Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/510 E. 2020/332 K. 23.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/510
KARAR NO : 2020/332

DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 20/04/2007

KARAR TARİHİ: 23/06/2020

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit, İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı firmanın 15 Mart 1999 yılından bu yana yetkili acentesi olduğunu, taraflar arasında ki bu ilişkinin yıllarca aksamadan düzenli olarak bugüne kadar sürdüğünü, bu süre içinde davalı adına tanzim edilmiş poliçeler için yaşlandırmalar ile ile ilgili yaşlandırma çekleri verilmek suretiyle çalışmalar yapıldığını, bu çeklerin karşılığı ödeme tarihleri gelmeden banka havaleleri, kredi kartı çekimleri vs ile ödenmekte olduğunu, davalının 2006 Temmuz ve Ağustos aylarında verilen çeklerden bir kısmını ödeme olmasına ve bedelsiz kalmasına rağmen tahsil amacıyla takasa verdiğini, uyarılara rağmen çekleri takastan geç alarak arkalarının yazılmasına neden olduğunu, çeklerin arkasının yazılmasının müvekkilinin ekonomik itibarını etkilediğini ve kredibilitesinin ortadan kaldığını, çalıştığı bankaların bazılarının müvekkiline verdikleri kredileri geri çağırdığını, iki kez davalı kaynaklı hatalar yüzünden müvekkilinin ekonomik sıkıntılar yaşamaya başladığını, davalının daha sonra hatanın kendilerinden kaynaklandığını belirten özür mektupları yazdığını, davalı şirketle çalışmalarında müvekkili firmanın tüm yükümlülüklerini süresinde yerine getirdiğini, davalıya ortakların şahsi kefaletleri yanında yine şirket ortaklarına ait iki adet taşınmazın ipoteğini teminat olarak verdiklerini, ayrıca cari hesap çalışmalarının teminatı olarak borç karşılığı olmadan poliçe bedelleri kapatıldıkça geri verilmek üzere çeşitli ve ileri tarihleri taşıyan toplam 258.470YTL’lik … Bankası …’nin … hesabından çekler verildiğini, taraflar arasında mutabakata varılamadığını, cari hesap bakiyesine göre müvekkili şirketin davalıya borcunun 85.605YTL olduğunu, davalı sigortanın gönderdiği ihtarnamelerde 14 Mart 2007 tarihinde taraflar arasındaki acentelik sözleşmesini feshettiğini, daha sonrada 14 Mart 2007 tarihli ihtarname ile müvekkilinden 200.442,66YTL talep ettiğini, müvekkili şirketin hesap mutabakatı istemesine rağmen davalının ısrarla bu hesap mutabakatını yapmadığını, kendine göre bir takım hesaplarla ve faiz bindirmeleri ile müvekkiline sürekli olarak borç çıkardığını, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca temerrüt faizinin %1 olduğunu, verilmiş taşınmaz ipotekleri, şahsi kefaletlere rağmen davalının bunları gözardı ederek, ileri tarihli çeklerde dahil olmak üzere verilmiş tüm teminat çeklerinin arkasını yazdırarak ipoteğe rağmen ihtiyati haciz aldığını, bu haczi … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile uyguladığını ve … İcra Müdürlüğü’nün … Tal. Dosyası ile …’de haciz uygulaması yaptığını, müvekkili şirketin davalıya gerçek borcunun 85.605YTL olduğunu, bu rakamı da taksitlerle ödemeye hazır olduğunu, ancak tefeci gibi davranan davalının müvekkili şirketi sözleşmesini feshettiği gibi bu kez ekonomik abluka altına almaya çalıştığını, borç olmadığı halde teminat çeklerinin arkasını yazdırarak müvekkilini piyasadan silmeye çalıştığını, taşınmazın ipoteği ile verilen teminatların davalının alacağını karşılayacak durumda olduğunu, bu açıdan müvekkilinin ekonomik durumunun daha fazla yıpranmaması için taşınmaz teminatı ile garantilenen davalı alacağının üzerindeki 172.865YTL için iş bu davanın açılmasının zorunda kalındığını, cari hesap incelendiğinde müvekkilinin karşı tarafa bu miktar borcunun olmadığının anlaşılacağını, bu açıdan teminatlar da göz önünde tutularak 30.05.2007 keşide tarihli 50.000YTL, 30.06.2007 tarihli 50.000YTL, 31.07.2007 tarihli 50.000YTL’lik çeklerin ödenmesinin durdurulması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haklı davalarının kabulü ile; müvekkili şirketin davalıya 172.865YTL borcu olmadığının tespitini, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıda bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline olan borcunu ikrar ettiğini, bu borcu şimdiye kadar ödememiş olmasına çeşitli farazi dayanaklar bulmaya çalıştığını, hatta daha önceden ödenmeyen çeklerinin takasa verilip karşılıksız kaşesi basılmasından dahi müvekkilinin sorumlu tuttuğunu, ancak borcunu öngörülen zamanda ödemeyerek çeklerin takasa verilmesine, davacının kendisinin sebep olduğunu, dolayısıyla davacının ekonomik durumunun bozulmasında ya da borcu ödeyememesinde, müvekkilinin herhangi bir kusurunun mevcut olmadığını, kaldı ki davacının, icra takibine ve davaya konu olmadan bir süre önce, borcunu zamanında ödeyemez duruma geldiğini, bunun en açık kanıtı olarak, davacının müvekkiline hitaben gönderdiği 03.04.2007 tarihlî yazıda, bazı özel nedenlerden ve piyasadaki olumsuzluklardan dolayı ödeme güçlüğü yaşadıklarını ifade ettiğini, davacının, müvekkili sigorta şirketi ile aralarındaki Acentelik ve Cari Hesap sözleşmelerinden doğan borcun yalnız 85.605,00 YTL’lik kısmını kabul ettiğini beyanı ile müvekkiline vermiş olduğu çeklerden 85.605,00 YTL’yi aşan 172.865 YTL kısmının borç olmadığına karar verilmesini talep ettiğini, davacının, cari hesap bakiyesinin 85,605,00 YTL olduğuna dair iddiasını destekleyen herhangi bir dayanak gösteremediğini, oysa cari hesap sonu itibariyle davacının müvekkiline olan borcunun, müvekkili sigorta şirketinin ticari defter kayıtlarıyla sabit olduğunu, aynca kendilerinin de belirttiği gibi davacıya, acentelik sözleşmesinin feshedildiğine ve cari hesabın kat edildiğine ilişkin …Noterliğinden … yev.nolu … tarihlî ihtarname gönderilerek, hesabın kat edildiği tarih itibariyle borç bakiyesinin bildirildiğini, davacının kendisine cari hesap borcunu bildiren bu ihtarnameye karşı, yasal süresi içinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, ayrıca taraflar arasında akdedilen Cari Hesap Sözleşmesi’nin 6. maddesinde görüleceği üzere bir nevi delil sözleşmesi yapıldığını ve davacının, davalı şirket kayıtlarının doğruluğunu sözleşme ile kabul ettiğini, bu nedenle hesap mutabakatı yapılmadığına ilişkin ıddialann da mesnetsiz olduğunu, ki bu aşamaya gelene kadar, davalı şirketin sorunu çözmek için gerekeni yapmış olduğunu, davacının kendi gönderdiği 03.04.2007 tarihli yazıda kabul ettiğini ve borcun kendilerinden kaynaklanan olumsuzluklardan doğduğunu ifade ettiğini, davacının, davalı şirketle çalışmalarında bütün yükümlülüklerini yerine getirdiğine dair beyanlarının hiçbirinin doğru yanının bulunmadığını, çünkü davacı acentenin, sürekli olarak ödemelerini geciktirdiğini ve taahhütlerine aykırı davrandığını, neticede borcun öngörülen zamanda ve şekilde ödenmeyeceğinin anlaşılması üzerine davacı hakkında yasal yollara başvurmak mecburiyetinin doğduğunu, davacının, taraflar arasındaki sözleşmenin teminatı olarak davacı tarafından verilen ipotek ve şahsi kefaletleri öne sürerek aleyhine yapılan icra takibi ve haczin haksız olduğunu ima ettiğini, ancak bir kambiyo senedine bağlı alacağın rehinle temin edilmiş olsa bile, alacaklının ilk önce rehnin paraya çevrilmesi yoluyla takipte bulunmadan, doğruca kambiyo senetlerine mahsus takip yapılabileceğinin ÎİK m.45 ve m. 167 gereği olduğunu, dolayısıyla müvekkili şirketin, dilediği takip yoluna başvurmakta serbest olduğunu, aynca davacı hakkında alınan ihtiyati haciz kararına karşı süresi içinde herhangi bir itirazda bulunmadığını, bu nedenle hacze ilişkin yapmış olduğu açıklamaların huzurdaki dava bakımından bir değerinin bulunmadığını, icra takibinden sonra açılan menfî tespit davasının icra takibininin kendiliğinden durdurmayacağı gibi, ihtiyati tedbir yoluyla dahi icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceğini, çünkü menfî tespit davasının icra takibinden sonra açılmış olması halinde, bu davanın başlamış olan icra takibini sürüncemede bırakmak için açıldığı hakkında kuvvetli bir karine olduğunu, bu nedenle davacının, Mayıs-Haziran ve Temmuz tarihli çeklerin ödenmesinin durdurulmasına ilişkin talebinin hukuki bir değerinin olmadığını, davacının faize ilişkin açıklamalarının da kabule şayan olmadığını, zira taraflar arasında akdedilen 09.03.1999 tarihli Cari Hesap Sözleşmesinin 3.maddesi gereği uygulanacak faizin aylık %10 olacağının kararlaştırıldığını, tüm bu nedenlerle; haksız ve mesnetsiz açılan davanın reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı ile davalı … … Ltd. Şti. Arasında Acentelik sözleşmesi ve cari hesap sözleşmesi imzalandığını, diğer davalılar … ve …’ın … tarihli … yevmiye nolu ipotek belgesi ile …, … Bölge, … Mah. … pafta, … ada, … parsel , … cilt, … sahife noda kayıtlı taşınmazın tamamını davalı şirket ile davacı arasında yapılan acentelik sözleşmesi gereği, gerek acentelik sözleşmesindeki hükümlerin ihlali, gerekse acentelik sözleşmesi sebebi ile sair nedenlerle doğabilecek muhtemel riskleri karşılamak, acente tarafından davacı lehine verilen senetler ile açık hesap, hesabı cari vs.den doğacak olan tüm borçların teminatını teşkil etmek üzere süresiz olarak davacı lehine teminat olarak verdiklerini,davalı şirket ile davacı arasında yapılan acentelik sözleşmesinin 14.03.2007 tarihinde … Noterliği vasıtasıyla gönderilen … yevmiye nolu fesihname ile acentelik sözleşmesinde yer alan yetkiye dayanılarak tek taraflı olarak feshedildiğini, aynı noterlikten 16.03.2007 tarihinde gönderilen azilname ile de acenteliğin feshi nedeniyle acentelik faaliyetlerinin yürütülmesi için verilen 08.03.1999 tarihli vekaletnameden azledildiğinin bildirildiğini, davacı tarafından ipotek borçluları olan davalı şirket ve diğer davalılara acentelik sözleşmesinin 18 ve 19. Maddelerinde belirtilen prim tahsilatı ile ilgili şartlara uymaması nedeniyle cari hesap borcu kat edilerek 28.02.2007 tarihi itibariyle ödenmesi gereken borç miktarının 19.03.2007 tarihinde … Noterliği’nden gönderilen … yevmiye nolu ihtarnameyle bildirildiğini ve ödeme yapılmasının ihtar edildiğini, davalılar tarafından söz konusu ihtarnameye yasal süresi içinde harhangi bir itirazda bulunulmadığı,bu nedenle borcun muaccel hale geldiğini ve davalılar aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, icra takibine davalıların itiraz ettiğini, davalılar itiraz dilekçelerinde … ATM ‘nin … esas sayılı dosyası ile açılan menfi tespit davasında alınan bilirkişi raporlarında borç bakiyesinin hesap kat edildiği tarihte 82.041,50 TL olarak tespit edildiğinin ileri sürüldüğünü,ancak davalılar tarafından müvekkili şirket aleyhine açılan menfi tespit davasının reddine karar verildiğini ve kararın henüz temyiz aşamasında olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve yasal dayanaktan yoksun itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların %20 icra inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; icra müdürlüğüne yapılan itirazları aynen tekrar ettiklerini, dava dosyası içinde mevcut bir rapora göre de müvekkili şirketin hesabın kat edildiği tarihte davacıya ödenmemiş borcunun çıkmadığını, kartlarla ödenen alacak tutarı tam hesaplandığında borcun bulunmadığını, … ATM ‘nin … esas sayılı dosyası içinde mevcut bilirkişi raporunda belirtildiği üzere müvekkili şirketin borc bakiyesinin hesabın kat edildiği tarihte 82.041,50 TL olduğunun belirlendiğini, ödeme emrinin ipoteğinin üst sınırı olan 250.000 TL olarak değil 82.041,50 TL düzenlenmesi gerektiğini, bu nedenle alacak miktarının tartışmalı olduğunu, davacı tarafından talep edilen %10 faiz miktarının fahiş olduğunu, kabul edilmesinin mümkün olmadığını, taşınmaz malikleri ve teminat ipoteği borçluları olan müvekkilleri için de bu miktar faiz oranının kabul edilemeyeceğini ve bağlayıcı da olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Asıl davada taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; sigorta acentesi olan davacının, acente sözleşmesinden dolayı davalı … şirketine borçlu olmadığına dair menfi tespit talebinden ibaret olduğu, taraflar arasında davacı acentenin borçlu olduğu hususunda ihtilaf olmadığı, ihtilafın borcun miktarı ve hesaplanmış tarzı ile akdedilen farklı sözleşmelerin hangisinin olaya uygulanacağı ve davacının temerrüdü halinde tatbik edilecek temerrüd faizi oranında düğümlendiği tespit edilmiştir.
Birleşen davalı taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususlar; davacı ile davalı … Ltd. Şti arasında acentelik sözleşmesi imzalandığı, acentenin borçlarına teminat olarak davalı şahıslar tarafından davacıya ipotek verildiği ve davacı tarafından ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapıldığı konusunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın davacının acente olan davalıdan alacaklı olup olmadığı hususundan ibaret olduğu tespit edilmiştir.
DELİLLER;
… İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyası aslı celp edilmiştir.
… İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyası aslı celp edilmiştir.
… İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyasının fotokopisi celp edilmiştir.
… İcra Müdürlüğüne müzekkere yazılarak … Esas sayılı takip dosyasının fotokopisi celp edilmiştir.
… Noterliği’ne müzekkere yazılarak … tarih ve … yevmiye, … tarih … yevmiye numaralı azilname ve tebliğ mazbatasının onaylı suretleri celp edilmiştir.
… Asliye Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının dava, cevap dilekçeleri ve duruşma tutanakları celp edilmiştir.
Birleşen dosya davacısı dava dilekçesi ekinde; dava konusu acentelik sözleşmesi, cari hesap sözleşmesi, … Noterliği’nin … yevmiye numaralı … tarihinde gönderilen azilname, davalılara çekilen ihtarname ve tebliğ şerhleri, … tarihli … yevmiye numaralı ipotek belgesi fotokopilerini Mahkeme dosyasına sunmuştur.
… Tapu Sicil Müdürlüğüne müzekkere yazılarak …’ın tebliğe yarar adresi sorulmuştur.
Asıl davada Mahkememizce verilen ara ara gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 15/12/11 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı … kayıtlarında 19.04.2007 takip tarihi itibariyle davacı acentenin TL cari hesapta 196.137,42TL, USD cari hesapta 18.080,10 USD karşılığı 23.961,34TL, EUR cari hesapta 403,39 EUR karşılığı 717,09TL olmak üzere 220.815,86TL borçlu gözüktüğü, ancak davacı nihai borcunun tespiti amacına yönelik 2006 dönemi acente onaylı hesap mutabakat formları yokluğu sonucunun borca dayanak poliçeler belgelerin davalı … şirketince karşılanması gerekeceği aksi halde davalının talep ettiği acente borcunun gerçek tutarı yansıtmadığı sonucuna varılabileceği ve borç tespitinin dosyada mevcut belgeler üzerinden yapılabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Asıl davada Mahkememizce verilen ara karar gereğince taraf itirazlarının değerlendirilmesi bakımından bilirkişilerden ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla; 30/04/2012 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davacı acentenin davalı … şirketine portföyünden kalan poliçe prim borç tutarının 82.041,50TL olarak tespit edildiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Asıl davada Mahkememizce verilen ara karar gereğince davacının itirazlarının giderilmesi bakımından heyete yeni bir bilirkişi daha eklenerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmakla; 05/11/2012 tarihli 2. Ek bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı acentenin ( …Ltd.), davalı … şirketine, ( … A.Ş) 82.041,50TL borcu olduğu, davalı ile davacı arasında düzenlenen cari hesap sözleşmesinin 3.maddesinde belirtildiği üzere söz konusu temerrüt faiz oranı “aylık %10 olarak kabul ve taahhüt edilmiş olup, davacının ileri sürdüğü aylık gecikme faiz oranının %1 olarak revize edilmiştir.” şeklindeki savının doğru bir tespit olarak dikkate alınamayacağı sonucuna varıldığı, ancak ekonomik koşullar ve genel olarak bütün faiz oranlarındaki tedrici düşüşler de dikkate alındığında bugün itibarıyla aylık %10 faiz oranının hakkaniyet ilkeleri açısından değerlendirildiğinde oldukça yüksek olduğunun kanısında olunduğu, nitekim hesaplanan acente borç tutarına aylık %10 faiz uygulandığı takdirde faiz tutarının 402.650,00TL civarında olacağı, bunun asıl borcun yaklaşık 5 katına tekabül edeceğinin söz konusu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Asıl davada Mahkememizce verilen ara karar gereğince davacının itirazlarının giderilmesi bakımından heyete yeni bir bilirkişi daha eklenerek bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olmakla; 25/11/2013 tarihli 3. Ek bilirkişi heyet raporunda özetle; davacı acentenin , davalı … şirketine 82.041,50TL borcu olduğu, davalı ile davacı arasında düzenlenen cari hesap sözleşmesinin 3.maddesinde belirtildiği üzere söz konusu temerrüt faiz oranı aylık %10 olarak kabul ve taahhüt edilmiş olup, davacının ileri sürdüğü “aylık gecikme faiz oranının %1 olarak revize edilmiştir.” şeklindeki savının doğru bir tespit olarak dikkate alınamayacağı sonucuna varıldığı, ancak mevcut ekonomik koşullar ve genel olarak bütün faiz oranlarındaki tedrici düşüşler de dikkate alındığında bugün itibariyle aylık %10 faiz oranın hakkaniyet ilkeleri açısından değerlendirildiğinde oldukça yüksek olduğunun kanısında oldukları, nitekim hesaplanan acente borç tutarına aylık %10 faiz uygulandığı takdirde faiz tutarının 402.650,00TL civarında olacağı, bunun asıl borcun yaklaşık 5 katına tekabül edeceği söz konusuz yönündeki görüş ve kanaatine aynen katıldıkları görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 2011/35 Esas 2013/302 Karar sayılı 31/12/2013 tarihli karar ile davanın reddine karar verilmiş olup, davacı vekilinin temyizi üzerine; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2014/6390 Esas 2014/19457 Karar sayılı 10/12/2014 tarihli ilamı ile; “Dava, acente tarafından sigorta şirketine karşı açılan menfi tespit istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Her ne kadar davacının davalı yana 85.605TL borcu bulunmakta ise, davalı tarafça taraflar arasında akdedilen sözleşmede temerrüt faiz oranının %10 olarak kararlaştırıldığı, daha fazla miktarda alacağının bulunduğunu savunulmuştur. Taraflar arasında temerrüt faizi olarak %10 kararlaştırılmış ise de, Mahkemece bu oran açıklanan sebeplerle %5 olarak kabul edilmiştir. Sözleşmenin 3.maddesinde yer alan “…çek ve senetlerin zamanında ödenmemesi veya cari hesabın kati halinde ortaya çıkan borç bakiyesine temerrüt tarihinden itibaren borcun tamanen ödendiği tarihe kadar geçecek süre için acente aylık %10 gecikme ve temerrüt faizi ödemeyi kabul ve taahhüt eder.” hükmü gereğince bilirkişi incelemesi yaptırılarak davalının davacıdan kat tarihi itibariyle ne kadar akdi faiz talep edebileceği, bu şekilde kat tarihi itibariyle ne kadar alacaklı olduğu ve sözleşmede belirlenen %10 temerrüt faiz oranının BK’nın 19-20.maddelerine uygun olup olmadığı hususları incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkemece bu konuda bilirkişi incelemesi yaptırılmadan faiz oranının %5 olarak kabulü suretiyle hüküm tesisi doğru görülmemiştir.” gerekçeleriyle bozularak Mahkememizin yukarıdaki esasına kayıt edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince hem Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlar dahilinde menfi tespit davası yönünden hem de birleşen itirazın iptali davası yönünden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 05/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı nezdindeki davacıya ait cari hesaplarda davalının davacıdan 19.03.2007 tarihli ihtarnamede belirtilen 28.02.2007 tarihi itibari ile; toplam 200.442,66TL alacaklı olduğu, ayrıca … kodlu acenta çek hesabında 28.02.2007 tarihi itibari ile 228.784,00TL’lik çek olduğu ancak kalan tüm çeklerinde 29.03.2007 ve 04.04.2007 tarihinde karşılıksız olması sebebi ile davacının çek hesabından bakiye alacağı olmadığı, hesabın bakiyesinin 0,00TL karşılıksız çeklerle ilgili icra takibi yapıldığı, cari hesaplarda yer alan bakiyelerinde 128- şüpheli alacaklar hesabına aktarıldığı, 128- şüpheli alacaklar hesabında davalının davacı acenteden 223.196,36TL alacaklı olduğu, dava tarihinden sonra hesaba davacı tarafından icra dosyasına yatırılan (-) 24.396,00TL ile diğer tahsilat ve virmanlar sonucunda davalının davacıdan olan alacağının 31.12.2007 tarihi itibari ile 223.196,36TL, 31.12.2008 tarihi itibari ile 222.467,97TL, 31.12.2009 tarihi itibari ile 198.071,97TL alacaklı olduğu, birleşen dosya itirazın iptali davasında da takip tarihi 21.07.2014 tarihi itibariyle asıl alacak olarak davalının davacıdan 198.071,97TL alacaklı olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Davacı-birleşen dosya davalısı …Ltd. Şti. , davalı-birleşen dosya davalısı …AŞ’nin acentesi olduğunu davalıya ortakların şahsi teminatlarının verildiğini ve ayrıca iki adet taşınmaz ipoteği verildiğini ayrıca cari hesap teminatı olarak borç karşılığı olmadan poliçe bedelleri kapatıldıkça geri verilmek üzere çeşitli ve ileri tarih taşıyan 258.470,00 TLlik … Bankası … şubesinin çeklerinin verildiğini, taraflar arasında mutabakata varılmamış cari hesap bakiyesine göre müvekkilinin borcunun 85.605,00 TL olduğunu ancak davalı … şirketinin gönderdiği ihtarnamelerle acentelik sözleşmesini 14/3/2007 tarihinde feshettiğini ve bu tarihli ihtarname ile 200.442,66 TL talep ettiğini beyan ederek davalıya 172.865 TL borcu olmadığının tespitini talep etmiştir.
Davalı- birleşen dosya davacısı … sigorta ise, davacının zamanında ödeme yapmadığını, çeklerin karşılıksız çıktığını, ihtarname ile hesabı kat ettiklerini ve davacının buna itiraz etmediğini savunarak asıl davanın reddini; birleşen dosyada ise, davalı acente ve davalının borçlarına karşı kendisi lehine ipotek tesis eden diğer davalılara ihtarname göndererek cari hesap borcunu talep ettiğini, davalılar hakkında icra takibi başlattığını, davalıların takibe itirazı üzerine işbu birleşen itirazın iptali davasını açtığını beyan ederek birleşen davanın kabulünü talep etmiştir.
Davalı-davacı …, tarafından düzenlenen … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı fesihname ile acentelik sözleşmesi feshedilmiş, acente azledilmiş ve cari hesap borç bakiyesinin 28/02/2007 tarihi itibari ile 200.442,66 TL, 18,080,10 USD, 1.108,67 EURO olduğu bildirilmiş, borcun 10 gün içinde ödenmesi gerektiği ihtar edilmiştir. İhtar, davacı-davalı acenteye 28/03/2007 tarihinde tebliğ edilmiştir.
Davalı-davacı …, tarafından düzenlenen … Noterliği’nin … tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname ile davacı-davalı … Sigorta Ltd. Ştine ve ipotek borçluları … , …’a acentenin, cari hesap borç bakiyesinin 28/02/2007 tarihi itibari ile 200.442,66 TL, 18,080,10 USD, 1.108,67 EURO olduğu bildirilmiş, borcun 3 gün içinde ödenmesi gerektiği ihtar edilmiştir. İhtar, birleşen dosya davalılarına tebliğ edilmiştir.
Davalı- davacı … tarafından; … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında; …tarihli takip talebi ile … A.ş, … ve … hakkında 250.000,00 TL asıl alacak üzerinden takip yapılmış, borçlular, takibe itiraz etmiştir. Davalı- davacı …, süresi içerisinde itirazın iptali davası açmış, açılan dava mahkememizin asıl davası ile birleştirilmiştir.
Mahkememizce bozma öncesi alınan 13/12/2011 tarihli kök rapor ve 05/11/2012 tarihli ek raporda; 19/04/2007 tarihi itibari ile davalı-davacı …,’nin, davacı-davalı acente … Sigorta’dan 220.815,86 TL alacaklı olduğu tespit edilmiştir.
Her ne kadar davacı-davalı acente … Sigorta vekili, davalıya toplamda 258.470,00 TL değerinde çek verdiklerini, davalının bunları bakiyeden düşmediğini iddia etmiş ise de; mahkememizce hükme alınan 05/02/2019 tarihli son bilirkişi raporunda; işbu çeklerden 4 adet toplam 180.000,00 TL’lik kısmının karşılıksız çıkması sebebi ile … İcra Müdürlüğüne … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı, davacı-davalı acente tarafından icra dosyasına ödeme yapılmadığı, bu bedelin davalı kayıtlarında 128 nolu hesapta ödenmemiş olarak davalı alacağı olarak beklediği, işbu çeklerden 2 adet toplam 48.784,,00 TL’lik kısmının karşılıksız çıkması sebebi ile … İcra Müdürlüğüne … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığı,davacı-davalı acente tarafından icra dosyasına ödeme yapılmadığı, bu bedelin davalı kayıtlarında … nolu hesapta işlenmediğinden hali hazırda ödenmemiş olarak davalı alacağı olarak yer almadığı, işbu çeklerden 1 adet 30.000,00 TL için tespitte bulunulamadığı, bu bağlamda … kodlu şüpheli alacaklar işbu çeklerden sadece 4 adet toplam 180.000,00 TL için davacı-davalı acentenin borçlandırıldığı tespit edilmiştir.
Davacı-davalı acente ayrıca, 17/06/2005-22/08/2005 tarihleri arasında verdiği 116.420,00 TL tutarındaki 9 adet çekten dolayı borcu olmadığını belirtmiş ise de; bu çeklerin 2005 yılında davalı tarafından 952 nazım hesaba davacı-davalı acente alacağı olarak kaydedildiği, çeklerin karşılıksız çıkması üzerine bu defa aynı hesaba davacı borcu olarak kaydedildiği, dolayısıyla bu çeklere ile ilgili bakiye kalmadığı bilirkişice tespit edilmiştir. Davacı-davalı acentenin işbu çeklere karşılık yaptığı ödemelere ilişkin sunduğu bilgi ve belgelerin incelemesi sonucu, davacının yaptığı 106.056,33 TL ödemenin davacı adına alacak olarak kaydedildiği görülmüştür.
Tüm bilgiler kapsamında hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporunda; davalı-davacı …ş’nin 14/03/2007 ve 19/03/2007 tarihli ihtarnamelerde belirtilen 28/02/2007 tarihi itibari ile toplam 200.442,66 TL, birleşen itirazın iptali davasına dayanak icra takibi tarihi olan 21/07/2014 tarihi itibari ile de 198.071,97 TL alacaklı olduğu tespit edildiğinden; davacı- davalı … Sigorta Ltd. Şti’nin açtığı menfi tespit davasının reddine, davalı-davacı …ş’nin açtığı itirazın iptali davasının ise kısmen kabulüne karar vermek gerekmiş, birleşen dosyada alacak belirlenebilir olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A- Asıl dava yönünden davanın REDDİNE;
B- Birleşen dava yönünden davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına davalıların yaptığı itirazın kısmen iptali ile takibin 198.071,97TL üzerinden devamına,
2-İcra inkar tazminatı talebinin reddine,
Asıl Dava Yönünden;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40TL karar harcından peşin alınan 2.333,70TL harcın mahsubu ile bakiye 2.279,30TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davacı … … LTD ŞTİ’ye İADESİNE;
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 20.372,18TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALI …’ne VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
Birleşen Dava Yönünden;
1-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 17.077,50TL karar harcından peşin alınan 3.019,40TL harcın mahsubu ile bakiye 14.058,10TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA;
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 3.048,40TL (25,20TL BH, 3.019,40TL Peşin Harç, 3,80TL VH ) harcın davalılardan alınarak DAVACI …’ne VERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 100,00TL yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre takdiren 79,22TL’sinin davalılardan alınarak DAVACI …’ne VERİLMESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 22.315,00TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak DAVACI …’ne VERİLMESİNE,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.550,64TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davalı davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.23/06/2020

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır