Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/435 E. 2021/313 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/435
KARAR NO:2021/313

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:22/04/2015
KARAR TARİHİ:07/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … Şti. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı … Şti. ile 31.01.2014 tarihinde Franchise Sözleşmesi yaptıklarını, sözleşmeye göre 225.000,00 TL ve KDV’nin on taksitte davalı şirkete ödenmesinin kararlaştırıldığını, bunun karşılığında da davalının … … bulunan şubesinin demirbaşları ile birlikte 60.000,00 TL ve KDV’si ile birlikte kendilerine devrinin kararlaştırıldığını, davalı şirketin üçüncü taksit ödemesi yapıldığında şubenin devrini yapacağını, kendilerinin 01.02.2014 ile 30.04.2014 tarihleri arasında bu şubede faaliyette bulunduğunu, 30.04.2014 tarihinde şubeyi terk ettiğini ve davalı şirketin tekrar şubeyi devraldığını, kendileri tarafından davalı şirkete toplam 90.900,00 TL ödeme yapıldığını, faaliyet gösterilen süre boyunca davalı şirketin kendilerine ödemesi gereken hak ediş tutarlarının Şubat 2014 için 36.490,60 TL, Nisan 2014 için 21.043,47 TL ve Mart 2014 için 24.691,47 TL olmak üzere toplam 82.225,54 TL olduğunu, ancak bu hak ediş tutarlarının kendilerine ödenmediğini, devir tarihi itibariyle davalı şirkete 3.889,00 TL değerinde klima, sineklik ve sigaralık bırakıldığını, elektrik panosuna 500,00 TL harcama yapıldığını, 14.392,94 TL değerinde stok ve meyve devredildiğini, 1.521,55 TL tutarında POS tahsilatı yapıldığını ve 1.807,50 TL Türk Kolejinden gelen EFT devredildiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşulu ile şimdilik 10.000,00 TL’nin reeskont faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … Şti. vekili verdiği cevap dilekçesinde, davalı ile Franchise Sözleşmesi yapıldığını, sözleşme ile birlikte kendi firma ürünlerini üretme hakkının davacıya geçtiğini, ancak … … ki şubenin devri için gerekli koşullar gerçekleşmediği için şube devrinin yapılmadığını, sözleşmeye göre davacının kendilerine 60.000,00 TL ve KDV ödemesi gerekirken bu ödemeyi yapmadığını, bu nedenle de şubenin devrinin gerçekleştirilmediğini, davacının ödemesi gereken toplam bedelin 225.000,00 TL olduğunu ancak davacı sadece 90.900,00 TL ödeme yaptığını, davacının dilekçesinde bedelini talep ettiği klima ve elektrik panosu tamiri gibi harcamaların sözleşmeden bağımsız olarak davacıya ödendiğini, ancak davacının bunlara ilişkin fatura düzenlemediğini, davacının ileri sürdüğü gibi 2014 yılı Şubat, Mart ve Nisan aylarına ilişkin hak edişi bulunmadığını, Şubat ve Nisan aylarında dava konusu şubedeki üretimi kendilerinin gerçekleştirdiklerini, giderleri kendilerinin karşıladıklarını, çalışanların SGK ödemelerini yaptıklarını, bu dönem içindeki bütün hammadde ve hizmetlerin kendileri tarafından karşılandığını, bu sebeple de davacının her hangi bir hak edişe hak kazanmadığını, davacının sözleşmeyi haksız olarak feshettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava Franchise Sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, 31.01.2014 tarihli Franchise Sözleşmesini, kira sözleşmesini, ticari defterlerini, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, 31.01.2014 tarihli Franchise Sözleşmesini, kira sözleşmesini, ticari defterlerini, ödeme dekontlarını, araç kiralama faturalarını, SGK kayıtlarını, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Bir marka veya bir firmanın belirli bir maddi bedel karşılığında bağımsız olan yatırımcılara kendileri ile bağdaşan ve başarı yapmış olan markasını veya firmasını kullandırması ve işin yönetimi ve organizasyonu bakımından da belirli şartlar dahilinde sürekli destek sağlayarak uzun vadeli oluşturdukları iş ilişkisine “franchising” denir. Franchise sözleşmesi ayrıntılı bir düzenleme yapılmaksızın sözleşme taraflarının hak ve yükümlülüklerini genel hatlarıyla ele alan bir sözleşmedir. Bu anlamda franchise sözleşmesi yalnızca anlaşmaya konu edilen mal ya da hizmetin ne şekilde verileceği hususunda tarafların iş birliğini sağlaması ve bu yönde temel koşulları içermesidir. Sözleşme süresince ürünlerin teslimatı, hammaddelerin temini, eğitim esasları gibi pek çok tamamlayıcı sözleşmenin daha yapılması gerekir. Daha sonra yapılması gereken tamamlayıcı sözleşmelere franchise sözleşmesi bir dayanak oluşturmaktadır. Bu sebeplerden dolayı franchise sözleşmesi çerçeve sözleşmesi niteliği taşır.
Taraflar arasında yapılan 31.01.2014 tarihli Franchise Sözleşmesinin “Konu” başlıklı 2’nci maddesinde, “Favorya kendisine ait markalar, kanallar, sistem ve alt yapı ile hediye ve yenilebilir lezzetli hediye olarak tabir edilen, meyve, kek, kurabiye çikolata, marshmallow, şeker, çikolata gibi yenilebilir çiçeklerin üreticisi olup, internet üzerinden telefonla, doğrudan satış kanalları veya şubeleri aracılığı ile sipariş alınarak adrese teslim edilen hediyelik ürünler satmaktadır.” düzenlemesi getirilmiştir. Sözleşmenin 9’uncu maddesinde eğitim, 10’uncu maddesinde iş yeri ve donanım, 11’inci maddesinde de hizmet bölgesi ve siparişlerin üretimi konuları düzenlenmiş olup taraflar arasındaki sözleşmenin niteliğinin franchise sözleşmesi olduğu anlaşılmaktadır.
Sözleşmenin 6.d maddesinde, 9.a maddesinde, 10.a maddesinde ve 11.a maddesinde açıkça üretim yapılmasına, üretime ilişkin eğitim faaliyetine ve üretim yapılacak ürünlerin reçetelerine ilişkin hükümler belirlenmiştir. Dolayısıyla taraflar arasında yapılan franchise sözleşmesi ürün, üretim ve kısmen de işletme francihise sözleşmesi niteliğindedir.
Hukukumuzda franchising sözleşmelerine dayanak oluşturan belirli bir kanun bulunmamaktadır. Bu nedenle tanımlanmamış yani kendine özgü sözleşme niteliğindedir. Kendine özgü yapısı olmasından dolayı sözleşme içeriğinde TBK ve TTK’nda düzenlenmiş birden fazla sözleşmenin özelliklerini taşımaktadır. Bu nedenle TTK’da düzenlenen acentelik sözleşmeleri ile TBK’da düzenlenen vekâlet ve iş görme sözleşmeleri yorum yolu ile uygulama alanı bulacaktır.
Davacı ile davalı şirket arasında sözleşmeden kaynaklı alacak borç ilişkisinin bulunup bulunmadığının tespiti için her iki taraf ticari defterlerinin 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre incelenmesine karar verilmiştir. Davacı taraf ticari defterlerinin incelenmesi sonucu hazırlanan 21.11.2018 tarihli bilirkişi raporunda davacının 2014 yılı defterinin kapanış onayının bulunmadığı, davacının 2014 yılı sonu itibariyle davalıdan 30.900,00 TL alacaklı gözüktüğü, dava dosyasına sunulmuş olan 15.000,00 TL ve 45.000,00 TL tutarlı iki ödeme dekontu tutarının davacının defterlerinde kaydının bulunmadığı, davacıya ait banka hesap ekstresinde gözüken 5.900,00 TL ve 25.000,00 TL olmak üzere 30.900,00 TL ödeme belgelerinin ise davacı defterlerinde kaydının bulunduğu, bütün ödemelerin toplamının 90.900,00 TL yaptığı tespit edilmiştir.
Davalı şirkette cevap dilekçesinde davacının kendisine 90.900,00 TL ödeme yaptığını belirtmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği 25.06.2019 tarihli dilekçesiyle dava dilekçesini 6100 sayılı HMK m. 176’ya göre ıslah etmiş ve dava değerini de 90.900,00 TL’ye çıkartmıştır. Islah harcını da tamamlamıştır.
Davalı tarafın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılması için hazırlanan 07.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın defterlerinde davacının davalı tarafa ödediği miktarın 90.900,00 TL olduğu, davalının davacıya 15.000,00 TL ödediği, bunun sonucunda davalının davacı tarafa 75.900,00 TL borçlu olduğu, davaya konu … … şubesinin satış hesabında 6.274,86 TL satış olduğu, davalının bu şube ile ilgili elektrik, su, telefon, malzeme alımları ve genel gider faturaları ödemeleri bulunduğu tespit edilmiştir.
Davalı şirket sözleşmenin davacı tarafından haksız olarak feshedildiğini belirtmiştir. Ancak her iki tarafta dosyaya 6102 sayılı TTK m. 18/III’e uygun şekilde hazırlanmış bir fesih bildirimini sunmamıştır. Sözleşmenin fiilen sona erdirildiği her iki tarafında kabulündedir.
… Asliye Ticaret Mahkemesince talimatla dinlenen davacı tanığı … beyanında; 2014 yılında davalı şirkette personel eğitimi ve şube kurumlarının işlerini yaptığını, davacı şirketin hak edişlerini alamaması üzerine sözleşmeyi feshettiğini, firmaların tahsilatlarını doğrudan merkeze gönderdiklerini, merkezin de hak edişleri düzenleyerek şubelere dağıtımı yaptığını, iki taraf arasında sözleşmenin üç ay devam ettiğini, davacının hak edişlerini alamaması nedeniyle personel giderlerini karşılayamadığını, bu nedenle de sözleşmeyi feshettiğini belirtmiştir.
Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Franchising Bedeli” başlıklı 5’inci maddesinin (a) bendinde “10 yıllık franchising hakkı karşılığı 225.000,00 TL + KDV’dir. Gerekli eğitimlerin verilmesi ve sistem kurulum danışmanlığı buna dahil olup işletme içinde bulunan ve favorya üzerine kayıtlı her türlü demirbaş, araç ve stoklarda bulunan mamul, yarı mamul ve hammaddeler bu rakama dahil değildir.” düzenlemesi yapılmıştır. Aynı maddede 225.000,00 TL’nin taksitlerinin tarihleri ve KDV miktarları da tablo olarak belirlenmiştir. Taksitlerin KDV dahil toplam miktarı 265.500,00 TL’dir.
Sözleşmenin aynı maddesinin (b) bendinde de “… (…) … / … adresinde bulunan şubesini içindeki tüm demirbaşlarla beraber 60.000,00 TL + KDV karşılığında franchisee devredecektir. Bu tutarın sözleşme tarihinde ödemesinin yapılmış olması gerekmektedir.” düzenlemesi getirilmiştir. Dolayısıyla davaya konu şubenin devri için öngörülen bedel ödemesi en geç sözleşmenin imza tarihi olan 31.01.2014 tarihinde yapılmak zorundadır.
Davacının davalı tarafa yaptığı ödemeler 28.01.2014 tarihinde 15.000,00 TL, 03.02.2014 tarihinde 45.000,00 TL, 28.02.2014 tarihinde 5.900,00 TL ve 11.04.2014 tarihinde 25.000,00 TL olmak üzere toplam 90.900,00 TL’dir. Sözleşmenin başlangıç tarihi ise 31.01.2014 olup sözleşme bedeli olan KDV dahil 265.500,00 TL’nin ilk taksit ödemesi de bu tarihte başlamaktadır.
6098 sayılı TBK m. 101’e göre; “Birden çok borcu bulunan borçlu, ödeme gününde bu borçlardan hangisini ödemek istediğini alacaklıya bildirebilir.” Davacının yaptığı ödemelerden 03.02.2014 tarih ve 45.000,00 TL tutarlı olan ödemeye ilişkin banka dekontu üzerinde “Franchise kapora öd” yazılı olduğu anlaşılmakla bu ödemenin 31.01.2014 tarihinde davaya konu şubenin devri için öngörülen 60.000,00 TL + KDV ödemesi olduğu, davacının dekont üzerine bu açıklamayı yazarak yaptığı ödemenin şubenin devrine ilişkin ödeme olduğunu 6098 sayılı TBK m. 101’e göre bildirimde bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu konuda başkaca ödeme gözükmemektedir. Dolayısıyla 31.01.2014 tarihinde davaya konu şubenin devri için davacının ödemesi gereken 60.000,00 TL + KDV’nin sadece 45.000,00 TL’si ödenmiştir. 60.000,00 TL + KDV 70.800,00 TL yapmakta olup geriye şube için davacının ödemesi gereken miktar 25.800,00 TL’dir. (31.01.2014 tarihinde davaya konu şubenin devri için davacının ödemesi gereken miktar 70.800,00 TL – davacının yaptığı ödeme 45.000,00 TL = 25.800,00 TL)
28.01.2014 tarihinde yapılan 15.000,00 TL tutarlı ödeme için dekont üzerine “Franchise 1. Ta ksit” açıklaması yazılmıştır. Taksit ödemeleri içinde KDV hariç 15.000,00 TL tutarlı ödeme taksitleri bulunmakta olup ilk taksit ödemesi ise 31.01.2014 tarihinde başlayacaktır. Bu ödeme hem tutar hem de tarih olarak taksit ödemeleri ile uyuşmamaktadır. 6098 sayılı TBK m. 102’ye göre; “Kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı veya makbuzda bir açıklık bulunmadığı durumda ödeme, muaccel borç için yapılmış sayılır.” Sözleşmenin 5.b maddesinde “Bu tutarın sözleşme tarihinde ödemesinin yapılmış olması gerekmektedir.” düzenlemesi getirilmiş olup sözleşme tarihi olan 31.01.2014 tarihinin kesin tarih değil bu tarihe kadar ödeme yapılabilecek son tarih olduğunu göstermektedir. Dolayısıyla bu tarih öncesinde de ödeme yapılabileceği sonucu çıkmaktadır. Bu durumda ödemenin yapıldığı tarihte davacı açısından davaya konu şubenin devri için öngörülen ödemenin son tarihi 31.01.2014 olarak belirlenmiş olduğundan bu madde kapsamında bu ödemenin alacak kalemlerinden devri öngörülen şube için yapıldığının kabulü gerekir. Ancak yukarıdaki paragrafta tespit edilen şubeye ilişkin bakiye kalan 25.800,00 TL’yi de karşılamamaktadır. Kalan 25.800,00 TL’den 15.000,00 TL’nin düşümünden sonra geriye 10.800,00 TL daha kalmaktadır. Bu durumda davacının sözleşmenin 5.c maddesine göre süresi içinde şubenin devri için ödemesi gereken paradan 60.000,00 TL’yi ödediği kalan 10.800,00 TL’yi ise ödemediği ve üzerine düşen yükümlülüğü yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Davacının 11.04.2014 tarihinde yaptığı 25.000,00 TL ise kendi defterlerinde sipariş avansı olarak kayıtlıdır. Bu ödeme tarihi de hem tutar hem de tarih olarak taksit ödemeleri ile uyuşmamaktadır.
Davacının yaptığı diğer ödeme olan 28.02.2014 tarihinde yapılan 5.900,00 TL tutarlı ödeme için davacı tarafın defterlerinde “franchise taksit ödemesi” açıklaması düşülmüştür. Sözleşmenin 5.a maddesinde belirlenen taksitlerden 31.01.2014 tarihli ilk taksit ödemesinin miktarı da KDV dahil 5.900,00 TL’dir. Taksit tarihi uyuşmasa da davacının yaptığı bu ödeme sözleşme bedeli olan KDV dahil 265.500,00 TL’nin taksit ödemelerinden biridir.
Bu incelemeler çerçevesinde davacının sözleşmenin 5.b maddesindeki 60.000,00 TL + KDV olan 70.800,00 TL tutarlı ödeme borcunu eksiksiz yerine getirmediği anlaşılmaktadır.
Hazırlanan 07.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda davalının davaya konu şube ile ilgili elektrik, su, telefon, malzeme alımları ve genel gider faturaları ödemelerinde bulunduğu tespit edilmiştir. Bu tespit şubenin giderlerinin davalı tarafından karşılanmakta olduğunu ve şubenin davalı tarafından davacıya devredilmediğini göstermekte ise de davalı taraf cevap dilekçesinin ikinci sayfasında davacının talep ettiği klima, pano tadilatı ve diğer harcamaları sözleşmeden bağımsız olarak davacının hesabına banka havalesi ile ödediğini belirtmiştir. Davacının dosyaya sunduğu kira sözleşmesi ile davalı yanında çalışan davacı tanığının beyanları da şubenin davacıya devredildiğini göstermektedir. Bu durumda davalı şirketin sözleşmenin 5.b maddesindeki 60.000,00 TL + KDV olan 70.800,00 TL tutarlı ödeme borcunun davacı tarafından yerine getirilmesini beklemeden sözleşmenin diğer hükümlerinin uygulanması için şubenin fiili devrini gerçekleştirdiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle sözleşmenin 5.b maddesindeki 60.000,00 TL + KDV olan 70.800,00 TL tutarlı ödeme borcunun davacı tarafından tamamen yerine getirilmemesi davalı açısından haklı fesih nedeni yapılamayacaktır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin “Ödemeler” başlıklı 14’üncü maddesinde “Tarafların birbirlerine olan borç alacak durumu her ay kapanışında bir sonraki ayın başında oluşturulan raporlarla karşılıklı olarak yapılacak mutabakatların sonucuna göre belirlendikten sonra düzenlenecek fatura tarihlerinden itibaren 15 gün içerisinde tarafların birbirlerine vermiş oldukları banka hesaplarına yatırılacaktır. Aynı zamanda mutabık kalınması durumunda bir sonraki ayların alacaklarına mahsup edilebilir.” düzenlemesi getirilmiştir. Sözleşmenin bu hükmüne göre davacının ne kadar fatura kestiği ve sözleşmenin 13’üncü maddesine göre ne kadarlık hak ediş alacağının doğduğunun tespiti için davacı taraf ticari defterlerinde inceleme yapılması gerekmektedir.
Davacının alacak kalemi olarak gösterdiği hak ediş ödemelerinin ve devraldığı şubeye ilişkin yaptığı masrafların tespiti için … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacı tarafın ticari defterlerinin tekrar incelenmesine karar verilmiştir. Bilirkişiden, elektrik panosu harcamasının ne kadar olduğu, klima, sinekli ve sigaralık harcamasının ne kadar olduğu, 30.04.2014 tarihi itibari ile pos tahsilatının ne kadar olduğu, 30.04.2014 tarihi itibariyle …’nden gelen EFT miktarının ne kadar olduğu, 31.01.2014 tarihinde davacının devraldığı stok ve meyve miktarının ne kadar olduğu, 30.04.2014 tarihinde davacının devrettiği stok ve meyve miktarının ne kadar olduğu, davacının davalıdan tahsil ettiği hakediş miktarının ne kadar olduğu, davacının davalıdan alacaklı olduğu hakediş miktarı varsa ne kadar olduğu ve bütün bunlara ilişkin incelemesi yapılan belgelerin rapora eklenmesi istenilmiştir. Ancak davacının defter sunmaması nedeniyle rapor hazırlanamamıştır. Bu nedenle de davacının hak edişleri için sözleşmenin 14’üncü maddesine göre ne kadar fatura kestiği tespit edilememiştir.
Aynı konuların araştırılması için davalı taraf defterlerinde tekrar inceleme yapılmasına karar verilmiştir. Hazırlanan 23.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda davalı tarafın defterlerinde davalının elektrik panosu, klima, sinekli ve sigaralık için ödeme yer almadığı, davalının 03.05.2014 tarihinde … … şubesinden POS satışı yaptığı ancak ne kadarlık POS tahsilatı devraldığının tespiti için POS cihazının bağlı olduğu POS hesabının incelenmesi gerektiği, bu konuda dosyada bilgi ve belge bulunmadığı, davalının ticari defterlerine göre 16.04.2014 tarihinde banka hesabına 1.807,50 TL EFT geldiği, işlem açıklamasında “… elektrik” yazılı olduğu, davalının defterlerinde stok hesabının torba hesap olarak tutulduğu, 31.01.2014 tarihinde davalının 18.700,81 TL tutarında stok malı bulunduğu ancak bunun ne kadarının davacıya devrinin yapıldığının belli olmadığı, 30.04.2014 tarihinde davalının ticari defterlerinde 40.164,97 TL stok bulunduğu, bunun ne kadarının davalıdan devralındığının belli olmadığı, davalının davacıya yaptığı ödemeler toplamının “Franchise ödeme” açıklaması ile 15.000,00 TL olduğu, davalının 21.11.2018 tarihli bilirkişi raporuna göre davacıya 75.900,00 TL avans borcu olduğu tespit edilmiştir.
Hazırlanan 23.11.2020 tarihli raporda önceki 21.11.2018 tarihli bilirkişi raporuna yollama yaparak tespit edilen 75.900,00 TL’nin sözleşme peşinatı olan 60.000,00 TL + KDV ile sözleşme taksilerinin ödemelerini içermekte olduğu anlaşıldığından ve taraflar arasındaki hak ediş miktarına ilişkin tespiti içermediğinden raporun bu kısmı hükme esas alınmamıştır.
Hazırlanan bütün bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde davalının davacıya sözleşmenin 14’üncü maddesine göre toplamda 15.000,00 TL ödeme yaptığı anlaşılmakta ancak bakiye ne kadar borcu kaldığı davacının defterlerini sunmaması nedeniyle tespit edilememektedir. Bu nedenle davacının hak ediş ödemelerine ilişkin talepte bulunduğu Şubat 2014 için 36.490,60 TL, Nisan 2014 için 21.043,47 TL ve Mart 2014 için 24.691,47 TL olmak üzere toplam 82.225,54 TL hak edişin ödenmesine ilişkin talebinin reddine karar verilmiştir.
Hazırlanan 23.11.2020 tarihli raporda POS cihazı ile ilgili olarak hesap bilgilerine ihtiyaç duyulduğunun tespiti üzerine davalı vekiline İzmir şubesinden pos cihazı ile yapılan satışlara ilişkin pos cihazının bağlı olduğu banka ve pos hesabını bildirmesi için iki hafta kesin süre verilmiştir. Ancak davalı vekili bu konuda bir açıklama yapmamıştır. Davacının da POS cihazı tahsilatına ilişkin dosyaya sunduğu başkaca bir delil bulunmadığından bu konudaki talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı taraf davalı şirkete 3.889,00 TL değerinde klima, sineklik ve sigaralık bırakıldığını belirtmiş, davalı taraf bunların bedellerinin ödendiğini belirterek bu eşyaların bırakıldığını kabul etmiş ancak davalı taraf defterlerinde bu eşyalara ilişkin bir ödeme belgesine rastlanmamıştır. Davacı defterleri için yapılan ilk bilirkişi incelemesinde bu konuda bir inceleme yaptırılmamış, ikinci talimatta da davacının defter sunmaması nedeniyle bu konuda davacı tarafından düzenlenmiş bir fatura bulunup bulunmadığı ya da defterlerinde kayıt bulunup bulunmadığı tespit edilememiştir. Bu nedenle davalıda kaldığı davalının da kabulünde olan ancak bedeli ispatlanamayan bu alacak kalemlerine ilişkin olarak davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf elektrik panosuna 500,00 TL harcama yaptığını belirtmesine karşılık buna ilişkin yazılı bir delil sunmadığı gibi dinlenen davacı tanığı da bu konuda beyanda bulunmamıştır. Bu sebeple davacının bu talebinin reddine karar verilmiştir.
Hazırlanan son bilirkişi raporunda davalı hesabına gelen 1.807,50 TL EFT bulunmakta olup bu paranın davacının belirttiği gibi Türk Kolejinden geldiğine ilişkin bir kayıt bulunmamaktadır. Gelen EFT’de “… elektrik” açıklamasının yazılı olduğu görülmektedir. Dolayısıyla bu paranın davacının alacaklı olduğu miktarla nedensellik bağı kurulamamıştır. Bu nedenle davacının bu konudaki talebi de reddedilmiştir.
Davacı taraf davalıya 14.392,94 TL değerinde stok ve meyve devredildiğini belirtmiştir. Hazırlanan 21.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda davalının stoklarının torba hesap olarak tutulması nedeniyle stoktaki malların ne kadarının davacıdan devralındığı anlaşılamamaktadır. Bu nedenle davacının defterlerinin incelenmesi ve davacı defterlerindeki kayıtların karşılaştırmasının yapılması gerekmektedir. Ancak hazırlanan ilk talimat bilirkişi raporunda bu inceleme yapılmamış, ikinci talimatta da davacı taraf defterlerini talimat mahkemesine sunmadığı için bilirkişi incelemesi yapılamamıştır. Bu nedenle davacı taraf davalıya 14.392,94 TL değerinde stok ve meyve devrettiğini kanıtlayamadığından davanın reddine karar verilmiştir.
Davacının davalıya yaptığı 90.900,00 TL tutarlı ödemenin yukarıda yaptığımız açıklamalara göre 60.000,00 TL’si sözleşmenin 5.b maddesine göre şubenin devri için öngörülen 70.800,00 TL için yapılan ödemedir. Kalan 30.900,00 TL’nin ise 5.900,00 TL’si sözleşme taksiti, kalan 25.000,00 TL ise sipariş avansı olarak kayıtlarda gözükmektedir.
Davalı taraf hak edişlerinin ödenmediğini kanıtlayamadığından sözleşmeyi haklı olarak fesih hakkına sahip değildir. Ancak sözleşmenin “Akdin Feshi ve Sonuçları” başlıklı 15’inci maddesine göre 60 gün önceden ihbar etmek koşulu ile fesih hakkına sahiptir. Davacı bu önele uyarak fesih hakkını kullanmamıştır. Bu durumda sözleşme peşinatı olarak sözleşmenin 5.b maddesine göre yaptığı 60.000,00 TL tutarlı ödemeyi de 5.900,00 TL tutarlı sözleşme taksiti ödemesini de geri isteme hakkına sahip değildir. 25.000,00 TL tutarlı sipariş avansının davacı taraf defterlerinde “pasta yapım malzemeleri hesabı” olarak kaydının bulunduğu anlaşılmakla sözleşmeye göre davacının üreteceği ürünlerin malzemelerinin davalı taraftan alınması için bedellerinin davalıya ödendiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle bu ödemeyi de geri isteyebilmesi davalıya teslim ettiği stoktaki malzemelerin miktarını kanıtlamasına bağlı olup davacı taraf stokta bulunan kadar malzemeyi davalıya devrettiğini kanıtlayamadığından bu konuda da davanın reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30-TL maktu karar harcının peşin ve ıslah harcından alınan ‭1.552,35‬-TL harçtan mahsubu ile artan 1.493,05-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 12.585,50-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
07/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır