Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/858 E. 2020/8 K. 13.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/858
KARAR NO : 2020/8

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 27/08/2015
KARAR TARİHİ : 13/01/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde davalı şirkete ait … Organize Sanayi Bölgesindeki Ar – Ge binasının çatısının yalıtım işini yaptıklarını, yaptıkları işlerin tespiti için Manisa… Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş dosyasında tespit yaptırdıklarını ve bilirkişi raporu hazırlandığını buna göre hak edişlerinin toplamının 128.056,00 TL olduğunu, bu rakama % 18 KDV eklenmesi ve 2 / 10 tevkifat yapılmasından sonra 146.486,07 TL alacaklarının kaldığını, davalı tarafın ise kendilerine 62.384,40 TL ödeme yaptığını, bu ödemenin düşülmesinden sonra bakiye 84.111,67 TL alacaklarının kaldığını, bakiye alacaklarının ödenmemesi üzerine İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı …A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde öncelikle yetkisizlik itirazında bulunmuş ve yetkili mahkemenin sözleşmenin ifa yeri olan Manisa mahkemeleri olduğu itirazında bulunmuştur. Davanın esasına yönelik olarak da davacının işini sözleşmeye uygun ifa etmediğini, ayıplı imalat nedeniyle zarar oluştuğunu, bu zararı kendilerinin giderdiğini, ayıplı imalat bedellerinin hak ediş toplamından düşülmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı dosyasını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi, Manisa … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş dosyasını, faturaları, ticari defterleri ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi, Manisa … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş dosyasını, faturaları, ticari defterleri, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

Davalı taraf yetki itirazında bulunmuş ön inceleme duruşmasında yetki itirazı hakkında karar verilmemiştir. 23.02.2017 tarihli duruşmada da yetki itirazı hakkında dosyanın bilirkişiden dönüşünden sonra karar verileceği yönünde ara karar oluşturulmuş ancak sonraki duruşmalarda yetki itirazı hakkında karar verilmemiştir. Davacı şirketin yerleşim yeri İzmir, davalı şirketin yerleşim yeri ise İstanbul’dur. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin konusunu ise davalı şirketin … Organize Sanayi Bölgesinde bulunan fabrika binasının çatısının yalıtımının yapılması oluşturmaktadır. Dolayısıyla sözleşmenin ifa yeri Manisa’dır. Taralar arasında imzalanmış sözleşmenin “Yetkili Organ” başlıklı 19’uncu maddesinde “İş bu sözleşmede anılmayan ihtilaf halinde İstanbul Mahkemeleri ve İstanbul icra dairesi yetkilidir” koşulu getirilmiştir. Dolayısıyla yetki şartı sözleşme konusunu oluşturmayan uyuşmazlıklar için getirilmiş olup sözleşmeden kaynaklı uyuşmazlıklar için yetki koşulu getirilmiş değildir. Davacının talebi sözleşmenin 3’üncü maddesinde belirlenen 12,90 TL/m2 birim fiyat üzerinden doğmuş olan alacağından bakiye kalan alacağının tahsili için başlattığı icra takibine yapılan itirazın iptaline yöneliktir. Dolayısıyla davacı sözleşmenin 3’üncü maddesinden kaynaklanan bir uyuşmazlığı talep etmektedir. Bu durumda sözleşmenin 19’uncu maddesindeki yetki koşulu bu davada uygulanamayacaktır. Davacının 6100 sayılı HMK m. 10’a göre sözleşmenin ifa yeri mahkemesinde ya da HMK m. 6’ya göre davalının yerleşim yeri mahkemesinde dava açmak üzere seçimlik yetki hakkı bulunmakta olup davacı taraf davalının yerleşim yeri olan İstanbul mahkemesinde davasını açtığından yetki itirazının reddine karar verilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470’e göre; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” Taraflar arasında yapılan 01.09.2013 tarihli sözleşme ile davalı şirkete ait … Organize Sanayi Bölgesindeki fabrika binası … likit membrane ile çatı yalıtım ve tamirat işini oluşturmaktadır. Davacı tarafın belirttiği gibi sözleşmenin konusu sadece Ar – Ge binası çatısını oluşturmamaktadır. Fabrikanın üretim bölümünün çatısını da kapsamaktadır. Bu madde kapsamında taraflar arasında yapılan sözleşme eser sözleşmesi niteliğindedir. Ücret ise sözleşmenin “Birim Fiyat” başlıklı 3’üncü maddesinde 12,90 TL/m2 sabit birim fiyat KDV hariç olarak belirlenmiştir.

Davalı taraf, sözleşmenin süresinde bitirilmediği ve yapılan işin ayıplı olduğu gerekçesiyle … Noterliğinin 10.10.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiklerini davacı tarafa bildirmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 475/son hükmüne göre; “Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” Davacının yaptığı imalatların davalının taşınmazının üzerinde yapılmış olması edeniyle davalı tarafın sözleşmeden dönmesi bu madde hükmüne göre geçersizdir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 479/II’ye göre; “Eserin parça parça teslim edilmesi kararlaştırılmış ve bedel parçalara göre belirlenmişse, her parçanın bedeli onun teslimi anında muaccel olur.” Dava konusu sözleşmede eserin parça parça teslimi kararlaştırılmış değildir. Bedelde birim fiyat üzerinden belirlenmiştir. Ancak taraflar arasında yapılan @ posta yazışmalarından anlaşıldığına göre davalıya ait olan taşınmazın önce Ar – Ge binasının çatısının izolasyonu ve tamiratına başlanılmış üretim binasının çatısına ise başlanılmamıştır. Ar – Ge binasının çatısının işleri de sözleşmede öngörülen sürede olmasa da davacı tarafından bitirilmiştir. Sözleşmeye göre her ne kadar parça parça işin teslim edilmesi kararlaştırılmadıysa da yapılacak işin niteliğine göre işin parça parça olarak ifasının işin tamamının ifasını engellemeyeceği anlaşılmaktadır. Bu nedenle davacı yüklenicinin bitirdiği Ar – Ge binası çatısının yalıtım işinin bedelini davalı taraftan talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır.

Taraflar arasındaki ticari ilişkinin ve alacak borç durumunun tespiti için her iki tarafında ticari defterlerini mahkememize sunmaları istenilmiş ve 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Davalı taraf ticari defterlerinin Manisa’da olması nedeniyle Manisa Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmıştır. Hazırlanan 20.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda davalı taraf kayıtlarına göre davalı tarafın davacı tarafa 185.501,88 TL borcu bulunduğu tespit edilmiştir.

Davacı tarafın ticari defterlerinin incelenmesi için dosya mali müşavir, inşaat mühendisi ve akademisyen bilirkişi heyetine verilmiş ve rapor hazırlanması istenilmiştir. Hazırlanan 24.08.2017 tarihli bilirkişi raporunda davacı taraf ticari defterlerine yönelik ayrıntılı bir inceleme dökümü yapılmadan dosyadaki önceki belgelere göre değerlendirme yapılmış, sonuç kısmında da davacının hesapladığı 146.496,07 TL tutarlı alacaktan davalı tarafın yaptığı 62.384,40 TL’nin düşülmesiyle 96.743,02 TL bakiye davacı alacağının kalacağı tespitine yer verilmiştir. Halbuki 146.496,07 TL tutarlı alacaktan davalı tarafın yaptığı 62.384,40 TL’nin düşülmesiyle 84.111,67 TL kalmaktadır ki üç bilirkişi de hesap hatası yapmıştır. Bu nedenle bu rapor hükme esas alınmamıştır.

Tarafların itirazlarını karşılar nitelikte aynı bilirkişi heyetinden ek rapor hazırlanması istenilmiş hazırlanan 15.02.2019 tarihli ek raporda da aynı hesap hatası tekrar edilmiştir. Bu nedenle ek rapor da hükme esas alınmamıştır.

Manisa Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimatla alınan 20.10.2016 tarihli bilirkişi raporunda davalı taraf ticari defterlerine göre davalı tarafın davacı tarafa 185.501,88 TL borcu bulunduğu tespit edilmiştir.
6100 sayılı HMK m. 222/III’e göre; “İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiç bir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” Bu maddeye uygun olarak tutulan davalı defterlerindeki kayıtlar davalının davacı tarafa 185.501,88 TL borcu olduğunu göstermektedir. Bu durumun aksi davalı tarafından senet ya da kesin delillerle kanıtlanamadığından davalı defterleri davacı lehine delil hükmündedir.

Davacı şirket hak edişlerinin toplamının Manisa …Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş dosyası bilirkişi raporuna göre 128.056,00 TL olduğunu, bu rakama % 18 KDV eklenmesi ve 2 / 10 vergi tevkifatı yapılmasından sonra 146.486,07 TL alacaklarının kaldığını, davalı tarafın ise kendilerine 62.384,40 TL ödeme yaptığını, bu ödemenin düşülmesinden sonra bakiye 84.111,67 TL alacaklarının kaldığını belirtmektedir. Taraflar arasındaki sözleşmenin 3’üncü maddesinde bedele KDV’nin dahil olmadığı yazılı olduğundan davacı tarafın belirlediği hak ediş miktarına % 18 KDV ekleyip 2 / 10 vergi tevkifatı yapmasında sözleşmeye aykırı bir yön bulunmamaktadır.

Bilirkişi heyetinin yaptığı hesap hatası basit matematik işlemi ile giderilebilir nitelikte olduğundan tekrar bilirkişi incelemesi yaptırılmamıştır.
6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir.
Dosya içerisine alınan İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf 84.111,67 TL asıl alacak ve 12.631,35 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 96.743,02 TL alacak talebinde bulunmuştur. Ancak faturaya konu alacaklarının tarafına ödenmesi için davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ya da benzeri bir bildirim yazısını dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davanın asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilerek takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden kısmen reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davacı tarafın yaptığı işin miktarı yargılama esnasında bilirkişi raporu ile tespit edildiğinden alacağın likit olmadığı anlaşılmakla davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmemiştir.
Davacı tarafın davalıya kestiği faturaları ödememesi üzerine ihtarname göndererek davalı tarafı temerrüte düşürmeden icra takibi başlatması ve icra takibinde faiz talebinde bulunması iyiniyetli görülmediğinden davalı lehine kötüniyet tazminatına hükmedilmiştir.

DAVALI KARŞI DAVACININ AÇTIĞI
KARŞI DAVA YÖNÜNDEN
DAVALI KARŞI DAVACININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği karşı dava dilekçesinde davacı karşı davalının işini sözleşmeye uygun ifa etmediğini, ayıplı imalat nedeniyle zarar oluştuğunu, bu zararı kendilerinin giderdiğini, bu nedenle de…Noterliğinin 10.10.2014 tarih ve 11402 sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshettiklerini, yaptıkları onarım bedeli karşılığı olarak 1.000,00 TL tazminatın ve sözleşmenin ihlali nedeniyle de 1.000,00 TL cezai şartın taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVACI KARŞI DAVALININ TALEBİ:
Davacı… Şti. vekili verdiği karşı davaya cevap dilekçesinde davalı karşı davacı şirkete ait …Organize Sanayi Bölgesindeki Ar – Ge binasının çatısının yalıtım işini yaptıklarını, yaptıkları işlerin tespiti için Manisa … Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş dosyasında tespit yaptırdıklarını ve bilirkişi raporu hazırlandığını buna göre hak edişlerinin toplamının 128.056,00 TL olduğunu, bu rakama % 18 KDV eklenmesi ve 2 / 10 vergi tevkifatı yapılmasından sonra 146.486,07 TL alacaklarının kaldığını, davalı tarafın ise kendilerine 62.384,40 TL ödeme yaptığını, bu ödemenin düşülmesinden sonra bakiye 84.111,67 TL alacaklarının kaldığını, bakiye alacaklarının ödenmemesi üzerine İstanbul …İcra Dairesinin… sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine itirazın iptali davası açtıklarını, yaptıkları işte ayıplı imalat olmadığını, işin gecikmesinin kendilerinden kaynaklanmadığını, hava koşullarının işin gecikmesine neden olduğunu belirtmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı tazminat ve m. 179’a göre cezai şart alacağı davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı karşı davalı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı dosyasını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi, Manisa …Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş dosyasını, faturaları, ticari defterleri, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davacı karşı davalı taraf, İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, taraflar arasında imzalanan sözleşmeyi, Manisa … Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş dosyasını, faturaları, ticari defterleri ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı tazminat ve m. 179’a göre cezai şart alacağı davasıdır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470’e göre; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” Taraflar arasında yapılan sözleşme niteliği itibariyle eser sözleşmesi niteliğindedir.

Taraflar arasında yapılan sözleşmenin konusunu davalı karşı davacı şirkete ait …Organize Sanayi Bölgesindeki fabrika binası…likit membrane ile çatı yalıtım ve tamirat işini oluşturmaktadır. Davalı karşı davacı yalıtım işinin davacı karşı davacı tarafından sözleşmeye uygun şekilde yapılmadığını ve ayıplı imalat nedeniyle zarara uğradığını ileri sürmekte, bu nedene uğradığı zararının tazminini ve sözleşmeye aykırılıktan ötürü de cezai şart talep etmektedir.

Davacı tarafın iddialarının doğruluğunun araştırılması için Manisa Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılarak davalı karşı davacı şirkete ait … Organize Sanayi Bölgesindeki Ar – Ge binasında inşaat mühendisi bilirkişi ile keşif yapılması ve keşif sonucunda bilirkişi raporu hazırlanması istenilmiştir. Hazırlanan 18.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda ayıplı yerlerin çatı ortasına gelen yağmur olukları ve aynı bölümün yan kısımlarının ve iki adet baca dibi olduğu, üretim bölümünün çatısının tamamlanmadığı, işin teslim edildiği tarihteki ayıbın giderim bedelinin ise 3.808,60 TL olduğu tespit edilmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 471’e göre; “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.” Hazırlanan 18.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda davacı karşı davalının gerçekleştirdiği imalatın ayıplı olduğu tespit edilmiş olup bu madde kapsamında yüklenici olan davacı karşı davalının üstlendiği edimi sadakat ve özenle ifa etme borcunu yerine getiremediği anlaşılmaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 474’e göre; “İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.” İş sahibi olan davalı karşı davacı eserdeki ayıbı sözleşme sona ermeden tespit etmiş ve yükleniciye bildirmiştir. Bu durumda iş sahibi olan davalı karşı davacının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 475’e göre; “1. Eser işsahibinin kullanamayacağı veya hakkaniyet gereği kabule zorlanamayacağı ölçüde ayıplı ya da sözleşme hükümlerine aynı ölçüde aykırı olursa sözleşmeden dönme. 2. Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme. 3. Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları yükleniciye ait olmak üzere, eserin ücretsiz onarılmasını isteme.” hakları bulunmakla birlikte aynı maddenin ikinci fıkrasına göre iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı da bulunmaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 475’in son fıkrası ise taşınmazlarla ilgili ayrık bir madde düzenlemiş olup buna göre; “Eser, işsahibinin taşınmazı üzerinde yapılmış olup, sökülüp kaldırılması aşırı zarar doğuracaksa işsahibi, sözleşmeden dönme hakkını kullanamaz.” Dava konusu olayda da davacı karşı davalının yaptığı yalıtım işi davalı karşı davacının taşınmazının çatısında gerçekleştirilmiş bir eser niteliğinde olduğundan davalı karşı davacının …Noterliğinin 10.10.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile sözleşmeyi feshetmesi hukuken geçerli değildir. Dolayısıyla davanın açıldığı tarihte sözleşme hukuken geçerliliğini devam ettirmekte olup davalı karşı davacının 1.000,00 TL tazminat talebi 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 475’in ikinci fıkrasına göre genel hükümlere göre tazminat talebi olarak değerlendirilmek zorundadır.

Hazırlanan 18.10.2019 tarihli talimat bilirkişi raporunda ayıplı yerlerin çatı ortasına gelen yağmur olukları ve aynı bölümün yan kısımlarının ve iki adet baca dibi olduğu, üretim bölümünün çatısının tamamlanmadığı, işin teslim edildiği tarihteki ayıbın giderim bedelinin ise 3.808,60 TL olduğu tespit edilmiştir. Davacı tarafın tazminat talebi ise 1.000,00 TL olup 6100 sayılı HMK m. 26’ya göre taleple bağlılık ilkesine göre 1.000,00 TL tazminatın davacı karşı davlıdan alınarak davalı karşı davacıya dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte ödenmesine yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davaya konu sözleşmenin “Tazminat, Cezai Şart, Yaptırımlar, Fesih ve İşin Tasfiyesi” başlıklı 16’ıncı maddesinde meydana gelecek zararlar için yüklenici olan davacı karşı davalının sorumluluğu düzenlenmiş ancak cezai şart konusunda sadece “İşverenin sözleşmenin diğer maddelerinde düzenlenmiş olan cezai şart hakları saklıdır.” hükmü getirilmiştir. Sözleşmenin “Gecikme Cezası” başlıklı 6’ncı maddesinde de işin süresinde yapılmaması durumunda her gün için keşif tutarının % 1’i oranında ceza uygulanacağı, gecikme cezasının işin tahmini bedelinin % 30’unu geçmeyeceği belirlenmiştir.

Sözleşmenin 5’inci maddesine göre sözleşme süresi 120 gün olarak belirlenmiştir. Birim fiyat ise 12,90 TL / m2 olarak belirlenmiştir. Hazırlanan 18.10.2019 tarihli talimat bilirkişi raporunda işin yapıldığı alan toplam 9.640 m2 olarak tespit edilmiştir. Bu durumda yapılacak iş bedeli 124.356,00 TL olacaktır. (12,90 TL / m2 Birim fiyat x 9.640 m2 = 124.356,00 TL) Günlük keşif tutarı ise bu rakamın 120 gün karşılığı olan 1.036,30 TL’dir. (120 gün işin süresi / 124.356,00 TL iş bedeli = 1.036,30 TL) Davalı karşı davacının bu cezai şartı talep etmesi işin süresinde bitirilememesi koşuluna bağlanmıştır. Davalı karşı davacı işin bir yılı aşkın süredir bitirilemediğini ileri sürmüş davacı karşı davalı ise hava koşullarının işin bitirilmesine engel olduğunu, zeminin kuruması için beklenildiğini belirtmiştir.

Taraflar arasında yapılan @ posta yazışmaları incelendiğinde sözleşmenin imzalandığı 01.09.2013 tarihinden yaklaşık 11 ay sonra 21.08.2014 tarihinde davacı karşı davalının gönderdiği @ postada “Ar – Ge ile ilgili mutabakat sağlanmasının ardından uygun gördüğünüz takdirde üretim çatısına başlanacaktır” ifadesi yer almaktadır. Dolayısıyla işin bitirilme süresi olan 120 gün içinde işin bitirilmediği anlaşılmaktadır. Diğer @ posta yazışmalarında da benzer mesajlar bulunduğu görülmektedir. Bu durumda davalı karşı davacının yukarıda hesaplanan günlük 1.036,30 TL her gün için cezai şart talep etmeye hukuku yararı bulunmaktadır. Davalı karşı davacının cezai şart talebi ise 1.000,00 TL olup davalı karşı davacının talebinin kabulüne ve 1.000,00 TL cezai şartın davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asıl dava yönünden;
a)Davanın kısmen kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 84.111,67 TL üzerinden devamına, asıl alacağın takip tarihinden itibaren ticari faiz işletilmesine,
b)Fazlaya ilişkin istemin reddine,
c)Asıl alacak likit olmadığından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
d)Davanın reddedilen 12.631,35 TL üzerinden %20 kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
e)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 5.745,67-TL nispi karar harcının peşin alınan 1.168,42-TL harçtan mahsubu ile eksik 4.577,25-TL harcın davalı-karşı davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
f)Davacı-karşı davalı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 1.913,90-TL (1.200-TL BK ücreti, 713,90-TL tebliğler, talimat ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.664,01-TL’nin davalı-karşı davacıdan alınarak DAVACI KARŞI DAVALIYA VERİLMESİNE,
g)Ayrıca davacı-karşı davalı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 1.200,22-TL (27,70-TL BH, 1.168,42-TL PH, 4,10-TL VH ) harcın davalı-karşı davacıdan alınarak DAVACI KARŞI DAVALIYA VERİLMESİNE,
ğ)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen kısım üzerinden hesap olunan 11.734,52-TL nispi vekalet ücretinin davalı-karşı davacıdan alınarak, DAVACI-KARŞI DAVALIYA VERİLMESİNE,
h)-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince red edilen kısım üzerinden hesap olunan 3.400,00-TL maktu vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak, DAVALI-KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE,
2-Karşı dava yönünden davanın kısmen kabulüne;
a)6100 Sayılı HMK madde 26’ya göre talepte bağlılık ilkesi uyarınca 1.000,00 TL zarar tazminatının davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte verilmesine,
b)Davalı karşı davacının 1.000,00 TL cezai şart talebinin kabulüne, 1.000,00 TL cezai şartın davacı karşı davalıdan alınarak, DAVALI KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE,
c)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesap olunan 136,62-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 34,15-TL harcın mahsubu ile bakiye 102,47 TL harcın davacı – karşı davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
d)Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince karşı davada hesap olunan 2.000,00-TL vekalet ücretinin davacı-karşı davalıdan alınarak DAVALI-KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE,
e)Davalı-karşı davacı tarafından yapılan toplam 2.834,15-TL’nin ( 27,70-TL BVH, 7,80-TL VH, 34,15-TL Peşin Harç, 628,00-TL keşif harcı, 336,50-TL tebliğler, 1.800,00-TL BK) yargılama giderinin davacı-karşı davalıdan alınarak DAVALI KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …

Hakim …
¸