Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/209 E. 2021/211 K. 10.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2015/209
KARAR NO:2021/211

DAVA:ALACAK
DAVA TARİHİ:10/02/2015
KARŞI DAVA TARİHİ:22/04/2015
KARAR TARİHİ:10/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Mahkememizin 2015 / 209 Esas Sayılı Asıl Davası Yönünden
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde davalı … A.Ş. ile 28.10.2014 tarihinde satış sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre 5000 adet özel dikişli defter ve 1000 adet özel dikişli ajanda siparişi verildiğini, toplam bedelin 50.268,00 TL tuttuğunu, sözleşmeye göre 8.520,00 TL’yi davalı şirketin peşin olarak ödediğini, davalı şirket tarafından verilen siparişlerin yerine getirildiğini, 37.762,83 TL tutarlı 220 adet özel dikişli ajanda ile 4428 adet özel dikişli defterin 26.12.2014 tarihinde ilk parti mal olarak davalı tarafa teslim edildiğini, davalının kargo aracılığı ile 29.12.2014 tarihinde malları iade ettiğini, 14.277,29 TL tutarlı 821 adet özel dikişli ajanda ile 741 adet özel dikişli defterin ikinci parti mal olarak kendi araçlarıyla davalıya götürüldüğünü ancak davalının malları kabul etmediğini, her iki parti mal için düzenlenen faturaların sözleşmede davalı şirketin kendilerine bildirdiği … Kurumlar VD vergi numarası olmasına karşın yanlış vergi dairesi ve yanlış vergi numarası adına düzenlendiğinin ifade edildiğini, bu durumun düzeltilmesinin kendilerinden istenildiğini, bunun üzerine … Noterliğinin 31.12.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile 43.520,00 TL fatura bedeli ile 500,32 TL nakliye ücretinin ödenmesinin istenildiğini, davalı şirketin ise kendilerine …. Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesini göndererek marka değerlerini düşürecek şekilde hatalı üretim yapıldığını, üç gün içinde ayıplı ürünleri iade ettiklerini, faturaları kabul etmediklerini, peşin olarak ödedikleri 8.520,00 TL’nin de iadesini istediklerini bildirdiklerini, kendilerinin sözleşmeye uygun davrandıklarını ancak davalının sözleşmeye uygun davranmayarak ürünleri teslim almadığını, davalının bakiye borcunu da ödemediğini, ürünlerin hatalı olduğuna ilişkin somut bir tespitte bulunmadığını, bu gerekçelerle 43.520,00 TL fatura bedeli ile 500,32 TL nakliye ücretinin temerrüt tarihi olan 02.02.2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte taraflarına ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, @ posta ile sipariş onayı verdiklerini, davacı ile yaptıkları sözleşmeye göre ürünlerin teslim süresinin peşinatın verilmesinin ve baskı onayının yapılmasından sonraki 30 gün olduğunu, en geç 12.12.2014 tarihinde ürünlerin teslim edilmesi gerekirken ürünlerin tesliminin uzadığını, davalının önce 24.12.2014 tarihinde daha sonra 25.12.2014 tarihinde ürünleri teslim edeceğini bildirdiğini, 26.12.2014 tarihinde de ayıplı ve eksik ürün teslimatının yapıldığını, bu nedenle de ürünleri iade ettiklerini, sözleşmeye göre teslimatın (+ / -) % 5 oranında eksik olabileceğinin kararlaştırıldığını, bunun da ürünlerin toplam rakamı üzerinden 250 defter ve 50 ajanda yaptığını, davacının daha fazla sayıda eksik ürün getirdiğini, ürünlerde farklı detaylarda bulunduğunu ve bu nedenle de homojen olmadığını, ürünlerde işçilik, yapıştırma ve basım hatalarının bulunduğunu, faturalara süresi içinde itirazda bulunduklarını, ilk teslim edilen 24.12.2014 tarihli faturanın sözleşme dışı … A.Ş.’ye kesildiğini, 05.01.2015 tarihli faturadaki malların ise kendilerine hiç bir zaman teslim edilmediğini, bütün bu durumları … Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesini göndererek davacı tarafa bildirdiklerini bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve devamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, 28.10.2014 tarihli satış sözleşmesini, @ fatura örneklerini, kargo fatura ve irsaliyelerini, … . Noterliğinin 31.12.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, … Noterliğinin 31.12.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, … Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, ticari defterlerini, ödeme kayıtlarını, kargo teslimatlarını, @ posta kayıtlarını ve tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve devamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir.” Taraflar arasında yapılan 28.10.2014 tarihli satış sözleşmesinde 5000 adet özel dikişli defter ve 1000 adet özel dikişli ajanda satışı konusunda anlaşmaya varıldığı anlaşılmakla taraflar arasındaki sözleşme 6098 sayılı TBK m. 207 kapsamında alım satım sözleşmesi hükmündedir. Bu maddeye göre eğer aksi kararlaştırılmadıysa satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmek zorundadırlar. Taraflar arasında yapılan sözleşmede ödemenin % 20’sinin peşin kalanının 120 günlük çek ile yapılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla davalının ücret ödeme borcu iki taksitten oluşmaktadır. Birincisi toplam satış bedelinin % 20’si ikincisi de kalan % 80’idir. Davacının sözleşmeye konu ürünleri teslim borcu ise sözleşmede alıcının yani davalının peşinatı ve baskı onayını kendilerine ulaştırmasından sonraki 30 iş günü olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce dava konusu olayla ilgili olarak dört tane bilirkişi raporu hazırlatılmıştır. Davacı tarafın ticari defterlerinin inceletilmesi için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve buradan gelen 06.09.2016 tarihli bilirkişi raporunda davacının teslimatları geç yaptığı, davalının ödediği 8.520,00 TL’nin iadesi gerektiği tespit edilmiştir.
Davalı tarafın defterlerinin incelendiği 08.08.2017 tarihli ikinci bilirkişi raporunda da davalının ödediği 8.520,00 TL’nin iadesi gerektiği tespit edilmiştir.
Hazırlanan 06.07.2018 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda ve 21.10.2019 tarihli dördüncü bilirkişi raporunda hukukçu bilirkişilerin görevlendirilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 266’da yer alan; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” hükmü uyarınca bu bilirkişi raporları hükme esas alınmamıştır.
Mahkememizce davalı tarafın iddialarını karşılar nitelikte bilirkişi raporu hazırlatılmadığının anlaşılması üzerine 05.02.2020 tarihli duruşmada … Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacı şirkete ait depoda matbaacılık, ciltleme, baskı uzmanı, ajanda ve defter üretiminden anlayan bilirkişi aracılığı ile keşif yapılmasına, bilirkişiden; davacı tarafından üretilen özel dikişli ajanda ve özel dikişli defter ürünlerinin birbirleri arasında homojenlik farkının bulunup bulunmadığının, işçilik, yapıştırma, dikiş ve basım hataları bulunup bulunmadığının tespitinin istenilmesine, davacı tarafından üretilen özel dikişli ajanda ve özel dikişli defter ürünlerinin birbirleri arasında homojenlik farkı, işçilik, yapıştırma, dikiş, ve basım hataları varsa bunların ayıp niteliğinde olup olmadığının tespitinin istenilmesine, davacı tarafından üretilen özel dikişli ajanda ve özel dikişli defter ürünlerinden beşer tane şahit numunesi alınarak hazırlanacak rapor ile birlikte mahkememize gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Hazırlanan 09.12.2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda incelenen ürünlerde hata bulunmadığı, temiz işçilik yapıldığı ve düzgün baskı yapıldığı tespit edilmiştir. Rapor ekinde istenildiği gibi davacı tarafından üretilen özel dikişli ajanda ve özel dikişli defter ürünlerinden beşer tane şahit numunesi alınarak gönderilmiştir. Mahkememizin 01.02.2021 tarihli duruşmasında gönderilen şahit numunelerinden birer tanesi taraf vekillerine verilmiş kalan dörder tanesi dosyada kalmıştır. Her iki tarafta şahit numunelerine bir itirazda bulunmamıştır. Mahkememizce incelenen şahit numunelerinde göze çarpan ayıba rastlanmamıştır. Dolayısıyla davalının ürünlerde ayıplı imalat olduğu iddiası doğru değildir.
Mahkememizin 01.02.2021 tarihli duruşmasında davalı tarafa ikinci parti malı hangi tarihte davacıya gönderdiğini bildirmesi için iki hafta süre verilmişse de davalı taraf bu süre içinde açıklama yapmamıştır.
Taraflar arasında yapılan 28.10.2014 tarihli satış sözleşmesinde 5000 adet özel dikişli defter ve 1000 adet özel dikişli ajanda satışı konusunda anlaşmaya varıldığı anlaşılmakla taraflar arasındaki sözleşme 6098 sayılı TBK m. 207 kapsamında alım satım sözleşmesi hükmündedir. Bu maddeye göre eğer aksi kararlaştırılmadıysa satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmek zorundadırlar. Taraflar arasında yapılan sözleşmede ödemenin % 20’sinin peşin kalanının 120 günlük çek ile yapılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla davalının ücret ödeme borcu iki taksitten oluşmaktadır. Birincisi toplam satış bedelinin % 20’si ikincisi de kalan % 80’idir. Davacının sözleşmeye konu ürünleri teslim borcu ise sözleşmede alıcının yani davalının peşinatı ve baskı onayını kendilerine ulaştırmasından sonraki 30 iş günü olarak belirlenmiştir.
Davalının sözleşme bedelinin kalanını ödememe gerekçesi olarak gösterdiği ilk neden davacının ürünleri sözleşmede belirlenen süreden sonra teslim etmiş olmasıdır. Sözleşmede satışı kararlaştırılan ürünlerin KDV hariç toplam bedeli 42.600,00 TL olup bu tutarın % 20’si 8.520,00 TL yapmaktadır. Bu rakamın ödendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı tarafından sipariş onayı ise 29.10.2014 tarihli @ posta ile verilmiş olup davalı açısından sipariş onayının verilmesi ve % 20 oranındaki peşinatın ödenmesine ilişkin sözleşmedeki yükümlülükler yerine getirilmiştir. Sözleşmede satışı kararlaştırılan ürünlerin KDV hariç toplam bedeli olan 42.600,00 TL’nin % 20’si olan 8.520,00 TL ise 30.10.2014 tarihinde davacıya ödenmiş olup sözleşmeye göre 30 gün içinde yani 29.11.2014 tarihine kadar siparişlerin davacı tarafından davalıya teslimi gerekmektedir.
Davacı ise ilk parti malı sözleşmeye göre en son teslim tarihi olan 29.11.2014 tarihinden yaklaşık bir ay sonra 26.12.2014 tarihinde davalı tarafa teslim etmiş olup bu durumu dava dilekçesinde de kabul etmektedir. İkinci parti malın ise davalıya hangi tarihte götürülerek teslim edilmeye çalışıldığı ise belli değildir. Davalı bu konuda açıklama yapmamaktadır. 6100 sayılı HMK m. 188’e göre; “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.” Davacı vekilinin dava dilekçesinde ilk parti malı sözleşmeye göre en son teslim tarihi olan 29.11.2014 tarihinden yaklaşık bir ay sonra 26.12.2014 tarihinde davalı tarafa teslim ettiklerini belirtmesi sözleşmeye göre süresi içinde ürünleri teslim etmediklerinin açık ikrarı niteliğinde olup bu durumun davalı açısında sözleşmeden dönme hakkı verip vermediğinin hukuken değerlendirilmesi gerekmektedir.
6098 sayılı TBK m. 124/II’ye göre; “Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.” karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verilmesine gerek yoktur. Davalının davacıya sipariş verdiği ürünler 5000 adet özel dikişli defter ve 1000 adet özel dikişli ajanda olup 2015 yılı için hazırlatılmaktadır. Dolayısıyla 2015 yılına girilmeden davalı şirket tarafından gerek kendi çalışanlarına gerekse müşterilerine tanıtım amaçlı olarak dağıtılacaktır. Bu nedenle 2015 yılı yıl başından önce dağıtıma hazır şekilde davalının elinde bulunması gerekmektedir. Davacının sözleşmede yazılı olan 30 günlük süreye uymaması ve ürünlerin tesliminin yılbaşını geçmesi durumunda davacıya sipariş verilen ürünlerin geç teslimi davalı için yararsız hale gelecektir. Çünkü söz konusu ürünler sadece 2015 yılında kullanılabilecek takvim olma özelliği olan ürünlerdir.
Süresinde olmayan ilk teslimatta da davacı öngörülen sayıda değil daha az sayıda ürünü davalıya teslim etmiştir. Dolayısıyla davalı şirket tarafından gerek kendi çalışanlarına gerekse müşterilerine tanıtım amaçlı olarak dağıtacağı ürünlerin eksik olması davalının tanıtım amacının da eksik kalması sonucunu doğuracaktır.
6098 sayılı TBK m. 219/I’e göre; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” Davacının ürünleri hem zamanında teslim etmemesi hem de eksik teslim etmesi bu madde kapsamında alıcı olan davalının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran ve nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı ayıp durumunun gerçekleştiğini göstermektedir. Bu durumda davalının 6098 sayılı TBK m. 227’de ki seçimlik haklarını kendi aleyhine karşı açılmış olan davada defi olarak ileri sürmekte hukuki yararı bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 227/I-1 satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcıya, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme seçimlik hakkını vermiştir. Davalı taraf bu seçimlik hakkını kullanarak kendisine eksik ve teslim süresi geçtikten sonra gönderilen ürünleri davacı tarafa iade etmiştir.
Davacının ürünleri teslim süresinden sonra ve eksik olarak davalıya göndermesi, kalan ürünleri de teslim süresi geçtikten sonra davalıya göndermesi 6098 sayılı TBK m. 219/I’e göre davalının dava konusu ürünlerden beklediği faydayı tamamen ortadan kaldıran bir durum olması nedeniyle davacının davasının reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davalının Karşı Davası Yönünden
DAVALI KARŞI DAVACININ TALEBİ:
Davalı karşı davacı … A.Ş. vekili verdiği karşı dava dilekçesinde, dava konusu satış ile ilgili olarak @ posta ile sipariş onayı verdiklerini, davacı ile yaptıkları sözleşmeye göre ürünlerin teslim süresinin peşinatın verilmesinin ve baskı onayının yapılmasından sonraki 30 gün olduğunu, en geç 12.12.2014 tarihinde ürünlerin teslim edilmesi gerekirken ürünlerin tesliminin uzadığını, davacı karşı davalının önce 24.12.2014 tarihinde daha sonra 25.12.2014 tarihinde ürünleri teslim edeceğini bildirdiğini, 26.12.2014 tarihinde de ayıplı ve eksik ürün teslimatının yapıldığını, bu nedenle de ürünleri iade ettiklerini, sözleşmeye göre teslimatın (+ / -) % 5 oranında eksik olabileceğinin kararlaştırıldığını, bunun da ürünlerin toplam rakamı üzerinden 250 defter ve 50 ajanda yaptığını, davacı karşı davalının daha fazla sayıda eksik ürün getirdiğini, ürünlerde farklı detaylarda bulunduğunu ve bu nedenle de homojen olmadığını, ürünlerde işçilik, yapıştırma ve basım hatalarının bulunduğunu, faturalara süresi içinde itirazda bulunduklarını, ilk teslim edilen 24.12.2014 tarihli faturanın sözleşme dışı …A.Ş.’ye kesildiğini, 05.01.2015 tarihli faturadaki malların ise kendilerine hiç bir zaman teslim edilmediğini, bu durumları … Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesini göndererek davacı karşı davalı tarafa bildirdiklerini bu nedenlerle davacı karşı davalıya ödedikleri 8.250,00 TL’nin … Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesinin karşı tarafa ulaştığı 09.01.2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte tarafların ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVACI KARŞI DAVALININ TALEBİ:
Davacı karşı davalı … A.Ş. vekili verdiği karşı davaya cevap dilekçesinde davalı karşı davacı …A.Ş. ile 28.10.2014 tarihinde satış sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye göre 5000 adet özel dikişli defter ve 1000 adet özel dikişli ajanda siparişi verildiğini, toplam bedelin 50.268,00 TL tuttuğunu, sözleşmeye göre 8.520,00 TL’yi davalı karşı davacı şirketin peşin olarak ödediğini, davalı karşı davacı şirket tarafından verilen siparişlerin yerine getirildiğini, 37.762,83 TL tutarlı 220 adet özel dikişli ajanda ile 4428 adet özel dikişli defterin 26.12.2014 tarihinde ilk parti mal olarak davalı karşı davacı tarafa teslim edildiğini, davalı karşı davacının kargo aracılığı ile 29.12.2014 tarihinde malları iade ettiğini, 14.277,29 TL tutarlı 821 adet özel dikişli ajanda ile 741 adet özel dikişli defterin ikinci parti mal olarak kendi araçlarıyla davalı karşı davacıya götürüldüğünü ancak davalı karşı davacının malları kabul etmediğini, her iki parti mal için düzenlenen faturaların sözleşmede davalı karşı davacı şirketin kendilerine bildirdiği … Kurumlar VD vergi numarası olmasına karşın yanlış vergi dairesi ve yanlış vergi numarası adına düzenlendiğinin ifade edildiğini, bu durumun düzeltilmesinin kendilerinden istenildiğini, bunun üzerine … 25. Noterliğinin 31.12.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesi ile 43.520,00 TL fatura bedeli ile 500,32 TL nakliye ücretinin ödenmesinin istenildiğini, davalı karşı davacı şirketin ise kendilerine … Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesini göndererek marka değerlerini düşürecek şekilde hatalı üretim yapıldığını, üç gün içinde ayıplı ürünleri iade ettiklerini, faturaları kabul etmediklerini, peşin olarak ödedikleri 8.520,00 TL’nin de iadesini istediklerini bildirdiklerini, kendilerinin sözleşmeye uygun davrandıklarını ancak davalı karşı davacının sözleşmeye uygun davranmayarak ürünleri teslim almadığını, davalı karşı davacının bakiye borcunu da ödemediğini, ürünlerin hatalı olduğuna ilişkin somut bir tespitte bulunmadığını, bu gerekçelerle karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve devamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davalı karşı davcı taraf, … Noterliğinin 31.12.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, … Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, ticari defterlerini, ödeme kayıtlarını, kargo teslimatlarını, @ posta kayıtlarını ve tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davacı karşı davalı taraf, 28.10.2014 tarihli satış sözleşmesini, @ fatura örneklerini, kargo fatura ve irsaliyelerini, …Noterliğinin 31.12.2014 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 207 ve devamı maddelerine göre alım satım sözleşmesinden kaynaklı alacak davasıdır.
6098 sayılı TBK m. 207’ye göre; “Satış sözleşmesi, satıcının, satılanın zilyetlik ve mülkiyetini alıcıya devretme, alıcının ise buna karşılık bir bedel ödeme borcunu üstlendiği sözleşmedir. Sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça veya aksine bir âdet bulunmadıkça, satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmekle yükümlüdürler. Durum ve koşullara göre belirlenmesi mümkün olan bedel, kararlaştırılmış bedel hükmündedir.” Taraflar arasında yapılan 28.10.2014 tarihli satış sözleşmesinde 5000 adet özel dikişli defter ve 1000 adet özel dikişli ajanda satışı konusunda anlaşmaya varıldığı anlaşılmakla taraflar arasındaki sözleşme 6098 sayılı TBK m. 207 kapsamında alım satım sözleşmesi hükmündedir. Bu maddeye göre eğer aksi kararlaştırılmadıysa satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmek zorundadırlar. Taraflar arasında yapılan sözleşmede ödemenin % 20’sinin peşin kalanının 120 günlük çek ile yapılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla davalı karşı davacının ücret ödeme borcu iki taksitten oluşmaktadır. Birincisi toplam satış bedelinin % 20’si ikincisi de kalan % 80’idir. Davacı karşı davalının sözleşmeye konu ürünleri teslim borcu ise sözleşmede alıcının peşinatı ve baskı onayını kendilerine ulaştırmasından sonraki 30 iş günü olarak belirlenmiştir.
Mahkememizce dava konusu olayla ilgili olarak dört tane bilirkişi raporu hazırlatılmıştır. Davacı karşı davalının ticari defterlerinin inceletilmesi için … Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış ve buradan gelen 06.09.2016 tarihli bilirkişi raporunda davacı karşı davalının teslimatları geç yaptığı, davalı karşı davacının ödediği 8.520,00 TL’nin iadesi gerektiği tespit edilmiştir.
Davalı karşı davacının defterlerinin incelendiği 08.08.2017 tarihli ikinci bilirkişi raporunda da davalı karşı davacının ödediği 8.520,00 TL’nin iadesi gerektiği tespit edilmiştir.
Hazırlanan 06.07.2018 tarihli üçüncü bilirkişi raporunda ve 21.10.2019 tarihli dördüncü bilirkişi raporunda hukukçu bilirkişilerin görevlendirilmiş olması nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 266’da yer alan; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” hükmü uyarınca bu bilirkişi raporları hükme esas alınmamıştır.
Mahkememizce davalı karşı davacının iddialarını karşılar nitelikte bilirkişi raporu hazırlatılmadığının anlaşılması üzerine 05.02.2020 tarihli duruşmada … nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılarak davacı karşı davalı şirkete ait depoda matbaacılık, ciltleme, baskı uzmanı, ajanda ve defter üretiminden anlayan bilirkişi aracılığı ile keşif yapılmasına, bilirkişiden; davacı karşı davalı tarafından üretilen özel dikişli ajanda ve özel dikişli defter ürünlerinin birbirleri arasında homojenlik farkının bulunup bulunmadığının, işçilik, yapıştırma, dikiş, ve basım hataları bulunup bulunmadığının tespitinin istenilmesine, davacı karşı davalı tarafından üretilen özel dikişli ajanda ve özel dikişli defter ürünlerinin birbirleri arasında homojenlik farkı, işçilik, yapıştırma, dikiş, ve basım hataları varsa bunların ayıp niteliğinde olup olmadığının tespitinin istenilmesine, davacı karşı davalı tarafından üretilen özel dikişli ajanda ve özel dikişli defter ürünlerinden beşer tane şahit numunesi alınarak hazırlanacak rapor ile birlikte mahkememize gönderilmesinin istenilmesine karar verilmiştir.
Hazırlanan 09.12.2020 tarihli talimat bilirkişi raporunda incelenen ürünlerde hata bulunmadığı, temiz işçilik yapıldığı ve düzgün baskı yapıldığı tespit edilmiştir. Rapor ekinde istenildiği gibi davacı karşı davalı tarafından üretilen özel dikişli ajanda ve özel dikişli defter ürünlerinden beşer tane şahit numunesi alınarak gönderilmiştir. Mahkememizin 01.02.2021 tarihli duruşmasında gönderilen şahit numunelerinden birer tanesi taraf vekillerine verilmiş kalan dörder tanesi dosyada kalmıştır. Her iki tarafta şahit numunelerine bir itirazda bulunmamıştır. Dolayısıyla davalı karşı davacının ürünlerde ayıplı imalat olduğu iddiası doğru değildir.
Mahkememizin 01.02.2021 tarihli duruşmasında davalı karşı davacı tarafa ikinci parti malı hangi tarihte davacı karşı davalının gönderdiğini bildirmesi için iki hafta süre verilmişse de kesin tarih belirtilmemiştir. Davacı karşı davalı da bu konuda bir açıklama yapmamıştır.
Taraflar arasında yapılan 28.10.2014 tarihli satış sözleşmesinde 5000 adet özel dikişli defter ve 1000 adet özel dikişli ajanda satışı konusunda anlaşmaya varıldığı anlaşılmakla taraflar arasındaki sözleşme 6098 sayılı TBK m. 207 kapsamında alım satım sözleşmesi hükmündedir. Bu maddeye göre eğer aksi kararlaştırılmadıysa satıcı ve alıcı borçlarını aynı anda ifa etmek zorundadırlar. Taraflar arasında yapılan sözleşmede ödemenin % 20’sinin peşin kalanının 120 günlük çek ile yapılacağı belirtilmiştir. Dolayısıyla davalı karşı davacının ücret ödeme borcu iki taksitten oluşmaktadır. Birincisi toplam satış bedelinin % 20’si ikincisi de kalan % 80’idir. Davacı karşı davalının sözleşmeye konu ürünleri teslim borcu ise sözleşmede alıcının peşinatı ve baskı onayını kendilerine ulaştırmasından sonraki 30 iş günü olarak belirlenmiştir.
Davalı karşı davacının sözleşme bedelinin kalanını ödememe gerekçesi olarak gösterdiği ilk neden davacı karşı davalının ürünleri sözleşmede belirlenen süreden sonra ve eksik sayıda teslim etmiş olmasıdır. Sözleşmede satışı kararlaştırılan ürünlerin KDV hariç toplam bedeli 42.600,00 TL olup bu tutarın % 20’si 8.520,00 TL yapmaktadır. Bu rakamın ödendiği konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Davalı karşı davacı tarafından sipariş onayı ise 29.10.2014 tarihli @ posta ile verilmiş olup davalı karşı davacı açısından sipariş onayının verilmesi ve % 20 oranındaki peşinatın ödenmesine ilişkin sözleşmedeki yükümlülükler yerine getirilmiştir. Sözleşmede satışı kararlaştırılan ürünlerin KDV hariç toplam bedeli olan 42.600,00 TL’nin % 20’si olan 8.520,00 TL ise 30.10.2014 tarihinde davacı karşı davalıya ödenmiş olup sözleşmeye göre 30 gün içinde yani 29.11.2014 tarihine kadar siparişlerin davacı karşı davalı tarafından teslimi gerekmektedir.
Davacı karşı davalı ise ilk parti malı sözleşmeye göre en son teslim tarihi olan 29.11.2014 tarihinden yaklaşık bir ay sonra 26.12.2014 tarihinde karşı tarafa teslim etmiş olup bu durumu dava dilekçesinde de kabul etmektedir. İkinci parti malın ise davalı karşı davacıya hangi tarihte götürülerek teslim edilmeye çalışıldığı ise belli değildir. 6100 sayılı HMK m. 188’e göre; “Tarafların veya vekillerinin mahkeme önünde ikrar ettikleri vakıalar, çekişmeli olmaktan çıkar ve ispatı gerekmez.” Davacı karşı davalı vekilinin dava dilekçesinde ilk parti malı sözleşmeye göre en son teslim tarihi olan 29.11.2014 tarihinden yaklaşık bir ay sonra 26.12.2014 tarihinde davalı tarafa teslim ettiklerini belirtmesi sözleşmeye göre süresi içinde ürünleri teslim etmediklerinin açık ikrarı niteliğinde olup bu durumun davalı karşı davacı açısında sözleşmeden dönme hakkı verip vermediğinin hukuken değerlendirilmesi gerekmektedir.
6098 sayılı TBK m. 124/II’ye göre; “Borçlunun temerrüdü sonucunda borcun ifası alacaklı için yararsız kalmışsa.” karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, borcun ifa edilmesi için uygun bir süre verilmesine gerek yoktur. Davalı karşı davacının sipariş verdiği ürünler 5000 adet özel dikişli defter ve 1000 adet özel dikişli ajanda olup 2015 yılı için hazırlatılmaktadır. Dolayısıyla 2015 yılına girilmeden davalı karşı davacı şirket tarafından gerek kendi çalışanlarına gerekse müşterilerine tanıtım amaçlı olarak dağıtılacaktır. Bu nedenle 2015 yılı yıl başından önce dağıtıma hazır şekilde davalı karşı davacının elinde bulunması gerekmektedir. Davacı karşı davalının sözleşmede yazılı olan 30 günlük süreye uymaması ve ürünlerin tesliminin yılbaşını geçmesi durumunda sipariş verilen ürünlerin geç teslimi davalı karşı davacı için yararsız hale gelecektir. Çünkü söz konusu ürünler sadece 2015 yılında kullanılabilecek takvim olma özelliği olan ürünlerdir.
Süresinde olmayan ilk teslimatta da davacı karşı davalı öngörülen sayıda değil daha az sayıda ürünü teslim etmiştir. Dolayısıyla davalı karşı davacı şirket tarafından gerek kendi çalışanlarına gerekse müşterilerine tanıtım amaçlı olarak dağıtacağı ürünlerin eksik olması davalı karşı davacının tanıtım amacının da eksik kalması sonucunu doğuracaktır.
6098 sayılı TBK m. 219/I’e göre; “Satıcı, alıcıya karşı herhangi bir surette bildirdiği niteliklerin satılanda bulunmaması sebebiyle sorumlu olduğu gibi, nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan, kullanım amacı bakımından değerini ve alıcının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran veya önemli ölçüde azaltan maddi, hukuki ya da ekonomik ayıpların bulunmasından da sorumlu olur.” Davacı karşı davalının ürünleri hem zamanında teslim etmemesi hem de eksik teslim etmesi bu madde kapsamında alıcı olan davalı karşı davalının ondan beklediği faydaları ortadan kaldıran ve nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı ayıp durumunun gerçekleştiğini göstermektedir. Bu durumda davalı karşı davacının 6098 sayılı TBK m. 227’de ki seçimlik haklarını kendi aleyhine karşı açılmış olan davada defi olarak ya da karşı dava olarak ileri sürmekte hukuki yararı bulunmaktadır.
6098 sayılı TBK m. 227/I-1 satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcıya, satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme seçimlik hakkını vermiştir. Davalı karşı davacı bu seçimlik hakkını kullanarak kendisine eksik ve teslim süresi geçtikten sonra gönderilen ürünleri davacı karşı davalı tarafa iade etmiştir.
Davacı karşı davalının ürünleri teslim süresinden sonra ve eksik olarak göndermesi, kalan ürünleri de teslim süresi geçtikten sonra göndermesi 6098 sayılı TBK m. 219/I’e göre davalı karşı davacının dava konusu ürünlerden beklediği faydayı tamamen ortadan kaldırmış olması nedeniyle davalı karşı davacının davasının kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının asıl davası yönünden davanın REDDİNE,
2-Davalının karşı davası yönünden davanın KABULÜNE,
3-8.520,00-TL’nin 09/01/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davacı karşı davalıdan alınarak davalı karşı davacıya verilmesine,
Asıl Dava Yönünden:
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 59,30-TL maktu karar harcından peşin alınan 836,80-TL harcın mahsubu ile artan 777,50-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı karşı davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.170,00 -TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak DAVALI KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE,
Karşı Dava Yönünden :
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 582,00-TL harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
7-Davacı tarafından yapılan toplam ‭1.149,70-TL’nin ( 7,80-TL VH, 582,00-TL Peşin Harç, 175,00-TL Tebliğ ve Posta, 384,90-TL Keşif Harcı) yargılama giderinin davacı karşı davalıdan alınarak DAVALI KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı karşı davalıdan alınarak DAVALI KARŞI DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı karşı davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/03/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır