Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1172 E. 2018/365 K. 12.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİGEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2015/1172 Esas
KARAR NO : 2018/365
DAVA : Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2015
KARAR TARİHİ : 12/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalılardan… A.Ş.’nin yetkili satıcısı olduğunu, bu çerçevede talep ettiği araçlar ile ilgili davalı…A.Ş.’ye avans çekleri verdiğini, ancak davalı …’nin aldığı çeklerin karşılığını, sipariş edilen araçları müvekkiline teslim etmediğini, diğer davalı …Ş.’nin de faktöring hizmetleri veren şirket olduğunu, davalı…A.Ş.’nin müvekkilinden aldığı avans çeklerini (çeklerin karşılığı araçları teslim etmemesine rağmen) diğer davalı …Ş.’ye fector işlemi uygulattığını, Factor işlemi uygulanan (kırdırılan) ve tamamının keşidecisi müvekkili …A.Ş. olan avans çeklerinin bilgilerinin; …bank, …Şubesi Muhataplı, 15.12.2012 keşide tarihli, … çek nolu 250.000 TL bedelli çek, …bank, …Şubesi Muhataplı, 15.12.2012 keşide tarihli,… çek nolu 250.000 TL bedelli çek, Davalı …Ş. tarafından söz konusu çeklere istinaden ist … İcra Müd.’nün… E. sayılı dosyası ile müvekkili hakkında icra takibi başlattığını, Oysa Finansal Kiralama, Factoring ve Finansman Şirketlerinin Kuruluş ve Faaliyet Esasları Hakkında Yönetmeliğin 22 maddesine göre Factoring şirketlerinin kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ve irsaliye ile tevsik edilemeyen alacakları satın alamayacaklarım veya tahsilini üstlenmeyeceklerini, Davalı… A.Ş.’nin müvekkilinin çeklerini kırdırmak için, müvekkiline teslim etmediği ve öğrendikleri kadarı ile halihazırda üretmediği araçların faturalarını kestiğini ve …A.Ş.’ye ibraz ettiğini, Yargıtay … Hukuk Dairesi’nin… E. … K. sayılı ilamında belirtildiği üzere, teslim edilmeyen mal sebebi ile kesilen faturanın gerçeği yansıtmadığından, factoring şirketi tarafından temlik alınan alacak mevcut olmadığından, çeklerin bedelsiz olduğunu, İş bu sebeple davalarının kabulü ile, müvekkilinin yukarıda belirttiği 2 adet bedelsiz çekten dolayı, davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, keza iş bu çeklere istinaden …A.Ş. tara&ndan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığından iş bu icra takibi sebebi ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, dava konusu 2 çekin müvekkiline istirdadına, çeklerin istirdadı mümkün olmaması halinde iptaline karar verilmesini talep ettiklerini, Müvekkili tarafından benzer konuda Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E. sayılı dosyayla açılan menfi tespit davasında davanın kabulüne karar verildiğini, ekte mahkeme ilamının mübrez olduğunu, sundukları emsal karar da gözetilerek, müvekkilinin davalı haklılığını büyük ölçüde ispat ettiği prensibinden hareketle müvekkili hakkında, davalı …Ş. tarafindan başlatılan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile yürüyen icra takibinin tcdbiren durdurulmasına karar verilmesini, müvekkilinin telafisi imkansız zararlarının engellenmesi için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyası ile yürüyen icra takibinin tedbiren durdurulmasına, davalarının kabulü ile müvekkilinin yukarıda belirttikleri 2 adet bedelsiz çekten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, keza iş bu çeklere istinaden… A.Ş. tarafindan İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığından iş bu icra takibi sebebi ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, dava konusu 2 çekin müvekkiline istirdadına, çeklerin istirdadı mümkün olmaması halinde iptaline, kötü niyetli davalıların %20’den az olmayacak şekilde kota niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde, Özetle; Müvekkili …’nin… tarafından 17.05.2013 tarihinde yönetimi devralındığını ve 23.05.2013 tarihinde …’nin ticari ve iktisadi bütünlüğünün oluşturulduğunu, …’nin Ticari ve İktisadi Bütünlüğünün de yine … Fon Kurulu kararı ile … A.Ş.’ye ihale edildiğini ve sonrasında da devredildiğini, 6100 sayılı HMK Madde 6 gereği, müvekkilinin adresinin İzmir olduğunu, yetkili mahkemenin İzmir Asliye Ticaret Mahkemesi olması gerektiğini, kaldı ki, taraflar arasındaki Yetkili Satıcılık Sözleşmesi’nin 61 .maddesine göre “Yetkili Satıcı, iş bu sözleşme ile ilgili ihtilaflarda İzmir Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olduğunu kabul eder. Yetkili satıcıya ayrıca bilcümle …’ye verdiği veya ciro ettiği çek ve senetlerle, borçlar için verdiği sair kıymetli evrakta başkaca yetkili mahkeme veya icra dairelerinin yetkili kılınmış olsa bile İzmir Mahkemeleri ve İcra Dairelerinin yetkili olacağını kabul etmiştir.” HMK 17. maddeye göre; (1) “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşme ile belirlenen bu mahkemelerde açılır” bu bakımdan somut olayda kamu düzenine ilişkin yetki bulunması sebebiyle, yetki itirazlarının kabul edilerek davanın yetki yönünden reddi ile yetkili olan İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, Davaya konu çeklerin tarihinin 15.12.2012 olduğunu, çeklerin tarihinden itibaren aradan 3 yıllık bir zaman geçtiğini ve davacı tarafça bu aşamada işbu davayı açmasında hukuki yararının olmadığını, davacı yanın davasına karşılık zamanaşımı itirazında bulunduğunu ve davanın zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, Taraflar arasında önce bayilik sözleşmesi ve sonra onun yerini alan Yetkili Satıcılık Sözleşmesi olduğunu, taraflar arasında ki alım-satım ilişkisinin hem sözleşmeye hem de ticari teamüllere uygun olarak yürütüldüğünü, sipariş verilen araçların bedeli karşılığında çeklerin alındığı doğru olmakla birlikte taraflar arasındaki ticari ilişki gereği, işbu çeklere karşılık müvekkili şirket tarafından davacı yana senetler verildiğini, bu sebeple davacı yanın dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı iddialarına katılmalarının mümkün olmadığını ve davanın reddinin gerektiğini, Küresel ekonomik krizin ülkemize yansıması ve özellikle otomotiv sektöründeki olumsuz etkisi ile bu sektörde çalışan tüm firmaların finansman sıkıntısı ile katşıl aştığını, davacının uzun yıllardır müvekkili …’nin bayiliğini yaptığını, müvekkili …’nin finansman sıkıntısı nedeniyle araç teslimatında bir gecikme yaşandığını, araç bedeli olarak alınan çeklerin ve dava konusu çekin miktar ve bedelleri hususunda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığını, ancak bu çeklerin finansman kredisi temini için ticari teamüllere uygun olarak müvekkili … tarafından Banka ve Faktoring şirketlerine verildiğini, Davacı şirketin araçlarının teslimatını, müvekkilinin finansman sorunu nedeniyle geciktiğini ve bu arada davacının zarar görmemesi ve çeklerin bedelinin ödenmesi ve finansman kaynağı olarak kullanılması amacıyla davacı şirkete 27.06.2012 ve 17.08.2012 tarihlerinde… A.Ş.ye ait 12.250.000,00 TL bedelli olmak üzere 12 adet emre muharrer senetin davacı şirkete ciro ve teslim edildiğini, dolayısıyla çeklerin karşılığının olmadığı iddiasının gerçeklere aykırı olduğunu, çek bedellerinin karşılığı olan bonoların halen davacı şirket nezdinde muhafaza edildiğini, davacı şirkete gönderildiği iddia edilen yazıda, araçların tesliminin mümkün olmadığı yönünde bir ibare olmadığını, aksine “taleplerin karşılanacağı” hususunun belirtildiğini, bu balamdan davacı şirketin araç bedellerinden ibaret borcunun devam ettiğini, bu borç karşılığında alınan çeklerin bedelsiz olmadığını, kaldı ki protokoller uyarınca davacı şirkete teslim edilen bonoların, alım-satun sözleşmesinin halen devam ettiğinin kanıtı olduğunu, ayrıca esas itibariyle taraflar arasındaki alım-satmı ilişkisinin anılan protokoller ve verilen kambiyo taahhütleri ile Türk Borçlar Kanununun 133.madde gereği yenilendiğini, Müvekkili şirketin … tarafından oluşturulmuş olan ticari ve iktisadi bütünlüğünün, …A.Ş.’ne ihale edildiğini, müvekkili şirket tarafından dava konusu çeklere karşılık bonolar verildiğini, aradan bunca zaman geçtikten sonra davacı tarafça dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığı, karşılığının olmadığı iddiasının kabul edilemez olduğunu belirterek müvekkili şirket hakkında açılmış haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Davacı şirket vekili 22.01.2016 tarihli davalı … A.Ş.’ye cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … A-Ş.’nin yetkili satıcısı olduğunu, bu çerçevede müvekkilinin talep ettiği araçlar ile ilgili davalı … A.Ş.’ye avans çekleri verdiğini, ancak davalı…’nin müvekkilinden aldığı çeklerin karşılığı, sipariş edilen araçları müvekkiline teslim etmediğini, dava konusu çeklerin bedelsiz çekler olduğunu, mahkemede açmış oldukları menfi tespit davasında, davalı …’nin yetki itirazında, zaman aşımı itirazında, esas yönden itirazlarda bulunduğunu, Yetki itirazının reddini talep ettiklerini; öncelikle davalının yetki itirazının süresinde olmadığı gibi usul ve yasaya da aykırı olduğunu, davalılardan … Faktoring İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi yargı alanında ticari faaliyette bulunduğunu, davalı şirketin yetki itirazının yasal bir dayanağının olmadığını, kaldı ki menfi tespit davasında, icra takibinin başladığı icra dairesinin yargı çevresin de yetkili olduğunu, davalının yetki sözleşmesi tarihi itibari ile seçimlik yetki kuralı uyarınca sayın mahkemenin yetkili olduğunun ortada olduğunu, diğer taraftan yetki sözleşmesinin taraflarına tebliğ olduktan sonra sözleşme ve imzaya ilişkin beyan ve itirazlarının sunulacağını, davalının zamanaşımı itirazını reddedilmesini talep ettiklerini, davalının esas yönden verdiği cevapların dava dilekçelerinin haklı ve yerinde olduğunu teyit ettiğini, kaldı ki dava konusu çekten dolayı davalıların alacaklı olduğunun ispat yükünün kendilerine ait olduğunu, müvekkiline reel olarak teslim edilmiş mal ve hizmet bulunmadığından dolayı dava konusu çekin faktöring işleminin yasal bir dayanağının olmadığını belirterek müvekkilinin zararlarının engellenmesi için İst. … İcra Müd.’nün … E. dosyası ile yürüyen icra takibinin tedbiren durdurulmasına; davalarının kabulü ile yukarıda belirttiği 2 adet bedelsiz çekten dolayı davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, keza işbu çeklere istinaden …. A.Ş. tarafından İst…. İcra Müd.’nün … E. dosyası ile icra takibi başlatıldığından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, dava konusu 2 çekin müvekkiline istirdadına, mümkün olmaması halinde iptaline, kötü niyetli davalıların % 20’den az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine; fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
4-Davalı …Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; Husumet yönünden itirazlarının bulunduğu, davacı tarafla müvekkili firma arasmda herhangi bir kredi ilişkisi kurulmamış olup imzalanmış herhangi bir sözleşme de bulunmadığını, dava konusu edilen çekin müvekkili şirketin kredili müşterisi… A.Ş.’i tarafından müvekkili faktöring şirketine teslim edildiğini, müvekkili şirket aleyhine de menfi tespit davası açılmış olup bu davanın iyi niyetli müvekkili şirkete yöneltilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu, davacının bu davayı açmakta hukuki menfaatinin olması gerektiğini, hukuki menfaatin bir dava şartı olduğunu, Yargıtay’ın da çeşitli kararlarında hukuki menfâatin dava şartı olduğunu açıkça belirttiğini, Hukuki menfaatten söz edebilmek için üç şartın bir arada bulunması gerektiğini, Davacının bir hakkının veya hukuki durumunun mevcut bir tehlike ile tehdit edilmiş olması ve bu tehdidin ciddi olması, Bu tehdit dolayısıyla, davacının hukuki durumunun tereddüt içinde olmalı ve bu hususun davacı için bir zarar doğuracak nitelikte bulunması, Açılan menfi tespit davası sonunda verilecek hükmün bu tehlikeyi ortadan kaldıracak nitelikte olması gerektiğini, davacının açmış olduğu davada hukuki menfaatin olmadığını, şöyle ki davaya konu alınan çeklerin bedelsiz kaldıktan sonra 17.01.2013 tarihinde İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile icra takibinin başlatıldığını, icra dosyasında davacı adına gayrimenkullerin tespit edildiğini, gayrimenkuller Üzerinde üçüncü kişi olan … lehine 31.08.2012 tarihinde 2.850,00 TL tutarında l. derece ipotek verildiğini, davacı ve lehine ipotek verilen …’e karşı tasarrufun iptalinin ikame edilmiş olup davalarının derdest olduğunu, davacı/borçluya 06.02.2013 tarihinde hacze gidildiği hacze kabil mal bulunamamış olup borçlu firmanın battığına faaliyetini durdurduğunun tespit edildiğini, başkada hacze kabil mal bulunamadığını, diğer davalı/müşteri … A.Ş. ile müvekkili şirketin 15.07.2014 tarihinde Borç Tasfiye Sözleşmesi ve ibranamesi imzalandığını, borcun diğer davalı … tarafından ödenmiş olup sözleşmeye göre; “ALACAKLI aleyhine menfi tespit ve istirdat davaları açmış bulunan bayi ve tüm üçüncü şahıs şirketler, bu davalarından kem borçlu … hemde alacaklı açısından feragat edecek, ALACAKLI ile BORÇLU …’de vekalet ücreti ve masraf talep etmeksizin davadan feragati kabul edeceklerdir. Feragat ile ilgili ortaya çıkacak olan her türlü harç ve masraf, bayilerin sorumluluğunda olacaktır.” yapılan bu borç tasfiye sözleşmesine davacı şirketin anlaşmayı kabul etmediğini, diğer bayilerin kabul ettiğini ve borçlarının tasfiye edildiğini, davacının vekalet ücreti ve masraflarında ısrar etmesinden dolayı tasarrufun iptali davasının ve icra dosyasındaki alacaklarının devam ettiğini, davacının yukarıda bahsedilen hukuki menfaatinden söz edilebilmesi için üç şartın bir arada bulunması gerektiğini, davacının davasında hukuki menfâatin yukarıda bahsedilen hususlarda tasfiye edilmiş olup herhangi bir tehlike altında olmamasından ötürü ve İİK’nun 72. maddesine göre de icra takibinden sonra açılmış olması sebebiyle tedbir talebinin ve davanın reddedilmesinin gerektiğini, Dava çeklerinin vadesinden bugüne kadar geçen 4 yıllık süre sonrasında açılmış olup zaman aşımına uğradığını, davacının davasının zamanaşımı yönünden reddini talep ettiklerini, davacının menfi tespit davasını müvekkili şirket aleyhine açmış olmasının, yasa ve usule aykırı olduğunu, Müvekkili faktöring şirketine cirolamp teslim edilen; 15.12.2012 keşide tarihli… çek nolu 250.000 bedelli çeki ve 15.12.2012 keşide tarihli … çek nolu 250.000 bedelli çekleri … sıra nolu 30.04.2012 tarihli 140.780,00 TL tutarlı, … sıra nolu, 30.04.2012 tarihli 140.780,00 TL tutarlı, … sıra nolu 30.04.2012 tarihli 140.780,00 TL tutarlı, … sıra nolu 30.04.2012 tarihli 140.780,00 TL tutarlı temlikine ilişkin olarak »lımnı; 1646-C nolu 27.09.2011 tarihinde sözleşme imzalanmış olup ve aynı gün işlem yapılarak faturaların temlik alındığını, faktöring işlemleri yapılırken keşidecide dahil olmak üzere çeklerde teyit alındığını ve yapılan teyitlerde keşidecinin malın teslim edilmediği yönünde bir itirazının da bulunmadığını, Müvekkili şirketin, diğer davalı … A.Ş. ile Faktoring sözleşmesi kapsamında çalışma yapmış olup, davacının çeklerinin de yine bu kapsamda … A.Ş. tarafından müvekkiline ciro edilmek suretiyle geçtiğini, müvekkili kullandırılan kredinin tahsili için bu çekleri … A.Ş.’ne aldığını, Davacı şirket tarafından açılan davayı kabul etmediklerini, öncelikle çekin bir ödeme vasıtası olduğunu ve müvekkilinin de iyi niyetli üçüncü şahıs olduğunu, bu nedenle, davacının işin yüklenicisi yerine koyarak müvekkiline karşı huzurdaki davayı açmasında müvekkilinin kötü niyetli olduğunun ispatlanması gerektiğini, davacının verdiği çeklerin sipariş edilen araçları teslim almadığına ilişkin beyanından başka mantıklı açıklamasının olmadığını, açıkladıkları nedenlerden ötürü açıkça kötü niyetli olan davacının davasının kabulünün mümkün olmadığını, iyi niyetli faktöring şirketine karşı ileri sürülemeyecek defileri düzenleyen 6361 sayılı kanunun 9/3 maddesi gereği bir kambiyo senedinin ciro yoluyla ftktöring şirketine devri halinde, kambiyo senedinden dolayı kendisine başvurulan kişinin, düzenleyen veya Önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan defilen faktöring şirketine karşı ileri süremeyeceğini, meğerki faktöring şirketinin kambiyo senedim iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun “Defiler” başlıklı 687 nci maddesi ile paralellik sağlanmasının hedeflendiğini, davacı tarafından müvekkilinin açıkça zarara uğratılmak istendiğini, çekin ödeme vasıtası olması nedeniyle müvekkiline karşı hiçbir defi ileri sürülemeyeceğinden dolayı ve müvekkiline herhangi bir kötüniyet iddiasında da bulunulamayacağından huzurdaki davanın reddini talep ettiklerini, Çekin ciro yolu ile kredili müşterisi … A.Ş.’den teslim alınmış olup davacı ile Faktoring şirketinin bugüne kadar hiçbir ticari ilişkisinin olmadığım, bu nedenle müvekkili şirketin davacı ile ticari bir bağı bulunmadığından kötü niyetli davranmasının da söz konusu olamayacağını, Diğer davalı … A.Ş.’nin sunmuş olduğu cevap dilekçesinde de davacı şirket ile aralarında imzalanan 27.06.2012 ve 17.08.2012 tarihli protokollerin yapılmış olup davacının borcun tasfiyesi için diğer davalı ile protokol yapmış olduğundan kötü niyetli davranarak huzurdaki davayı ikame ettiğini, kötü niyetli olduğu aşikar olan dava nedeniyle davacının tedbir talebinin 72/3 maddesi gereği teminatsız kaldırılmasına karar verilmesini ve davanın reddine, tedbir talebinin reddine, kötü niyetli olarak müvekkili şirketi zarara uğratmak kastıyla açılmış huzurdaki davanın reddi ile yargılama giderleri ve Ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
5-Davacı vekili 05.02.2016 tarihli cevap dilekçesi ile davalı … A.Ş.’ye cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin … A.Ş.’nin yetkili satıcısı olduğunu, bu çerçevede müvekkilinin talep ettiği araçlar ile ilgili davalı … A.Ş.’ye avans çekleri verdiğini, ancak davalı …’nin müvekkilinden aldığı çeklerin karşılığı, sipariş edilen araçları müvekkiline teslim etmediğini, dava konusu çeklerin bedelsiz çekler olduğunu, açmış oldukları menfî tespit davasında, davalı …’in usule ve esasa ilişkin itirazda bulunduğunu, davalı faktöring şirketinin müvekkili ile kredi ilişkisi olmadığını bu sebeple kendisine husumet yöneltilemeyeceğini ileri sürdüğünü, bilindiği üzere faktoring işleminin bir anlamda alacağın devri hükümleri çerçevesinde değerlendirildiğini, davalının husumet itirazının hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davalının zamanaşımı itirazının haklı ve geçerli bir tarafı bulunmadığından dolayı reddedilmesini talep ettiklerini, davalının esas yönden verdiği cevaplatın dava dilekçelerinin haklı ve yerinde olduğunu teyit ettiğini, kaldı ki dava konusu çekten dolayı davalıların alacaklı olduğunun ispat yükünün kendilerine ait olduğunu, müvekkiline reel olarak teslim edilmiş mal ve hizmet bulunmadığından dolayı dava konusu çekin faktöring işleminin yasal bir dayanağının olmadığını, müvekkilinin telafisi imkansız zararlarının engellenmesi için İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… E. Sayılı dosyası ile yürüyen icra takibinin tedbiren durdurulmasına; davalarının kabulü ile müvekkilinin yukarıda belirttiği 2 adet bedelsiz çekten dolayı, davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, keza işbu çeklere İstinaden … A.Ş. tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığından işbu icra takibi sebebi ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, dava konusu 2 çekin müvekkiline İstirdadına, çeklerin istirdadı mümkün olmaması halinde iptaline; kötü niyetli davalıların %20’den az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine; fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
6-Mahkememizce taraf kayıtlarında inceleme yapılması için İzmir Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmış olup talimat dosyasına ibraz edilen bilirkişi raporunda; Davalı … şirketinin ticari defterlerin inceleme için uygun durumda bulunmadığı beyan edilerek olup tarafına defter dayanağı olması gereken davacı ile ilgili bilgisayardan alınan muavin kayıtları ibraz edildiğini belirterek sunulan kayıt ve belgelerden dava konusu çeklerin verilme tarihinde avans olarak verildikleri, davalı tarafça sunulmakla davalı … A.Ş. defterlerinde kayıt altına alınmış olduklarının Yüce Mahkemenin taktirinde bulunduğu, temlike konu faturaların cari hesabın sadece bir parçası olup, münhasıran dava konusu çekler dolayısıyla tevsik eden belge özelliği arz etmediğinin anlaşıldığı kanaatine varıldığını bildirmiştir.
7-Davacı vekili rapora beyan İtiraz dilekçesinde özetle; Davalı … A.Ş.’nin mal vermeden dava konusu çekleri avans olarak aldığı, Dava konusu çeklerin davalı … A.Ş.’nin ticari kayıtlarında yer aldığı, -Davalı … A.Ş.’nin protokolle, bir kısım teminat senetleri verdiği ve ters kayıtlarla borçları kapattıkları, Çekin vasfının ödeme aracı, bononun vasfının Ödeme vaadi olduğu, Avans çekleri karşılığında teminat senetleri verme şeklindeki borç tasfiyesinin kabulünün mümkün görülmediğinin açıkça belirtildiğini, Bilirkişi raponınu haklı davalarını teyit edici nitelikte olduğunu, bilirkişi raporu ile dava konusu çeklerin avans çekleri olduklarını, davalı …nin ödeme aracı olan çeklerin karşılığı olan emtiayı müvekkili şirkete teslim etmediğini, üstelik davalı …nin teslim etmeme olgusunu cevap dilekçesinde açıkça ikrar ettiğim, dava konusu çeklerin bedelsiz kaldığım, davalı … Factoring şirketinin dava konusu bedelsiz çekleri icra takibine konu ettiğinin açıkça ortaya çıktığını, Davalı … A.Ş.’nin cevap dilekçesinde açıkça küresel ekonomik krizden etkilendiklerini, fınans sıkıntısı yaşadıklarını, bu sebeple dava konusu çekleri finansman kredisi temini için değerlendirdiğini açıkça belirttiğini, davalı … A.Ş.nin tanınmış ve kamuoyunda bilinirliliği olan bir şirket olduğunu, dolayısıyla tacir statüsüne sahip olan davalı bankanın, davalı …’nin müzayaka halini bilmemesinin imkansız olduğunu, davalı …’nin de dava konusu çekleri faktöring şirketine temlik ederken, factoring şirketinin bu çekleri icra takibine konu edeceğim bilmemesinin imkansız olduğunu, bu sebeple davalıların dava konusu bedelsiz çekleri dayanak icra takibine konu etmekte fikir birliği içerisinde ve kötü niyetle hareket ettiklerinin açıkça ortada olduğunu, Davalıların dayanak icra takibinin %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatından sorumlu tutulmasını talep ettiklerini belirterek bilirkişi raporuna beyan dilekçelerinin kabulüne: davalarının kabulü ile müvekkilinin yukarıda belirttiği 2 adet bedelsiz çekten dolayı, davalılara borçlu olmadıklarının tespitine, keza işbu çeklere istinaden … A.Ş. tarafından İstanbul… İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığından işbu icra takibi sebebi ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine ve takibin iptaline, dava konusu çekin müvekkiline istirdadına, çeklerin istirdadı mümkün olmaması halinde iptaline; kötü niyetli davalıların %20’den az olmayacak şekilde kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine; fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
8-Bir nolu davalı … A. Ş. Vekili rapora karşı beyan dilekçesinde özetle; Bilirkişi raporunun müvekkili şirkete ait defter, belge ve kayıtlar üzerinde yapılan inceleme sonucu oluşturulmuş olmakla birlikte, bu belge ve kayıtların haksız ve hukuka aykırı şekilde yorumlandığını, bilirkişi raporunda “çekin vasfının ödeme aracı, bononun ödenmeden ödeme gibi kabul edilmesi ve borcun bu şekilde tasfiye edilmesinin kabulünün mümkün gözükmediği hususuna” katılmaların mümkün olmadığını, gerek çek gerekse de senedin bîr ödeme aracı olduğunu, müvekkili şirketin …’nin davacı yana verdiği senetlerin ödenip ödenmediğinin bilirkişi raporunda yeterli açıklıkta olmadığını, davacının uhdesinde bulunan senetlerin şu an için nerede olduğunu, icra takibine konu edilip edilmediğini, edildi ise ne oranda tahsil edildiğinin henüz belli olmadığını, davacı tarafça dava konusu edilen çekte ödenmiş olmadığını, bu sebeple çek ve bono arasında ödeme aracı-ödeme vaadi ayrımı yapılmasının hukuken mümkün olmadığını ve rapora itiraz ettiklerini, bilirkişi raporunda sunulan kayıt ve belgelerden dava konusu çeklerin verilme tarihinde avans olarak verildiğini, çeklere karşılık davacı yana araç tesliminin yapılmadığının ifade edildiğini, davacı yanın çeklerinin bedelsiz kaldığı iddiasına katılmalarının mümkün olmadığını, davacı şirketin araçlarının teslimatı, müvekkilinin finansman sorunu nedeniyle geciktiğini ve bu arada davacının zarar görmemesini ve çeklerin bedelinin ödenmesi ve finansman kaynağı olarak kullanılması amacıyla, davacı şirkete 27.06.2012 ve 17.08.2012 tarihlerinde … A.