Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/540 E. 2021/99 K. 10.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2017/653
KARAR NO:2021/121

DAVA:İTİRAZIN İPTALİ
DAVA TARİHİ:21/07/2017
KARAR TARİHİ:17/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVACININ TALEBİ:
Davacı … A.Ş. vekili verdiği dava dilekçesinde dava dışı …’e ait eşyanın sigortasını yaptıklarını, bu şirkete ait cam ve ayna emtiaları davalı … A.Ş.’ye ait antrepoda forklift ile taşınırken zarar gördüğünü, yapılan tespitte 22 adet 38,80 m2 aynanın hasarlı olduğunun tespit edildiğini, meydana gelen zarar için dava dışı sigortalıya 19.771,18 TL ödeme yaptıklarını, yaptıkları bu ödeme nedeniyle davalı şirkete rücu haklarının doğduğunu, bu sebeple davalı taraftan talepte bulunduklarını ancak ödeme yapılmaması üzerine de davalı aleyhine …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasından icra takibi başlattıklarını, takibe davalı tarafın itiraz etmesi üzerine de itirazın iptali davası açtıklarını belirtmiştir.
DAVALININ TALEBİ:
Davalı … A.Ş. vekili verdiği cevap dilekçesinde …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasında borçlu olarak gözüken ve borca itiraz eden şirketin … A.Ş. olduğunu, bu nedenle de husumet itirazında bulunduklarını belirtmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak da davacının sigortalısına geçici depolama hizmeti verdiklerini, kendilerine yapılan rücu talebini gönderdikleri …. Noterliğinin 17.08.2017 tarih ve … sayılı ihtarname ile kabul etmediklerini bildirdiklerini, zararın ayrıntısının bildirilmediğini, meydana gelen zararda kendilerinin kusurunun bulunmadığını, zararın taşımanın hangi aşamasında meydana geldiğinin belli olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DAVANIN HUKUKİ NİTELİĞİ:
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre halefiyet yoluyla sigorta tazminatının tahsil için başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Davacı taraf, sigorta sözleşmesini, ödeme dekontunu, hasar fotoğraflarını, hasar tutanağını, ekspertiz raporunu, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Davalı taraf, ekspertiz raporunu, …. İcra Dairesinin … sayılı dosyasını, …. Noterliğinin 17.08.2017 tarih ve … sayılı ihtarnamesini, yemin delilini, tanık beyanlarını ve bilirkişi incelemesini delil olarak sunmuştur.
Dava, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre halefiyet yoluyla sigorta tazminatının tahsil için başlatılan icra takibine itiraz nedeniyle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu m. 67’ye göre açılmış itirazın iptali davasıdır.
…. İcra Dairesinin … sayılı dosyası getirtilerek mahkememiz dosyası içerisine alınmış ve incelenmiştir. Bu icra dosyasının borçlusunun … A.Ş. olduğu ve davalı şirket olmadığı görülmektedir.
Davacı vekili verdiği 24.08.2017 tarihli dilekçesiyle davasını ıslah etmiş ve davalı … A.Ş.’ye karşı açtığı davasını itirazın iptali davasından 19.771,18 TL bedelli alacak davasına dönüştürmüştür.
Davacı sigorta şirketi kendi sigortalısına yaptığı ödemenin 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 1472’inci maddesine göre halefiyet yoluyla tarafına ödenmesine karar verilmesini talep etmektedir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m. 1472’ye göre; “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” Bu maddeye göre sigorta şirketinin halefiyet yoluyla kendi sigortalısına ödediği tazminat miktarını davalılardan talep edebilmesi için öncelikle sigorta tazminatını kendi sigortalısına ödemiş olması gerekmektedir. Davacının dosya içerisine sunduğu belgelerden davacının kendi sigortalısı olan dava dışı …’e toplam 19.771,18 TL ödediği anlaşılmaktadır.
İkinci koşul sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkının olmasıdır. Dava konusu olay davalının sorumluluğunda olan antrepoda meydana gelen kaza sonucunda davacının sigortalısına ait 22 adet 38,80 m2 aynanın zarar görmesidir. Olayın gerçekleşmesi esnasında davalının sorumluluğu bulunmakta ise dava dışı sigortalının da 6098 sayılı TBK m. 49’a göre haksız fiil sorumluluğuna göre tazminat davası açma hakkı doğacağından sigorta tazminatını ödeyen davacı sigorta şirketi 6102 sayılı TTK m. 1472’ye göre bu hakka halef olacaktır. Bu nedenle hem dava dışı sigortalının dava hakkının bulunup bulunmadığının tespiti hem meydana gelen olayda kusur durumunun tespiti hem de zarar gören emtianın zarar gördükleri tarihteki rayiç değerlerinin tespiti için 6100 sayılı HMK m. 266’ya göre bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Hazırlanan 01.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda kazanın oluş nedeni hakkında kaza sonrası tutulan tutanakta ayrıntılı bilgi bulunmadığı, kazada kırılan aynanın düz cam olarak yeniden değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle de ticari değerini kaybettiği tespit edilmiştir. Kazada kırılan aynaların değeri konusunda bir tespit yapılmadığından kazada kırılan aynaların değerinin tespit için aynı bilirkişiden ek rapor hazırlanılması istenilmiştir.
Hazırlanan 11.02.2020 tarihli ek bilirkişi raporunda piyasada kullanımda üç tip ayna olduğu, kazada zarar gören aynaların hangi tip ayna olduğunun belli olmadığı, bu üç tip aynaya göre 22 adet 38,80 m2 aynanın zarar hesabı yapıldığında; … renksiz aynanın değerinin 2.335,54 TL, … aynanın değerinin 2.296,74 TL ve … Ultra aynanın değerinin 2.633,53 TL olduğu tespit edilmiştir.
Hazırlanan 11.02.2020 tarihli bilirkişi raporunun taraflara tebliği ile birlikte dava konusu olayda emtiası zarar gören dava dışı …’e yazı yazılarak kaza sonucu hasarlanan emtianın; … renksiz ayna, … ayna, … ayna türlerinden hangisi olduğunun bildirilmesinin istenilmesine ve hasarlanan ayna başka bir tür ayna ise ne tür ayna olduğunun bildirilmesinin istenilmesine karar verilmiştir. Dava dışı şirketin bulunduğu … Cumhuriyeti Adli Makamlarına da yazı yazılmıştır. Ancak davacı vekili 25.09.2020 tarihli dilekçesiyle dava dışı şirketin … Cumhuriyeti’nde olması nedeniyle yazışmaların çok uzun sürecek olması ve masraflı olması gerekçesiyle usul ekonomisi ilkesine göre bu ara karardan vazgeçilmesini talep etmesi üzerine dava dışı şirkete kazada zarar gören emtianın türü konusunda yazı yazılmasından vazgeçilmiştir. 05.10.2020 tarihli duruşmada davacı vekiline meydana gelen kazada zarar gören aynanın ne tür ayna olduğunu belgelemesi istenilmiş ancak davacı vekili dosyaya belge ve bilgi sunmamıştır.
Dosya son olarak taşımacılık uzmanı bilirkişiye verilmiş ve rapor hazırlanması istenilmiştir. Hazırlanan 05.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda hasarlanan eşyanın aracın içinden forklift ile alınması esnasında meydana geldiği, ihracat sevkiyatı olması nedeniyle hasar tutarının rayiç bedel üzerinden değil de ihracat faturası üzerinden hesaplanması gerektiği tespit edilmiştir.
Raporda özel çekme hakkının hesaplamamış olması nedeniyle özel çekme hakkının hesaplanması için dosya ek rapor hazırlanmak üzere tekrar bilirkişiye verilmiştir. Hazırlanan 18.01.2021 tarihli ek bilirkişi raporunda CMR hükümlerine göre zarar gören emtianın özel çekme hakkının 19.817,00 SDR olduğu, bunun 27.620,00 USD’ye karşılık geldiği, talebin ise 19.771,18 TL olduğu tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTK m. 880’e göre; “Taşıyıcı, eşyanın tamamen veya kısmen zıyaından dolayı tazminat ödemekle sorumlu tutulduğunda, bu tazminat, eşyanın taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki değerine göre hesaplanır. Eşyanın hasara uğraması hâlinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki fark tazmin edilir. Zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların birinci cümleye göre saptanacak değer farkını karşıladığı karine olarak kabul edilir. Eşyanın değeri piyasa fiyatına göre, bu yoksa aynı tür ve nitelikteki malların cari değerine göre tayin edilir. Eşya, taşımak üzere teslimden hemen önce satılmışsa, satıcının faturasında taşıma giderleri mahsup edilerek gösterilen satış bedelinin piyasa fiyatı olduğu varsayılır.” Bu maddede eşyanın hasara uğraması halinde, onun taşınmak üzere teslim alındığı yer ve zamandaki hasarsız değeri ile hasarlı değeri arasındaki farkın tazmin edileceği, zararı azaltmak ve gidermek için yapılacak harcamaların maddenin ikinci fıkrasının birinci cümlesine göre saptanacak değer farkını karşıladığının karine olarak kabul edileceği düzenlemesi bulunmaktadır.
Hazırlanan 05.11.2020 tarihli bilirkişi raporunda hasarlanan eşyanın aracın içinden forklift ile alınması esnasında meydana geldiği tespit edilmekle gerekli özeni göstermeyen davalı antrepo görevlileri ve forklift operatörünün dava konusu hasarın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu açıktır.
6102 sayılı TTK m. 882’ye göre; “Gönderinin tamamının zıyaı veya hasarı hâlinde, 880 ve 881 inci maddeler uyarınca ödenecek tazminat, gönderinin net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (2) Gönderinin münferit parçalarının zıyaı veya hasarı hâlinde taşıyıcının sorumluluğu; a) Gönderinin tamamı değerini kaybetmişse tamamının, b) Gönderinin bir kısmı değerini kaybetmişse, değerini kaybeden kısmının, net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. (3) Taşıyıcının, taşıma süresinin aşılmasından doğan sorumluluğu, taşıma ücretinin üç katı ile sınırlıdır. (4) Özel Çekme Hakkı, eşyanın taşıma amacıyla taşıyıcıya teslim edildiği tarihteki veya taraflarca kararlaştırılan diğer bir tarihteki, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasınca belirlenen değerine göre Türk Lirasına çevrilir.” Bu madde taşıyıcının sorumluluğunun sınırlarını belirlemiştir. Dava konusu olayda hasarlanan emtianın tamamının düz cam olarak yeniden değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu nedenle de ticari değerini kaybettiği hazırlanan 01.10.2019 tarihli bilirkişi raporunda tespit edilmiştir. Buna göre davalının sorumluluğuna ilişkin hesaplama zarara uğrayan emtianın net olmayan ağırlığının her bir kilogramı için 8,33 Özel Çekme Hakkını karşılayan tutar ile sınırlıdır. Bu miktar da 19.817,00 SDR karşılığı 27.620,00 USD olup davacı taraf bu miktardan daha az talepte bulunmuştur.
Bu sınırlamanın hangi koşullarda kaldırılacağı ise 6102 sayılı TTK m. 886’da düzenlenmiş olup bu maddeye göre; “Zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla ve böyle bir zararın meydana gelmesi ihtimalinin bilinciyle işlenmiş bir fiilinin veya ihmalinin sebebiyet verdiği ispat edilen taşıyıcı veya 879’uncu maddede belirtilen kişiler, bu Kısımda öngörülen sorumluluktan kurtulma hâllerinden ve sorumluluk sınırlamalarından yararlanamaz.” Dosya içerisinde zarara, kasten veya pervasızca bir davranışla sebebiyet verildiğine ilişkin bir bir delil bulunmadığından zarar gören emtiadaki davalının tazminat sorumluluğu 6102 sayılı TTK m. 882’ye göre belirlenecektir. Sözü geçen maddelerin kıyas yoluyla antrepo işletenlerin sorumluluğuna da uygulanacağını Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018 / 4421 Esas; 2019 / 5837 Karar; 25.09.2019 Tarih sayılı kararında da tespit edilmiştir.
Davacı vekili mahkememize verdiği 28.01.2021 tarihli dilekçesiyle özel çekme hakkının taleplerinin üzerinde çıktığını ve talepleri olan 19.771,18 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Bu gerekçelerle 6100 sayılı HMK m. 26 taleple bağlılık ilkesine göre davanın kabulüne yönelik olarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-19.771,19-TL sigorta tazminatı alacağının davalıdan alınarak dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davacıya verilmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 1.350,57-TL nispi karar harcından peşin alınan 238,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 1.111,78-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan toplam ‭‭‭2.038,19‬-TL’nin ( 31,40-TL BVH, 4,60-TL VH, 238,79-TL Peşin Harç, 313,40-TL Tebliğ ve Posta, 1.450,00-TL ) yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/02/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır