Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1239 E. 2020/169 K. 19.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1239
KARAR NO : 2020/169

DAVA : İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ : 22/12/2015
KARAR TARİHİ : 19/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …Şti. ile kendilerinin yaptığı binanın dış cephe işlerinin yapılması konusunda sözleşme yaptıklarını, davalı şirketin sözleşmeye göre yapması gereken işleri eksik ve ayıplı olarak yaptığını, bu durumun tespiti için Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında tespit yaptırdıklarını ve bilirkişi raporu hazırlattıklarını, bu bilirkişi raporuna göre eksik ve ayıplı işlerin tamamlanması için 12.000,00 TL tespit edildiğini, ayrıca işlerin zamanında tamamlanmaması nedeniyle aylık 15.000,00 TL’den yedi ay yirmi günlük kira kaybının da 115.000,00 TL olduğunu, bu bedellerin tahsili için …Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve 368 sayılı ihtarnamesini gönderdiklerini, ödeme yapılmaması üzerine de İstanbul …İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, takibe itiraz edilmesi nedeniyle itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı …Şti. vekili verdiği cevap dilekçesinde, sözleşmeye göre eksik ya da ayıplı iş olmadığını, 1.500,00 – 2.000,00 TL civarında eksik kalan iş olduğunu, davacı tarafın kendilerine yapmaları gereken ödemeleri yapmadığı için aralarında yaşanan olaylar nedeniyle davacı tarafın kendilerini iş yerine sokulmadığını, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin …D. İş sayılı dosyasında hazırlanan raporu kabul etmediklerini bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, sözleşmeyi, … Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasını, tanık beyanlarını, yemin delilini, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, sözleşmeyi, tarafların ticari defterlerini, tanık beyanlarını, keşif ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.

Dava, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470 ve devamı maddelerine göre eser sözleşmesinden kaynaklı alacak için başlatılmış icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 470’e göre; “Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi, işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir.” Taraflar arasında yapılan sözleşmenin “Sözleşmenin Konusu” başlıklı 2’nci maddesinde davacıya ait binanın projeye göre silikon cephe, kompozit uygulama, komple cephe doğrama, dükkan doğrama ve camların imalat, güneş kırıcı ve altındaki doğrama imalat ve montajının anahtar teslimi olarak yapılması işi oluşturduğu yazılıdır. Sözleşmedeki bu madde kapsamında taraflar arasında yapılan sözleşme eser sözleşmesi niteliğindedir.

Davacı taraf, sözleşmenin süresinde bitirilmediği ve yapılan işin ayıplı olduğu gerekçesiyle … Noterliğinin 07.01.2015 tarih ve… sayılı ihtarnamesi ile ayıplı imalat bedellerini ve yoksun kaldıkları kira parasının taraflarına ödenmesini davalı tarafa bildirmiştir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 471’e göre; “Yüklenici, üstlendiği edimleri işsahibinin haklı menfaatlerini gözeterek, sadakat ve özenle ifa etmek zorundadır.” Yüklenicinin edimlerini yerine getirmemesi durumunda davacı şirketin 6098 sayılı TBK m. 475’de ki seçimlik haklarını kullanma hakkı doğacaktır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 475/I-2’ye göre davacının iş sahibi olarak “Eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme” hakkı bulunmaktadır. Davacı tarafın Silivri Sulh Hukuk Mahkemesine yaptırdığı tespite göre tespit ettirdiği ayıp bedeli oranında talepte bulunması bu madde kapsamında eseri alıkoyup ayıp oranında bedelden indirim isteme hakkı kapsamında olup davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 475/II’de de davacı iş sahibinin genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklı tutulmuştur. Dava konusu olayda iş sahibinin gelen hükümlere göre tazminat isteyebilmesi 6098 sayılı TBK m. 49’a göre maddi tazminat hükümlerine göre değerlendirilecektir. Buna göre davacının işin zamanında ya da gereği gibi yapılmamasından ötürü müspet zararları doğmuşsa davacı taraf bu zararlarını da genel hükümlere göre talep edebilecektir. Davacı taraf sözleşmeye göre altmış günde bitmesi gereken işin bu sürede bitirilmediği gerekçesiyle yedi ay yirmi günlük kira kaybının tarafına ödenmesini talep etmektedir. Davacının yedi ay yirmi günlük kira kaybı talebi bu madde hükmüne göre tazminat isteme hakkı kapsamında olup dava açmakta hukuki yararı bulunmaktadır.

Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyası getirtilerek mahkememiz dosyası içerisine alınmıştır. Bu dosya içerisinde hazırlanan 29.09.2015 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu binanın cephe giydirme işleminde dikey profillerin cepheden açık vaziyette durmakta olduğu, profil aralarında oluşturulmuş olan derzlerin güçsüz yapılmış olduğu, silikonlarının düzensiz işlenmiş olduğu, profillerin cephenin ölçülerine göre tam ayarlanamamış, yatay ve dikey kompozit bitiş elemanlarının yerlerine monte edilmemiş olduğu, cam pencerelerin teçhizatının yerine konmamış olduğu, camların iplerle bağlı olduğu, bazı camların yerine monte edilmemiş olduğu, kompozit cephe elemanlarının bazılarında ezilmeler bulunduğu, bütün bu işlerin tamamlanması için de 15 gün süre ve 12.000,00 TL gerekeceği tespit edilmiştir. Kira kaybı ise 30.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. Hazırlanan rapor davalı şirkete de tebliğ edilmiş ve davalı şirket rapora itiraz dilekçesi sunmuştur. İtiraz dilekçesinde dış cephe işinin yapıldığı tarihte binanın geri kalanının oturulur durumda olmadığı, bu nedenle de kendi edimlerini yerine getirmiş olsalar bile binanın geri kalanının oturulur durumda olmaması nedeniyle yoksun kalınmış bir kira gelirinden söz edilemeyeceğini, bu nedenle de yoksun kalınan kira bedeli taleplerinin iyiniyetli olmadığı itirazında bulunmuştur.

Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında alınan raporda tespit edilen eksik ve ayıplı işlerin metrajının dökümü yapılmadığından metrajının yapılması için dosya tekrar inşaat mühendisi bilirkişiye verilmiş ancak 22.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda inşaatın bitmiş ve aradan çok zaman geçmiş olması nedeniyle metrajının çıkartılmasının mümkün olmadığı bildirilmiştir. Dava açıldıktan sonra Haziran 2019 tarihine kadar da dava konusu taşınmazda mahkemece keşif yapılmadığından eksik ve ayıplı işlerin tespiti ile 2015 yılında binanın geri kalanının oturulmaya elverişli durumda olup olmadığının tespiti mümkün olmamıştır. Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında alınan rapor davalı tarafa da tebliğ edilmiş ve davalı taraf bu rapora karşı itirazlarını bu dosyaya sunmuştur. Bu nedenle Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında alınan rapor hükme esas alınmıştır.

Davacının taleplerinden ikincisi olan kira kaybının tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre dosyanın bilirkişiye verilmesine karar verilmiş ve inşaat mühendisi, yüksek mimar ve emlak uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından rapor hazırlanması istenilmiştir. Hazırlanan 05.01.2018 tarihli raporda davaya konu taşınmazın yedi ay yirmi günlük kira getirisinin 115.000,00 TL olacağı tespit edilmiştir.

Yargıtay’ın aşağıya alıntıladığımız yerleşik kararında; “Menfi zarar; sözleşmenin karşı tarafınca yerine getirileceğine olan güvenin boşa çıkması nedeniyle uğranılan zarardır. Kısaca bu zarar, alacaklının sözleşme yaptığı için uğradığı, sözleşme yapmamış olsa idi uğramayacağı zarar olup, sözleşmeye güvenilerek yapılan harcamaların (giderlerin) tamamının, başka bir anlatımla karşı tarafın mal varlığına girmese bile o sözleşme sebebiyle cepten çıkan paradır.. Müspet zarar ise, sözleşme sebebiyle cebe girmesi gereken paranın, girmemesi sebebiyle meydana gelen zarardır. Bu niteliği gereği müspet zarar daima ileriye dönük olup, bir beklenti kaybıdır. Kısaca, akdin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesinden doğan zarardır. Örneğin, kira geliri kaybı, geciken ifa sebebiyle ifaya bağlı ceza (…158/ll.md.), seçimlik ceza (…158/I.md.), eksik işler bedeli, kâr kaybı müspet zarar kapsamındaki alacakları oluşturmaktadır. Özetle sözleşmenin feshedilmesi halinde sözleşmeyi feshedenin kâr kaybı isteyebilmesi için sözleşmede buna dair düzenleme bulunması gerekir. Feshedilen sözleşmede böyle bir düzenleme yoktur. 6098 sayılı TBK’nın 125/son maddesi uyarınca sözleşmeyi haklı olarak fesheden taraf ancak olumsuz zararını isteyebilir, olumlu zararını isteyemez.” (Yargıtay 15 HD 2016 / 5887 Esas; 2018 / 1691 Karar; 24.04.2018 Tarih) tespitinde bulunarak müspet zararı ve hangi koşullarda talep edebileceğini tespit etmiştir. Dava konusu olayda davacı şirket sözleşmeyi feshetmemiş sadece meydana gelen ayıplı ve eksik imalatların ve işin zamanında yapılmaması nedeniyle uğradığı kira geliri kaybının tarafına ödenmesi için davalı tarafa ihtarname göndermiştir. Bu nedenle davacı tarafın müspet zarar kapsamında yoksun kaldığı kira gelirini talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır.

Taraflar arasında yapılan sözleşmenin 3’üncü maddesine göre işin bitiş süresi altmış gün olarak belirlenmiştir. Davalı taraf işin bu sürede ya da bu süreye yakın sürede bitirildiğini ya da kendisinden kaynaklanmayan nedenlerle bu sürenin aşıldığını kanıtlayacak bir delili dosyaya sunmuş değildir. Sözleşmenin imza tarihi bulunmamakta olup davacı tarafın davalıya gönderdiği ihtarname ise 07.01.2015 tarihindedir. Bu ihtarnamede ilk avans ödemesinin 20.06.2014 tarihinde yapıldığı, teslim tarihinin ise 20.08.2014 tarihi olduğu yazılıdır. Davalı taraf ihtarnamedeki bu bilgilere itirazda bulunmamaktadır. Dolayısıyla 20.06.2014 tarihinden ihtarnamenin gönderildiği 07.01.2015 tarihine kadar işin tamamlanmadığı anlaşılmaktadır. İşin 1.500,00 – 2.000,00 TL tutarlı kısmının tamamlanmadığını davalı tarafta kendi dilekçesinde kabul etmektedir ki davalı tarafın bu beyanı işin eksik bırakıldığı konusunda 6100 sayılı HMK m. 188’e göre ikrar niteliğindedir. Bu durumda davalının işi süresinde bitiremediği anlaşılmaktadır. Davalı taraf işin gecikmesinden ötürü davacı tarafın yoksun kaldığı kira geliri kaybını karşılamakla yükümlüdür. Davacının kira kaybı konusunda Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında alınan rapor değil, inşaat mühendisi, yüksek mimar ve emlak uzmanı bilirkişiden oluşan bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 05.01.2018 tarihli rapor hükme esas alınmıştır. Bu raporda da davaya konu taşınmazın yedi ay yirmi günlük kira getirisinin 115.000,00 TL olacağı tespit edilmiştir. Silivri Sulh Hukuk Mahkemesinin … D. İş sayılı dosyasında alınan raporda da eksik ve ayıplı işlerin bedeli 12.000,00 TL olup davacının toplam alacağı 127.000,00 TL yapmaktadır. Bu gerekçelerle davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davacı taraf icra takibinde 127.000,00 TL asıl alacak miktarı talebinde bulunmuş takip tarihine kadar faiz talebinde bulunmamıştır. Bu nedenle davalı 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 117’ye göre icra takibi ile temerrüte düşmüştür.

Davacı tarafın gerek eksik ve ayıplı imalat nedeniyle alacak talebinin hesaplanması gerekse yoksun kaldığı kira gelirinin hesaplanması yargılamayı gerektirdiğinden alacağın likit olmadığı anlaşılmakla icra inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın kabulü ile İstanbul … İcra Dairesi’nin … sayılı takip dosyasına, davalının itirazının iptali ile takibin takip talebindeki diğer koşullarla devamına,
2-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olmadığından icra inkar tazminat talebinin reddine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 8.675,37-TL nispi karar harcından peşin alınan 1.533,67-TL harcın mahsubu ile bakiye 7.141,70-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 16.015,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam 4.328,47-TL’nin ( 27,70-TL BVH, 4,10-TL VH, 1.533,67-TL Peşin Harç, 263,,00-TL Tebliğ ve Posta, 2.500,00-TL BK ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır