Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/877 E. 2020/788 K. 17.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/877
KARAR NO:2020/788

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:03/09/2015
KARAR TARİHİ:17/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı firmaya 2008 yılı içinde muhtelif tarihlerde ihracat yolu ile tekstil ürünleri sattığını ve bu ticari ilişkisi sürecinde davalıya toplam fatura bedeli ve FOB ihracat tutarı 71.504,90 Euro tutarlı 9 adet fatura tanzim ettiğini, bu faturaların davalı yanca kabul edildiğini, davalı firmanın ödemelere ilişkin oyalayıcı tutumu ile müvekkilini mağduriyetine sebep olduğunu, davalının satım konusu malları eksiksiz ve kusursuz almasına, usulüne uygun kusur bildirimi yapmamasına malları da iade etmemesine rağmen borcunu ödememesinin hukuka aykırı olduğunu, bu nedenle davalıdan toplam 71.504,90 Euro alacak bedelinin dövize uygulanan ticari faizi ile davalıdan tahsilini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenerek karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya yetkili Mahkemenin davalının ikametgahının bulunduğu yer Mahkemesi olması gerektiğini, davaya bakmaya yetkili Mahkemenin Federal … Cumhuriyeti … Mahkemeleri olduğunu, ihracat işleminin … A.Ş. ile yapıldığını bu nedenle davacının alacak talebinin hukuken mümkün olmadığını, HMK gereği dava dilekçesi ve eklerinin eksiksiz olarak davalıya tebliğinin zorunlu olduğunu, ancak sadece dava dilekçesi tebliğ edildiğini, taraflar arasındaki hukuki eser sözleşmesine dayanan davanın 5 yıllık zamanaşımı süresine tabii olduğunu, usulüne uygun tebliğ edilmeyen fatura ve siparişe aykırı ayıplı ürünlerden kaynaklanan davada davacının 8 yıl sonra dava açmasının kötü niyet göstergesi olduğunu, bu nedenle davanın husumet veya zamanaşımı yönünden reddine karar verilmesini, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın … … Mahkemesine gönderilmesini, alacağa ilişkin kesin ve hukuki nitelikte delil bulunmaması nedeniyle davanın reddini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; taraflar arasında 2008 yılında ihracat yoluyla satılan mallar nedeniyle faturalar kesildiği ve bu faturaların davalı tarafça ödenmediği iddiasıyla 71.504,90 Euro tutarındaki alacağın davalıdan tahsilinin istenip istenemeyeceği, faizin türü ve başlangıcının ne olduğundan ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde dava konusu fatura fotokopileri Mahkememiz dosyasına sunulmutur.
Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğüne müzekkere yazılarak Türkçe dava dilekçesi, tercümeli dava dilekçesi, talepname, tercümeli tebligat, tebligat avansının yatırıldığına dair makbuz aslı celp edildi.
Şişli mal müdürlüğüne müzekkere yazılarak dava dilekçesi tebliğ edileceğinden yurtdışı tebliğ harcının Maliye Bakanlığının muhtelif gelirler hesabına aktarılmak üzere davacı vekilinden tahsil edilip makbuzun bir örneği celp edildi.
… Gümrük Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı firmya ait 26/0/2008 tarihinde 1 adet düzenlendiği bildirilen gümrük beyannamesinde yer alan malların davalı firmaya yurtdışı sevkiyatının yapılıp yapılmadığı sorulmuştur.
… Gümrük Müdürlüğü ve … Gümük Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak göndericisi …. A.Ş olan alıcı davalı … firmasına 04/01/2008 – 08/02/2008 tarihleri arasında 7 adet düzenlendiği bildirilen gümrük beyannamelerinde yer alan malların davalı firmaya yurtdışı sevkiyatının yapılıp yapılmadığı sorulmuştur.
… Ticaret Odası Başkanlığı’na müzekkere yazılarak davacının ticaret sicil kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 19/10/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirketin 2008 yılına ait yevmiye ve kebir defterinin açılış tasdikinin e. TTK ilk mad.69 uyarınca süresinde yapıldığı, ancak yevmiye defterinin ilk 6 aylık bölümü incelemeye sunulmuş olup, 01/07/2008 tarihinden sonraki kayıtların yer alması gereken bölüm görülemediğinden yevmiye defterinin kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı hususunda bir saptama yapılamadığı, bu nedenle davacı yanın ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine uygun olarak tutulduğu yönünde bir kanaate varmanın mümkün olmadığı, davacı şirketin incelemeye sunulan 2008 yılına ait yevmiye defterinin 01-30/06/2008 dönemine ilişkin kayıtlarının incelenmesinde, alacaığa dayanarak yapılan toplam 71.504,902 Euro tutarındaki 9 adet faturanın ihracat işlemlerine aracı olan … A.Ş. Adına düzenlendiği, bu faturalardan 26/07/2008 ve 31/07/2008 tarihli olanlar dışındaki 7 adet faturanın yevmiye defterine kaydedildiğinin görüldüğü, Yevmiye defterinin 01/07/2008 tarihinden sonraki kayıtların yer alması gereken bölüm görülemediğinden 2 adet faturanın yevmiye kaydının saptanamadığı, davacı vekilinin, inceleme tarihinden sonra sayın Mahkemeye sunduğu ve dosyaya alınmak üzere bilirkişiliğimize intikal ettirilen 17/09/2018 havale tarihli dilekçesi ekinde 9 adet fatura ile 8 adet gümrük beyannamesi ve … A.Ş. İle akdedilen ihracatçı aracı sözleşmesi örneğine yer verildiği, davalı … firmasına … A.Ş. Tarafından 04/01/2008-08/02/2008 tarihleri arasında toplam 60.867,40 Euro tutarında toplam 7 adet fatura düzenlendiği, bu faturalar içeriği malların …’da mukim … firmasına ihraç işlemleri kapsamında … Gümrük Müdürlüağünün 7 adet gümrük beyannamesinin düzenlendiği, bu 7 adet fatura dışında yine … firmasına davacı …. Ve Tic. Ltd. Şti. Tarafından 26/07/2008 ve 31/07/2008 tarihlerinde toplam 10.637,50 Euro tutarında 2 adet fatura düzenlendiği, bu faturalardan 31/07/2008 tarihli 6.200,00 Euro bedelli fatura içeriği malların … davalı firmaya ihraç işlemleri kapsamında … Gümrük Müdürlüğünün 1 adet gümrük beyannamesinin tanzim edildiği, ancak 26/07/2008 tarihli 4.437,50 Euro bedelli fatura içeriği malların ihracına ilişkin düzenlenmiş bir gümrük beyannamesine rastlanmadığı, bu durumda davalı yana düzenlenen toplam 71.504,90 Euro tutarında 9 adet faturadan toplam 67.067,40 Euro tutarında 8 adet faturanın ihracına ilişkin gümrük beyannamesi örneğinin kanıt olarak sunulmuş olduğu, sunulan 8 adet faturanın ihracına ilişkin gümrük beyannamesi örneklerinin arka yüzleri boş olduğundan, bu gümrük beyannamelerindeki ihracatın gerçekleştiğini kanıtlayan intaç tarihleri hakkında bir bilgi edinilmediği, ancak davalı firma temsilcisi … tarafından sunulan 27/03/2017 havale tarihli davaya cevap ve itiraz dilekçesinde, davacı tarafa sipariş edilen ürünlerin eksik ve ayıplı olması nedeniyle teslim alınmadığını, ayrıca davalı şirketin Almanyada faaliyet gösteren bir şirket olduğu için … ticari kanunlarına göre kayıtlar oluşturulduğunu, bu kayıtların da değerlendirilmesi gerektiğini savunmuş, davalı vekili de sunduğu 19/06/2018 tarihli dilekçesinde …’ün müvekkili şirket yetkilisi olarak sunduğu cevap ve savunmaların geçerli olduğunu ifade ettiği, davalı firma temsilcisinin ve davalı vekilinin bu beyanlarından dava konusu malların davalı yana teslim edilmek üzere … ve … Gümrüğünden yurtdışına sevk edildiğinin anlaşıldığı, diğer yandan davalı tarafın, sipariş edilen ürünlerin eksik ve ayıplı olması nedeniyle teslim alınmadığını iddia etmesine rağmen, malların iadesine ve ayıp ihbarında bulunduğuna dair herhangi bir kanıtı ortaya koymadığı, … ticari kanunlarına göre kayıtları oluşturulduğunu beyan etmesine rağmen bu kayıtların yetkili mahalli mercilerce onaylanmış örneklerini dosyaya sunmadığı, tüm bu hususların değerlendirilmesinin ve davacı tarafça sunulan gümrük beyannamelerinde kayıtlı malların davalı firmaya ihraç edilmek üzere yurt dışına sevkinin yapılıp yapılmadığı hususunun … ve … Gümrüğüne yazılarak müzekkereler ile sorulması ve gelecek cevaplara göre davacı yanın davalı yandan alacağının varlığı ve miktarı konusunda bir sonuca varılmasının görüş ve kanaatine varıldığını bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince davacı vekilinin itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek rapor alınmasına karar verilmiş olup; 26/11/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu aracı ihracatı …. A.Ş.’nin yapmış olduğu toplam 60.864,40 Euro ihracatın 43.048,80 Euronun … … şubesindeki ihracat döviz kredi taahhüt hesabına kullanıldığı, aracı ihracatçı … A.Ş’nin ilişkisi olduğu ihracat yaptığı … şirketinden herhangi bir talebi olmadığı, aracı ihracatçı sözleşmesine konu olabileceği, ihracakçı …. Ltd. Şti. 2008 yılında 2 adet ihracat beyannamesinde toplam 10.657,50 Euro için … şirketinden ihracat bedelini alamaması halinde (Merkez Bankasının o tarihte yürürlükte olan 2008/YB-7 genelgesi ile ihracat bedellerini yurda getirilmesi zorunluluğu kaldırılmıştır) dava yolu talep edileceği ancak 2015 yılında dava konusu ile talep edildiği, eşyaların alıcısı tarafından alınmaması göndericisine iade etmesi halinde (buna ilişkin herhangi bir belge dosyada bulunmadığı) Gümrek Kanunun 168-170 maddeleri ile Gümrük Yönetmeliğin 446-453. Maddeleri uyarınca 3 yıl içinde geri getirilmesi gerektiği, getirilmediği takdirde 1567 sayılı Türk Parasını Koruma kanun 1 ve 3. Maddeleri doğrultusunda işlem yapılabileceği, davacı …. Ltd. Şti’nin davalı … şirketinden alacağının bulunmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince taraf itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmakla 11/09/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı defterini 6102 sayılı TTK. M.64/3, VUK. M 182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2008 yılı Yevmiye ve Defter-Kebir’in açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2008 yılı Devmiye Defterinin kapanış tasdikinin yaptırılmadığı ve Envanter defterinin ibraz edilmediği, bu itibarla davalı defterlerinin usulüne uygun olmadığı, alacağa dayanak yapılan toplam 71.504,90 Euro tutarındaki 9 adet faturanın ihracat işlemlerine aracı olan … A.Ş. Adına düzenlendiği, bu faturalardan 26/07/2008 ve 31/07/2008 tarihli olanlar dışındaki 7 adet faturanın yevmiye defterine kaydedildiği görülmüş olup, söz konusu 7 adet faturanın tarih ve numarası, Euro bedeli ve 31 Temmuz 2008 tarihli 6.200,00 Euro bedelli 2 adet faturanın yevmiye kaydına saptanmadığı, davalıya usulüne uygun tebligat yapılmasına karşın Sayın Mahkemenin tayin ettiği 17/07/2020 tarihli incelemeye katılmamış ve ticari defter-belge ibraz etmediği, ihracat beyannamelerinin ihracatçı nüshalarının üzerinde İhr. Döv. Krd taahhüdüne sayılmıştır kaydının olması, … …’nın ihracat bedellerini ödediği anlamına gelmeyeceği, ihracat taahhüdünün kapatmanın başka yolları da mevcut olduğu, ayrıca … malların ayıplı olduğunu, tutanak tutulduğunu beyan etmelerine rağmen, bununla bilgili bir belgeye rastlanmadığı, … firması trafından ilgili ihracatlar ile ilgili ödeme yapmış olsaydı mutlaka bunu beyan edeceği, bununla ilgili de bir belgeye rastlanmadığı, İlgili Gümrük Müdürlüklerinden gelen 9 adet beyannamenin yurt dışı çıkış teyiti görülmüş olup, eşyaların geri geldiğine ya da ayıplı olarak tutanak tutulduğuna ve ödeme yapıldığına dair belge/belgeler bulunmadığı, neticeten …. Ltd. Şti’nin 71.504,90 Euro ihracat bedeli alacağının olduğu tespit edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı taraf, davalı tarafa 2008 yılında muhtelif tarihlerde tekstil ürünleri sattığını, ihracat işlemlerinin aracı firma … A.ş tarafından yapıldığını, gümrük beyannamelerinin bu nedenle aracı firma adına düzenlendiğini, davalının faturaları kabul ettiğini, malları teslim almasına rağmen bedellerini ödemediğini beyan ederek 71.504,90 Euro alacak bedelinin faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı şirket yetkilisi cevap dilekçesinde; yetki, husumet ve zamanaşımı itirazında bulunarak malların eksik ve ayıplı olması sebebi ile teslim alınmadığını ve borçlu olmadıklarını iddia ederek davanın reddini talep etmiştir.
5718 Sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunu’nun ”Milletler arası yetki” başlıklı 40. maddesi; ”Türk mahkemelerinin milletlarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder” şeklindedir. İç hukukumuzun yetki kuralını düzenleyen Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 10. maddesine göre; sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. Borçlar Kanunun 89. (818 n sayılı TBK md.73) Maddesine göre; para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinden; dava, MÖHUK md.40, HMK md.10 ve TBK md. 89 gereğince davacı alacaklının yerleşim yeri mahkemesinde açıldığından; davalının yetki itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davalı taraf, zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de; dava konusu alacağın TBK 146. Madde (818 sayılı TBK 125. madde) gereğince on yıllık zamanaşımına tabi olduğu anlaşılmakla; davalının zamanaşımı itirazının reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı şirket, dava dışı … A.Ş ile aracı ihracatçı sözleşmesi imzalamıştır. Davaya konu uyuşmazlık hakkında ihracat/satım işleminin tarafları davacı ve davalıdır. Dava, davacı tarafından davalıya ihracat yolu ile satılan malların bedelinin ödenmemesi üzerine ikame edilmiştir. İhraç edilen ürünlerin asıl hak sahibi davacı olup, dava dışı … A.ş ise bu malların ihracında aracı şirket konumundadır. Bu sebeple davalının husumet itirazı reddedilmiştir.
Davacının dava konusu malları davalıya sattığı, faturaların düzenlendiği, ihracat işlemlerinin yapıldığı, yurt dışı çıkış teyitinin yapıldığı hususu; dosyada mevcut 9 adet ihracat beyannamesi ve davacının ticari defterleri ile sabittir. İhracat beyannamelerinin ihracatçı nüshalarının üzerinde ”İhr. Döv. Krd taahhüdüne sayılmıştır” kaydının olmasının, davalının ihracat bedellerini ödediği anlamına gelmeyeceği, ihracat taahhüdünü kapatmanın başka yollarının da mevcut olduğu, ayrıca davalının malların ayıplı olduğunu, tutanak tutulduğunu beyan etmesine rağmen bununla ilgili bir belgeye rastlanmadığı, davalı tarafından ilgili ihracatlar ile ilgili ödeme yapılmış olsaydı mutlaka bunun beyan edileceği, bununla ilgili de bir belgeye rastlanmadığı, ilgili Gümrük Müdürlüklerinden gelen 9 adet beyannamenin yurt dışı çıkış teyiti görülmüş olup, eşyaların geri geldiğine ya da ayıplı olarak tutanak tutulduğuna ve ödeme yapıldığına dair belge bulunmadığı anlaşılmaktadır. Bu bağlamda; davacının 71.504,90 Euro ihracat bedeli alacağının olduğu sonuç ve kanaatine varılarak davanın kabulü yönünde aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE;
1-71.504,90EURO’nun dava tarihinden itibaren işleyecek 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi gereğince devlet bankalarına EURO birimi ile açılmış 1 yıl vadeli mevduat hesabına uygulanan en yüksek faiz oranı ile davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 16.052,90TL karar harcından peşin alınan ve tamamlama ile alınan 4.013,23TL harcın mahsubu ile eksik 12.039,68TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
3-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 7.936,53TL ( 27,70TL BVH, 4,10TL VSH, 4.013,23TL Peşin Harç, 291,50TL posta ve tebliğler, 3.600,00TL bilirkişi ücreti, ,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 24.900,06TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/11/2020

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır