Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/437 E. 2019/335 K. 21.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/437 ESAS
KARAR NO : 2019/335 KARAR
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 24/04/2015
KARAR TARİHİ: 21/05/2019
Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; 08/02/2015 tarihinde Trabzon-Gümüşhane karayolu üzerinde Trabzon istikametinden Maçka-Gümüşhane istikametine doğru seyir halinde olan … isimli sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın gidiş istikametine göre yolun sol tarafından gelip sağ karşı tarafına geçmeye çalışan …’a çarpması neticesinde yaya …’ın yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını, sonrasında ise vefat ettiğini, davacıların …’ın yasal mirasçıları olduğunu, davalı …’ın sürücüsü olduğu … plakalı aracın davalı … A.Ş. tarafından … nolu zorunlu mali sorumluluk sigortası ile sigortalı olduğunu, … plakalı aracın malikinin davalı …Şti. olduğunu, meydana gelen kazada davalı …’ın asli kusurlu olduğunu, kazanın meydana geldiği kavşakta, kavşak giriş ve çıkışlarında yayaların karşıdan karşıya geçmeleri için taşıt yolu üzerinde trafik işaretleri ile belirlenmiş bir alan bulunmadığını, kazanın meydana geldiği bölgede alt geçit yahut üst geçit ile trafik lambalarının da bulunmadığını, davalılardan … A.Ş.’nin kazanın meydana geldiği bölgede genel aydınlatmaya ait tesislerin işletilmesi ve bakımından sorumlu olduğu halde görevini yerine getirmediği için kusurlu olduğunu, diğer davalı … A.Ş.’nin genel aydınlatma tesislerine elektriği vermekle yükümlü olduğu halde elektrik vermeyerek kusurlu olduğunu, davalı … A.Ş.’ nin sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, dava tarihinden önce davalı sigorta şirketine 16/03/2015 tarihinde başvuru yapıldığını, davalı sigorta şirketi tarafından davacılara 03/04/2015 tarihinde 30.440,99-TL kısmi ödeme yapıldığını, müteveffanın ev kadını olması nedeni ile ev hizmetleri yaşam boyu yapılacağından aktif dönem-pasif dönem ayrımı yapılmaksızın hesap yapılması gerektiğini beyan ederek fazlaya İlişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00-TL maddi tazminatın tüm davalılardan olay tarihinden itibaren İşleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 225.000,00-TL manevi tazminatın … A.Ş. hariç diğer davalılardan olay tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … A.Ş. Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; … plakalı aracın davalı sigorta şirketi tarafından 30/12/2014 – 30/12/2015 dönemi için … nolu trafik poliçesi ile sigortalı olduğunu, davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, ATK tarafından kusur tespitinin yapılmasını gerektiğini, dava konusu olayın haksız fiil olması nedeni ile ancak yasal faiz talep edilebileceğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … ile … Şti. Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Meydana gelen kazada davalı…’ya atfı kabil bir kusur bulunmadığını, talep edilen manevi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşemeye neden olacak derecede fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilerek, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesi ne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Trabzon-Gümüşhane Devlet yolu üzerinde hemzemin kavşak çıkışında meydana gelen kazada idarece kaza mevkiinde yapılan incelemede yolun aliyman bir yol olduğunu, standart yatay ve düşey işaretlemelerin mevcut olduğunu, kavşak içi yön levhalarının mevcut olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın asli kusurlu olduğunu, müteveffa …’ın 2918 sayılı KTK 68/b maddesini ihlal etmesi nedeni ile meydana gelen kazada kusurlu olduğunu, davalı KGM’ nin hizmet kusurunun bulunmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … A.Ş. ile … A.Ş. Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle: 2918 sayılı KTK uyarınca trafik kazaları nedeni ile ortaya çıkan zararlardan dolayı sorumluluğunun araç sürücüsü ile araç işletenine yüklendiğini, davalı şirketlerin araç işleteni sıfatına haiz olmadığını, genel aydınlatmaya ilişkin sorumluluklarını yerine getiren davalı şirketlere izafe edilebilecek bir kusur olmadığını, davacıların zararının davalı sigorta şirketi tarafından yapılan ödeme ile karşılandığını, davacıların hem dağıtım şirketinden hem de perakende şirketinden talepte bulunmasının hukuka aykırı olduğunu, perakende satış şirketlerinin devletin ilettiği elektriği satmakla yükümlü olduğunu, elektriğin verilmemesi halinde dahi davalı perakende satış şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, davacılar tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce gerekli araştırmalar yapılmış deliller toplanmış olup, tarafların kusur durumlarının tespiti bakımından ATK Trafik İhtisas Dairesinden rapor alınmış, 11/02/2016 tarihli ATK ön raporunda ceza dosyasının bir suretinin gönderilmesinin gerektiğini bu nedenle iade edilmiş olup, Mahkememizce tekrar ceza dosyası eklenerek dosya ATK’ya gönderilmiş, raporda davalı sürücü … ’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında kusurlu, Müteveffa yaya …’ın %75 (yüzde yetmiş beş) oranında kusurlu olduğu yönünde görüş bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 07/06/2016 tarihli celse ara kararı gereğince, davacı tarafın hak ve alacaklarının belirlenmesi için aktüer ve sigortacı bilirkişiden rapor alınmıştır.
07/03/2017 Tarihli Bilirkişi Raporunda; İşbu dava dosyasından alınan Adli Tıp Kurumu …Trafik İhtisas Dairesi’nin 14/03/2016 tarihli kusur raporuna göre meydana gelen kazada … plakalı araç sürücüsü davalı …’ın %25 oranında kusurlu olduğu, Müteveffa yaya …’ın %75 oranında kusurlu olduğu, kazanın meydana geldiği yerde trafik işaretleri, trafik levhaları ve lambaların bulunup bulunmadığı, yayaların karşıdan karşıya geçmeleri için kavşak yakınında üst geçit veya alt geçit bulunup bulunmadığı, bulunmamış ise davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün hizmet kusurunun bulunup bulunmadığı ve bu durum ile müteveffanın ölümü arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespitinin heyetimizin uzmanlık alanı dışında olduğu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca İstanbul Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü ile Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden oluşturulacak bir bilirkişi kurulunca tespit edilmesine müteakip davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün sorumluluğunun belirlenebileceği, kazanın meydana geldiği yerde genel aydınlatmaya ait tesislerin işletilmesi ve bakımından sorumlu olduğu iddia edilen … A.Ş. ile aydınlatma tesislerine elektriği vermediği iddia edilen … A.Ş.’nin kusurunun bulunup bulunmadığı ve bu durum İle müteveffanın ölümü arasında illiyet bağının bulunup bulunmadığının tespitinin heyetimizin uzmanlık alanı dışında olduğu, Yargıtay’ın yerleşik içtihatları uyarınca …Teknik Üniversitesi Trafik Kürsüsü ile Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyetinden oluşturulacak bir bilirkişi kurulunca tespit edilmesine müteakip davalıların sorumluluğunun belirlenebileceği, davacıların yoksun kaldığı maddi destek zararının, meydana gelen kazada %25 oranında kusurlu olan davalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı aracın zorunlu malı sorumluluk sigortacısı olan davalı … A.Ş. tarafından tanzim olunan ZMMS Poliçesi altında olduğu, Yargıtay’ın yerteşik içtihatları uyarınca, desteğin ev kadını olarak destekliğinin asgari ücret düzeyinde değerlendirilmesi gerektiğinden, müteveffanın kaza tarihinden günümüze kadar olan kazançlarının yasal asgari ücretler esas alınarak belirleneceği, hesaplamaya konu kazada hak sahibi davacılara SGK tarafından davalılara rücu edilebilecek ödeme yapıldığına dair dosyada mübrez herhangi bir bilgi veya belge bulunmadığından peşin sermaye değeri tenzili yapılamayacağı, davacı eş …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limitleri dahilindeki bakiye maddi zararının 30.252,91-TL olduğu, işbu zararın tamamından davalı … A.Ş.’nin 27/03/2015 tarihinden, diğer davalılar … ile … şti.’nin 08/02/2015 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacı oğul…’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limitleri dahilindeki bakiye maddî zararının 667,62-TL olduğu, işbu zararın tamamından davalı … A.Ş.’nin 27/03/2015 tarihinden, diğer davalılar … ile… Şti’nin 08/02/2015 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları, davacı oğul …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin teminat limitleri dahilindeki bakiye maddi zararının 1.359,18-TL olduğu, işbu zararın tamamından davalı … A.Ş.’nin 27/03/2015 tarihinden, diğer davalılar … ile …Şti,’ nin 08/02/2015 haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizden müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 06/02/2018 tarihli duruşma ara kararı gereğince ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
