Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/479 E. 2018/353 K. 11.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/479
KARAR NO : 2018/353
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 06/05/2015
KARAR TARİHİ : 11/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1.Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil …’ın, birikimlerini borsada değeriendirmek için davalı şirkete parasını yatırdığı, davalı şirket hesabına 19.1 K2013 tarihînde toplam 185.000 TL ile giriş yapıldığı ve söz konusu rakamla …,… ve … gibi şirketlerin hisse senetlerinin alındığı, müvekkilin hisse senetlerini aldıktan sonra herhangi bir işlem yapmadığı, almış olduğu hisse senetlerinin değerlenmesi için beklemeyi tercih eıtiği, bu süreçte kendi bilgi ve rızası dışında davalı şirket tarafından müvekkil hesabında alım satımlar yapıldığı ve müvekkilin zarara uğratıldığı, davalı şirketin, müvekkilin bilgi ve rızası dışında sırf kendi şirketine komisyon kazandırabilmek için hisse senedi alım satımı yaptığı, yapılan alım satımların müvekkilin bilgi ve rızası olmadan onun adına internet şifresi alınarak yapıldığı, yapılan alım satımlarda alışların yüksek, satışların düşük değerlerle yapıldığı ve bu durumun müvekkil zararına, kendi menfaatlerine gerçekleştiği, müvekkili zaman zaman arayan davalı şirket yetkilileri ve çalışanlarının, durumu anlamaması için çok büyük karlar elde ettiğini, parasının arttığını vs gibi yalan beyanlara müvekkilin kandırıldığı müvekkilin görevi gereği artık İstanbul’da olmadığından bizzat hesaplarını kontrol etme imkânı olmadığı davalı şirkette hesap açtığı dönemde İstanbul’da görev yapan ancak bu süre içerisinde …’ya ataması yapılan Polis memuru müvekkilin tüm birikiminin davalı şirket tarafından kendi menfaatlerine olmak üzere kullanıldığı ve müvekkilin zarara uğratıldığı, davalı şirket yetkililerinin çelişkili beyanlarının müvekkili iyiden iyiye rahatsız edince, hesap hareketlerine ilişkin ayrıntılı hesap özeti maili talep ettiği ancak davalı şirket yetkililerinin sürekli müvekkili oyalayarak net bilgi veremedikleri, akabinde, müvekkilin davalı şirketten zararını karşılamasını istediği ancak, davalı şirketin yasal yollara başvurmaması karşılığında müvekkile 50.000 TL gibi komik bir rakam vermeyi teklif ettiği, bunun üzerine müvekkilin, davalı şirketi …na şikâyet ettiği, 12.03.2015 tarihinde…Kurulu tarafından resmi yazı ile müvekkilin başvurusuna verilen cevaba göre, davalı şirketin yapmış olduğu haksız ve hukuka aykırı eylemin tespit edildiği ve davalı şirkete idari para cezası verildiği, … yazısında ayrıca, müvekkilin uğradığı zararlar bakımından adli yargıda dava açması gerektiğinin bildirildiği, müvekkilin bizzat yaptığı araştırmada, bilgi ve rızası olmadan davalı şirket tarafından yapılan işlem hacminin 2.000.000 TL olduğu ( İki Trilyon Türk Lirası), Davalı şirketin yüksek meblağlı alış satış işlem hacmi İle komisyon elde ederek müvekkili borçlandırdığı ve zarara uğrattığı, müvekkilin, tüm birikimini davalı şirkete güvenerek yatırdığı ve mağdur edildiği, müvekkilin tüm zararının yapılacak bilirkişi İncelemesi ile tespit edilerek davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu olayın … tarafından da belirtildiği üzere, davacı ile müvekkil şirket çalışanı … arasında yaşanarı münferit bir olay olduğu, müvekkil şirketle bir ilgisi bulunmadığı sermaye piyasalarında daha önce de örnekleri görülen zamansızlık, bilgisizlik vs., özünde daha çok para kazanma umuduyla bir yatırımcının (davacının), tanıdığı bir sektör çalışanından (… den) hesabına işlem yapmasını istemesi olduğu, davacının iddia ettiği gibi herhangi bir müvekkil şirket çalışanı tarafından işlem yapmaya zorlanmadığı, çalışan …’in Takas Operasyon Sorumlusu olduğu ve sisteme emir iletim yetkisinin olmadığı, davacının işlem yapabilmesi için … tarafından müşteri temsilcilerine aktarıldığı, kayıtlarda yer aldığı üzere, davacının görüşmelerin çoğunda …’ i bizzat kendisinin aradığı, 05.12.2013 tarihi itibariyle işlemlerin internet aracılığıyla yapılmaya başladığının tespit edildiği, 09.12.2013 tarihli ses kaydında …’in “Bugün iyi bir şey yaptık” …1,31 kapattı, 20.000 lot aldım sana.” sözleri karşısında “Hay Allah razı olsun. O benîm eski sevgilim abi biliyor musun ? ” diye yanıtlayan bir yatırımcının, hesabında kendisinden habersiz işlemler gerçekleştirildiği iddiasında bulunmasının gülünç olduğu, davacının, müvekkil şirketin eski çalışanı …’in arkadaşı olduğundan bazı işlemlerini … ile görüşerek yaptığı, … kendisine kazandırdığı müddetçe sorun olmadığı ancak kaybetmeye başlayınca …i zararını gidermesi hususunda sıkıştırdığı, …’in müvekkil şirketin haberi olmaması için kendi adına kredi kullandığı ve 10.635 TL parayı davacıya zararının karşılığı olarak ödediği, söz konusu ödemeyi alan davacının, …’e ben şirketinden daha zengin değilim ya, diyerek müvekkil şirketi önce …’ ya şikayet ettiği, daha sonra dava açtığı, …’in, yaşananları müvekkil şirketle paylaşmak zorunda kaldığında, Müvekkil şirketçe …’in disipline sevk edildiği, Teftiş Kurulunca savunması ve ifadesi alındığı ve iş aktine son verildiği, davacının müvekkil şirkete 28.03.2013 tarihinde, işlemlerini internet üzerinden gerçekleştirdiğini ve buradan takip ettiğini, bu nedenle her ay müvekkil şirketçe gönderilen hesap ekstresinin gönderilmesini istemediğini belirten bir yazı verdiğinden hesap ekstrelerinin kendisine gönderilmediği, müvekkil şirket yetkililerinin davacıyla zarar tazminine ilişkin hiçbir diyaloğu olmadığı gibi herhangi bir teklifte de kesinlikle bulunmadığı, müvekkil şirketin kesinlikle davacının rızası dışında veya kendi kârına davacı zararına olacak şekilde işlemler yapmadığı, davacı ile … arasındaki ilişkiyi de bilmediği, sistem üzerinde yapılan araştırmada davacının hesap açılışından kapanışına kadar yaptığı işlemler neticesinde davacı üzerinden elde ettiği kârın 4.137.99 TL komisyon ve 2.586,15 TL kredi faizi olmak üzere sadece toplam 6.724.14 TL olduğu, …’nın 25.02.2015 tarihli yazısında takas operasyon sorumlusu …in yatırımcının onay mı almadan bazı işlemleri gerçekleştirdiğini daha sonra gerçekleşen işlemleri telefonda yatırımcı ile paylaşarak onayını aldığım tespit ettiğini ve bu nedenle müvekkil şirketin izinsiz şekilde faaliyet gösterme gibi bir amacının olmadığını, bu olayın bir çalışanın yatırımcı ile kurmuş olduğu özel ilişki nedeniyle ortaya çıktığnı, aykırılığın münferit nitelikte bir olay olduğunu belirterek sadece iç denetimdeki birkaç eksiklikten dolayı ilgili tebliğin asgari tutarında bir ceza verdiği söz konusu cezanın iptali için İstanbul … Sulh Ceza Mahkemesinde dava açıldığı, müvekkil Şirketin … hesap numaralı yatırımcısı olan davacı …’ın 27.03.2013 tarihinde müvekkil şirkette hesap açtığı, yatırımcı ile şirket arasında Sermaye Piyasası Araçları Alım Satımına Aracılık Sözleşmesi, Kredili Menkul Kıymet İşlemleri Sözleşmesi, Vadeli İşlem ve Opsiyon Borsası Alım ve Satım Sözleşmesi imzaladığı, davacının hesabının kredili hesap olduğu ve 10.000 TL tanımlı kredi limitinin bulunduğu, sırasıyla bu limitin 15.000 TL, 35.000 TL, 50.000 TL ve 23.12.2013 tarihînde de 60.000 TL’ ye yükselttiği ve zeyilnamelerin davacı tarafından imzalandığı, davacının, müvekkil şirkette 19.04.2013 tarihinde işlem yapmaya başladığı, o dönemde işlemlerini gerçekleştiren çalışanın Müşteri Temsilcisi Mehmet Atilla Karabaş olduğu, davacının … Beyin müvekkil şirketten ayrıldığı, Ağustos 2013 Dönemi itibarıyla da işlem yapmak maksadıyla Takas Operasyon Sorumlusu …’i aradığı, piyasa yorumu ve tavsiyesi aldığı işlemler için işlem odasına aktarılarak müşteri temsilcisi … tarafından emirlerin sisteme iletildiğinin ses kayıtlarından ve seans takip formlarından tespit edildiği, davacı hesabından hiçbir şekilde talimatsız para çıkışı olmadığı, 09.12.2013 tarihli ses kayıtlarında, … tarafından internette yapılan … işlemleri ile ilgili bilgi verildiği ve yatırımcının itiraz etmediği, davacı hesabında gerçekleşmiş internet emirlerine ait log kayıtlarının incelendiğinde tüm işlemlerin müvekkil şirketin lokal IP numaralarından biri olan 10.5.5.95 numaralı IP Üzerinden gönderildiği, davacının 27.08.2013 tarihinde müvekkil şirkete gelerek portföy durumunu incelediği ve mutabakat imzaladığı, ayrıca …’le arkadaşlık ilişkileri nedeniyle görüşmeleri daha çok cep telefonu yoluyla yaptığı, dolayısıyla davacının hisse senedi almak için hiçbir işlem yapmamış olduğu ve yapılan işlemlerden habersiz olduğu iddiasının kesinlikle doğru olmadığı, söz konusu olayın davacı İle müvekkil şirket çalışanı … arasında yaşanan sermaye piyasalarında daha önce de örnekleri görülen zamansızlık, bilgisizlik vs. özünde daha çok para kazanma umuduyla bir yatırımcının (davacının), tanıdığı bir sektör çalışanından hesabına işlem yapmasını istemesinden İbaret münferit bir olay olduğu ve müvekkil şirketle bir ilgisinin bulunmadığı, …’nın da tespitinin bu yönde olduğu, ifade edilerek haksız menfaat elde etmek için açılmış olan bu davanın reddini talep etmiştir.
3.Davacı vekilinin cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı şirketin … arasında münferiden gerçekleşmiş bir olay olduğunu ve şirketleri ile ilgisi olmadığı savunmasının kabul edilemeyeceği, davalının işveren olarak sorumluluğunun “kusursuz sorumluluk” olduğu ve müşteri temsilcisi …’in kusurundan sorumlu olduğu, davalı şirketin müvekkil ile şirket çalışanı … arasında Özel bir ilişki olduğu iddiası karşısında Müvekkilin …’i davalı şirket çalışanı olarak tanıdığı, davalı şirkette hesap açtığı ilk dönemlerde müvekkil hesabı ile ilgilenen müşteri temsilcisinin … olduğu, müşteri temsilcisi işten ayrılınca … isimli şahsın müvekkilin hesaplarıyla ilgilenmeye başladığı, davalının dosyaya ibraz etmiş olduğu ses kayıtlarının bulunduğu CD’nin incelenmesi neticesinde, ses kaydında beyanlarıyla çelişen bir durumun söz konusu olmadığı, bu itibarla ses kayıtlarının davalı şirket lehine delil olabilecek bir durumu bulunmadığı, davalı şirketin müvekkilin tüm görüşmelerine ait ses kayıtlarını dosyaya ibraz edemediği, … tarafından ses kayıtlarının davalı şirketten talep edildiği ancak, davalı tarafından …’ya bu talebiyle ilgili olarak kayıtların elde olmayan sebeplerle silindiğinin bildirildiği bu nedenle Davalı şirketin dosyaya sunmuş olduğu ses kayıtlarını yeterli olmadığı, davalı şirketin müvekkilin internet hesabından işlem yaptığı için kendisinin hesap ekstresi almak istemediğine dair yazılı talimatının olduğu İddiası karşısında müvekkilin hiçbir zaman internet şubesi olmadığı, işlemleri müvekkilin internet şubesinden yapmadığı, davalı şirketin delil olarak sunmuş olduğu evraklarda, “…’in … görevlilerine vermiş olduğu ifadesinde açıkça, “… Beyin (tayini … ‘ya çıktı, ben de her defasında seansa bağlanması zor olur diye internet üzerinden işlem yaptım” Dediği, müvekkilin internet şubesi kullanmadığı, internet şubesini kullanan kişinin davalı şirket çalışanı … olduğu, müvekkilin, davalı şirketi defalarca arayarak hesabına ilişkin ayrıntılı ekstrenin kendisine ulaştı almasını istediği, ancak davalı şirketin her defasında müvekkili farklı bahanelerle oyaladığı ve bilgi vermekten kaçındığı, söz konusu hususun aslında ses kayıtlarıyla ortaya çıkabilecekken davalı şirket aleyhine delil yaratmamak adına söz konusu ses kayıtlarının tamamını dosyaya ibraz etmediği, müvekkilin, davalı şirketin tutum ve davranışlarından, çelişkili beyanlarından şüphelenince şirketi sürekli aradığı ve hesap hareketlerini gösterir belge talep ettiği, davalı şirket çalışanlarının her aramada müvekkile sistemsel bir arıza olduğunu bu nedenle hesabını şu anda göremediklerini, daha sonra tekrar araması gerektiğini söyledikleri, davalı şirketin tutum ve davranışı karşısında hesabını kapatacağını ve kendilerini şikayet edeceğini beyan edince şirketin tutumunun değiştiği, akabinde müvekkilin hesabına 10.000 TL göndererek kağıtlarının kar ettiğini, bu paranın da karın sadece ufak bir kısmı olduğunu söyledikleri, bu beyana itibar etmeyen müvekkilinin bu sefer de hesabını kapatacağını söyleyince kendisine 50.000 TL miktarında para teklif ettikleri ve şikayetçi olmamasında ısrar ettikleri, davalı şirketçe delil olarak sunulan ve altında müvekkilin adı soyadı yazılı imzalı evrakların boş olarak imzalatıldığı, müvekkilin görevi gereği istanbul’dan …’ya tayini çıktığında davalı şirketin hızla işlem yapılması için müvekkilin talimatlarını yazacakları yazılar talep ettikleri, müvekkil bu taleplerini kabul etmeyince bu sefer dilekçe ekinde sunulu evrakları imzalatarak kendisinden aldıkları, tahminlerince davalı şirketin aldığı bu evrakları üzerinde oynama yaparak yazılı talimatlar haline getirdiği, davalı şirketin müvekkile ilk hesap açtığı sırada sayfalarca belge imzalatıldığı, işin tekniğini bilmesi mümkün olmayan müvekkilin tüm belgeleri imzalayarak davalı şirkete teslim ettiği, davalının işbu dosya kapsamında delil olarak ibraz ettiği, altında müvekkilin imzası bulunan belgelerin ilk hesap açılışı sırasında müvekkile imzalattıkları belgelerden olabileceği, bu durumu şu an için tespit edemedikleri, evraklar üzerinde oynama yapıldığı tespit edildiği takdirde davalı şirket yetkilileri hakkında savcılığa suç duyurusunda bulunulacağı, davalı şirketin müvekkilin hesabından yaptığı işlemlerden sadece 6.724,14 TL komisyon bedeli kazandığını beyan ettiği ancak bu miktar için müvekkile önce 10.000 TL para ödeyip, akabinde yasal yollara başvurmaması karşılığında 50.000TL daha ödeyeceklerini taahhüt etmelerinin anlaşılamadığı, …’mn davalı şirkete kestiği ceza miktarının davalının iddia ettiği komisyon kazanç bedelinden daha yüksek olmasının davalı şirketin müvekkilin hesabından rızası ve onayı dışında alım satımlar yaparak şirketlerine kar sağladığını gösterdiğini,müvekkilin davalı şirketle çalışmaya başladığında 10.000 TL bedelli kredisi varken bu krediyi zaman içerisinde 50.000 TL’ve kadar çıkardıklarını, hatta bir dönem bu kredi sebebiyle müvekkili borçlandırdıklarını davalı şirketin dosyaya ibraz ettiği ve müvekkilin imzasını taşıyan hiçbir belgeye İtibar edilmemesi ve kriminal incelemeye tabi tutulması gerektiği, delil olarak sunulan evrakların müvekkile başka amaçla imzalatılan evraklar olduğu veya üzerinde oynama yapılarak talimat yazılan haline getirildiği va da evrakların altındaki imzaların müvekkile ait olmadığı, ifade edilerek davalının delil olarak sundukları belgelerin hiçbirini kabul etmediklerini fazlaya İlişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000TL alacağın, bu alacağa hak ediş tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsili talep etmiştir.
4.Davalı vekilinin ikinci cevap dilekçesinde özetle; davaya konu hukuki sorunun münferitliğinin Sermaye Piyasası Kurumu tarafından da tespit edildiği, konunun tamamen daha çok para kazanma umuduyla bir yatırımcının (davacının), tanıdığı bir sektör çalışanından (…’den) hesabına işlem yapmasını istemesinden ibaret olduğu, davacıyla müvekkil şirket eski çalışanı … arasındaki arkadaşlık ilişkisinin eskiye dayandığı, davacının müvekkil şirkete …’in arkadaşı olarak geldiği, …’in, Takas Operasyon Sorumlusu olarak sisteme emir iletim yetkisi olmadığı, davacının işlem yapabilmesi İçin … tarafından müşteri temsilcilerine aktarıldığı, müvekkil şirketin 25-26 yıldır bu piyasada müşterileriyle hiçbir sorun yaşamayan nadir aracı kurumlardan olduğu, müvekkil şirkette bulunan ve dava dosyasına sunulan tüm evrakların bizzat davacı tarafından okunarak imzalanmış gerçek evraklar olduğu, aracı kurumların … ve Aracı Kurumlar Birliği denetiminde olan ciddi kuruluşlar ve sorumlulukları olduğu, bu nedenle iddia edildiği üzere evrakta sahtecilik vb. suçları işlemeye tenezzül etmeyeceği gibi buna tabi oldukları kurumlarca asla izin verilmeyeceği, …. incelemesi sırasında ses kayıtlarının neredeyse tamamının sunulduğu, gereksiz iş yükü oluşturmamak adına sadece gerekli olduğu düşünülen kayıtlar sunulduğu Mahkemenin talebi halinde …’ya sunulan ses kayıtlarının tamamının Sayın Mahkemeye de sunulabileceği veya …’dan bu ses kayıtlarının talep edilebileceği, dolayısıyla ibrazdan kaçınma gibi bir durumun söz konusu olmadığı, 50.000 TL ödeme ile ilgili olarak müvekkil şirket yetkililerinin davacıyla zarar tazminine ilişkin hiçbir diyaloğu olmadığı gibi herhangi bir teklifte de kesinlikle bulunulmadığı, davacının 50-000 TL gibi biî teklifin davacıya kim tarafından yapıldığını açıklayamadığı, davacı hesabından hiçbir şekilde talimatsız para çıkışı olmadığı, dolayısıyla davacının dürüstlük ilkesine aykırı tüm bu iddiaları hem kötü niyet göstergesinin, müvekkil şirketten gelir elde etme çabasının bir göstergesi olduğu, müvekkil şirketin yaptığı hukuksuz ve müşteri zararına bir işlemi bulunmadığı, davacının hisse senedi alarak hiçbir işlem yapmadığı veya yapılan işlemlerden habersiz olduğu iddiasının doğru olmadığı, müvekkil şirketin, davacıyla zararına ilişkin herhangi bir görüşme yapmadığı gibi zarara karşılık herhangi bir teklifte de bulunmadığı, savunması yapılarak müvekkil şirketten haksız menfaat elde etmek için açılmış olan davanın Mahkemece reddi talep etmiştir.
5.Mahkememizce verilen ara karar gereğince ses kayıtlarına ilişkin bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olmakla bilirkişi rapornuda özetle; dosya içerisinde yer alan; … tarafından gönderilmiş olan 1 adet … ibareli … Marka CD bilirkişi incelemesine tabi tutulmuş yapılan inceleme neticesinde; sadece ses kayıtlan içerisindeki hitaplar baz alınmak suretiyle yapılan isimlendirmeler sonucunda çözüm dökümleri yapılarak Bilirkişi tarafından 27.11.2015 tarihli CD inceleme Bilirkişi Çözüm Raporu düzenlenmiştir.
6.Davacı vekilinin CD inceleme bilirkişi çözüm raporuna karşı Mahkemeye verdiği dilekçede özetle; davalı şirket çalışanının müvekkilin bilgisi ve onayı olmadan tamamen kendi arzusu ile alım satım işlemleri gerçekleştirip daha sonra müvekkile “bilgi aktarımı” yaptığı, şirket çalışanı …’in kredi çekerek davacıya 10.635 TL tutarına ödeme yapması olayın iddia olunduğu gibi münferit ilişkiden kaynaklanmadığı, bu tarz küsuratlı bir rakamın aktarılmış olmasının, işlemin somut bir zarara yönelik ve tam rakam üzerinden gerçekleştirildiğini gösterdiğini, müvekkilin polis memuru olduğundan davalı şirket tarafından dosyaya sunulan belgelerden de görüleceği üzere 2013-2014 yılı içinde borsada 2.673.554 TL tutarında işlem yapabilecek ekonomik altyapıya sahip olamayacağı, Polis memuru olarak görev yapan ve ekonomik durumu belirli davacının bu rakamlarda işlem hacmini kendi arzusu ile yaptığını iddia eden davalı şirketin iddiaları temelsiz olduğu, Kredi arttırılması zeyilnameleri incelendiğinde 13/05/2013 tarihinde 15.000 TL olan kredi limiti, 05/12/2013 tarihinde %333 arttırılarak 50.000 TL’ye; bundan sadece 18 gün sonra 23/12/2013 60.000 TL’ye yükseltildiği, müvekkilin bilgisi ve onayı olmadan açığa işlem yapan davalı şirketin, meydana gelen zararları “kitaba uygun olarak” kamufle edebilmesi için kredi limitini yükseltildiği, Zeyilnamelerin müvekkile boş olarak imzalatıldığı ve daha sonradan müvekkilin bilgi ve onayı dışında onun adına işlem gerçekleştiren şirket çalışanları tarafından ihtiyaca uygun olarak doldurulduğu, Borçlar Kanunu’nun 66. maddesinde tanımlanan “Adam Çalıştıranlarının Sorumluluğu” dolayı davalı şirketin doğan zarardan sorumlu olduğu, …’nun 12/03/2015 tarih … sayılı karan ile kusurlu davranışta bulunduğu tespit olunan şirket çalışanı … aleyhine 6 ay lisans iptali, davalı aracı kurum aleyhine de 21.560 TL para cezası verildiği dikkate alındığında ortada hem çalışan hem de şirket açısından sorumluluk doğurucu bir haksız eylemin var olduğu, ifade edilerek davalının delil olarak sundukları belgelerin hiçbirini kabul etmediklerini fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000 TL alacağın, bu alacağa hak ediş tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka faiziyle birlikte davalıdan tahsili talep etmiştir
7…. tarafından davacı …’m …’yi şikayeti üzerine ilgiliye hitaben 12.03.2015 tarih ve … sayılı yazısında yapılan incelemeler neticesinde Kurulun 23.01.2015 tarih ve 2/51 sayılı toplantısında; “A. Takas Operasyon Sorumlusu … ‘in, onayınızı almadan bazı işlemleri gerçekleştirdiği daha sonra gerçekleşen işlemleri telefonda şahsınız ile paylaşarak onayınızı aldığının tespitine ilişkin olarak; Şahsınızın bilgisi olmadan Aracı Kurum çalışanının kendi inisiyatifi ile gerçekleştirdiği işlemlere ilişkin olarak Aracı Kurum’ca yapılan açıklamalardan Aracı Kurum’un izinsiz şekilde faaliyet gösterme amacının olmadığı bu durumun bir çalışanın şahsınız ile kurmuş olduğu özel ilişki nedeni ile ortaya çıktığı bu nedenle aykırılığın münferit nitelikle bir olay olması sebebi ile Aracı kurum’un konuya ilişkin gerekli özeni göstermesi hususunda bilgilendirilmesine, Aracı Kurum Takas Operasyon Sorumlusu …’in Sermaye Piyasası Mevzuatına aykırılık teşkil eden işlemleri nedeniyle 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’nun 96/2 maddesi, Kurulumuzun Seri VIII, No: 34 sayılı Sermaye Piyasasında Faaliyette Bulunanlar için Lisanslama ve Sicil Tutmaya İlişkin Esaslar Hakkında Tebliği ‘nin 20’nci maddesi ve Kurulumuzun 23.09.2010 tarih ve 28/822 sayılı kararı gereği sahip olduğu Takas ve Operasyon Lisansı’nın (Dü2ey l) Kurul Karar tarihinden itibaren 6 ay süreyle geçici iptal edilmesine, Aracı Kurum tarafından şahsınız ile gerçekleştirilen telefon görüşmelerinin ses kayıtlarının Kurulumuza sunulamamış olmasına ilişkin olarak, konunun Sert …, No: …sayılı Aracılık Faaliyetinde Belge ve Kayıt Düzeni Hakkında Tebliğ’in 9’uncu maddesine aykırılık oluşturduğu, diğer taraftan Aracı Kurum savunmasında 2013 yılı sonunda yapılan rutin bakım ve kontroller esnasında kayıt cihazında teknik bir sorun tespit edildiği, konuyla ilgili inceleme yapıldığı, teknik donanımın önemli bir kısmı île santral sistemi ve kayıt cihazının yenilendiği, sözkonusu kayıtların Kurulumuza an niyetli veya ihmalkar davranmış olmaktan değil, o dönemde tespit edilip giderilmiş olan teknik bir sorun nedeniyle sunulamadığı hususlarının ifade edildiği bu kapsamda aykırılığın münferit teknik bir aksaklık sebebiyle ortaya çıkmış olduğu dikkate alınarak Aracı Kur um’un konuya ilişkin gerekli özeni göstermesi hususunda bilgilendirilmesine, aracı kurumların iç kontrol sistemlerini …’nın 45 inci maddesinin beşinci fıkrasında ve yürürlükteki Seri, …, No: … sayılı Aracı Kurumlarda Uygulanacak İç Denetim Sistemine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ’in 4’üncü maddesinde yer alan hükümlere uygun olacak şekilde oluşturmaları gerektiği, dolayısıyla, Aracı Kurum çalışanının haberiniz olmadan şahsınıza internet şifresi tahsis ederek hesabınızda işlemler yapması ve yönetimin bu durumu hemen tespit edip önlemlerini alamaması, ayrıca şahsınız adına internet hesabı açılırken onayınızın alınıp alınmadığının ve internet şifresinin güvenli bir şekilde şahsınıza verilip verilmediğinin belgelendirilememesinin Aracı Kurum’un iç kontrol ve denetiminde yetersizliklerin bulunduğunun göstergesi olduğu, öte yandan yapılan açıklamalardan bu durumun bir çalışanın şahsınız ile kurmuş olduğu özel ilişki nedeni ile ortaya çıktığı, bu nedenle aykırılığın münferit nitelikte bir olay olduğu dikkate alınarak, …’nın 45 inci maddesinin beşinci fıkrasına ve yürürlükteki Seri:…, No;… sayılı Tebliğ’in 4’üncü maddesine aykırılık nedeniyle Aracı Kurum’a 2013 yılı için geçerli asgari tutar olan 21.560 TL idari para cezası yaparımı uygulanmasına ” karar verildiği bildirilmiştir.
8. Mahkememizce verilen ara karar gereğince dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 30/05/2016 tarihli bilirkişi raporundan özetle; … incelemesi neticesinde aracı kurumun iç kontrol ve denetimlerinde özellikle elektronik ortamda hisse senedi işlemleri yapılabilmesi amacıyla internet şifresi oluşturulması ve bunun müşteriye güvenli ortamda iletiminde eksiklik ve aksaklıklar olduğunun tespit edildiği, konuyla ilgili olarak aracı kuruma ve çalışana idari ve para cezaları tesis edildiği, ayrıca aracı kurum tarafından çalışanı iç denetim birimi tarafından soruşturulmuş daha sonra iş akdinin feshedildiği, davalı cevaplarında “arkadaşlık” ve “münferit” savunmaları ilgili …, TTK ve Borçlar Kanunu kapsamında aracı kurumun çalışanının fiillerinden bağımsız ve sorumsuz olmasını gerektirmediği, eldeki mevcut ses kaydı çözümlerinden davacı …’ın davalının çalışanı …’in aldığı hisselerden her halde hisse alımlarından sonra haberdar olduğu, bir kısmını ‘iyi yapmışsın’ diyerek onayladığı, her durumda işlemlere bir itirazda bulunmadığı, ancak işbu raporda da belirtildiği üzere telefon görüşmelerinin büyük çoğunluğu cep telefonları üzerinden yapıldığı ve aracı kurum tarafından şirket üzerinden yapılan görüşmelerin bir kısmı …’ya sunulamadığı, bu nedenle cezaya maruz kalındığı, davacının 19.11.2013 tarihli hesap özetinde hisse senetlerinin piyasa değeri üzerinden değerlendirildiğinde ve kredi tutarı düşüldüğünde hesabındaki varlıkların toplamı 3.560 TL olduğu, davacının davalı aracı kurumda mevcut hisse senetlerini virman yaptığı … A.Ş’nin 01.04.2014 tarihli hesap özetindekî cari hisse senetlerinin piyasa değeri dahil hesabının net tutarın 143.824 TL olduğu, davacı …’ın hesabından çektiği tutarlar, krediye ödediği faizler, hisse senetlerinden aldığı temettüleri kapsam dışı tuttuğumuzda davacının belirtilen tarih aralığında 39.736 TL tutarında yatırım zararının olduğu, Aracı Kurumun tüzel kişiliğinin …’ca belirlenen kusurlu faaliyetleri ile çalışan …’in görev tanımının dışına çıkarak müşteriye alım satımlarla kar ettirme niyeti, piyasaların bozulmasıyla amacına ulaşamadığı ancak sayılan bu hususların aracı kurumca kötü niyetle alım satım komisyon veya faiz gelirlerini artırmak amacıyla yapılmadığının düşünüldüğü, diğer taraftan, davacının hisse senedi yatırımlarından doğabilecek riskin farkında olduğuna ilişkin aracı kurum ile imzaladığı sözleşme ve taahhütler bir tarafa Davacının Aracı Kurum çalışanının yaptığı işlemlere itiraz etmemesi, hesaplarının pozisyonu ile ilgili hesap hareketlerini içeren hesap ekstrelerini isterse inceleyebilecek durumda olması, ses kayıt çözümlerinde olmayan ancak …’in Teftiş Kuruluna verdiği ifadede davacının zararının karşılanması için istediğini belirttiği 10.650 TL’yi davacının hesabına gönderdiği, davacının ses kayıtlarına yansıdığı üzere başka bir aracı kurum çalışanı ile konuşmasında hesabına yatan 10.650 TL’den haberdar olduğunun anlaşıldığı, üstelik yatan bu tutarla yeniden hisse senedi almaya devam ettiği, davacının yüksek risk iştahını gösterdiği, davacının söz konusu meblağı aldıktan sonra tazminat istemesinin iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığı, bunun kabul edilmesi durumunda hisse alım satımlarından zarar eden her yatırımcının zararının tazmini için dava yoluna başvurabileceği, detayları daha önceki sayfalarda da açıklandığı üzere hem davacı hem de davalı tarafın kusurlarının bulunduğu, oluşan zarardan dolayı davacı ile davalının müterafık kusurlarının bulunduğu, davacı taraf için % 50, davalı taraf için % 50 oranında müterafık kusurlarının bulunduğu görüş ve kanaatine ulaşıldığı, buna göre davalı tarafın 19.868 TL(39.736 TL X % 50) tutarında davalıya ödemede bulunması gerektiği sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
9.Mahkememizce verilen ara karar gereğince tarafların itirazlarının giderilmesi açısından dosya ek rapor için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 07/10/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; kök raporda belirtildiği üzere … incelemsi neticesinde aracı kurumun iç kontrol ve denitmlerinde özellikle elektronik ortamda hisse senedi işlemleri yapılabilmesi amacıyla internet şifresi oluşturulması ve bunun müşteriye güvenli ortamda iletiminde eksiklik ve aksaklıklar olduğunun tespit edildiği, davalının cevaplarında arkadaşlık ve münferit savunmalarının ilgili …, TTK ve Borçlar Kanunu kapsamında aracı kurumun çalışanının fiillerinden bağımsız ve sorumsuz olmasını sağlamadığı eldeki mevcut ses kaydı çözümlerinden davacı …’ın davalının çalışanı …’in aldığı hisselerden her halde hisse alımlarından sonra haberdadr olduğu, 39,736TL tutarındaki yatırımcı zararının davacı ve davalı taarfın her ikisinin de %50mterafık kusurlarının bulunduğu yapılan ek incelemeler neticesinde kök raporda ulaşılan sonuçtan dönülmesini gerektirecek bir durumun tespit edilmediği sonucuna varıldığı bildirilmiştir.
10.Mahkememizce verilen ara karar gereğince davalı tarafın sunduğu kayıtlarda davacının talimatı ile yapılan hisse alım satımından kaynaklı kâr zarar miktarının ve ayrıca davacının talimat verdiği net olmayan alım satımlara ilişkin kâr zarar durumunun miktarın tespiti için dosya bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 24/05/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı aracı kurumun davacıdan alım-satım komisyonu ve kredili işlem dolayısıyla kredi faizi kazancı sağlamak kastıyla hareket etmediği, ancak iç kontrol sisteminin yetersiz olmasından dolayı Takas Operasyon görevlisi …’in yetkili olmadığı halde müşteri adına internet hesabı ve şifresi oluşturup bu hesaptan müşteri hesabına hisse senedi alım satımları gerçekleştirmesini zamanında tespit edemediği, davacının telefonla hisse senedi alım-satım emirleri verdiği, hesap durumu ile kâr zarar takibini yaptığı, dolayısıyla bir defa hisse senetlerini aldıktan sonra hiç hisse senedi alım-satımı yapmadığı ve hisse senetlerinin değerlenmesini beklediği iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacı … hesabın ilk açılışında 15,000 TL olan kredi limitinin kendi bilgisi ve onayı olmaksızın davalı aracı kurum tarafından arttırıldığını iddia etmesine karşın … ile yaptığı 03.12.2013 tarihli telefon görüşmesi kayıtlarında hisse satışı hakkında konuştukları, daha sonra satıştan vazgeçtikleri, …’in …’a “Ben kredini yükseltirim. 15 aslında ama ben 50’ye yükseltirim” dediği, …’ın da “Olur” diyerek bu durumu onayladığı dolayısıyla, davacı tarafından ileri sürülen kendi hesabına yapılan kredi artışlarından ve kredili işlemlerden haberdar olmadığı iddiasının gerçeği yansıtmadığı, davacı … ile davalı çalışanı … arasında davacıya verdiği yatırım tavsiye ve yönlendirmelerin yanında davacının bir yakınına iş bulması için referans olabilecek seviyede bir özel arkadaşlık ilişkisi bulunduğu ve bu ilişkiye bağlı olarak … tarafından …’ın hesabına hisse senedi alım satımı yoluyla para kazandırmak amacıyla önceleri telefonda yatırım tavsiyeleri verip bu tavsiyeler doğrultusundaki alım satım emirlerinin … tarafından müşteri temsilcisine iletilmesini sağlarken, daha sonra çalıştığı aracı kurumun iç kontrol sistemindeki açığını kullanarak sahip olduğu yetki belgesi kendisine müşteri adma borsaya alım-satım emri yetkisi vermemesine rağmen müşteri adına internet şifresi tahsis edip doğrudan müşteri hesabına hisse alım satım işlemleri gerçekleştirdiği, davacının internet üzerinden şifre almadığını ve işlem yapmadığnı ifade ederek internet üzerinden yapılan hiçbir işlemi kabul etmediğini iddia etmesine karşın, …’in daha önce doğrudan yapamayıp kendisini müşteri temsilcileri aracılığıyla işlem yapmaya yönlendirdiği halde şimdi kendi hesabına doğrudan nasıl işlem yapabildiğini sorgulamadığı zira, 09.12.2013 18,09.wav uzantılı konuşma kaydında …’in kendisine 20,000 lot …hissesi aldığını söylemesine. 1.200 TL gibi bir miktardaki zararını alım-satımlar yolu ile yavaş yavaş kapatacağını ifade etmesine rağmen … tarafından internet Üzerinden yapıldığını tespit ettiğimiz bu işlemleri itiraz etmeden onayladığı, …’in internet üzerinden müşteri hesabına gerçekleştirdiği bazı işlemler hakkında davacı müşteriye telefonla bilgi verdiği ve bunların ses kayıtlarının bulunduğu, bunun yanında dava dosyasında …’in kendi cep telefonundan …’ın alım-satım sözleşmesi üzerinde yazılı olan … numaralı cep telefonunu 03/04/2013 günü saat 12,19.12 de, 04/04/2013 günü saat 21,49.24’de, 05/04/2013 günü saat 14.57.39’da, 08/04/2013 günü saat 12.49.03’de ve 25/10/2013 günü saat U.45.3rde aradığına ilişkin kayıt bulunmakla birlikte bu konuşmaların ses kayıtlarının bulunmadığı, davalı aracı kurum tarafından ses kayıtlan ibraz edilen (davacının talimatı ile yapılan) hisselerin …, …, …, …, …, …, …, …, … hisseleri olduğu ve bunlarda yapılan alım-satımlarından doğan kârın 7,798.66 TL, alım-satım komisyonunun 4,230.89 TL, kredi faizinin 1,987.35 TL, temerrüt faizinin 1,76 TL olduğu, davalı aracı kurum tarafından ses kaydı İbraz edilemeyen (davacının talimat verdiği net olmayan) hisse senetlerinin …, …, …, …, …, …,…,…, …, …, …, …, … olduğu, bunlarda gerçekleşen alım-satımlardan dolayı 2,773.05 TL net zararın oluştuğu ve bu işlemler üzerinden davacı müşteriden alınan komisyonun 1,385.97 TL, kredi faizi 651.02 TL. ses kaydı olmayan İşlemler dolayısıyla müşteri hesabına yansıtılan toplam zararın 4,810.04 TL olduğu, ancak davalı çalışanı … ile yaptığı telefon konuşmasında zararı ödemesini ödemediği takdirde aracı kurumu …’na şikayet edeceğini ifade ettiği bunun üzerine … tarafından davacının tüm İşlemler üzerinden ettiği zarara karşılık olarak davacı hesabına 10,63 5.-TL yatırıldığı davacı müşteriye ait 4027 numaralı hesabın açılışından kapanışına kadar yapılan tüm işlemlerden dolayı hesaplanan toplam zararın 18.381,16 TL, 2013 yılı kredili işlemlerinden doğan faiz tutarının 1,103,09 TL. 2013 yılı aracılık komisyonu tutarının 1,977,76 TL, 2013 yılı temerrüt faizinin 57,95 TL, 2014 yılı aracılık komisyonu tutarının 3.639.10 TL. 2014 yılı temerrüt faizinin 1.76 TL olduğu, hisse senedi al ım-satıml arından doğan zararın üzerine, aracılık komisyonu, kredili işlemlerden doğan faiz ve temerrüt faizi tutarlarının ilavesiyle toplam zararın 26.636.39 TL olduğu, davacı müşterinin özel olarak kendi talimatı, bilgisi veya onayı bulunmadığı halde yapılan hisse senedi alım-satımlarına itiraz etmediği, genel olarak hesabın açılmasından yaklaşık 1 yıl sonra piyasanın 17-25 Aralık 2013 gibi bazı siyasi etkiler sonucunda düşüş trendine girmesi ve bu ortamda davalı çalışaıu … tarafından kendi hesabına yapılan aiım-satım işlemleri sonucunda kâr etme beklentisinin aksine ortaya çıkan zarara itiraz ederek önce …’na şikayet edip daha sonra da dava açtığı, davacı … hesabına gerçekleştirilen tüm İşlemlerden dolayı oluşan toplam zarar miktarı olan 26.636,39 TL’den, zarara karşılık olarak 25/03/2014 tarihinde … tarafından yapılan 10,635.-TL tutarındaki ödeme düşüldüğünde kalan net zarar tutarının 16,636.39 TL olduğu, esas itibariyle davacının ses kayıtları bulunmayan ve internet üzerinden davalı aracı kurum çalışanı … tarafından gerçekleştirilen hisse senedi alım satımları sonucunda meydana gelen alım-satım zararı, aracılık komisyonu, kredi faizi de dahil olmak üzere toplam toplam kaybın 4,810.04 TL olduğu, ancak … tarafından davacı hesabına zarar karşılığı olarak 10,635.-TL yatırıldığı ve davacının bu parayla hisse senedi satın alıp bunları başka bir aracı kuruma virman ettirdikten sonra davacı olduğu, davacı tarafından uğranıldığı iddia edilen zararın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun madde 52. maddesi kapsamında “Zarar Görenin Kusuru (Miiterajik Kusur) ” olarak veya aynı kanunun 66. maddesi kapsamında “Adam çalıştıranın sorumluluğu” olarak değerlendirilmesi hususları sayın mahkemenin takdirinde olduğu bildirilmiştir.
11.Mahkememizce verilen ara karar gereğince tarafların itirazlarının giderilmesi açısından dosya ek rapor için bilirkişiye tevdi edilmiş olup, 29/01/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; dava dosyasına ibraz edilenler ile sayın mahkemenin vermiş olduğu davalı aracı kurumun kayıtları üzerinde inceleme yetkisi çerçevesinde ibraz edilen belge ve bilgilerden kök raporda belirtildiği gibi davacı tarafından uğranıldığı iddia edilen zararın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 52. Maddesi kapsamında ‘ zarar görenin kusuru (müterafik kusur) ‘ olarak veya aynı kanunun 66. Maddesi kapsamında ‘ adam çalıştıranınn sorumluluğu’ olarak değerlendirilmesi gerektiği hususlarının taktirinin mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
12.Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı aracı kurum arasında “Sermaye Piyasası Araçları Alım Satımına ilişkin Aracılık Sözleşmesi imzalanmış, yine davalı davacıya Sermaye Piyasası İşlemlerini Risk Bildirim Formu imzalatılmıştır.
Dava davalının davacıdan habersiz aralarındaki sözleşmeye aykırı olarak hisse senedi alım satım yapıldığı ve zarara uğratıldığı ve tazminat talebidir.
Davalı aracı kurum ile davalı arasındaki sözleşmeler, internet yatırım hesabı ve davalı aracı kurum ile davacı arasındaki telefon görüşmesinden davalı aracı kurum yetkilisinin davacının hesabına yaptığı işlemlerinden haberdar olduğu, hatta su işlemler üzerine konuştukları, fikir teatisinde bulundukları, yapılan yatırımların birlikte değerlendirildiği, davalı aracı şirketin Sermaye Piyasası Kanunu, Aracılık Hizmetlerine ilişkin tebliğlere aykırı davranmadığı, davacının oluşan kar ve zararı takip ettiği bu hususta karşılıklı paylaşımda bulunduğu ve davacının itiraz etmediği anlaşılmakla, oluşan zarardan davalı aracı kurumun kusurlu ve sorumlu olmadığı anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
.HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 85,39TL harçtan mahsubu ile artan 49,49TL harcın hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 2.180,00TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı
Katip …
Başkan …