taahhüdündeki 6.500.000 USD’nin elden verilmesi hayatın olağan akışına aykırıdır. Bu kadar büyük meblağlar için davacının bu miktar parayı banka veya finans kurumundan çektiği, yada bir mal karşılığı aldığı ve davacıya bir banka, finans kurumu ve kurumlar aracılığıyla ispatlanması gerekir. Davacı, bu kadar büyük meblağ’ın çekilmesi yada transferine ilişkin herhangi bir delili dosyaya sunamamıştır. Ayrıca davacı ile davalı … … daha önce evli olduklarından aralarında bir hukuk ve ilişki olup, tasarrufun iptaliyle, ortak bir maddi menfaat elde etme gayesi gütmeleride, hayatın olağan akışı ve dosya kapsamına göre mümkün olduğundan, sonuç itibariyle davacı alacağın gerçek bir alacak olduğunu ispat edemediğinden birleşen ve asıl davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının asıl ve birleşen davasının REDDİNE;
2-Asıl Dava yönünden; alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 6.959,10 TL’den düşümü ile kalan 6.923,20 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Asıl Dava yönünden;Davalı … A. Ş. vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince hesap ve taktir olunan 32.694,96 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A. Ş.’ye ödenmesine,
4-Asıl Dava yönünden; Davalı … A. Ş. tarafından yapılan tebligat giderleri 63,20 TL’nin davacıdan alınarak davalı … A. Ş.’ye verilmesine,
5-Asıl Dava yönünden;Gider avansından arta kalan tutarın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
6-Birleşen Dava Yönünden; Alınması gerekli 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 33.994,45 TL’den düşümü ile kalan 33.958,55 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
7-Birleşen Dava Yönünden; Davalı … A. Ş. vekille temsil olunmakla karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. Gereğince hesap ve taktir olunan 84.537,82 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … A. Ş.’ye ödenmesine,
8-Birleşen Dava Yönünden;Davalı … A. Ş. tarafından yapılan tebligat giderleri toplam 45,00 TL’nin davacıdan alınarak davalı … A. Ş.’ye verilmesine,
9-Birleşen Dava Yönünden; Gider avansından arta kalan tutarın karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …