Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/564 E. 2022/299 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/564
KARAR NO :2022/299

DAVA :Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:01/06/2015
KARAR TARİHİ:24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkillerden … İnşaatın diğer müvekkil … Makine lehine düzenlediği 5 adette 475.000,-TL tutarlı çekin … Makine nezdinde kaybolduğu, çeklerin bir müvekkil firmadan diğer teminat maksadı ile kullanılması gayesiyle hatır çeki olarak verildiği, kayıp çekler ile ilgili … 3 ATM’de zayii nedeniyle çek iptal davası açıldığı ve mahkemenin tedbiren ödeme yasağı kararı verdiği, kaybolan çeklerin iki adedinin davalı tarafından icraya sunulduğu iki adedinin ise dava dışı bir kişi tarafından …. ATM’den ihtiyati haciz kararına müteakip icra takibine konu edildiği, ciro-devri zincirleri incelendiğinde davacıya ait çeklerin bir şekilde … tarafından çalındığı, bankaya ibraz ve İcra takibine konu edildiği, olayın organizatörünün … olduğu, kendisi ile birlikte hareket eden ciranta görünen kişiler ve davalı tarafından tamamen kötü niyetle elde edilip bedellerinin tahsile teşebbüs edildiği, talebe konu iki çekte de ilk ciranta konumundaki davacı … Makine’ye izafe imzaların şirketin tek yetkilisi … tarafından atıldığından söz konusu cironun … Makinayı bağlamayacağı, dolayısıyla çek ve takibe dayalı olarak … Makine yönünden geçerli ciro olmaması nedeniyle borcun doğmayacağı, çeklerin davacı … Makine tarafından bilerek ya da isteyerek herhangi bir kişiye teslim edilmediği, kaybedilmek veya çalınmak sureti ile rızası hilafına elinden çıktığı, … Makinenin kendinden sonraki cirantalar ile herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı, bu sebeple ciro silsilesinde bir sakatlık ve eksiklik olduğu, çekler karşılığı bir mal ve hizmet teslimi olmadığı, davacıların dava konusu … … Şubesi’ne kayıtlı … seri numaralı 100.000,00-TL bedelli ve … seri numaralı 100.000,00-TL bedelli çekler ile söz konusu çeklerle başlatılan … 2. İcra dairesi’nin … ve … Esas sayılı dosyalarından davalıya borçlu olmadığının tespitini, çeklerin müvekkiline iadesini, iade edilmediği takdirde çeklerin iptal edilmesini ve davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin iyi niyetli hamil olduğu, keşidecinin lehtara karşı ileri süreceği şahsi defileri iyi niyetli hamile karşı ileri süremeyeceği, müvekkilin 22.03.2015 tarih, … no.lu 100.000,-TL’lik çeki … saat’den, 29.03.2015 tarih, … no.lu 100.,000,-TL’lik çeki ise … İç ve Dış Ticaret’ten ticari ilişkiden kaynaklı olarak aldığı, söz konusu davada kötü niyetli olan her iki şirketinde yetkilisi konumunda bulunmuş olan … olduğu, keşideci şirket yine kendisinin daha önce müdürlüğünü yaptığı lehtara çek keşide ettiği ve daha sonra yasaya aykırı olarak zayii davasının açtığı, imza incelemesi yapılması durumunda …’in de imza örneklerinin alınması ve sahte imza olduğu iddia edilen imza ile karşılaştırılmasının gerektiği beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, İstanbul … 2. İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı takip dosyası, çek asılları, …’in imza örnekleri dosya arasına alınmıştır.
Mahkememizce 06/04/2017 tarihli celsede dosyanın bilirkişiye verilerek tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesine karar verilmiştir.
09/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davalı alacaklı … Makine firmasının davacı aleyhine giriştiği çeke dayalı icra takibinde karşılık, davacı borçlu tarafından söz konusu çeklerin bilerek ve isteyerek herhangi bir kişiye teslim edilmediği, kaybedilmek (Çalınmak) sureti ile ellerinden rızası hilafına çıktığı, davacı … Makinenin kendisinden sonraki ciranta olarak görülen kişilerle herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı, ciro silsilesinde sakatlık ve eksiklik mevcut olduğundan söz konusu çeklere dayalı borçlarının olmadığının tespiti talepli huzurda görülen davada; Mirasçı sıfatı ile … İnşaat tarafından davacı … Makine emrine ödenmek üzere tanzim edilen 22.03.2015 keşide tarihli ve … no.lu 100,000,-TL tutarlı çek ile yine … İnşaat firması tarafından … Makine emrine 29,03.2015 keşide tarihli ve … no.lu 100.000,-TL tutarlı her iki çekin de davalı hamil … Makine tarafından … Bankası’na ciro ve teslim edildiği, davalı firma kayıtlarına göre davalının 01.06.2015 dava tarihi itibarıyla davacılardan dava konusu çek bedelleri kadar alacaklı olduğundan borçlu olmadıklarının tespiti taleplerinin yerinde olmadığı görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 18/09/2018 tarihli celsede dosyanın yeni bir SMM bilirkişiye tevdi ile bilirkişiden; iddia ve savunma hudutları doğrultusunda, dosya içeriği delil ve belgeler ile tarafların uyuşmazlık konusu dönem ticari defter ve kayıtları ile dayanağı belgeler üzerinde taraf iddialarının yerindeliği, davacının alacağının varlığı ve miktarının belirlenmesi bakımından rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
12/09/2019 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı firmaların ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davalı firma ve dava konusu çekler üzerinde yazılı kişilerle herhangi bır ticari ilişkisi olmadığı, davalı firmanm ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davacı firmalar ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı, davalı firmanım dava konusu … bankası … şubesinin IBAN … numaralı hesaptan … seri numaralı 22.03.2015 tarihli 100.000,00.-TL bedcili, … seri numaralı 29.03.2015 tarihli 100.000,00.-TL bedelli çekleri mal ve hizmet karışlığı olarak davalıdan önce son ciranta olan dava dışı … saat firmasından ve yine davalıdan önce son ciranta olan dava dışı … tic. Ltd. firmasında aldığı bu durum ibraz edilen ticari defter ve belgeler ile tespit edildiği, davalının dava konusu … bankası … şubesinin IBAN … numaralı hesaptan … – seri numaralı 22.03.2015 tarihli 100.000,00.-TL bedelli, … seri numaralı 29.03.2015 zarihli 100.000,00.-TL bedelli çeklere dayalı olarak davacılar aleyhine … 2.İcra Müdürlüğü … ve … nolu dosyalarından dolayı borcunun olmadığı yönündeki takdirin mahkemeye ait olduğu görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 26/11/2019 tarihli celsede dosyanın yeniden SMM bilirkişiye tevdi ile davacı ve davalı defterleri ile dava dışı … Saat ve Aksesuarları San. Ltd. Şti. İle … iç ve dış tic. Ltd.şti defterlerinin incelenerek her iki dava konusu çeklerin bu şirketler davacı ve davalı şirketler arasında ticari ilişkiye konu olup olamayacağına ilişkin inceleme yapılarak rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
10/02/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davacı firmaların ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davalı firma ve dava konusu çekler üzerinde yazılı kişilerle herhangi bir ticari ilişkisi olmadığı, davalı firmanın ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davacı tirmalar ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı, dava dışı … Ltd Şti ibraz edilen bilgi ve belgelerine göre davacı firmalar ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığı, dava dışı … Saat Ltd Şti ticari defter ve belgelerini incelenmek üzere ibraz etmediği, davalı firmanın dava konusu … bankası … şubesinin … numaralı – hosaptan … seri numaralı 22.403.2015 tarihli 100.000,00.-TL bedelli, … seri numaralı 29.03.2015 tarihli 100.000,00.-TL bedelli çekleri mal ve hizmet karışlığı olarak davalıdan önce son ciranta olan dava dışı … saat Ltd Şti firmasından ve yine davalıdan önce son ciranta olan dava dışı … tic. Ltd. Şti. firmasında aldığı bu durum ibraz edilen ticari defter ve belgeler ile tespit edildiği, davalının dava konusu … bankası … şubesinin … numaralı hesaptan … seri numaralı 22.03.2015 tarihli 100.000,00.-TL bedelli, … seri numaralı 29.03.2015 larihli 100.000,00.- TL bedelli çeklere dayalı olarak davacılar aleyhine … 2.İcra Müdürlüğü … ve … nolu dosyalarından dolayı borcunun olmadığı yönündeki değerlendirme ve takdir yetkisinin Mahkemeye ait olduğu görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 08/02/2021 tarihli celsede dosyanın ATK’ya gönderilerek; dava konusu çek üzerindeki imzanın …’in eli ürünü olup olmadığının tespit edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
01/09/2021 tarihli ATK Raporunda; inceleme konusu … nolu çekin arka yüzünde … Mühendislik kaşe izi üzerine atılı 1. ciranta imzası ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından söz konusu imzanın …’in eli ürünü olduğu, dosyada mevcut olan … nolu çekin inceleme konusu olup olmadığı hususunda tereddüt hasıl olduğu, söz konusu çek inceleme konusu ise; bunun mahkeme müzekkeresinde açıkça belirtilerek üzeri yazılı ayrı zarfa konulması ve mevcutlarla birlikte gönderilmesi halinde inceleme yapılabileceği kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 29/09/2021 tarihli celsede 01/09/2021 tarihli ATK raporunda … seri numaralı çekle ilgili inceleme yapılmadığından, çekin davacı müflis … İnş Ltd. Şti temsilcisi olduğu iddia edilen …’in eli ürünü olup olmadığı hususunun tespiti için dosyanın yeniden ATK’ya gönderilmesine karar verilmiştir.
04/03/2022 tarihli ATK Raporunda; inceleme konusu … nolu çekin arka yüzünde … Mühendislik kaşe izi üzerine atılı 1. ciranta imzası ile …’in mukayese imzaları arasında; tersim biçimi, işleklik derecesi, alışkanlıklar, istif, eğim, doğrultu, seyir, hız ve baskı derecesi bakımından uygunluk ve benzerlikler saptandığından, söz konusu imzanın …’in eli ürünü olduğu kanaatine varılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava … 2. İcra Müdürlüğü’nün … ve … Esas sayılı dosyalarına konu … … Şubesi’ne kayıtlı … seri numaralı 100.000,00 TL bedelli ve … seri numaralı 100.000,00 TL bedelli çekler nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini, çeklerin müvekkiline iadesini, iade edilmediği takdirde çeklerin iptali davasıdır.
Davalı tarafından varlığı iddia edilen bir hukukî ilişkinin mevcut olmadığının (yok olduğunun) tespiti için açılan davaya menfi (olumsuz) tespit davası denir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukuku El Kitabı (Kuru-El Kitabı), İstanbul 2013, s. 346).Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Bu dava maddi hukuk ve usul hukuku bakımından genel hükümlere dayalıdır ve normal bir hukuk davası olarak açılır. Eş söyleyişle kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir. Bunun için, takip devam ederken alacaklıya karşı menfi tespit davası açabileceği gibi, böyle bir menfi tespit davası açmamış ve borcu cebri icra tehdidi altında ödemiş ise ödemiş olduğu paranın kendisine verilmesi için alacaklıya karşı istirdat davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflâs Hukukunda Menfi Tespit Davası ve İstirdat Davası, Ankara 2003, s. 233). Başka bir şekilde ifade etmek gerekirse, menfi tespit davası icra takibinden önce sonuçlanmaz ve ihtiyati tedbir kararı verilmemiş olması (veya ihtiyati tedbir kararının kaldırılması) nedeniyle, (menfi tespit davası görülmekte iken) borç alacaklıya (davalıya) ödenmiş olursa, menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir (m.72/6); yani menfi tespit davası (kendiliğinden) istirdat davasına dönüşür; bu hâlde mahkeme menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam eder (Kuru, Baki: İstinaf Sistemine Göre Yazılmış İcra ve İflâs Hukuku Ders Kitabı, Ankara, 2017, s. 146). Bu durumda İİK’nın 72/6 maddesi gereğince bedele dönüşen istemin temeli menfi tespit davasıdır. Menfi tespit davasında ispat yükü, kural olarak davalı alacaklıya düşer. Davacı (borçlu), davalının (alacaklının) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkiyi (meselâ borcu) sadece inkâr etmekle yetinmekte, yani bu hukukî ilişkinin (borcun) hiç doğmadığını ileri sürmekte ise, hukukî ilişkinin (borcun) varlığını iddia eden davalı olduğu için, ispat yükü davalı alacaklıya düşer (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) m. 190; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK) m.6). Fakat, menfi tespit davasını açan davacı (borçlu), davalının (alacaklı) varlığını iddia ettiği hukukî ilişkinin hiç doğmadığını iddia etmeyip, bilakis bu ilişkinin doğduğunu bildirerek başka bir nedenle hukukî ilişkinin geçersiz olduğunu veya son bulduğunu ileri sürmekte ise bu iddiayı ispat yükü TMK’nın 6. maddesi gereğince davacı tarafa aittir. Örneğin; alacaklının dayandığı senedin karşılıksız olduğunu ispat yükü, davacıya (borçluya) düşer. Bunun gibi, davacı (borçlu), davalının (alacaklının) iddia ettiği alacağın ödeme, ibra ve takas gibi bir nedenle son bulduğunu ileri sürerse, bu iddiayı ispat yükü de davacı borçluya düşer (Kuru-El Kitabı, s.370 ilâ 372).
Borçlunun, temel borç ilişkisinden dolayı herhangi bir nedenle sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek açtığı menfi tespit davası, öğreti ve uygulamada bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası olarak adlandırılmaktadır. Bedelsizlik ise, bir kambiyo senedinin ihdasına neden olan temel alacağın herhangi bir nedenle mevcut olmamasıdır (İnan, Nurkut: Türk Hukukunda Hatır Senetleri ve Özellikle Hatır Bonoları, Ankara, 1969, s.16). Başka bir deyişle bir kambiyo taahhüdünün temel alacağı geçersizse ya da sona ermişse, o kambiyo taahhüdü bedelsiz demektir. Bu anlamda senedin bedelsiz sayılmasında esas alınan husus, temel borç ilişkisinin kendisi değil, bu temel borç ilişkisinden doğan temel alacaktır. Bu itibarla bedelsizliğe dayalı menfi tespit davası ile maddi hukuk bakımından borcun mevcut olup olmadığının tespiti amaçlanmakta; borçlu olmadığını iddia eden borçluya, genel hükümlere göre bu durumu tespit imkânı verilmektedir. Dava neticesinde borçlu olunmadığının tespiti hâlinde ise davacı (borçlu) hakkında bir icra takibi başlatılması engellenmiş olacak veya başlatılan ve devam eden icra takibi iptal edilerek, davacının mevcut olmayan bir borcu ödemesi engellenmiş olacaktır. Bedelsizlik iddiası, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun (6102 sayılı TTK) 687. maddesi anlamında bir kişisel def’îdir. Bedelsizlik bir kişisel def’î olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilir. Ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’îni ileri sürebilir. Bedelsizliğe dayalı menfi tespit davasının yasal dayanağı TBK’nın 77 vd. maddelerinde düzenlenen sebepsiz zenginleşmedir. Zira kambiyo senetlerinde geçerli olan mücerretlik (soyutluk) ilkesi gereğince, temel alacağın mevcut olmaması veya geçersiz olması, kambiyo senedinin hükümsüzlüğü sonucunu doğurmamakta; buna karşılık temel ilişkideki sakatlık, kambiyo borçlusuna, borçlu olmadığının tespitiyle birlikte, alacaklıya karşı sebepsiz zenginleşme def’îni dermeyan etme hakkını vermektedir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 25.11.2021 tarih 2017/(19)11-2740 esas ve 2021/1496 karar sayılı ilamı)
Tüm dosya kapsamından, uyuşmazlığa konu … … Şubesi’ne kayıtlı … seri numaralı 100.000,00 TL bedelli ve … seri numaralı 100.000,00 TL bedelli çeklerin davacı İnşaat Ltd. Şti tarafından diğer davacı … Makine Ltd. Şti hatır senedi olarak verildiği, çekin davacı müflis … İnş Ltd. Şti temsilcisi olduğu iddia edilen …’in eli ürünü olduğu kanaatine varıldığı senedin hatır senedi olarak verildiği hususunun kişisel def’î olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri sürülebilecek olduğu ve ancak borçlu, hamilin senedi bilerek kendi zararına devraldığını kanıtlamak şartıyla hamile karşı da bedelsizlik def’îni ileri sürebileceği hususları da dikkate alınarak kötüniyet olgusu ispat edilemeyen davalı yönünden davanın reddine, davacının yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine, davalının yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacının yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Davalının yasal şartları oluşmayan kötüniyet tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 3.415,50-TL harçtan mahsubu ile artan 3.334,80-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACILARA İADESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 22.450,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı tarafından yapılan toplam 75,00-TL (tebliğler ve posta) yargılama giderinin davacılardan alınarak, DAVALIYA VERİLMESİNE,
8-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı müflis … İnş. vekili Av. … ve Davalı vekili Av. … yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.24/05/2022

Katip …

Hakim …