Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/592 E. 2018/1190 K. 16.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/592
KARAR NO : 2018/1190
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 05/06/2015
KARAR TARİHİ: 16/11/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ” Müvekkil …A.Ş,… Petrokimya) ile …Şti. (…) arasında 10.02.2015 tarihli sipariş formu niteliğindeki ‘ faturanın karşılıklı onaylanması sonucunda alım-satım ilişkisi kurulmuştur Bu proforma fatura ile taraflar 363.500 USD Bedelli malın alım-satım konusunda anlaşmışlardır. İş bu anlaşmaya göre; Sözleşme bedelinin %20’si peşin ve geri kalan % 801 mallar antrepoya girdiğinde ödenecek idi. Borçlu … teslim etmesi gereken 157.50-MT HDPE BL3 ürününü anlaşma gereği teslim etmemiştir. Müvekkil üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmesine rağmen sözleşme konusu HDPE BL3 ürününü teslim alamamıştır. 1-MT başına elde etmesi gereken kar 235,90 USD olup teslim edilmeyen 157,50-MT İçin toplam (157,50^1*235,90^50) 37.154,25 USD’ dir.Yine bu ürün teslim edilmediği için Dava dışı…A.Ş.hden 45-MT ürün davalı ile anlaşılan fiyatın üstünde bir tutarla alınmak durumunda katınmış, müvekkilin bu kapsamda 3.150,00 USD zararı doğmuştur.Müvekkilin toplam (37.154,25 USD + 3,150,00 USD) 40.304,25 USD maddi zararı doğmuştur.Davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunan itirazının iptaliyle takibin devamına, Davalı aleyhine takip miktarının % 20 icra inkar tazminatına hükmedi/mesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine” karar verilmesini talep etmişlerdir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ” Müvekkil şirket ite davacı; 10 02.2015 tarihinde proforma fatura ile 363,500 USD Bedelli malın alım-satımı konusunda anlaşmışlardır.Alacaklı olduğunu iddia eden şirket ile; mal bedelinin %2Ü ‘sinin peşin olarak ödeneceği, geri kalan %80s inin ise malların antrepoya girdiğinde ödeneceği proforma fatura ile açıkça kararlaştırılmıştır.Müvekkil şirket tarafından malların antrepoya giriş yaptığı, malları taşıyan araçların plaka bilgileri ile birlikte alacaklı olduğunu iddia eden şirkete bildirilmiş.Proforma faturada kararlaştırdığı şekilde mal bedellerinin ödenmesi halinde teslim alınabileceği Taraflar arasında baştan itibaren kullanılan iletişim yolu olan mail yazışmaları ile bildirilmiştir. Bu bildirime rağmen alacaklı olduğunu iddia eden şirket ödeme yapmamış ve teslime hazır olan mallan teslim almaktan kaçınarak bizzat kendisi temerrüde düşmüştür.Müvekkil şirket herhangi bir temerrüt durumu söz konusu değildir. Bu sebeple alacaklı olduğunu iddia eden şirkete ödenmesi geren bir borcu bulunmamaktadır.Alacaklı olduğunu iddia eden şirketin mallar antrepoya girdiğinde ödeme yapmaması ve malı teslim almaması sebebiyle müvekkil şirketin ödemek zorunda olduğu bekleme ücretleri ve uğramış olduğu veya uğrayacağı diğer tüm zararları içinde talep ve dava hakkımızın saklı tutulduğunu ayrıca beyan ederiz.Davalının haksız ve yasal dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına, Haksız ve kötü niyetti icra takibi sebebiyle davacının % 20den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ” karar verilmesini talep etmişlerdir.
Dava, İİK 67 Mad.dayalı olup davalının hakkındaki icra takibine vaki itirazının iptali istemine ilişkindir. Davacı taraf, İstanbul … İcra müd. …esas sayılı takip dosyasında 40.304,25-USD asıl alacak, ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsili istemli ilamsız icra takibi yaptığı ve fakat davalının İİK 66 Mad.uyarınca itiraz ederek takibi durdurduğu saptanmıştır. Ayrıca itirazın iptali davasında İİK 67 mad.belirtilen ve hak düşürücü nitelikte olan 1 yıllık süresi içinde açıldığı da tespit olunmuştur.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış maddi tazminatın varlığı ve miktarı açısından yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 20/05/2016 tarihli raporda ” Dosya mevcudu, Davacı ve Davalı yana ait 2015 yılı ticari defterleri, Dava ve icra Dosyası ile yine bu kayıtların dayanağı belgelerin tetkiki sonucunda ve raporumuz içinde açıklanan nedenlerle; İncelenen davacı … A.Ş. şirketine ait 2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak tasdik edilmiş olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğu,İncelenen davalı … STİ şirketine ait 2015 yılı ticari defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak tasdik edilmiş olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğu, Davacı tarafın kendi iddialarını kanıtlayamamış olması sebebiyle itirazın iptali talebinin yerinde olmadığı,İcra tazminatı taleplerinin takdirinin Sayın Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı ” görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak rapor alınmış, 08/04/2018 tarihli raporda “Davacı ve davalı tarafından ibraz edilen ticari defterlerin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin zamanında yaptırılmış olduğu, kayıtlarının düzenli ve muhasebe İlkelerine uygun bulunduğu, Tarafların ticari defter kayıtlarına göre davacı tarafından davalı satıcıya proforma faturada belirtilen %20 peşinat bedeli 72.700 USD dahil olmak üzere toplam 209.160 USD Ödeme yapıldığı , bu ödemelere karşılık davalı tarafından teslim edilen mallarla ilgili olarak davacı adına toplam 173.250,00 USD’lık fatura tanzim edildiği, Ödemeler ve alım faturaları sonucunda ise davacının davalıdan 35.910,00 USD alacaklı olduğu, davacının bu alacağının da 31.03.2015 tarihinde davalıdan gelen 35.910,00 USD havale ile tahsil edildiği ve hesabın kapandığı, taraflar arasında borç bakiyesi bulunmadığı,Davalı tarafından davacı adına tanzim edilmiş davacı tarafından da kabul edilmiş 10.02.2015 tarihli proforma fatura ile taraflar arasında alım-satım ilişkisi kurulduğu, bu faturada yer alan bilgiler ışığında davacı tarafından davalıdan 1.140 USD/Ton birim fiyattan 225 Ton HDPE BL3 kodlu Ürün alımı yapılacağı hususunda tarafların mutabık oldukları, ancak tarafların carı hesaplarında kayıtlı faturaların incelenmesinde davalı tarafından davacı adına bu Ürünle İlgili olarak 67,5 Ton ürün teslim edildiği, buna güre davalı tarafından davacıya 157,5 Ton eksik ürün teslim edildiği,Sözleşmede (l 0.02.2015 tarihli proforma faturada) davalı satıcının malı teslim (ifa) tarihi 15 gün yanı en son 25.02.2015 tarihi olarak öngörüldüğüne göre, davalı satıcı tarafın gümrük giriş beyannamelerine göre 225 ton malın parti parti teslimlerinin tümünde temerrüde düşmüş durumda olduğu, davalının kendisi temerrüt durumunda iken davacının bedel ödemede alacaklı temerrüdüne düştüğünü savunamayacağı, davacının davalının temerrüdü nedeniyle uğradığı zararlarının tazminini istemekte haklı olduğu, bu zararın 40.304,25 USD ( 37,154*25USD + 3.150 USD) olarak hesaplandığı, Takıp tarihindeki kur (1 USD = 2.6861 TL) üzerinden davacın “108.261,24 TL talep edebileceği ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde açılan dava itirazın iptali davası olup taraflar arasında davalı tarafından düzenlenip davacı tarafından onaylanan 10.02.2015 tarihli proforma fatura ile ürün alım-satımına ilişkin ticari ilişki kurulduğu, ürünlerin bedelinin ödenmiş olup sözleşmeden kaynaklı borç-alacak ilişkisinin kalmadığı fakat takibe konu edilen alacağının alım-satım ilişkisine bağlı bedel olmayıp davalının yükümlülüklerini gereği gibi ifa etmemesinden kaynaklı maddi zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, zaten bu nedenle mahkememizce sadece fatura alacaklarını inceleyen birinci bilirkişi heyetinin raporunun hükme esas alınmadığı, maddi zararın oluşup oluşmadığı yönünde inceleme yapan 2. Bilirkişi heyeti raporunda da belirttiği üzere proforma faturada malın teslim tarihinin 25.02.2015 olarak kararlaştırılmasına rağmen gümrük giriş beyannameleriyle de sabit olduğu üzere 225 ton malın parti parti teslimlerinin tümünde temerrüde düştüğü, davalının temerrüdü ve yaşanan gecikmelerden ötürü davacının maddi tazminat hakkının mevcut olup yapılan takipte talep edilen 40.304,25 USD tazminat bedelinin istenebileceği anlaşılmakla açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ayrıca dava konusu likit yeni belirlenebilir olup davacı tarafça talep edilip davalı da haksız olduğundan kabul edilen asıl alacağın TL karşılığı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KABULÜNE,
İstanbul … İcra müd. … esas sayılı takip dosyasında davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin 40.304,25-USD asıl alacak ve takip tarihindeki koşullarla devamına
Kabul edilen asıl alacağın Türk lirası karşılığında %20 si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine ,davalıdan tahsiline,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 7.395,33-TL nispi karar harcından peşin alınan 1.839,41-TL harcın mahsubu ile bakiye 5.555,92-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 11.410,90-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 5.816,81-TL’nin ( 27,70 TL BVH, 4,10 TL VH, 1.839,41-TL Peşin Harç, 145,60-TL tebliğler, 3.800,00 TL bilirkişi ücreti.) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğnuda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …