Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/764 E. 2021/340 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/764
KARAR NO:2021/340

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ :23/07/2015
KARAR TARİHİ:14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:

Davacı … Ticaret Ltd. Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde davalı … Ltd. Şti. ile 18.03.2015 tarihinde stand kurulum sözleşmesi yaptıklarını, bu sözleşmeden kaynaklanan alacakları için 25.03.2015 tarih ve … sayılı faturayı düzenleyerek davalı şirkete gönderdiklerini ancak davalı şirketin fatura bedelini ödemediğini, bunun üzerine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:

Davalı … Ltd. Şti. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davacı ile aralarında imzalanmış herhangi bir sözleşme bulunmadığını, davacının dosyaya sunduğu sözleşme altındaki imzanın şirketin yetkililerine ait olmadığını, davacı taraftan her hangi bir hizmette almadıklarını, kendilerini temsil etmesi için imzalanmış bir yetki sözleşmesi de bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve davamı maddelerine göre vekâlet ve iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:

Davacı taraf, 25.03.2015 tarih ve … sayılı faturayı, tarafların ticari defterlerini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Davalı taraf, tanık beyanlarını, imza sirkülerini ve ticaret sicil gazetesi kayıtlarını delil olarak sunmuştur.

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502 ve davamı maddelerine göre vekâlet ve iş görme sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre itirazın iptali davasıdır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 502’ye göre; “Vekâlet sözleşmesi, vekilin vekâlet verenin bir işini görmeyi veya işlemini yapmayı üstlendiği sözleşmedir. Vekâlete ilişkin hükümler, niteliklerine uygun düştükleri ölçüde, bu Kanunda düzenlenmemiş olan işgörme sözleşmelerine de uygulanır.” Taraflar arasında yapılan ancak davalı şirketin yetkili kişisinin imzalamadığı itirazında bulunduğu sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 2’nci maddesinde “Taraflar arasında yapılan bu sözleşme 26 – 29 Mart 2015 tarihleri arasında …’da yapılacak olan … fuarında kullanılacak olan 144 m2 stand kurulumuna ilişkindir.” düzenlemesinin yer aldığı görülmektedir. Sözleşmenin bu hükmüne göre taraflar arasında yapılan sözleşme vekâlet almaksızın iş görme sözleşmesi niteliğinde olup 6098 sayılı TBK m. 502 ve devamı maddeleri hükümlerine bağlıdır.

Dava konusu uyuşmazlık davacının davalıyla yaptığı sözleşme kapsamında hizmet verip vermediği ve eğer hizmet verdiyse verdiği hizmetin karşılığı olarak ücrete hak kazanıp kazanmadığı noktasındadır. 6098 sayılı TBK m. 502’ye göre vekâlet ve iş görme sözleşmelerinde “Sözleşme veya teamül varsa vekil, ücrete hak kazanır.” Taraflar arasında yapılan ancak davalı şirketin sözleşme altındaki imza için şirket yetkilisinin imzası olmadığı itirazında bulunduğu sözleşmenin “Mali Konular / İşverenin Yükümlülükleri” başlıklı 4’üncü maddesinde sözleşme kapsamında verilecek hizmetin bedeli belirlenmiştir. Buna göre davacı taraf verdiği hizmet karşılığında tahsil edemediği hizmet bedelini davalı taraftan isteme hakkına sahiptir. Ancak bunun için vekil ya da iş gören sıfatıyla sözleşmede kendisine yüklenen edimleri yerine getirmiş olması gerekmektedir.

Davalı şirketin davacının sunduğu sözleşme altındaki imzayı inkâr etmesi nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 211’e göre imza incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve davalı şirket yetkilisi …’ın imza örnekleri mahkeme huzurunda alınmış davalı şirket yetkilisinin uygulamaya uygun imza örnekleri de ilgili yerlerden getirtildikten sonra dava konusu sözleşme imza örnekleri ile birlikte Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesine gönderilmiştir. Hazırlanan 02.05.2017 tarihli raporda sözleşme altındaki imzanın davalı şirketin temsilcisi …’a ait olmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla davacının dava konusu alacağı için 18.03.2015 tarihli sözleşmeye delil olarak dayanabilmesi hukuken mümkün değildir.

Dava konusu faturanın tarafların ticari defterlerinde kaydının bulunup bulunmadığının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığı ile inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 22.05.2020 tarihli bilirkişi raporunda davaya konu faturanın davacı defterinde kaydının bulunduğu, davacı defterlerine göre davacının 14.986,00 TL alacaklı gözüktüğü, davalı taraf defterlerinde ise faturanın kaydının bulunmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca davacının yevmiye defterinin kapanış onayının yapılmamış olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı HMK m. 222/II’ye göre; “Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır.” Bu maddeye uygun şekilde tutulmayan davacı defterlerinin delil hükmünde olmadığı anlaşıldığından davacı taraf ticari defter delili ile de alacağını kanıtlamış değildir.

Davacı tarafın dosyaya sunduğu bir diğer delil ise sözleşmenin ifa edildiği … 2015 tarihleri arasında …’da yapılmış olan … fuarında çekilmiş fotoğraflardır. Dosyaya sunulan bu fotoğraflar incelendiğinde fotoğrafların tamamında davalı … Ltd. Şti.’nin isminin ve ayırt edici işaretlerinin gözüktüğü görülmektedir. Davalı şirket bu fotoğraflara cevap dilekçesinde bir itirazda bulunmadığı gibi dava konusu stand hizmetinin verildiği … fuarında çekilen fotoğraflarda gözüken standı kime yaptırdıklarına ilişkin de bir açıklama yapmamıştır. Davacının dosyaya sunduğu fotoğraflar davacının davasını kanıtlaması için yeterli delil olarak kabul edilmiş ve davacının bu büyüklükte stand hizmeti için talep ettiği ücretin dava konusu fatura ile uyumlu olup olmadığının tespiti için dosyanın sektör uzmanı bilirkişiye verilmesine karar verilmiştir. Sektör uzmanı bilirkişiden 144 m2 standın, dosya içinde yer alan fotoğraflar ve davacı tarafından sunulan stand planı dikkate alınarak maliyetinin ve kira parasının ne kadar olduğunun tespiti istenilmiştir.

Hazırlanan 15.03.2021 tarihli bilirkişi raporunda dava dosyasındaki çizim ve görseller ile fotoğrafların % 95 oranında uyumlu olduğu, hareketli mobilyalar yönünden de % 35 oranında uyumlu olduğu, hareketli mobilyalar yönünden uyumluluk oranının düşük olmasının nedeninin mobilyalar tam yerleştirilmeden fotoğrafların çekilmiş olmasından olduğu, bu nedenle fotoğraflardaki standın çizim standındaki ile aynı stand olduğu, standın strüktürünün kiralama bedelinin KDV’si ile birlikte toplam 12.791,20 TL olduğu, hareketli mobilyaların kira bedelinin KDV’si ile birlikte toplam 1.770,00 TL olduğu, toplam kira bedelinin ise 14.561,20 TL olduğu tespit edilmiştir.

6098 sayılı TBK m. 117’ye göre; “Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer.” Yani borcun muaccel olması borçlunun temerrüde düştüğü anlamına gelmemektedir.
Dosya içerisine alınan …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında davacı taraf 14.986,00 TL asıl alacak ve 155,20 TL asıl alacağın faizi olmak üzere toplam 15.141,20 TL alacak talebinde bulunmuştur. Ancak faturaya konu alacaklarının tarafına ödenmesi için 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 18/III’e göre davalı tarafı temerrüde düşürdüğüne ilişkin ihtarname ya da benzeri bir bildirim yazısını dosyaya sunmamıştır. Bu nedenle davanın asıl alacak yönünden kısmen kabulüne karar verilerek takip tarihine kadar işlemiş faiz yönünden davanın kısmen reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davalı şirketin katıldığı kendisi tarafında da inkâr edilmeyen fuarda aldığı stand hizmeti için ücret ödediğini kanıtlayacak bir delil sunmamış olması ve stand hizmeti aldığı halde böyle bir hizmet almadığını beyan ederek icra takibine itirazda bulunması iyiniyetli görülmeyerek davacı lehine icra inkâr tazminatına hükmedilmiştir.

Davacının ağır kusuru ya da kötüniyetinin varlığı kanıtlanmadığından reddedilen miktar üzeriden davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kısmen kabulü ile …. İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının kısmen iptali ile takibin 14.561,20-TL asıl alacak üzerinden devamına ve faiz talebinin reddine,
2-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan 14.561,20-TL üzerinden %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 994,68-TL nispi karar harcının peşin alınan 182,87-TL harçtan mahsubu ile eksik 811,81-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
6-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.462,50-TL ( 2.200,00-TL BK ücreti, 15,00-TL Talimat, 247,50-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 2.368,17-TL’nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 218,77-TL, (27,70,TL BH, 182,87-TL PH, 8,20-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 580,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
10-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekiline yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.14/04/2021

Katip …
¸

Hakim …
¸