Ş.’ye ait 12.250.000,00 TL bedelli olmak Üzere 12 adet emre muharrer senetin davacı şirkete ciro ve teslim edildiğini, dolayısı ile çeklerin karşılığının olmadığı iddiasının gerçeklere aykırı olduğunu, çek bedellerinin karşılığı olan bonoların halen davacı şirket nezdinde muhafaza edildiğini, ayrıca davacı yana gönderilmiş olan yazıda “taleplerin karşılanacağı” hususunun belirtildiğini, bu bakımdan davacı şirketin araç bedellerinden ibaret borcunun devam ettiğini, bu borç karşılığında alınan çeklerin bedelsiz olmadığını, kaldı ki protokoller uyarınca davacı şirkete teslim edilen bonoların, alım-satım sözleşmesinin balen devam ettiğinin kanıtı olduğunu, ayrıca esas itibariyle taraflar arasında ki alım-satım ilişkisinin anılan protokoller ve verilen kambiyo taahhütleri İle Türk Borçlar Kanunu madde 133 gereği yenilendiğim, bilirkişi raporunun yenilemeyi kabul etmediğini, haksız ve hukuka aykırı olarak bonoların ödenmeden ödeme gibi kabul edilmesinin mümkün olmadığı kanaatinde olduğunu, talimat dosyasından hazırlanan 21.03.2017 tarihli bilirkişi raporuna itiraz ettiklerini, müvekkili şirkete ait defter, belge ve kayıtların, taraflar arası imzalanmış olan sözleşmelerin, senet teslim belgelerinin yeniden, sağlıklı ve yeterli bir şekilde incelenerek, bu somut delil ve belgelerin göz önünde tutulduğu bir rapor hazırlanması için yeni bir bilirkişi raporunun alınmasını Mahkeme aksi kanaatte ise bu durumda itirazları ışığında ek rapor alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
9-Mahkememizce verilen ara kararı gereğince dosya bilirkişiye tevdii edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Davacı…A.Ş. ile bir nolu davalı … A.Ş, arasında 31.12.2006 tarihinde “… ARAÇLARI YETKİLİ SATICILIK SÖZLEŞMESİ” mn imzalandığı, Taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince davacı… A.Ş. tarafından bir nolu davalı … A.Ş. adına 14.06.2012 tarihinde 9 adet toplam 4.000.000,00TL. tutarında avans çeklerinşn verildiği, takip konusu yapılan 250.000,00TL’lik 2 adet toplam 500.000,00TL tutarlı çeklerin de bu çekler içerisinde yer aldığı, avans olarak verilmiş takibe konu olan toplam 500.000,00 TL’lık çeke karşılık davalı … tarafından davacı adına 4 adet x 140.780,01 TL tutarlı faturaların tanzim edildiği ve bu faturaların davacının ticari defterlerinde 30.04.2012 tarihinde kayıtlı olduğu, ancak taraf beyanlarından işbu fatura muhteviyatı malların (kamyonların) davacı şirkete teslim edilmediğinin anlaşıldığı, dava dosyası içerisinde de araçların davacıya teslim edildiğini gösteren herhangi bir belge bulunmadığı, davalı …Ş. tarafından da Yönetmeliğe uygun olarak …’den aldığı 500.000,00 TL.lık çeklere ait … taraündan davacı adına tanzim edilmiş 4 adet x 140.780,01 TL tutarlı faturaların temlik alındığı, çeklerin bedelinin davalı …’ye Ödendiği, ancak mezkûr faturalardaki araçların davalı … tarafından davacı Mercanlar şirketine teslim edilmediği, davacı yanın defterleri üzerinde (250.000,00 x 2 = 500.000,00 TL’lik) avans çeklerine karşılık verildiği beliıtileıı (12 adet 12.250.000,00 TL tutarındaki) senetlerin defterde kayıtlı olup olmadığı, tahsil olup olmadığı, yönündeki görevle ilgili olarak yapılan incelemede, 12 adet senetten sadece 27.06.2012 tarihli senet bordrosundaki ilk sırada yer alan 30.10.2012 vadeli 1330.000,00 TL tutarlı senedin her İki taraftn kayıtlarında işli olduğu, geri kalan 11 adet senedin ise her iki tarafın kayıtlarında da işli olmadığı, buna göre sadece 1 adet 1.350.000,00 TL tutarlı senedin tahsil edildiğinin anlaşıldığı, davacının ticari defterlerinde 1 adet 1350.000,00 TL tutarlı senedin tahsil edildikten sonra 31.12.2012 tarihi itibari ile davacının davalı … firmasından 16.824.240,18 TL alacaklı olarak gözüktüğü, bu bakiyenin 31.12.2016 tarihi itibari ile de devam ettiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
10-Davacının iddiaları ve davalıların savunmalarına ilişkin deliller toplanmış ve defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
11-Dava; davacının, dava kosu çeklerden dolayı borçlu olmadığının tespiti talebine ilişkindir.
12-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı … A. Ş. Arasında 31.12.2006 tarihinde ” … – Araçları Yetkili Satıcılık Sözleşmesi ” imzalandığı, taraflar arasındaki sözleşme gereği, davacının 14.06.2012 tarihinde 9 adet toplam 4.000.000 TL avans senetleri verildiği, dava ve takip konusu olan 250.000 TL’lik 2 adet çekinde bu senetler arasında olduğu anlaşılmaktadır.
Dava konusunun, davacının mal siparişine avans olarak verdiği çeklerin, davalı malları teslim etmediğinden, sözleşme gereği edimini ifa etmediğinden bedelsiz kaldığı bu senetlere ilişkin davacının borcunun olup olmadığı ve davalı … Faktoringin dava konusu senetleri devralmasının ve çeklerin tahsili talebinin 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu ve yönetmeliğine aykırı olup olmadığı ve davacının borçlu olup olmadığı olduğu anlaşılmaktadır.
Muhasip bilirkişi tarafından defterler, belgeler ve sözleşmeler üzerinde inceleme yapılmış, inceleme sonucu davacının davalıdan 16.824.240,18 TL alacaklı olduğu, davalı …’nin dava konusu avans olarak verilen 2 adet 250.000,00 TL’lik toplam 500.000,00 TL’lik çeklerin karşılığı malları davacıya vermediği, davalı …’ninde kabulünde olduğu, Mahkememizce de bu durum dosya ve incelenen evraklardan anlaşılmıştır. Bu itibarla davacının davalı …’ye karşı açmış olduğu Menfit Tespit talebinin kabulüne, Ancak davacı, davalı …’in 6361 Sayılı Yasaya ve Yönetmeliğe uygun dava konusu çekleri devraldığı ve icraya koyduğunu iaddia etmiş ve davalı …’in mezkur çekleri 6361 Sayılı Yasa ve Yönetmeliğe uygun olarak davalı …’den aldığı, 4 adet fatura kestiği, çek ve çek bedellerinin … A. Ş.’ye ödendiği anlaşılmakla, davalı … yönünden davanın reddine ve davalı …’nin kötü niyetli olarak haraket ettiğine dair dosyada somur bir delil olmadığından davacının kötüniyet tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile;
a)Davalı … A. Ş.’ye karşı açılan davanın REDDİNE,
b)Davalı … A.Ş.’ye karşı açılan davanın KABULÜNE,
2-Kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 34.155,00 TL harçtan peşin alınan 8.538,75 TL nin mahsubu ile bakiye kalan 25.616,25 TL harcın davalı … A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 8.570,55 TL ( 27,70 TL BH, 8.538,75 TL PH, 4,10 TL VH ) harcın davalı … A.Ş.’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 1.400,00 TL, tebligat ve posta gideri 428,65 TL olmak üzere toplam 1.828,65 TL nin davalı … A.Ş.’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 33.950,00 TL nispi ücreti vekaletin davalı … A.Ş.’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Davalı … aleyhine açılan dava red olduğundan ve şirket kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince hesaplanan 33.950,00 TL nispi ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALI …’NE VERİLMESİNE,
9-Yatırılan avanstan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …