Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/723 E. 2018/127 K. 26.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/723
KARAR NO : 2018/127
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 28/02/2014
KARAR TARİHİ : 26/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, davalı şirkete muhtelif tarihlerde güvenlik hizmeti verdiğini, bir kısım alacakların ödenmediğini, dava konusu hizmet sunumu alacağına ilişkin olarak en son düzenlendiği 06/11/2013 tarih ve … seri nolu, 5.142,98 TL meblağlı fatura ile birlikte muhtelif tarih, seri no ve meblağlardaki 29 ayrı faturaya konu cari hesap bakiyesi alacağının 170.525,72TL olduğunu, müteaddit sözlü ve yazılı taleplere rağmen, davalı-borçlunun borcunu ödemekten imtina etmesi üzerine, alacağın tahsili için aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalı-borçlunun tümüyle haksız ve müstenidatsız olarak borca itiraz ederek, takibin durdurulmasına yol açtığından, itirazın iptali ve takibin devamına yönelik işbu davanın açılmasının zorunlu olduğnu, arz olunan sebeplerle ve tahkikat sonucu tesbit olunacak vakıalara binaen, davalı-borçlunun İstanbul… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yaptığı tümüyle haksız ve müstenidatsız itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı-borçlunun müvekkil şirket aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere haksız ve itiraz tazminatına mahkum edilmesine ve tüm masraf ve ücreti vekaletin karşı yana yükletilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
2.Mahkememiz 04/03/2014 tarihli kararında mahkememizin görevsizliğine, görevli mahkemenin İstanbul Tüketici Mahkemelerinin olduğu kanaatine varılmıştır.
3.Davacı vekili verilen görevsizlik kararı nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Yargıtay’a gönderilmesini talep etmiş olmakla, dosya Yargıtay … Hukuk Dairesine gönderilmiş olup, … Esas … Karar sayılı 23/03/2015 tarihli Yargıtay ilamında “6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5.maddesinin yürürlükte bulunduğu dönemde 6365 sayılı Kanun’un 2.maddesi ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun’un 5.maddesinde yapılan değişiklikle Asliye Ticaret Mahkemesi ile Aslye Hukuk Mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasında ilişki görev ilişkisi olarak değiştirilmiş v e bu durumda göreve ilişkin hükümlerinin, bu kanunun yürürlüğe girdiği 01/07/2012 tarihinden önce açılan davalarda uygulanamayacağı, bu davalırın açıldıkları tarihte yürürlükte bulunan kanun hükümlerine tabi olduğu, somut olayda, tarafların tacir olduğu ve ticari amaçlarla hizmet sunuldğu anlaşıldığından, 4077 sayılı Yasa’nın uygulanmasının söz konusu olmadığı, bu durumda mahkemece, görevli olduğunun kabulü ile uyuşmazlığın esasının incelenmesi, tarafların delillerinin değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, kabule gi, HMK’nın 115/2.maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığının tespit ederse, davanın usulden reddine karar verir, bu durumda mahkemece, karar tarihinde yürürlükte olan HMK’nın 114/1-c madde hükmü uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle, davanın anılan 115/2.maddesi uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, dava ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunmayan 1086 sayılı HUMK’nın dava şartı öngörmeyen göreve ilişkin 7.ve 27.madde hükümlerine uygun olarak gerekçeled “mahkememizin görevsizliğine ilişkin” hüküm fıkrasında “mahkememizin görevsizliğine” ibarelerine yer verilmesi doğru olmamıştır.” nedenleriyle hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
4.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; her ne kadar müvekkil şirket ile davacı şirket arasında düzenlenmiş bir hizmet sözleşmesi bulunsa da, aslında davacı şirketin doğrudan müvekkil şirket ile bir hukuku bulunmadığını, davacı şirketin müvekkil şirketin de içinde bulunduğu ve iştirak şirketlerinden biri konumunda olduğu “… Grup” bünyesindeki başka şirketlere hizmet vermiş olduğunu, bu hizmeti karşığında takdir edilen bedelelrin tamanını aldığını, ne müvekkil şirketin ne de “… Grup” bünyesinde başkaca bir şirketin davacı şirkete herhangi bir bir bulunmadığını, bu zamana kadar yapılan ödemelerin ortaya çıkarılmasıyla da sabit olacağını, tarafların şifahen vardığı anlaşma ile davacı vekilinin dilekçesi ekinde sunduğu hizmet sözleşmesinin atıl hale geldiğini, formalite olmaktan öteye gidemediğini, davacının şifahi sözleşme gereği hizmet verdiğini, diğer şirketlerden alacaklarını tahsil ettiğini, kesilen faturaların ya ssehven kesilmiş olduğunu, ya da kötü niyetli şirket yöneticileri tarafından bilinçli olarak sonradan düzenlendiğini, bu nedenle gerek icra takibi gerekse de huzurdaki itizarın iptali davasının haksız ve kötü niyetli olduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak açılmış davanın reddi ile kötü niyetli davacının alacağının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine ve yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
5.Mahkememizce verilen ara karar gereğince dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi raporundan özetle; davacı ile davalı arasında 29/04/2011 tarihinde 3 sayfa ve 9 maddeden oluşan “Özel Güvenlik Hizmeti Sözleşmesi” imzalandığını, bu sözleşmenin süresinin 07/05/2011 tarihinde başlayıp, 29/10/2011 tarihinde sona erdiğini, taraflar arasında 30/10/2011 tarihinde de “29/04/2011 tarihli Özel Güvenlik Hizmeti Sözleşmesinin Süre Uzatım Protokolü”nün imzalandığını, bu sürenin uzatım protokolü ile 29/10/2011 tarihinde sona erecek olan Özel Güvenlik Sözleşme süresinin 30/10/2011 tarihinden 30/04/2012/ tarihine kadar uzatıldığını, hem sözleşmede hem sre uzatım protokolünde İşveren olarak … A.Ş. …, …Mevkii, … Caddesi, … olarak belirtildiğini, davacının ticari defter kayıtlarına göre takip tarihi 24/01/2014 itibari ile davacı güvenlik hizmeti şirketinin davalıdan 170.525,72TL alacaklı olduğunu, davalı şirketin inceleme tarihi itibariyle herhangi bir ticari defter ve kayıt ibrazı etmediğinden davalı defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılamadığnı, davalıların ihtilafa düştüğü dava konusu bakiyesinin tespitindne davacı kayıt ve belgeleri ile tüm dosyada muhteviyatı belgelerin esas alındığını, davacı tarafından davalı şirket adına 30/06/2011 – 07/11/2013 tarih aralığında toplam 172.411,24TL tutarında 29 adet “Güvenlik hitmet bedeli+fark+mesai” açıklamalı faturaların tanzim edildiğini bu faturalardan 5 adet toplam 34.09962TL’lık faturanın ilk sözleşme süresinde, 6 adet toplam 15.756,00TL’lık faturanın protokol süresinde tanzim edildiği, kalan 18 adet 122.555,42TL’lık faturanın protokol bitim tarihiden sonraki dönemi kapsadığını, bu faturalarla ilgili olarak davalı tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığını, dava dosyasında mevcut faturalardan da bu faturaların davalıya teblğ edilip edilmediği hususunda bir tespit yapılmadığını, ancak davacı tarafından dava dosyasına sunulan sözleşme sonrasında sözleşmenin süresinin uzatılması ile süre uzatım protokolünün imzalanması, sözleşme süresince davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş faturalara karşılık davalı … A.Ş. Tarafından davacı adına tanzim edilmiş 31/12/2011 tarihinde … numaralı 1.885,52TL’lık davacı tarafından davalı adına tanzim edilmiş … numaralı fatura ile ilgili fiyat farkı faturasının tanzim edilmesi sebebi ile taraflar arasında sözleşme kapsamında bir itcari ilişkinin var olduğu ve davacı tarafındn davalı adına tanzim edilmiş 31/12/2011 tarihli faturanın davalıya tebliğ edilmiş olduğunun anlaşıldığını, protokolün bitim tarihinden 30/04/2012 tarihi sonrasındna da 07/11/2013 tarihine kadar davacı tarafından davalı adına faturaların tanzim edildiği ancak dava dosyası içerisinde sürenin uzatıldığı veya davacı tarafından davalıya bu döneme ait faturalarla ilgili hizmetin davalıya verildiği hususunda belge bulunmadığından bu konuda bir değerlendirme yapılmıdığı bildirilmişitr.
