Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/806 E. 2018/1011 K. 12.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/806 Esas
KARAR NO : 2018/1011 Karar
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
KARAR TARİHİ: 12/10/2018
Mahkememizde görülen tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Dava Dilekçesinde Özetle; Müvekkilinin …’de davalı …nam ve hesabına sözleşmeler akdeden ve prim tahsil eden A sınıfı sigorta acentesi olarak 23/12/2009 tarihinde acentelik sözleşmesi uyarınca 02/09/2013 tarihine kadar faaliyet yürüttüğünü, söz konusu sözleşmenin taraflar arasında inhisari nitelik arz etmediğini, davalı …’nın … Ticaret Odası’na yazdığı 05/01/2010 tarihli… referans numaralı yazısında belirtildiği üzere müvekkilinin başka sigorta şirketlerinin de acenteliğini alabileceğini, davalı …’nın sözleşmeyi ….Noterliği”nin 02/09/2013 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile hukuka aykırı olarak feshettiğini, akabinde müvekkilinin …Noterliği’nin 10/02/2014 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile maddi zararlarının ödenmesi için tebliğden itibaren 7 gün için ödenmesi aksi halde yasal yollara başvurulacağının ihtar ediliğini, ihtarnamenin 17/02/2014 tarihinde tebliğ edildiğini ve davalı tarafça ödeme yapılmadığından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün …Esas sayılı dosyası üzerinden yalnız fark komisyon ücretleri için ilamsız icra takibi başlatarak davalı tarafa toplam 81.323,08 TL takip çıkışlı ödeme emri gönderildiğini, davalı tarafın ödeme emri yasağına haksız yere itiraz ederek İstanbul ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya üzerinden itirazın iptali davası açtığını, davalı tarafın esasen müvekkilinin daha önce göndermiş olduğu ihtarname ile temerrüde düşürülmüş olduğu halde davalı yandan bir kez daha talepte bulunulduğunu, …Noterliği’nin 08/08/2014 tarihli ve… yevmiye numaralı ihtarnmesi ile keşide edilerek sözleşmenin haksız feshine ilişkin tüm yasal haklarını saklı tutarak, portföy tazminatlarının eksiksizce hesaplanarak tebliğden itibaren 3 gün içinde ödenmesi aksi halde yasal yollara başvuracaklarını ihtar ettiklerini, ihtarnamenin 19/08/2014 tarihinde karşı tarafa tebliğ edildiğini, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine huzurdaki davanın ikame edildiğini beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek temerrüt tarihi olan 25/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek en yüksek banka mevduatı faizi ile birlikte şimdilik 10.000,00 TL portföy tazminatı-denkleştirme bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Vekili Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacı ile müvekkili arasında 23/12/2009 tarihinde acentelik sözleşmesi imzalanarak müvekkilinin acentesi olarak tayin edildiğini ve tarafların hak ve yükümlülüklerinin söz konusu sözleşmede tek tek belirtildiğini, davacının acentelik sözleşmesinde belirtilen şartlara, üretim hedeflerine ve müvekkil şirketin talimatlarına uymadığından sebeple müvekkili şirket tarafından gönderilen …Noterliği’nin 02/09/2013 tarih ve … yevmiye nolu “fesih ihbarı” ve … yevmiye numaralı azilnamesiyle …Noterliği’nin 23/12/2009 tarih ve … yevmiye nolu vekaletnamesi’nden azledilerek acentelik sözleşmesinin feshettiğini, davacı vekilinin sözleşmenin haksız nedenle feshedildiğine ilişkin iddialarının yersiz olduğunu, davacı ile akdedilen sözleşmenin amacının karşılıklı kar etmek olduğunu, davacı tarafa tebliğ edilen ve acentelik programı kanalı ile görüşe sunulan hedeflerine ilişkin bir itirazda bulunmadığını, davacı tarafın üretim hedeflerinde hiçbir çaba göstermediğini, üretimini çalıştığı diğer şirketlere kaydırarak müvekkil şirket adına düzenlendiği poliçeleri düzenli ve bilinçli bir şekilde azaltarak üretimin düşmesine neden olduğunu, davacının üzerine düşen birçok hak ve yükümlülükleri yerine getirmemiş olması sebebiyle müvekkilinin acente sözleşmesinin 22. maddesine istinaden haklı olarak feshedildiğini, davacı acente aracılığı ile kendilerine poliçe tanzim edilen müşterilerin acentenin müşterileri olmadığını, müvekkili şirketin müşterileri olduğunu, davacı ile gerçekleştirilen poliçelerin çok büyük bir bölümü acentelik sözleşmesinin feshinden sonra müvekkil şirketçe yenilenerek devam etmemiş ve bunlar nedeniyle önemli bir menfaat elde edilmediğini bu sebeple portföy tazminatı talebinin yasal dayanağı bulunmadığını beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce 03/12/2015 tarihli celsede bir sigortacı, bir muhasebeci ve bir bilirkişiden oluşan heyetten rapor aldırılmasına karar verilmiş,
31/10/2016 tarihli bilirkişi raporunda; İhbar süresine uyum ve fesih gerekçesi bakımlarından feshin ‘haklı nedenle fesih” kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi; Acenteye verilen ve karşılıklı olarak mutabık kalınan hedeflerin gerçekleştirilememesi ve bu konuda yapılan 03.06.2013 tarih ve… numaralı uyarıya rağmen bir iyileşme görülmemiş olmasının tek başına fesih için haklı sebep olmayacağı, hedefler ve hasar prim oranlan piyasa şartlarına göre değişebilen, taraf iradeleri dışında gerçekleşen olgular olduğu için bir acenteyle sözleşmenin sona erdirilmesi bakımından haklı sebep gösterilemeyeceği ve diğer unsurların varlığı halinde davacı lehine tazminata imkan verebileceği, acentenin, …’ ya önemli menfaatler sağlayan yeni sigortalılar kazandırmış olduğu hususu; acente tarafından kanıtlanması gereken bir durum olduğu, Davalı …’nın yeni müşteriler sayesinde sözleşmenin sona ermesinden sonra da elde edeceği kazancı hesaplamak için bu bilgiye ihtiyaç olduğu, mahkeme dosyasında yer alan ve davacı Acentenin portföyünde görünen poliçelerin bu madde yönünden tespitinin yapılması olanaksız olduğu, ancak, bu tespitten sonra davalı …’nin yeni müşteriler sayesinde sözleşmenin sona ermesinden sonra da elde edeceği kazanç hesaplanabileceği, burada devam eden işler açısından söz konusu olan poliçelerin uzun süreli inşaat poliçeleri olduğu, acentenin, davalı …’ ya sözleşme sona erdikten sonra yeni sigortalılar kazandırmış olduğu hususu da davacı acente tarafından kanıtlanması gereken bir olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 07/03/2017 tarihinde tüm dosya kapsamı ve tarafların itirazları doğrultusunda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
23/05/2017 tarihli bilirkişi ek raporunda; Sigorta şirketi tarafından, acentelik Sözleşmesi feshedilirken ihbar sürelerine uyulmadığı, Bu nedenle başlanmış işlerin tamamlanamamasından dolayı acentenin zarara uğramasının söz konusu olduğu, sigorta şirketi tarafından acentelik sözleşmesinin haklı sebeple fesih şartı da gerçekleşmediği, bir başka deyişle fesih acentenin kusuru nedeniyle yapılmadığı, sigorta şirketinin, acentenin portföyü nedeniyle kazandığı ve devam eden sigorta olduğu, bu nedenle, sözleşmeden sonra da acentenin müşteri çevresinden sağlamakta olduğu, bu kapsamda; poliçe vadeleri bitmiş ama müşterinin sigorta şirketince kalmayı tercih ettiği durumlar olabildiği gibi poliçe vadeleri gelmediği için sigorta şirketinde kalınan durumların da olabileceği, acente, acentelik sözleşmesinin feshedilmiş olması nedeniyle ücret İsteme hakkını kaybettiği, sözleşme devam edecek olsaydı, acente sigorta şirketine kazandırmış olduğu müşterilerden ücret alacağını, denkleştirme talebinin hakkaniyete aykırı olduğuna dair … tarafında herhangi bir kanıt gösterilmediği için ekonomik değere sahip bir müşteri çevresi olduğu göz önüne al ndığında denkleştirme talebinin hakkaniyetli olduğu, denkleştirme bedelinin, en yüksek banka mevduatı faiz oranlarına göre faizlendirilmesi sonucu 105.525,00-TL toplam miktarın acenteye ödenmesi, konuyla ilgili Yargıtay Kararları doğrultusunda uygun olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 06/02/2018 tarihli celsede davalı tarafın itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
30/04/2018 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda: Acentelik sözleşmesinden kaynaklanan “Denkleştirme Bedelinin”, Acenteye ödenebileceğine dair sunmuş olduğumuz 23.05.2017 tarihli ek rapora ilaveten, yapmış olduğumuz inceleme ve ekli belgelere göre bu raporda yer verdiğimiz açıklamalar ve aşağıda belirtilen hususlar doğrultusunda, hesaplanan bedelin Acenteye ödenebileceği kanaatimizi tekrarladıklarını, … ile acentesi arasındaki acentelik sözleşmesi denkleştirme istemini doğuracak şekilde sona erdiği, …’nın, “Acentenin belirlenmiş olan hedeflere ulaşamamış olduğu, bundan sonra da ulaşılamaması durumunda, acentelik ilişkisinin gözden geçirileceği” şeklindeki 03.06.2013 tarih ve 08-1100-211 numaralı uyarı yazısı, “önceden fesih ihbarı” olarak değerlendirilmediği acentelik sözleşmesinin feshinde haklı sebep olarak nitelendirilen, “iyi niyet çerçevesinde ilişkiyi katlanılmaz hale getiren olaylar” somut olayda gerçekleşmemiştir. Hazine Müsteşarlığı Sigortacılık Genel Müdürlüğü’nün, 01/11/ 2012 tarihli ve … sayılı yazısında da, acentenin üretim yetersizliğinin feshi haklı kılmayacağı açıkça belirtildiği, denkleştirme miktarı hesabında, fesih sonrası Acente portföyünün, …’ ya kazandırdığı menfaat, (… kayıtlarından hesaplandığı üzere) net 424.286,75 TL olduğu, acentenin kaybı hesaplanırken, portföyün trafik ve kasko branşı ağırlıklı olduğu dikkate alınarak, % 27 sigortalı kayıp oranı ve geleceğe yönelik iki yıllık getiri üzerinden hesaplama yapılmış ve denkleştirme bedeli olarak (önceki raporda olduğu gibi), 64.024,00-TL bulunduğu, verilecek karar ve karar tarihi doğrultusunda denkleştirme bedeli olan 64.024,00 TL’nin faizli tutarının hesaplanabileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 14/05/2018 tarihinde talep arttırım dilekçesi sunduğu ve 925.00-TL tamamlama harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde;
Dava, taraflar arasında düzenlenen 23.12.2009 tarihli acentelik sözleşmesinin 02.09.2013 tarihinde feshedilmesi nedeniyle davacının denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 122. maddesinde “Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra; a) Müvekkil, acentenin bulduğu yeni müşteriler sayesinde, sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra da önemli menfaatler elde ediyorsa, b) Acente, sözleşme ilişkisinin sona ermesinin sonucu olarak, onun tarafından işletmeye kazandırılmış müşterilerle yapılmış veya kısa bir süre içinde yapılacak olan işler dolayısıyla sözleşme ilişkisi devam etmiş olsaydı elde edeceği ücret isteme hakkını kaybediyorsa ve c) Somut olayın özellik ve şartları değerlendirildiğinde, ödenmesi hakkaniyete uygun düşüyorsa, acente müvekkilden uygun bir tazminat isteyebilir.” hükmü düzenlenmiş olup, denkleştirme tazminatı talep koşulları belirlenmiştir. Ayrıca, fesih tarihi itibariyle yürürlükte bulunan ve uyuşmazlığa uygulanması gereken 5684 sayılı Sigorta Kanunu’nun 23/16. maddesi uyarınca sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra sigorta şirketi sigorta acentesinin faaliyeti sonucu önemli menfaatler elde ediyor ve hakkaniyet gerektiriyorsa, sigorta acentesinin sigorta şirketinden tazminat talep edebileceği düzenlenmiştir.
Denkleştirme istemi değerlendirilirken, davacı acentenin, davalı adına ne tür poliçeler düzenlediği, bu poliçelerin süreleri, davalının acentenin portföyünden ne gibi önemli menfaatler elde edeceği ve hakkaniyet ilkesi gereği portföy tazminatı verilmesinin gerekip gerekmediği hususları tartışılmalıdır. Bilirkişi raporunlarında bu hususların değerlendirildiği anlaşılmıştır.
Davalı taraf davacı ile olan acentelik sözleşmesinin haklı nedenle fesih gerekçesi olarak, davacı acentenin kendisine verilen hedeflerin altında kalmış olmasını göstermektedir. Bu durumun müvekkili şirketi zarara uğrattığını ifade etmektedir. Ancak raporda yer alan tablolardan tespit edildiği üzere sözleşmenin yapıldığı 2009 yılından sözleşmenin feshedildiği 2013 yılına kadar davacı tarafın üretimini artırdığı anlaşılmaktadır. Davalı tarafından belirlenen hedefler acenta bakımından bir borç veya yükümlülük değil, ulaşılması istenen hedef ve niyet açıklaması niteliğindedir. TTK’nın 122 ve Sigortacılık Kanunu’nun 23/18 maddesi gereğince denkleştirme tazminatı talep edebilmek için sözleşmenin haklı bir nedenle sona erdirilmemiş olması gereklidir. Bu haklı sebepler ise, çalışmalarda önemli aksama, temerrüt, prim nakillerinin gerçekleşmemesi, gizlice başka şirketlerle çalışma ve haksız rekabet oluşturacak eylemlerdir. Davalı tarafça belirlenen hedeflerin bir niyet açıklaması olduğu ve belli hedeflere ulaşamamanın davalı şirket zararına yol açan bir borca aykırılık oluşturmayacağı ve acentanın tazminat almaya hak kazanabileceği kanaatine varılmıştır.
İddia, savunma, toplanan tüm deliller, alınan bilirkişi raporları kapsamları birlikte değerlendirilmiş ve acentelik sözleşmesinin feshinin haklı nedene dayanmadığı saptanmış olmakla, davanın kabulü ile davacının davalıdan yapılan hesaplamalara göre 64.024,00-TL denkleştirme tazminatı alacağı olduğu kabul edilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile; 64.024,00-TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, hükmedilen bedelin dava tarihinden itibaren en yüksek mevduat faizini geçmemek üzere avans faizi işletilmesine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 4.373,48-TL nispi karar harcından peşin alınan 1.093,39-TL harcın mahsubu ile bakiye 3.280,09-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesap olunan 7.392,64-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 5.046,30-TL (25,20-TL BVH, 3,80-TL VH, 170,80-TL Peşin Harç, 925,00-TL Tamamlama (Islah) Harcı, 321,50-TL Tebliğ Gideri, 3.600,00-TL Bilirkişi Ücreti) yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan ve artan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip
Hakim