Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1003 E. 2018/1107 K. 30.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1003 Esas
KARAR NO : 2018/1107 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 17/10/2016
KARAR TARİHİ: 30/10/2018
Mahkememizde görülen itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Davalının davacı şirketten toplam 25.892,20 TL’lik mal aldığını ve bu alışveriş karşılığında 27.08.2015 tarihli irsaliyeli fatura kesildiğini, malların davacı şirket tarafından teslim edildiğini ve faturanın da borçlu firmaya teslim edildiğini, aradan geçen süre içerisinde davalının 10.000,00 TL ödeme yaptığını ancak kalan bakiye 15.889,20 TL’yi ödemediğini, bunun üzerine söz konusu kalan bakiye bedelin tahsil edilebilmesi amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin… Esas sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığını, ancak davalının davacı şirkete herhangi bir borçlarının bulunmadığı gerekçesiyle itiraz ederek takibi durdurduğunu, ancak borçlunun bu itirazının hukuki dayanaktan yoksun olup tamamen takibi durdurmaya yönelik olduğunu, davalının yapılan alışveriş sonrası kesilen faturaya herhangi bir itirazda bulunmadığını, faturayı ve malları teslim aldığını ve mallan kullandığını, diğer yandan davalı tarafından 06.01.2016 tarihinde başlatılan icra takibinden sonra 11.01.2016 tarihli ve … numaralı iade faturası kesildiğini ve davacı şirkete gönderildiğini, 6 ay sonra ve icra takibinden sonra kesilen söz konusu iade faturasının davalının sorumluluktan kaçmak amacıyla haksız ve kötü niyetli hareket ettiğini gösterdiğini, alacağın hala devam etmekte ve davalının borcu ödemekle mükellef olduğunu, davacı tarafından kesilmiş 27.08.2015 düzenleme tarihli… numaralı faturaya konu malların davalıya teslim edilmiş olduğunun tanıklarla da sabit olduğu ve davanın kabulü halinde mahkemeye sunulacağını, karşı tarafın sorumluluktan kaçma amacıyla yapmış olduğu itirazın haksız, hukuki dayanaktan yoksun ve tamamen takibi durdurmaya yönelik olup bu nedenle itirazın iptalini talep etme zarureti doğduğunu, açıklanan nedenlerle davanın kabulüyle, karşı tarafın icra takibine vaki haksız itirazının reddi ile icranın devamına, haksız itirazdan ötürü alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, vekalet ücreti ve dava masraflarının karşı tarafa yükletİlmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
Davalılar Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davalı Şirketin huzurdaki davada taraf ehliyeti bulunmadığını, davalı … A.Ş. bir başka şirkete birleşme yoluyla devrolmuş olduğundan şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğini, bu konu ile ilgili olarak; TTK m. 152/f.3; “Devrolunan şirket, birleşmenin ticaret siciline tescili ile infisah eder.” şeklinde düzenlendiğini, davalının da … Şti. ile birleşme işlemini 29.6.2016 tarih ticaret siciline tescil, 4.7.2016 tarih 9110 sayılı Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, sonrasında ise, 08.07.2016 tarih 9111 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile 1. İlanı,15.07.2016 tarih 9116 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile 2. İlanı, 22.07.2016 tarih 9121 sayılı Ticaret Sicil Gazetesi ile 3. İlanı vererek birleşmeden dolayı alacaklılara çağrı yapıldığını, buna karşılık davacı şirket tarafından, huzurdaki dava, 17.10.2016 tarihinde ikame edildiğini, yukarıda alıntılanan yasal düzenlemeden de görüleceği üzere birleşme kararının ticaret siciline tescili ile davalı şirketin tüzel kişiliğinin sona erdiğini, tüzel kişiliğin son bulması ile, eski tüzel kişinin taraf ehliyetinin sona bulduğunu, bundan sonra, eski tüzel kişiye veya onun adına dava açılamayacağını, konu ile ilgili olarak Yargıtay … Hukuk Dairesi E. … K. … T. 28.3.2005 kararında bu hususun belirtildiğini, tüzel kişiliğin son bulması ile, artık eski tüzel kişinin (ölü bir şahıs gibi) taraf ehliyetinin de son bulduğunun kabulü gerekir. Ölü kişiye karşı veya ölü kişi adına dava açılması hakkındaki uygulamaların kıyasen burada da uygulanması gerektiği, Yasal düzenlemeler ve Yargıtay içtihatları gereğince, başka bir şirkete devralması sonucu hükmi şahsiyeti sona eren davalı şirketin huzurdaki davada, taraf ehliyeti bulunmadığını, huzurdaki davanın görevli mahkemede ikame edilmediğini, itirazın iptali davaları için görevli mahkemenin takip konusu alacağın miktarına bakılmaksızın Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, her ne kadar ticari dava niteliğinde olan itirazın iptali davalarında Asliye Ticaret Mahkemeleri de görevli ise de huzurdaki davanın ticari dava niteliğinde olmadığını, Huzurdaki davanın TTK’da öngörüldüğü şekliyle mutlak ticari dava niteliğinde olmadığı gibi, uyuşmazlığın her iki tarafın da ticari işletmesinden kaynaklanmadığı için nisbi ticari dava niteliğinde de olmadığını, huzurdaki davanın dayanağını oluşturan icra takibine konu olan alacağın zamanaşımına uğramış olup, zamanaşımına uğramış olan bir alacak hakkında talepte bulunulmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenle davanın reddi gerektiğini, Davalının davacı şirkete, işbu davanın dayanağı icra takibine konu borcu bulunmadığını, davacı şirket tarafından, davalı şirket adına (icra takibine dayanak yapmış olduğu) 27.8.2015 tarihli 25.889,20-TL tutarlı fatura kesildiğini, dilekçe ekinde ibraz edilen söz konusu irsaliyeli faturada görüldüğü üzere malların teslim alındığına dair davalı şirket yetkilisinin imzasının bulunmadığını, Vergi Usul Kanunu’nun 231, Maddesinde açıkça fatura düzenlenirken; “Faturaların baş tarafında iş sahibinin veya namına imzaya yetkili olanların imzası bulunur” olması gerektiğinin belirtildiğini, buna karşılık irsaliyeli faturanın davalı şirket yetkilisi tarafından dahi imzalanmadığını, bu nedenle davacı tarafın dava konusu malları davalıya teslim etmiş olduğunu ispat etmekle yükümlü olmasına rağmen dosyaya buna ilişkin herhangi bir delil ibraz edemediğini, buna rağmen davalı şirket tarafından taraflar arasındaki güven ilişkisi nedeniyle, davalı şirket tarafından malların tamamının teslim edileceğine duyulan güven ile işbu fatura bedelinin 10.000,00 TL’ lik kısmı için, 10.10.2015 keşide tarihli 10.000,00-TL tutarlı çek ile ödeme yapıldığını,15.889,20 TL’lik tutara karşılık gelen fatura konusu malların davalı şirkete teslim edilmediğini, bu sebeple bakiye kalan işbu davanın da konusu olan 15.889,20 TLTik tutar için davalı şirket tarafından iade faturası düzenlenerek davacı şirkete posta yoluyla gönderildiğini, Bu hususun davacı şirketin dava dilekçesinde de; “….Borçlu karşı taraf firma müvekkil şirketten toplam 25.892,20 TL’lik mal almış ve 27.08.2015 tarihli irsaliyelifatura kesildiğini, aradan geçen süre içerisinde borçlu firma 10.000 TL ödeme yapmış ancak kalan bakiye 15.889,20 TL’yi ödemediğni, diğer yandan borçlu firma tarafından 11.01.2016 tarihli 011175 numaralı iade faturası kesilmiş ve müvekkil şirkete gönderilmiş…. ”şeklindeki ifade edilmek suretiyle davalı şirket tarafından yapılmış olan ödeme ve kesilen iade faturasının alınmış olduğunun açıkça ikrar edildiğini, beyan ederek davalı şirketin taraf ehliyeti bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, davanın usulden reddine, haksız ve hukuka aykırı davanın hem usulden hem esastan reddine, kötü niyetli davacı şirket aleyhine İİK. m. 67/f.2 hükme gereğince reddedilen tutarın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … takip sayılı dosyasının dosya arasına alındığı, itirazın iptaline ilişkin taraflar arasındaki hukuki ilişki değerlendirilerek, davacı tarafın hak ve alacaklarının belirlenmesi için mali müşavir bilirkişiden rapor alınmıştır.
13/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafın inceleme için ticari defter ibraz etmediğini, dosyaya ibraz olunan faturada, fatura içeriği malların teslim edildiğini gösterir bilgi, isim, imza olmadığını, dosyaya ayrıca bir teslim belgesi de ibraz edilmediğini, incelenen davalı taraf defterlerine göre, davalı tarafın davacı tarafı borçlu olmadığını, tarafların %20 tazminat taleplerinin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatini bildirmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde;
Dava itirazın iptali davası niteliğindedir.
Tarafların iddialarının yerinde olup olmadığının tespiti bakımından taraf defterler ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, davacı taraf defter ibraz etmemiş, davalı taraf ise incelemeye defter ve kayıtlarını ibraz etmiştir. davalı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanamıştır. Davacı defterlerini sunmayarak davalının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davalının borçlu olmadığına dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davalı incelenen defter kayıtlarının davalı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar verilmiş ve davacının haksız ve kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının haksız ve kötüniyetli olduğu ispatlanamadığından davalının tazminat talebinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 35,90-TL maktu karar harcının peşin alınan 271,35-TL harçtan mahsubu ile artan 242,15-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT hükümleri gereğince hesap olunan 2.180,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yapılan toplam 10,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.