6.Mahkemizce verilen ara karar gereğince davalı vekilinin itirazlarının giderilmesi açısından dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, bilirkişi ek rapronuda özetle; kök raporda belirtildiği üzere davalının davacı adına 31/12/2011 tarihinde … nolu 1.885,52TL tutarlı “31/12/2011 tarihli … nolu faturanın “fiyat farkı” açıklaması ile tanzim edilmiş olduğu, buradan da taraflar arasında ticari ilişki olduğunun, dolayısıyla da bu faturaları teslim aldığının anlaşıldığını, bu durumda davacının davalıdan talep ettiği 29 adet toplam 170.525,72TL tutarındaki güvenlik hizmet bedeli faturaları içerisinde davalının fiyat farkı olarak kestiği faturanın 31/12/2011 tarih …nolu 3.771,04TL tutarlı fatura olduğunun görüldüğü, dolayısıyla kök rapordaki tespitin değişecek bir durum olmadığı bildirilmiştir.
7.Dosyaya sunulan deliller, alınan bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı ile davalı arasında 29.04.2011 tarihinde Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi imzalandığı, bu sözleşme kapsamında davacının 170.525,72 TL alacağı olduğundan bahisle icra takibi yaptığı, davalıda dava konusu sözleşmeden kaynaklı borçlarını ödediğinden bahisle icra takibine itiraz ettiği anlaşılmakla, davamız konusunun İtirazın İptali olduğu, davacının, davalı ile aralarındaki sözleşmeden kaynaklı alacağının olup olmadığı hususunun taraflar arasındaki ihtilaf noktası olduğu görülmektedir. Taraflar arasındaki imzalanan sözleşmenin 30.10.2011 tarihinden 30.04.2012 tarihine kadar uzatıldığı, bu tarihten sonra 07.11.2013 tarihine kadar davacının davalıya borçlarından dolayı fatura düzenlediği ve gönderdiği, davacının ticari defterleri, önceki dönem ödemeleri, davacının tanzim ettiği dosya konusu 29 adet fatura ve fiyat farkı açıklamalı faturasının toplam miktarının 170.525.72 TL olduğu ve davacının bu miktar üzerinden davalıdan alacaklı olduğu, dosyadaki faturalardan, İstanbul Ticaret Odası kayıtlarından … A.Ş. ile … A.Ş.’nin aynı şirket olduğu, ünvanın eksik yazıldığı, bu itibarla davalının, husumet itirazının hukuken dinlenebilir olmadığına kanaat getirilerek davalının, davacıya aralarındaki hizmet sözleşmesinden kaynaklı icra takibi miktarınca borçlu olduğu kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile;
Davalının İstanbul … İcra Dairesi … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 170.525,72TL takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davacı lehine %20 oranına tekamül eden 34.105,14TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 11.648,62TL nispi karar harcından peşin alınan 2.059,60TL harcın mahsubu ile bakiye 9.589,02TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 16.181,55TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama sırasında yapılan toplam 2.781,60TL ( 25,20TL BVH, 3,80TL VSH, 2.059,60TL Peşin Harç, 193,00TL posta ve tebliğler, 500,00TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Başkan …