Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/386 E. 2022/298 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/386
KARAR NO :2022/298

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:07/03/2012
KARAR TARİHİ:24/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 16.090,00-TL alacağının tahsili amacı ile 29/12/2011 tarihinde … 23. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalının yetki itirazı üzerinde dosyanın yetkili İstanbul İcra Dairesi’ne gönderilerek … Esas sayılı dosyası ile kaydının yapıldığını, yetkili icra dairesinden gönderilen ödeme emrine karşı borçlunun itiraz etmesi üzerine takibin durduğunu, davalının itirazının haksız ve dayanaksız olduğunu, zira müvekkili şirketin dilekçe ekinde sunulan sevk irsaliyelerinden de anlaşılacağı üzere davalıya yemek teslim ettiğini ve bunun karşılığında faturalar kestiğini, müvekkili şirketin söz konusu cari hesap ilişkisinden kaynaklanan fatura alacağını tahsil edemediğini, alacağın tahsili amacı ile icra takibine başlanmış ise de davalının itirazı nedeniyle takibin durdurduğunu beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davalı tarafından yapılan haksız ve kötüniyetli itirazın iptali, takibin kaldığı yerden devamını, davalı aleyhine %40’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacıya 16.090,00-TL borcu bulunmadığını, gerçeği yansıtmayan borç miktarına itiraz ettiklerini, davalının kendi kusuru ve keyifi uygulamaları ile müvekkili şirketin borcunu gerçeğe yansıtmayan şekilde arttırdığını, yapılacak yargılama sonucunda da müvekkili ile davacı arasındaki kayıtların birbirini tutmayacağı beyan ederek yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek %40’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce tüm deliller toplanmış, gerekli inceleme ve araştırmalar yapılmış, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyası dosya arasına alınmış ve Mahkememizce 04/07/2012 tarihli celse kararı ile dosyanın SMM bilirkişiye verilerek; takip tarihi itibariyle cari hesap ilişkisine dayalı alacağın ferileri ile birlikte hesaplanarak rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
13/12/2012 tarihli bilirkişi raporunda; davacı defterlerine göre, davacının defterlerine kaydettiği 4 adet faturadan kaynaklı davalıdan icra takip tarihi itibariyle 16.722,73-TL alacaklı durumda olduğunu, davalı yanın ticri defterlerini sunmadığını, davacı tarafın cari hesaba konu faturaların ve sevk irsaliyelerinin dosyaya sunulmamış olması nedeni ile fatura ve irsaliyeler üzerinde inceleme yapmanın mümkün olmadığını, dosyada faturalara konu mal ya da hizmetin davalıya verildiğine dair herhangi bir veriye rastlanmadığı görüşüne varılmıştır.
Mahkememizce 20/11/2014 tarihli celsede dosyanın ek rapor için yeniden bilirkişiye tevdine karar verilmiştir.
12/10/2015 tarihli bilirkişi ek raporunda; Kök raporda davacının ticari defter kayıtlarına göre kök raporda detayları arz edilen 4 adet faturadan dolayı davalıdan 16.722,73 TL ALACAKLI olduğunun tespit edildiği ancak davacının dosyaya alacağına dayanak olarak 16.091,36 TL tutarında fatura sunduğu, davacının alacağına dayanak olarak dosyaya sunduğu faturalara ve faturalara ilişkin olarak sunduğu sevk irsaliyelerine göre; 2.452,95 TL’lik yemek teslimine ilişkin sevk irsaliyesinin bulunmadığı, 5.247,18 TL’lik yemek teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarının boş olduğu, 6.765,87 TL’lik yemek teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarında sadece imza bulunduğu, 1.625,35 TLU’lik yemek teslimine ilişkin sevk irsaliyelerinin teslim alan kısımlarında ad/soyad ve imza bulunduğu görüşüne varılmıştır.
Davalı şirket hakkına … ATM nin 01/04/2013 tarihinde … Esas sayılı dosyası üzerinden iflas kararı verilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Uyuşmazlık konusu; cari hesaptan kaynaklı itirazın iptali davasıdır.
Yargılama aşamasında davalı şirketin iflasına karar verilmiş olup; İstanbul İflas Dairesi’nin 2014/17 iflas sayılı dosyasından tasfiye işlemeleri yürütülmektedir.
Kural olarak 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 191. maddesi gereğince, borçlunun iflas açıldıktan sonra masaya ait mallar üzerinde her türlü tasarrufu alacaklılara karşı hükümsüzdür. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi iflâs ile kısıtlandığından, aynı Kanun’un 226. maddesi uyarınca da masanın kanuni mümessilinin iflas idaresi olduğu hükmü kabul edilmiştir. Belirtilen hükümler gereğince; iflasın açılmasıyla taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflas idaresine ait olup, adi tasfiyede İİK’nın 226-229. maddeleri gereği iflas masasını temsil yetkisi iflas idare memurlarına, şayet basit tasfiye (İİK’nın m. 218) usulü benimsenmişse, bu temsil yetkisi İflas Dairesine aittir.
Müflis, iflasın açılması ile hak ehliyetini kaybetmediği gibi dava ehliyetini de kaybettiği söylenemez. Müflisin masa malları üzerindeki tasarruf yetkisi kısıtlandığından, masa ile ilgili davalar hakkındaki taraf sıfatı ve dava takip yetkisi artık müflise değil, iflâs idaresine ait olacaktır. İflâs idaresinin bu dava takip yetkisini kullanıp kullanmayacağını tespit edebilmek için, ilk önce iflâs organlarının oluşması ve her dava hakkında esaslı bilgi sahibi olunması gerekir. Bu ise, zaman isteyen bir husustur. İşte bu nedenle, İİK’nın 194. maddesi gereğince müflisin davacı ve davalı bulunduğu hukuk davalarının, iflâsın açılması ile belli bir süre için durması öngörülmüştür.
İİK’nın 194. maddesine göre; “Acele haller müstesna olmak üzere iflasın açılması ile kural olarak müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ancak alacaklıların ikinci toplantısından on gün sonra devam olunabilir”
İflasın açılması ile duracak olan davalar, iflâstan önce açılmış olup da halen derdest bulunan ve iflâs masasına giren mal, alacak ve haklara ilişkin hukuk davalarıdır. Davaların durduğu bu süre içinde, iflâs idaresi, duran davalar hakkında araştırma yapar ve bu davaların geleceği hakkında karar verir. Burada, müflisin davacı veya davalı olmasına göre, usul işlemleri farklılık arz eder.
Müflisin davalı olduğu davalarda ise; iflâs idaresi, alacakları tahkik ederken, (İİK md. 230 vd) müflise karşı dava açan alacaklının alacağının mevcut olup olmadığı hakkında bir karar vermez; sadece, bu alacağı davalı çekişmeli alacak olarak sıra cetveline geçirir. Bu alacağın, dolayısıyla davanın kabul edilip edilmeyeceği hakkındaki kararı, ikinci alacaklılar toplantısında karar verilir. İkinci alacaklılar toplanması davaya devam edilmesine karar verirse, iflâs idaresi, ikinci alacaklılar toplantısından on gün sonra davayı takip eder veya tayin edeceği bir avukat vasıtasıyla davayı takip ettirir. Bir hukuk davasının kayıt-kabul davasına dönüşmesi için davalının iflas etmesi, iflas idaresinin de dava konusu alacağı iflas masasına kabul etmemesi gerekir. Davalı tarafı dava sırasında iflas eden aleyhine iflastan önce açılan ve İİK’nın 194. madde hükmünde sayılan istisnalardan olmayan bir davaya bakan mahkemenin asıl dava konusu alacağın, ikinci alacaklılar toplanmasında, iflas masasına kaydedilip, alacağın masaca kesin olarak kabul edilip edilmediğinin araştırması ve şayet kesin suretle kayıt ve kabul edilmiş ise, konusu kalmayan davada hüküm tesisine yer olmadığına karar vermesi; masaya kayıt edilmesi istenip de alacak kısmen veya tamamen reddedilmiş ise ve kayıt-kabul davası ayrıca açılmamışsa, davaya alacağın iflas masasına kayıt ve kabulü davası olarak devam edilerek, varılacak sonuç dairesinde bir karar vermesi gerekir. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 2017/7164 E- 2019/3248 K. sayılı ilamı)
Tüm bu açıklamalar ışığında; İstanbul İflas Dairesi’nin 2014/17 iflas sayılı dosyasından alacağın kabulüne karar verildiği anlaşılmakla; konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Dava konusuz kaldığından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 80,70-TL maktu karar harcının peşin alınan 158,35-TL harçtan mahsubu ile artan 77,65-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan toplam 775,15-TL’nin ( 21,15-TL BVH, 3,30-TL VH, 80,70-TL (iade edilen peşin harçtan kalan) karar harcı, 400,00-TL BK, 270,00-TL Tebliğ ve Posta,) yargılama giderinin davalıdan alınarak, DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.24/05/2022

Katip …

Hakim …