Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/376 E. 2023/779 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/376
KARAR NO:2023/779

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:09/04/2015
KARAR TARİHİ:16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı …Ş. ile davalı … Sigorta arasında 5312 sayılı Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun ile zorunlu olarak öngörülen “çevre kirliliği mali sorumluluk” sigorta sözleşmesinin akdedildiğini, akdedilen bu sözleşmenin … sayılı sigorta poliçesine bağlandığını, davacı şirketin 5312 sayılı Deniz Kirlenmesinde Müdahale Kanunu uyarınca üzerine düşen mali külfetin zorunlu kısmını aşan miktarı için de yine davalı … Sigorta A.Ş. ile ihtiyari olarak üçüncü şahıs mali sorumluluk sigorta sözleşmesi akdettiğini, akdedilen bu sözleşmenin … sayılı sigorta poliçesine bağlandığını, Çevre Kirliliği Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi’nin, Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Poliçesi’nin primlerinin davalı şirket tarafından tahsil edildiğine ilişkin belgenin Sayın Mahkemeye sunulduğunu, taraflar arasında iki adet sigorta sözleşmesi akdedildiğini, her bir sigorta sözleşmesinin birbirini tamamlayan sigorta sözleşmeleri olup, çevre kirliliği “zorunlu sigortası” akdeden davacı şirketin, poliçede öngörülen limitlerin üzerindeki sorumluluğunu ise ihtiyari olarak akdedilen “mali mesuliyet” sigortası ile sigortalattığını, dosyaya sunulan 3. şahıs mali mesuliyet sigorta sözleşmesinin özel şartlarına “72 saat içerisindeki ani ve kazaen kirlenmeler Çevre Kirliliği Sorumluluk poliçesi limitleri üzerinde devreye girecektir…” şeklinde dercedildiğini, taraflar arasındaki akdedilen sigorta sözleşmesinin ve kararlaştırılan bu özel şart uyarınca ani ve kazaen bir kirlenme meydana geldiği zaman sigorta tazminatının önce zorunlu çevre kirlilik poliçesinden ödeneceğini, aşan kısmı için ise üçüncü şahıs poliçesinin işlemeye başlayacağını, nitekim riziko meydana geldikten sonra aşağıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, davalı sigortacının önce zorunlu çevre sorumluluk sigorta sözleşmesini çalıştırdığını, bu sigorta kapsamında 500.000,00 TL ödeme yaptığını, daha sonra üçüncü şahıs mali mesuliyet sigorta sözleşmesini çalıştırdığını ve bu poliçe kapsamında 500.000,00 ABD Doları avans ödemesi yaptığını, ancak avans ödemesi yapan davalı sigortacının bakiye malvarlığı zararını ödemekten kaçınması üzerine huzurdaki davanın ikamesinin zaruret teşkil ettiğini, davacı …Ş. ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulu ve davacı şirkete ait … Santrali’nde kullanılmak üzere fuel-oil satışı konusunda sözleşme imza edildiğini, Satışa konu fuel-oil emtiasının deniz yolu ile taşınması için M/T “…” nomine edildiğini, emtianın bu tanker tarafından …. … Koyu’nda bulunan davacı …Ş. santraline 11.07.2013 günü getirildiğini ve tankerin kıyı tesisine esnek hortum tabir edilen hortum ile bağlanarak aynı gün saat 17.42’de tahliyesine başladığını, 11.07.2013 günü tahliye sırasında yakıt kaçağı tespit edilmesi üzerine tahliyenin durdurulduğunu, 12.07.2013 günü emtianın tahliyesi için ikinci bir tahliye boru hattının tahsis edildiğini ve tahliyenin tekrar başladığını, tahliyenin bu şekilde yeni boru hattı üzerinden devam ederken 15.07.2013 günü saat 23:43 sıralarında ikinci bir yakıt kaçağının meydana geldiğini ve yaklaşık 98 ton fuel-oil yakıtın denize akmak sureti ile ani, beklemedik deniz kirlenmesi ve çevre zararının meydana geldiğini, bu şekilde rizikonun gerçekleştiğini, kimlik tutanağının, Deniz kirliliğine ilişkin protestonun, Kaptan ifadesinin, Kıyı tesisi kopan hortuma ilişkin fotoğrafların, Gemiye ilişkin resimlerin, Polis genel müdürlüğü yazısının, … grup ön inceleme raporunun, …. Cumhuriyet Meclis Başkanlığı yazısının ekte sunulduğunu, bu olaydan sonra …. Turizm, Çevre ve Kültür Bakanlığı tarafından … Üniversitesi Makine Mühendisliği Bölümü’nde görevli öğretim üyelerinden bilirkişi raporu alındığını, bu olayın nedeni ile çevre kirliliği meydana geldiğini ve rizikonun gerçekleştiğini, davacı şirketin davalı sigortacısına ihbarda bulunduğunu ve derhal çevrenin korunması ile kirliliğin giderilmesi için gerekli tedbirleri almaya başladığını, bu olay nedeni ile ortaya çıkan çevre kirliliğini önleme ve temizleme çalışmaları için, davacı şirketin malvarlığından 12.943.749,47 TL tutarında harcama yapıldığını, sigorta poliçe limitleri dâhilinde, davalı … Sigorta A.Ş.’den talepte bulunulmuşsa da, dava tarihine kadar sadece 500.000,00 TL zorunlu çevre sorumluluk sigorta tazminatı ile 500.000,00 ABD Doları üçüncü şahıs mali mesuliyet sigorta avansının ödendiğini, bakiye malvarlığı zararının ise davalı sigortacı tarafından giderilmediğini, aşağıda ayrıntılı açıklanan hukuki gerekçeler ile münakit sigorta poliçesi kapsamında davalı sigortacıdan talep edilebilen 9.045.000,00 TL sigorta tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, M/T “…”ndan davacı şirkete ait kıyı tesisine yapılan yakıt tahliyesi sırasında ani ve beklenmedik şekilde ortaya çıkan kaza neticesinde deniz çevresine yaklaşık 98 ton fuel-oil yayıldığını ve bu şekilde riziko gerçekleştiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1446 ve 1475 maddeleri gereğince meydana gelen rizikonun derhâl davalı … Sigorta A.Ş.’ne ihbar edildiğini, davalı sigortacının 16.07.2013 günü kazanın incelenmesi için … Grup isimli firmayı görevlendirdiğini, davacı şirketin hem çevreye duyarlı ve basiretli bir tacir olarak hem de tazminat sorumluluğu çerçevesinde deniz kirliliğinin engellenmesi ve yayılmasının önlenmesi, yakıt ile kirlenen deniz ve çevresinin temizlenmesi amacı ile derhal gerekli önlemleri aldığını ve ayrıca TTK md. 1448’de düzenlenen koruma tedbirleri alma görevine de uygun hareket ettiğini, sigorta tazminatının TTK. nun 1427 maddesi gereğince ihbar ve olayın meydana gelmesinden 45 gün sonra 30 Ağustos 2013 günü muaccel hale geldiğini, sigorta tazminatının muaccel hale gelmesi ile TTK.nun 1409 ve 1473 maddeleri gereğince davalı … Sigorta A.Ş’den sigorta tazminatını ödemesinin talep edildiğini, sigorta tazminatının ödenmemesi ve gerekçe olarak araştırmaların uzun sürmesi gösterilince bu defa davalı … Sigorta A.Ş.’den TTK.nun 1427 maddesi gereğince avans ödemesi yapmasının talep edildiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin rizikonun sigorta himayesine dahil olduğunu kabul ettiğini, bu çerçevede önce zorunlu çevre sorumluluk sigorta poliçesini çalıştırdığını ve 500.000,00 TL sigorta tazminatını davacı şirkete ödediğini, bundan sonra üçüncü şahıs mali mesuliyet poliçesini çalıştırdığını ve 500.000,00 USD tutarında avans ödemesi/kısmi ödeme yaptığını, bundan sonra davacı şirketin malvarlığında meydana gelen gerçek zararın ödenmesi yönündeki taleplerinin ise, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından dava dışı M/T “…” donatanının meydana gelen olayda %50 kusuru bulunması gerekçesi ile reddedildiğini, Çevre kirliliği poliçesi ödeme belgesinin, Üçüncü şahıs poliçesi avans ödeme belgesinin, Avans ödemesine ilişkin davalı şirket yetkilisinin elektronik posta çıktısının ekte sunulduğunu, davacı şirket tarafından kirliliğin giderilmesi için yapılan masrafların 12.943.749,47 TL’ye ulaştığını, davalı sigortacının eksperi … ödemesi gereken sigorta tazminatının 3.232.724,62 ABD Doları olarak belirlendiğini, davalı şirketin ise gerçek malvarlığının zararına ve kendi eksperinin ortalama bir zarar belirlemesine rağmen avans ödemesine ek olarak 559.930,63 USD daha sigorta tazminatı ödemeyi teklif ettiğini, ancak gerçek zararın bunun çok üzerinde olması gerekçesi ile bu talebin reddedilerek, huzurdaki davanın ikame edilmesinin zaruret teşkil ettiğini, aşağıda ayrıntılı açıklanan hukuki gerekçeler ile sigorta poliçesi kapsamında davalı sigortacıdan talep edilebilen 9.045.000,00 TL sigorta tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ettiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin meydana gelen malvarlığı zararından 5312 sayılı yasa gereğince garantör sıfatı ile sorumlu olduğunu, acil durumlarda gemilerden ve kıyı tesislerindeki faaliyetlerinden kaynaklanan kirlenme tehlikesini ortadan kaldırmak veya kirlenmeyi azaltmak, sınırlamak ve gidermek üzere 5312 sayılı Deniz Kirlenmesinde Müdahale Kanunu’nun çıkarıldığını, yasanın 11.03.2015 tarih ve 25752 sayılı Resmi Gazete’de yayınlandığını, … sözleşmelerinin, … verenin temel ilişkideki borçtan bağımsız olarak, borçlunun edimine ilişkin sorumluluk üstlendiği sözleşmeler olduğunu, … sözleşmesinin Türk Borçlar Kanunu’nun 128. maddesi gereğince, üçüncü kişinin fiilinin taahhüt olarak nitelendirildiğini, bu taahhütün garantöre temel ilişkideki borçtan bağımsız olarak borçlunun edimi için sorumlu olma yükümlülüğünü getirdiğini, davacı kıyı tesisinin işletilmesinden dolayı ortaya çıkabilecek zararları, 5312 sayılı yasadan doğan sorumluluğunu davalı sigortacıya sigorta ettirdiğini ve davalı … Sigorta A.Ş.’ninde sigorta hukuku uyarınca sigortacı ve ayrıca 5312 sayılı yasa yönünden kirlenme zararı yönünden “garantör” sıfatının yüklendiğini, 5312 sayılı Deniz Kirlenmesinde Müdahale Yasası, çevre kirliliği zararları ve bu zararların tazmini bakımından “zarar” kıstasının ve ayrıca objektif yani “kusursuz sorumluluk” ilkesinin benimsendiğini, 5312 sayılı yasa gereğince mali sorumluluk belgesini düzenleyerek “garantör” sıfatını kazanan davalı … Sigorta A.Ş.’nin kirlilik nedeni ile davacı malvarlığında meydana gelen malvarlıksal zararı tazmin etmek ile yükümlü tutulduğunu, davalı tarafından savunulduğu üzere “kusur” sorumluluğunun öngörülmediğini, hal böyle iken davalı sigortacı tarafından davacı şirkete dosyanın kapatılması için teklif edilen 559.930,63 USD ve davalı eksperi tarafından hesap edilen 3.232.724,62 USD’nın davacı malvarlığında meydana gelecek zararı karşılamamakta olduğunu ve kirlenme nedeni ile ortaya çıkan gerçek zararın tazmininin gerektiğini, 5312 sayılı yasa gereğince garantör sıfatına sahip olan davalı … Sigorta A.Ş.’nin çevre kirliliği nedeni ile davacı şirket malvarlığında meydana gelen zararın poliçe limitleri dahilinde kalan 9.045.000,00 TL’si ile sorumlu olduğunu, bu gerekçenin sigorta poliçesi kapsamında davalı sigortacıdan talep edilebilen 9.045.000,00 TL’nin 5312 sayılı yasanın 3.e. bendi gereğince “garantör” sıfatına sahip davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı … Sigrota A.Ş.’nin meydana gelen malvarlığı zararından 2872 sayılı yasa gereğince kusursuz sorumluluk esasları uyarınca sorumlu olduğunu, davanın, zorunlu çevre sorumluluk sigortasına karşı ikame edildiğini, sigorta tazminat davası olduğunu, taraflar arasında çevre kirliliğinin mali sorumluluk sigortası ve aşan kısmı için üçüncü şahıs mali mesuliyet sigorta sözleşmesinin akdedildiğini, tarafların, 2872 sayılı yasa uyarınca çevre kirliliğinden doğan sorumluluğun kusursuz sorumluluk olduğunu sigorta sözleşmesinin akdedildiği tarih itibarı ile farkında olduğunu, davalı sigortacının kusursuz sorumluluk ilkesinin bilincinde olarak davacı ile “zarar” esaslı olarak sigorta sözleşmesi akdettiğini ve buna göre sigorta primi tahakkuk ettirdiğini ve tahsil ettiğini, bundan sonra riziko meydana gelince davalı sigortacının, kerameti kendinden menkul şekilde üçüncü şahıslara kusur izafe ederek sigorta tazminatından tenkis yapmaya çalışmasının en başta 2872 sayılı çevre kanununa aykırı olup davacı şirketin hukuki sorumluluğunun ve üçüncü şahıslara karşı tazminat sorumluluğunun doğmuş bulunduğunu, meydana gelen çevre kirliliği uyarınca davacı şirketin hukuki sorumluluğu ve üçüncü şahıslara karşı olan tazminat yükümlülüğü çerçevesinde malvarlığının pasifinde ortaya çıkan 9.045.000,00 TL sigorta tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, meydana gelen zararın davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta kuvertüründe görülerek bir kısım sigorta tazminatı ödenmiş ise de gerçek zararın tazmin edilmesi yönündeki davacı taleplerinin dava dışı tanker donatanının kusuru bulunduğu gerekçesi ile reddedildiğini ve davacının malvarlığında ortaya çıkan gerçek zararın ödenmediğini, yukarıda alıntı yapılan ÇKMSG Şartlarının “zarar” kıstasını esas aldığını, “kusur” esasını ise benimsemediğini, davacı şirketin malvarlığında bu olay nedeni ile meydana gelen zararın 12.943.749,47 TL olduğunu, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından dava dışı M/T “…” donatanının kusuru gerekçe gösterilerek gerçek zarar ödenmemekte ise de bu tür sigortalar için “kusur” değil “zarar” kıstasının öngörüldüğünü, bu gerekçe ile çevre kirliliği nedeni ile davacı şirketin malvarlığında meydana gelen zarardan 9.045.000,00 TL sigorta tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı …Ş. ile davalı … Sigorta A.Ş. arasında 2872 ve 5312 sayılı yasalardan doğan çevre kirliliği ile ilgili sorumluluğun aşan kısmı için üçüncü şahıs mali sorumluluk sigorta sözleşmesinin akdedildiğini, akdedilen bu sözleşmenin … sayılı sigorta poliçesine bağlandığını, sorumluluk sigortasının, sigorta ettirenin malvarlığının sigortacı tarafından bir ücret (prim) karşılığında sorumluluğunun ekonomik sonuçlarına karşı sigorta güvencesi altına alınmasını öngören bir sözleşme olduğunu, bu sigorta sözleşmesinin yapılan sınıflandırmada zarar sigortası içerisinde yer aldığını, zarar sigortalarının da ikiye ayrılmakta olup birinci ayırımın zarar sigortaları, ikinci ayırımın ise pasif sigortalar olduğunu, aktif sigortasında malvarlığının aktifinde yer alan değerlerle ilgili zararlar karşılanırken, pasif zarar sigortalarında, sigorta ettirenin malvarlığı, pasifin artması tehlikesine karşı sigortacı tarafından korunduğunu, işte dava konusu sorumluluk sigortası ile davacı şirketin malvarlığının pasifinin artması tehlikesinin, davalı sigortacı tarafından sigorta himayesi sağlandığını, sigortacının aslında sigorta ettirene ait olan bir işi gördüğünü, sigorta ettirenin kendi malvarlığını olumsuz sonuçlardan korumak için önlem alma külfetinin sözleşme ile sigortacıya devredildiğini, böylece sigortacının tehlike (riziko) taşıma yükümlülüğü altına girdiğini, taraflar arasında akdedilen sorumluluk sigorta sözleşmesi ile davalı sigortacının, bütün diğer zarar sigortalarında olduğu gibi sigorta ettiren davacı şirkete koruma sağladığını, somut olayda 15.07.2013 günü saat 23:43 sıralarında davacı şirkete ait kıyı tesisinde yakıt kaçağı meydana gelerek yaklaşık 98 ton fuel-oilin denize aktığını, bu suretle deniz ve çevre kirliliğinin meydana geldiğini, çevre kirliliğinden ötürü davacı şirketin gerek çevresinde bulunan işletmelere karşı ve gerekse deniz ile çevrenin temizlenmesi için hukuki sorumluluğu mevcut ve ayrıca bu sorumluluğun 5312 sayılı yasa uyarınca da emredici olduğunu, bu hukuki sorumluluk neticesinde dava konusu malvarlığı zararı meydana gelmiş ise de davalı şirketin gerçek malvarlığı zararını karşılamak yerine dava dışı tanker donatanının kusurundan bahis ile sadece 559.930,63 USD daha ödeme yapmayı teklif ettiğini ve sözleşmesel sorumluluğunu yerine getirmediğini, tavacı şirketin …. … Koyu’nda bulunan elektrik santralinin ….’de elektrik üretimi yapan tek santral olup, geçmişte yaşanan herşeyi unutan buna karşılık Kıbrıs Barış Harekatı’nı bir türlü unutamayan Rum Kesimi’nin dahi elektrik talep ettiği ülkemizin gururu bir işletme olduğunu, bu işletmede meydana gelen çevre kirliliği neticesinde ekte sundukları haritadan da görüleceği üzere davacı şirketin başta …. devleti olmak üzere hat üzerinde bulunan vatandaşlar, turistler, turizm işletmeleri, balıkçılar ve balık çiftliklerine karşı kirleten sıfatı ile büyük bir hukuki sorumluluğun doğduğunu, yakıt tahliyesi yapan tankerin, altı gün demirde kaldığını sonrasında sırra kadem bastığını, davacı şirketin hukuki sorumluluğunun hareketsiz kalınamayacak şekilde doğduğunu, davacı şirket tarafından derhal gerekli tedbirlerin alındığını ve malvarlığının pasifinde çoğalma meydana geldiğini, davalı sigortacının ise tanker donatanının kusurundan bahis ile sadece 559.930,63 USD daha ödeme yapmayı teklif ederek poliçeyi söndürmek, meseleyi kapatmak istediğini, hukuki durum bu şekilde iken davalı şirket tarafından aşamalarda ısrarlı olarak vurgulanan kusurun tanker donatanında ve/veya üçüncü bir şahsa ait olmasının davacı şirketin malvarlığının pasifinde ortaya çıkan gerçek zararın ödenmesini engelleyen bir durum olmayıp varsa böyle bir kusur, bu durumun davalı … Sigorta A.Ş.’nin rücu hakkı ile ilgili olduğunu, gerek çevre sorumluluk sigortası genel şartları ve gerekse üçüncü şahıs sorumluluk sigortası genel şartlarının “…şahıs veya eşya zararı…” ifadesi ile zarar kıstasını belirlediğini, davacı şirketin malvarlığında bu çevre kirliliği nedeni ile yasadan doğan emredici hukuki sorumluluğunun sona erdirilmesini ve üçüncü şahısların tazminat taleplerinin önüne geçilmesini teminen 12.943.749,47 TL tutarında zararın meydana geldiğini, davalı … Sigorta A.Ş.’nin ise bu zarardan teklif etmiş olduğu 559.930,63 USD ile değil gerçek zararın poliçe limitlerinde talep edilebilen 9.045.000,00 TL’sinden sorumlu olduğunu, bu gerekçe ile çevre kirliliği nedeni ile davacı şirketin malvarlığında meydana gelen zarardan 9.045.000,00 TL sigorta tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, TTK.nun 1478 maddesinde, sigortacının, sigortalının sorumluluk konusu olayı kasten gerçekleştirmesinden doğan zararlardan sorumlu tutulmaz hükmünü öngörmüş olup kasıt dışında ihtimallerde sigortacının sorumluluğunu öngördüğünü, görüldüğü üzere TTK.nun sorumluluk sigortalarına ilişkin düzenlemesin de kusur esasını dikkate almadığını, sorumluluk sigortalarının genel esası olan “malvarlığı zararı” kıstası ile hareket ettiğini sadece sigorta ettirenin kastı halinde sigorta tazminatının ödenmeyeceğini, diğer hallerde malvarlığı zararının giderilmesini öngördüğünü, bu gerekçe ile TTK düzenlemesin de kusur esasının değil malvarlığı zararını esas almış bulunduğundan çevre kirliliği nedeni ile davacı şirket malvarlığında meydana gelen zarardan 9.045.000,00 TL sigorta tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, … Sigorta ile ilgili araştırma yapıldığını, bu araştırma sonucunda, ABD kökenli … Sigorta’nın 2005 senesinde genel müdürüne maaşı dışında 2,7 milyon USD prim ödediğini, 2006 senesinde bu primin 5,7 milyon USD çıktığını, 2007 senesinde şirketin büyük finansal kayıp yaşamasına rağmen genel müdürün 15 milyon USD prim aldığını, Finansal Ürünler Bölümü’nün başında bulunan …’ya sekiz yıl içinde 280 milyon USD ödendiğini, şirketin iflasını açıklamasından bir hafta sonra üst düzey yöneticilerin …’te geceliği 1.000 USD tutarındaki otellerde kaldığını, … Sigorta’nın bu otele odalar için yıllık 200.000 USD, yemekler için yıllık 150.000 USD ve spa giderleri için de yıllık 23.000 USD ödediğini, nitekim bu kötü yönetim sonunda şirketin iflasını istediğini, şirketin bir kısım hisselerine ABD Hazine Bakanlığı tarafından el konulduğunu, … Sigorta ile ilgili yapılan bilimsel çalışmaların da incelenmediğini şirketin mesela; zorunlu sigorta ile sigortaladığı 50 araçtan kaç tanesinin kaza yapacağı üzerine bir model kurduğunu, bu modelin 50 aracın da ayrı ayrı kaza yapma riski içerdiğini, buna karşılık bu modelin araçların hepsinin aynı anda kaza yapma riskini içermediğini ve neticeten hepsinin aynı anda kaza yaptığında da … Sigorta’nın battığı sonucuna kıyas yolu ile ulaşıldığını, Arizona Üniversitesi Profesörü … tarafından kaleme alınan “The … …” isimli makalede “… …’nin bir zincirleme reaksiyon sonucu parasının bitmesi sonucu çöktüğü…” görüşüne yer verildiğini, Ülkemizde mukim … Sigorta A.Ş.’nin ana hissedarı olan … … Holdings Ltd.’in Dubai’de yerleşik olduğunu, Türkiye operasyonunun … Sigorta A.Ş.’nin Mısır, Kenya, Kuveyt, Lübnan, Pakistan, Sri Lanka, Uganda gibi ülkeler ile birlikte aynı bölgeye bağlı olduğu, … Sigorta’nın, yüzünü çağdaş medeniyetlere dönmüş Avrupa Birliği ile üyelik müzakereleri devam eden ülkemizi Avrupa’da görmek yerine Uganda ile eş tuttuğunu, … Sigorta A.Ş.’nin riziko tarihi itibari ile finansalları incelendiğinde ise bir önceki seneye göre zararının %107 artarak (-) 10.160.000,00 TL zararda olduğunun tespit edildiğini, somut olayda da davalı … Sigorta A.Ş.’nin sigorta teminatına giren yaklaşık 12.943.749,47 TL malvarlığı zararının bir kısmını ödeyip, kendi eksperi dahi 3.232.724,62 USD harcamayı sigorta himayesinde görmesine rağmen 559.930,63 USD ödeme ile dosyanın kapatılmak istemesinin altında davalı şirket finansallarının kötü durumda olmasının ve belki de bu tazminatı ödemeye parasının yetmemesi olduğu yönünde ciddi bir şüphe oluştuğunu ki, bu durumun davacıyı ilgilendirmediğini, ülkemizi Uganda ile eş tutan davalı şirketin ana sermayedarı … … Holdings Ltd.’in çözmesi gereken bir mesele olduğunu, davacı şirketin üçüncü şahıslara karşı yasadan doğan hukuki sorumluluğu ve bu sorumluluğu sonucu ortaya çıkan tazminat yükümlülüğü eş deyiş ile davacı şirketin pasifinde bu kirlenme zararı nedeni ile meydana gelen zararın 12.943.749,47 TL olduğunu, davacı şirketin, ekonomisinin turizme, balıkçılık vb ekonomik faaliyetlere dayanan ….’de 15.07.2013 günü meydana gelen çevre kirliliği sebebi ile kıyı tesisi sahibi sıfatıyla büyük tazminat yükümlülüğü altına girdiğini, 5312 ve 2872 sayılı yasalardan kaynaklanan kusura dayanmayan ve emredici nitelikteki bu hukuki sorumluluğu kapsamında tazminat yükümlülüğünün davacı şirketin malvarlığının pasif kısmında 12.943.749,47 TL tutarında bir zarara sebebiyet verdiğini, deniz ve çevre kirliliğinin nazik ve önemli bir mesele teşkil etmesi karşısında davacı şirketin aktif bir şekilde hareket ettiğini, davalı sigortacının sigorta sözleşmesinden kaynaklanan edimsel yükümlülüğünü yerine getirmediğini, yapılan temizlik çalışmasının harita dökümünü, … ile akdedilen sözleşmeyi, İzleme raporunu, …. Çevre ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı yazısının ekte sunulduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin meydana gelen rizikonun sigorta himayesine dahil olduğunu kabul ettiğini, bu çerçevede önce zorunlu çevre sorumluluk sigorta poliçesini çalıştırdığını ve 500.000,00 TL sigorta tazminatını davacı şirkete ödediğini, bundan sonra üçüncü şahıs mali mesuliyet poliçesini çalıştırdığını ve 500.000,00 USD tutarında avans ödemesi/kısmi ödeme yaptığını, bu ödemelerden sonra davalı sigortacının eksperi … nun ödemesi gereken sigorta tazminatını 3.232.724,62 USD olarak belirlediğini ancak davalı şirket yetkilisi tarafından 12.12.2014 tarihinde gönderilen elektronik posta ile 559.930,63 USD daha ödeme yapılarak dosyanın kapatılmak istendiğinin bildirildiğini, 12.12.2014 tarihli elektronik postanın, 559.930,63 USD tutarındaki ibranamenin davalı … Sigorta A.Ş. eksperinin zarar hesabının ekte sunulduğunu, davalı … Sigorta A.Ş.’nin üçüncü şahıs mali mesuliyet poliçesi kapsamında daha önce yapmış olduğu avans ödemesine ek olarak 559.930,63 USD daha ödeme yaparak dosyayı kapatmak istemesi üzerine davacı şirket tarafından 30.12.2014 tarihli bir yazı daha yazılarak, davalı eksperi tarafından belirlenen 3.232.724,62 USD zarara atıf da yapılarak, 559.930,63 USD tutarındaki tazminat ödemesine ilişkin zararın tekrar gözden geçirilmesini ve gerçek malvarlığı zararının tazmin edilmesi teklif edilmiş ise de bu teklifin davalı sigortacı tarafından kabul görmediğini, 12.943.749,47 TL tutarındaki gerçek zarardan davacı şirkete yapılan 500.000,00 TL sigorta tazminatını ve 500.000,00 USD avans ödemesi düşüldükten sonra davacı şirketin malvarlığı zararının 11.463.749,47 TL olduğunu, taraflar arasında akdedilen sigorta sözleşmesinde “beher hasarda hasarın %10’u oranında muafiyet” öngörülmüş olup malvarlığı zararı şeklinde ortaya çıkan hasarın %10’una denk gelen 1.146.374,94 TL muafiyetinde düşülmesi gerektiğini, bu durumda yapılan ödemeler ve muafiyetin ardından davacı şirketin malvarlığı zararının 10.317.374,53 TL olduğunu, poliçenin 500.000,00 USD teminatlı olup 5.000.000,00 USD avans olarak ödenmiş olduğundan teminatın 4.500.000,00 USD kaldığını, sigorta tazminatının muaccel olduğu tarih itibarı ile 1 USD=2,01 TL olup 4.500.000,00 USD=9.045.000,00 TL zararın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine karar verilmesini talep ettiklerini, davalı … Sigorta A.Ş.nin tazminatın muaccel olduğu 09.09.2013 günü itibarı ile temerrüde düştüğüne ve sorumluluk sigortalarının TTK’da düzenlendiğine göre 9.045.000,00 TL tutarındaki asıl alacağa 30.08.2013 tarihinden itibaren ticari işlerde uygulanan avans oranında faiz işletilmesine karar verilmesini talep ettiklerini, meydana gelen kazanın yarattığı çevre felaketinin önüne geçebilmek amacı ile davacı şirketin basiretli bir tacir olarak derhal temizlik faaliyetlerine başladığını, bu çerçevede denize dökülen yakıtın meydana gelen kirliliğin temizlenmesi amacı ile… ve Malzemeleri Üretimi İç ve Dış Tic. Ltd. Şti. ile deniz temizlik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşme çerçevesinde hem çevreye duyarlı ve basiretli bir tacir olarak hem de tazminat sorumluluğu çerçevesinde deniz kirliliğin engellenmesini, yayılmasının önlenmesini, yakıt ile kirlenen deniz ve çevresinin temizlenmesi amacı ile 1.350.000,00 USD tutarında harcama yaptığını, bu bedelin rizikonun muaccel olduğu tarih itibarı ile 2.713.500,00 TL tutarında olduğunu, davacı şirketin hukuki sorumluluğu çerçevesinde temizleme masrafı olarak yapılan 2.713.500,00 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili davacı …Ş.’ne ödenmesini talep ettiklerini, meydana gelen kaza neticesinde çevrenin temizlenmesi sırasında çalışan personelin temizlik alanına götürülmesini, sahaya günlük eleman sevkini, toplanan atıkların kıyıdan uzaklaştırılması vb. işler için kullanılan yakıt, araç vb. giderler olarak 562.867,02 TL harcama yapıldığını, bu harcamaların, davacı şirketin hukuki sorumluluğu çerçevesinde yapılan zaruri harcamalar olduğunu, bu harcamanın, davacı şirket tarafından 5312 sayılı ve 2872 sayılı yasalardan doğan hukuki sorumluluk ve üçüncü şahıslara karşı tazminat sorumluluğu kapsamında çevrenin temizlenmesi amacı ile harcandığını, davalı sigortacının ise bu malvarlığı zararını konu ile ilintisiz olarak donatanın kusurunu gerekçe göstererek ödemekten imtina ettiğini, hukuki sorumluluk kapsamında yapılan 562.867,02 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesini talep ettiklerini, meydana gelen kaza neticesinde çevrenin temizlenmesi sırasında gerek davacı şirketin kendi personeli ve gerekse Kıbrıslı işçilerin görev ifa ettiğini, bu temizleme işleri için Kıbrıslı işçilere 273.960,55 TL ödeme yapıldığını, bunun haricinde ülkemizden ….’ye çevre temizliği amacı ile giden işçilerin de temizleme sahasında görev yapabilmek için ….’de barınmış olup, bu barınma giderlerinin de 671.700,00 TL tutarında olduğunu, toplam 945.660,55 TL tutarındaki harcamanın, davacı şirket tarafından 5312 sayılı ve 2872 sayılı yasalardan doğan hukuki sorumluluk ve üçüncü şahıslara karşı tazminat sorumluluğu kapsamında çevrenin temizlenmesi amacı ile harcandığını, bu gerekçe ile 945.660,55 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesini talep ettiklerini, meydana gelen çevre kirliliği sonucunda bir kısım atığın ortaya çıktığını, bu atıkların açık havada bertaraf edilmemesi halinin santral işleten davacı şirket ve çevre halkı için ciddi olumsuz sonuçlara yol açacak nitelikte olduğunun saptandığını, bundan sonra …. yerel otoritesi ile eş güdümlü şekilde sonra ortaya çıkan atıkların bertarafının gerektiğini, bu atık bertaraf giderinin 1.200.000,00 TL tutarında olduğunu, bu giderin, davacı şirket tarafından 5312 sayılı ve 2872 sayılı yasalardan doğan hukuki sorumluluk ve üçüncü şahıslara karşı tazminat sorumluluğu kapsamında çevrenin temizlenmesi amacı ile harcandığını, bu gerekçe ile 1.200.000,00 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesini talep ettiklerini, meydana gelen kaza neticesinde çevrenin temizlenmesi sırasında çalışan personelin, güneş yanıkları ve çalışma ile ilgili çeşitli hastalıklara tutulduğunu, bu hastalıkların tedavi edildiğini, tedavi giderlerinin 24.506,92 TL tuttuğunu ve davacı şirket tarafından ödendiğini, bu tedavi giderlerinin de malvarlığı zararı niteliğinde olduğunu, bu gerekçe ile bu masrafın davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesini talep ettiklerini, çeşitli giderler, bu giderler içerisinde; dalgıçlık hizmetleri, … Ltd. Şti.’nin (balık çiftliği) ağlarının yenilenmesi, temizlik işlerinde kullanılan ekipmanlar, temizlik işçilerinin konaklaması, yiyecek, su giderleri vb.nin mevcut olduğunu, tüm bu giderlerin, davacı şirket tarafından 5312 sayılı ve 2872 sayılı yasalardan doğan hukuki sorumluluk ve üçüncü şahıslara karşı tazminat sorumluluğu kapsamında çevrenin temizlenmesi amacı ile harcandığını, bu gerekçe ile 3.788.181,27 TL’nin davalı … Sigorta A.Ş.’den tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesini talep ettiklerini, 559.930,63 USD ihtiyati haczini talep ettiklerini, sigorta tazminatının TTK.nun 1427 maddesi gereğince ihbar ve olayın meydana gelmesinden 45 gün sonra 30.08.2013 günü muaccel hale geldiğini, davalı sigortacının, üçüncü şahıs sigorta poliçesinden 559.930,63 USD ödeme yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, bu şekilde İİK.nun 257 maddesinin şartlarının tamam olduğunu, bu gerekçe ile rehinle temin edilmemiş, 30.08.2013 tarihinde muaccel hale gelmiş bulunan sigorta tazminatından davalı sigortacının da kabulünde bulunan 559.930,63 USD tutarındaki tazminat için, davalı … Sigorta A.Ş.’nin … Bankası … Şubesi nezdinde USD birimi olarak açılan … numaralı hesabı üzerine İİK.nun 257 maddesi gereğince ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep ettiklerini, tüm bu nedenlerle; fazlaya ilişkin tüm haklar saklı tutularak 15.07.2013 tarihinde davacı şirkete ait …. … Elektrik Santrali’nde denize yaklaşık 98 ton yakıt yayılması şeklinde meydana gelen çevre kirliliği ve bu kirliliğin temizleme çalışmaları neticesinde davacı …nin malvarlığında meydana gelen zararın sorumluluk sigortacısı davalı … Sigorta A.Ş.’den talep edildiğinin huzurdaki davada yukarıda izahı çalışılan gerekçelerle, öncelikle davacı şirketin daha fazla mağdur edilmesinin önlenmesi amacı ile rehinle temin edilmediğini ve 30.08.2013 tarihinde muaccel hale gelen/vadesi gelmiş sigorta tazminatından davalı sigortacının da kabulünde bulunan 559.930,63 USD tutarındaki sigorta tazminatı için, davalı … Sigorta A.Ş.’nin … Bankası … Şubesi nezdinde USD birimi olarak açılan … numaralı hesabı üzerine -İİK.nun 257 maddesi gereğince- 559.930,63 USD tutarında ihtiyati haciz konulmasına, 23.07.2013 tarihinde davacı şirkete ait kıyı tesisinde meydana gelen deniz ve çevre kirliliği nedeni ile davacı …Ş.’nin gerek 2872 sayılı çevre yasası ve gerekse 5312 sayılı yasa uyarınca üçüncü şahıslara karşı hukuki sorumluluğunun bulunduğunun tespitine, gerek çevre kirliliği mali sorumluluk genel şartları ve gerekse üçüncü şahıs mali sorumluluk genel şartları gereğince sigortacı tarafından tazmini gereken meblağın “malvarlığı zararı” kıstasına bağlı olarak belirlendiği dikkate alınarak aşamalarda davalı … Sigorta A.Ş. tarafından sigorta tazminatı ödemesinde “kusur” esaslı olarak yapılmaya çalışılan tenkisin; gerek 5312 sayılı yasa ve gerekse 2872 sayılı yasada objektif/kusursuz sorumluluk esasının benimsenmiş olması ile davacı şirketin üçüncü şahıslara karşı hukuki sorumluluğunun yasadan kaynaklanıyor olmasının gerekçeleri ile reddine, 23.07.2013 tarihinde davacı şirkete ait kıyı tesisinde meydana gelen deniz ve çevre kirliliği nedeni ile davacı …nin malvarlığında meydana gelen malvarlığı zararının 12.943.749,47 TL olarak tespitine, sigorta poliçesi limitleri dahilinde talep edilebilen 9.045.000,00 TL sigorta tazminatının davalı … Sigorta A.Ş.’den TTK.nun 1427, 1423 vd maddeleri uyarınca tahsili ile davacı …Ş.’ne ödenmesine, asıl alacak olan 9.045.000,00 TL’na sigorta tazminatının muaccel olduğu 30.08.2013 tarihinden itibaren ticari işlere uygulanan en yüksek avans oranında faiz işletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili ön inceleme duruşmasındaki beyanında dava açıldıktan sonra ihtiyati haciz talep edilen 559.930 USD’nin ödendiğini, ancak vekalet ücreti ve yargılama gideri ödenmediğini, bu bedel üzerinden 1/2 oranına vekalet ücreti talep ettiğini beyan etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı … ile davalı … arasında, iki farklı sigorta sözleşmesi akdedildiğini, … numaralı “Çevre Kirliliği Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi”, söz konusu poliçe kapsamında sigorta döneminin 28.04.2013-28.04.2014 olarak belirlendiğini, ilgili poliçe tahtında sigorta teminat limitinin, olay başına 500.000,00 TL olduğunu, söz konusu poliçede “… Sigorta A.Ş. Genel Çevre Kirliliği Hukuki Sorumluluk” isimli belgeye atıf yapıldığını, bu bağlamda taraflar arasındaki sözleşmenin şartlarının belirlendiğini, bu poliçenin, davalının azami teminat tutarı olan 500.000,00 TL miktarında davacı …’ya yaptığı ödeme ile tüketildiğini, … numaralı “3.Şahıs Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi”, bu kapsamda sigorta döneminin 18.06.2013-18.06.2014 olarak belirlendiğini, ilgili poliçe tahtında sigorta teminat limitinin, şahıs/olay başına 5.000.000,00 USD olduğunu, söz konusu poliçe tahtında, “… Üçüncü Şahıs Sorumluluk … (Coverage) A” isimli belgeye atıf yapıldığını, bu bağlamda taraflar arasındaki sözleşmenin şartlarının belirlendiğini, Bunların dışında, davacı … ile Segure Insurance Ltd. Arasında; (i) 000-00030001/01 numaralı ve 28.04.2013-28.04.2014 poliçe süreli “Çevre Kirliliği Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi” ile, (ii) 000-0003002/01 numaralı ve 18.06.2013-18.06.2014 poliçe süreli “Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi” düzenlendiğini, her ne kadar davacı … ile Segure Insurance Ltd. arasında düzenlenmiş başka poliçeler olsa da, huzurdaki davaya konu edilen poliçelerin, davalı … tarafından düzenlenen Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesi ile Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi olduğunun düşünüldüğünü, davacı tarafın dilekçesinde, Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesinin 5312 sayılı kanun uyarınca zorunlu olarak öngörülen çevre kirliliği sorumluluk sigortası olarak akdedildiğini; bunun yanı sıra davacının adı geçen kanun gereği üzerine düşen mali külfetin zorunlu kısmını aşan miktarı için ihtiyari olarak Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi yapıldığını belirttiğini, ne var ki davacının iddialarının yerinde olmadığını, zira taraflar arasındaki her iki poliçenin de ihtiyari olarak akdedildiğini, davacının iddiasının aksine, Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesinin, 5312 sayılı kanun kapsamında zorunlu olarak öngörüldüğü için değil, taraflar arasında ihtiyari olarak düzenlendiğini, nitekim ilgili kanun kapsamında belirtilen tek zorunlu sorumluluk poliçesinin, kanunun 8.maddesi uyarınca kıyı tesisleri için öngörülen “kıyı tesisleri deniz kirliliği zorunlu mali sorumluluk sigortası” olduğunu, söz konusu sigorta türünün, taraflar arasında akdedilen Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesinden nitelik ve tür itibariyle farklı olup ayrı Genel Şart hükümlerine tabi olduğunu, dava konusu olay kapsamında ise taraflar arasında böyle bir zorunlu sorumluluk sigortasının bulunmadığını, dolayısıyla somut olaya konu edilen gerek “Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesi”nin gerekse “Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi”nin ihtiyari olarak akdedildiğini, ve her iki poliçenin de 5312 sayılı kanun veya başka bir yasal düzenleme tahtında öngörülen bir zorunlu sorumluluk sigortası ile herhangi bir ilgisinin olmadığını, davacı …’nın zorunlu olarak akdettiğini düşündüğü poliçenin, Segure Insurance Ltd. ile düzenlenen poliçe olduğunu, bunun yanı sıra, yine davacının iddiasının aksine, Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesinin 5312 sayılı kanun kapsamındaki zorunlu kısmı aşan miktar için akdedilmiş olmadığını, somut olaya konu her iki poliçenin, sigorta başlangıç ve bitiş tarihleri farklı olduğu gibi her iki poliçeye ekli özel şartların da farklı olduğunu, dolayısıyla her iki poliçe arasında, davacının iddia ettiği şekilde özellikli, organik bir bağ olmadığını, davacı … ile davalı …’nin 28.04.2013 başlangıç tarihli Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesini kendi özel şart ve koşulları tahtında ihtiyari olarak akdettiğini, daha sonra aynı taraflar arasında 18.06.2013 tarihli Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesinin kendi özel şart ve koşulları tahtında ayrıca düzenlendiğini, bu bağlamda her iki poliçenin kendi hüküm ve koşulları doğrultusunda, ayrı nitelik ve özellikleri çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini, Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesinin davalı tarafından azami poliçe teminat tutarında yapılan ödeme ile tüketildiğinden, çözülmesi gereken temel noktanın, davacının talebine konu zararların, Üçüncü Şahıs Sorumluluk Sigortası kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği olduğunu, dava konusu olayın gerçekleşmesini müteakiben davalı …’nin somut olay ile ilgili olarak davacı …’ya aşağıdaki ödemeleri yaptığını, 06.02.2014 tarihinde davacı …’ya Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesi tahtında 500.000,00 TL ödeme yapıldığını, bu hususun dava dilekçesinde davacı tarafından da aynen kabul edildiğini, ilgili ödeme karşılığında davacı … ile davalı … arasında 05.02.2014 tarihli “Çevre Kirliliği Sigorta Poliçesi Hasar Tazminat Makbuzu ve İbranamesi” imzalandığını, bu ödeme ile zaten 500.000,00 TL tutarında sigorta teminat bedeli olan Çevre Kirliliği Poliçesi kapsamında sağlanan teminatın tüketildiğini, 06.02.2014 tarihinde davacı …’ya, Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi tahtında 500.000,00 USD ödeme yapıldığını, bu hususun dava dilekçesinde davacı tarafından da aynen kabul edildiğini, ilgili ödeme karşılığında davacı … ile davalı … arasında 05.02.2014 tarihli “Üçüncü Şahıs ve Ürün Sorumluluk Sigorta Poliçesi Hasar Tazminat Makbuzu ve İbranamesi” imzalandığını, 13.04.2015 tarihinde davacı …’ya yine Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi tahtında 559.930,63 USD ödeme yapıldığını, bu hususla ilgili olarak davacının dilekçesinde, davalıdan yukarıda bahsedilen ödemesine ek olarak 559.930,63 USD tutarını daha ödemeyi teklif ettiğini, ancak gerçek zararın bunun çok üzerinde olması gerekçesi ile bu talebin reddedildiği şeklinde beyanda bulunduklarını, ne var ki söz konusu ödemenin, davacının beyanının aksine, taraflar arasındaki görüşmelere paralel olarak, tarafların ticari ilişkileri gereği sulhen davacı tarafa ödendiğini, yukarıda ayrıntıları aktarılan ödemeler sebebiyle, davalı … bakımından davacı …’ya karşı yapılacak başka bir ödeme kalmadığını, kaldı ki davaya konu edilen taleplerin Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesinde sağlanan teminat kapsamında olmadığını, davacı tarafın dilekçesinde sözünü ettiği zarar kalemlerini somutlaştırması ve iddia ettiği zararını ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın talebinin oldukça fahiş olduğunu, davacının varlığını iddia ettiği harcamaların ve bu harcama tutarlarının makul olup olmadıklarının belirsiz olduğunu, söz konusu miktarların üçüncü şahıslara ödenip ödenmediklerinin belli bile olmadığını, davacıların her halukarda fahiş, makul olmayan ve mesnetsiz taleplerinin reddinin gerektiğini, davacı tarafın, davalının eksperi tarafından hazırlanan raporda sigorta tazminatını yaklaşık 3 milyon dolar olarak belirlediği yönündeki iddialarına da itibar edilemeyeceğini, zira sigortacı ile sigortalı arasındaki uyuşmazlıkta belirleyici olanın da eksper raporları olmayıp, poliçe hüküm ve koşulları olduğunu, bu itibarla temel noktanın, somut uyuşmazlığın ilgili poliçe kapsamında sağlanan teminat dahilinde olup olmadığını, işte huzurdaki yargılama tahtında çözümlenecek olan hususun da bu olduğunu, bunun yanı sıra …’nın taleplerinin mesnetsiz ve temelsiz olduğunu, nitekim davacının dilekçesinde, varlığını iddia ettiği 9.045.000,00 TL tutarındaki zarar kalemlerinin dökümü olarak yalnızca genel başlıklara/kategorilere yer verdiğini, davacı tarafın iddiasına konu zararın varlığını ve miktarını ispat edemediğinin aşikar olduğunu, davacı tarafın dilekçesinde, sözde zararına ilişkin yalnızca genel kategorilere yer verdiğini, davacı tarafın dava tutarının yaklaşık üçte birini teşkil eden 3.788.181,27 TL miktarındaki talebini, sadece “çeşitli giderler” olarak adlandırmakla yetindiğini, söz konusu giderlerin ne olduğunu ve ayrıntısı konusunda başka herhangi bir açıklamaya yer vermediğini, davacı …’nın varlığını iddia ettiği zararına ilişkin beyanlarının bu haliyle nazar-i itibari alınmasının mümkün olmadığını, somut olaydaki talebin, salt soyut ve içeriğinin maddi durumlara özgülenmemiş iddialardan ibaret olup somut dayanak ve delil temelinden yoksun olduğunu, davacı tarafın zararını ispatlayamadığından davanın reddinin gerektiğini, davacının varlığını iddia ettiği tüm zarar kalemlerinin içeriğini tek tek somutlaştırması, makul olduğunu ispat etmesi ve her bir zararı için ayrı ayrı somut dayanak ve deliller sunarak tüm zararının ispatlaması gerektiğini, davacının davalı ile arasında akdedilen poliçeler tahtında ileri sürebileceği herhangi bir hak bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesi tahtında sağlanan teminatın tüketildiğini, ayrıca taraflar arasında imzalanan ibraname uyarınca davalının davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, davalı …’nın Çevre Kirliliği Poliçesi tahtında sorumluluğuna dahil olan azami tutarı ödediğini, bu itibarla davalının, Çevre Kirliliği Poliçesi kapsamında ve herhangi bir çevre kirliliği talebine ilişkin herhangi bir sorumluluğunun kalmadığını, bu hususun ibraname içeriğinde davacı … tarafından açıkça beyan edildiğini, davacı aksanın ilgili poliçe tahtında davalıya herhangi bir dava veya talep yöneltmeyeceğini açıkça ve gayrikabili rücu olarak kabul ve taahhüt ettiğini, davacı tarafın taleplerinin Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi tahtında sağlanan teminat kapsamında olmadığını, davacının taleplerinin elde kalan tek poliçe olan Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesine dayandırdığını tahmin ettiklerini, söz konusu poliçede “… Üçüncü Şahıs Sorumluluk … (…) A” isimli belgeye atıf yapıldığını, bu itibarla poliçe özel şartlarının belirlendiğini, Adı geçen özel şartların “Teminat A: Bedensel Zarar ve Mal Zararı Sorumluluğu” başlıklı bölümünün 2 numaralı paragrafında, poliçe teminatı dışında kalan “İstisnalar”ın belirlenmiş olup 2(f) numaralı maddesinde “Kirlilik” istisnasına yer verildiğini, ilgili maddede; “Bu sigorta, duman, buhar, is, asit, alkali, zehirli kimyasallar, sıvılar veya gazlar, atık maddeler veya diğer tahriş edici maddeler, yer üstünde veya altında bulunan kirletici maddeler, atmosfer su akıntısı veya su kütlesi gibi maddelerin boşaltılması, yayılması, salıverilmesi veya sızmasından kaynaklanan Bedensel Yaralanma veya Mal Hasarlarını kapsamaz. Ancak, bu provizyon, eğer, bu tür bir boşaltma, yayılma, salıverme veya sızıntı aşağıdaki 5 şartın tamamını karşılarsa, uygulanmaz: 1) boşaltma, yayılma, salıverme veya sızıntı, sigortalı tarafından beklenen veya kasıtlı yapılan bir vaka olmamalıdır. 2) boşaltma, yayılma, salıverme veya sızıntı, poliçe süresi boyunca başlamış olmalıdır, 3) boşaltma, yayılma, salıverme veya sızıntı, sigortalı veya diğer taraflar tarafından, boşaltma, yayılma, salıverme veya sızıntının başlamasından itibaren 72 saat içinde, fiziksel olarak açıkça görülmelidir, 4) boşaltma, yayılma, salıverme veya sızıntı dolayısıyla meydana gelen başlangıçtaki bedensel Yaralanma veya Mal Hasarının, boşaltma, yayılma, salıverme veya sızıntının başlamasından itibaren 72 saat içinde ortaya çıkması gerekir, 5) 4.şartta belirtilenlere aykırı herhangi bir şeye rağmen, Sigortalı’nın, olayın vuku bulması, sigorta ödeme talebi veya bir dava durumunda veya diğer poliçe şartları halinde, bu sigorta kapsamında sigortalıya yapılacak her türlü talep/iddia, uygun olan en yakın zamanda, bu poliçenin feshinden itibaren 30 günden az bir süre içinde, şirkete bildirilmelidir.” şeklinde olduğunu, buna göre yukarıda belirtilen 5 şartın yerine geldiği durumlarda, boşaltma, yayılma, salıverme veya sızıntıdan kaynaklanan ve 72 saat içinde ortaya çıkan bedensel zarar ve/veya mal hasarı için teminat sağlanmasının kabul edildiğini, mal hasarının söz konusu poliçe tahtında özel olarak tanımladığını, davacı tarafın dilekçesinde sıraladığı zarar kalemleri göz önüne alındığında, bunların hiçbirinin poliçede tanımlandığı şekilde bir “mal zararı” teşkil etmediğini, bilakis davacı tarafın iddia ettiği zarar kalemlerinin, dava konusu olay neticesinde çevrenin temizlenmesi için ve/veya bununla ilgili olarak yapılan temizlik masraflarından ibaret olduğunu, oysa ki bu tür zararlar için teminatın Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesi tahtında sağlanmış olup, bu poliçedeki teminatın davalı tarafından yapılan ödeme ile tüketildiğini, üçüncü şahıs sorumluluk poliçesi tahtında ise, temizlik masrafları için teminat sağlanmadığını, zira kirlenme sonrasında temizlik süreci ile ilgili ileri sürülen zararların, poliçede tanımlandığı hali ile bir “mal zararı” tekil ettiğini, bu sebeple davacının taleplerinin Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi tahtında sağlanan teminat dahilinde olmadığından reddinin gerektiğini, davacı …’nın talebine konu ettiği zarar kalemlerinin, kendisinin dahi sorumluluğunda olmayan ve davacı …’ya dahi yöneltilemeyecek nitelikte olup davalıdan talep edilmesinin bu haliyle de mümkün olmadığını, davaya konu kirlenme olayı sebebiyle davacı …’nın… ve Malzemeleri Üretimi İç Dış Tic. Ltd. Şti. (….) ile meydana gelen kirliliğin temizlenmesine ilişkin sözleşme imzaladığını, sözleşmenin 3.1.maddesi uyarınca davacı …’nın, ilgili sözleşme konusunda belirtilen temizlik çalışması hizmeti karşılığında … şirketine bir bedel ödemeyi kabul ettiğini, bu bedele, idareci, teknik personel ve işçi masrafları ve bu kişilerin yurt içi ve yurt dışı seyahat masrafları ile kullanılan ekipmanlar, ekipmanların iç ve dış nakliyeleri, kullanılan malzemeler, konaklama, yemek, sigorta gibi masrafların dahil olduğunu, buna göre kirlenme neticesinde yapılacak temizlik giderlerinin, malzeme ve ekipman masrafları ile bunların nakliye giderleri, işçi tediye, ulaşım, konaklama, yemek, sigorta vb. her türlü masrafları temizlik şirketi …’ın sorumluluğunda olduğunu, davacı …’nın söz konusu giderler için herhangi bir sorumluluğunun olmayıp, kendi sorumluluğunda dahi olmayan bu giderler için davalıya talep yöneltmesinin mümkün olmadığını, bu bağlamda; “temizlik giderleri” başlığı altında temizleme masrafı olarak yapıldığı iddia edilen 1.350.000,00 USD tutarın, “nakliye giderleri” başlığı altında çevrenin temizlenmesi sırasında çalışan personelin temizlik alanına götürülmesi, eleman sevki, atıkların uzaklaştırılması vs. için kullanılan yakıt, araç vb. giderler olarak yapıldığı iddia edilen 562.867,02 TL’nin, “işçi tediye ve barınma giderleri” başlığı altında çevrenin temizlenmesi sırasında çalışan Kıbrıslı işçilere yapılan ödeme ile ülkemizden giden işçilerin barınma giderleri olarak yapıldığı iddia edilen 945.660,55 TL’nin ve “tıbbi giderler” başlığı altında çevrenin temizlenmesi sırasında çalışan personelin güneş yanıkları ve çalışma ile ilgili çeşitli hastalıklara tutulması sebebiyle hastalık ve tedavi giderleri olarak yapıldığı iddia edilen 24.506,92 TL için sorumluluğun … ile … arasındaki sözleşme gereği, … firmasına ait olduğunu, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, her hâlükârda davacı tarafın tazminat taleplerinin fahiş olduğunu, her durumda, davacının talep ettiği tazminat miktarının gerçek zararı yansıtmadığından ve davacının davalıdan ödeme almış olması sebebiyle tenzili gerektiğini, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemek kaydıyla, sorumluluk sigortacısı konumunda olan davalının, sigortalının hukuken sorumlu olmadığı kısım sebebiyle sorumlu tutulamayacağını, …. Ltd. tarafından düzenlenen …numaralı “3. Şahıs Mali Sorumluluk ve Çevre Kirliliği Mali Sorumluluk Sigortası Ekspertiz Raporu” kapsamında, donatanın %50 kusuruna dayanak oluşturan hususların ayrıntılı olarak ve somut belgelere atıfla açıklandığını, buna göre; (i) Adı geçen tankerlerden, davacının sahil tanklarına yakıt (fuel-oil) akışının saat 23:25:01’de kesildiğini, bu bağlamda, flexible hortumun bu saatte açıldığını ve yakıtın denize akmaya başladığını, gemi tarafından verilen protestoda ise hadise anının 23:43 olarak ifade edilmiş olup anında “emergency stop” yapıldığının beyan edildiğini, emergency stop butonuna bastıktan sonra yakıt akışının kesilmesinin en iyi şartlarda 1 dakika 50 saniye aldığını, en iyi şartlar çerçevesinde belirtildiği şekilde, emergency stop yapılması ile yakıtın kesilmesi saatinin yaklaşık olarak 23:45 olduğunu, bu şekilde 23:25 ile 23:45 arasındaki 20 dakika süresince geminin ihmali ile yakıtın denize döküldüğünün anlaşıldığını, (ii) Ayrıca KKTC hükümetinin de meydana gelen olayda geminin de kusurlu olduğunu tespit ederek 26.07.2013 tarih ve … sayılı F2 (KKTC Genel Tahsilat Makbuzu) ile gemiye ceza tahakkuk ettiğini, (iii) Bu durumun yanı sıra, sigortalı tesis yöneticisinin ifadesi ile geminin … Limanına varışı sonrasında mevcut hava/kompresör problemleri nedeniyle geminin teknik yardım ve kompresör talep ettiğini ve bunların sigortalı tarafından temin edilerek gemiye verildiğinin beyan edildiğini, bu hususun tahliye öncesinde gemide bir arızanın / yetersizliğin olduğuna işaret ettiğini, Yukarıdaki bulgular ışığında, M/T … gemisinin meydana gelen hadiseden ve neticesindeki hasarlardan sorumlu olduğunun anlaşıldığını, bu durumda sigortalı … ile adı geçen gemi donatanının müterafik kusurları dikkate alınmasının doğal olduğunu, zira zarar gördüğü iddiasında bulunan 3. kişilerin taleplerinin bir kısmını nasıl ki sigortalıya yöneltmekte iseler, bu kişilerin taleplerinin diğer kısmını da donatana yöneltmeleri gerektiğini, dolayısıyla sigortalı …’nın zararın ancak kendisine düşen kısmından sorumlu olacağını, sorumluluk sigortacısının sorumluluğunun, sigortalısının hukuken sorumlu tutulabileceği oranı aşmasının düşünülemeyeceğini, ayrıca sigortalının kanun gereği zararı azaltma yükümlülüğünün olduğunu, davacının aksi yöndeki iddialarının reddinin gerektiğini, davacı tarafın iddiasının aksine davalı …’nin 5312 sayılı kanun kapsamında “Garantör” sıfatını haiz olmadığını, kaldı ki, Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesi’nin tüketilmiş olup davalının herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığını, 5312 sayılı kanunun “mali sorumluluk garantileri” başlığını taşıyan 8.maddesinde, (i) petrol ve/veya diğer zararlı maddeleri taşıyan gemilerin, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler uyarınca kendilerinden istenen mali sorumluluk belgelerine; diğer yandan (ii) kıyı tesislerinin, adı geçen kanun kapsamındaki zararlara karşı mali sorumluluk sigortasına sahip olmak zorunda olduklarının belirtildiğini, bu bağlamda 5312 sayılı kanun kapsamında “garantör” sıfatını haiz olmak için bu iki durumdan birinin söz konusu olması gerektiğini, ilk durumun, eldeki davanın her iki tarafı ile de hiçbir ilgisinin olmadığını, benzer şekilde, ikinci durumun da somut olay ile ilgili olmadığını, 5312 sayılı kanun kapsamında zorunlu olarak akdedilmesi öngörülen ve “garantör/mali sorumluluk” ile ilgili hükümlerin ilişkilendirildiği sigorta türünün “kıyı tesisleri deniz kirliliği zorunlu mali sorumluluk sigortası” olduğunu, bu sözleşmenin ise somut olaydaki taraflar arasında akdedilmediğini, bu sebeple davalının 5312 sayılı kanun uyarınca kirlenme zararı yönünden garantör sıfatını haiz olmadığını, bu kapsamda davalıya herhangi bir sorumluluk atfedilemeyeceğini, davacı tarafın dilekçesinde gerek taraflar arasındaki poliçeler gerekse atıfta bulunduğu kanunlar kapsamında zarar kıstasının esas alındığına ilişkin iddialarına itibar edilemeyeceğini, davacı …’nın taraflar arasındaki her iki poliçenin de “zarar” kıstasına dayandığı beyanının yerinde olmadığını, zira bir olayın ilgili poliçe tahtında sağlanan teminat kapsamında olup olmadığını ve bu bağlamda sigortacının tazminat borcunun bulunup bulunmadığı hususunun, ancak ilgili poliçe hüküm ve koşullarına göre belirleneceğini, yoksa davacının iddia ettiği gibi, ilgili poliçenin zarar kıstasına dayanıp dayanmadığına göre belirlenmeyeceğini, ayrıca sigorta hukukunun ana prensipleri gereği sigortacının tazminat borcunun doğabilmesi için sigortalı tarafından ispatlanmış gerçek zararın varlığının zaten her somut olay için gerekli olduğunu, aksi takdirde, zarar olmadan tazminat borcunun doğmasının düşünülemeyeceğini, bu bağlamda “zarar” kıstasının, zaten her tür sigorta sözleşmesi ve ilgili her sigorta sözleşmesine ilişkin genel şartlar uyarınca bulunması gereken bir unsur olduğunu, sigortanın tazminat borcu ile ilgili olarak önemli ve belirleyici olan hususun, somut olaydaki poliçe hüküm ve koşulları olduğunu, tüm bu sebeplerle, davacı tarafın aksi yöndeki yersiz iddialarına itibar edilemeyeceğini, davacı tarafın dilekçesinde, davalı …’nin “özel durum” ile ilgili yapmış olduğu açıklamaların dava konusu ile ilgili olmayıp haksız ve yersiz nitelikte olduğunu, davacı …’nın dilekçesinde davalı ile ilgili olarak ileri sürdüğü açıklamaların, somut olaydaki dava ile hiçbir şekilde ilgili olmadığını, bir sigorta tazminatının ödenip ödenmemesi hususunun yalnızca, taraflar arasındaki ilgili poliçe hüküm ve şartlarına ve ilgili kanun hükümlerine göre değerlendirildiğini, sigorta tazminat ödemelerinin, sigorta şirketlerinin finansal durumlarının iyi-kötü olmasıyla veya genel müdürlerine verdikleri maaş-primlerle hiçbir ilgisinin olmadığını, davacı tarafın 559.930,63 USD için ileri sürdüğü ihtiyati haciz talebinin reddinin gerektiğini, davalı …’nin 13.04.2015 tarihinde davacı …’ya Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi tahtında söz konusu 559.930,63 USD taraflar arasındaki görüşmelere paralel olarak, tarafların ticari ilişkileri gereği sulhen ödediğini, hal böyle iken söz konusu miktarın üzerine ihtiyati haciz konulmasının mümkün olmadığını, davacı tarafın haksız nitelikteki talebinin reddini talep ettiklerini, mahkeme nezdinde olası sorumluluğuna karar verilmesi halinde gerekli finansal donanıma sahip bulunduklarını, davalı aleyhine başka mahkemeler önünde ileri sürülen ihtiyati haciz taleplerinin de reddedildiğini, bu itibarla davacının haksız ihtiyati haciz talebinin her halukarda reddinin gerektiğini, tüm bu nedenlerle; davacı ile davalı arasındaki Çevre Kirliliği Sorumluluk Projesinin ödeme ile tüketildiğinden ve davaya konu taleplerin, taraflar arasındaki Üçüncü Şahıs Sorumluluk Poliçesi tahtında teminata dahil olmadığından davanın reddine, davacı tarafın taleplerinin ispatlanamamış, mesnetsiz ve fahiş olması sebebiyle davanın reddine, davacı tarafın 559.930,63 USD için ileri sürdüğü ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davacının taraflar arasındaki çevre kirliliği ve 3.şahıs mesuliyet sigorta sözleşmesinden kaynaklanan zararının tazmini istemine ilişkin olduğu görüldü.
DELİLLER;
….Asliye Ticaret(Deniz İhtisas) mahkemesinin … Esas, … Karar sayılı dosyanın uyap üzerinden celp edildiği, dosyanın incelenmesinde davacısının … ve … A.Ş, davalısının … A.Ş olduğu, davanın, davacıya ait olan gemi ile taşınan fueloil in davalıya ait olan tesise boşaltılması sırasında tesise ait tahliye borularından kaynaklandığı ileri sürülen petrol sızıntısı nedeni ile gemide meydana gelen kirlenmenin giderilmesine ilişkin oluşan zarar ile geminin tersanede kaldığı süre içerisinde mahrum kalınan kazançtan dolayı oluşan zararın tahsili istemine ilişkin olduğu, açılan tazminat davasında verilen görevsizlik kararının onanarak kesinleştiği, ancak talepte bulunulmadığından açılmamış sayılma kararı verildiği, daha sonra …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/… Esas 2020/… Karar sayılı dosyasında aynı taleple açılan davada zamanaşımı nedeniyle verilen red kararının istinaf incelemesi sonucu kaldırıldığı ve kaldırma sonrası mahkemenin 2022/346 Esasına kayıt edildiği ve derdest olduğu anlaşılmıştır.
… Sigorta AŞ’ye müzekkere yazılarak dava konusu hasar dosyası celp edilmiştir.
Sigorta poliçeleri, ibranameler, hasar tazminat makbuzu, gemi sicili tasdiknamesi, deniz kazası ön inceleme raporu, sigorta şirketi ve kurumlarla yapılan yazışmalar celp edilmiştir.
…. Çevre Koruma Dairesi Çevre Ve Doğal Kaynaklar Bakanlığına, …. Gazimagusa Liman Başkanlığına, …. Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı Polis Genel Müdürlüğüne, …. Çevre Ve Doğal Kaynaklar Bakanlığına, Kuzey …Cumhuriyeti İçişleri Ve Çalışma Bakanlığı’na müzekkere yazılarak davacıya ait …. … Elektrik Santrali’nde 15.07.2013 tarihinde meydana gelen deniz kirliliği ile ilgili bilgi ve belgeler celp edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak mahkemenizin … Esas sayılı dosya uyap üzerinden celp edilmiştir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne müzekkere yazılarak… sayılı dosyalar uyap üzerinden celp edilmiştir.

… A.Ş tarafından feri müdahillik talebinde bulunulmuş ise de; HMK 66 maddesi gereği davacı tarafın yardımcısı olarak davaya müdahale talebinin davacı tarafça aralarında menfaat çatışması bulunduğu, gemi üzerinde rehinli alacak olup muvafakat sunulmadığı belirtilerek itiraz edilmiş, nitekim …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde taraflar arasında görülmekte olan bir dava bulunduğu anlaşıldığından talep edenin hukuki yararı olduğunu ispatlayamadığından talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce 31/05/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmış, bilirkişinin şahsına yapılan itiraz somut delil olmadığından reddedilmiş ise de; bilirkişi heyeti hakkında suç duyurusunda bulunulmuş olması nedeniyle oluşan husumet gözetilerek başka bir heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup çevre mühendisi ve mali müşavirden oluşan heyetten 10/11/2020 tarihli bilirkişi raporu alınmış, rapora yapılan itirazlar doğrultusunda sigorta hukuku bilirkişisi eklenerek 19/10/2021 tarihli ek rapor alınmıştır. Ek bilirkişi raporunda özetle; davalı … şirketinin … sayılı Çevre Kirliliği Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında tazminat borcunun sona erdiği, huzurdaki davada asıl uyuşmazlık noktasının davaya konu olay sebebiyle davacının üçüncü kişilere karşı sorumluluğunun miktarı ve bu kapsamda davalının sorumlu olacağı miktarın tayini olduğu ve bu poliçe kapsamında davalı … şirketinin de davacı ile arasındaki 05.04.2014 tarihli Hasar Tazminat Makbuzu ve İbranamesi Protokolü ile 500.000,00 USD kısmen ödendiği, heyetin teknik bilirkişilerinin değerlendirmeleri uyarınca, dosya münderacatı kapsamında 3. Kişilere yönelik bir tespitin yapılmasının mümkün olmadığı, dolayısıyla bu hususun dosya kapsamında ispata muhtaç kaldığının belirtildiği görülmüş, bilirkişi ek raporuna yapılan itirazlar doğrultusunda aynı heyetten 12/09/2022 tarihli ek rapor alınmış, ek raporda; davacı tarafından ödediği iddia edilen ödeme ve faturalara ait döküm çıkarılmış olup davaya konu hangi ödemelerin yapıldığı hususundaki illiyet bağı ve hukuki değerlendirme mahkemeye ait olmak üzere toplam 9.329.718,15 TL olduğu bildirilmiştir.
Daha önce aldırılan bilirkişi raporları teknik olarak yeterli olmayıp denetime elverişli bir tespit içermediğinden yapılan itirazların ek raporla giderilemeyeceği anlaşıldığından; davacı tarafça 3.kişilere yapılan ödemelerin talep ile arasında illiyet bağı olup olmadığı, taraflar arasındaki özellikle 3.kişi sorumluluk poliçesi hükümleri, şartları ve istisnaları kapsamında değerlendirilmesi ayrıca davacı taleplerinin çevre kirliliği sorumluluk poliçesi kapsamında kalıp kalmadığı, varsa bu kapsamda kalanların katagorize edilerek ayrıca belirtilmesi ve davalı tarafça yapılan itirazın değerlendirilerek önceki raporlarda ayrılınan noktaların gerekçeleri belirtilmek suretiyle çelişkinin giderilmesi amacıyla yeni bir heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup aldırılan 11/08/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; dosya kapsamına göre 11.07.2013 tarihinde dava dışı … ve … Anonim Şirketi unvanlı firmaya ait yakıt tankerinin KKTC’nde … Koyunda bulunan enerji tesisindeki santral depolarına aktarma yaptığı sırada meydana gelen kaza neticesi sızan yakıt sebebiyle denizde yüksek oranda çevre kirliliği meydana gelmesinden dolayı oluşan zarar sonucu tazmin edilmeyen tutarın davacı …Ş. Adına davalı … şirketince tanzim edildiği, Çevre Kirliliği Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ve 3.Şahıs mali Sorumluluk Sigortaları teminat kapsamında ödenmesi talebinin dava konusu olduğu, dava konusu oluşan hasarın 2872 sayılı Çevre Kanunu Altıncı Bölüm Kirletenin Sorumluğu başlığı altında madde 28’de; “Çevreyi kirletenler ve çevreye zarar verenler sebep oldukları kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar. Kirletenin, meydana gelen zararlardan ötürü genel hükümlere göre de tazminat sorumluluğu saklıdır.” denildiği, bu kapsamda oluşan zararın Çevre Kirliliği sonucu meydana geldiği değerlendirilerek oluşan zarardan öncelikle TTK Sigorta Hukuku Genel Hükümlerine göre öncelikle oluşan gerçek zararı sigorta şirketi poliçe Genel ve özel şartları kapsamında karşılamakla yükümlü olduğu, davalı … şirketince … Poliçe numaralı Çevre Kirliliği Sorumluluk Sigortası ve … poliçe numaralı 3.Şahıs Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi tanzim edildiği ve olay tarihi olan 11.07.2013 tarihini kapsadığının anlaşıldığı, tanzim edilen her iki poliçede incelendiğinde … poliçe numaralı 3.Şahıs Mali Sorumluluk Sigorta poliçesi Özel şart açıklamasında iş bu grup poliçesi …. De bulunan tesis için düzenlenecek lokal poliçenin üzerinde devreye gireceği şartı gereği her iki poliçe arasında illiyet bağı olduğu, Çevre Kirliliği hasarında Çevre Kirliliği Sorumluluk Sigortası kapsamındaki olaydan dolayı limit tükendiğinde 3.şahısın sorumluluk sigortasının devreye gireceği ve poliçe genel ve özel Şartları ile poliçe teminat limiti kapsamında sorumluluğunun devam edeceği her iki poliçe arasında illiyet bağı olduğunun değerlendirildiği, davalı … şirketince … Poliçe numaralı Çevre Kirliliği Sorumluluk Sigortası teminat limiti kapsamında Dava konusu olay sebebiyle … sigorta şirketi tarafından 06.02.2014 tarihinde … hasar dosya ödemesi açıklamasıyla sigortalı … A.Ş firmasına 500.000,00 TL tazminat ödenerek poliçe teminat limiti tüketilmiş olup sigorta şirketinin bu poliçe yönünden sorumluluğunun kalmadığı, davalı … şirketince … poliçe numaralı 3.Şahıs Mali Sorumluluk Sigortası olay tarihi olan 11.07.2013 tarihini kapsadığı, olay başına teminat limitinin 5.000.000,00 USD ve 9.344.000,00 TL olarak belirlendiği, beher hasarda hasarın %10’u minimum 15.000,00 USD muafiyet uygulanacağı, bu poliçenin Türk Kanunlarına göre döviz karşılığı TL olarak düzenlendiği, bu poliçenin döviz karşılığı TL olarak belirlenmiş limiti sigortacının ödediği tarihteki kurdan TL’sini çevrilerek bu meblağ kadar olan tazminatları ödenir şartı bulunmakta olduğundan taraflarınca tazminat hesabının bu şart çerçevesinde yapılacağı, 3.kişi sorumluluk poliçesi hükümleri, şartları ve istisnaları irdelenerek dava konusu talepler ile faturalar raporun muhasebesel kısmında detaylı olarak açıklanmış olup poliçe genel ve özel şartları kapsamında teminat kapsamında olan kalemlerin değerlendirileceği, toplam zarar tutarının 9.216.957,00 TL olarak hesaplandığı kabul edilerek bakiye zarar tutarının hesaplanacağı, toplam zarar tutarı olan 9.216.957,00 TL tutardan %10 poliçe muafiyeti 921.695,70 TL düşülerek sigorta şirketinin toplam 8.295.261,30 TL tazminattan sorumlu olacağının hesaplandığı, bakiye zarar tutarının 8.295.261,30 TL – 3.041.929,34 TL (ödenen tutar) = 5.253.331,96 TL olarak hesaplandığı, tazminat ödeme borcunun genel olarak TTK madde 1427- (1) Aynen tazmine ilişkin sözleşme yoksa sigorta tazminatı nakden ödenir. (2) Sigorta tazminatı veya bedeli, rizikonun gerçekleşmesini müteakip ve rizikoyla ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmaları bitince ve her hâlde 1446 ncı maddeye göre yapılacak ihbardan kırkbeş gün sonra muaccel olur. Faiz talebi yönünden: Bilindiği üzere; “temerrüd faizinin başlaması için (kural olarak) borçluya ya ihtar tebliği ya da aleyhine bir dava açılarak dava dilekçesinin tebliğ edilmesi gerekir.” gerekçeleriyle dava dosyası içerisinde davacının davalı … şirketine 16.07.2013 tarihinde başvuru yaparak talepte bulunduğu, bu durumda temerrüt (Faiz Başlangıç) tarihinin başvuru tarihinden 45 gün sonrası olan 30.08.2013 tarihi olması gerekeceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı ile davalı arasında 5312 sayılı Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanun ile zorunlu olarak öngörülen “çevre kirliliği mali sorumluluk” sigorta sözleşmesinin akdedildiği, akdedilen bu sözleşmenin … sayılı sigorta poliçesine bağlandığı, davacı şirketin 5312 sayılı Deniz Kirlenmesinde Müdahale Kanunu uyarınca üzerine düşen mali külfetin zorunlu kısmını aşan miktarı için de yine davalı … Sigorta A.Ş. ile ihtiyari olarak üçüncü şahıs mali sorumluluk sigorta sözleşmesi akdettiği, akdedilen bu sözleşmenin … sayılı sigorta poliçesine bağlandığı, davacı …Ş. ile dava dışı … Ltd. Şti. arasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kurulu ve davacı şirkete ait … Santrali’nde kullanılmak üzere fuel-oil satışı konusunda sözleşme imza edildiği, satışa konu fuel-oil emtiasının deniz yolu ile taşınması için M/T “…” nomine edildiği, emtianın bu tanker tarafından 11.07.2013 günü tahliyesi sırasında yakıt kaçağı tespit edilmesi üzerine tahliyenin durdurulduğu, 12.07.2013 günü tahliyenin tekrar başladığı, tahliyenin bu şekilde yeni boru hattı üzerinden devam ederken 15.07.2013 günü yakıt kaçağının meydana geldiği ve yaklaşık 98 ton fuel-oil yakıtın denize akmak sureti ile ani, beklemedik deniz kirlenmesi ve çevre zararının meydana geldiği, bu şekilde rizikonun gerçekleştiği, olay nedeniyle ortaya çıkan çevre kirliliğinin önlenmesi ve temizleme çalışmaları için davacı şirketin mal varlığından 12.943.749,47 TL tutarında harcama yapıldığı, sigorta poliçe limitleri dahilinde davalıdan talepte bulunulduğu, ancak dava tarihine kadar sadece 500.000,00 TL Zorunlu Çevre Sorumluluk Sigorta Tazminatı, 500.000,00 USD Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Sigorta Avansı ödendiği, bakiye zararın davalı tarafça giderilmediği belirtilerek 9.045.000,00 TL sigorta tazminatının davalıdan tahsili talebiyle eldeki dava açılmış olup, davalı … şirketinin dava açılmadan önce Zorunlu Çevre Sorumluluk Sigorta Poliçesi kapsamında sigorta tazminatını davacı şirkete ödediği, Üçüncü Şahıs Mali Mesuliyet Poliçesi için 500.000,00 USD tutarında avans ödemesi yaptığı, avans ödemesine ek olarak 559.930,63 USD daha sigorta tazminatı ödemeyi teklif ettiği, ancak davacı tarafça gerçek zararın bu miktarın daha üzerinde olduğu belirtilerek talebin reddedildiği ve 09/04/2015 tarihinde eldeki davanın açıldığı, davalı … tarafından 13/05/2015 tarihine 559.930,63 USD’nin de davacıya ödendiği hususları tarafların kabulünde olup davalı tarafça, her iki poliçenin de ihtiyari olarak akdedildiği, poliçelerin 5312 Sayılı Kanun veya başka bir yasal düzenleme tahtında öngörülen bir zorunlu sorumluluk sigortası ile herhangi bir ilgisinin olmadığı, Çevre Kirliliği Sorumluluk Poliçesi’nin teminat tutarında yapılan ödeme ile tüketildiği, uyuşmazlığın temel noktasının davacının talebine konu zararların Üçüncü Şahıs Sorumluluk Sigortası kapsamında değerlendirilip değerlendirilemeyeceği olduğu savunmasında bulunulduğu görülmüştür.
Somut olayda dava dışı …ünvanlı firmanın işlettiği gemiden davacı tarafın tesisine yakıt tahliyesi sırasında tahliye borusunun yırtılması sonucunda denize sızan yakıt sebebiyle geminin kirlenmesi ve bu sebeple uğranılan zararın tazmini talep edilmekte olup olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 2872 Sayılı Çevre Kanunu’nun 28/1.maddesinde “Çevreyi kirletenler ve çevreye zarar verenler sebep oldukları kirlenme ve bozulmadan doğan zararlardan dolayı kusur şartı aranmaksızın sorumludurlar. Aynı kanunun 3/g maddesinde “Kirlenme ve bozulmanın önlenmesi, sınırlandırılması, giderilmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan harcamalar kirleten veya bozulmaya neden olan tarafından karşılanır.” hükümlerini içermektedir. Çevre Kanunun’un 28.maddesinde düzenlenen bu sorumluluk haksız fiil sorumluluğu olmakla birlikte bir kusursuz sorumluluktur. Çevre kirliliğinin yol açtığı zarardan kirleten sorumludur. Davacı firma işlettiği limanda olay sonrası oluşan maddi zararını talep etmekte olup 5312 Sayılı Kanun’un davacının talebi bakımından uygulama alanı bulunmamaktadır. Zira 5312 Sayılı Kanun’un m.3/h hükmünde kirlenme kavramı tanımlanmıştır. Dolayısıyla davacının işlettiği limanın kirlenmesi sebebiyle meydana gelen zararlar çevrenin kirlenmesi kapsamında değerlendirilemeyeceği için, dava konusu olaya Çevre Kanunu ve 5312 Sayılı Kanun’un uygulanması söz konusu olamayacaktır. Bu sebeple huzurdaki davaya konu taleplerden sorumluluğun genel hükümler dairesinde belirlenmesi gereklidir.
Dosyaya sunulan yük boşaltma protokolü, uzman görüşleri, bilgi ve belgeler bir bütün olarak dikkate alındığında limanda gemiden yakıt aktırımı sırasında herhangi bir denetim ve gözetim mekanizması kurulmadığı, boşaltma için gerekli nitelik ve nicelikte hortumun sağlanmadığı ve bunu sağlamakla yükümlü olan davacının kusurlu olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasında düzenlenen her iki poliçe incelendiğinde poliçelerin zorunlu olmayan ihtiyari poliçeler olduğu, Çevre Kirliliği Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi yönünden davalının hasar ödemesi yaparak poliçe limitini tükettiği ve bu poliçe yönünden sorumluluğunun kalmadığı, Üçüncü Şahıs Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi yönünden poliçenin olay tarihi itibariyle geçerli olup teminat limitinin 5.000.000,00 USD ve 9.344.000,00 TL olarak belirlendiği, poliçenin kur özel şartlar başlıklı kur klozu maddesinde poliçenin döviz karşılığının TL olarak belirlenmiş limitinin sigortacının ödediği tarihteki kurdan TL’sinin çevrilerek bu meblağ kadar olan tazminatın ödeneceği, yine özel şartlarda iş bu grup poliçesinin KKTC’de bulunan tesis için düzenlenecek lokal poliçenin üzerinde devreye gireceğinin belirtildiği görülmüştür.
Davacı tarafından yapılan gider kalemleri bilirkişi heyeti tarafından 9.216.957,00 TL olarak hesaplanmış, bilirkişi raporu denetime elverişli olup yeterli teknik bilgiyi içerdiğinden hükme esas alınmış ve rapora itibarla muafiyet ve davalı tarafından yapılan ödemeler düşüldükten sonra tespit edilen bakiye zarar tutarı olan 5.253.331,96 TL’ye davacının davalı … şirketine yapmış olduğu başvuru tarihi dikkate alınarak temerrüt tarihi olarak tespit edilen 30/08/2013 tarihinden itibaren avans faizi işletilmek suretiyle belirlenen tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. Yargılama giderleri ve vekalet ücreti hesap edilirken davalı tarafça dava açıldıktan sonra yapılan ödeme nedeniyle mahsup yapıldığı dikkate alınmış ancak davacı vekilinin ön inceleme duruşmasında ödenen bedel üzerinden 1/2 oranında vekalet ücreti istediğine ilişkin talebi doğrultusunda ödeme yapılan miktarın 1/2’si dikkate alınarak vekalet ücreti hesaplanmıştır.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE,
5.253.331,96 TL tazminatın 30/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 358.855,11 TL nispi karar harcından peşin alınan 154.465,99 TL harcın mahsubu ile bakiye 204.389,12 TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına;
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 154.497,79 TL (27,70 TL BVH, 4,10 VSH, 154.465,99 TL Peşin Harç) harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 9.358,00 TL ( 658,00 TL Tebliğler ve postalar, 8.700,00 TL bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre takdiren 6.977,18 TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 24.100,00 TL ( 100,00 TL Tebliğler ve postalar, 24.000,00 TL bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davanın kabul red oranına göre takdiren 6.131,42 TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 363.985,72 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 253.059,44 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider ve delil avanslarının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı; 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır