Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/441 E. 2018/1367 K. 21.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2014/441 Esas
KARAR NO : 2018/1367 Karar
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 17/09/2014
İSTANBUL 43. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
2013/111 ESAS, 2013/200 KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI
DAVA TARİHİ : 25/04/2013
BİRLEŞTİRME TARİHİ : 12/07/2013
Mahkememizde görülen davanın yapılan açık yargılaması sonunda:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı Vekili Asıl Davanın Dava Dilekçesinde Özetle: (Mahkememize devredilen İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesin… Esas Sayılı Dava Dosyası) İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile 183.885,58-TL tutarlı icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine 31.01.2013 günü borca itiraz etmesi neticesinde, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemes… Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, yapılan itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, yapılan icra takibinin, 15.06.2008 tarihli ‘”Antrepo ve Nakliye Sözleşmesi”nden kaynaklandığını, sözleşme gereği davalının almış olduğu hizmet karşılığı ve de faizi ile birlikte 183.885,58-TL’yi ödemesi gerektiğini, kötü niyetli olarak yapılan itiraz nedeniyle davalı taraf aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini, ilgili Mahkemece iş bu dava dosyasının 12.07.2013 günü alınan karar ile birleştirilmesi hususu ile hükme bağlandığını, alacağın birleşen 2013/121 sayılı dava dosyasındaki miktarından farklı olmak üzere masraflara karşı alacağın şimdilik 125.457,65-TL’nin tahsili ile, kötü niyetli olarak yapılan itiraz nedeniyle davalı taraf aleyhine %20 den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatı hükmedilmesine yargılama masrafları ve ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davalı Vekili Asıl Davanın Cevap Dilekçesinde Özetle; Davacının hangi dönem için hangi oran ile antrepo hizmet bedeli istediğine ve takip dayanağı rakama nasıl ulaştığına açıklık getirmek durumunda olduğunu, davalının davacıya herhangi bir borcunun bulunmaması sebebiyle davanın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, ayrıca antrepo kapandıktan sonra da davacı tarafından antrepo hizmeti verilmediğini, buna rağmen sözleşmede belirtilen hizmet bedelinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, sözleşmenin fesih tarihi olan 07.07.2009 tarihinden sonra antrepoya herhangi bir eşya getirilmediğini, bu nedenle yapılan talebin yersiz ve mesnetsiz olduğunu, bu nedenle de davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddi ile takibin iptaline, davacının haksız ve kötü niyetli başlatmış olduğu icra takibi sebebiyle alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı Vekili Birleşen Davanın Dava Dilekçesinde Özetle; Taraflar arasında imzalanan 15.06.2008 tarihli “Antrepo ve Nakliye Sözleşmesi”nin davalı/borçlu … Pazarlama tarafından 07.07.2009 tarihi itibarıyla feshedildiğini, ancak borçlu davalının sözleşmenin fesih tarihi olan 07.07.2009 tarihi itibarıyla bu sözleşme doğrultusunda müvekkili şirketten almış olduğu antrepo ve nakliye hizmetleri bedeli olarak faizi ile birlikte toplam 183.885,58-TL borcu bulunduğunu, bahsi geçen alacağın ödenmesinin müteakip taleplere rağmen ödenmediğini, işbu alacağa ilişkin ödeme yapılmaması nedeniyle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu şirket tarafından yapılan haksız ve mesnetsiz itiraz nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının icra takibine vaki itirazının itirazının iptaline, takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Vekili Birleşen Davanın Cevap Dilekçesinde Özetle; Öncelikli olarak davacının icra takibi, genel bir ifade ile “antrepo ve nakliye sözleşmesinden kaynaklanan alacak” şeklinde belirtmiş olması sebebiyle belirsiz nitelikte olduğunu, davacının dava dilekçesi ile hangi dönem için hangi oran ile antrepo hizmet bedeli istediğine ve takip dayanağı rakama nasıl ulaştığına açıklık getirmek durumunda olduğunu, takip konusu bedelin hesaplanmasına ilişkin itirazları saklı kalmak üzere müvekkili davalının davacıya herhangi bir borcu bulunmaması sebebiyle davanın kabul edilmesinin mümkün olmadığını, taraflar arasında davaya konu 15.06.2008 tarihli “Antrepo ve Nakliye Sözleşmesi” imzalandığını, akabinde müvekkili davalı şirket tarafından gönderilen …Noterliğinin 07.04.2009 tarih ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşme şartlarına uygun olarak 07.07.2009 tarihi itibarıyla sözleşmenin feshedildiğinin bildirildiğini ve sözleşmenin 3.1.1.maddesi uyarınca dolar kurunun 1.50’nin çok üzerine çıkması sebebiyle 01.09.2008 tarihinden itibaren dolar kurunun bu rakamda sabitlenmesi yönünde fiyat revizyonu ve bu tarihten itibaren geriye dönük olarak ödenen bedellerin iadesinin talep edildiğini, davacı şirketin ise bu ihtarnameye gönderdiği cevabi ihtarname ile geriye dönük revizyon talebinin kabul edilmediği gibi fatura taihinden itibaren on beş gün içinde havale edilmeyen ödeme ile ilgili 18.104,47-TL gecikme faizi talep edildiğini, müvekkilinin gümrük mevzuatı gereği antrepo ile ilgili yerine getirmesi gereken sorumluluklarını yerine getirmesi ve belgelerin tamamlanması halinde antrepodaki emtianın müvekkiline teslim edileceğinin bildirildiğini, yani bu aşamada davacının müvekkilinin yasa ve sözleşmeye uygun fesih ihbarı neticesinde antrepodaki emtiayı teslim alma talebine rağmen ürünleri muhafaza etmeye devam ettiğini, kendi haksız ve sözleşmeye aykırı eylemi sebebiyle antrepo bedeli işletilmesini sağlamaya çalıştığını, taraflar arasındaki kira sözleşmesi ve genel hükümler gereği kendisine düşen taşınmazı kullanıma ve faydalanmaya hazır bir şekilde kiracıya teslim etmek şeklindeki temel ifa yükümlülüğünü yerine getirmeyen bilakis müvekkili davalı şirketin taşınmazdan gereği gibi faydalanmasına kusurlu eylemi sebebiyle engel olan davacının herhangi bir bedel talep etme hakkı bulunmadığını, bu sebeple davacının alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini, diğer yandan davacının İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile açmış olduğu davada davacı dava dilekçesinde davanın konusunun taraflar arasındaki sözleşmenin fesh edilmesine rağmen 07.07.2009-04.01.2011 tarihleri arasında gayrimenkulün müvekkili şirket tarafından boşaltılmaması ve işgale devam etmesi nedeniyle rayiç bedeller doğrultusunda kar kaybı, yapılmak zorunda kalınan masrafların tespiti ile şimdilik 125.457,65-TL’nin tahsilini talep ve dava ettiğini bildirerek davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddi ile takibin iptaline, davacının haksız ve kötü niyetli başlatmış olduğu icra takibi sebebiyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, işbu dava dosyasının İstanbul …Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyasında açılmış bulunan dava dosyası ile birleştirilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce verilen 14/12/2013 tarihli celse ara kararı uyarınca, dosya kapsamında rapor hazırlamaları bakımından bir Antrepo uzmanı, bir Lojistik uzmanı ve bir Ekonomi uzmanından oluşan heyetten rapor aldırılmış,
15/05/2014 tarihli bilirkişi heyet raporunda; Davacı-Antrepo İşleticisinin taraflar arası sözleşmenin yürürlükte olduğu tarih aralığında yapılan tüm giderlerin davalıya yansıtmaya haklı olduğu, ancak yukarıda açıklanan ve de ortaya konulan belge ve bilgilerden bu miktarın 2.500,00-TL olduğu, bugünkü değerinin 3.860,19-TL olduğu, aşan taleplerin taraflar arası sözleşme ve mevzuat hükümlerine göre davacı tarafça davalıdan talep edilemeyeceği görüş ve kaanitini bildirmiştir.
Mahkememizce verilen 02/12/2014 tarihli celsede dosya kapsamında rapor hazırlaması için dosyanın SMM bilirkişiye tevdiine karar verilmiş,
05/10/2015 tarihli SMM bilirkişi raporunda; Asıl dava konusunun: davalı … Pazarlama’nın işlem ve eylemleri sonucunda 07.07.2009-04.01.2011 tarihleri arasında kendisine ait ürünler ile işgal ettiği ve kullanımına engel olduğu gayrimenkulun, taraflar arasındaki sözleşme de nazara alınmak suretiyle rayiç bedeller doğrultusunda belirlenecek kullanım bedeli, kar kaybı, yapılmak zorunda kalınan masraflar sebebiyle oluşan zararlardan doğan alacağın tespitine, şimdilik bu zararın 125.457,65 TL’lik kısmının tahsili talebinden ibaret olduğu, birleşen dava konusunun: taraflar arasında imzalanan 15.06.2008 tarihli “Antrepo ve Nakliye Sözleşmesinin davalı/borçlu … Pazarlama tarafından 07.07.2009 tarihi itibarıyla feshedildiğini, ancak borçlu davalının sözleşmenin fesih tarihi olan 07.07.2009 tarihi itibarıyla bu sözleşme doğrultusunda müvekkili şirketten almış olduğu antrepo ve nakliye hizmetleri bedeli olarak faizi ile birlikte toplam 183.885,58-TL alacağın ödenmesi talebinden ibaret olduğu, Bilirkişiler Yeditepe Üniversitesi Ekonomi Uzmanı Doç.Dr. …, İ.Ü. Ulaştırma ve Lojistik YO Lojistik Hukuk Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. …, Gümrük Müşaviri Antrepo Uzmanı … tarafından tanzim olunan 15/05/2014 bilirkişi raporunda davacı-Antrepo işleticisinin taraflar arası sözleşmenin yürürlükte olduğu tarih aralığında yapılan tüm giderlerini davalıya yapsıtmakta haklı olduğu, ancak ortaya konulan belge ve bilgilerden bu miktarın 2.500 TL olduğununun bildirdiği, davalının kusuru nedeniyle olup olmadığının değerlendirmesi hariç olmak üzere davacının yaptığı masrafların, 2009 yılında 23.700,00 TL, 2009 yılında 35.600,00 TL ve 2010 yılında 59.800,00 TL olmak üzere ceman 125.457,65 TL olduğu, bunun yanı sıra davacı tarafından…Noterliği’nin 26/10/2009 tarih ve… yevmiye no’lu ihtarnamesi ile 154.997,20 TL cari hesap alacağının ödenmesini talep ettiği görülmekle birlikte, davacının bu cari hesap alacağının bulunup bulunmadığı konusunda ticari defter incelemesi yapılmadığından herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılamadığı, davacı tarafın inceleme gününü katılmadığını ve defter belgelerini sunmadığını, davacının dava konusu yapmış olduğu haracama ile sair taleplerinin davacının ticari defterlerinin incelenmesi neticesinde tespiti mümkün olabileceği ve sayın Mahkemenin de görevlendirmesinin bu yönde olduğu anlaşılmakla birlikte, davacının süresinden sonra ticari defter ve belgelerin incelenmesi talebinin Mahkemece yerinde görülmediğinden, dava dosyasının bu yönden incelemesinin mümkün olmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce 03/12/2015 tarihli celsede Antrepo Uzmanı ve SMM bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş,
02/03/2016 tarihli bilirkişi heyet raporunda; …A.Ş. firmasının feshedilen sözleşmeye atıf yaparak tanzim ettiği faturaları, sözleşmenin 2.2.12 maddesini yok sayarak tahsil cihetine gittiği tespitine yer verilmiştir, yine aynı kanaat ile davacının sözleşme feshinden sonra yapmış olduğu masrafları davalıya rücu edemeyeceği, birleşen dava yönünden; davacının sözleşmenin feshinden sonra düzenlemiş olduğu toplam 8 adet 401.112,60 TL tutarındaki faturaların hesaplama dışı bırakılması, davalının ticari defterlerindeki 21.014,50 TL tutarındaki borcunu davalının grup şirketlerinden (dava dışı) … A.Ş.’ye Dekont ile virmanlama işleminin hesaplama dışı bırakılması ve yine davalının 26.05.2011 tarihinde davacıya olan cari hesap borcunun 922,57 TL ve 47,759,79 TL olmak üzere toplam 48.682,36 TL tutarındaki kısmım tek taraflı iradesi ite 679 Diğer Olağandışı Gelir ve Karlar Hesabına virmanlamak suretiyle davacıya olan borcunu düşürücü nitelikte yapmış olduğu işlemin hesaplama dışı bırakılması neticesinde, dava tarihi itibariyle davalının ticari defterlerinde davacıya 87.105,06 TL borcunun bulunduğu, eş söyleyişle davacının dava tarihi itibariyle davalıdan 87.105,06 TL alacağının olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.
03/05/2016 tarihli celsede tarafların itirazlarının değerlendirilmesi bakımından ek rapor aldırılmasına karar verilmiş,
21/10/2016 tarihli bilirkişi ek raporunda; 02/03/2016 tarihli raporlarındaki tespit, değerlendirme ve kanaatlerini deişmesini gerektirecek bir hususun bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Mahkememizce 16/02/2017 tarihli celsede tarafların dosyada bulunan asıl ve ek bilirkişi raporuna karşı itirazlarının değerlendirilerek tüm dosya kapsımnda rapor hazırlamaları için bir mali müşavir ve bir antrepo konusunda uzman gümrük müşavirinden oluşan heyetten rapor aldırılmasına karar verilmiş,
05/05/2017 tarihli Gümrük Müşaviri bilirkişiden ayrı olarak hazırlanan SMM bilirkişi raporunda; Taraflar arasında mevcut sözleşmeye göre oluşan her türlü zararın davalının sorumluluğunda olacağı kabul edilmiş olduğu, sözleşme takdirinin Mahkemede bulunduğu, davalı vekilince antreponun mühürlenmiş olmasının müvekkilinin hatasından kaynaklanmadığı dolayısıyla davacının müvekkilinden talepte bulunamayacağını bildirmiş olmasına göre, antreponun kapanmasında davalının kusurlu olmadığına, mahkemece karar verilmesi durumunda sözleşmenin fesih tarihi itibariyle davacının olduğu alacak miktarı 110.340,37 TL olduğu, bu tutara karşılık davalı tarafından 28.07.2009 tarihinde 40.000,00 TL ödenmiş dolayısıyla davacının 70.340.37-TL alacağının kalmış olduğu, sözleşmenin feshinden sonra antreponun mühürlenerek kullanılmamasının kusurunun davalı şirkette olduğu Mahkemece kabul görmesi durumunda davacının olması gereken alacağının 471.452,97 TL olacağı görüş ve kanaatine varılmıştır.
07/09/2017 tarihli SMM bilirkişiden ayrı olarak hazırlanan Gümrük Müşaviri tarafından hazırlanan bilirkişi raporunda özetle; Davalı şirketin, davacının antresopunda bulunan ithal eşyalarını, nakliye işiyle bazı defalar direk olarak müşterilerine teslim ettiğini, antrepoda kaybedilen eşyaların entrepodan direkt müşterilere teslim edildiği hususunda da açıklık getirilmediğini, eşyalar üzerinde müşterilerine teslim edilen eşyalar ve antrepo dahilinde işleme rejim sonrası ihraç edilen eşyalar olup olmadığının bellirlenemediğini, antrepoda bulunan mallarla ilgili üç tip ticari ve hukuki olayın meydana geldiğini, bunların dışında davacının antreposunda bulunan davalı tarafın ithal ettiği eşyaların bazılarının da satıldığını, son durumun sorumlusu olarak direkt mal sahibi ya da ithalatçı firmanın kendisi olduğunu, davalı firma da malların kaybından antrepocu firmayı sonumlu tuttuğunu, bununla beraber malların kaybolmasında gerçekte ithalatçı firma ile birlikte antrepoculuk yapan firmanın baş sorumlu olduğunu, ithal edilen eşyalar, gümrük rejimine tabi tutulan eşya, bu rejime uygun şekilde yetkili gümrük idaresine beyan edilmiş olan, gümrüğe verilen beyannamenin tescilinden itibaren Türkiye Gümrük Bölgesi’nden tekrar çıkıncaya kadar gümrük gözetimi altında kaldıktan sonra emtiayı, …A.Ş’nin antreposuna taşımıştır ki, oradan da dahilde işleme rejimi kuralları gölgesinde işlenerek ihraç edilmek istendiği, Antrepo işleticileri ve kullanıcıları, eşyanın gümrüm entreposunda bulunduğu süre içerisinde gümrük gözetimi altında bulunmasını sağlamak, eşyanın iyi muhafaza edilmesi konusunda, yükümlülüklerini yerine getirmek ve izin belirtilen şartlara uymak zorunda olduğunu, antrepo işleticileri ve/veya kullanıcıları, antrepolarına alınan eşyanın gir…en gümrük idaresince tespit edilen miktarı üzerinden ve eğer tespit yapılmamışsa belgelerinde yazılı miktarları üzerinden antrepoda eşya değiştirilmesinden gümrük idaresine karşı mali bakımından sorumlu olduğu, bu sorumluluğun eşyanın gümrük idaresince tespit olunan veya belgelerinde ve antrepo beyannamesinde yazılı miktarda ve cinsine göre eksiklik veya değişiklik ortaya çıkması halinde bunlara gümrük vergilerinin ve cezalarının ödenmesini kapsayacağı, davacının sözleşmenin feshinden sonra düzenlemiş olduğu toplam 8 adet 401.112.60-TL tutarındaki faturaların hesaplama dışı bırakılması gerektiğinin görüldüğü, davacının davalıdan alacağının olduğu, davacının betimlediğimiz alacaklarının yasal faizleriyle birlikte tahsilinini mümkün olduğu, davalının da, sözleşme feshedildikten sonrası için davacı tarafa bir borcunun olmadığı görüş ve kanaatine varılmıştır.
Mahkememizce verilen 01/12/2017 tarihli ara karar uyarınca, Mahkememiz dosyasına sunulan gümrükçü ve mali müşavir bilirkişi ayrık ve farklı rapor verildiğinden, davalının itirazının da dikkate alınarak raporlar arasındaki çelişkinin de giderilmesi ve tarafların taleplerinin değerlendirilmesi açısından dosyanın iki SMM ve bir Gümrük Müşavirinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasına karar verilmiş ise de davacı tarafın bilirkişi ücretini yatırmadığından 26/12/2017 tarihli celsede 01/12/2017 tarihli ara karardan dünüşmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava, taraflar arasında 15/6/2008 tarihinde yapılan antrepo ve nakliye sözleşmesinin 07/07/2009 tarihinde feshedilmesinden sonra antrepo olarak kiralanan taşınmazdaki davalıya ait eşyaların tahliye edilememesinde davalı tarafın kusurunun bulunup bulunmadığı, davalı tarafın gümrük mevzuatına aykırı işlemlerin bulunup bulunmadığı, davacı tarafın mevzuata aykırı olarak kapı açmasının söz konusu olup olmadığı fesih tarihi ile 04/01/2011 tarihleri arasında davacı tarafın davalı taraftan kullanım bedeli, kar kaybı, yapıldığı beyan edilen masraflarla ilgili olarak talepte bulunup bulunmayacağı noktalarında olduğu ve birleşen davanın itirazın iptali niteliğinde olduğu anlaşılmıştır.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde;
Asıl Dava Yönünden Yapılan Değerlendirme:
Asıl Davada talep Sözleşmenin 07/07/2009 tarihinde sona erdirilmesine rağmen 04/01/2011 tarihine kadar antreponun boşaltılmaması nedeniyle;
-Kullanım Bedeli
-Kar Kaybı
-Masraflar nedeniyle oluşan zarar
-Belirsiz alacak olarak toplam 125.457,65-TL’nin davalıdan tahsil edilmesine ilişkindir.
4458 Sayılı Gümrük Kanunu’nun 93. ve devamı maddeleri ile 31.05.2002 tarihli 24771 (Mükerrer) Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Gümrük Yönetmeliği’nin 278 ve devamı maddeleri ve 07.10.2009 tarihli 27369 (Mükerrer) Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Gümrük Yönetmeliğinin 329 ve devamı maddeleri Gümrük Antrepo rejimine ilişkin hükümler içermektedir.
Gümrük Kanunu’nun 97. Maddesi:
“1.Bir genel antrepo işletilmesi için izin verildiğinde, antrepo veya eşyanın özellik-lerine göre 96 ncı maddenin bir istisnası olarak, aynı maddenin (a) ve (b) bentlerinde belirtilen yükümlülüklerin münhasıran kullanıcıya ait olduğu, işletme izninde belirtilebilir.
2.Kullanıcı, eşyanın antrepo rejimine tabi tutulmasına ilişkin yükümlülülüklerini yeri-ne getirmekten her halükarda sorumludur.” hükmünü,
31.05.2002 tarihli 24771 (Mükerrer) Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Gümrük Yönetmeliği’nin 278/1-a maddesi:
“A Tipi Antrepo; işleticisinin, stok kayıtlarını tuttuğu ve antrepoya konulan eşyada herhangi bir noksanlık olması halinde gümrük vergilerini ödemekten sorumlu olduğu genel antrepo tipidir.” hükmünü ve
07.10.2009 tarihli 27369 (Mükerrer) Sayılı Resmî Gazetede yayınlanan Gümrük Yönetmeliğinin Gümrük Yönetmeliğinin 329/1-a maddesi:
“A tipi antrepo, işleticisinin, stok kayıtlarını tuttuğu ve antrepoya konulan eşyada her hangi bir noksanlık olması halinde gümrük vergilerini ödemekten sorumlu olduğu genel antrepo tipidir.” hükmünü düzenlemiştir.
Somut olayda Antrepo işleticisi davacı, kullanıcı ise davalıdır. Taraflar arasındaki sözleşme 07/07/2009 tarihinde sona erdirilmiş ise de Halkalı Gümrük İdaresi tarafından 27/05/2009 tarihinde kaçak tespit tutanağı düzenlenmiştir. Davalı şirkete ait mallara kaçak olduğu zannıyla davalı gümrük idaresi tarafından el konulduğu ve davacı şirkete ait antrepoda muhafaza edildiği ve eşyanın 04/01/2011 tarihinde tasfiye edildiği hususunda ihtilaf yoktur. Mahkememizce aldırılan bilirkişi raporları, davalı şirket lehine sonuçlanan vergi mahkemesi kararları, kaçakçılık suçuna ilişkin devam eden ceza mahkemesinde alınan bilirkişi raporları, taraflar arasındaki sözleşme ile yukarıda bahsedilen kanun ve yönetmelik maddeleri bir bütün olarak değerlendirildiğinde; A tipi Antrepo işleticisi olan davacı tarafın kanun ve yönetmelik gereğince tutması gereken kayıtları usulüne uygun olarak tutmadığı ve bu suretle yükümlülüklerini yerine getirmediği ve kusurlu olduğu, Antrepo tipi değerlendirildiğinde davalı tarafa atfedilebilecek bir kusurun bulunmadğı, davacı tarafın kusuru nedeniyle davalı tarafın 27/05/2009 tarihi itibariyle antrepodaki dava konusu emtialar üzerindeki tasarruf imkanının ortadan kalktığı, kural olarak, 6098 Sayılı TBK’nın 574 ve devamı maddeleri uyarınca antrepo ücretinden davalı sorumlu ise de davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi nedeniyle gümrük idaresinin soruşturma başlatmasından dolayı davalı tarafın antrepoda bulunan eşyalarını alma imkanın bulunmadığı, davalı tarafın eşyalar üzerinde tasarruf imkanı kalmadığından ve davacı antrepocunun da Gümrük Kanunu ve Gümrük Yönetmeliği gereğince emtianın saklanabileceği başka bir yere taşınması veya tasfiyesine yönelik Gümrük İdaresine yönelik bir talebinin de bulunmadığı, 6098 Sayılı TBK’nın 114/2. maddesinin dalaletiyle 52/1. Maddesi (818 Sayılı BK’nın 98/2. maddesinin dalaletiyle 44. maddesi) gereğince davacı tarafın zararının artmasına kendisinin neden olduğu, sonuç olarak hem Gümrük Kanunu ve Yönetmeliği hem de Borçlar Kanunu’nun anılan maddeleri gereğince davacı tarafın yükümlülüklerini yerine getirmemesi ve kusuru nedeniyle dava konusu eşyaların antrepoda saklanmaya devam edildiği, bu sebeple sözleşmenin fesih tarihi olan 07/07/2009 ile 04/01/2011 tarihileri arasındaki antrepo ücretinden davalının sorumlu olmadığı kanaati hasıl olmakla asıl davanın reddine karar verilmiştir.
Birleşen Dava Yönünden Yapılan Değerlendirme:
Birleşen davada talep İstanbul 27. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1565 Esas Sayılı dosyası ile davacı tarafça başlatılan takibe davalı tarafça yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Takip talebinin konusu “Antrepo ve Nakliye” sözleşmenin fesih tarihi olan 07/07/2009 tarihine kadarki sözleşme bedelinin davalı taraftan tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında imzalanan 15.06.2008 tarihli “Antrepo ve Nakliye Sözleşmesi” nin davalı tarafından 07.07.2009 tarihi itibarıyla feshedildiği, davalının sözleşmenin feshedildiği 07.07.2009 tarihinde davacı tarafa 05/05/2017 tarihli Smm bilirkişi raporunda belirtildiği gibi 110.340,37-TL borçlu olduğu, Davacının defter kayıtlarını davalının defter kayıtlarının doğruladığı, davalının defterinde borç göründüğüne göre davalının ödemeyi belge ile ispat etmek zorunda olduğu, davalının ödeme yaptığını veya borcunun bulunmadığını ispat edemediği, davalı tarafından 28.07.2009 tarihinde yapılan 40.000,00-TL ödemenin düşülmesi sonucu kalan borç miktarının 70.340,37-TL olduğu, 07.07.2009 tarihinden takip tarihi olan 23/01/2013 tarihine kadar olan faiz miktarının 80.969,58-TL olduğu, faiz miktarının usul ekonomisi gereğince mahkememizce resen hesaplandığı, (07.07.2009 tarihinden takip tarihi olan 23/01/2013 tarihine kadar “Antrepo ve Nakliye” sözleşmenin 3.3.3. Maddesi gereğince yıllık %32 oranı üzerinden) anılan bilirkişi raporunun usul ve yasaya uygun olması nedeniyle hükme esas alındığı, sonuç olarak asıl alacak ve faiz toplamı 151.309,95-TL üzerinden birleşen davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, alacak yargılama sonucu belirlendiğinden icra inkar tazminatına hükmedilmemiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
a-Peşin alınan 2.142,55-TL harçtan alınması gerekli 35,90-TL karar harcının mahsubu ile kalan 2.106,65-TL nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
b-Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden AAÜT hükümleri gereğince hesaplanan 12.786,61-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Yapılan yargılama giderinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
2-Birleşen davanın KISMEN KABULÜ ile:
İstanbul 27. İcra Müdürlüğü’nün 2013/1565 Esas sayılı takip dosyasına yapılan İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 70.340,37-TL asıl alacak ve 80.969,58-TL faiz alacağı olmak üzere toplam 151.309,95-TL üzerinden takip talebindeki diğer koşullar ile DEVAMINA,
Fazlaya ilişkin istemin reddine,
a-Alacağın yargılama sonunuda belirlenmesi ve likit ve hesaplanabilir olmaması nedeniyle icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
b-Alınması gereken 10.335,98-TL harçtan peşin alınan 2.574,65-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 7.761,33-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
c-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 14.854,80-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
ç-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 3.909,08-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
d-Davacı tarafından yapılan 2.602,70-TL harç (24,30-TL BH, 2.574,65-TL PH, 3,75-TL VH) ve 7.041,90-TL diğer giderler (Tebligat, Posta ve Bilirkişi Ücreti) olmak üzere toplam 9.644,60-TL den red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan (%82,28 Kabul – %17,72 Red) 7.935,57-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin giderin davacı taraf üzerinde bırakılmasına,
e-Davalı tarafından yapılan 9-TL yargılama giderinden red ve kabul oranına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 1,59-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE, fazlaya ilişkin giderin davalı taraf üzerinde bırakılmasına,
f-Kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ilgilisine iadesine,
Dair, taraf vekillerlinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
e-imzalıdır
Hakim …
e-imzalıdır
Bu Belge, 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanununa Göre Güvenli Elektronik İmza İle İmzalanmıştır.