Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/566 E. 2022/177 K. 29.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/566
KARAR NO:2022/177

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:03/03/2009
KARAR TARİHİ:29/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … imalatı içinde uğraşan davacı şirketin davalılardan … A.Ş ile yaptıkları 12/02/2009 tarihli sözleşme uyarınca 15 adet … makinesini bu şirketten teslim aldığını, işyerine kurup henüz imalata başlamadan 21/02/2009 tarihinde bu iş yerinde alacaklı … San.ve Tic.Ltd.Şti nin alacağından dolayı dava dışı kâraca … A.Ş nin borcu nedeniyle fiili haciz uygulandığını 15 adet finansal kiralama konusu makinenin haczedilip fiilen kaldırıldığını, haczin uygulandığı kendilerine ait iş yerinin borçlu şirketle hiç bir ilgisi bulunmadığı halde alacaklıya haciz sırasında finansal kiralama sözleşmesinin ibraz edilmesine rağmen bu sözleşmenin notere tescil ettirilmediğinden bahisle fiili hacizden vazgeçilmediğini makinelerin söküp götürüldüğünün, bu haksız haciz nedeniyle kendilerinin zarara uğradığını beyanla 7.500,00 TL maddi zarar 20.000,00 TL manevi zararın davalılardan müteselsilen tahsilini istemiştir. Bu istemini yargılama sırasında verdiği ıslah dilekçesi ile artırarak maddi tazminat istemini 170.000,00 TL ye çıkarmıştır.
Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesinde; henüz finansal kiralama sözleşmesi ve bu sözleşmeye konu mallar noter tasdikine sunulmadan icra memuruna hatalı beyan ve yanlış yönlendirme ile bu haczin gerçekleştiğini, kendilerini finansal kiralama sözleşmesine uygun hareket etiklerini eğer haksız ve hatalı bir haciz uygulaması var ise bile bundan kendilerinin sorumlu tutulamayacağından beyanla davanın reddini istemiştir.
Davalı … San.ve Tic.Ltd.Şti cevap dilekçsinde özetle; vekili verdiği cevap dilekçesinde özetle,kendilerinin alacaklı olarak alacaklarının tahsili zımnında yasal prosedür çerçevesinde haciz işlemi yaptıklarını bu işlem sırasında davacının icra memurunu yanlış yönlendirdiğini dolayısıyla bu işlemde kusur izafe edilemeyeceğini bildirerek davanın reddini talep etmiştir.
Dava, haksız hacze dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava İstanbul 1. ATM’nin … Esasına kaydedilmiş, Asliye Ticaret Mahkemelerinin tek hakimli olarak çalışmaya başlamalarından sonra …. Asliye Ticaret Mahkemesine devredilerek … Esas sayılı numarasını alarak dosya karara çıkmış ve karar Yargıtay 7.Hukuk Dairesi’nin 2012/7530 E. 2013/1714 sayılı kararı ile bozularak dosya …. Asiye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sırasına kaydedilmiş, Asliye Ticaret Mahkemelerinin tekrar heyet olarak çalışmaya başlamasından sonra dosya İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesine devredilerek iş bu esası almıştır.
Dosya devredilmeden önce …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 25/03/2014 tarihli celsesinde dosyanın Yargıtay bozma ilamında belirtilen hususlarla ilgili olarak davacı tarafa ticari defter ve kayıtları ile fiili hacizden önceki döneme ait davacı şirket vergi kayıtlarının incelenmek sureti ile bozma ilamı içeriğine göre kâr zarar durumunun belirlenmesi, taraflar arasındaki hukuki ilişki değerlendirilerek davacı tarafın hak ve alacaklarının belirlenmesi için dosyanın bir SMM bir sektör bilirkişiye tevdine karar verilmiş,
22/06/2014 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı yanın sunduğu defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olduğu, ancak kapanış onaylarına sahip olmadığı, davacının defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı yanın 2008 yılı vergi sonrası kârının 40.139,46-TL olduğu, 2009 yılı vergi kârının ise, 9.098,42 TL olduğu, davacı şirketin bu makinaların haczi nedeni ile faaliyetine son vermediği, yani sadece bu makinaların eksikliği nedeni ile üretimini eksik yapmış olduğu varsayımına dayanılarak, varsa bu makinelerin kapasitesi kadar üretmesi gereken siparişi gerçekleştiremediği, davacının mahkemece belirtilen”Fiili Hacizden Önceki” ticari defterleri ve verileri ile, ”Fiili Hacizden sonraki” verilerin ve defterlerin incelenmesi durumunda bahse konu tespitin ancak bu şekilde yapılabileceği görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 16/10/2014 tarihli celsede dosyanın yeniden bilirkişilere verilerek fiili haciz tarihi olan 22/07/2009 tarihinden sonraki ticari defter ve kayıtlarının incelenerek ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
25/04/2015 tarihli bilirkişi ek raporunda; Davacı yanın sunduğu defterlerin TTK hükümlerine göre gerekli açılış onayına sahip olduğu, ancak kapanış onaylarına sahip olmadığı, 2010 yılına ait kebir defterinin tasdiksiz olduğu, 2011 yılına ait envanter defterinin sunulmadığı, davacının defterlerinin HMK 222’ye göre delil niteliğinde olup olmadığı hususunun Mahkemenin takdirinde bulunduğu, davacı işletmenin KAYDİ anlamda kârında bir azalma veya zarar olmadığı, ancak bu durumda 2009 yılında 13.356,54 TL olan kârın, 2010 yılında artış gösterdiği ve 21.757,10 TL olduğu, dolayısı ile davacı yanın yapılan haciz dolayısı ile üretimini yapamadığı mamullerden kaynaklanan (haciz sonrası kârı 21.757,10 – haciz yapılan yıl kârı 13.356,54 ) = 8.400,56 TL kârdan mahrum kaldığı, başka bir deyişle bu miktar kadar zarar ettiği görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 20/10/2015 tarihli celsede dosyanın aynı bilirkişilere verilerek davacı vekilinin itirazlarını kârşılayacak şekilde ek rapor düzenlenmesine karar verilmiş,
02/06/2016 tarihli bilirkişi ön raporunda; Mahkemece bilirkişi heyetine ek rapor alınmak üzere tevdi edilen dosyadaki diğer bilirkişi olan …’a telefon ve e posta yolu ile ulaşamadığımdan dosyanın gecikmemesi adına kendi uzmanlık alanım ile ilgili görüşünü sunduğu belirtilmiş, mahkememizce 31/10/2016 tarihinde bilirkişi değişikliği ara kararı verilerek dosya yeniden bilirkişiye tevdi edilmiş,
10/04/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu 15 adet … makinesinin davacı işyerinden 3. Kişilerin borcu nedeniyle haczedilmesi sebebiyle, yaklaşık 5 aylık sürede, davacı işyerinde yapılan ilave tesis masrat ile 5 ayda yapılması hedeflenen yatırımların yapılamaması sebebiyle oluşan kâr mahrumiyetine ilişkin tazminat davasında ilgili işyerinin yaklaşık olarak hesaplanan değerler çerçevesinde 15 adet makinenin olduğu zamanda tüketilen elektrik enerjisinin %39 artış gösterdiği, dolayısıyla kâr mahrumiyeti olduğu, ticari defterlere ilişkin net kâr düzeyinde yapılan işlemde 15 adet makine aktif olarak çalıştığı dönemde %44,9 luk kâr oranının elde edildiği, makinelerin üretim kapasitesi değerinin 53.814 dz/yıl olarak hesaplandığı, bu değerin kâr marjı ile çarpılması gerektiği, 31.03.2009-22.07.2009 tarihleri arasında faturalandırılmış harcamaların, montaj, fason işçilik bedeli ile aynı dönemde olup, farklı tarihlerdeki işçilik bedelleri toplamının 73.845,18 TL olduğu, makinelerin haczedilmesi sebebiyle, sözleşmenin yetiştirilememesi sebebiyle …-…’e ödenen ceza bedelinin 25.094,09 TL olduğu, davacının haciz sebebiyle, maruz kaldığı kâr mahrumiyetinin, 15 adet makinenin 5 aylık süreçteki üretim kapasitesi ile kâr marjının çarpılması, 73.845,18 TL’ik faturalı masraflar ve … …’e ödenen 25.094,09 TL lik ceza miktarı kapsamında olduğu görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 06/02/2018 tarihli celsede elektrik Mühendisi tarafından alınan raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığına sonuç ve kanaat içermediği anlaşıldığından dosyadaki tüm belgeler ve özellikle yargıtay ilamı da değerlendirilmek suretiyle tüm dosya kapsamında yeni bir Elektrik Mühendisi bilirkişisine rapor aldırılmasına karar verilmiş, 24/09/2018 tarihli ara karar kapsamında tüm dosya üzerinden rapor hazırlanması için dosyanın yeni bir elektrik mühendisine tevdine karar verilmiş,
07/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacımın işyerindeki makinelerin günlük çalışma (Vardiye) saatlerinin 24 saat olduğu, bu hususla ilgili Yargıtay’ın Bozma kararındaki değerlendirmesinin mahkemenin takdirinde olduğu, mahkeme bu yönde karar vermesi halinde Mali Müşavir davacının kârdan yoksun kalma zararının hesaplanmasında günlük çalışma saatinin 24 saat üzerinden yapılmasının gerektiği, davacı tarafından kiralanan ve dava konusu olan 15 adet … örme makinelerin kurulumu için kapasite artırımından dolayı işyerinde yapılan elektrik ve tesisat işleri toplamı olan 15.400,00 TLnin günün şartlarındaki piyasa rayiçlerine uygun olduğu görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 03/12/2019 tarihli celsede dosyanın bir SMM, bir makine mühendisi, bir elektrik mühendisi ve bir iş ve sosyal güvenlik uzmanı oluşan bilirkişi heyetine tevdi ile; makinelerin tekrar kurulum masrafının ne kadar tutacağı, makineleri sökülmesinden sonra tekrar kurulumunda havalandırma tesisatının yeniden kurulup kurulmayacağının gerekip gerekmeyeceği, davacının makineleri haczedilmeseydi hacizde olduğu dönemde işçilik ve elektrik sarfiyatının ne kadar olacağı, masraflarının ne kadar olacağının tespiti, davacının Makinelerinin hacizli olduğu dönemdeki net kârının ne kadar olabileceği, davacının İşyeriniin 24 saatlik çalışma yapmaya ve gece çalışması yapmaya uygun işyeri olup olmadığının, iş hukuku mevzuatına göre değerlendirilmesi, davacının işyerine aldığı dava konusu makineleri günde en fazla kaç saat çalıştırılabileceği, aralıksız çalıştırıldığı süre sonrasında kaç saat dinlendirilmesi gerektiği, makinelerin günlük üretim kapasitenin tespit edilerek belirtilen bütün araştırma konularının makinelerin davacının işyerine geri geldiği dönemde kârşılaştırılmasının yapılarak ve davacının makinelerinin hacizli olduğu dönemde yoksul kaldığı net kârının tespit edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
26/08/2020 tarihli bilirkişi raporunda; Makineler 21.02.2009 günü icra infaz işlemi sırasında hava hattı ve enerji hattı kesilerek yerinden alınmış yediemine götürülmüştür. 5 ay sonra 22.07.2009 tarihinde Fabrikaya dönen makınalar için yeniden hava hattı çekilmesi ve enerji kablolarının çekilmesi, makine üzerinde eksik olan gözlerin tamamlanması işleri, tesisat eksiklerinin tamamlanması ve makinelerin devreye alınması için … Havalandırma ve tesisat firması tarafından yapılan KDV dahil 15.340 TL lik yapılan hizmet bedeli makul bir bedel olduğu, makineler 65 bar basınçlı hava ile çalıştığı, havanın kurutma cihazından geçmiş temiz hava olması gerektiği, makinelerin hava ihtiyacı olduğu, makinelerin haczedildiği 21.02.2009 – 21.07.2009 dönemleri arasında mevcut 18 adet … makinesinin üzerine dava konusu edilen 15 adet makinenin ilave edilmesiyle toplam 33 adet … makinelerinin, haciz durumu olmasaydı günlük harcayacakları elektrik tüketiminin 709,27 kWh/Gün olarak tespit edildiği, 21.02.2009 – 21.07.2009 dönemde yürürlükte bulunan İş Kanunu 4857 sayılı Kanun olduğu, bu Kanunun63. maddesin de iş süreleri düzenlendiği, Kanundaki düzenleme uyarınca davacı işyerinde çalışacak işçilerin çalışması haftalık 45 saati aşmayacağı, İş Kanunu 4857 sayılı Kanun 68 maddesi uyarınca “Günlük çalışma süresinin ortalama bir zamanında o yerin gelenekleri ve işin gereğine göre ayarlanmak suretiyle işçilere; dört saat veya daha kısa süreli işlerde on beş dakika, dört saatten fazla ve yedi buçuk saate kadar (yedi buçuk saat dahil) süreli işlerde yarım saat, yedi buçuk saatten fazla süreli işlerde bir saat, ara dinlenmesi verileceği, bu dinlenme süreleri en az olup aralıksız verileceği, Ancak bu süreler, iklim, mevsim, o yerdeki gelenekler ve işin niteliği göz önünde tutularak sözleşmeler ile aralı olarak kullandırılabileceği, dinlenmeler bir iş yerinde işçilere aynı veya değişik saatlerde kullandırılabileceği, ara dinlenmeleri çalışma süresinden sayılmayacağı, haftalık 45 saatlik çalışma süresine, ara dinlenmeleri dahil edilemeyeceği, 4857 sayılı İş Kanunun 46 maddesi hükmü gereği; bu Kanun kapsamına giren işyerlerinde, işçilere tatil gününden önce 63 uncu maddeye göre belirlenen iş günlerinde çalışmış olmaları koşulu ile yedi günlük bir zaman dilimi içinde kesintisiz en az yirmi dört saat dinlenme (hafta tatili) verileceği, çalışılmayan hafta tatili günü için işveren tarafından bir iş kârşılığı olmaksızın o günün ücreti tam olarak ödeneceği, maksimum fayda sağlanması açısından davacı işyerinin haftanın 6 günü çalıştığı, 1 gün hafta tatili yapıldığı kabul edilerek hesaplama yapılacağı, 4857 sayılı İş Kanun Fazla çalışma ücretinin düzenlendiği 41 maddesinde; “Ülkenin genel yararları yahut işin niteliği veya üretimin artırılması gibi nedenlerle fazla çalışma yapılabilir. Fazla çalışma, Kanunda yazılı koşullar çerçevesinde, haftalık kırk beş saati aşan çalışmalardır. 63’üncü madde hükmüne göre denkleştirme esasının uygulandığı hallerde, işçinin haftalık ortalama çalışma süresi, normal haftalık iş süresini aşmamak koşulu ile, bazı haftalarda toplam kırk beş saati aşsa dahi bu çalışmalar fazla çalışma sayılmayacağı, her bir saat fazla çalışma için verilecek ücret normal çalışma ücretinin saat başına düşen miktarının yüzde elli yükseltilmesi suretiyle ödeneceği, fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamayacağı şeklide düzenliği, fazla çalışma süresinin toplamı bir yılda iki yüz yetmiş saatten fazla olamayacağı, bu süre sınırı iş yerlerine veya yürütülen işlere değil, işçilerin şahıslarına ilişkin olduğu, fazla çalışma veya fazla sürelerle çalışma sürelerinin hesabında yarım saatten az olan süreler yarım saat, yarım saati aşan süreler ise bir saat sayılacağı 6 x 7,5 = 45 saat Kanunun emredici 41 maddesi hükmü gereği her bir işçinin yıllık 270 saat, aylık 22,5 saat, günlük 1 saat fazla mesai hesaplaması yapılacağı, durmuş … Tekstil San. İç ve Dış Ticaret Ltd. Şti. nin 2009 Yılı Ticari defter Tasdik Bilgilerinin açılış kapanışlarının tam olduğu ve Yevmiye defterinin kapanış tasdikinin bulunmadığı, söz konusu tasdik bilgilerinin dava dosyasına eklendiği, çocuk soket çorabında 1 makinada 14 düzine/8saat olarak İSO kapasite raporunda hesaplandığı görüldüğü, aynı şekilde tarafımızdan yapılan inceleme ve tespitlerde, fabrika üretim raporlarında da ortalama Çocuk, Bay/bayan soket çorabının 14 düzine/8saat olarak üretim yapıldığı tespit edildiği, 14 düzine/8 Saat X 24saat=42 düzine/24saat günlük üretim miktarı bir makine için 42 düzine/24saat günlük üretim miktarı x 2/3 = 28 düzine/gün (1makinenin günlük üretim kapasitesidir), toplamda 126 iş günü çalışma olduğu, 126 iş günü x 420 düzine/gün=52.920 düzine çocuk soket çorabı üretimi iş kaybı mevcut olduğu, yapılan inceleme ve tespitlerde İşletmeye alınan ve haczedilen 15 adet makinenin çocuk çorabı üretilmek üzere satın alındığı, buna göre; 126 iş günü x 420 düzine/gün=52.920 düzine Çocuk … üretim için ham madde birim 4,52-TL olduğu, buna göre üretilen 52.920 düzüne çocuk … üretimi için hammadde maliyetinin 239.198,40-TL (52.920 x 4,52), işçilik gideri 11.050,68-TL, genel üretim gideri 14.298,88-TL olmak üzere toplam üretim maliyetinin 264.547,96-TL / 52.920 = 4.999-TL olduğu, 52.920 düzine üretim x 5,44 TL = 287.884,80-TL kâr elde edebileceği, lonetti marka tek silindirli tambursuz … makinesi 24 saat çalışmaya göre tasarlandığı, hafta sonlarında yağ bakımı, kırılan led bakımları kontroller, hava kaçak kontrolleri, makine içine giren iplik tozlarının temizlenmesi 2 saatlik bakım durma zamanı olduğu, makinelerin işletmede haftada 6 gün 24 saat çalışmakta olduğu, iş yerinde 2 vardiya halinde 24 saat çalışmanın Kanuna uygun olmayacağı, bu nedenle günlük 12 saatlik çalışma kabul edilerek hesaplama yapılmadığı, tespit esnasında fabrika içerisindeki üretim formları incelendiğinde sistemin üç vardiya olduğu ve 24 saat çalışıldığı, konu makinelerin hem erkek çorabı hem de çocuk çorabı üretebilme özelliğine sahip olduğu, sadece makinenin volanı değiştirilerek çocuk çorabı veya yetişkin erkek çorabı üretimi yapılabildiği, fabrikaya dönen makinalar için yeniden hava hattı çekilmesi ve enerji kablolarının çekilmesi, makine üzerinde eksik olan gözlerin tamamlanması işleri, tesisat eksiklerinin tamamlanması ve makinelerin devreye alınması için … Havalandırma ve tesisat firması tarafından yapılan KDV dahil 15.340 TL lik yapılan hizmet bedeli olduğu, buna göre işletmenin 15 adet makinesi haczedilmeden 126 gün üretime devam etmesi durumunda, 52.920 düzine üretim adedi x 5,44 TL= 287.884,80-TL kâr elde edebileceği, ilamsız takip ödeme emrine göre; … … … firması ile yapılan 29.01.2009 Tarihli sözleşme uyarınca 15 adet makinenin olmamasından kaynaklı olarak üretilemeyen siparişler için Kadıköy 5. İcra dairesinin yapmış olduğu sözleşme cezasından kaynaklı icra işlem bedeli 11.277 EURO (21.595-TL asıl alacak 19.07.2010) dosyadaki kayıtlardan ödenen bedel (zarar) olduğu görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce verilen 06/10/2020 tarihli ara karar ile hazırlanan 26.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda davacı tarafın envanter defteri ile dava konusu olay öncesi ve sonrasına ait tüm ticari defterlerin incelenmediği anlaşılmakla dosyanın aynı bilirkişi heyetine verilerek ve heyete tekstil mühendisi bilirkişi …’in de dahil edilerek; davacının 2006 yılından dava konusu olayın meydana geldiği 2009 yılına kadar her yıl envanter defterinde kaydı olan hammadde miktarına göre ne kadar net kâr elde ettiğinin kârşılaştırma yapılarak tespit edilmesi, davacının 2009 yılında envanter defterinde ne kadar hammadde kaydının bulunduğunun, davacının 2009 yılında envanter defterinde kaydı bulunan hammadde miktarına göre makinelerin söküldüğü 21.02.2009 – 21.07.2009 dönemi içinde üretebileceği azami ürün miktarına göre işçilik ve elektrik sarfiyatının ne kadar olacağı, davacının envanter defterine göre makinelerin söküldüğü 21.02.2009 tarihinde ne kadar hammadesinin bulunduğu, davacının makinelerin haczedilerek söküldüğü 21.02.2009 – 21.07.2009 tarihleri arasında bu tarihlerde mevcut hammadesine göre ne kadar ürün üretebileceği, davacının 21.02.2009 tarihinden geriye doğru 2006 yılına kadar tespit edilen net kârı da dikkate alınarak ve kârşılaştırma da yapılarak davacının makinelerinin haczedilerek söküldüğü 21.02.2009 – 21.07.2009 tarihleri arasında bu tarihlerde ki mevcut hammadesine göre üretebileceği ürün miktarından 26.08.2020 tarihli bilirkişi raporunda uygulanan yöntemlerle yeniden hesaplanacak işçilik ve elektrik sarfiyatının düşülmesinden sonra elde edebileceği net kârının tespiti, davacının 2006 yılından 2010 yılına kadar bütün envanter defterlerini bilirkişilere sunmaları, mali müşavir bilirkişiden incelenen bütün defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yapılıp yapılmadığının tespit edilerek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
01/02/2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda; Dava dosyası muhteviyatında Yargıtay 7.Hukuk Dairesi 2012/7530 Esas, 2013/1714 karar sayılı bozma ilamında; “kârdan yoksunluk zararının sağlıklı hesaplanması için davacının ticari defterleri ile önceki yıllara ait vergi kayıtlarının incelenmesinde 2006 yılında brüt satış kârı veya zararının; 196.258,02-TL, 2007 yılında 80.771,66-TL, 2008 yılında 108.401,53-TL, 2009 yılında ise 38.545,28-TL olduğu, keşif sırasında çocuk, erkek ve kadın … modelleri için fiili ölçüm değerleri ve günlük üretim raporlarında tespit idelin değerler üzerinden yapılan hesaplamalar neticesinde; 15 makinenin 123 gün üretime devam etmesi durumunda; fiili üretim raporlarına göre elde edilecek satış kârının 113.891,40-TL, fiili ölçüme göre üretim satış kârının 128.992,50-TL,fiili ölçüme göre çocuk çorabı üretilmiş olsaydı elde edilecek kârın 128.854,80-TL, fiili üretim raporlarına göre çocuk çorabı üretilmiş olsaydı elde edilebilecek kâr 106.805,79-TL olacağı, davacı tarafın yasal defterlerinin incelenmesinde 2009 ve 2010 yılına ait kebir defterinin bulunmadığı, davacı firmanın makinelerin haczedildiği inceleme konusu 2009 yılına ait yevmiye ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu, ancak diğer yıllarda yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce verilen 19/03/2021 tarihli ara karar ile 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda net kâr hesaplanmasının yapılmadığından dosyanın SMM bilirkişiye verilerek net kâr hesabının yapılarak rapor aldırılmasına karar verilmiş,
26/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda: Davacı Firmanın 2006- 2007-2008-2009 yılları kurumlar vergisi beyanı ile gelir tablosu incelemelerinden tespit edilen dönem net kârının 2006 yılında; dönem kârının 158.635,75-TL olduğu ve dönem kârı üzerinden hesaplanan 12.219,82-TL vergi ve diğer yasal yükümlülük kârşılıklarının düşülmesi ile dönem net kârının 146.415,93-TL, 2007 yılında; dönem kârının 29.489,02-TL olduğu ve dönem kârı üzerinden hesaplanan 5.897,80-TL vergi ve diğer yasal yükümlülük kârşılıklarının düşülmesi ile dönem net kârının 23.591,22-TL, 2008 yılında; dönem kârının 51.244,28-TL olduğu ve dönem kârı üzerinden hesaplanan 11.104,82-TL vergi ve diğer yasal yükümlülük kârşılıklarının düşülmesi ile dönem net kârının 40.139,46-TL, 2009 yılında; dönem kârının 13.356,54-TL olduğu ve dönem kârı üzerinden hesaplanan 4.258,12-TL vergi ve diğer yasal yükümlülüklerin düşülmesi ile 2009 yılı dönem net kârının 9.098,42-TL olduğu görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce verilen 25/05/2021 tarihli ara karar ile 26/03/2021 tarihli bilirkişi ek raporunda bilirkişiden davacının net kârının hesaplanması istenildiği halde bilirkişinin 26.03.2021 tarihli raporunda 2006 ile 2009 yılları arasındaki net kârını hesapladığı 21.02.2009 – 21.07.2009 tarihleri arasına esas olacak şekilde önceki yıllardaki net kârının hesaplamasının yapılmadığından belirtilen hususlarda ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
16/06/2021 tarihli bilirkişi 2. ek raporunda; Davacının önceki yıllardaki net kârı dikkate alınarak 21/02/2019-21/07/2009 tarihleri arasındaki 151 günlük net kâr hesabı, Davacı Şirketin 2009 Yılı Kurumlar Vergisi ve Gelir Tablosunda Beyan Ettiği Bilgiler Esas Alınarak farklı seçeneklerde Mahkemenin isteği doğrultusunda; 2009 Yılı Gelir Tablosu incelemelerinde brüt Satış kârının 38.545,28-TL olduğu ve Faaliyet giderleri ile Finansman Giderleri sonucunda Dönem kârının 13.356,54-TL bulunduğu ve Dönem kârı Vergi ve Diğer Yasal Yükümlülükleri karşılıkları Hesabında ise dönem kârı üzerinden hesaplanan kurumlar vergisi, diğer vergi ve kesintiler ve benzeri diğer yükümlülükler için ayrılan kârşılıkların 4.258,12-TL bulunması ile Vergi sonrası Dönem kârının 9.098,42-TL olduğu tespit edildiği, Davacı Şirketin 2009 Yılında Kurumlar Vergisi ile beyan ettiği kâr toplamının 21.290,60-TL olduğu ve Hesaplanan Kurumlar Vergisi tutarı olan 4.258,12-TL nin düşülmesi ile Dönem Net kârının 17.032,48-TL olduğu, 21.02.2009 – 21.07.2009 tarihlerinde hesap döneminde 151 gün için 7.143,81-TL kârının bulunduğu, davacı şirketin 2009 yılı gelir tablosunda brüt satış kârı olan 38.545,28-TL esas alınarak yapılan incelemede 21.02.2009 – 21.07.2009 tarihlerinde hesap döneminde 151 gün için 16.167,57-TL kârının bulunduğu, davacı şirketin 2008 yılı brüt satış kârının 108.401,53-TL olduğu ve 2009 yılı brüt satış kâr tutarının 38.545,28-TL olduğu buna göre geçmiş dönem brüt satış kâr tutarlarının dikkate alınarak yapılan hesaplamada 151 gün için kâr hesabının 45.468,36-TL olduğu, 2009 yılı brüt satış kârının 38.545,28-TL olduğundan buna göre makinelerin haczedildiği dönemde 16.167,57-TL kâr tespit edildiği, dolayısıyla 2008 yılında 45.467,57-TL kârdan 2009 yılı 16.167,57-TL kâr arasındaki farkın 29.300,79-TL olduğu ve davacı şirketin 2009 yılına göre brüt satış kârının 29.300,79-TL azaldığı görüşüne varılmıştır.
Davacı vekili 22/12/2009 tarihli ıslah dilekçesi ile talep miktarının arttırmış ve ıslah harcını yatırmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız fiilden bir başka ifadeyle haksız hacizden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Maddi zarar, fiilen gerçekleşen (eylemli) zarar ile kardan yoksun kalma zararını kapsar. Fiili zarar malvarlığının aktifinde bir azalma veya pasifinde bir çoğalmayı ifade eder. Oysaki kardan yoksun kalmada malvarlığının, fiilden önceki durumu ile sonraki durumu arasında bir fark yoktur. Zararı doğuran fiil malvarlığının çoğalmasına engel olmuş ise, bir başka deyişle fiil meydana gelmese idi gelecekte malvarlığının çoğalması söz konusu ise kardan yoksun kalmadan söz edilebilir. Kardan yoksun kalma zararı malvarlığının fiilden sonraki durum ile çoğalma ihtimali gerçekleşmiş olsa idi ulaşabileceği varsayılan (farazi) durumu arasındaki fark gözönünde bulundurularak hesaplanır.
Mahkememizin (…. Asliye Ticaret Mahkemesi) 03/04/2012 tarih … esas ve 2012/56 karar sayılı ilamıyla, davalı … A.Ş’ ye yönelik davanın reddine, davalı …San. ve Tic.Ltd.Şti ye yönelik maddi tazminat isteminin kabulü ile; 170.000,00 TL’nin 21/02/2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …San. ve Tic. Ltd. Şti’den alınarak davacıya ödenmesine, yasal nedenleri bulunmadığından manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiş; verilen karar Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2013 tarih 2012/7530 esas ve 2013/1714 karar sayılı ilamıyla; “…davacı tarafın defterleri ile önceki yıllara ait vergi kayıtlarının getirtilmesi, zararının kanıtlanması için taraflarca gösterilen ve gösterilecek tüm delillerin toplanması, daha sonra aralarında mali müşavir bir bilirkişinin de bulunduğu yeni bir bilirkişi kurulu görevlendirilerek, ticari defterler ve vergi kayıtları inceletilmesi, kar-zarar durumunun, dava dilekçesinde belirtilen dönemde çalışabilecek gün sayısı ile talep edilen hizmet bedelleri ve giderler dikkate alınarak net gelirin saptanması, bilirkişi heyetinden bu konuları açıklayıcı, muhtemel kârdan yoksunluk zararının hesap şeklini gösterir gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınması gerekirken…. BOZULMASINA” gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Akabinde mahkememizce bozma ilamı doğrultusunda defaatle bilirkişi raporları alınmıştır.
Yargıtay bozma ilamında da açıkça belirtildiği üzere zararın tespiti için tek başına vergi kayıtları veyahut fiili duruma itibar etmek yeterli olmamakla birlikte bir bütün olarak davacı yanın ticari defter ve kayıtları ile önceki yıllara ait vergi kayıtları irdelenerek; kar-zarar durumunun, dava dilekçesinde belirtilen dönemde çalışabilecek gün sayısı ile talep edilen hizmet bedelleri ve giderler dikkate alınarak net gelirin saptanması ile muhtemel kârdan yoksunluk zararının tespiti yoluna gidilmesi gerekmektedir. İş bu somut uyuşmazlıkta da 151 günlük haksız haciz dönemindeki net karın hesabında tek başına vergi kayıtlarının dikkate alınamayacağı, haksız haciz dönemindeki davacı şirketin diğer gider kalemlerinin vergi kayıtlarında yer alabileceği ve mahkememizde aldırılan 01/02/2021 ve 16/06/2021tarihli bilirkişi raporlarından da açıkça anlaşılacağı üzere haksız haciz döneminde davacı yanın net karında azalma olduğu kardan yoksun kaldığı hususu tespit edilmiştir.
Mahkememizce davacı yanın 2009 ve 2010 yılına ait kebir defterinin bulunmadığı, davacı firmanın makinelerin haczedildiği inceleme konusu 2009 yılına ait yevmiye ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu, ancak diğer yıllarda yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı hususları da dikkate alınarak fiili duruma ilişkin mahalinde keşif yapılmasına karar verilmiş; 01/02/2021 tarihli bilirkişi raporunda fiili üretim raporlarına göre elde edilecek satış kârının 113.891,40-TL, fiili ölçüme göre üretim satış kârının 128.992,50-TL olacağı, davacı tarafın yasal defterlerinin incelenmesinde 2009 ve 2010 yılına ait kebir defterinin bulunmadığı, davacı firmanın makinelerin haczedildiği inceleme konusu 2009 yılına ait yevmiye ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu, ancak diğer yıllarda yevmiye ve envanter defterlerinin kapanış tasdiklerinin bulunmadığı hususu bildirilmiştir. Davacı yanın ticari defterlerinin ilgili dönemlerinde kapanış tasdiklerinin bulunmadığı, 2009 yılına ait yevmiye ve envanter defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin bulunduğu hususları da dikkate alınarak davacı yanca da aksi ispat edilemediğinden fiili üretim raporlarına göre elde edilecek satış kârı olan 113.891,40-TL üzerinden yoksun kalınan kar hesabına gidilmiştir. Haksız haciz döneminden 5 ay sonra davacı yana teslim edilen makinelerin yeniden hava hattı çekilmesi ve enerji kablolarının çekilmesi, makine üzerinde eksik olan gözlerin tamamlanması işleri, tesisat eksiklerinin tamamlanması ve makinelerin devreye alınması için … Havalandırma ve tesisat firması tarafından yapılan KDV dahil 15.340 TL’ lik yapılan hizmet bedeli makul bir bedel olduğu, makineler 65 bar basınçlı hava ile çalıştığı, havanın kurutma cihazından geçmiş temiz hava olması gerektiği, makinelerin hava ihtiyacı olduğu hususu bilirkişi raporları ile tespit edilmiş olup; zarar hesabında bu alacak kalemi de hükme esas alınmıştır. Davacı yanca haksız haciz döneminde fason üretim yaptırıldığı ve dava dışı 3. Kişilerle olan sözleşme gereklerini ifa edemediğini iddia edilmiş ise de; bu hususta dosyada somut delil bulunmaması ve sözleşme ve ekleri irdelendiğinde teslimat tarihinin haksız hacizden önceki bir döneme ait olması nedeniyle bu alacak kalemleri hesaplamaya dahil edilmemiştir. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2013 tarih 2012/7530 esas ve 2013/1714 karar sayılı ilamı ile tüm bu açıklamalar ışığında; davanın kısmen kabulü ile; davalı … yönünden 129.231,40-TL maddi tazminatın 7.500,00-TL’lik kısmı için dava tarihinden, 121.731,40-TL’lik kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı … yönünden ve davacı vekilinin manevi tazminat talebi yönünden; Yargıtay 7. Hukuk Dairesi’nin 26.02.2013 tarih 2012/7530 esas ve 2013/1714 karar sayılı ilamıyla kesinleştiği anlaşılmakla; bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukârıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalı … yönünden 129.231,40-TL maddi tazminatın 7.500,00-TL’lik kısmı için dava tarihinden, 121.731,40-TL’lik kısmı için ıslah tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
2-Davalı … Yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
3-Davacı vekilinin manevi tazminat talebi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesap olunan 8.827,80-TL nispi karar harcının peşin ve ıslah ile alınan toplam 2.565,10-TL harçtan mahsubu ile eksik 6.262,70-TL harcın davalı …’nden alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
5-Davacı tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 9.190,70-TL ( 8.450,00-TL BK ücreti, 740,70-TL tebliğler ve posta ) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren hesaplanan 6.986,83-TL’nin davalı …’nden alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Ayrıca davacı tarafından dava açılırken yatırılan toplam 2.583,20-TL ( 15,60-TL BH, 101,30-TL PH, 2.463,80-TL IH, 2,50-TL VH ) harcın davalı …’nden alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Bozmadan önce verilen ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas, 2012/56 Karar, 03/04/2012 tarihli karar nedeniyle yazılan; 05/06/2012 tarihli, 2012/61 Harç numaralı Harç Tahsil Müzekkeresi ile yazılan 7.532,90-TL bakiye karar harcının tahsil edilmiş ise tahsil edildiğine ilişkin makbuz ibraz edildiğinde davalı …’ne iadesine,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 16.226,98-TL vekalet ücretinin davalı …’nden alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
9-Davalı … tarafından yargılama esnasında yapılan toplam 88,00-TL ( tebliğler ve posta) yargılama giderinin davadaki kabul ve red oranına göre takdiren 21,10-TL’nin davacıdan alınarak, DAVALI …’NE VERİLMESİNE,
10-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 6.099,92-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, DAVALI …’NE VERİLMESİNE,
11-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının hüküm kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne kârşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 15 gün içinde Yargıtay Kanun Yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.29/03/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