Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/859 E. 2019/258 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/859 Esas
KARAR NO : 2019/258
DAVA : İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 27/08/2015
KARAR TARİHİ: 30/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;…Şti. (…) tarafından …Bankası… Şubesi … Şubesine ait, 30.07.2015 tarihli 20.000-TL bedelli … nolu çekin davacı … lehine keşide edilerek teslim edildiğini,Söz konusu çekin davacı uhdesin dey ken ve bankaya takas için verilmek üzere davacı tarafından cirolanmişken kaybolduğunu,Konuya ilişkin olarak , kaybolan çekin, bulan kişi tarafından haksız, yere bankadan tahsil edilme tehlikesi bulunduğundan , taraflarınca Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin …esas sayılı dosyasından çek İptali davası açıldığını, ilgili mahkeme dosyasından ödemeden men kararı alındığını ve bu hususun muhatap bankaya tebliğ edildiğini, çeki muhatap bankaya ibraz eden davalının ise çek iptali davasına müdahil olduğunu, taraflarına istirdat davası açmak için süre verildiğini,Davacının söz konusu çekin ciro silsilesinde kendisinden sonra gelen cirantaların …, …,…ve davalı …’a hiçbir ticari veya özel ilişkisi bulunmadığını, hatta tarafları İsim olarak dahi tanımadıklarını, dolayısıyla ne davalıya nc de diğer cirantalara davacının borcu bulunmadığını, davalı tarafından çekin keşidecisi ve diğer tüm cirantalara karşı İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından takip başlatıldığını,Söz konusu çekin davacının elinden rıza dışında çıktığından her ne kadar davalının iyiniyetli üçüncü kişi olsa dahi, ciro silsilesi koptuğundan , davalının çeki haksız yere elinde bulundurduğunu ve bu sebeple davacıya iadesi gerektiğini,Yukarıda sayılan nedenlerle davanın kabulü ile, öncelikle davacının …Şti ‘nden almış olduğu …Bankası …Şubesi /…Şubesine aiL 30.07.2015 tarihli 20.000-TL bedelli… nolu çekin davacının elinden rızası dışında çıkması sonucu haksız yere davalı eline geçtiğinden, davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti ile çekin davacıya iadesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin karşı tarafa yüklet ilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;Davalının yasal hamili olduğu ‘ …Bankası A.Ş. …Şubesi İstanbul’a ait 30.07.2015 tarihlî 20.000,00- TL. bedelli… no. lu çok11 davalı tarafından İstanbul 20. İcra Müdürlüğü nün 2015/21790 E. Sayılı icra dosyası ile takibe konu edildiğini,Davalının dava konusu çeki ciro yolu İle temin ettiğini, çeklerin bedelini talep etme hakkı bulunduğunu, davalının iyi niyetli meşru hamil olduğunu, davalının çeki, düzgün ciro zinciri yoluyla ticari ilişki kapsamında elde ettiğini, çekin meşru hamili konumunda olduğunu, bu nedenle davalının çekin bedelini talep etme hakkı olduğu her türlü izahtan vareste olduğunu,Çekin tedavül kabiliyeti olan bir kıymetli evrak olduğunu, çekin piyasada tedavül etmesinden sonra, meşru hamil sıfatıyla çeki elinde bulunduran üçüncü kişiye karşı menfi tespit/istirdat davası açılmasının da hukuken mümkün olmadığını, davalının iyi niyetli meşru hamil olduğunu, çekin üzerinde ciro edilemeyeceğine dair herhangi bir ibare de bulunmadığını, davalının tümüyle piyasa kurallarına ve hukuka uygun olarak çeki ciro sureti ile elde ettiğini, Nitekim Türk Ticaret Kanununun “Borçlunun Delileri” başlıklı 825, Maddesi hükmünü amir olduğunu,Davalının çeki ciro yolu ile ele geçirdiğini, davalının keşideci ile diğer cirantalar arasındaki ticari ilişkiyi araştırma zorunluluğu bulunmadığını, çekteki her cirantayla ticari bir ilişki içinde bulunması da gerekmediğini,ödeme yasağı kararının söz konusu çek yönünden verilen kesin sürede İstirdat davası açılmamış olması nedeniyle 09.09.2015 tarihli mahkeme ara karan ile kaldırıldığını,Çek üzerinde meşru hamil konumunda bulunan davalının dava konusu olan çeklerden kaynaklanan alacağı her yönüyle hukuka uygun ve haklı olduğunu, çeklerin kcşİdccisi ve davalıdan Önceki tüm cirantaların davalıya karşı dava konusu olan çeklerin ödenmemesinden dolay müteselsilen sorumlu olduğunu, davalının çeki iktisap ederken bilerek borçlunun zararına hareket etme kastını ispat yükü davacı tarafta olduğunu, davacı tarafın bu hususu ispat edemediğini ve ispat etmesinin de mümkün olmadığını,Dava konusu çek hakkında verilmiş olan ödeme yasağı kararının Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinin 09.09.2015 tarihli ara kararı ile kaldırıldığını, hakkında ödeme yasağı karan verilmiş bir çekin icraya konulmasında hukuki bir sakınca bulunmadığını,Takibin diğer borçlusu dava dışı keşideci … Şti. tarafından davalı taralından başlatılan icra takibine İstanbul İcra Hukuk Mahkemesi Sayın Hâkimliği’ne …E. Sayılı dosyası ile itiraz edildiğini ve işbu itiraz dosyasında da keşideci tarafından “çek bedelinin davacı … tarafından kendisinden talep edildiği, çek iptali kararı verildiğinde çekin kendisine ödeneceği yönünde de tarafların aralarında protokol yaptıkları” açıkça dile getirildiğini, bu hususun da davacı vc keşideci tarafta vaki köttlııiycti vc cirantaların alacaklarına halel getirme kastını gözler önüne serdiğini,Yukarıda ayrıntılarıyla İzah edilen tüm hususlar neticesinde davacı tarafın açmış olduğu hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerekliğini,Yukarıda arz ve izah olunan ve Mahkemece resen öngörülecek nedenlerle, esasa ilişkin itirazları kapsamında haksız ve hukuka aykırı taleplerle ikame olunan işbu davanın reddine, davalıyı zarara uğratma ve davalının haklı alacağına halel getirme kastı sabit olan davacının alacağın %20 sinden az olmamak üzere kötü nıyel tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, Bakırköy …ATM’nin… E.sayılı dosyası, İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası celp edilmiş, çeke dayalı alacağın varlığı ve miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi dosyaya sunduğu 28/01/2019 tarihli raporda ” Davacı tarafın dava dosyası içeresine ibraz etmiş olduğu İşletme Defter görüntülerinin noter tasdikinin bulunmadığı, davacı lehine delil teşkil etmeyeceği, mevcut haline göre yapılan incelemede,Davacı tarafa ait ticari defterlerden işletme Defteri dökümüne göre, davaya konu çekte cirosu bulunan, …, …,…ve …olan cirantalarla arasında ticari bir ilişkiye rastlanmadığı” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; açılan dava, takipten sonra açılan Menfi Tespit davası olup davacı taraf çekte cirosu olduğu halde rızası dışında çek elinden çıktığı için ciro silsilesinin koptuğunu belirterek borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiş ise de takibe dayanak yapılan çekin incelenmesinde davacının lehdar olup cirosunun bulunduğu ciro silsilesinin düzgün olduğu, davalının çekin son hamili olduğu, ödeme yasağı gereği işlem yapılamadığının anlaşıldığı, TTK 825 mad.gözetildiğinde son hamilin bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin veya kötüniyetli ve ağır kusurlu olduğunun ispatlanması halinde sözkonusu senetten borçlu olmadığına hükmedebileceği fakat son hamilin kötüniyetle veya ağır kusurlu olarak hareket ettiğinin davacı tarafça ispatlanamadığı, yaptırılan defter incelemesi sonucunda davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmadığı ve kendi lehine delil teşkil edemeyeceğinin anlaşıldığı, tüm bu nedenlerle açılan ve ispatlanamayan menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 44,40-TL maktu karar harcının peşin alınan 341,55-TL harçtan mahsubu ile artan 297,15-TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim 1