29/06/2018 Tarihli Bilirkişi Ek Raporunda; Kök rapor tanzimi sırasında, davacılara yapılan kısmi ödemelerin davacıların ödeme tarihindeki maddi zararını karşılamadığı hususu tespit edilmiş olmakla hesap tarihindeki verilere göre hesaplama yapıldığı, kök raporda davacıların her biri için hesaplanan tazminat miktarından hem davalı ödemesi hem de işbu ödemenin ödeme tarihinden hesap (kök rapor) tarihine kadarki yasal faiz oranı üzerinden güncellemesi tenzil edilmiş olmakla davacıların halen daha bakiye zararı olduğu tespit edilmiş olduğu, böylece davalı ödemesinin ödeme tarihi itibariyle de yetersiz olduğunun anlaşıldığı, kök raporun 7. ve 8. sayfalarında, her ne kadar davacılara ayrılan paylar yüzdelik dilimler üzerinden belirlenmiş ise de; hesap tablosunun incelenmesi sonucunda davacılara ayrılan payların sehven hatalı belirlendiği ve davalının işbu itirazının yerinde olduğu, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre; müteveffanın kendisine ve eşi…’a 2’şer, çocukları … ile …’a ise 1’er pay vermek suretiyle hesaplama yapılması gerekmekte olduğu, işbu ek raporda buna göre hesaplama yapıldığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; yetişkin çocukların arada bir ziyareti, her türlü hastalık ve sıkıntılarında yardıma koşmaları, ana ve babalarının desteği sayılmaları için yeterli olduğu, bu nedenle her ne kadar işbu dava ile destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmasalar da, müteveffa yaşasaydı anne ve babasına da destek olacağından müteveffanın anne-babasının olay tarihinde sağ olmaları koşulu ile kendilerine hesaplamada pay ayrılması gerektiği ve davalının işbu itirazının yerinde görüldüğü, ancak kök rapor ve işbu ek rapor tanzimi sırasında müteveffanın anne ve babasının olay tarihi itibariyle sağ olduğunu ispata elverişli vukuatlı nüfus kayıt örneği vb. belge dosya arasında bulunmadığından işbu ek raporda da yalnızca eş ve çocuklara pay ayrılabildiği, ancak müteveffanın anne-babasının olay tarihi itibariyle sağ olduğunun tespit edilmesi halinde hesaplamanın revize edilerek, müteveffanın anne-babasına da hesaplamada pay ayrılması gerekeceği, yerleşik Yargıtay içtihatlarına göre; bilinen (geçmiş) dönem hesabı, müteveffanın hesaplamaya esas kazançlarının bilindiği son tarihe kadar yapıldığı, kök rapor tanzim tarihi her ne kadar … olsa da, 2017 yılının sonuna kadar uygulanacak asgari ücret miktarı bilindiğinden müteveffanın hesaplamaya esas kazançları 2017 yılının sonuna kadar yani 31/12/2017 tarihine kadar bilinmekte olduğundan bu tarihe kadar hesaplanması gerekmekte olup davalının işbu itirazının yerinde görülmediği, işbu ek rapor tarihi de her ne kadar 29/06/2018 olsa da, 2018 yılının sonuna kadar uygulanacak olan asgari ücret miktarı bilindiğinden, yani müteveffanın 2018 yılının sonuna kadarki kazançları bilindiğinden bilinen (geçmiş) dönem sonu 31/12/2018 olup, bilinmeyen dönem başının ise 01/01/2019 tarihi olduğu, kök raporda hesaplamaya uygulanan kusur oranı tarafımca tespit edilmemiş olup, işbu dava dosyasından alman Adli Tıp Kurumu İstanbul Trafik İhtisas Dairesi’ nin 14/03/2016 tarihli kusur raporu doğrultusunda hesaplama yapıldığından davalıların işbu itirazının tarafımın uzmanlık alanı dışında kaldığı, Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre; desteğin ev kadını olarak destekliğinin Asgari Geçim İndirimi (AGİ) tenzil edilmiş net asgari ücret düzeyinde değerlendirilmesi gerekmekte olduğu, her ne kadar tarafların işbu konuda kök rapora itirazı bulunmuyor ise de, kök raporda müteveffanın hesaplamaya esas kazançlarının sehven AGİ’li net asgari ücretler esas alınarak belirlendiği tespit edildiğinden işbu ek raporda yerleşik Yargıtay içtihatları doğrultusunda, AGİ tenzil edilmiş net asgari ücretler esas alınarak hesaplama yapıldığı, davacı eş …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin bakiye maddi zararının 22.858.03-TL olduğu, davacı oğul…’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin bakiye maddi zararının 1.252.95-TL olduğu, davacı oğul …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin bakiye maddi zararının 2.541.00-TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce verilen 13/09/2018 tarihli ara karar gereğince Aktüer bilirkişi raporuna karşı yapılan itirazların değerlendirilmesi bakımından aktüer bilirkişiden 2. kez ek rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
21/12/2018 Tarihli Bilirkişi 2. Ek Raporunda Özetle; Her ne kadar kök rapor tanzimi sırasında, davacılara yapılan kısmi ödemelerin davacıların ödeme tarihindeki maddi zararını karşılamadığı hususu tespit edilmiş ise de işbu rapor tanzimi sırasında müteveffanın anne ve babasını da gösterir vukuatlı nüfus kayıt örneği dosya arasına alındığından ve hesaplamada kendilerine de pay ayrılması gerektiğinden, taraflarca denetime elverişli bir inceleme yapılabilmesi amacıyla işbu 2. Ek raporda öncelikle ödeme tarihindeki veriler esas alınarak hesaplama yapıldığı; davalı sigorta şirketince yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle yetersiz olduğu görüldüğünden işbu 2. Ek rapor tarihindeki verilere göre yeni bir hesap yapılması yoluna gidildiği, davacı eş …’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin bakiye maddi zararının 14.573.78-TL olduğu, davacı oğul…’ın yoksun kaldığı desteğe ilişkin bakiye maddi zararının 415.19-TL olduğu, davacı oğul …’ın yoksun kaldığı desteğe İlişkin bakiye maddi zararının 913.51-TL olduğu sonucuna varılmıştır.
Davacı vekili 10/01/2019 tarihli dilekçesi ile talep miktarını arttırmış ve eksik harcı tamamlamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava, trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Maddi Tazminat Yönünden Yapılan İnceleme Sonucunda:
Davacı tarafın sunduğu 08/03/2019 tarihli dilekçesi ile maddi tazminat yönünden davasından feragat ettiği anlaşılmıştır.
Davadan feragat 6100 Sayılı HMK’nın 307. maddesi hükmü gereğince uyuşmazlığı ve dolayısıyla davayı sona erdiren, davalı tarafın kabulünü gerektirmeyen ve kesin mahkeme hükmünün hukuksal sonuçlarını doğuran bir taraf işlemidir. 6100 Sayılı HMK’nın 311. maddesi hükmüne uygun olarak davacının davadan feragatinin mahkemece saptanması halinde feragat sebebiyle davanın reddine karar verilmesi gerekir. Bu yasal nedenlerle maddi tazminat davası bakımından davanın feragat sebebiyle reddine karar verilmiş ve yargılama gideri ve vekalet ücreti hususunda talebi olmayan taraflar aleyhine hüküm kurulmamıştır.
Manevi Tazminat Yönünden Yapılan İnceleme Sonucunda:
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacıca göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri göz önünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır.( HGK 23/06/2004, 13/291-370 ).
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K’nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, olayın davacılarda yarattığı elem ve üzüntünün derecesi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, paranın satın alma gücü, tazminata olay tarihinden itibaren faiz işletilecek olması, hukuka aykırılığın meydana geliş şekli, olaydaki tarafların kusur durumu (Davalı …’ın %25 (yüzde yirmi beş) oranında, müteveffanın kazanın oluşumunda %75 oranında kusurlu olduğu), hükmedilecek tazminat miktarının manevi tazminat talep edenin zenginleşmesine sebebiyet vermemesi gerektiği gibi, tazminat ödeyecek kişinin de fakirleşmesine sebebiyet vermeyecek nitelikte olması gerektiğinden, istenilen manevi tazminat miktarının da fazla olduğu kanaati oluştuğundan, manevi tazmiat talebinin kısmen kabulü ile her bir davacı bakımından 7.000,00-TL manevi tazminat takdir edilmiş, oluşan bu zarardan davalı araç maliki … Şti. ve davalı …’ın müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmış, bu davalılar yönünden manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş, dava konusu … plaka sayılı aracın ticari araç olması nedeniyle hükmedilen bedele avans faizi uygulanmasına karar verilmiştir.
Davalılar … A.Ş, … A.Ş ve Karayolları Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan manevi tazminat davasının bu davalıların kazanın oluşumunda kusurlarının bulunmaması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Maddi tazminat yönünden;
A-)Davacı tarafın feragati bulunduğundan davanın REDDİNE,
A.1)Maddi tazminat davası yönünden alınan 54,33-TL harçtan, alınması gerekli 44,40-TL harcın mahsubu ile artan 9,93-TL harcın kararın kesinleşmesi sonrası istek halinde davacı tarafa iadesine,
A.2)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2 maddesi gereğince hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak Davalılar …A.Ş, … A.Ş. ve Karayolları Genel Müdürlüğüne verilmesine,
2-Manevi tazminat yönünden;
A-)Davalılar … A.Ş, … A.Ş ve Karayolları Genel Müdürlüğü’ne karşı açılan manevi tazminat davasının REDDİNE,
A.1)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 3/2, 10/3, 10/4 maddeleri gereğince hesaplanan 2.725,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak Davalılar … A.Ş, … A.Ş. ve Karayolları Genel Müdürlüğüne verilmesine,
B-)Davalı … Şti. ve Davalı …’a karşı açılan manevi tazminat davasının KISMEN KABULÜ İLE; Davacı … için 7.000,00-TL, davacı… için 7.000,00-TL ve davacı …için 7.000,00-TL olmak üzere toplam 21.000,00-TL manevi tazminatın davalılar … Şti. ve Davalı …’dan kaza tarihi olan 08/02/2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
B.1)Karar tarihinde yürürlükte bulunan harçlar tarifesi gereğince hesaplanan 1.434,51-TL nispi karar harcından peşin alınan 768,48-TL (Harçlar Kanunu Madde 28/1-a) harcın mahsubu ile bakiye 666,02-TL harcın davalılar … Şti. ve Davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye gelir kaydına,
B.2)Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince manevi tazminat istemi yönünden davacı … için 2.725,00-TL, Davacı … yönünden 2.725,00-TL, davacı… yönünden 2.725,00-TL nispi vekalet ücretinin davalılar … Şti. ve Davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine,
3-Davacı tarafından yapılan toplam 3.186,50-TL (27,70-TL BVH, 4,10-TL VH, 195,40-TL Keşif Harcı, 909,50-TL Tebliğ Gideri, 1.450,00-TL Bilirkişi Ücreti, 599,80-TL Talimat ve Diğer Giderler) yargılama giderinin maddi ve manevi tazminat istem miktarlarının oranlaması ile tespit edilen 3.117,35-TL’sinin davalılar … Şti. ve Davalı …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, bakiye kısmın davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından sarf edilen 100,00-TL’nin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine,
5-Davalı … A.Ş tarafından sarf edilen 4,10-TL’nin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine,
6-Davalı … A.Ş. tarafından sarf edilen 4,10-TL’nin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Sarf edilmeyen gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, Davacı vekili Av…. ve Davalılar … A.Ş, … A.Ş vekili Av. …’ın yüzüne karşı, diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
e-imzalı
Hakim
e-imzalı
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.