Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/794 E. 2023/547 K. 14.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/439
KARAR NO:2023/583

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:22/06/2022
KARAR TARİHİ:21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili … Bank A.Ş. tarafından davalılardan …&… … A.Ş. lehine … nolu hesaptan kredi hesabı tesis edildiğini ve kullandırıldığını, diğer davalılar …ve …&… … A.Ş.’nin kullandırılan işbu krediye müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatında olduğunu, davalıların krediden kaynaklı borç ödemesinde temerrüde düşmeleri sebebi ile …. Noterliği’nin 17.07.2018 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile keşide tarihi itibariyle 5.006.026,77 TL tutarındaki borç tutarının ödenmesi talebini ihtiva eden hesap kat ihtarının davalılara tebliğe çıkarıldığını, hesap kat ihtarnamesi akabinde davalılarla yapılan görüşmelerin neticesiz kalmış olup 20.06.2022 tarihinde davalılar ile Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk görüşmesi yapıldığını, müvekkili bankanın defter ve kayıtlarında yapılacak olan inceleme neticesinde bahsi geçen kredi borcunun varlığı ve davalılar tarafından ödenmesi gerektiğinin ortaya çıkacağını, arz ve izah edilen nedenlerle 5.006.026,77 TL alacaklarının 17.07.2018 hesap kat tarihi itibariyle sözleşmesel faiziyle ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile tahsiline, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalı taraflara yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile davacı arasında davacının iddia ettiğinin aksine hukuken geçerli bir alacak olmadığını, davacı tarafın, müvekkilinin borcu olduğu iddiasına ilişkin olarak gerek ihtarnamesinde, gerek icra takibinde ve gerekse işbu dava dilekçesinde ileri sürdüğü beyanların birbiriyle çeliştiğini ve tezatlık oluşturduğunu, davacı tarafça kredinin hiç bir şekilde usule uygun olarak kat edilmediğini ve ekstre vs hiçbir belgenin davacı tarafından gönderilmediğini, yapılan takibin ve açılan davanın haksız ve mesnetsiz olup, taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, hesap kat ihtarı olduğu iddia edilen ihtarnamelerde, ne kredi hareketleri, ne faiz oranları ne de faiz ve ödeme dönemlerinin belli olmadığını, ayrıntılı hesap ekstrelerinin hiçbir zaman müvekkiline ulaştırılmadığını, bu şekilde gerekli açıklamarı içermeyen kat ihtarının usule uygun olamayacağından müvekkilini bağlayacak nitelikte olmadığını, kredi kanunun öngörüldüğü şekilde kat edilmediğini, bilindiği üzere vadesi belli olmayan bir borcun ödenmesi için borçluya bir süre verilmesi ve verilen bu sürenin muhik olmasının hukukun temel kurallarından olduğunu, davacı tarafından, İhtarın Noter’e tevdiinden bir gün öncesi itibariyle hesabın kat edildiğini beyan edip ödeme için muhik bir süre verilmediğini, kredi kanunun öngördüğü şekilde kat edilmediğinden, bankanın alacağını talep hakkı da doğmadığını, hesap katı hem içerik hem de şekil açısından yasanın aradığı nitelikte olmadığından bankanın bu şartlarla hesabı kat etmesinin hukuka uygun olmadığını, davacının takip talebinde ne ana para ne de temerrüt faizinin hangi tarihlerle başladığının belirtilmediğini, takip talebinde özellikle temerrüt faizinin oranı ve hangi tarihleri kapsadığının belirtilmesi gerektiğini, davacının ana para ve temerrüt faizinin hangi tarihler itibariyle talep edildiğini beyan etmediğini, ayrıca kabul anlamında olmamak kaydıyla hesabın katından sonra temerrüt faizi ve bunun gider vergisi dışında, her ne isim altında olursa olsun, alacaklı bankanın başkaca bir alacak talep etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davacının talep ettiği BSMV, KKDF ile yine takip talebinde saklı tuttuğu resmi kurum ve kuruluşlara tahakkuk ettirilecek her türlü vergi, ceza, harç ve kesintilerin müvekkilden talep edilemeyeceğini, davacının yaptığı takipteki taleplerin, tümüyle haksız yasalara aykırı olduğunu, davacının asıl alacak olarak beyan ettiği meblağa, yeniden temerrüt faizi tahakkuk ettirdiğini, takip tarihinden itibaren, sadece ana para için faiz yürütüleceğini, bunun dışında gider vergisi, fon, BSMV, faiz için faiz istenemeyeceğini, esasen banka hesap katında anapara ve faizi talep ettiğini, ancak takip talebinde tüm bunları asıl alacak olarak göstererek bu rakama yeniden haksız olarak fahiş oranlarda temerrüt faizi ve faizin gider vergisi tahakkuk ettirdiğini, talep edilen tüm faiz oranlarının da son derece fahiş olduğunu, bu nedenle müvekkilince kabul edilmesinin mümkün olmadığını, yasalara aykırı hesaplara ve taleplere dayal, alacak istemine itirazlarının haklı olduğunu, bu nedenle, icra inkâr tazminatı isteminin reddini talep ettiklerini, davacının talep ettiği alacağın yasalara aykırı istemleri içerdiği gibi, hesabın da yasalara aykırı şekilde yapıldığını, faize faiz yürütülürken, haksız ve fahiş faiz oranları uygulanırken müvekkilinin borca itiraz etmelsinden daha doğal birşey olamayacağını, tam tersine davacı tarafın müvekkiline haksız yere takip yapmaktan dolayı kötüniyet tazminatı ödemesi gerektiğini, davacının kendisi dahi müvekkilinden ne miktarda alacaklı olduğunu bilmediğini ve takip talebinde ve dava dilekçesinde başka başka rakamlar istediğini, alacak talepleri ile kredi sözleşmeleri fotokopilerinde yer alan rakamların birbirini teyit etmediğini, bu şartlar altında böyle bir alacağın likid, net, kesin, belirlenebilir olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla mahkemece re’sen nazara alınacak nedenlerle; müvekkil aleyhine açılmış bulunan haksız ve mesnetsiz işbu davanın reddi ile davacı tarafın haksız yere takip yapmasından dolayı %20’den az olmamak üzere tazminat ödemesini, yargılama masrafları ve avukatlık ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; davalı … … A.Ş’nin borçlu, diğer davalıların kefil olarak davacı banka ile imzaladıkları genel kredi sözleşmesinden kaynaklı alacak taleplerinin sübut ve miktarı noktasında toplanmış olduğu görüldü.
DELİLLER;
Davacı vekili tarafından dava dilekçesi ekinde dava konusu; 17.02.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi, …. Noterliğinin 17.07.2018 tarihli … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin fotokopisi mahkeme dosyasına sunulmuştur.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak davalı şirketlerin sicil kayıtları celp edilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup 31/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı banka ile davalı kredi lehtarı (asıl borçlu) … …. Yat. Ort. A.Ş arasında Genel Kredi Sözleşmesi akdedildiği, iş bu sözleşmeyi davalı kefilinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, bahse konu sözleşmeye istinaden taksitli kredi kullandırılmış olduğu, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalı hakkında takip ve dava hakkının bulunduğu kanaati edinildiği, davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitlerinin 12.000.000,00 TL olduğu, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan nakdi kredi asıl borç tutarı 4.925.607,07 TL’nin kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle davalı kefilin kendi temerrüdünün hukuki sonuçlarından dolayı (07.12.2015 T… E. Ve 2015/… S.K uyarınca) borçtan müteselsilen sorumlu sayılabileceklerinin söylenebileceği, asıl borçlu şirketin sorumluluğu yönünden toplam alacağın 13.458.019,52 Tl olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde dava tarihinden itibaren 4.925.609,07 TL asıl alacağın yıllık %42,08 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ile birlikte istenebileceği, davalı kefilin sorumluluğu yönünden toplam alacağın 8.470.929,16 TL olduğu, mahkemece raporun benimsenmesi halinde dava tarihiden itibaren 4.915.699,02 TL asıl alacağın yıllık %42,08 oranında sözleşmesel temerrüt faizi ile birlikte istenebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Davacı banka ile davalı kredi lehtarı borçlusu (asıl borçlu)… …. Yat. Ort. A.Ş firması arasında 17/02/2016 ve 26/04/2017 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri akdedildiği, anılan sözleşmeleri davalı kefillerinde müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış oldukları, kullandırılan kredilere ait delil mahiyetindeki bilgi ve belgeler dosyada mevcut olduğundan, davacı bankanın davalılar hakkında dava hakkının bulunduğu, davalı kefillerin sözleşmede gösterilen kefalet limitinin 6.000.000,00 TL’den toplam 12.000.000,00 TL olduğu, davalı kefillerin davalı borçlu şirketin yetkilileri olduğu, bu sebeple davalı gerçek kişi kefil yönünden TBK 584.madde gereği eş muvafakatine gerek bulunmadığı, temerrüt tarihi itibariyle hesaplanan toplam asıl alacak tutarının 4.925.609,07 TL olduğu nazara alındığında, hesaplanan asıl alacağın, kefalet limitinden daha düşük seviyede olması nedeniyle, davalı kefillerin hem kendi ve hem de diğer davalı asıl borçlu şirketin temerrüdü ve bunun hukuki sonuçlarından dolayı, kefalet limitiyle sınırlı olmaksızın hesaplanan mevcut borcun tamamından müteselsilen sorumlu oldukları kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşmenin E maddesinin 43.18 bendinde temerrüt tarihinde bankaca ticari kredili mevduat hesapları için uygulanan kredi faiz oranına 20 puan ilavesi ile bulunacak faiz oranı üzerinden temerrüt faizi belirlendiği, davacının kat ihtarında %42,08 oranında temerrüt faizi talep ettiği, davacı bankadan emsal nitelikte temin edilen KMH – Kredili Mevduat Hesabına fiilen uygulanan akdi faiz oranlarının %24,24 olduğu, sözleşme gereği uygulanması gereken faiz oranı %44,24 olarak bilirkişi tarafından belirlemiş ise de; temerrüt tarihindeki ticari kredili mevduat hesapları için uygulanan faiz oranı %22,08 olup 20 puan ilavesi ile ihtarnamede yazılı %42,08 faiz oranına ulaşıldığından davacı bankanın hesap kat ihtarında belirtmiş olduğu talebi ile bağlı kalınmasının yerinde olacağı kanaatine varılmıştır.
Davacı tarafça ….Noterliği’nin 17.07.2018 tarih ve … yevmiye nolu hesap kat ihtarnamesi ile 4.925.609,07 TL nakdi alacak yönünden hesabın 17.07.2018 tarihinde kat edildiği, kat ihtarının davalı asıl borçlu … …. Yat. Ort. A.Ş’ye 19/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davalı asıl borçlunun verilen 1 günlük süre sonrası 21/07/2018 tarihinde temerrüde düştüğü, her ne kadar bilirkişi raporunda davalı kefil … … A.Ş yönünden değerlendirme yapılmamış ise de; davalı … … A.Ş’ye de kat ihtarının 19/07/2018 tarihinde tebliğ edildiği ve bu davalı yönünden de 21/07/2018 tarihinde temerrüde düştüğü mahkememizce tespit edildiğinden bu konuda tekrardan ek rapor alınmasına gerek görülmemiştir. Davalı kefil …’liye yapılan tebligatın ise iade döndüğü anlaşılmakla tebliğ edilmeyen hesap kat ihtarından dolayı davalı kefilin dava tarihi olan 22/06/2022 tarihinde temerrüde düştüğü kabul edilmiştir.
Her ne kadar davacı vekili bilirkişi raporuna itirazında davadan önce …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında kefiller hakkında takip yapıldığını, ancak itirazın iptali davası ikame edilmeyip dosyanın takipsiz kaldığını, bu nedenle huzurdaki alacak davasının açıldığını, dolayısıyla davalı kefil açısından ihtarname keşidesinin temerrüt için yeterli sayılmadığı takdirde temerrüdün dava tarihi değil icra takip tarihinde gerçekleştiğinin kabul edilmesini talep etmiş ise de; dava dilekçesinde, arabuluculuk tutanağında ya da delillerini sunması gereken sürede icra takibinden bahsedilmemiş olup davacının sonradan bildirmiş olduğu delile itibar edilmemiştir. Yine davalı da bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde ipotekle ilgili takip olduğunu belirtmiş ise de; delil olarak bu hususlarla ilgili bir dosya nosu bilirkişi incelemesi öncesi ibraz edilmediğinden bilirkişi tarafından haklı olarak değerlendirmeye alınmamış ve tarafların bu itirazları yerinde görülmemiştir. Dava şartının varlığının tespiti yönünden icra dosyası uyap üzerinden bilirkişi raporuna itiraz sonrası dosyaya eklenmiş ve dosyada itirazın iptali davası açıldığına ilişkin bir bilgi bulunmayıp dosyanın feragat nedeniyle kapatıldığı görülmüştür.
Dava alacak davası olup …. Noterliği’nin 17/07/2018 tarihli ihtarnamesinde hesabın kat edildiği 17/07/2018 tarihi itibariyle alacak 5.006.026,77 TL olarak hesap edilmiş ise de; bilirkişi tarafından yapılan hesaplama mahkememizce denetlenerek yerinde görüldüğünden bu hesaplamaya itibarla; davalı asıl borçlu ve davalı … … A.Ş ve davalı … … A.Ş yönünden temerrüt tarihi itibari ile hesaplanan asıl alacak tutarı 4.925.609,07 TL’ye temerrüt tarihi olan 21/07/2018 tarihinden itibaren yıllık %42,08 oranında sözleşmesel temerrüt faizi işletilmesine, davalı …yönünden ise; kat tarihi itibariyle asıl alacak tutarı olan 4.915.699,02 TL alacağa kat tarihi olan 17/07/2018 tarihinden temerrüt tarihi olarak kabul edilen ve dava tarihi olan 22/06/2022 tarihine kadar krediye fiilen uygulanan akdi faiz oranı olan %17,52; dava tarihi olan 22/06/2022 tarihinden itibaren yıllık %42,08 oranında sözleşmesel temerrüt faizi işletilmek suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM /Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile; davalı … … A.Ş ve davalı … … A.Ş yönünden temerrüt tarihi itibari ile hesaplanan 4.925.609,07 TL alacağa temerrüt tarihi olan 21/07/2018 tarihinden itibaren yıllık %42,08 oranında sözleşmesel temerrüt faizi işletilmek suretiyle; davalı …yönünden 4.915.699,02 TL alacağa kat tarihi olan 17/07/2018 tarihinden temerrüt tarihi olarak kabul edilen ve dava tarihi olan 22/06/2022 tarihine kadar %17,52; dava tarihi olan 22/06/2022 tarihinden itibaren yıllık %42,08 oranında sözleşmesel temerrüt faizi işletilmek suretiyle davalılardan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 336.468,36 TL nispi karar harcının, peşin alınan 85.490,43 TL harçtan mahsubu ile bakiye 250.977,93 TL harcın davalılardan alınarak (Davalı …246.449,34 TL’sinden sorumlu olmak üzere) hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 85.582,63 TL ( 80,70TL BVH, 11,50 VSH, 85.490,43 TL Peşin Harç) harcın davalılardan (Davalı …84.038,40 TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yargılama aşamasında yapılan toplam 2.758,75 TL ( 258,75 TL Tebliğler ve postalar, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre hesaplanan 2.714,43 TL yargılama giderinin davalılardan (Davalı …2.665,45 TL’sinden sorumlu olmak üzere) alınarak davacıya verilmesine,
5-Kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 344.512,18 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan (Davalı …338.295,87 TL’sinden sorumlu olmak üzere ) alınarak davacıya verilmesine,
6-Reddedilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
7-Arabuluculuk görüşmelerinde atanan arabulucuya 1.600,00 TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden ödendiği anlaşıldığından 1.600,00 TL arabuluculuk ücretinin 6325 sayılı hukuk uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’a göre davadaki red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.574,30 TL’nin davalılardan (Davalı …1.545,89 TL’sinden sorumlu olmak üzere), 25,70 TL’nin davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
8-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider ve delil avanslarının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı (davacı vekiline e-duruşma ile) 6100 sayılı HMK’nun 342. ve 345.maddeleri gereğince karşı tarafın sayısı kadar örnek eklenmek suretiyle tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde mahkememize verecekleri bir dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri dilekçe ile veya HMK 348. maddesi gereğince istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize verecekleri bir cevap dilekçe ile veya başka bir mahkeme aracılığı ile mahkememize gönderecekleri cevap dilekçesi ile HMK 341. madde uyarınca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2023

Başkan …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Üye …
*e-imzalıdır
Katip …
*e-imzalıdır