Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/127 E. 2018/662 K. 07.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/127 Esas
KARAR NO : 2018/662
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/02/2015
KARAR TARİHİ : 07/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26.02.2014 tarihli sözleşme ile müvekkil şirket ile davalı … Şti. arasında meydana gelen ticari ilişkiden dolayı davalı şirketin müvekkil şirkete 305.000,00 TL borcu olduğu, bu borca karşılık dava dışı … Şti.’nin toplam 5 adet çeki keşide ederek müvekkili şirkete verdiği, müvekkil şirkete verilmiş olan çeklerin ise karşılıksız çıktığı, bunun üzerine diğer davalı …Şti. tarafından da davalı …Şti.’nin müvekkil şirkete olan 305.000,00 TL borcun ödenmesinin taahhüt edildiği, davalı şirketin taahhüt etmiş olduğu bu borcu kendisinin ve …Ortaklığından bir tanesi olduğu, işbu adi ortaklığın …A.Ş. maliki olduğu, …İlçesi 521 ada 1 parselde bulunan taşınmaz üzerine yapılacak proje için malik tarafından düzenlenen İstanbul Bahçeşehir Ispartakule 3. Bölge arsa karşılığı gelir paylaşım işinde yüklenici olduğu, bu proje sonucunda adi ortaklığın mülkiyetine geçecek dükkanlar Üzerinde hak sahibi olacak davalı şirketin … parselde bulunan D-2 Blok Kat No: Zemin Kat 160,88 m2 lik bağımsız bölüm … m2 lik bağımsız bölüm No:5 no.lu dükkanları (bu taşınmazlar …Belediyesi’ne sunulacak sözleşmede D1 Blok bağımsız bölüm 5 olarak gözüken dükkan yeni proje tadilatında D1 Blok Zemin 13 No.lu (75,88 m2) ve 14 no.lu (93,38 m2) olarak gözüktüğünü) D2 blok bağımsız bölümleri müvekkil şirkete olan 3.155.000,00 TL borcun 2.855.160,45 TL. sine karşılık 31.03.2014 tarihinde müvekkil şirkete teslim etmeyi ve 30.04.2014 tarihinde de bu taşınmazların tapu devir ve tescil işlemlerini yapmayı kabul ve taahhüt ettiğini, yine sözleşmeye göre davalı şirketlerin müvekkil şirkete olan 305.000,00 TL borcuna diğer davalılar … ve … de müştereken ve müteselsilen kefil olduklarını, sözleşmeye göre, müvekkil şirkete devredilmesi gereken dükkanların, teslim tarihi olan 31.03.2014 tarihinde devredilmediği gibi sözleşmeye göre ödenmesi kabul edilen borç da ödenmediği için davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyası ile icra takibi başlatılmış, ancak borçlular ödeme yapmayıp icra takibine itiraz ederek takibi durdurduklarını, davalıların müvekkil şirkete 305.000,00 TL borçlu oldukları, bu borcun kaynağının davalı … Şti.’nin müvekkil şirkete olan borç ve bunun taahhüdünden kaynaklandığı, davalı şirketin borcu ödemeyi sözleşme ile taahhüt ettiği, diğer davalıların da bu borca müştereken ve müteselsilen kefil oldukları imzalanan 26.02.2014 tarihli sözleşme ile sabit olduğunu, davalıların borca ve takibe kötü niyetli olarak itiraz ederek takibi durdurduklarını belirterek yukarıda açıkladıkları ve yargılama aşamasında da ortaya çıkacak hususlar karşısında taleplerinin kabulü ile davalıların istanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı takip dosyasına yapmış oldukları itirazın iptali ile takibin devamına, davalılar takibe kötü niyetli olarak itiraz ettiklerinden alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine, mahkeme masrafları ve ücreti vekaletin davalılar üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … ile davalı kefil … vekili cevap dilekçesinde, özetle; Davacı tarafından dava dilekçesi ekinde sunulan 26.02.2014 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi’nin hukuken geçersiz olduğunu, bilindiği üzere Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi’nin noterde resmi şekilde yapılmadıkça geçerli olmayacağı, BK. md.237/2’de kesin olarak hükme bağlanmış olduğunu, bu sebeple davacı ile davalı müvekkiller arasında yapılan anılan sözleşmenin yok hükmünde olduğunu ve sözleşmeye istinaden yapılan icra takibinin de hukuki dayanaktan yoksun olması nedeniyle reddinin gerektiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.1986 T, … E. … K, sayılı kararında: “… Taşınmaz mülkiyetinin nakli için yapılacak sözleşmelerin resmi biçimde düzenlemesi yasa gereğidir. 26.05.1954 gün ve 8(18 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında taşınmaz mülkiyetinin nakli ve nakil vaadini içeren sözleşmelerin resmi biçimde düzenlenmemiş olması halinde bu belgenin mutlak batıl (yok hükmünde) olduğu dile getirilmiştir. Geçersiz belge hak veya borç doğurmaz ve esasen geçersiz sözleşmenin ifası da istenemez…” denildiğini, …Şti. de tek başına, …-Ürünler Adi Ortaklığı adıııa borçlandırıcı işlem yapamayacağını, bu sebeple taraflar arasında akdedilen 26.02.2014 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi’nin bu yönüyle de batıl olduğunu, delil listesinde sunacakları …-… Adi Ortaklığı Sözleşmesi’nden de anlaşılacağı üzere, o tarihte adi ortaklık, müvekkil şirketin yetkilisi ile adi ortaklığın diğer üyesi…Şti. yetkilisinin müşterek imzaları ile temsil edildiğini, bu sebeple davalı şirketin adi ortaklık adına tek başına taahhütte bulunmasının hukuken imkansız olduğunu, davacı tarafın 26.02.2014 tarihli sözleşmeye istinaden müvekkil şirkete icra takibi yapmasının da hukuken mümkün olmadığını, zira akdedilen 26.02.2014 tarihli sözleşme ile davalı müvekkil şirketin, herhangi bir borcu üstlenmiş olmadığını, bu sebeple davanın bu yönüyle de reddinin gerektiğini, davalı müvekkil şirket ile davacı şirket arasında akdedilen ancak hukuken resmi şekilde yapılmayıp mutlak batıl (yok hükmünde) olan 26.02.2014 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi ile diğer davalı … Şti.’nin davacı şirkete ticari ilişkilerinden kaynaklı 305.000,00 TL değerindeki borcuna ve …Şti.’nin davacı şirkete ticari ilişkilerinden kaynaklı 2.850.000,00 TL değerindeki borcuna, davalı müvekkil …’ın kefil oluğunu, sözleşmenin tarafları arasında akdedilen 26.02.2014 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi’nin hukuken yok hükmünde ve mutlak butlanla batıl olduğunu, bu sebeple geçersiz olarak yapılan bir sözleşmede davalı müvekkillerini borç altına alan hükümlerin de geçersiz olduğunu, ” Geçersiz belge hak veya borç doğurmaz ve esasen geçersiz sözleşmenin ifası da istenemez…”” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.03.1986 T, 1985/14 -541 E. 1986/257 K sayılı kararı ), Yukarıda arz ve izah edilen sebeplerle, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı tarafından başlatılan kötü niyetli icra takibi sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Davalı …Ltd. Ve davalı kefil … vekili cevap dilekçesinde özetle; Açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğundan reddinin gerektiğini, müvekkil şirket ile dava dışı … Şti. arasında geçmiş zamanlarda bir ticari ilişkinin söz konusu olduğunu, bu ticari ilişkiden kaynaklı, 30.06.2014 keşide tarihli 178.000,00 TL bedelli … numaralı … A.Ş….Şubesi’ne ait çekin, davalı … şirketinin talebi ile dava dışı 3. şahıs şirketi olan … şirketi tarafından … Şti.’ne verilmiş olduğunu, burada amacın … şirketinin davacıya olan borcunun ödenmesi olduğunu, ancak çekin teslimi sırasında …şirketinin cirosunun altına, … şirketinin cirosunun girilmesinin atlanılmış, …şirketi ise ticari ilişkisi sebebiyle borçlu olduğu …A. Ş.’ne çeki ciro yolu ile teslim etmiş olduğunu, ilgili çekin ödeme günü henüz gelmeden, davacı şirket yetkilileri ile görüşülmüş ve çekin ödeme gününde ödenemeyebileceğini, bu sebeple çekin erteletilmesinin talep edildiğini, davacı şirket yetkilisinin ise 3 veya 4 ay sonra ödenmek üzere yeni çekler verilmesi halinde ilgili ilk çeki teslim edeceğini belirttiğini, Davacı şirket yetkilisinin sözüne itibar edilmiş ve 09.07.2014 tarihinde delil listesi ekinde sunulan çekler davacı şirket yetkililerinin istihbarat yapacaklarını belirtmesi üzerine 178.000,00 TL bedelli çek teslim alınmadan … Şti.’nin ortağı sıfatı ile müvekkil … tarafından Ykb. …Şb.’nin 30.09.2014 tarihli 36.000,00 TL bedelli çeki ile yine aynı bankanın 31.10.2014 tarihli 40.000,00 TL bedelli çeki ve … Şubesi’nin 25.08.2014 tarihli 100.000.00 TL bedelli müşteri çeklerinin davacı şirkete ciro edilerek teslim edildiğini, ilgili çeklerin toplamının 176.00,00 TL olduğundan ayrıca 2.000,00 TL nakit Ödeme de yapıldığını, ancak 09.07.2014 tarihinin öğleden sonrasında 30.06.2014 keşide tarihli 178.000,00 TL bedelli 46233 numaralı … A.Ş. Beylikdüzü Şubesi’ne ait çekin davacı tarafça ertelenmediğini ve takastan sorulduğu öğrenildiğinde büyük zorluklarla müvekkil tarafından 3. şahıs şirkete verdirilen çek bedelinin ödetildiğini, söz konusu çekin ödenmesinden sonra dilekçe ekinde sunulan çeklerin … Şti.’nin ortağı sıfatı ile müvekkil … tarafından teslim alınmak üzere davacı şirkete gidilmişse de davacı şirket yetkililerinin talimatı üzerine çeklerin davalı müvekkile geri verilmediğini, bu husus ile ilgili Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikayette bulunulmuşsa da olayın hukuki bir ihtilaf olması sebebiyle davacı şirket yetkilileri hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş olduğunu, öncelikle davacı şirkete 09.07.2014 tarihinde teslim edilen …Şubesi’nin 30.09.2014 tarihli 36.000,00 TL bedelli çeki ile yine aynı bankanın 31.10.2014 tarihli 40.000,00 TL bedelli çeki ve … Şubesi’nin 25.08.2014 tarihli 100.000.00 TL bedelli müşteri çeklerinden, ilk iki çekin bedelli olan 76.000,00 TL’nin davacı şirket tarafından tahsil edildiğini, ilgili çeklerin cirantası olan … ise kalan ve karşılıksız çıkan 100.000,00 TL’lık kısmını ise peyderpey ödemekte olduğunu, bu hususlarda ve kalan 100.000,00 TL’lik bakiyenin ne kadarının ödenip ödenmediğinin öğrenilmesi için …’nın tanık olarak dinletilmesini talep ettiklerini, dolayısıyla davacı şirket 30.06.2014 keşide tarihli 178.000,00 TL bedelli 46233 numaralı … A.Ş. … Şubesine ait çeki tahsil ettiği gibi, 09.07.2014 tarihinde teslim edilen çek bedellerinden de bir kısmmı tahsil etmiş, bir kısmım tahsil etmeye devam etmekte olduğunu, davacı şirketin, bir alacağı iki farklı yoldan tahsil etme yoluna gittiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan borcun olmadığı yönündeki itirazlarının hukuken geçerli olup davanın reddinin gerektiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan ve icra takibine konu edilen 26.02.2014 tarihli Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi’nin hukuken geçersiz olup, mutlak butlanla batıl olduğunu ve yok hükmünde olduğunu, zira, taşınmaz satışım ya da vaadini İçeren sözleşmelerin tapu sicil müdürlüğünde yapılmadıkça geçersiz olduğunu, bu hususun BK md. 237/2’de hüküm altına alınmış olup emredici olduğunu, bu sebeple geçersiz bir sözleşmeye dayanarak davalı müvekkillerinin de borç altına sokulması mümkün olmayıp davanın reddinin gerektiğini belirterek hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacının kötü niyetli icra takibi sebebiyle alacağın % 20’sinden aşağı olmamak kaydıyla ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine yargılama giderleri ile ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
4-Davacı vekili replik dilekçesinde özetle; 26.02.2014 tarihli sözleşmenin butlan olduğunun davalılar tarafından ileri sürüldüğünü, bunun ancak gayrimenkul satış vaadi yönünden tartışılabileceğini, her ne kadar gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi resmi olarak yapılmadığı için bu açıdan geçerliliği tartışılabilir olsa da sözleşmedeki diğer şartlar yönünden (örneğin borç miktarının kabulü, ödeme şekli ve kefaletlere ilişkin bölümleri) geçerliliğini koruduğunu, davaya konu sözleşmenin amacının, gayrimenkul satışı olmayıp davalıların müvekkil şirkete olan borcun tasfiyesi ve bunun asıl borçlular ile birlikte kefiller aracılığı ile de garanti altına alınması olduğunu, gayrimenkul satış vaadinin geçersiz olduğu kabul edilse bile asıl borçlular ile kefillerin müvekkil şirkete olan borç yükümlülüklerinin ortadan kalkmadığını, satış vaadi geçerli olsaydı, satışa konu taşınmazların değeri kadar borçluların borcunun tasfiye olacağını, satış vaadi geçersiz olunca veya bu vaaddeki satış gerçekleşmediğine göre davalıların müvekkil şirkete olan borcunun aynen devam ettiğini, dava konusu olan da bu borcun ödenmesi olduğunu, şayet kendileri davalılardan sözleşmeye konu taşınmazların tapu devrini talep etmiş olsalar idi o takdirde davalıların sözleşmenin hükümsüzlüğünü ileri sürebileceklerini, oysa, müvekkil şirket sözleşmenin asıl borçluları ve kefilleri tarafından kabul edilen borç miktarının ödenmesini talep ettiklerini, bu durumda sözleşmenin geçersizliğini ileri sürmenin mümkün olmadığım, kaldı ki, gayrimenkul satış vaadinde bulunan ve bu satış ile borcunu kapatmaya çalışan davalıların daha sonra sözleşmenin hükümsüzlüğünü ileri sürmeleri hakkın kötüye kullanılması olup kanunun bir hakkın kötüye kullanılmasına cevaz vermediğini belirterek önceki beyanları doğrultusunda davalıların itirazlarının reddi ile talepleri gibi karar verilmesini talep etmiştir.
5-İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; alacaklısının … A.Ş. Olup, borçlularının …Şti. (Satıcı), … (… İnş. %98 Ortağı-Kefil), … Ştİ. (Cirodan Borçlu), … (…%50 Ortağı-Kefil) olduğu, takibin 20.06.2014 tarihinde yapıldığı, ödeme emrinin borçlulara 24.06.2018 tarihinde tebliğ edildiği, itirazın 01.07.2014 tarihinde yapıldığı, davanın 20.12.2011 tarihinde İ.İ.K nun 67. Maddesi gereğince bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
6-Dava İ.İ.K nun 67.maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
7-Taraf vekilllerince davaya ilişkin tüm delilleri belge ve dayanakları ile birlikte dosyaya sunulmuştur.
8-Taraf iddialarının yerindeliği bakımından inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterler ve tüm dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan incelemelerde; Dosyada mevcut “Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi” başlıklı ve 26.02.2014 tarihli sözleşme fotokopisi incelenmiş, bu; sözleşmenin, adi yazılı bir sözleşme olması dolaysısıyla, gayrimenkul satış vaadi olarak geçerli kabul edilemeyeceği sonucuna varmak gerektiği, zira gayrimenkul satış vaadi sözleşmesinin noterce düzenleme biçiminde yapılması veya tapu memuru tarafından tanzim edilmesi gerektiği, Ne var ki, mübrez fotokopinin tetkiki, söz konusu sözleşmenin, dava ve takip konusu miktar bakımından davalı … Şti.’nin davacıya borçlu olduğunu, bu borç için. verilen çeklerin karşılıksız çıktığını açıkça gösterdiğini, Mezkur sözleşmenin resmi biçimde yapılmamış olması, bunun, borç ikrarı sayılmasına engel teşkil etmeyeceği, Esasen, huzurdaki dava gayrimenkul satış vaadinin ifası (cebri tescil) davası olmayıp, alacak iddiasına dayalı takipteki itirazın iptali davası olduğu, Demek oluyor ki, dosyaya fotokopisi sunulu satış vaadi sözleşmesinin, anılan özelliği dolayısıyla, huzurdaki davada delil niteliği taşıdığının tereddütsüz olduğu, Öte yandan, heyetimizin mali müşavir üyesi tarafından yapılan ve yukarıya alınmış olan mali inceleme ve tespitler, davalı …’nın davacıya takip tarihi itibariyle 302.336,33 TL borçlu bulunduğunu göstermektedir. Şu hale göre, davalı …’ya karşı başlatılan ilgili takip, 302.336,33 TL ve bunun faizi bakımından haklı olduğu, Davalılardan … Şti. ise, yukarıda anılan gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi gereğince borca katılmış durumda olduğu, Bu sonucun söz konusu sözleşmenin (fotokopinin) ilk sayfasınm “B) Sözleşme Konusu” başlıklı 2. maddesinden çıktığını, Belirtildiği üzere, sözleşmenin satış vaadi borcu bakımından geçersiz olması, anılan borca katılma işlemini de geçersiz kılmadığı, diğer davalılara yönünden ise; şayet bu şahıslar, ilgili sözleşmeyi kefil sıfatı ile imzaladıkları tarihte evli iseler ve evlilikleri bakımından TBK. 584 hükmünde gösterilen istisnai durumlar söz konusu değilse, onların kefil olarak sorumlu olduklarının söylenemeyeceği, Zira, somut olayda (dosyada) eşin rızasının alındığına dair kanıta rastlanmadığı, Öte yandan, anılan sözleşmeden kaynaklanan ihtilaflar, TBK hükümlerine tabii olduğu, sözleşmenin düzenleme tarihinin bu sonuca varmayı gerekli kıldığını, Nihayet belirtelim ki, somut olaydaki kefaletler, 6455 sayılı Kanun ile ilgili olmadığı, Diğer bir deyişle, bu olayda eşin rızasının aranmayacağı söylenemeyeceği, Ancak, açıklandığı üzere, bu davalıların, yani … ile …’ün kefalet tarihindeki medeni halleri dosyaya yabancıdır, öyleyse, söz konusu husus açıklığa kavuşmalı, şayet olayda TBK. 584 engeli mevçut değilse, yukarıda gösterilen borç tutarından bu kişilerin de müteselsilen sorumlu oldukları sonucuna varılması gerektiği, Zira, sözleşmenin ikinci sayfasında, bu konuda müteselsil kefaletten söz edildiği, Davacı … A.Ş. ile davalı … Şti. arasında 26.02.2014 tarihinde 9 maddeden oluşan “TAŞINMAZ VAADİ SÖZLEŞMESİ” nin imzalandığı, NOTER TASDİKSİZ olan işbu sözleşmenin dava dışı (Çeki keşide eden-Borçlu) … Şti., davalı kefil (… Ortağı) …, davalı (Çeki ciro eden-Borçlu) … Şti., davalı kefil (…Ortağı) … tarafından da imzalandığının dosyadaki fotokopiden anlaşıldığı, Bu sözleşmede; … Şti., … A.Ş.’ne ticari ilişkiden kaynaklı borçlu olup aralarındaki bakiyenin 2.850.000,00 TL kısmı için aşağıda tarihleri ve miktarları yazılı 14 adet çeki alacaklı şirkete teslim ettikleri, diğer taraftan … Şti. de … A.Ş.’ne ticari ilişkiden kaynaklı borçlu olup aralarındaki bakiyenin 305.000,00 TL kısmı için aşağıda tarihleri ve miktarları yazılı 4 adet çeki alacaklı şirkete teslim ettikleri, Borçlu … Şti. alacaklı şirkete ciro ederek vermiş olduğu 305.000,00 TL toplam miktarlı 5 adet çek … Şti. tarafından keşide edildiği, Borçlu şirketler maddi olarak zor duruma düşmüş ve günü gelmiş çekler Ödenmeyerek karşılıksız çıkmıştır. Borçlu şirketlerin toplamda 3.155.000,00 TL bakiyesi …Şti tarafından ödeneceği, … İnşaat Ortaklığı şeklindeki adi ortaklığın ortaklarından bir tanesi oluğu, İşbu adi ortaklık …A.Ş.’nin maliki olduğu Avcılar İlçesi 521 Ada 1 Parsel’de bulunan taşınmaz üzerine yapılacak proje için, malik tarafından düzenlenen … bölge arsa karşılığı gelir paylaşım işi isimli ihaleyle yüklenici olduğu, … Evleri olarak isimlendirildiği, Bu proje sonucunda adi ortaklığın mülkiyetine geçecek dükkanlar üzerine hak sahibi olacak …Şirketi,… ilçesi 521 Ada 1 Parselde buluna D-2 Blok, Kat No: Zemin 160,88 m2’lik bağımsız bölüm no:l ve D-l Blok; Kat No: Zemin, 216,78 m2’lik bağımsız bölüm no:5 no.lu dükkanları (Sözleşme ekinde Ek-1 olarak eklenen ve…Belediyesi ‘ne sunulacak sözleşmede D1 blok bağımsız bölüm olarak gözüken dükkan yeni proje tadilatında D1 blok zemin 13 no.lu (75,88 m2) ve 14 no.lu (93,88 m2) olarak gözükmektedir), D2 blok bağımsız bölüm yeni proje … A.Ş. ‘ne 3.155.000,00 TL borcun 2.855.160,45 TL kısmına karşılık 31.03.2014 tarihinde teslim edecek ve 30.04.2014 tarihinde dükkanların tapu devir ve tescil işlemini yapacağı, Devri yapılacak dükkanlar toplam 330,14 m2 olup m2’si 7.750,00 TL + KDV kabul edilerek söz konusu dükkan bedellerinin 3.019.130,30 TL (KDV dahil) çek toplamı ise 3.155.000,00 TL ‘olduğu, Aradaki fark olan 135.869,10 TL için … Şti. en uzun tarihi 31.07.2014 olacak şekilde müşteri çekini ciro edip … A.Ş. ‘ne teslim edeceği, Ayrıca 3.155.000,00 TL borcun 2.850.000.00 TL’sine Mustafa İlhami Hotamıs, 305.000.00 TL’na …ve … müştereken ve müteselsilen kefil olduğu hükümlerinin yer aldığı, Davacı tarafından ibraz edilen ticari defterin açılış ve kapanış noter tasdikleri zamanında yaptırılmış olup, kayıtlarının düzenli ve muhasebe ilkelerine uygun bulunması nedeniyle kayıtlarının lehine kesin delil vasfinm bulunduğu, Davalı …Şti. ve Dava dışı … Şti inceleme günü defter ve belgelerini Sayın Mahkemeye İbraz etmediğinden defter ve belgelerinin incelenemediği, Davacmın ticari defterlerine göre; takip tarihi 20.06.2014 itibari ile davacının üç nolu davalı (çeki ciro eden-borçlu) …Ltd.’den 302.336,33 TL alacaklı olduğu, takibin ise karşılıksız çıkan toplam 305.000,00 TL lik çek bedeli kadar yapıldığı, Takip tarihinden sonra, hesaba kaydedilen borç ve alacak kayıtlan sonucunda 31.12.2014 tarihi itibari ile davacmın, üç nolu davalı (çeki ciro eden-borçlu) …Ltd.’den 206.226,33 TL alacaklı olduğu, Davalılardan … Şti. tarafindan bu borcun ödenmesinin taahhüt edildiği, diğer davalılar … ve …’ın 305.000,00 TL’lık borca müştereken ve müteselsilen kefil oldukları anlaşıldığı, Davalıların sorumluluk durumları yukarı da açıklandığı gibi olduğu Mahkeme tarafından alacağın varlığının kabulü halinde davacının takip talebinde talep edebileceği işlemiş faiz tutan 7.855,17 TL olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
9-Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş olup taraf vekillerince itiraz ve beyan dilekçeleri dosyaya sunulmuştur.
10-Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi için dosya muhasip bilirkişiye tevdi edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Kök raporumuzda yer alan tespitlerimizi değiştirecek bir husus bulunmadığı, Davacı tarafından karşılıksız çıkan toplam 305.000,00 TL lik çek bedeli kadar takıp yapıldığı, ancak davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi 20.06.2014 itibari ile davacının üç nolu davalı (çeki ciro eden-borçlu) …Ltd. den 302.336,33 TL alacaklı olduğu, dolayısı ile davacının …Ltd.’den 302.336,33 TL alacaklı olduğu ve bu alacağa takip tarihine kadar 7.855,17 TL faiz talep edilebileceği, buna göre takip tarihi itibari ile davacının davalılardan …Ltd.’den 302.336,33 TL asıl alacak + 7.855,17 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 310.191,50 TL alacaklı olduğu, davalılardan … Şti. tarafından bu borcun ödenmesinin taahhüt edildiği, diğer davalılar … ve …’ın 305.000,00 TL’lik borca müştereken ve müteselsilen kefil olduklarından bu borcun 305.000,00 TL’lik kısmından sorumlu oldukları sonuç ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
11-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Dava konusunun, davacı şirketin davalı … Şti. Arasındaki ticari ilişki ve 26.02.2014 tarihli sözleşmeden kaynaklı 305.000 TL alacağının ödenmemesinden dolayı, bu borcu tahsil eden … Ve bu sözleşmeye, alacağa kefil olan … ve … aleyhine icra takibi başlatıldığı ve davalıların itirazı üzerine mahkememizde itirazın iptali davası görüldüğü anlaşılmaktadır.
Dava konusu olan 26/02/2014 tarihli “Taşınmazın Satış Vaadi” olarak isimlendirilen sözleşme “Adi yazılı” şekilde yapıldığından taşınmaz satış vaadi sözleşmesi olarak geçersiz olsa bile davamız alacaktan kaynaklı itirazın iptali olduğundan bu dosyada delil olarak kabul edilmiştir. Dosya konusunda uzman teknik bilirkişilere tevdii edilmiş davanın defterlerini sunmadıklarından dolayı davacı defterleri ve dosyadaki belgeler üzerinde heyetçe inceleme yaptırıldığında davacının davalı borçlu … Yapıdan 302.336.033 TL asıl alacak, 7.855.017 TL ise işlemiş faiz alacağı olduğu diğer davalı Doğu İnşaatında bu borçlu taahhüt ettiği kefillerin kefaletle sözleşmede azami meblağ 305.000 TL olarak belirtildiğinden ve kefillerden …’ın davalı … Şti. Davalı …’ün ise …Ltd. Şti. ortağı olduğu ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığından TBK’nın 584. Md. 3. Fıkrası uyarınca “eş rızası” aramayacağından, kefaletlerinin geçerli olduğu ve davacının hesaplanan alacağın kefillerin kefalet miktarının altında kaldığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulü, itirazın iptaline ve yine alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davacı lehine asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatına hükmedilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen kabul kısmen reddi ile davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine itirazın iptali ile takibin borçlu …Ltd. Şti ve… ŞTi açısından takibin 302.336,33TL asıl alacak 7.855,17TL işlemiş faiz ile birlikte, borçlu kefil … ve …’ın kefalet limiti ile sınırlı olduğundan 302.336,33TL asıl alacak 2.663,67TL işlemiş faiz ile birlikte takibin aynı koşullarda devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davacı lehine 60.467,26TL icra inkar tazminatına hükmedilmesine davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 20.834,55 TL harçtan peşin alınan 3.790,49 TL nin mahsubu ile eksik kalan 17.044,06 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 3.821,79 TL ( 27,20 TL BH, 3.790,49 TL PH, 4,10 TL VH ) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 2.400,00 TL, tebligat gideri 47,00 TL toplam 2.447,00 TL nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.378,04 TL nin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 24.250,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davalılarnın yaptığı 200 TL yargılama giderinin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 5,64 TL nin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
8-Davalılar kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
8-Yatırılan avantan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …