Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/642 E. 2018/1096 K. 26.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/642 Esas
KARAR NO : 2018/1096 Karar
DAVA : Tazminat (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/06/2015
KARAR TARİHİ: 26/10/2018
Mahkememizde görülen tazminat (acentelik sözleşmesinden kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Taraflar arasında 29.06.2010 tarihinde belirsiz süreli bir acentelik sözleşmesi düzenlendiğini, bu sözleşmenin 20.02.2010 da tescil ilan ve ilan edildiğini, 26.08.2014 tarihinde davalı sigorta şirketi tarafından haksız olarak acenteliklerince iletilen teklifin sigortacı tarafından talebi kabul edilmediğini, (istihsal artışı hedef talebi ve tazyik ile) sadece 28.08.2014 tarihli bildirim yollanarak öncesinde tebliğ ya da uyarı yapılmadan 12.09.2014 tarihinde ise acentenin üretim ekranlarının yasal gerekçe gösterilmeksizin kapatıldığını ve 14.09.2014 tarihinde vekaletnamenin iptal edildiğini ve sözleşmeye ilişkin talebin feshedildiğini, fesih işlemi sonucunda müvekkilinin ciddi bir ticari itibar ve portföy kaybına uğradığını, acentenin üretim yetersizliği veya prim gelirleri ile tazminat ödemeleri arasındaki dengesizlik nedeniyle portföyünün verimli olmaması varsayımının dahi sözleşmenin sigorta şirketi tarafından hakir nedenle feshine sebep oluşturmayacağını belirterek yoksun kalınan kar ve denkleştirme istemi (portföy tazminatı) sebebiyle şimdilik Fazlaya İlişkin Hakları Saklı Kalmak Kaydıyia 10.000,00-TL Maddi (Haksız Fesih Nedeniyle) tazminatın davalı sigortacıdan yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile birlikte davalı şirketten tahsiline karar verilmesini iddia ve talep etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacı şirketin 14.04.2010 acentelik sözleşmesi ile tayin olunduğu, bu sözleşmede hak ve yetkilerin belirtildiği, ancak 12.09.2014 tarihli ihtarname ile …Noterliğimin 29.06.2010 … Yev. Nolu Azilnamesi kapsamında davacının vekaletten azledildiği ve acentelik sözleşmesinin fesih edildiği fesih sebebinin haksız olmadığı zira acentelik sözleşmesinin haklı sebeple taraflar arasında sona erdirildiği, davacı acentenin kendisine verilen hedefleri gerçekleştiremediği, haksız fesih iddiasının soyut olup, davacı acente tarafından şirketçe talimatlara uyulduğuna dair delil sunulmadığı, taraflar arasındaki güven ilişkisine ve sadakate aykırı hareket halinde sigortacının olağanüstü fesih hakkının bulunduğunu, davacıya gönderiien ihtarnamede acentenin hedef gerçekleştirme uyanlarına kayıtsız kaldığı ve bu konuda bir iyileştirme yapılmadığı, 2012-2013 yılları acente performansının, branş hedef gerçekleştirme oranının altında kalması hususlarının beyan olunduğunu, 13.05.2014 tarihli yazı ile bildirim yapılarak taraflar arasında verimli bir çalışma imkanı olmadığından ve acente ortalamasının altında üretim yapıldığından sözleşmenin feshedildiği hususunun bildirildiği, davacı Acente ile aynı bölgede faaliyet sürdüren diğer acentelerin (örneğin İstanbul Gaziosmanpaşa İlçesi… Acenteliği) büyüme oranları dikkate alındığı (%-121 oranında küçüldüğünü) buna karşılık diğer acentelerin %4 büyüdüğünü, % 90 ların üzerinde müvekkiline verdiği zararın sağladığı yarardan fazla olduğunu, teknik kar sağlayamayan acente ile çalışmanın müvekkili bakımından çekilmez bir hal aldığını, sözleşme süresi içinde acente bu konuda uyarılmışsa da herhangi bir iyileşme tespit edilmediği ve yapılan uyarılar olumlu neticelenmediğinden fesih yoluna başvurulduğunu, acentenin, sözleşme şartlarına uymaması, müvekkilini zarara uğratması, portföyünü artırmaması, şirket talimatlarına uymaması nedenleriyle sözleşmenin haklı olarak feshedildiğini belirterek aleyhlerinde açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli araştırmalar yapılmış ve 30/03/2016 tarihli ara kararla belirlenen uyuşmazlık konuları, sözleşmenin haklı nedenle feshedilip edilmediği hususlarında bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, 23/08/2016 tarihli raporunda bilirkişi heyeti; davacının yasal süre içinde yaptığı denkleştirme tazminatı talebinin yerinde olduğunu, aynca TTK md. 113 çerçevesinde davalıdan ücret talep edebileceğini, banka teminat mektubu masrafları ile ilgili olarak, değerlendirme bölümündeki (8.5) maddesine göre işlem yapılması gerektiğini, davalının, 2013-2014 dönemlerine ait üretim toplamların yarısını, tamamı imişçesine beyan ettiği hususundaki davacı iddiasının araştırılarak doğruluğu halinde mahkemeyi yanıltmış olacağı hususunun mahkemece takdir edilmesi gerektiğini, fesih sonrasında sistemin kapatılmasının ve doğru olduğu tespit edildiği takdirde, davalının komisyon oranını ‘Önceden haber vermeden* indirmesinin ‘davalının keyfi uygulama yapması* şeklinde değerlendirildiği ve bu nedenle mahkemenin tayin edeceği tazminata hükmedilebileceğini bildirmiştir.
Mahkememiz 06/12/2016 tarihli ara kararı ile alınan bilirkişi raporu ve tarafların itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş, 03/05/2017 tarihli raporunda bilirkişi heyeti özetle; davalı sigorta şirketinin, acentelik sözleşmesini, davacı acentenin 2014 yılı hedeflerini gerçekleştirememesi nedeniyle fesih ihbar süresine uymaksızın feshettiğini, somut uyuşmazlıkta davalı sigortanın acentelik sözleşmesini fesih nedeni olarak belirttiği hususunun haklı sebep teşkil edip etmediği hususunu takdir hakkı Sayın Mahkemenize ait olduğunu, davalı sigorta şirketinin acentelik sözleşmesini haklı sebeple feshetmediği kabul edilirse, davacı acentenin acentelik sözleşmesinin haksız olarak ve fesih süresine uyulmaksızın feshedilmesi sebebiyle başladığı işleri tamamlayamaması sebebiyle uğradığı zarar (TTK m. 121/4) ile denkleştirme tazminatı (TTK m, 122/1) isteyebileceğini, davacı acentenin, acentelik sözleşmesi süresinde toplam 104.356,40TL eksik komisyon alacağı bulunduğunu, davalı sigorta şirketinin acentelik sözleşmesini haklı sebeple feshettiği kabul edilirse, davacı acentenin fesih ihbar süresine uyulmaması sebebiyle uğradığı zarar ile denkleştirme isteyemeyeceğini, 3 aylık fesih ihbar süresine uyulmaması nedeniyle başlamış işlerin tamamlanamaması yüzünden davacı acentenin ne kadar zarara uğradığının kesin olarak hesaplanamadığı, 2014 yılında almış olduğu komisyon tutarlarının ortalamasının 3 ay karşılığı yaklaşık olarak (58.209,51TL / 9 ay) x 3 ay=19.403,17 TL zararının oluştuğunun kabul edilebileceği, TTK m. 122/1 de belirtilen denkleştirme tazminatı şartlarından acentelik sözleşmesinin sona ermesinden sonra sigorta şirketinin acentenin bulduğu yeni müşterilerden önemli ölçüde menfaat temin edip etmediği şartını takdir hakkının sayın Mahkememizde olduğu, eğer denkleştirme tazminatı şartlarının varlığı kabul edilirse TTK m. 122/2’ye göre acentenin denkleştirme tazminatı olarak tatep edebileceği üst sınırın (499.267,78TL / 4,2 yıl=) 118.873,28 TL olarak hesaplandığını; üst limitten acentelik sözleşmesinin sona ermesinden önceki yıllarda ortalama %25 komisyon azalma oranı ile % 10,5 ticari faiz indirimi yapılabileceği, bu indirimler yapıldığında 79.793,68 TL denkleştirme tazminatı hesaplandığını bildirmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında düzenlenen 29.06.2010 tarihli acentelik sözleşmesinin 26.08.2014 tarihinde feshedilmesi nedeniyle davacının denkleştirme tazminatı ve komisyon ücreti istemine ilişkindir.
Mahkememizce çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; Davalının, 29.06.2010 tarihli acentalık sözleşmesinin feshinin haklı bir sebebe dayanıp dayanmadığı ve 4 yıl 2 ay süren acentalık ilişkisinden kaynaklı olarak TTK’nın 122. Md. Uyarınca davacının denkleştirme tazminatına hak kazanıp kazanmadığıdır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 122. maddesinde “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, denkleştirme tazminatı talep koşulları belirlenmiştir. Ayrıca, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması gereken 5684 sayılı Sigorta Kanunu’nun 23/16. maddesi uyarınca sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin faaliyeti sonucu önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Denkleştirme istemi değerlendirilirken, davacı acentenin, davalı adına ne tür poliçeler düzenlediği, bu poliçelerin süreleri, davalının acentenin portföyünden ne gibi önemli menfaatler elde edeceği ve hakkaniyet ilkesi gereği portföy tazminatı verilmesinin gerekip gerekmediği hususları tartışılmalıdır. Bilirkişi raporunlarında bu hususların değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf davacı ile olan acentelik sözleşmesinin haklı nedenle fesih gerekçesi olarak, davacı acentenin kendisine verilen hedeflerin altında kalmış olmasını göstermektedir. Sözleşmenin yapıldığı 2010 yılından sözleşmenin feshedildiği 2014 yılına kadar olan süreç değerlendirildiğinde, davacının üretimini 2011 yılında artırdığı, 2012 ve 2013 yıllarında bir önceki yıla göre bir miktar düşüş olduğu ancak taraflar arasındaki sözleşmenin davalı açısından feshini gerektirecek nitelikte bir düşüş olmadığı, kaldı ki davalı tarafından belirlenen hedeflerin acenta bakımından bir borç veya yükümlülük değil, ulaşılması istenen hedef ve niyet açıklaması niteliğinde olduğu, davacının üretim hedefini tutturamamasına ilişkin davalının fesih nedeninin yerinde olmadığı anlaşılmaktadır. 6102 Sayılı TTK’nın 122 ve Sigortacılık Kanunu’nun 23/18 maddesi gereğince denkleştirme tazminatı talep edebilmek için sözleşmenin haklı bir nedenle sona erdirilmemiş olması gereklidir. Bu haklı sebepler ise, çalışmalarda önemli aksama, temerrüt, prim nakillerinin gerçekleşmemesi, gizlice başka şirketlerle çalışma ve haksız rekabet oluşturacak eylemlerdir. Davalı tarafça belirlenen hedeflerin bir niyet açıklaması olduğu ve belli hedeflere ulaşamamanın davalı şirket zararına yol açan bir borca aykırılık oluşturmayacağı ve acentanın tazminat almaya hak kazanabileceği kanaatine varılmıştır.
İddia, savunma, toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları kapsamları birlikte değerlendirilmiş ve acentelik sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı saptanmış olmakla, davanın kabulü ile davacının davalıdan yapılan hesaplamalara göre 104.356,40 TL komisyon alacağı, 19.403,17 TL zarar bedeli ve 79.793,68 TL denkleştirme tazminatı olmak üzere toplam 203.553,25-TL alacağı olduğu kabul edilmiş, dava dilekçesinde faiz talep edilmemesi nedeniyle faiz başlangıç tarihi olarak talep artırım dilekçe tarihi belirlenmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile , 104.356,40 TL komisyon alacağı, 19.403,17 TL zarar bedeli ve 79.793,68 TL denkleştirme tazminatı olmak üzere toplam 203.553,25 TL’nin talep arttırım tarihi olan 30/05/2017 tarihinden tibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 13.904,72-TL nispi karar harcından peşin ve ıslah ile alınan 3.476,18-TL harcın mahsubu ile bakiye 10.428,54-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 18.163,20-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 7.152,98-TL (27,70-TL BVH, 4,10-TL VH, 3.476,18-TL Peşin Harç ve Islah Harcı, 345,00-TL Tebliğ Giderleri, 3.300,00-TL Bilirkişi Ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim