Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/858 E. 2018/1442 K. 28.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/858 Esas
KARAR NO : 2018/1442
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 21/01/2011
KARAR TARİHİ: 28/12/2018
BİRLEŞEN, 19. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2013/17 ESAS, 2013/64 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ: 17/01/2013
BİRLEŞEN, 50. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2011/434 ESAS, 2013/207 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 16/11/2011
Mahkememizde görülmekte olan Alacak ve İtirazın İptali davalarının yapılan açık yargılamaları sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili davacı şirket ile davalı şirket arasında 29.06.2009 tarihli ve ilk gaz alım tarihinden itibaren 5 yıl süre ile geçerli olan “LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesi” imzalandığı, 5 yıl süreli Bayilik Sözleşmesı’ne uyulması şartı ile davalı şirkete nakdi destekler verildiği ve bu konuda 23.06.2009 tarihli protokol ile 1.050.000 TL’lik maddi destekte bulunulduğu, ayrıca 01.07.2010 tarihli ek protokol ile davalı şirketin nakit ihtiyacı nedeniyle 500.000 TL’lik ilave nakit destek verildiği, ancak davalının Bayilik Sözleşmesi ve protokol koşullarına aykırı olarak Bayilik Sözleşmesi’ni 18.09.2010 tarihinde feshettiğini, davalının Bayilik Sözleşmesi’nin feshinin haksız ve kötü niyetli olduğu, bu nedenlen müvekkili davacı şirketin cezai şart ve kar kaybı talep etme hakkının olduğu, Protokol’ün 8/g maddesi uyarınca müvekkili davacı şirketin davalı şirketin haksız ve kötüniyetli olarak 18.09.2010 tarihinde bayilik sözleşmesini feshi nedeniyle 700.000 USD cezai şart alacağının doğduğu, şimdilik 50.000 TL’sinin talep edildiğini, Bayilik Sözleşmesinin 32. Maddesi uyarınca müvekkili davacı şirketin davalıdan sözleşmenin normal sona erme süresinin sonuna kadar mahrum kalınan karını talep etme hakkı bulunduğunu, davalının müvekkili şirketin bayiliğini yaptığı 444 günde 2.817,889 ton LPG satışı yaptığı, ortalama günlük satışının 6.346,59 kg olduğu, haksız fesüı tarihi ile sözleşmenin olağan sona erme tarihi arasında 1376 gün olduğu buna göre sözleşme normal şartlarda devam etseydi davalının 8.732,917 ton LPG satması gerektiği, 18.09.2010 tarihi itibariyle LPG ton başına müvekkili şirketm kar payının nakliye masrafları mahsup edildikten sonra 201.02 TL olduğu, 201.02 TL/ton x 8.732,917 Ton = 1.755.491,03 TL mahrum kalınan kar alacağı doğduğu, Ayrıca Sözleşmenin 33. maddesine göre Cezai şart talep etme hakkının doğduğu, Cezai şart hesabının bayinin LPG alımının en yüksek olduğu aya ait ton miktarının, sözleşmenin feshi tarihindeki perakende satış fiyatı ile çarpılmasıyla tespit edileceğinin kararlaştırıldığını, en yüksek LPG alım tarihinin 213.819 kg ile 2009 yılı Ağustos ayı olduğu ve fesih tarihi olan 18.09.2010 tarihindeki perakende satış fiyatının 1 litre için 1.99 TL/litre olduğundan 1.99/0.560 = 3.55 TL/kg olduğu, bu doğrultuda, davacı müvekkili şirketin 759.057,45 TL haksız fesih nedeniyle Cezai şart alacağı doğduğunu, yukarıda yazılı cezai şart alacağı ile kar kaybı alacağının toplamda 2.514.548,48 TL olduğu ve tahsil edilen teminat mektubu mahsup edildiğinde alacağın 1.814.548,48 TL olduğu ve şimdilik jer iki alacak için ayrı ayrı 100.000 TL talep edildiği, ayrıca 23.06.2009 tarihili protokol nedeniyle de 50.000 TL cezai şart talep edildiği iddia edilerek, yargılama giderleri ve ücreti vekalet ile birlikte talep edilenleri fesih tarihinden itibaren uygulanan en yüksek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacı tarafından talep edilecek herhangi bir cezai şart ya da kar kaybı alacağı bulunmadığı, zira Bayilik Sözleşmesinin bu sözleşmenin eki olarak akdedilen 23.06.2009 tarihli protokol başlıklı belgenin 8. Maddesinin g bendinin 2. Fıkrası uyarınca feshedildiği ve bu nedenle feshin haklı olduğu, davacı şirketin bayilik sözleşmesinin akdedildiği tarihte sözleşmeye konu arazide İntifa Hakkinin 3. Bir şahsa ait olduğunu bildiği, Davacının İntifa Hakkı sahibi…’in bu anlaşmadaki taahhütleri imkansız hale getireceğini bile bile müvekkili şirket ile Bayilik Sözleşmesi’ni akdettiğini, bayilik sözleşmesinden beklenen kazançlarına, karlarına kavuşamayacağını hatta zarara uğrayacağı riskini göze alarak bayilik sözleşmesini yapmayı benimsediğini, Nitekim Bayilik Sözleşmesi’nini davacı …’ın da ptorokolün 8. Maddesinin g. Bendinin 2. Fıkrasında öngördüğü üzere 17.09.2010 tarihinde Bayilik Sözleşmesinin feshedilmek zorunda kaldığı, İntifa Hakkı sahibi…’in sözleşmeye konu arazi hakkında İzmir … Asliye Hukuk Mahkemesinin… E sayılı dosyası üzerinden müdahalenin men’i davası açtığı, söz konusu dosyada davanın davacı lehine sonuçlanması gerektiği yönünde bilirkişi raporu verildiği, Ayrıca rekabet kararları ve mevzuatı gereğince… lehine daha evvel tesis edilen İntifa Hakkinin en erken 23.11.2010 tarihinde sona ereceği ve İntifa Hakkinin 18.09.2010 tarihinde sona ermesinin mümkün olmadığı, bu durum karşısında müvekkili davalı şirketin sözleşmeyi feshetmek zorunda kaldığı, feshin B.K. 117 maddesindeki hukuki duruma uygun olduğu, ayrıca B.K. 44. Madde uyarınca zarara peşinen razı olan sıfatıyla davacının herhangi bir alacak talebinde bulunamayacağı, Davacı tarafından iki ayrı cezai şart talebinde bulunulduğu ve tek bayilik sözleşmesinin akdedildiği protokolün ön akit niteliğinde akdedildiği, Peştemaliye niteliğindeki ödemelerin hiçbir suretle geri istenemeyeceği diğer mali desteklerin de varsa protokolün 8. Maddesinin g bendi uyarınca hiçbir tazminat istenmemesi koşuluyla ödeneceğinin kabul edildiği, teminat mektubundan aldıkları haksız iktisap neniyle haksız iktisabı geri isteme hakkının saklı tutulduğunu belirterek haksız açılan davanın reddi ile yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin haksız çıkan karşı tarafa yükletilmeslne karar verilmesini talep etmiştir.
3-Birleşen, 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/434 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanan bayilik sözleşmesinin, davalı tarafından süresinden önce haksız olarak feshedilmesi nedeniyle davacı tarafından davalıya sözleşme ve protokoller ile verilen 1.614.900 TL nakdi desteğin iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
4-Birleşen, 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/434 Esas sayılı dosyasında davalı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı tarafından toplamda 1.614.900 TL nakti destek aldıklarını, bu destek için davacı tarafın kendilerinden 700.000 TL teminat mektubu alarak nakte çevirdiğini, bir kısmının verilen çekler ile ödendiğini, ödenen miktarlar toplamının 1.264.900 TL olduğunu, geri kalan 350.000 TL yıllık satış destek priminden kaynaklanan hakları olduğunu, geri kalan 200.000 TL’ninde peştamaliye ödüllerinin satışı yapılan 14 aylık satış ödülüne tekabül ettiğini belirterek geri ödenmesi gerekmediği ve borçlarının bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
5-Birleşen, 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/437 Esas sayılı dosyasında dava dilekçesinde özetle; Davacı şirket ile davalı şirket arasında bayilik sözleşmesi ve protokoller imzalandığını, davalının müvekkili şirkete olan cari hesap borcu nedeniyle, davalı borçlular aleyhine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip başlattıklarını, davalılar tarafından icra takibine itiraz edildiğini bildirerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiş, söz konusu icra dosyası incelendiğinde, davacı şirket tarafından davalılar aleyhine 750.000 TL alacak için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığı, takip talebinde taraflar arasında imzalanan protokol ve ek protokol çerçevesinde borçluya ödenmiş olan nakit destek bedellerinin tahsili talebine ilişkin olduğu hususunda not düşüldüğü görülmüş davacı vekili 16.07.2013 tarihli duruşmadaki beyanında, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesince birleştirilen davadaki alacak ile, asıl dosyadaki alacak kalemlerinin aynı olduğunu sadece tahsilde tekerrür olmamak koluşuyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip yapıldığını bildirmiştir.
6-Taraf iddialarının yerindeliği bakımından inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; Takdiri Mahkemeye ait olmakla kaydıyla, taraflar arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi’nin davalı tarafından feshinin haksız olduğu, Mahkeme tarafından da sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiğine karar verilmesi halinde, davacı tarafından talep edilebilecek mahrum kalınan kar tutarının 758.835 TL olarak hesaplandığı, ancak davacının şimdilik 100.000 TL talep ettiği, kar mahrumiyeti için dava tarihine kadar 5.494 TL işlemiş faiz hesaplandığı, bayilik Sözleşmesi’nin 33. maddesinde kararlaştırılan Cezai şartın davalı tarafından sözleşmeye aykırı davranılması halinde davacı tarafından sözleşmenin feshi hali için düzenlenmesi nedeniyle takdiri Mahkemeye ait olmak kaydıyla talep edilemeyeceği, dava konusu 23.06.2009 tarihlî protokolde uyarınca, davalının haksız feshine karar verilmesi halinde tenkisi ve kabulü takdiri Mahkemeye ait olmakla birlikte 700.000 USD cezai şart bedeli talep edebileceği, ancak davacının dava tarihinde şimdilik 100.000.-TL talep ettiği, talep edilen bu miktar için işlemiş faiz hesabının 15,494 TL olacağı, sonuç ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
7-Bilirkişi taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekillerince rapora beyan ve itirazlar sunulmuştur.
8-Mahkememizce 24.10.2013 tarihli 2 nolu ara karar ile tarafların beyanları ve birleşen dosyalar açısından inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulu raporunda; Davalının sözleşmeyi feshetmiş olmasının ” haklı sebep ” sayılıp sayılamayacağı, yahut haklı sebeple fesih hakkının MK md.2 anlamında kötüye kullanılıp kullanılmadığı yada davacının dava dışı şirketlerin açmış oldukları davalar ve yüksek tazminat miktarları karşısında aşırı ifa güçlüğü içersine düşmüş olması nedeniyle haklı sebeple örtüşen ” işlem temelinin çökmesi ” kuramına dayanıp dayanamayacağı Mahkemenin MK md.4 uyarınca takdirine giren bir husus olduğu, davacının, sözleşmenin davalı tarafından feshedildiği gerekçesi ile fazlaya ilişkin haklarım saklı tutarak davalıdan :Protokol md.8 g uyarınca 700.000 USD cezai şart ( şimdilik 50.000 TL talep etmiştir), Bayilik Sözleşmesi md.33 uyarınca 759.057,45 TL cezai şart (şimdilik 100.000 TL talep etmiştir), Bayilik Sözleşmesi md.32 uyarınca 1.755.491,03 TL mahrum kalman kar ( şimdilik 100.000 TL talep etmiştir), böylece davacı : 1.755.491,03 TL + 759.057,45 TL + 1.041.390 TL ( 700.000 USD karşılığı ) = 3.555.938,48 TL talep ettiği, davacı, yukarıdaki miktarlardan davalının nakde çevrilen banka teminat mektubu bedelini mahsup ettiği, Kök raporda belirtildiği gibi, heyetice de davacının sözleşmenin 33. maddesine istinaden davalıdan 759.057,45 TL (şimdilik 100.000 TL talep edilmiştir) tutarında cezai şart isteyemeyeceği sonucuna varıldığı, Raporda belirtildiği gibi, sözleşme md.33 hükmü sözleşmenin davacı tarafından/feshedilmesine ilişkin bir hüküm olması yanında protokol ile birlikte bayilik sözleşmesi bir bütün oluşturduğu göz önünde tutulduğunda, aynı sözleşmede aynı konuda iki cezai şart kararlaştırılamayacağı, Sözleşmede ( protokol hükümleri ile birlikte ), davacının yoksun kalınan kar yanında cezai şart talep edebileceği belirtildiği, bu açıklık karşısında davacının böyle bir istemde bulunması hukuken mümkün olduğu, yoksun kalman karın, müspet zararın bir parçası olduğu, Borca aykırılık olmasaydı alacaklının malvarlığının göstereceği artışa ” yoksun kalınan kar ” denmekte olduğu, Ancak, yoksun kalınan kar farazi bir zarar olduğu için bunun miktarını belirlemenin özellikle sürekli borç ilişkilerinde özel bir zorluk gösterdiği, kaldı ki, bayilik sözleşmesi çerçeve sözleşme olarak sürekli bir borç ilişkisi doğurmakla birlikte içeriğinde taraflar arasında yapılacak ya da yapılacağı varsayılan münferit alım – satım sözleşmelerini kapsayacağı, bu nedenle salt çerçeve sözleşmenin başlangıç ve sona erme tarihini esas alarak farazi bir hesap yapılmasının reel / gerçek zararı aşacağı ve hakkaniyete uymayan sonuçlar doğuracağı, özellikle zaman içinde yapılması tasarlanan münferit birden çok alım – satım sözleşmesinin ne ölçüde yapılacağı ya da bu sözleşmelerin hukuka uygun bir şekilde ifa edileceği varsayımı ile çerçeve sözleşmenin bitiş tarihini esas almak zararın farazi hesaplanmasının ötesinde bir varsayım olduğu, iş bu nedenle heyetçe, raporda açıklanan yargısal ve bilimsel görüş ve uygulamalar doğrultusunda: Davacının ticari yaşamın olağan akışına göre ” ( 6 ) aylık ” makul bir süre göz önünde alınarak yoksun kalınan kar miktarını hesapladıkları, bu süreyi öngörürken, aynı zamanda haksız feshin olağan feshe tahvili halinde BK md.640 da ki Adi Ortaklıktaki fesh-i ihbar süresi ile örtüşmekte olduğunun göz önünde tutulduğu, buna göre, yoksun kalınan kar tutarı 16.863 TL x 6 = 101.178,00 TL olduğu, Fakat, davacının talebine bağlı olarak davalıdan 100.000.TL ( asıl), 5.494,46 TL (işlemiş faiz ) olmak üzere toplam 105.494,46 TL alacak talebinde bulunulabileceği kanaatine varıldığı, davacının , protokol madde 8/g hükmüne dayanarak talep ettiği 700.000 USD tutarındaki cezai şartın, geçerli olup olmadığı ya da tenkise tabi tutulup tutulmayacağı hususu tamamıyla Mahkemenin takdirinde oluğu, bununla birlikte; davacı, aralarında yapılan 23.06.2009 tarihli Protokolün 8.g maddesine istinaden davalıdan 700.000 USD tutarında ceza-i şart tazminatına karşılık fazlaya ilişkin talep hakkını saklı tutarak 50.000 TL talep etmiş olması karşısında, Taleple Bağlılık İlkesi gereği davalı şirketten 50.000 TL (Asıl) ve 2.747,23 TL (İşlemiş faiz) olmak üzere toplam 52.247,23 TL tutarında tazminat talebinde bulunabileceği sonuç ve kanaatine vardığını bildirmişlerdir.
9-Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiştir.
10-Bilirkişi raporuna taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilerek ek rapor tanzimi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, dosyaya ibraz edilen bilirkişi kurulu 2. Ek raporunda; Dava dosyası üzerinde yapılan (2). Ek inceleme sonucu bilirkişi görüşü; Davacının dava tarihi (21.01.2011) itibariyle esas davada davalılardan taleple bağlılık ilkesi gereği; 50.000 TL (ceza-i şart) (+) 2.747,23 TL (işlemiş faiz) = 52.747,23 TL, 100.000 TL (Kâr Mahrumiyeti) (+) 5.494,46 TL (işlemiş faiz) = 105.494,46 TL, olmak üzere toplam (52.747,23 + 105.494,46 TL =) 158.241,69 TL tutarında tazminat talebinde bulunabileceği, Birleşen İstanbul (50). ATM E.2011/434 sayth davada: Davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 648.537,79 TL (Asıl) ve 14.214,53 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 662.752,32 TL alacak talebinde bulunabileceği, davacının 966.362,21 TL (Asıl), 19.764,74 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 986.126,95 TL tutarında aşkın talep olması sebebiyle talebinin 986.126,95 TL’hk kısmınm reddi gerektiği, Birleşen İstanbul (19). ATM E.2013/17 sayılı davada: Davacının, İstanbul (10). İcra Müdürlüğü E. 2011/946 sayılı dosyasındaki asıl alacak talebi yönünden (750.000 – 648.537,79 =) 101.462,21 TL tutarında aşkın talepte bulunduğu, 750.000 TL tutarındaki takip talebinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 648.537,79 TL’sımn kabulü, 101.462,21 TL’lik kısmının reddi gerektiği sonuç ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
11-Mahkememizce 20.05.2015 tarihli 2. nolu ara karar ile, alınan kök ve ek raporlarındaki çelişkilerin giderilmesi için dosya yeni oluşturulan bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş, bilirkişi kurulunca dosyaya ibraz edilen 18/01/2016 tarihli raporunda; Taraflar arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi’nin davalı tarafından feshinin haklı nedenlere dayanmadığı; Taraflar arasında akdedilen 23.06.2009 tarihli Protokol’ün 8/g maddesinin 2. ve 3. Paragraflarında yer verilen hükümler göz önünde bulundurularak, Mahkemece de davalının fesihinin haksız olduğu kanaatine varılması halinde protokol hükümlerine göre davacının davalıdan 700.000 USD cezai şart bedeli talep etmesinin mümkün olduğu, cezai şartın tenkisinin gerekip gerekmeyeceği hususunun ise Mahkemenin takdirlerinde olduğu, ancak davacının talebinin şimdilik 50.000TL olduğu, Sözleşmenin fesih tarihi ile sözleşmenin sona erme tarihi (18.09.2010 – 29.06.2014) arasında kalan 45 aylık süreye isabet eden davacının kâr mahrumiyetinin 758.835.00 TL olarak hesaplandığı, LPG Piyasası Kanunu ile LPG Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 37.maddesinde yer alan mesafe kısıtlaması ve bu konuda Yargıtay 19.H.D.’nin 22,04.2013 tarihli ve 2013/2892 E -2013/7253 K.sayılı ilamı göz önünde bulundurulduğunda, 6 aylık makul süre kısıtlamasına iştirak etmenin mümkün görülmediği, davacının talebinin şimdilik 100.000 TL olduğu, Birleşen İstanbul 50. ATM 2011/434 E.-2013/207 K. sayılı Dosyası ile ilgili olarak 2. Ek bilirkişi raporunda yapılan hesaplamada, sonuç olarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 648.537,79 TL (Asıl) ve 14.214,53 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 662.752,32 TL alacak talebinde bulunabileceği, davacının 966.362,21 TL (Asıl), 19.764,74 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 986.126,95 TL tutarında aşkın talep olması sebebiyle talebinin 986.126,95 TL’lik kısmının reddi gerektiği kanaatine varılmış olduğu; Mahkeme tarafından destek ve promosyon bedelleri bakımından talebin ancak sözleşmenin uygulanmayan kısmı için yapılabileceği kabul edilirse talep edilen miktardan 402.618,90 TL nın düşülmesinin gerektiği, Birleşen İstanbul 19. ATM 2013/17 E -2013/64 K. sayılı dosyası ile ilgili olarak 2. Ek bilirkişi raporunda yapılan inceleme sonucunda, davacının, İstanbul 10. İcra Müdürlüğü E.2011/946 sayılı dosyasındaki asıl alacak talebi yönünden (750.000 – 648.537,79 =) 101.462,21 TL tutarında aşkın talepte bulunduğu, 750.000 TL tutarındaki takip talebinin tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla 648.537,79 TL’sının kabulü, 101.462,21 TL’lik kısmının reddi gerektiği”kanaatine varılmış, ancak rapor içersinde, ” Öte yandan davacının takip tarihinden (18.03.2011) önce (18.01.2011) tarihinde elindeki YKB Teminat Mektubunu nakte tahvil etmek suretiyle davalıdan 700.000 TL tahsil ettiği, davalının takibe konu 662.752,32 TL borcunu takip öncesinde (18.01.2011) ödediği sabit olmakla, 18.03.2011 tarihli mükerrer takibin iptali gerektiği” belirtilmesine rağmen raporun sonuç bölümünde bu ifadeye yer verilmediği görülmüş olup, söz konusu ifadenin yer aldığı şekli ile 2. Ek Bilirkişi Raporu’ndaki görüşe bilirkişi kurulunca aynen iştirak edildiği, kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
12-Mahkememizce 15.02.2017 tarihli 2. ara karar ile davacı defter ve kayıtlarında kayıtlı destek prim ödemelerinin ve nakte çevrilen teminat mektubuna ilişkin değerlendirme yapılması için tekrar bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş bilirkişi kurulu 04.12.2017 tarihli ek raporunda; Taraflar arasında akdedilen Bayilik Sözleşmesi’nin davalı tarafından feshinin haklı nedenlere dayanmadığı; Taraflar arasında akdedilen 23.06.2009 tarihli Protokol’ün 8/g maddesinin 2 .ve 3.paragraflarındayer verilen hükümler göz önünde bulundurularak, Mahkemece de davalının fesihinin haksız olduğu kanaatine varılması halinde protokol hükümlerine göre davacının davalıdan 700.000, USD cezai şart bedeli talep etmesinin mümkün olduğu, cezai şartın tenkisinin gerekip gerekmeyeceği hususunun ise Mahkemenin takdirlerinde olduğu, ancak davacının talebinin şimdilik 50.000.-TL olduğu, Sözleşmenin fesih tarihi ile sözleşmenin sona erme tarihi (18.09.2010 – 29.06.2014) arasında kalan 45 aylık süreye isabet eden davacının kâr mahrumiyetinin 614.879,10 TL olarak hesaplandığı, LPG Piyasası Kanunu ile LPG Piyasası Lisans Yönetmeliği’nin 37. maddesinde yer alan mesafe kısıtlaması ve bu konuda Yargıtay 19.H.D.’nin 22.04.2013 tarihli ve 2013/2892 E -2013/7253 K.sayılı ilamı göz önünde bulundurulduğunda, 6 aylık makul süre kısıtlamasına iştirak etmenin mümkün görülmediği, davacının talebinin şimdilik 100.000TL olduğu, Birleşen, İstanbul 50.ATM 2011/434 E.-2013/207 K. sayılı dosyası ile ilgili olarak davacının davalıdan takip tarihi itibariyle 648.537,79 TL (Asıl) ve 14.214,53 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 662.752,32 TL alacak talebinde bulunabileceği, davacının 966.362,21 TL (Asıl), 19.764 74 TL (işlemiş faiz) olmak üzere toplam 986.126,95 TL tutarında aşkın talep olması sebebiyle talebinin 986.126,95 TL’lık kısmının reddi gerektiği, Mahkeme tarafından destek ve promosyon bedelleri bakımından talebin ancak sözleşmenin uygulanmayan kısmı için yapılabileceği kabul edilirse talep edilecek bedelin 402.618,90 TL olarak kabulü gerektiği; Birleşen İstanbul 19.ATM 2013/17 E.-2013/64 K.sayılı dosyası ile ilgili olarak, “Davacının, İstanbul (…). İcra Müdürlüğü E… sayılı dosyasındaki asıl alacak talebi yönünden (750.000 – 648.537,79 =) 101.462,21 TL tutarında aşkın talepte bulunduğu, 750.000 TL tutarındaki takip talebinin tahsilde tekerrür olmamak kaydtyla 648.537,79 TL’smın kabulü, 101.462,21 TL’lik kısmının reddi gerektiği, kanaatine vardıklarını bildirmiştir.
13-Davacı vekili 27/02/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile; a. Kar mahrumiyetine ilişkin talebimizi 100.000,00- TL yerine 614.879,10- TL olarak, b. Protokol’ün 3/8/g maddesinden kaynaklanan cezai şart talebini, teminat mektubu bedeli olan 700.000,00-TL’yi mahsup ederek, fiili ödeme tarihindeki kur üzerinden hesaplanmak üzere, 50.000,00-TL yerine 1.925.000,00-TL- TL olarak, c. Bayilik Sözleşmesi’nin 33. maddesinden kaynaklanan cezai şart talebini 100.000,00-TL yerine 100,00-TL olarak, Birleşen 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/434 E. nolu itirazın iptali dosyasındaki maddi desteklerin iadesi talebini 1.648.879,27-TL yerine 648.537,79- TL olarak, Birleşen 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/17 E. nolu dosyasına istinaden ipotek bedelinin tahsiline ilişkin talebini, tahsilde tekerrür olmamak üzere 750.000,00-TL yerine 648.537,79-TL olarak ıslah etmiş ve ıslah edilen 2.389.879,10- TL üzerinden eksik harcı yatırmıştır.
14-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacı … A. Ş. ile davalı …Şti. arasında 29.06.2009 tarihinde 5 yıl süre ile geçerli olmak üzere, Bayilik sözleşmesi imzalanmış, Davacı, taraflar arasındaki sözleşme ve protokoller çerçevesinde davalıya 1.050.000 TL ve 500.0000 TL olmak üzere nakit maddi destek vermiş, davalı 17.09.2010 tarih ve 30580 sayılı ihtarname ile, davacı ile aralarındaki bayilik sözleşmesini tek taraflı olarak feshetmiştir.
Davacı, sözleşmenin davalı tarafından haksız feshedildiğinden bahisle bayilik sözleşmesinden kaynaklı cezai şart ve kar kaybı ile protokolden kaynaklı cezai şart talebinde bulunmuştur.
Birleşen, İstanbul Kapatılan … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas, … Esas sayılı dosyasında davacı, İpraagaz A. Ş., davalı …Petrol ve …’a bayilik sözleşmesi ve protokol çerçevesinde cari hesap alacağı için İstanbul… İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasıyla ilamsız icra takibi yapmış, davalıların itirazı üzerine takip durmuş, davacı da itirazın iptalini talep etmiştir.
Birleşen, 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/434 Esas, 2013/207 Karar sayılı dosyasıyla, davacı, …A. Ş., davalı Akman Petrol’den Bayilik sözleşmesi ve protokoller doğrultusunda, Akman Petrol’e ödediği nakdi desteğin iadesine yönelik yapılan icra takibine itirazın iptalini talep etmiştir.
Tarafların ticari defterleri, belgeler üzerinde, teknik inceleme yaptırılmış düzenlenen raporlara karşı taraf itiraz ve talepleri neticesinde 04.12.2017 tarihinde alınan ek bilirkişi raporu usul ve yasaya uygun denetime elverişli olduğundan Mahkememizce kabul edilmiştir.
Davalı, dava dışı …lehine 08.04.2004 tarihinde başlamak ve 08.04.2019 tarihinde sona ermek üzere 15 yıl süreli intifa hakkı tesis etmiş, intifa hakkı 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun’un 4. ve 56 maddeleri uyarınca en son 18.09.2010 tarihine kadar hüküm ifade edecektir.
Davalı, dava dışı…lehine intifa hakkı tesis etmesinden sonra, üzerinde akaryakıt istasyonu kurulu taşınmazda bayilik sözleşmesi imzalamış, ve davacının bayisi olarak faaliyette bulunmuştur. Davacı ile davalının LPG satışına yönelik 29/06/2009 tarihli bayilik sözleşmesi imzalaması, dava dışı …’i bağlamasa da tarafları bağladığı açıktır. …lehine intifa hakkı da 18.09.2010 tarihi itibariyle fiili ve hukuki olarak imkansız hale geldiğinden davacı ile bayilik sözleşmesi imzalayan ve intifa hakkını…’e veren davalının sonradan bu anlaşmanın geçersizliğini ileri sürmesinin hukuken iyiniyet kuralları çerçevesinde korunması mümkün değildir.
18.09.2010 tarihinde davalının…le sözleşmesi sona erecekken davalının davacıyla olan sözleşmesini bir gün önce yani 17.09.2010 tarihinde feshetmesi, davalının mecburiyetinden değil, bir haktan faydalanmak istemesi olarak nitelendirileceğinden davalının sözleşmeyi feshetmesinde haklı bir sebebi mevcut değildir. Bu itibarla taraflar arasındaki 29.06.2009 tarihli LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesi haksız olarak feshedilmiştir.
Davacı, hem taraflar arasında akdedilen 29.06.2009 tarihli LPG İle Çalışan Karayolu Taşıtları İçin İkmal İstasyonu Bayiliği Sözleşmesi hemde 23/06/2009 tarihli protokol uyarınca iki defa cezai şart talep etmektedir. Mahkememizce Bayilik Sözleşmesi ve Protokol bir bütün olarak değerlendirildiğinden, aslolan sözleşmede bayilik sözleşmesi olarak kabul edildiğinden, aynı sözleşmeden kaynaklı 2 kez cezai şart talebi hakkaniyete uygun görülmeyip, davalı şirketinde ekonomik mahfiyetine sebebiyet vereceğinden, davacının protokolden kaynaklı cezai şart talebinin reddine, Bayilik sözleşmesinden kaynaklı cezai şartta, taraflar arasındaki işlerin hacmi, ticari ilişkinin süresi verilen teminat mektubunun miktarı, davalının şirketinin ticari yapısı, finansal yapısı dikkate alındığında hakkaniyet gereği ekonomik mahfiyetine sebebiyet vermemesi açısından Mahkememizce takdiren tenkis edilmiş, bu miktardan, nakde çevrilen teminat mektubu meblağı düşülerek karar verilmiştir.
Sözleşmenin sonrasındaki 45 aylık süreye isabet eden kar mahrumiyeti, teknik bilirkişi tarafından 614.879,10 TL olarak hesaplanmış, bu hesaplama usul yasaya uygun olup denetime elverişli olduğundan mahkememizce kabul edilmiştir. Ayrıca LPG Piyasası Lisans Yönetmeliği 37. Maddesinde yer alan mesafe kısıtlaması Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin içtihatlerı göz önünde bulundurulduğunda 6 aylık makul süre kısıtlamasının hakkaniyete uygun olmadığına Mahkememiz kanaat getirmiştir.
Birleşen, İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/434 Esas ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …Esas sayılı dosyalarında talep edilen alacak kalemleri için tarafların ticari defterleri, belgeler, faturalar üzerinde inceleme yapıldığında, davacının İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyası açısından, sözleşmenin uygulanmayan kısmı dikkate alınmış, davacının 402.618,90 TL talep edebileceği, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin dosyası açısından cari hesap alacağının 648.537,79 TL olduğuna kanaat getirilmiştir. Ayrıca davacı ıslah dilekçesinde 614.879,10 TL kar mahrumiyeti talep ettiği, ancak mahkememiz kısa kararında sehven 648.537,79 TL ( 100.000 + 548.537,79 TL ) olarak yazılmış olduğu, bu durumun karar yazım aşamasında fark edildiği anlaşılmakla hükümde 614.879,10 TL olarak düzeltilerek, asıl ve birleşen davaların kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilerek aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl dava açısından, Sözleşme haksız olarak feshedildiğinden;
a)Bayilik sözleşmesinden kaynaklı cezai şart talebinin reddine,
b)23.09.2009 tarihli protokolda düzenlenen cezai şart talebi dikkate alındığında Mahkememizce davalının ekonomik mahfiyetine sebebiyet verilmemesi açısından teminat mektubunun miktarı da nazarı itibara alındığında hakkaniyet gereği cezai şartın 1.000.000 TL olarak tenkisine, takdirine, 700.000 TL’lik kısmı teminat mektubu ile karşılandığından geriye kalan 300.000 TL için 50.000 TL’nin dava tarihinden 250.000 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
c)Davacının kar mahrumiyeti talebinin kabulü ile 100.000 TL’nin dava tarihi, 514.879,10 TL’nin ıslah tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-Birleşen, İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/434 Esas sayılı dosyası açısından, Davanın Kısmen Kabulü ile,
Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin 402.618,90 TL üzerinden devamına,
3-Asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan asıl alacağın %40’sine tekabul eden 161.047,56 TL icra inkar tarzminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Birleşen, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası açısından, Davanın Kısmen Kabulü ile,
Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile 648.537,79 TL üzerinden devamına,
Dava konusu alacak İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasında ilamsız takip açılmak suretiyle tahsili istendiğinden tekerrür oluşturulmaması açısından icra inkar tazminatına hükmedilmesine yer olmadığına,
Asıl dava açısından;
1-Alınması gereken 110.312,39 TL harçtan peşin alınan 44.758,08 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 65.554,31 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 44.779,38 TL ( 18,40 TL BH, 44.758,08 TL PH, 2,90 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı, bilirkişi ücreti 8.700,00 TL, tebligat ve posta gideri 520,00 TL toplam 9.220,00 TL nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.408,40 TL nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 72.396,37 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Cezai şart talebi tenkis ile kabul edildiğinden red edilen kısım üzerinden hakkaniyet gereği davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 10.750,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
Birleşen, İstanbul 50. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/434 Esas sayılı dosyası açısından;
1-Alınması gereken 27.502,90 TL harçtan peşin alınan 16,241,50 TL nin mahsubu ile eksik kalan 11.261,40 TL harcın davalılardan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 16.262,80 TL ( 18,40 TL BH, 16.241,50 TL PH, 2,90 TL VH ) harcın davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı tebligat gideri 200,00 TL’nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 124,16 TL nin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 30.054,76 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 61.337,81 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
Birleşen, İstanbul 19. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/17 Esas sayılı dosyası açısından;
1-Alınması gereken 44.301,62 TL harçtan peşin alınan 9.058,15 TL nin mahsubu ile eksik kalan 35.243,47 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 9.093,30 TL ( 24,30 TL BH, 9.058,15 TL PH, 3,75 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı 50,00 TL tebligat giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 39.891,51 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 10.866,13 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALILARA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan avanstan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası ilgili tarafa iadesine,
Dair taraf vekillerinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır