Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/1040 E. 2019/836 K. 10.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2015/1040
KARAR NO : 2019/836

DAVA : İSTİRDAT
DAVA TARİHİ : 27/10/2015
KARAR TARİHİ : 10/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı …A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde, davalı …Ş.’nin biri 26.06.2014 tarih ve 68.000,00 TL bedelli diğeri 01.08.2014 tarih ve 70.000,00 TL bedelli iki ayrı çeke dayanarak kendisi aleyhine İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, takip öncesinde 04.11.2014 tarihinde ihtiyati haciz kararı alındığını, haciz baskısı altında her iki çekin bedelini de ödemek zorunda kaldıklarını, takibin iptali için takibe konu çeklerdeki imzaların kendilerine ait olmadığı iddiasıyla İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında dava açtıklarını, bu davada yapılan imza incelemesinde çeklerin üzerindeki imzanın kendi şirket yetkilisi …’ın imzası olmadığının tespit edildiğini, ayrıca İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının … Soruşturma sayılı dosyasında da suç duyurusunda bulunduklarını, her iki çek yönünden de ödemiş oldukları paranın ödedikleri tarihlerden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte taraflarına iadesine verilmesini talep etmiştir.

DAVALININ TALEBİ:
Davalı …Ş., davacının ciro ettiği bir çok çekin muhatap banka tarafından sorunsuz şekilde tahsil edildiğini, sadece davaya konu iki çekte sorun çıktığını, tahsil edilen çeklerle davaya konu çeklerdeki ciro imzaları karşılaştırıldığında aynı olduklarının görüldüğünü, imza itirazını bu nedenle kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, kambiyo senetlerine özgü icra takibine karşı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre açılmış istirdat davasıdır.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasını, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının …Soruşturma sayılı dosyasını, İstanbul … İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, çek örneklerini, haciz tutanağını, ödeme dekontlarını, ticari defter ve kayıtlarını, tanık beyanlarını, yemin delilini ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının …Soruşturma sayılı dosyalarını, Faktoring sözleşmesini, banka kayıtlarını, İstanbul … İcra Dairesinin… sayılı dosyasını, çek örneklerini, haciz tutanağını, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, kambiyo senetlerine özgü icra takibine karşı 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre açılmış istirdat davasıdır.
Davacı taraf davayı konu çek bedellerini davalı tarafa ödediğini dosyaya sunduğu belgelerle kanıtlamaktadır. Davalı tarafın da çek bedellerinin tahsil edilmiş olmasına ve tahsil edilen miktara bir itirazı bulunmamaktadır.
Davacı taraf aleyhine başlatılan icra takibine konu her iki çek üzerindeki ciro imzasının şirketi temsile yetkili kişi olan …’ın imzası olmadığını belirterek son hamil olan davalıya karşı mutlak defi ileri sürmektedir.
Her iki çekin arka yüzünde davacı …A.Ş. kaşesi altında imza bulunmakta olup bu imzalardan sonra her iki çekte başkaları tarafından ciro edilerek son olarak davalı …Ş., tarafından bankaya sunulmuş ve arkası yazdırılmıştır.
Davacının açmış olduğu İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile bu dosya içerisinde yer alan 22.06.2015 tarihli bilirkişi raporu mahkememiz dosyasına getirtilerek incelenmiştir. Hazırlanan raporun mahkememizde görülmekte olan davanın konusunu oluşturan 26.06.2014 tarih ve 68.000,00 TL bedelli ve 01.08.2014 tarih ve 70.000,00 TL bedelli iki ayrı çekteki davacı … A.Ş. kaşesi altında bulunan davacı şirket yetkilisi …’a ait olup olmadığının tespitine yönelik olduğu görülmüştür. Raporda “…A.Ş. emrine yazılı çeklerin arka yüzlerinde davacı …A.Ş. içerikli kaşe izleri üzerinde atılı bulunan birinci ciranta imzalarının …’ın eli ürünü olmadıkları” tespit edilmiştir. İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından bu rapora dayanılarak 2004 sayılı İİK m. 170/III’e göre takibin durdurulmasına karar verilmiştir.
İstanbul … İcra Hukuk Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında alınan 22.06.2015 tarihli bilirkişi raporunun dava konusu maddi vakıayı aydınlatmaya yeterli ve denetime elverişli olması nedeniyle 6100 sayılı HMK m. 30’a göre usul ekonomisi gereği davaya konu çekler üzerinde davacı şirketin yetkilisinin imzaları konusunda yeni bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 49’a göre; “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” Davacının imzasının taklit edilerek dava konusu çeklerin cirolanması bu madde kapsamında davacıya karşı haksız fiil oluşturmaktadır. İmzaların sahte olarak atılması eylemini davalı gerçekleştirmiş olmasa da imzaların sahteliği nedeniyle çekler davacı aleyhine icra takibine konulmuş ve davacı bu icra takipleri nedeniyle ödeme yapmak zorunda kalmıştır. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu m. 77’ye göre; “Haklı bir sebep olmaksızın, bir başkasının malvarlığından veya emeğinden zenginleşen, bu zenginleşmeyi geri vermekle yükümlüdür.” Davacının sahte olarak atılmış olan imzalar nedeniyle haciz baskısı altında kalması ve icra dosyasına çek bedellerini ödemesi davalı yönünden bu madde kapsamında sebepsiz zenginleşme oluşturmuş olup davacının ödediği parayı faizi ile birlikte talep etmekte hukuki yararı bulunmaktadır.

2004 sayılı İcra ve İflas Kanun m. 72/VIII’e göre; “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir.” Davacı haciz baskısı altında ödemek zorunda kaldığı ve davalı yönünden de sebepsiz zenginleşme niteliğinde bulunan paranın iadesi için açmış bulunduğu istirdat davasının kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.

Davacı taraf çek bedellerinin tahsil edildiği tarihten itibaren ticari faizi ile birlikte tarafına ödenmesini talep etmişse de taraflar arasında ticari faiz talebini gerektirecek ticari ilişki bulunmadığından davacı tarafın ticari faiz talebi kabul edilmemiş yasal faize hükmedilmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-77.000,00 TL’nin 04/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
3-100.000,00 TL’nin 05/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 12.090,87-TL nispi karar harcından peşin alınan 3.022,72-TL harcın mahsubu ile eksik 9.068,15-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 16.750,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan toplam 3.481,42-TL’nin ( 27,70-TL BVH, 4,10-TL VH, 3.022,72-TL Peşin Harç, 426,90-TL tebliğler,) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
*e-imzalıdır

Hakim …
*e-imzalıdır