Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/367 E. 2018/340 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/125 Esas
KARAR NO : 2018/274 Karar
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 05/02/2016
KARAR TARİHİ : 27/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;Müvekkiline İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile ilgili olarak 3 tane haciz ihbarnamesi geldiğini, gelen ihbarnamelere cevap vermenin unutulduğunu, ilgili dosyada 3.kişi konumundayken İKK 89 gereğince borçlu konumuna düştüğünü, borçlu konumuna düşülmesine rağmen, gerçekte davalı…Şti ne bir borçlarının bulunmadığını, defter ve kayıt incelemeleri sonucunda borcun bulunmadığının ortaya çıkacağını, müvekkilinin itiraz süresini kaçırmasından dolay ıdosyada borçlu konumuna geldiğini, dava dosyasındaki borçluya borcu bulunmadığını, dolayısıyla diğer davalının dosya alacaklısına da herhangi bir borcununu bulunmadığını, bilgisizlik ve dikkatsizlik sonucu borçlu durumuna düşüldüğünü, müvekkilinin hacizler sonucunda zor duruma düştüğünü, icra dosyasındaki teminatın dava sonuna kadar alacaklıya ödenmemesi için tedbir kararını verilmesini, müvekkilinin davalılara borcunun bulunup bulunmadığının tespitini ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… Aş vekili cevap dilekçesinde özetle;Görevli mahkemenin ticaret mahkemeleri olmadığını, bu sebeple görevsizlik itirazında bulunduklarını ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemeleri olduğunu, davacı taraf ile icra dosyalarındaki borçlu…’in ile aralarında ticari faaliyetleri olan cari hesap ilişkisine göre çalışan iki firma olduğunu, karşı tarafın kötü niyetli olduğunu, davacı tarafın ticari sıfatından dolayı kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukların bilincinde olması gerektiğini, dava dilekçesinde müvekkilinin kötü niyetli olduğunu ortaya koyar hiçbir vakıa veya delillerden bahsedilmediğini,davanın temelsiz olduğunu beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…Şti’ nin davaya cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkememizce verilen 05/05/2016 tarihli kararı ile İzmir Menderes Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak bir SMM bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş,14/06/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı tarafa ait utulması gereken ticari defterlerin usulüne uygun olaark tutulduğunu, açılış tasdiklerinin yapıldığı, yevmiye defterinde kapanış tasdiki bulunduğunu, davalı …Şti tarafından tanzim edilen faturaların ve davalı şirkete yapılan ödemelerin davacıya ait ticari defter kayıtlarında kayıt altına alındığını, davacı tarafa ait ticari defterlerde yapılan incelemede davalı … Şti’den 6 adet fatura karşılığı 68.601,00TL tutarında mal alındığını, alınan bu mallara karşılık çek ve 10/02/2016 tarihine göre davacı firmanın, davalı …Şti’ne 1,43TL Borç Bakiyesi olduğunu bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 05/05/2016 tarihli kararı ile Adana Seyhan Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak bir SMM bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş,05/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda;Davacının 3. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihi itibariyle…şirketine 1.101,00TL borçlu olduğunu, 3. haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra davalı …şirketine 02/02/2016 tarihinde 1.000,00TL banka havalesi ile ödeme yaparak hesabını kapattığını bildirmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde:
Üçüncü kişilerdeki mal ve hakların ne şekilde haczedileceği konusundaki temel düzenleme İİK’nın 89. maddesinde düzenlenmektedir. Buna göre takip dosyasının borçlusuna ait bir mal veya hakkı (alacak hakkı dahil) elinde bulunduran üçüncü kişiye ilk olarak birinci haciz ihbarnamesi gönderilir. Bu ihbarnameye itiraz edilmesi halinde mal veya hak üzerine haciz konulmamış olur; ihbarnameye itiraz edilmezse borçluya ait malın üçüncü kişinin yedinde, alacağın ise zimmetinde sayılacağı konusunda yasal bir karine bulunmaktadır. Birinci haciz ihbarnamesine itiraz edilmemesi üzerine üçüncü kişiye ikinci haciz ihbarnamesi ve sonrasında üçüncü ihbarname gönderilir.
Borçluya ait bir mal ya da hakkı elinde bulundurmayan üçüncü kişi, eğer haciz ihbarnamelerine itiraz etmemiş ise üçüncü haciz ihbarnamesinin kendisine tebliğinden itibaren on beş gün içinde menfi tesbit davası açarak bu borçtan sorumlu olmadığını ispatlayabilir. Bu husus İİK’nın 89. maddesinin üçüncü fıkrasında açıkça belirtilmektedir. Üçüncü kişinin bu davayı kazanması halinde talep edilen tutardan sorumlu olmadığı ve bunu icra veznesine yatırmasına gerek olmadığı anlaşılır.
Menfi tesbit davasına ilişkin on beş günlük sürede bu dava açılmazsa üçüncü kişinin yedinde sayılan malı veya zimmetinde sayılan parayı icra dairesine teslim etmesi gerekir.
Bu ödemenin haklı bir nedene dayanmadığı düşüncesinde olan ancak yasal gereklilikleri yerine getirmediği ya da getiremediği için parayı icra veznesine ödemiş olan alacaklı bakımından İİK’nın 89. maddesinin beşinci fıkrasında, ödeme tarihinden itibaren bir yıllık süre içinde istirdat davası açma hakkı tanınmıştır. Zira takip borçlusu, ona ait bir mal veya hakkı elinde bulundurmadığı halde bu tutarı icra dairesine ödemek zorunda kalan üçüncü kişi karşısında sebepsiz biçimde zenginleşmiş olmaktadır. Üstelik istirdat davası sadece sebepsiz zenginleşen borçlu aleyhine değil, borçlu ile işbirliği içinde davranarak üçüncü kişiyi zarara sokan (kötüniyetli) alacaklı aleyhine de açılabilir.
Özetlemek gerekirse üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren açılması öngörülen menfi tesbit davası (İİK.m.89/3) borcun bulunmadığı iddiasına dayanmakta iken, ödemeden sonra açılması öngörülen istirdat davası (İİK.m.89/5) haksız/nedensiz ödenmiş bulunan paranın geri alınması amacına yönelik olup birbirinden tamamen farklıdır.
Somut olayda Davacı, İİK 72. Maddesi kapsamında dava açtığını belirtmiştir. Her ne kadar, davacı taraf davasını yargılama aşamasında İİK’nın 72. maddesine dayandırmış ise de, davanın hukuki nitelendirmesi hakime aittir. İİK’nın 72. maddesinde düzenlenen menfi tespit davası, takip borçlusunun takip alacaklısına karşı açacağı bir dava türü olup somut olayda davacı takip borçlusu olmadığından belirtilen kanun hükmünün uygulanması mümkün değildir. İİK’nın 89/5 maddesinin “Üçüncü şahıs, kusuru olmaksızın bir mani sebebiyle müddeti içinde haciz ihbarnamesine itiraz etmediği takdirde 65 inci madde hükmü uygulanır. (Değişik son cümle: 17/7/2003-4949/22 md.) Her hâlde üçüncü şahıs, borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açarak ödemek zorunda kaldığı paranın veya teslim ettiği malın iadesini isteyebilir.” düzenlemesi bakımından yapılan incelemede ise maddenin ilk cümlesinde belirtilen İİK’nın 65. Maddesi bakımından görülmesi gereken davanın İcra Mahkemelerinde açılması gerektiği, aynı maddenin ikinci cümlesi bakımından yapılan inceleme de ise davacının icra dosyasına herhangi bir ödeme yapmadığı hususları birlikte değerlendirildiğinde davanın İİK’nın 89/5 maddesi kapsamında değerlendirilemeyeceği, bu suretle davanın İİK’nın 89/3 maddesi kapsamında açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı şirketlerden Kaan Yapım Danışmanlık şirketinin davalı … aleyhine takip yaptığı, takibin kesinleştiği, bu kapsamda davacıya 1, 2 ve 3. haciz ihbarnamelerinin gönderildiği, davacının haciz ihbarnamelerine herhangi bir itirazının olmadığı, 3. Haciz ihbarnamesinin 05/01/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise 05/02/2016 tarihinde açıldığı, böylece İİK’nun 89. Maddesinin 3. Fıkrasında belirtilen 15 günlük hak düşürücü süre geçtikten sonra davanın açıldığı, aynı maddenin 5. Fıkrasında ise haciz ihbarnamelerine itiraz etmeyenlerin borçlu ile kötü niyetli alacaklıya karşı dava açma hakkının düzenlendiği, bu dava ile davacı ödemek zorunda kaldığı paranın ve ya teslim ettiği malın iadesini isteyebileceği, dosya kapsamına göre davacının haciz ihbarnamesinde bahsi geçen bedeli icra dosyasına henüz ödemediği dolayısı ile davanın İİK’nın 89/5 maddesi kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca dava dilekçesinde de davacı vekilinin açıkça her iki davalı arasında irtibat bulunduğu ve davalıların kötü niyetli olduğu konusunda bir beyanının da bulunmadığı, diğer bir ifade ile davanın İİK’nın 72 kapsamında açılan menfi tespit davası ve İİK’nın 89/5 Maddesi kapsamında açılan bir istirdat davası olmadığı, İİK’nın 89/3 Maddesi kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu anlaşılmakla davanın hak düşürücü süre sebebi ile reddine yönelik aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
İİK’nun 89/3 maddesi; “Üçüncü şahıs açtığı bu davayı kaybederse mahkemece, dava konusu şeyin %20’sinden aşağı olmamak üzere bir tazminata mahkum edilir” hükmünü düzenlemiştir.
Kanun koyucu maddeyi kaleme alırken “davanın retle sonuçlanması” tabiri yerine, “davanın kaybedilmiş” olmasından söz ederek her türlü ret halinin bu kapsamda değerlendirilmemesi gerekliliğine işaret etmiştir. Somut olayda dava, hak düşürücü süreye riayet edilmemesi nedeniyle reddedilmiştir. Dolayısıyla dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilmesi nedeniyle tazminata hükmedilmemiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle REDDİNE,
2-İİK’nın 89/3 maddesine düzenlenen tazminata hükmedilmesine yer olmadığına,
3-6100 sayılı HMK 397/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararının hükmün kesinleşmesine kadar devamına,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcının peşin alınan 1.631,42 TL harçtan mahsubu ile artan 1.595,52 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
Dair, davacı vekilinin ve davalı Kaan Yapı vekilinin yüzüne karşı, diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …