Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/547 E. 2019/893 K. 24.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/547
KARAR NO : 2019/893

DAVA : TAZMİNAT
DAVA TARİHİ : 27/05/2015
KARAR TARİHİ : 24/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …, davalılardan …’nın kullandığı araçla kendisine çarparak yaralanmasına neden olduğunu, kazaya karışan aracın sahibinin diğer davalı …A.Ş., sigortalayanının ise diğer davalı … A.Ş. olduğunu, davalı sigorta şirketine 26.12.2014 tarihinde başvuruda bulunduklarını meydana gelen olay nedeniyle vücut bütünlüğünün zarar gördüğünü bu nedenle maddi tazminatın, tespit edilerek tarafına ödenmesine ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

DAVALILARIN TALEBİ:
Davalı …A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın esasına yönelik olarak da meydana gelen kazada kusurun kendilerinde olmadığını, olay sonrasında tutulan kaza tespit tutanağını ve kusur oranlarını kabul etmediklerini, talep edilen tazminat taleplerinin fahiş olduğunu bu konularda bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiğini belirtmiştir.
Davalı … verdiği cevap dilekçesinde, öncelikle zamanaşımı definde bulunmuştur. Davanın esasına yönelik olarak da meydana gelen kazada kusurun kendilerinde olmadığını, olay sonrasında tutulan kaza tespit tutanağını ve kusur oranlarını kabul etmediklerini, talep edilen tazminat taleplerinin fahiş olduğunu bu konularda bilirkişi incelemesi yapılmasını gerektiğini belirtmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde tazminattan sigorta poliçesinde yazılı olan teminat miktarı ile sorumlu olduklarını, davacı tarafa 19.03.2015 tarihinde 6.756,00 TL ödeme yaptıklarını, aralarında imzalanan temlikname uyarınca Nimet Karaçay isimli kişiye de aynı tarihte 2.252,00 TL ödeme yaptıklarını, yapılan bu ödemenin yeterli olduğunu, tedavi giderlerinden sorumluluklarının bulunmadığını, davacının maluliyet oranının ve kusur durumunun bilirkişi raporu ile tespiti gerektiğini belirtmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava gerçek kişilere karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49 ve 54’e göre haksız fiile dayalı bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat ve madde 56’ya göre haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat; sigortaya karşı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, mali sorumluluk sigortası poliçesini, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasını, davacıya ait tedavi evraklarını, kaza tespit tutanağını, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı …A.Ş. mali sorumluluk sigortası poliçesini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı …A.Ş. mali sorumluluk sigortası poliçesini, Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı … cevap dilekçesi vermiş ancak delil sunmamıştır.
Dava gerçek kişilere karşı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49 ve 54’e göre haksız fiile dayalı bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat ve madde 56’ya göre haksız fiilden kaynaklı manevi tazminat; sigortaya karşı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 91 ve devamı maddelerine göre mali sorumluluk sigortası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Davacı, davalı …A.Ş.,’ye başvuruda bulunarak 2918 sayılı KTK m. 97’deki başvuru koşulunu yerine getirmiştir.
Davalılar …A.Ş. ve … zamanaşımı defini ileri sürmüş olup öncelikle zamanaşımı definin incelemesi yapılmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 72’inci maddesine göre; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır.” 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 109/I ve II’ye göre; “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre, maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olay nedeniyle davalı hakkında Eyüp Cumhuriyet Başsavcılığının… Soruşturma sayılı dosyasında soruşturmaya başlanılmıştır. Bu nedenle dava zamanaşımı süresi TBK m. 72’de ki 2 ve 10 yılık değil Türk Ceza Kanununun 66’ıncı maddesindeki uzamış ceza zamanaşımı süresine bağlıdır. Bu maddeye göre beş yıl ve altındaki cezalarda zamanaşımı süresi 8 yıl olup bu sürede dolmadığından davalıların zamanaşımı defi reddedilmiştir.
Davacı 6098 sayılı TBK m. 54’e göre çalışma gücünün geçici ve kalıcı kaybından doğan zararlarını talep etmektedir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu m. 92’de mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan durumlar sayılmış olup bunların içinde çalışma gücünün kaybından doğan zararlar bulunmamaktadır. Bu nedenle davalı sigorta şirketi poliçe limiti dahilinde davacının eğer varsa çalışma gücünün kaybından doğan zararları tazmin etmekle yükümlüdür. Bu durumda davacının çalışma gücünün ne oranda kayba uğradığının tespit edilmesi ve buna göre de tazminat hesabının yapılması gerekmektedir.
Dava konusu olay trafik kazası olup meydana gelen kaza nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 266’ya kusur incelemesi için bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 26.11.2018 tarihli trafik bilirkişisi raporunda davalı …’nın % 75 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir.
Davacı …’ın meydana gelen kazada maluliyet durumunun tespiti için dosya Adli Tıp Kurulu İhtisas Kuruluna gönderilmiş burada hazırlanan 19.10.2016 tarihli rapora göre davacının sürekli sakatlık oranının bulunmadığı, iyileşme süresinin de 9 ay olduğu tespit edilmiştir.
İtiraz üzerine dosya Adli Tıp Kurulu İkinci Üst Kurula gönderilmiştir. Hazırlanan 06.03.2018 tarihli ikinci üst kurul raporunda da aynı tespitte bulunulmuştur.
Adli Tıp Kurumundan alınan kusur ve meslekte kazanma gücü kaybını gösterir raporlarına göre davacının geçici iş göremezlikten kaynaklı maddi tazminatının ne kadar olacağının tespiti için dosya aktüerya bilirkişisine gönderilmiştir. Hazırlanan 06.09.2019 tarihli aktüerya bilirkişisi raporuna göre davacının geçici iş göremezlik tazminatının 3.067,08 TL olduğu davalı sigorta şirketinin davacıya yaptığı 6.756,00 TL’nin ödemenin düşülmesi gerektiği tespit edilmiştir.
Hazırlanan 19.10.2016 ve 06.03.2018 tarihli ATK raporlarına göre davacının sürekli maluliyeti olmadığından sürekli iş göremezlik tazminatı talep etmekte hukuki yararı bulunmamaktadır. İyileşme süresinin dokuz ay olması nedeniyle hesaplanan geçici iş göremezlik tazminatının ise 3.067,08 TL olduğu ancak davalı sigorta şirketinin davalıya 19.03.2015 tarihinde 6.756,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı sigorta şirketinin yaptığı ödemeye ilişkin ödeme dekontları incelendiğinde yapılan ödemelerin geçici iş göremezlik tazminatı olarak değil “sürekli sakatlık” adı altında tazminat ödemesi olarak yapıldığı görülmektedir. Davalı sigorta şirketi verdiği cevap dilekçesinde yaptığı bu ödeme ile borcun sona erdiğini ileri sürmüştür. Yapılan yargılama sonucunda ortaya çıkan duruma göre davalı sigorta şirketinin sürekli sakatlık tazminatı borcunun olmadığı sadece geçici iş göremezlik tazminatı borcunun bulunduğu, yaptığı ödeme ile ilgili olarak da cevap dilekçesinde yaptığı ödeme ile borcunun kalmadığını belirtiği anlaşılmakla davalı sigorta şirketinin bu beyanının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 139’a göre takas beyanı olarak kabulü ve yapılan ödemenin mahsubu ile davacının geçici iş göremezlik tazminatı alacağının da bulunmadığının tespiti ve davacının tazminat talebinin reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Meydana gelen trafik kazası nedeniyle davalı …’nın % 75 oranında kusurlu olduğu hazırlanan kusur raporuyla sabittir. 6098 sayılı TBK m. 49’a göre “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Davalı …’nın kusurlu olduğu hazırlanan raporla sabit bulunduğundan davalının kusurlu hareketi nedeniyle davacının uğradığı manevi zararlarının giderilmesini de talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır. Aynı yasanın 56’ncı maddesi “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” hükmünü içermektedir. Haksız fiil sonucunda bedensel bütünlüğü zarar gören kişi manevi tazminat talep etme hakkına da sahiptir. Davacının maddi tazminat taleplerinin dava açılmadan önce sigorta şirketi tarafından karşılanmış olması davacının manevi tazminat talep etme hakkını ortadan kaldırmamaktadır.
Kaza sonucunda davacının iyileşme sürecinin 9 ay olduğu tespit edilmiştir. Davacının 9 ay boyunca iş gücü kaybına uğraması, bu kaybı telafi etmek için daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacak olması, vücudunda kırık meydana gelmiş olması, iyileşinceye kadar kırığa bağlı davranış ve hareket bozukluğunun olması, davacıda belli bir manevi ızdırap ve üzüntü yaratacaktır. Bu nedenle 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 56’ncı maddesine göre davalılar …A.Ş. ve …’nın manevi tazminattan sorumlu olduğu kanaatine varılarak belli bir manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği açıktır. Davalı … aracı kullanan ve haksız fiile neden olan kişi olarak, diğer davalı …A.Ş. ise aracın işleteni olarak 2918 sayılı KTK m. 85’de yer alan “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” hükmüne göre manevi tazminattan müştereken ve müteselsilen sorumludurlar.
Manevi tazminatın kişide zenginleşmeye neden olmayacak derecede ve aleyhine hükmedilecek kişi yönünden ise fakirleşmeye neden olmayacak derecede olması gerekmektedir. Bu amaçla tarafların sosyoekonomik durum araştırması yaptırılmış ve dosya içerisine alınmıştır.
Meydana gelen olay trafik kazası nedeniyle haksız fiildir. Davacının kalıcı şekilde beden gücü kaybına uğradığı sabittir. Bu durumun kendisinde manevi bir ızdırap yaratmış olduğu, davacı lehine manevi tazminat şartlarının gerçekleştiği, manevi tazminat miktarı belirlenirken belirtilen ilkelere göre belirleme yapılmaya çalışıldığı, manevi tazminatın zarara uğrayanlarda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşıdığı, bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmediği, takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olması gerektiği, 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartların açıkça gösterilmesi gerektiği, her olaya göre değişebileceği, hakimin bu konuda takdir hakkını kullanırken, ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermesi gerektiği, (…HD 23.10.2008 Tarih, … E.-… K.) manevi tazminat miktarı belirlenirken olayın oluşu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, kusur durumu, davacıda oluşan geçici maluliyet ile iş ve güçten kalma süresi, manevi tazminatın zenginleşmeye neden olmaması ilkeleri, hak ve nesafet ölçüleri nazara alınmak durumundadır.
Bu gerekçelerle davacının 9 ay boyunca çalışma gücü kaybına uğraması, bu kaybı telafi etmek için daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacak olması, vücudunda kırık meydana gelmiş olması, kırığa bağlı hareket bozukluğunun olması, 9 aylık iyileşme süresi bulunması dikkate alınarak takdiren 25.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …A.Ş. ve …’dan alınarak davacıya verilmesine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin davalılar …A.Ş., … A.Ş. Ve … yönünden REDDİNE,
2-Davacının manevi tazminat talebinin KISMEN KABULÜ İLE, 25.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 27/04/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar …A.Ş. ve …’dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 1.707,75-TL nispi karar harcının peşin alınan 204,93-TL harçtan mahsubu ile eksik 1.502,82-TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 2.462,00-TL ( 600,00-TL BK ücreti, 1.047,00-TL tebliğler ve posta, 815,00-TL ATK Fatura ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 1.025,83-TL’nin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 236,73-TL ( 27,70-TL BH, 204,93-TL PH, 4,10-TL VH ) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 3.000,00-TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davalı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 50,00-TL ( tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 29,17-TL’nin davacıdan alınarak, davalı …A.Ş.’ye verilmesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALILARA VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı … vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip
*e-imzalıdır

Hakim
*e-imzalıdır