Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/627 E. 2021/439 K. 31.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/627
KARAR NO:2021/439

DAVA TARİHİ:28/09/2009
KARAR TARİHİ:31/05/2021

…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS, … KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI

DAVA:MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ:29/09/2009
KARAR TARİHİ:31/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:

DAVACININ TALEBİ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; turizm alanında faaliyet gösteren davacının ticari ilişki içinde olduğu bir firmaya şirket adına yapacağı ödemeyi çekle yapmak istediği bir sırada yaptığı kontrolde bazı çeklerin ve evrakların çalınmış olduğunu fark ettiklerini, boş olarak çalınan bir kısım çeklerin kötüniyetli insanların eline geçip kullanılabileceğini düşünerek C. Savcılığına şikayette bulunduklarını, daha sonra B-… nolu çekin taklit imza ile keşide edilerek piaysaya sürüldüğünü anladıklarını, bu çekin şirket yetkilisinin imzasının taklit edilmek suretiyle keşide edilmiş ve … isimli bir şahıs tarafından aval verilmiş olarak üzeride 50.000,00 TL olarak doldurulduğunu lehdar olarak… A.Ş’nin, ciranta olarak da … … A.Ş’nin gösterildiğini beyanla bu çekten dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini; aynı vakaya dayanarak B-… ve … numaralı çekler yönünden de… A.Ş., … ve … A.Ş aleyhine…. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı dosyasında menfi tespit davası açmış ve bu dosya mahkememiz dosyası ile birleştirilmiştir. Mahkememizce her üç çek yönünden yargılamaya devam olunmuştur.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı… A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, …’nun kendi şirketlerinin yetkili temsilcisi olduğunu, davacı şirket ile aralarında 27.02.2009 tarihinde Otel Kontenjan Sözleşmesi akdedildiğini bu çerçevede davacı şirket tarafından kendilerine 9 adet çek verildiğini ve bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde, diğer davalı … Turizmin savunmasına dayanarak otel kontenjan sözleşmesi çerçevesinde davacı tarafından verilen bu çeklerin usulüne uygun olarak kendilerine intikal ettiğini beyanla davanın reddini istemiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 792’ye göre hamilin rızası dışında elinden çıkan çek nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 72’ye göre açılmış menfi tespit davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporları ile davaya konu çekler üzerindeki imzaların davacı şirket temsilcilerinin eli ürünü olmadıklarının anlaşılması üzerine davaya konu çekler yönünden davacının borçlu olmadığının tespitine yönelik olarak hüküm kurulmuştur.
YARGITAY 19. HUKUK DAİRESİNİN BOZMA KARARI:
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi, “Dava konusu çeklerde davacı keşideci, davalı … ise keşideci lehine aval veren konumundadır. Keşidecinin kendi lehine aval verene dava açmakta hukuki yararı bulunmadığından adı geçen davalı hakkındaki davanın bu nedenle reddi gerektiği halde yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Davalı…… A.Ş. vekili savunmasında, dava konusu olmayan 20.09.2009 tarihli çekteki imzanın dava konusu çeklerle aynı olduğunu ve anılan çekin ödendiğini ileri sürmüştür. Bu durumda mahkemece bu savunma üzerinde durularak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.” gerekçesiyle mahkememiz kararı bozulmuş ve yeniden yargılama yapılamak üzere dosya mahkememize gönderilmiştir.
YENİDEN YAPILAN YARGILAMA VE GEREKÇESİ:
Yargıtay 19. HD’nin bozma kararına karşı tarafların beyanları alındıktan sonra bozma kararına uyulması yönünde ara karar oluşturulmuş ve yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı …’nun davaya konu çekte aval veren konumunda olması nedeniyle Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda bu davalı yönünden davanın reddine yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Yargıtay’ın ikinci bozma gerekçesi davalı…… A.Ş. vekilinin savunmasında, dava konusu olmayan 20.09.2009 tarihli çekteki imzanın dava konusu çeklerle aynı olmasına karşılık bu çekin bedelinin davacı tarafından ödendiği ancak davaya konu çekler için davacının imza itirazında bulunarak sahtelik definde bulunduğu, davalı şirketin bu savunmasının üzerinde durularak sonuca göre karar verilmesi yönündedir.
Yargıtay’ın bozma kararı doğrultusunda mahkememizin 04.09.2014 tarihli duruşmasında alınan ara kararla 20.09.2009 tarihli ve 20.000,00 TL bedelli çek aslının gönderilmesi için bu çekin icra takibine konulduğu…. İcra Dairesinin … sayılı dosyasına yazı yazılmıştır. İcra dairesinden gelen yazı cevabında söz konusu çekin 23.10.2009 tarihinde borçlu vekili olan aynı zamanda mahkememiz davacısının eski vekili olan Av. …’a teslim edildiği bildirilmiştir.
Çeki icra dairesinden teslim alan Av. …’a çeki mahkememize sunması için yazı gönderilmiş, Av. … mahkememize verdiği 27.09.2019 tarihli dilekçesiyle söz konusu çeki kendi müvekkili davacıya teslim ettiğini ve davacıdan istenilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Davacı şirketten söz konusu çek yazı gönderilerek istenilmiş ancak davacı vekili mahkememize verdiği 23.06.2020 tarihli dilekçesinde söz konusu çekin …’nda bulunduğunu bildirmiştir. Bu bankaya ve bu bankanın devredildiği …’ye yazılan yazıya …’nin verdiği 30.12.2020 tarihli cevap yazısında söz konusu çekle ilgili hesap numarasına, tahsile, teminata ve takasa sunulmuş bir çek bilgisine ulaşamadıklarını bildirmiştir.
Mahkememizin 19.03.2020 tarihli ara kararı ile davacının üzerindeki imzanın sahte olduğunu belirttiği dava konusu çek hakkında davalı şirketin de dava dışı 20.09.2009 tarih ve … sayılı çekin üzerindeki imza ile aynı imzaya sahip olduğunu ileri sürmesi, Yargıtay’ın da davalının bu itirazı çerçevesinde durularak uygun sonuca göre karar verilmek üzere mahkememiz kararı hakkında bozma kararı vermesi nedeniyle dava dışı 20.09.2009 tarih ve … sayılı çekin üzerindeki imzanın davaya konu çekle birlikte üzerinde imza incelemesi yapılmasının davacı ve davalı tarafın iddialarının kanıtlanması için ispatı zorunlu belge olması ve bu isteğin kanuna uygun olduğunun anlaşılması nedeniyle, dava dışı 20.09.2009 tarih ve … sayılı çekin Av. …’ın 27.09.2019 tarihli yazılı beyanıyla davacı şirkete verildiğinin anlaşılarak davacı şirketten çek aslını mahkememize sunması için 03.10.2019 tarihinde yazı yazıldığı halde çek aslını mahkememize sunmadığı anlaşılmakla davacı şirketin dava dışı 20.09.2009 tarih ve … sayılı çeki mahkememize sunması için 6100 sayılı HMK m. 220/I’e göre iki hafta kesin süre verilmesine, çeki mahkememize sunmasına karar verilen davacının kendisine verilen iki haftalık kesin sürede çeki mahkememize sunmaması ve aynı sürede, delilleriyle birlikte sunmaması hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermesi ya da çekin elinde bulunduğunu inkâr etmesi durumunda davacıya mahkememizce 6100 sayılı HMK m. 220/II’ye göre çekin elinde olmadığına, özenle aradığı hâlde bulamadığına ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin yemin teklif edilmesine, davacı tarafın kendisine teklif edilen yemini kabul veya icra etmemesi durumunda dosyadaki bilgi ve belgelere göre çek konusunda davalı şirketin beyanının kabul edilebileceğinin 6100 sayılı HMK m. 220/III’e göre ihtarına karar verilmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği 23.06.2020 tarihli dilekçesiyle yemin etmeye hazır olduklarını belirtmesi üzerine mahkememizin 08.03.2021 tarihli duruşmasında mahkememizin 19.03.2020 tarihli ara kararı doğrultusunda 6100 sayılı HMK 220/I’e göre davacı şirkete dava dışı 20/09/2019 tarih ve … sayılı çekin mahkememize sunması için 2 haftalık kesin süre verildiği ancak bu süre içerisinde çekin mahkememize sunmadığı aynı sürede delilleri ile birlikte sunmaması hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermediği ve çeki elinde bulunduğunu inkar etmediği anlaşılmakla, davacı şirket yetkilisinin 6100 sayılı HMK 220/II’ye göre çeki elinde olmadığını özenle aradığı halde bulamadığını ve nerede olduğunu da bilmediğine ilişkin olarak yemin teklif edilmesine, bir sonraki duruşmada davacı şirket yetkilisinin hazır olması için yemin ihtarlı davetiye çıkarılmasına, yemin ihtarlı davetiye üzerine 6100 sayılı HMK madde 220/III uyarınca kendisine teklif edilen yemini kabul veya icra etmemesi durumunda dosyadaki bilgi ve belgelere göre çek konusunda davalı şirketin beyanının kabul edilebileceğinin ihtarının yazılmasına karar verilmiştir.
Davacı şirket yetkilisi … mahkememizin 21.04.2021 tarihli duruşmasına gelerek 6100 sayılı HMK m. 220/III’e göre kendisine teklif edilen yemini eda etmiştir. Bu nedenle Yargıtay’ın bozma kararının gerekçesini oluşturan dava dışı 20.09.2019 tarih ve … sayılı çek üzerinde davaya konu çeklerle mukayese edilerek üzerindeki imzanın aynı olup olmadığının tespitinin olanağının kalmadığı anlaşılmakla aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Yargılama devam ederken davaya konu çeklere ilişkin alacağın davalı tarafından … (… …) …’e devredildiğinin anlaşılması sebebiyle mahkememizin 21.04.2021 tarihli duruşmasında davacı vekiline 6100 sayılı HMK m. 125/I-a ve b’ye göre davayı temlik alan … (… …) …’e karşı mı devam ettireceğini, yoksa davasını devreden davalı … A.Ş.’ye karşı tazminat davası olarak mı davaya devam edeceğini açıklaması için iki hafta kesin süre verilmiştir. Davacı vekili davaya temlik alan … (… …) …’e karşı devam ettiklerini bildirmiştir.
Davalı şirketlerin ağır kusurunun ve kötüniyetinin varlığı kanıtlanamadığından kötüniyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce hazırlatılan 25.01.2016 ve 10.03.2017 tarihli bilirkişi raporlarının hukukçu bilirkişi tarafından hazırlandığı anlaşılmakla 6100 sayılı HMK m. 266’da ki; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz. Hukuk öğrenimi görmüş kişiler, hukuk alanı dışında ayrı bir uzmanlığa sahip olduğunu belgelendirmedikçe, bilirkişi olarak görevlendirilemez.” hükmü uyarınca bu bilirkişi raporları hükme esas alınmamıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davalı … yönünden davanın REDDİNE,
2-… A.Ş. ve … (… …) … yönünden asıl dava ve…. Asliye Ticaret Mahkemesinin mahkememiz dosyası ile birleşen … Esas sayılı dosyası yönünden DAVANIN KABULÜNE,
3-Davacı … ve Tic. A.Ş’nin 28.09.2009 keşide tarihli 50.000,00 TL bedelli … A.Ş. … Şubesine ait … ve aynı Bankaya ait 07.10.2009 keşide tarihli … sayılı 50.000,00 TL bedelli ve 25.10.2009 keşide tarih … sayılı 50.000,00 TL bedelli çeklerden dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine,
4-Kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
5-6100 sayılı HMK m. 125/II’ye göre dava konusunu devralan davalı … (… …) … ve davasını devreden davalı … A.Ş.’nin yargılama giderlerinden ve vekâlet ücretinden müteselsilen sorumlu tutulmalarına,
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
6-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan ‭3.415,5‬0-TL nispi karar harcının peşin alınan 675,00-TL harçtan mahsubu ile eksik ‭2.740,5‬0-TL harcın davalılar … A.Ş. ve … (… …) … A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
7-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭1.668,9‬0-TL ( 15,60-TL BH, 675,00-TL PH, 2,50-TL VH, ‭975,8‬0-TL bilirkişi ücreti, tebliğ ve posta masrafı ) harcın davalılar … A.Ş. ve … (… …) … A.Ş.’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.300,00-TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve … (… …) … A.Ş.’den alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.300,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALI …’NA VERİLMESİNE,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN :
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan ‭6.831‬,00-TL nispi karar harcının peşin alınan ‭1.350,00-TL harçtan mahsubu ile eksik 5.481,00-TL harcın davalılar … A.Ş. ve … (… …) … A.Ş.’den alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
11-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam ‭1.383,70‬-TL ( 15,60-TL BH, 1.350,00-TL PH, 2,50-TL VH, 15,60-TL posta ve tebliğ masrafının ) harcın davalılar … A.Ş. ve … (… …) … A.Ş.’den alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
12-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davalılar … A.Ş. ve … (… …) … A.Ş.’den alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
13-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 13.450,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALI …’NA VERİLMESİNE,
14-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekili Av….ve Davalı … vekili Av…. ile Davalı …. Ve … vekili Av. … yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı31/05/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır