Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/474 E. 2018/1045 K. 18.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/474 Esas
KARAR NO : 2018/1045
DAVA : Sözleşmenin Feshi / Cezai Şart Alacağı
DAVA TARİHİ: 02/05/2013
KARAR TARİHİ: 18/10/2018
İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
BİRLEŞEN 2015/1027 ESAS SAYILI DOSYASI
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ: 14/10/2015
Mahkememizde görülmekte olan Sözleşmenin Feshi / Cezai Şart Alacağı, Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … A. Ş.’nin… Mahallesinde kain ve tapunun … pafta, 536 Ada, 2 Parsel sayısında kayıtlı taşınmazın maliki olduğunu, sözü geçen bu taşınmaz ile ilgili olarak davalı …Şti. ile …Noterliği nin 28 Aralık 2012 tarih ve …yevmiye numarasına kayıtlı olarak “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi” akdedildiğini, davalı yan, inşaat sözleşmesinin 28 maddesi ile; Sözleşmenin imza tarihi başlangıç kabul edilmek kaydı ile 40 (kırk) gün içerisinde, sözleşme ile yükümlendiği edimlerin teminatını teşkil etmek üzere, SPK lisanslı bir değerleme firmasının en az 7.000.000,00-TL {Yedimilyon Türk Lirası) değer takdir edeceği bir taşınmaz üzerinde, müvekkili firma lehine süresiz ve 1. dereceden teminat ipoteği tesis ettirmeyi kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, taraflar arasında akdedilen inşaat sözleşmesinin 28 Maddesinin 2 Paragrafı ile de; Yüklenici’nin kararlaştırılan 40 (kırk) günlük süre içerisinde, teminat İpoteğini Arsa Maliki lehine tesis ettirmemesi halinde Arsa Maliki’ne inşaat sözleşmesini haklı nedenle tek taraflı olarak fesih etme hak ve yetkisi tanındığını davalı yan sözleşme ile kararlaştırılan 40 günlük süre içerisinde (06/02/2013 tarihinde dolduğunu) teminat ipoteği tesisi ile ilgili edimini yerine getirmediğini ve bila tarihli yazılı başvurusu ile; sözleşmenin 28. Maddesinde kararlaştırılan 40 günlük süre içerisinde teminat ipoteği tesisi ile ilgili taahhüdünü yerine getirmediğini bildirerek 40 günlük sürenin uzatılmasını talep ettiğini, müvekkili firmanın, aradaki iyiniyetin korunması ve sorunun görüşmeler yolu ile halli için teminat ipoteği tesisi için sözleşme ile kararlaştırılan 40 günlük sürenin, davalı yanın talebi doğrultusunda, 20 Mart 2013 tarihine kadar uzatılmasına yazılı olarak muvafakat ettiğini, ancak davalı yanın, uzatılan süre içerisinde de (20 Mart 2013 tarihine kadar), sözleşme ile kararlaştırılan 7 milyon TL’sı bedelli teminat ipoteği tesis ettirilmesi ile ilgili edimini yerine getiremediğini; kapsamı nedeniyle uzun yıllara sari ve ciddi inşaat maliyetine ihtiyaç olan projede, müvekkili firmanın kendisini garantiye alması açısından oldukça önem arz eden bu önemli edimin yerine getirilmemesi, güven duygusu eksikliği oluşturmuş ve iyiniyetle tahammül sûresi de çoktan dolduğundan, …Noterliği’ nden keşide edilen 17 Nisan 2013 tarih ve… yevmiye nolu ihtarname ile; “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Taşınmaz Satış Vadi Sözleşmesinin yüklenicinin daha işin başında, sözleşmedeki en önemli edimi yerine getirmediği gerekçesi ile sözleşmenin 20. Maddesi ile 23.2 maddesi uyarınca, haklı nedenle fesih edildiğini ve fesih bildirimi 20/04/2013 tarihinde davalı yana tebliğ edildiğini; davalı yanın, sözleşmenin feshi ile ilgili hiçbir itirazda bulunmadığını, ancak sanki hiçbir şey olmamış gibi, satış için bir takım girişimlerde bulunduğunu, “…” ismi ile satışa çıktığını, satış ofisi oluşturduğunu, proje ile ilgili İstanbul’un bütün semtlerinde biliboardlara reklamlar verdiğini, televizyonda reklam yayınlattığını, resmi web sitesi olan www.bulutinsaatyapi.com.tr adresinde tamtım ve reklam yaparak satış için girişimlerde bulunduğunu, ortada tasdikli bir mimari proje, inşaat ruhsatı ve inşaat yapacak bir bütçe olmadan, bu tür girişimlerde bulunulması ve sözleşmenin fesih edildiğinin üçüncü kişilerden saklanarak, üçüncü kişilerin iyi niyetinin suistimal edilmeye çalışılması vekil eden firmayı oldukça tedirgin ettiğini ve ciddi bir muarazanın doğmasına sebep olduğunu, davalı yanın bu kötü niyetli girişimlerinin önüne geçmek amacı ile, … Noterliğinden keşide edilen 25 Nisan 2013 tarih ve 9513 yevmiye nolu ihtarname ile de, satış girişimlerinden vazgeçilmesi, satış yapılmaması, reklam yapılmaması, yapılan reklamların kaldırılması aksi halde hukuki ve cezai yollara müracaat edileceği davalı yana bildirildiğini, … Noterliği’nden keşide edilen 25 Nisan 2013 tarih ve…yevmiye nolu ihtarname ile de; … Noterliği’nden tanzim ve tasdikli, 22 Ocak 2013 tarih ve 1752 yevmiye numarasına kayıtlı olarak, inşaat sözleşmesi kapsamındaki işlerin takibi için verilen, vekaletname ile vekil tayin edilen …ve …vekillikten azledildiğini, ayrıca Sözleşmenin fesih edildiği … Tapu Sicil Müdürlüğü’ne ve … Belediye Başkanlığı’na ve …’ye de yazılı olarak bildirildiğini, bu sebeplerle,.. Noterliğinden tanzim ve tasdikli, 28 Aralık 2012 tarih ve …Yevmiye No’lu ‘Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin haklı nedenle fesih edildiğinin ve davalı yanın hak sahibi olmadığının TESPİTİ ile oluşan muarazanın sonlandırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davacı vekili 04.12.2013 tarihli dilekçesinde; …oterliğinden tanzim ve tasdikli, 28.12 2012 tarih ve…Yevmiye Nolu “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin haklı nedenle feshine karar verilmesi, davalı yanın, sözleşme ile yükümlendiği edimleri yerine getirmemesi ve sözleşme hükümlerine aykırı hareket etmiş olması sebebiyle muaccel hale gelen 5.087.500,00 TL’ sı (2.500.000-$ karşılığı, 1$=2,035-TL) cezai şartı alacağının, dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davasını ıslah ederek talebini 24.037.331,00 TL’ye çıkarmış, nispi harcı yatırmıştır.
3-Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili …Şti, ile davacı arasında, … Noterliğinin 28.12.2012 tarih ve… yevmiye sayı ile …Mahallesinde kam … pafta, 536 ada, 2 parselde kayıtlı, 42.966,24 m2 miktarlı taşınmaz üzerine taahhüde dayalı inşaat yapmak üzere Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı Ve Taşınmaz Satış Vadi Sözleşmesi yapılmış olduğunu, davacı arsa malikinin, ilk önce … Noterliğinin 17.04,2013 tarih ve …yevmiye sayılı İhtan ile taraflar arasında Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesini 28, maddeye dayanak göstermek suretiyle fesh ettiğini beyan eden ihtarnameyi müvekkil şirkete tebliğ ettiğini ve daha sonradan da …Noterliğinin 26.04.2013 tarih ve …sayılı ihtarı ile de proje ile ilgili her türlü reklam, tanıtım, şerh, satış ve benzeri işlemleri ortadan kaldırılmasını talep ettiğini, bu arada arsa maliki olan davacı taraf vekalet verdiği kişileri de azlettiğini, davacı arsa malikinin iş bu dava öncesi çekmiş olduğu ihtarlarının dayanağının olmadığını karşı ihtarla bildirildiğini; taraflar arasında yazılı ve şifahi görüşmeler neticesinde müvekkil şirket, sözleşmenin 28 Maddesi gereğince taşınmaz teminatının hazır olduğunun bildirilmesi için davacı yana … Noterliğinin 18.04.2013 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarnamesini, şirketin sözleşmedeki adresine keşide ederek gönderdiğini, sözleşmenin 31. Maddesi gereğince tarafların tebligat adresi sözleşmede yazılı olan adres olduğunu, adres değişiklikleri diğer tarafa 10 gün içinde noter kanalıyla yazılı olarak bildirmek zorunda olduğunu, davacı arsa malikinin, adres değiştirdiği halde müvekkil şirkete bu değişikliği yazılı olarak bildirmediğini ve dolayısıyla davalı arsa malikine teminatın hazır olduğuna dair çekilmiş ilk ihtarname de tebliğ edilmemesine rağmen sözleşme kapsamında tebliğ edilmiş sayılacağını, burada kusurun müvekkilinde değil arsa malikinde olduğunu, bu nedenlerle davacı arsa malikinin fesih iradesi yerinde olmadığını, davacı arsa malikinin, davalının teminatının hazır olduğunu beyan ettiği ihtarından sonra veya aynı zamanda teminatın süresi içinde verilmediği nedeni ile fesih yönünden İhtarname göndermesi, hem sözleşmeye ve hem de Medeni Yasanın 2. Maddesindeki “Herkes, haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken dürüstlük kurallarına uymak zorundadır.” kuralına aykırı olduğunu, burada hakkaniyet ilkesinin ön plana çıktığını, çünkü, davacı arsa malikinin de bilgisi olduğu üzere müteahhit müvekkil şirket, 3 ay gibi kısa zamanda projeyi başlama aşamasına getirmiş ayrıca komisyon ücreti, proje onay ücreti, TV, gazete, bilboard, reklam bağlantıları, sözleşme için noter giderleri, ofis kurulum masrafları ve 6 aylık peşin ofis kira gideri, reklam filminin hazırlanması, iki adet maket projenin hazırlanması, cet raporu, …yazısı, reklam katalog basım masrafları, arazinin etrafının cesanla sarılması ve şantiyenin kurulması, elektrik bağlanması masrafları başta olmak üzere bu güne kadar toplamda KDV dahil 5.000.000,00 TL üzerinde harcama yaptığını, yapılan bu giderlerin davacı tarafça da pekala bilindiğini, müvekkil şirketin bu güne kadar yapmış olduğu, iş bu giderler ve diğer tüm çalışmaları, yapılacak olan inşaata ne kadar önem verdiğinin ve karşı tarafa güvendiğinin bir göstergesi olduğunu, inşaat için henüz daha yapı başlama izin süresi dahi dolmadan sözleşmenin fesih edilmesi veya feshedilme niyeti taşınması iyi niyetten uzak olduğunu, sözleşmeyi ve hukuku zorlama ile bu kararın alınamayacağını, her ne kadar müvekkil şirket reklam çalışmaları yapmış ise de şu aşamada projeden kaparo almak kaydıyla ön sözleşme ile daire sattığını, ancak yapılan reklamlardan sonra ciddi alıcı gurupları ile görüşmeleri olduğunu, sözleşmenin fesh edilmesi halinde müvekkil şirket, bu güne kadar yapmış olduğu masrafların yanında ayrıca çok büyük oranda zarar ve ziyana uğrayacak, büyük karlardan mahrum kalacağını, bunların da dikkate alınması gerektiğini, arsa malikine sözleşmede belirlenin üstünde dahi teminat vermeye hazır olduklarını, ancak arsa malikinin başkaca bir amacı olup olmadığı bilinmemekle birlikte teminatı almaya yaklaşmamakta, sözleşme kapsamında gerekli eksper ve değerlendirme çalışmaları yapmamakta olduğunu, buna rağmen müvekkil şirketin iyi niyetini koruduğunu, ayrıca …’nin bölgedeki plan ve revizyon çalışmalarına başlaması nedeniyle, ilgili… Belediyesine yapılan müracaatlarda, yeni inşaat ruhsat taleplerine ilişkin …’ den plan ve revizyon çerçevesinde bir değerlendirme alındıktan sonra izin verilebileceğinin belirtildiğini, bu husus davacı arsa maliki yetkilerince de bilindiğini, müvekkil şirketin bu işlemleri de başlattığını, belediyece gerekli yazılar yazıldığını, cevapları da alındığını, davacının da bilgisi olduğu üzere TOKİ’ nin bölgedeki revizyon çalışmalarının sonradan geliştiğini, zaten taraflar bu nedenle gerek yazılı ve gerekse şifahi olarak sözleşmenin 28 Maddesi gereğince verilmesi gereken teminatın verilme süresini karşılıklı iyiniyet çerçevesinde uzattıklarını, esasen bu uzatma taleplerinin davacıdan geldiğini, burada esas olan davacı Arsa Malikinin bir kaybının olmaması olduğunu, teminatın bir ay önce verilmesi ile bir ay sonra verilmesi arasında davacı arsa malikinin hiçbir kaybı olmayacağını, ancak sözleşmenin feshi halinde projeyi bu güne kadar getiren davalı yüklenicinin çok büyük maddi ve manevi kaybı olacağını, …revizyon çalışması nedeninden dolayı 28. Madde kapsamında teminat hazır olduğu halde… den alınması gereken cevabi yazıların beklenmesi için şifahi olarak Nisan ayına kadar süre uzatıldığını, kaldı ki sözleşmenin 23 2. maddesi gereğince teminatın davacıya verilmesi için yazılı olarak 20 gün süre verilmesi gerekirken bu yönden çekilen bir ihtar da olmadığını, çünkü bu hususların, taraflar arasında şifahen önceden konuşulduğunu, bu nedenlerle müvekkil şirket davacı firmaya inanarak ve güvenerek, iyiniyet çerçevesinde inşaat için gerekli çalışmalara devam etmiş ve yüksek miktarda harcamalar yaptığını, sözleşmenin feshinin bölgede tanınan ve bilinen firma olarak, şirketimizin müşteriler nezdinde itibarının da sarsılmasına ve onarımı imkansız zararlarına neden olacağını, çünkü, iş bu proje kamuoyuna müvekkil tarafından ilan edilmiş olup artık kamuoyuna da mal olmuş bir proje olduğunu, daha önce bilgi mahiyetinde göndermiş olduğumuz ihtarnamede açıkladığımız üzere sözleşmenin 28 Maddesi gereğince, imzadan itibaren 40 gün içinde en az 7.000.000 TL değerinde teminat verilmesi kararlaştırıldığını, …’nin bölgedeki plan ve revizyon çalışmaları nedeniyle yapılan görüşmelerde iş bu teminat verilmesi uzatılmış olup 28.12.2012 tarihli Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesinin 28. Maddesi gereğince, adına kayıtlı olan …Mahallesinde kain olan 2949 ada, 9 parsel sayılı, 2270 m2 miktarlı konut + ticaret alanında olan ve halen üzerinde inşaat yapılmaya devam edilen, piyasa rayiç değeri yaklaşık 9.000.000,00 TL olan kaydında herhangi bir takyidat bulunmayan taşınmazını sözleşmenin 28. Maddesi gereğince teminat niteliğinde İPOTEK vermeye, tapuda gerekli işlemleri yapmaya hazır olduğunu tekrar beyan ettiklerini, bu hususta her türlü değerlendirmeye de açık olduklarını, bu nedenlerle de sözleşmenin feshi yerinde olmadığını, sonuç olarak; zarar-ziyan, maddi ve manevi tazminat ile cezai şart ve ayrıca bu güne kadar sözleşme kapsamında yapılan tüm masraf talebi ile ilgili hakları saklı kalmak kaydıyla taraflar arasında sözleşmenin 28 Maddesindeki teminat ile ilgili herhangi btr muaraza olmadığından, müvekkil şirketin teminatının hazır olması nedenleri, bölgede …’ nın revizyon çalışmaları M. K. 2. Maddesi, ayrıca inşaat ile ilgili gelinen aşamada, davacı arsa malikinin sözleşmeyi tek taraflı haksız nedenlerle fesh etmesi yerinde olmadığından bu husustaki tespit ve muarazanın giderilmesi talebinin Reddi ile davacı arsa malikinin taleplerinin reddine ve masraf ve ücretin de davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
4-Davalı vekili 07.01.2014 tarihli dilekçesinde özetle; Dilekçe ekinde yer alan inşaatla ilgili harcama tutarının 11.000.000,00 TL üzerinde olduğunu, sözleşmenin fesh edilmesi halinde müvekkil, şirket bu güne kadar iyiniyetle ve arsa malikine güvenerek yapmış olduğu masrafların yanında ayrıca çok büyük oranda zarar ve ziyana uğrayacak, büyük karlardan mahrum kalacağını, müvekkil şirket projenin iyiniyetle yapılması için arsa malikine sözleşmede belirlenen üstünde dahi teminat vermeye hazır olduğunu, ancak arsa maliki, başkaca bir amacı olup olmadığı bilinmemekle birlikte teminatı almaya yaklaşmadığını, sözleşme kapsamında gerekli eksper ve değerlendirme çalışmaları yapmadığını, dava konusu taşınmaz ile ilgili her türlü engelini … engelini aşarak ruhsat harçlarının önemli bir bölümünü ödeyen davalı şirket, ruhsat alımı aşamasına getirmiş olmasına rağmen bahsedilen 27.06.2013 tarihinden sonraki dönemde müvekkil firma yetkililerine bu işlemlerin takibi için vekaletname verilmesi gerekirken verilmediğini, müvekkilin tek taraflı olarak imzalamış olduğu işbu belgenin – işlemlerin takibi için yeniden vekaletname verilmedikten sonra – hiçbir dayanağı olmadığını, çünkü daha önceden verilen vekaletnameler tamamen azledildiğini,…Mahallesinde kain olan 2949 ada 9 parsel sayılı, 2270 m2 miktarlı konut + ticaret alanında olan ve halen üzerinde inşaat yapılmaya devam edilen taşınmaz, üzerindeki inşaatın geldiği seviye açısından piyasa rayiç değeri yaklaşık 30.000.000 TL’nin üstünde olduğunu, diğer taraftan davacı şirketin imzaya yetkili, ortağı ve yönetim kurulu başkanı … ve diğer taraftan yönetim kurulu üyesi, başkan yardımcısı ise …’nın eşi olan …olduğunu, eş olan ortaklar arasında iş bu dava konusu olan inşaat sözleşmesinin yapılmasından sonra basına yansıdığı kadarıyla derdest olan boşanma davası olduğunu, salt bu nedenden dolayıda davacı şirket yetkilisi olan …, inşaat ve ruhsat ile ilgili işlemlerin aceleye getirilmemesini, kısmen şu aşamada durdurulmasını, kısmen beklenmesini talep ettiğini, bu açıdan da davacı şirketin talepleri yerinde olmadığını belirtmiştir.
5-Birleşen, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkil şirket ile davalı arasında, … Noterliğinde 28/12/2012 tarih ve … yevmiye sayı ile belirtilen taşınmaz üzerine taahhüde dayalı inşaat yapmak üzere arsa payı karşılığı inşaat yapımı ve taşınmaz satış vaadi sözleşmesi yapıldığını, daha sonra davalı arsa malikinin … Noterliğinin 17/04/2013 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarı ile taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 28. Maddesine binaen sözleşmeyi fesh ettiğini bildirir ihtarnameyi müvekkil şirkete tebliğ ettiğini, ancak bu sözleşmeden doğan inşaatın yapılması için iyi niyetle harcanan alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
6-Taraf vekillerince davaya ilişkin delilleri belge ve dayanakları ile dosyaya sunulmuştur.
7-Taraf iddialarının yerindeliği bakımından inceleme yapılarak rapor tanzimi için dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; ” Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı tarafın sözleşme ile kararlaştırılan teminat yükümlülüğünü yerine getirmemesi sebebiyle, sözleşmenin 28 Maddesi gereğince müvekkilinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesini feshettiğini/ feshetmek isteğini, buna ilave olarak aynı maddenin 2 fıkrasında belirtilen cezai şartın ödenmesini talep etmekte; buna karşılık, davalı vekili cevap dilekçesinde, süresi içinde teminat veremediklerini ancak, şu an itibariyle teminatı vermeye hazır oldukları, bu aşamada sözleşenin feshedilmesinin dürüstlük kuralı ile bağdaşmadığını, zira müvekkilinin söz konusu sözleşmenin hayata geçirilmesi için yüksek miktarda giderde bulunduğunu ileri sürmektedir. Sözleşmenin hükmü, tarafları açısından bağlayıcı olmasıdır. Taraflar imzalamış oldukları … Noterliği nin 28 Aralık 2012 tarih ve …yevmiye numarasına kayıtlı olarak “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi” ile yükümlülüklerini açık olarak öngörmüşlerdir. Sözleşme hükümleri incelendiğinde, sözleşmenin haklı nedenle feshi için iki ayrı nedenin öngörüldüğü görülmektedir. Bunlardan ilki, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 6 ay içinde temel ruhsatının alınamaması, ikincisi ise sözleşme ile verilmesi kararlaştırılan 7.000.000 TL tutarındaki teminat ipoteğinin vermemesidir. Bu şartlar altında Takdiri Mahkemeye ait olmak üzere şu değerlendirmeleri yapmamız mümkündür. Davacı şirket fesih nedeni olarak teminat ipoteğinin verilmemesi nedenine dayanmaktadır. Bu sebeple davalı şirketin yakın bir zamanda inşaata başlanabileceği, ilgili yazı ve izinlerin yakın zamanda alınacağına ilişkin iddialarının bu iddia karşısında bir önemi bulunmamaktadır. Çünkü davacı arsa sahibi, sözleşmenin imzasından itibaren 6 ay içinde temel ruhsatı alınamaması sebebine dayanmamaktadır. Kaldı ki, fesih tarihi itibariyle 6 aylık süre dolmamıştır. öyle ise, teminat ipoteği bakımından değerlendirme yapmak gerekir. Sözleşmenin, Teminat İpoteği başlığını taşıyan 29. Maddesi, “Yüklenici, iş bu sözleşmenin imza tarihi başlangıç kabul edilmek kaydı ile 40 gün içinde, arsa malikinin kabul edeceği, SPK lisanslı bir değerleme firmasının en az 7.000.000,00 Ti (Yedimilyon Türk Lirası) değer takdir edeceği ve arsa malikinin kebul edeceği bir taşınmaz üzerinde, bu sözleşme ile yükümlendiği edimlerin teminatım teşkil etmek üzere arsa maliki lehine süresiz ve 1. dereceden teminat ipoteği tesis edecektir ipotek tesis edilecek olan taşınmaz, takyıdatsız olarak ve pürüzsüz bir taşınmaz olacak ve ipoteğin tesisi ile ilgili her türlü masraf yükleniciye ait olacaktır. Yüklenici, kararlaştırılan 40 gün içerisinde teminat ipoteğini arsa malikine lehine tesis ettirmez ise, arsa maliki iş bu sözleşmeyi haklı nedenle tek taraflı olarak feshetme hak ve yetkisine sahiptir. Sözleşmenin bu sebepten dolayı feshedilmesi durumunda, Yüklenicinin fesih tarihine kadar yapmış olduğu tüm giderler kendi üstünde kalacak ve bu konuda arsa malikinde hiç bir talepte bulunamayacaktır. Ayrıca bu sözleşme tapuya şerh edilmiş olur ise, yüklenici bu şerhin terkininin talep edilmesi halinde 7 gün içinde şerhin terkinine muvafakat edeceğini, tapuda gerekli işlemleri yapacağını, bu taahhüdünden kaçınması halinde 23 2. maddesinin 1. Paragrafında düzenlenmiş olan cezai şartı arsa malikine ödeyeceğini kabul ve taahhüt etmektedir. Hükmünü içermektedir. Buna ilave olarak, sözleşmenin Haklı Nedenle Fesih başlığım taşıyan 23.2 maddesi ‘Taraflardan herhangi biri sözleşme ile yükümlendiği edimi yerine getirmekten kaçınır ise diğer taraf yazılı ihtar ile yerine getirilmeyen edimin 20 gün içensinde yerine getirilmesini ister. Bu süre sonunda edimin yerine getirilmemesi sözleşmenin haklı nedenle fesih nedenidir. Sözleşmenin bu şekilde haklı feshine sebep olan taraf, diğer tarafa bu yöndeki tazminat, zarar, yargılama giderleri vb dışında ayrıca ve ilaveten olarak İkimilyonbeşyüzbin Amerikan Doları cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt edet hükmünü içermektedir. Sözleşmenin 28.12.2012 tarihli olduğu dikkate alındığında, davalı müteahhit firmanın 08.02.2013 tarihine kadar ipotek tesis ettirmesi gerekirdi Ancak bu süre zarfında ipotek tesis ettirilmediği tartışmasızda ve her iki tarafın da kabulündedir. Bu hususta öncelikli olarak davalı şirketin yazısı bulunmaktadır ki, söz konusu yazıda (40+20=60) günlük sürenin dolmasına 14 gün kaldığı ve süre uzatımının karşılıklı görüşüleceği yazılıdır. Her iki tarafın da kabulünde olan bir diğer husus, uzatılan bu sürenin 20.03.2013 tarihi olduğudur. Bu noktada davalı şirketin süre uzatımı için kendilerine ihtarname çekilmesi gerektiği, oysa ihtarname çekilmeden, sözlü olarak bu konuda anlaşıldığı, dolayısıyla ihtarname şartının yerine getirilmediği iddiaları, kanaatimizce yerinde değildir. Davalı vekili, teminat vermek üzere kendilerinin hazır olmalarına rağmen arsa maliki davacı şirketin bunu talep etmediğini ileri sürmektedir. Teminat verme borcunun muaccel olduğu konusunda bir tereddüt yoktur, öyle ise ifayı borçlu teklif etmeli ya da teklif ettiğini ispat etmelidir Dolayısıyla bu iddia da yerinde değildir. Davalı vekili, sözleşmenin feshi nedeni ile uğramış oldukları zararların, yani, projenin hayata geçirilmesi için yapılan giderlerin ödetilmesini istemektedir Oysa sözleşmenin teminat verilmemesi sebebiyle arsa maliki tarafından haklı nedenle feshi sonrasında, müteahhit tarafından yapılan giderlerin müteahhit üzerine kalacağına dair özel hüküm bulunmaktadır. Sözleşmenin 28. Maddesi ‘ Sözleşmenin bu sebeple feshedilmesi durumunda Yüklenicinin fesih tarihine kadar yapmış olduğu tüm giderler kendi üstünde kalacak ve bu konuda arsa malikinde hiç bir talepte bulunamayacaktır… “hükmünü içermektedir. Dolayısıyla bu giderler de arsa malikinden istenemeyecektir. Her iki taraf da karşılıklı olarak 2 500.000 USD tutarında cezai şartın kendilerine ödenmesini talep etmekledir. Davacı tarafın sözleşmeye aykırı davranışı bulunmadığından, davalı şirketin bu cezai şartın talep edilemeyeceği kanaatini taşımaktayız. Davacı şirket de aynı miktarda cezai şart talep etmektedir Sözleşmenin 28 Maddesinde, tapuya şerh edilen sözleşmenin terkin edilmemesi durumunda bu cezai şartın ödeneceği hükmü ile yine sözleşmenin 23.2 maddesi ile genel olarak sözleşmeye aykırı davranış ceza hükmüne bağlanmıştır. Dosya kapsamında sözleşmenin tapuya şerh edildiğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamaktadır Aksine Tapu Sicil Müdürlüğüne yönelik yazılmış azılname mevcuttur. Davalı şirketin 28 Madde gereği teminat için ipotek vermemesi karşısında, sözleşmeye aykırılık sebebiyle cezai şart alacağının doğduğu düşünülmektedir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin tespitini talep etmektedir Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerin feshi bakımından, Yargıtay’ın kabul ettiği temel prensip, ayni etkileri olacağı için, feshin dava yoluyla kullanılması şeklinde olmasına karşılık, somut olay bakımından, tapuya şerh edilmemiş ve arsa payının müteahhide onun gösterdiği üçüncü kişilere devredilmemiş olması karşısında fesih, aynı sonuçlar doğurmayacağı için, fesih iradesinin dava dışı (somut olayda ihtarname ile) kullanılabileceği ve somut olayda ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 18.04.2013 tarihinde sözleşmenin feshedildiği, tarafların her ne kadar fesih kavramını kullanmış iseler de edimlerin ifasına başlanamadığı için, bunun sözleşmeden dönme olarak anlaşılması gerektiği düşünülmektedir. ” değerlendirmeleriye; Taraflar arasında imzalanan Bakırköy 22. Noterliği’nin 28 Aralık 2012 tarih ve 44100 yevmiye numarasına kayıtlı olarak “Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin, sözleşmenin 28. Maddesinde belirtilen teminat verme yükümlülüğüne aykırı davranış sebebiyle, arsa sahibi tarafından 18.04.2013 tarihinde feshedildiği (sözleşmeden dönme), (sözleşmeden dönmenin) feshin haklı olduğu, davacının 2.500.000 USD tutarında cezai şart talep edebileceği; davalı müteahhit firmanın ise yaptığı giderleri isteyemeyeceği, bu sonucun sözleşmenin 28. maddesinin açık hükmü olduğu, ayrıca cezai şart talep edemeyeceği sonuç ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
8-Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf vekilleri bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını sunmuştur.
9-Mahkememizce 30.03.2016 tarihli 2. Nolu ara karar ile bilirkişi raporu denetime ve hükme el verişli bulunmadığından yeni heyetten bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş ve dosya bilirkişi kuruluna tevdi edilmiştir. Dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporunda; “a-) Arsa maliki davacı…A.Ş. ile davalı yüklenici …Şti. arasında … Noterliği’nde 28 Aralık 2012 tarihinde imzalanan “Düzenleme Şeklinde Arşa payı Karşılığı İnşaat Yapımı ve Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesi”nde tarafların yükümlülükleri açık bir biçimde belirlenmiştir. Arsa maliki davacı taraf haklı feshe gerekçe olarak sözleşmenin 28.2 maddesinde öngörülen Teminat ipoteğinin davalı tarafça tesis edilmemiş olmasını göstererek sözleşmeyi…Noterliği’nden davalı şirkete keşide ettiği 17/04/2013 tarihli ihtarname ile feshetmiştir. b-) Yukarıda 6 numaralı bentte yer verilen, Sözleşmenin “Teminat İpoteği” başlıklı 28.2 maddesinde; “Yüklenici, iş bu sözleşmenin imza tarihi başlangıç kabul edilmek kaydı ile 40 (kırk) gün içersinde Arsa Malikinin kabul edeceği SPK lisanslı bir değerleme firmasının en az 7.000.000,00 (Yedimilyon Türk Lirası) değer takdir edeceği ve Arsa Malikinin kabul edeceği bir taşınmaz üzerinde, bu sözleşme ile yükümlendiği ediminin teminatını teşkil etmek üzere Arsa Maliki lehine süresiz ve l. dereceden teminat ipoteği tesis edecektir. İpotek tesis edilecek olan taşınmaz takyidatstz ve pürüzsüz bir taşınmaz olacak ve ipoteğin tesisi ile ilgili her türlü masraf yüklenici’ye ait olacaktır. Yüklenici, kararlaştırılan 40 (kırk) günlük süre içersinde teminat ipoteğini Arsa Maliki lehine tesis ettirmez ise, Arsa Maliki iş bu sözleşmeyi haklı nedenle tek taraflı olarak fesih etme hak ve yetkisine sahiptir…” seklinde hükme yer verilerek, tesis edilecek teminat ipoteğinin süresi yanında bu ipoteğin miktarı ve niteliği konusundaki şartlar da açıkça ortaya konulmuştur. Taraflar arasındaki sözleşmenin tarihinin 28.12.2012 olduğu göz önünde bulundurulduğunda, davalı yüklenicinin 06.02.2013 tarihi itibariyle teminat ipoteğini tesis ettirme yükümlülüğü altında olduğu ortaya çıkmaktadır. Ancak, davalı şirketin başvurusu üzerine bu süre 20/Mart/2013 tarihine kadar uzatıldığı halde uzatılan bu tarihte de teminat verme yükümlülüğü davalı tarafça yerine getirilmediğinden, davacı taraf tam 28 gün sonra 17/04/2013 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiştir. c-) Davalı taraf, fesih ihtarnamesini tebliğ ettiği 18/04/2013 günü … Noterliği’nden davacı tarafa keşide ettiği …yevmiye no.lu ihtarnamede, 2013/Mart ayı sonunda teminat hazır olduğu halde müvekkili şirketten talepte bulunulmadığını, müvekkili şirketin, adına kayıtlı olan …İlçesi,…Mahallesinde kain ve tapunun 2949 ada, 9 parsel sayısında kayıtlı 2270 m2 konut+ticaret alanında olan ve halen üzerinde inşaat yapılmaya devam edilen ve rayiç değeri 9 milyon taşınmazı üzerinde teminat niteliğinde ipotek vermeye hazır olduğunu, bunun için gerekli işlemlerin başlatılmasını ihtar ettiğini, ancak davacı yanın sözleşmedeki adresini değiştirmesi nedeniyle bu ihtarnamenin tebliğ edilememiş olmasında kendi kusurlarının bulunmadığını bu nedenle davacı tarafın tek taraftı fesihte haksız olduğunu ileri sürmüştür. Ancak, davalı yanın bu yöndeki itirazlarında haklı olduğunu söylemek mümkün olmamaktadır. Öncelikle 2013/Mart ayı sonunda teminat hazır ise davacı taraftan talepte bulunulmasına gerek olmadan, davalının muaccel hale gelmiş olan teminat verme borcunu yerine getirmek istediğini davacı tarafa bildirmesi gerekmektedir. Davalı taraf böyle bir bildirimde bulunduğunu kanıtlamış değildir. Bunun yanında, teminat olarak işerinde ipotek tesis ettirmeyi teklif ettiği davalı şirket adına kayıtlı…Mahallesinde kain ve tapunun 2949 ada, 9 parsel sayısında kayıtlı 2270 m2 konut+ticaret alanında olan ve halen üzerinde inşaat yapılmaya devam edilen ve rayiç değerinin 9 milyon olduğu belirtilen taşınmazın, Sözleşmenin “Teminat İpoteği” başlıklı 28.2 maddesinde öngörülen şartları taşımadığı açıktır. Şöyle ki, 28.2 maddede öngörülen diğer şartlar bir yana, ipotek tesis edilecek olan taşınmazın her şeyden önce takyidatsız ve pürüzsüz bir taşınmaz olması gerekmektedir. Oysa, yukarıda 9 no.lu bentte yer verildiği üzere… Müdürlüğü’nün 03.03.2014 tarihli yazısı yazısı ekinde yer alan 2949 ada, 9 parsel sayısında kayıtlı davalı şirkete ait 2270 m2 arsa üzerinde … Bankası lehine 8.000.000,00 TL meblağlı 1.derecede ipotek tesis edildiği görülmektedir. d-)Son olarak sayın Mahkemeden …Tapu Müdürlüğü’ne gönderilen 31/03/2016 tarihli ve … E. sayılı müzekkerede, davaya konu … Mahallesinde bulunan 2949 âdâ, 9 parsel sayılı 2270 m2 miktarlı taşınmazın 2012-2013 yıllarını da gösterir takyidatlarının, var ise resmi ipotek senetleri ile birlikte çok acele ve tekiden gönderilmesi talep edilmiş olup, Esenyurt Tapu Müdürlüğü’nden gönderilen 13/04/2016 tarihli, 160.01/E.340918 sayılı cevabi yazı ekinde yer alan 16/04/2012 tarihli ve 13042 yevmiye nolu Resmi Senet fotokopisinden, arsa nitelikli söz konusu taşınmazın tamamı … Şti. adına kayıtlı iken, … Bankası AŞ. Merkez ve…Şubesi ile diğer şubeler tarafından açılmış ve açılacak 6.000.000,- TL kredilerin ana parasının teminatı olarak banka lehine 1. derecede şüresiz ipotek tesis edildiği anlaşılmış olup ipoteğin fekkedildiğine dair herhangi bir bilgiye rastlanmamıştır. Bu durum karşısında davalı tarafın teminat ipoteği vermeye hazır okluklarını bildirmesinin bir anlamı olmamaktadır. e-)Taraflar arasındaki sözleşmenin 23.2 maddesinde; “Taraflardan, herhangi biri sözleşme ile yükümlendiği edimi yerine getirmekten kaçınır ise diğer taraf yazılı ihtar ile yerine getirilmeyen edimin 20 (yirmi) gün içersinde yerine getirilmesini ister. Bu süre sonunda edimin yerine getirilmemesi sözleşmenin haklı nedenle fesih nedenidir hükmüne yer verilmiştir. Davalı taraf bu hükme istinaden teminat yükümlülüğünün yerine getirilmesi için kendilerine 20 günlük süre verilmeden sözleşmenin feshedilmesine itiraz etmektedir. Ancak, taraflar arasındaki sözleşmenin tarihi 28.12.2012 olup, davalı yüklenici 06.02.2013 tarihi itibariyle teminat ipoteğini tesis ettirme yükümlülüğü altındadır. Ne var ki davalı yanın başvurusu üzerine bu süre 20 Mart/2013 tarihine kadar uzatılmış olup, davalının teminat verme edimi 20 Mart/2013 tarihinde muaccel hale geldiği halde teminat ipoteği verilmemiştir. Davacı taraf ise 20 Mart/2013 tarihinden itibaren tam 28 gün sonra 17/04/2013 tarihli ihtarname ile sözleşmeyi tek taraflı olarak feshetmiştir. Yani davalı yana edimini ifa etmesi için 20 günlük süre yerine 28 günlük bir süre verilmiştir. Kaldı ki fesih ihtarnamesinin tarihi olan 17/04/2013 tarihine 20 günlük bir süre daha ilave edilmiş olsa dahi, bu sürenin sonunda da halen Sözleşmenin 26.2 maddesinde öngörülen şartlarda bir teminat ipoteğinin sağlanamadığı …Tapu Müdürlüğü’nden gönderilen 13/04/2016 tarihli cevabi yazıdan anlaşılmaktadır. f-) Sözleşmenin 23.2 maddesinde, ” Sözleşmenin bu şeklide haklı nedenle feshine sebep olan taraf diğer tarafa bu yündeki tazminat, zarar, yargılama giderleri vb. dışında ayrıca ve ilaveten olarak İkimilyonbeşyüzbin Amerikan Doları cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt eder. hükmüne yer verilmiştir. Davalı taraf teminat ipoteği tesis ettirme yükümlülüğünü yerine getirememekle sözleşmenin haklı nedenle feshine sebep olduğundan, sözleşmenin 23.2 maddesinde yer alan 2.500.000,00 USD cezai şartı ödemek durumundadır. Ancak, davalı taraf teminat verme edimini yerine getirmemiş olmakla birlikte sözleşme ile yükümlendiği bir kısım edimleri yerine getirmiş olduğu, inşaat işine başlamak için proje onay ücreti TV. gazete, bilboard reklam bağlantılan sözleşme için noter giderleri, ofis kurulum masrafları ve 6 aylık peşin ofis kira gideri, komisyon ücreti, reklam filminin hazırlanması, iki adet maket projenin hazırlanması, cet raporu, TOKİ yazısı, reklam katalog basım masrafları, arazinin etrafının cesanla sarılması ve şantiyenin kurulması, elektrik bağlanması vb. masrafları yaptığı, ticari defterlerini incelemeye sunmamış olması Mahkemenin değerlendirmelerine ait olmak üzere, dosya içeriği yazışmalardan ve incelemeye sunulan belge örneklerinden hesaplanabildiği kadarıyla 6.176.854,90 TL tutarında giderlerinin olduğu, … Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nden Mahkemenin müzekkerelerine cevap olarak gelen 06.06.2015 tarihli, … sayılı yazıdan … sayı ile avan proje onayının yapıldığı anlaşılmıştır. Bütün bu hususların ve ayrıca sözleşmenin 28.2 maddesindeki hükme göre yüklenicinin fesih tarihine kadar yapmış olduğu tüm giderler kendi üstünde kalacak ve bu konuda arsa malikinden hiçbir talepte bulunamayacak olması göz önünde bulundurularak, cezai şartın davalı yanın ekonomik olarak mahvına sebebiyet vermeyecek şekilde tenkisinin Mahkemenin takdirindedir. ” değerlendirmeleriyle; Davacı arsa maliki şirketin, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmeyi, sözleşmenin 28. 2 maddesinde öngörülen Teminat İpoteği” yükümlülüğünün davalı tarafça ifa edilmemiş olması nedeniyle tek yanlı olarak feshetmekte haklı olduğu, davalı tarafın teminat ipoteği tesis ettirme yükümlülüğünü yerine getirememekle sözleşmenin haklı nedenle feshine sebep olduğundan, sözleşmenin 23.2 maddesinde yer alan hüküm gereği 2.500.000,00 USD cezai şartı ödemek durumunda olduğu, davalı tarafın teminat verme edimini yerine getirmemiş olmakla birlikte sözleşme ile yükümlendiği bir kısım edimleri yerine getirmiş olduğu, ticari defterlerini incelemeye sunmamış olması hususu Mahkemenin değerlendirmelerine ait olmak üzere, dosya içeriği yazışmalardan ve incelemeye sunulan belge örneklerinden hesaplanabildiği kadarıyla 6.176.854,90 TL tutarında giderlerinin olduğu, bütün bu hususların ve ayrıca sözleşmenin 28 2 maddesindeki hükme göre yüklenicinin fesih tarihine kadar yapmış okluğu tüm giderlerin üstünde kalacak ve bu konuda arsa malikinden hiçbir talepte bulunamayacak olması da göz önünde bulundurularak, Yargıtay kararları doğrultusunda cezai şartın davalı yanın ekonomik olarak mahvına sebebiyet vermeyecek şekilde tenkisinin Mahkemenin takdirinde olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
10-Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Asıl davada davacı …A. Ş. taraflar arasındaki … Noterliği’nin 28.12.2012 tarih ve …nolu Düzenleme Şeklinde Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım ve Taşınmaz Satış Vaadi Sözleşmesinin haklı nedenle feshini ve davalının sözleşmeye aykırı davranmasından ötürü 2.500.000,00 ABD doları karşılığı, 5.087.500,00 TL cezai şartın tahsilini talep etmiştir.
Birleşen davada davacı …Şti. 28.12.2012 tarihli Arsa Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesinin feshedilmesi halinde, bu sözleşmenin ifa edileceği kanaatiyle, davacının yaptığı masrafların, yapılan harcamaların şimdilik 10.000,00 TL’sinin tazminini talep etmiştir.
Asıl davamızın konusu, Arsa Payı Karşılığı Kat Yapımı Sözleşmesinin haklı nedenle feshinin tespiti ve cezai şart talebi, birleşen davanın konusu ise; Dava konusu sözleşmenin feshi halinde yüklenicinin yaptığı harcamaların tazmini talebidir.
Asıl davada davacı taraf, davalı …İnşaat A. Ş. ile aralarındaki 28.12.2012 tarihli sözleşmenin 28/2. Maddesi uyarınca teminat ipoteği verilmediğinden sözleşmenin 23/2. Maddesi uyarınca sözleşmeyi feshetmiş. Gerçekten de taraflar arasındaki sözleşmenin 28/2. Maddesi incelendiğinde, davalının ” Teminat İpoteği ” yükümlülüğü altında olduğu, bu yükümlülüğün 20 Mart 2013 tarihine kadar uzatılmasına rağmen davalının ipotek vermediği anlaşılmış, davacının 17.04.2013 tarihli ihtarnamesiyle 28 günlük süre vermesine rağmen davalının, Teminat İpoteği vermediği anlaşılmakla, davacının sözleşmenin 23/2.’ye göre 28.12.2012 tarihli sözleşmeyi haklı olarak festtiğine mahkememizce kanaat getirilmiştir.
Davacı haklı sebeple sözleşmeyi feshettiğinden (Davalının Teminat İpoteği vermemesinden dolayı ) davacının sözleşmenin 23/2. Maddesine göre cezai şart isteme hakkı vardır. Ancak cezai şartın 2.500.000,00 ABD doları gibi yüksek bir rakam oluşu, davalının da bu sözleşmeye dayanarak 6.176.854,90 TL harcama yapmış olmasıda dikkate alındığında, davalının ekonomik mahfiyetine sebebiyet vermemek ve yapılan işlerde, harcamalarda gözönünde bulundurularak hak ve nesafet kuralları gereği cezai şart tenkis edilerek 1.000.000,00 TL cezai şart bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Birleşen, İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesinin… Esas sayılı dosyasında, her ne kadar sözleşme feshedilmiş, davacı, yaptığı masrafları talep etmişse de, davacı Bulut İnşaat sözleşmenin feshine kendi kusurlu davranışlarıyla ( Teminat İpoteği vermemesi ) sebebiyet verdiğinden sözleşmenin 28/2. Maddesi uyarınca davacının hiçbir talep hakkı bulunmadığından birleşen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Birleşen davanın reddine,
2-a)Asıl davanın Kısmen Kabul Kısmen Reddi ile, Sözleşmenin haklı nedenle feshedildiğinin tespitine,
b)Davacının cezai şart talebinin Kısmen Kabulü ile 1.000.000 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Birleşen Dava Yönünden;
1-Alınması gereken 35,90 TL harçın peşin alınan 170,78 TL’den mahsubu ile artan 134,88 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
2-Davacı tarafın yaptığı masrafların üzerinde bırakılmasına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince 2.180,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
Asıl Dava Yönünden;
1-Alınması gereken 1.362,772,96 TL harçtan peşin alınan 410.521,85 TL nin mahsubu ile eksik kalan 952.251,11 TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
2-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 410.549,90 TL ( 24,30 TL BH, 410.521,85 TL PH, 3,75 TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı bilirkişi ücreti 5.000,00 TL, tebligat gideri 235,00 TL toplam 5,235,00 TL nin red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 4.344,80 TL nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 264.698,31 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davalının yaptığı 28 TL nin red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 4,76 TL nin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 106.075,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerin üzerinde bırakılmasına, yatırılan avantan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
4-Taraflarca yatırılan avanstan bakiye kalan kısmın kararın kesinleşmesi sonrası davacıya iadesine,
Dair davacı/ birleşen dosya davalı vekilinin yüzüne karşı, tebliğ tarihinden itibaren 2 haftalık yasal süresi içerisinde İstinaf yargı yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …