Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2014/328
KARAR NO:2020/885
DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:26/02/2009
…. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
… ESAS, … KARAR SAYILI BİRLEŞEN DOSYASI
DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:29/03/2017
KARAR TARİHİ:17/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat, Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Şirketin hâkim ortağının davalı … Avni … ve ailesi olduğu, … A.Ş. ’nin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu ‘nutt 21/12/1999 tarih ve … sayılı kararname ile 22/12/1999 tarih … sayılı kanun uyarınca Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu’na devredilmesinden sonra kamu alacağının tahsilinde yarar görüldüğünden bir kısım grup şirketleri ile birlikte … A.Ş. ’nin yönetim ve denetiminin … tarafından 09/06/2005 tarihli karar ile devir alındığı, … tarafından yeni atanan yönetim kurulu tarafından yapılan çalışmalar sonucunda hazırlanan 20/10/2008 tarihli Denetim Raporu ile önceki yönetim kurulunu oluşturan davalıların şirket sermayesinin eksik kalmasına neden olarak şirketin zarara uğramasına neden olduklarından haberdar olunduğu, Olağanüstü Genel Kurul Toplantısında sermayenin 200.000.000.000.-TL’den (200.000.-TL) 1.000.000.000.000,-TL’ye (1.000.000.-TL) artırılmasına ve artırılan sermayenin 1/4’ünün toplantı kararının tescil tarihinden itibaren en geç 3 ay içerisinde, kalan 3/4 ‘ünün ise 30/09/2001 tarihinde nakden ödenmesine karar verildiği, Kararın … tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi’nde ilan edildiği, Genel Kurul kararına göre artırılan sermayenin 1/4’ü olan 200.000.000,000.-TL’nin (200.000.-TL) tescil tarihi olan 10/12/1998 tarihinden itibaren 3 aylık sürenin bitim tarihi olan 10/03/1999 tarihine kadar, 3/4’ü olan 600.000.000.000.-TL’nin de (600.000.-TL) 30/09/2001 tarihinde ortaklar tarafından ödenmesi gerekir iken ödenmediği, Davacı şirket olan … A.Ş.’ne … tarafından 14/11/2001 tarih ve 771 sayılı Yönetim Kurulu Karan ile İMKB Yönetmeliğinin 53/d-3 maddesi gereğince 1 hafta süre ile borsa üyeliğinden geçici çıkarma cezası verildiği, bu cezadan sonra şirketin yeniden faaliyete başlaması için İMKB tarafından belirlenen toplam 247.769,91 TL teminat yatırılması istendiği, şirketin teminat açığı olan 195.968,91 TL’nin tamamlanması gerektiği, Teminat açığının tamamlanabilmesi için şirket tarafından…’na 21/04/2001 tarih ve 89 sayılı yazı ile başvurularak şirketin ortaklık payı bulunan … A.Ş. hisse senetlerinin satışının talep edildiği ancak, …’nın 25/06/2001 ve 29/06/2001 tarih ile … ve … sayılı yazılarıyla şirketin faaliyetinin geçici olarak durdurulduğu, şirketin İMKB tarafından istenen teminat açığının şirketin kendisi tarafından sağlanacak öz kaynaklar ile tamamlaması istendiği, böylece şirketin sermaye artışı kararına rağmen oratkları tarafından sermaye koyma borcunun yerine getirilmediğinden ve davalı Yönetim ve Denetim Kurulu tarafından da ortakların sermaye ödemeleri için hiçbir işlem yapılmadığından, şirket faaliyetlerinin devamının sağlanamadığı dolayısıyla şirketin zarara uğratıldığı, T.T.K. 336, 342, 346 ve 359. maddeleri ile Yönetim Kurulu Üyelerinin ve Denetçilerin sorumluluk hallerinin düzenlendiği, buna göre bu kişilerin şirkete verdiği zararlardan tüm varlıkları ile birlikte ve sınırsız olarak sorumlu olduklarını, şimdilik 512.000,00 TL ortaklık sermaye alacağı zararı ile şirketin işlemlerinin durdurulmasından kaynaklanan ortaklık zararının, zararların her birinin ayrı ayrı meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek T.C. Merkez Bankası’nca ilan edilen en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalıların her birinden sorumlulukları oranında müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekili’nin 04/10/2009 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin şirkette 2001 -2005 yılları arasında Borsa İşlemlerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı ve Yönetim Kurulu Üyesi olarak %1 şirket ortağı olmasına rağmen şirketin kapalı olmasından dolayı hiçbir ücret almadan görevine devam ettiği, Şirketin faaliyetinin… tarafından 25/06/2001 tarihinde durdurulduğu, kendisinin 31/01/2001 tarihinde Yönetim Kurulu Üyeliğinden istifa ettiği, ortaklardan Yönetim Kurulu Üyesi olan Hakan …’in vefatı nedeniyle tekrar 3. defa Yönetim Kurulu Üyesi olmak durumunda kaldığı, – 1998 yılında taahhüt edilen sermaye artışının … Davası sonucu hapis ile cezalandırılan Yönetim Kurulu Başkanı, Üyeleri ve diğer ortaklar tarafından gerçekleştirilemediği, 1999 yılında ortakların %99 hissesine tedbir konulduğu, daha sonra şirket sahibinin tekrar göreve gelmesiyle her şeye rağmen sermaye artışının yapılmaya çalışılarak şirketin faaliyete geçirilmesine çalışıldığı, bunun için 01/10/2001 tarihinde ve 30/01/2002 tarihinde…’ya yazılar yazılarak şirketin … A.Ş.’deki hisselerinin İMKB ‘ye satılarak mali kaynak sağlanması , bunun mümkün olmaması halinde şirkete yeni bir sermayedar ortak alınmasına izin verilmesi talebinde bulunulduğu ancak… tarafından %96 pay oranına sahip …, … …, … … ve …’a ait hisseler üzerinde tedbir bulunduğu için bu hisselerin devir edilmesinin kabul edilmediği ancak … hisselerinin İMKB’ye satışının daha sonra değerlendirmeye alınmasına karar verildiği halde, şirkete 2005 yılında … tarafından el konularak yeni yönetim kurulu atandığı halde atanan yönetim kurulunun da şirketin sermayesini mevcut varlıklar ile arttırmadığı ve faaliyete geçirmediği, Şirket 2005 yılında … tarafından devralındıktan sonra müvekkilin, göreve gelen yeni yönetim tarafından noter kanalı ile yeniden göreve çağrıldığı, 7 Nisan 2006 itibariyle şirketin kapalılık durumunun devam ettiği, göreve gelen yönetim tarafından şirketin maddi varlıklarının eritilmesi, şirketten başka bir inşaat şirketine nakit aktarılmasından rahatsız olarak şirketten ayrıldığı, kendisine tazminattan ödenerek ibra edildiği, Kendisine bu davanın açılması üzerine dava açılmasını takiben … yönetimine bizzat dilekçe ile başvurarak varsa o tarihte şirketin %1 ortaklığından dolayı kendisine düşen 8.000.-TL ödeyerek hakkında açılan davadan feragat edilmesi kaydıyla varsa yükümlülüğünü karşılayacağını belirtmesine rağmen … yönetimi tarafından kendisine hiçbir cevap verilmediği, Şirketin maddi varlıklarının sürekli eritilmesi ve … tarihinde … Gazetesinde şirketin “… …’nin” … tarafından satışa çıkarılacağı haberinin yayınlanması üzerine 27 Ekim 2011 tarihinde …. Noterliğinden … Daire Başkanlığına ihtarname çekerek kendisinin şirket ortağı olarak toplantılara çağnlmadığını, şirketin içinin tamamen boşaltılmasının engellenmesi, şirket yöneticilerinin basiretli yönetici gibi davranmaları gerektiği, şirket varlığının tek tek değil tamamının satılarak kendi haklarının korunması gerektiğini, aksi takdirde şirketi zarara uğratan kişi ve kurumlar aleyhine karşı yasal haklarım kullanacağını bildirdiği, buna rağmen kendisine hiçbir cevap verilmediği, Bilirkişi raporunda 31/12/2001 tarihli bilanço esas alınarak davacı şirketin beyanı esas alınarak şirket değerinin sıfır olduğunun ifade edilmesine karşın, … tarafından 2005 yılında yüksek maaşlarla kapalı olan şirkete atanan Yönetim Kurulu üyeleri olan … tarafından kapalı olan şirketten …şirketine 2005 yılında toplam 356.689,75 TL’nin nasıl aktarılabildiği, Değeri sıfır olduğu belirtilen şirketin … A.Ş.’deki 09/05/2005 tarihindeki payının 1.166.000 TL/Nominal değerde olduğu ve 2005-2010 yılları arasında toplam 1.166.000.-TL kar payını nasıl alabildiği, Değeri sıfır olduğu belirtilen şirketin 31/12/2005 tarihli … Yeminli Mali Müşavirlik Bağımsız Denetim raporuna göre toplam varlık değerinin nasıl 5.803.403,11 TL olarak belirlenebildiği, Değeri sıfır olduğu belirtilen şirketin … tarafından … Yatırım’a değer tespitinin yaptırılması sonucunda 30 Haziran 2007 itibariyle nasıl 4,1 Milyon ABD Doları olarak nasıl belirlenebildiği, Daha önce düzenlenmiş kök ve ek bilirkişi raporlarında 09/06/2005 tarihinde … tarafından atanan yönetim kurulunun idare edilen şirketin 31/12/2001 tarihi itibariyle 728.864.-TL Öz sermayesinin bulunduğu ve bu paranın da bilinçsiz bir şekilde harcandığı, Şirketin faaliyete geçirilmesi için gerekli sermaye artırımının … kaynaklarından sağlanması için eski yönetim ve ortakların iyi niyetle gösterdikleri çabaların daha sonra 2005 yılında … tarafından atanan yönetim kurulu tarafından yapılması ve hatta kabul görmesi mümkün iken sermaye artırım çağrısının dahi yapılmayarak 2008 yılında (10 yıl sonra) müvekkil aleyhine açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, Şirketin 2007 yılında … tarafından … Yatırım’a yaptırılan değerlemeye göre 4,1 Milyon ABD Doları olan değerinin günümüze göre hesaplanarak şirkette %1 oranında pay sahibi olan müvekkile ödenmesi gerektiği, Müvekkilin tüm bu gerçekler karşısında mahkemece payına düşen sermaye taahhüdünü ödemeye yükümlü tutulması halinde 2007 tarihindeki değer tespit ve bilançolara göre %1 hissesinden karşılanması ve kalan kısmının müvekkile ödenmesi gerektiği belirtilerek davanın reddine, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekili’nin cevap dilekçesinde özetle; TTK 341 maddesi uyarınca yönetim kurulu üyesi aleyhine dava açılabilmesi için bu konuda şirket genel kurulunun karar alması ve davanın şirket denetçileri tarafından açılması gerektiği, dava şartı bulunmayan ve şirket vekili tarafından açılan davanın taraf ehliyeti yoksunluğu nedeniyle reddinin gerektiği, Davacı şirketin faaliyette olup olmadığı, faaliyetlerinin iyi yönetilip yönetilmediği hususlarının daha evvel bilinmeyen durumlar olarak kabul edilemeyeceği, TTK 337. Maddeye göre idare meclisi üyelerinin görevlerine başladıkları zaman kendilerinden önce yapılmış olan işlerde yolsuzluk olup olmadığını tespit etmekle ve varlığı halinde derhal şirket murakıplarına bildirmeye mecbur oldukları, bunu yapmayan İdare meclisi Üyelerinin seleflerinin sorumluluğuna iştirak edeceği ve bu sorumluluklarının mahiyetine göre şahsen veya müteselsİlen sorumlu olacakları, … tarafından şirketlere el konulmasının tasavvur edilebilecek bir durum olmadığından eski yönetim kurulunun görevini gereği gibi yapmadıklarından bahsedilemeyeceği, davanın … tarafından şirkete el konulmasından 3 yıl sonra açıldığı, Şirketin en büyük ortağı ve kendisinin eşi olan … tarafından 1999 yılında şirketlerinden biri olan …A.Ş.’nin borçlarına karşılık teminat olarak verildiği, Hazine Müsteşarlığının talebi ile Ticaret mahkemesinin yaptırmış olduğu ekspertiz raporuna göre 18/05/1999 tariki itibariyle şirketin değerinin 647.000.000 ABD Doları olduğu, bu nedenle teminat bedeli karşılığında … Menkulün herhangi bir zararından bahsedilemeyeceği, ifade edilerek, zamanaşımı nedeniyle davanın reddine, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekili’nin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davacı şirketteki pay oranı %1 olduğu, şirketin gerçek sahibi ve hakim ortağı olan … tarafından şirket kuruluşu için gerekli yasal sayıyı tamamlamak için ortak kaydedildiği, gerçek bir hissedarlığın söz konusu olmadığı, müvekkilinin bu hisseler için bedel ödemediği ve karşılığında menfaat temin etmediğini, şirketle ilgili hiçbir toplantıya çağrılmadığını ve şirket hakkında herhangi bir bilgi verilmediğini, sermaye artışına katılma çağrısı yapılmadığını, Müvekkilin …. Noterliğinin … yevmiye no.lu bildirimi ile 3 Mart 2000 tarihinde istifa ettiği, sermaye artışının bu tarihten sonra yapıldığı ifade edilerek davanın reddine, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekili’nin cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirkette 02/08/1997-30/06/2006 tarihleri arasında Denetçi olarak görev yaptığını, davacı şirketin de içinde bulunduğu … Grubunun 20-25 şirketi olduğu, kendisinin grup şirketi çalışanı olarak ilgili mevzuat gereğince kuruluş aşamasında şeklen denetçi olarak görev verilmesinin mutad bir uygulama olduğu, bu işler için kendisine herhangi bir ücret ödenmediği, 02/05/2001-17/10/2003 tarihleri arasında hakim hissedar olarak işleri bizzat idare eden kişinin … olduğu, Ortakların sermaye taahhüdünü yerine getirmeleri gereken tarihlerin 10/03/1999 ve 30/09/2001 tarihleri olduğu dikkate alındığında davacının taleplerinin zaman aşımına uğradığını, … tarafından 09/06/2005 tarihinde şirketin devir alındığı tarih itibariyle davacının zaran ve sorumluları öğrenmiş olması gerektiği, bu haliyle dahi 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, TTK 309/4 maddede yer alan 5 yıllık zamanaşımı süresinin zararın şirket yönetimi veya yönetim kurulu tarafından zararı ve zarardan sorumlu olan kişileri bilmemesi halinde geçerli olacağı dolayısıyla TTK 309/4 maddesinde belirtilen 2 yıllık öğrenme süresi içinde dava açılmadığından davanın zamanaşımına uğradığını, Müvekkilinin 31 Ekim 2003 tarih 5918 sayılı Ticaret Sicil gazetesinin 262 sayfasında görüleceği gibi 17/10/2003 tarihti Olağan genel kurul toplantısının 4. maddesi ile ibra edilmiş olduğunu, şayet şirket zarara uğramış ise, bunun asıl sorumlularının …’a el konulma tarihi olan 21/12/1999 tarihinden itibaren şirketi fiilen yöneten, 09/06/2005 tarihinden itibaren de hukuken yönelmeye başlayan … ve atadığı yöneticiler olduğu, zira …’a el konulduğu tarihte davacı şirketin … A.Ş. nezdinde bulunan 1,5 Trilyon TL civarındaki parasının o tarihten itibaren hiçbir zaman … Grubu Yöneticileri tarafından kullanılmadığı, ancak …’nin şirketi hukuken de yönetmeye başladığı 09/06/2005 tarihinden itibaren bu paranın atanan yeni yöneticiler tarafından … Grubuna bağlı …A.Ş. gibi şirketlere kredi olarak aktarıldığı, aktarılan paralar ile aktif olmayan ve faaliyeti durdurulan bu şirkete … tarafından atanan yönetici ve personel maaşlarının ödenmesi suretiyle şirketin asıl bu şekilde zarara uğratıldığı,ifade edilerek davanın reddine, yargılama masraflarının ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … tarafından 09/06/2005 tarih ve … nolu karar ile kamu alacaklarının tahsili bakımından yarar görülen davacı şirketin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim ve denetiminin devir alındığını, davacı şirketin işlemlerinin halen … tarafından atanan yönetim ve denetim kurulu üyeleri tarafından yürütüldüğünü, davacı şirketin … grup şirketlerinden olduğunu ve davacı şirketin hakim ortağının … ve ailesi olduğunu, … AŞ’nin Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun 21/12/1999 tarih ve … sayılı kararname ile 22/12/1999 tarih … sayılı karar uyarınca …’ye devredilmesinden sonra kamu alacağının tahsilinde yarar görüldüğünden bir kısım grup şirketleri ile birlikte Bankalar Kanunu’nun 15/7-a maddesi uyarınca davacı şirketin de yönetim ve denetiminin Fon tarafından 09/06/2005 tarihli karar ile devir alındığını, davacı şirketin 15/12/1998 tarihli Olağanüstü Genel Kurul toplantısında sermayenin 200.000 TL’den 1.000.000 TL’ye arttırılmasına ve arttırılan sermayenin 1/4’ünün toplantı kararının tescil tarihinden itibaren en geç 3 ay içerisinde, kalan 3/4’ünün ise 30/09/2001 tarihinde nakden ödenmesine karar verildiğini, 01/12/1998 tarihinde yapılan genel kurulun 10/12/1998 tarihinde tescil edilerek 15/12/1998 tarih ve … sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiğini, ancak genel kurul kararına göre arttırılan sermayenin 1/4’ü olan 200.000 TL’nin tescil tarihi olan 10/12/1998 tarihinden itibaren 3 aylık süre bitim tarihi olan 10/03/1999 tarihine kadar ödenmesi gerekirken ortakların sermaye taahhüdünü yerine getirmediklerini, Ticaret Kanunu’nun 407.maddesi uyarınca sermaye koyma borcunu vaktinde yerine getirmeyen pay sahibinin ihtara lüzum olmaksızın temerrüt faizi ödemekle yükümlü olduğunu, davalı yönetim kurul üyelerinin hem kanunun hemde şirketin ana sözleşmesi ile ortaklar genel kurulunun kendilerine yüklediği vazifeleri hiç ve gereği gibi yerine getirmeyerek şirketin sermayesinin eksik kalmasından dolayı şirketin büyük ölçüde zarara uğramasına neden olduklarını, sermaye borçlarını yerine getirmeyen şirket ortaklarına ….Noterliği’nin 08/10/2008 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesinin gönderilerek borçların ödenmesinin talep edildiğini, …’nun 14/11/2000 tarih ve 771 sayılı toplantısında alınan karar gereğince Yönetmeliğin 53/d-3 maddesi uyarınca 1 hafta süre ile borsa üyeliğinden geçici çıkarma cezası verildiğini, işbu kapatma cezasından sonra şirketin yeniden başlaması için İMKB Yönetmeliği gereğince toplam 247.769,91 TL teminat tesisi istendiğini, şirketin teminat açığı olan 195.968,91 TL’nin tamamlanmasının gerektiğini, ancak davacı şirketin sermaye artış kararına rağmen ortakları tarafından arttırılan sermaye pay bedelleri ödenmemiş olduğundan şirketin zarara uğradığını, anılan nedenlerle öncelikle davanın aralarında bağlantı bulunması, aynı konu ve hususlarda açılmış olmaları nedeniyle ….Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası nezdinde davaların birleştirilmesine, davanın kabulü ile 512.000,00 TL ortaklık sermaye alacağının ve şirketin işlemlerinin durdurulmasından kaynaklanan ortaklık zararının meydana geldikleri tarihten itibaren TC Merkez Bankasınca ilan edilen en yüksek reeskont faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranlarında müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Taraflarca gösterilen delliller toplanmış, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik iş sayılı dosyası, … Sulh Hukuk Mahkemesi … Esas sayılı dosyası, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Değişik İş sayılı dosyası, … Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğü cevabi yazısı, … cevabi yazısı celp edilmiş, davalı yönetim kurulu üyeleri ve denetçilerin sorumluluklarının bulunup bulunmadığı, şirkete zar verip vermediği, miktarı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 07/06/2014 tarihli raporda ” Sermaye taahhüdü sermaye artırımına İlişkin genel kurul kararında belirtilen sürelerde muaccel olmuştur. Borcun muaccel olmasının sonuçlarından birisi de muacceliyet tarihinden itibaren sermaye taahhüdünün BK md. 126/V’e istinaden zamanaşımına uğramasıdır. Yasada sermaye borcunun zamanaşımına uğramasını engelleyen herhangi bir düzenleme bulunmadığından borcun 3/4’lük kısmı tescilden sonra 3. ayın sonunda yani 15.03.1999 da muaccel olmuş ve 15.03.2004 yılında, kalan Yflük kısmı ise 30/09/2001 tarihinde muaccel olmuş ve 30.09.2006 yılında BK md. 126/V ( TBK md. 147 Nr. 4) gereği zamanaşımına uğramıştır. 2- Sermaye taahhüdünün 1/4’lük kısmının 15.03.2004 yılında zamanaşımına uğraması dolayısıyla bu tarihler arasında yani borcun muaccel olduğu tarih ile zamanaşımına uğradığı tarihlerde görev yapan yönetim kurulu üyeleri söz konusu zarardan müteselsilen sorumludurlar. Sermaye taahhüdünün kalan 3/4’lük kısmının 30.09.2006 yılında zamanaşımına uğraması dolayısıyla borcun 3/4’lük kısmından bu tarihler arasında görev yapan yönetim kurulu üyelerinin tamamı sorumludur. Şirkete … tarafından el konulduğu 09.06.2005 tarihi itibariyle atanan yönetim kurulu üyeleri de müteselsil sorumlular arasında yer alır. Davanın bunlara yöneltilmemiş olması sorumluluklarım ortadan kaldırmaz. Dış ilişkide sorumlu tutulan kimselere iç ilişkide diğer müteselsil sorumlulara rücu edebilirler. 3- Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu bakımından zamanaşımı süresinin, zararın ve zarar verenlerin 27.11.2007 tarihli genel kurulda sunulan denetiçi raporundan öğrenildiğinin kabulü halinde dolmadığının, buna karşın zararın şirkete Fon tarafından el konulması ile birlikte yönetim kurulu üyeleri tarafından öğrenildiğinin kabulü halinde iki yıllık süre el koyma tarihinden başlayacağından zamanaşımı süresinin dolduğunun kabulü gerekir. 4- Dava dosyasında yer alan dava dilekçesi ve davacının diğer beyanları ile Davacı şirketin muhtelif yıllara ait fınansal tabloları ve diğer dosya içeriğinin tetkikinden, davacı şirketin davalıların birinin veya birkaçının birlikte veya ayrı eylem, işlem ve kararlan ile apel dışında zarara uğratıldığına dair bir somut bilgiye ya da bulguya ulaşma imkânı bulunmadığı, davacı tarafından maddî olaylara ilişkin açıklamalar somutlaştırılmadan ve ayrıntılı şekilde açıklanmadan, davacı şirketin davalılar tarafından zarara uğratıldığı İddiası ile ilgili olarak Bilirkişi Heyetimizce bir görüş oluşturulabilmesinİn mümkün olmadığı, 5- Davalılarca taahhüt edilen sermaye tutarlarına dava tarihine kadar faiz uygulanmasının gerektiğine Sayın Mahkemenizce hükmedilir ise dava tarihine kadar …’in 192.000,00 TL anapara, 683.829,33 TL faiz olmak üzere ceman 875.829.33 TL, …’in 192.000,00-YTL anapara, 683.829,33 TL faiz olmak üzere ceman 875.829,33 TL, … mirasçılarının 192.000,00 TL anapara, 683.829,33 TL faiz olmak üzere ceman 875.829.33 TL, … mirasçılarının 192.000,00 TL anapara, 683.829,33 TL faiz olmak üzere ceman 875.829,33 TL, …’in 16.000,00 TL anapara, 56.985,77 TL faiz olmak üzere ceman 72.985,77 TL, …’ın 8.000,00 TL anapara, 28.492,89 TL faiz olmak üzere ceman 36.492,89 TL, …’in 8.000,00-YTL anapara, 28.492,89 TL faiz olmak üzere ceman 36.492,89 TL sermaye koyma (apel) borcu bulunduğunun hesaplanabileceği, ” görüşü bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazlarının değerlendirilmesi için ek rapor alınmış, alınan 06/05/2015 tarihli raporda ” 1- Davalılardan …’in sermaye artırımının 3/4’lük kısmının Davalıya ait 6.000.00 TL’sinin zamanaşımına uğramasından Davalının sorumlu olup olmayacağı hususunda davalı YK üyesi olarak TTK md. 338’e istinaden kusursuzluğunu ispatlamadıkça zarardan sorumludur. 2- Davalılardan …’in sermaye artırımının 3/4’lük kısmının Davalıya ait 6.000.00 TL’sine isabet eden faizlerden Davalının sorumlu olup olmayacağı hususunda da kusursuzluğunu ispati ay amay an davalının sorumlu tutulabileceği,3- Davacı şirketin, taahhüt edilen sermayenin zamanaşımına uğramasından tüm davalıların sorumlu olduğu, … tarafından atanan YK’nun herhangi bir sorumluluğunun bulunmadığı; bilirkişi raporunda bunun aksine tercihli bir görüş benimsenmiş gibi görünse de, rapordaki … ilin atadığı yöneticilerin de sorumlu olacağı göTüşünün usul ve yasaya aykırı olduğu; ayrıca Davacı şirketin faaliyetlerinin devamı için gerekli olan özkaynağın temin edilememesi nedeniyle, sermaye taahhüdü dışında ortaya çıkan zararlardan da tüm. Davalıların birlikte ve müteselsilen sorumlu oldukları itirazları ile ilgili olarak bu hususlar Kök Raporumuzda bu hususlar da dikkate alınarak değerlendirmeler yapılmış bulunduğundan, bu kapsamda kök raporumuzda eklenmesi ya da kök rapordan çıkarılması gereken herhangi bir husus bulunmadığı” görüşü bildirilmiştir.
Davacı vekilinin 03/05/2019 tarihli dilekçesindeki beyanları dikkate alınarak ek rapor alınmış, alınan 18/09/2019 tarihli raporda “…’ün 31/12/2001 tarihli bilançosundaki özsermaye tutarının, bugünkü TL ile 782.864,00 TL olduğu, Dava tarihinde şirketin değeri sıfır düzeyinde olduğuna göre, pay sahiplerinin sermaye taahhüt borçlarını ödememelerine rağmen şirket yönetim kurulunun ödeme çağrısı yapmaması ve şirketin faaliyetinin finansal yetersizlik sebebiyle durdurulması ve böylece şirketin tüm değerini kaybetmesi dolayısıyla ortaya çıkan zararın 782.864,00 TL olarak hesaplandığı ” görüşü bildirilmiştir.
Taraf vekillerinin itirazları neticesinde yeni bilirkişi heyetinden rapor alınmış, alınan 20/04/2020 tarihli raporda ” … A.Ş., İMKB Üyesi bir aracı kurum olup, eski yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile ortakların neredeyse aynı kişiler olduğu, 09/06/2005 tarihinden itibaren … tarafından yeni atanan yeni yönetim ve denetim kurulunun / üyelerinin görevde bulunduğu, Sermaye artırımına ait genel kurul kararının tescil edildiği 10/12/1998 tarihinden itibaren 09/06/2005 tarihine kadar şirketin eski yönetim ve denetim kurulunun görevde bulunduğu, BDDK’nın 21/12/1999 tarihli kararı ile ana şirket … A.Ş. ’nin, grup şirketleri ile birlikte iktisadi bütünlüklerinin …’ye devredildiği, 1.nci apelin ortaklar tarafından süresi içerisinde ödenmemesi ve zaman aşımına uğramasından kaynaklanan sorumluluğun; 10/03/1999-10/03/2004 tarihleri arasında görevde bulunan eski yönetim ve denetim kurulunun / üyelerinin sorumluluğunda olduğu. 2.nci apelin ortaklar tarafından süresi içerisinde ödenmemesi ve zaman aşımına uğramasından kaynaklanan sorumluluğun, 30/09/2001-30/09/2006 tarihleri arasında görevde bulunan eski ve yeni yönetim ve denetim kurulunun / üyelerinin sorumluluğunda olduğu, … tarafından atanan yeni yönetim kurulunca hazırlanan 20/10/2008 tarihli Denetim Raporu ile davalıların apel borçlarının süresi içerisinde ödemeyerek şirket sermayesinin eksik kalmasına ve zarara uğramasına neden olduklarından haberdar olunduğu hususunun yeni yönetim kurulunun / üyelerinin hukuki sorumluluğunu kaldırmayacağı, Davacının, şirketin zarara uğramasına neden olan eski yönetim ve denetim kurulu / üyelerinin sorumlulukları kapsamında olan somut bir zarar talebine ait bir belgenin, dosyaya sunulan belseler içinde bulunmadığı, Şirketin sermaye alacağı ve faizinden dolayı zarara uğratıldığı iddiasında davalı yönetim ve denetim kurulu üyelerinin sorumlulukları bakımından Mülsa TTK 309/4 maddesinde belirtilen iki yıllık zaman aşımı süresi süresinin 31/12/2007 tarihinde dolmuş olacağının kabulü gerektiği, Şirketin faaliyetsiz olması dolayısıyla ticari kardan yoksun kaldığı ve 30/06/2007 tarihi itibariyle hesaplanan 4,1 milyon ABD$ değerinin sıfır olduğu iddiası kapsamında; Şirketin 29/04/2001 tarihinden itibaren İMKB nezdindeki aracılık faaliyetlerinin geçici olarak… tarafından durdurulduğu ve söz konusu kapalılık durumunun bu eün itibariyle de devam ettisi hususu dikkate alındığında …’nin el koyduğu 09/06/2005 tarihinde şirketin zaten kapalı olduğu ve aracılık faaliyetinin bulunmadığı, 30/06/2007 tarihinde 4.1 milyon ABD $ hesaplanan şirket değerinin, şirketin ilişkili tarihte satışa çıkarılması halinde yaklaşık piyasa değerinin tespitine yönelik olduğu, şirketin mahrum kaldığı ticari karın tespitine yönelik olmadığı, ticari karın cari piyasa koşullarında hesaplanmasında şirketin İMKB*de yapmış olduğu hisse senedi alım ve satım istemleri hacmi. komisyon gelirleri, genel yönetim giderleri dikkate alındığında söz konusu değerleme raporu ile şirketin faaliyetsiz durumda olmasından kaynaklanacak ticari kara karşılık zararın hesaplanmasına esas alınmasının mümkün olmadığı, ” görüşü bildirilmiştir.
Tüm dosya ve deliller birlikte değerlendirildiğinde, açılan hem asıl hem birleşen dava, anonim şirkette yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin sorumluluğu davasıdır. Davanın açılış tarihi gözetildiğinde eski 6762 sayılı TTK hükümlerinin uygulanması gerektiği ve 336 maddede belirtilen idare meclisi azalarının gerek kanunun gerekse esas mukavelerin kendilerine yüklediği vazifeleri kasten veya ihmal neticesi olarak yapmamaları hükmüne dayanarak sorumluluk davasının açılmış olduğu, bu vazifeleri hiç veya gereği gibi yerine getirmeyen denetçilere karşı da eski TTK 359 Madde’ye göre sorumluluk davasının yönetildiği anlaşılmaktadır. Sorumluluk davasında kusur ve zarar, davacı tarafça 2 temel olaya bağlanmış olup bunlardan ilki 15.12.1998 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında karara bağlanan sermaye arttırımı kararının muacceliyet arzetmesine rağmen yasal yollara başvurularak tahsil edilmemesi ve ikinci olanakta şirketin faaliyetlerinin durdurulması nedeniyle şirketin zarara uğratılmış olmasıdır. 6762 Sayılı TTK’nın 309/4 Madde’de “Mesul olan kimselere karşı tazminat isteme hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren 5 yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur” ifadesine yer verilmekle sorumluluk davası yönünden zamanaşımı süreleri belirlenmiş olup somut olaya da bu sürelerin uygulanıp uygulanmayacağının incelenmesi gerekmektedir. Bu kapsamda öncelikle apel borçlarının şirket ortakları tarafından ödenmemesi nedeniyle yönetim kurulu üyelerinin ve denetçilerin sorumluluğu davası incelendiğinde … A.Ş.’nin 15.12.1998 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısında sermayenin arttırılmasına karar verildiği, sermayenin 1/4’nün toplantı kararının tescili tarihinden itibaren en geç 3 ay içerisinde, 3/4’nün ise 30.09.2001 tarihinde nakden ödenmesine karar verildiği, birinci bölümün vade tarihinin 10.03.1999, ikinci bölümün ise 30.09.2001 olup apel borçlarının vadelerinde ödenmediği, apel borçlarının muaccel hale geldiği, 1. Kısım apel borcu yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinin 10.03.2004 tarihinde, 2. Kısım apel borcu yönünden 5 yıllık zamanaşımı süresinin 30.09.2006 tarihinde dolmuş olacağı, kronolojik olarak somut davaya bakıldığında 22.12.1999 tarihinde … A.Ş.’ye … tarafından el konulduğu, 09.06.2005 tarihinde ise …’ın grup şirketi olan davacı …Ş.’nin yönetim ve denetiminin …’ye devredildiği, 09.06.2005 tarihi itibariyle zararın … tarafından bilinebilecek olduğu, ayrıca… mevzuatı gereğince 20.04.2020 tarihli bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi 31.12.2015 tarihi itibariyle şirketin sermaye yeterlilik durumunun bağımsız denetim kuruluşuna denettirildikten sonra…’ya bildirmek zorunda olduklarından en geç 31.12.2005 tarihinde zararın varlığını ve zarar verenleri öğrenmiş olacağı, zaten dosyada mübrez delillerle 2005 yılında …’nin davacı şirketin defterlerini inceleme talebinde de bulunmuş olduğu, en geç 31.12.2005 tarihi baz alındığında 31.12.2007 tarihinde 2 yıllık zamanaşımı süresinin de dolmuş olduğu, 6762 Sayılı TTK’nın 309/4 Madde uyarınca hem 2 yıllık hem de 5 yıllık zamanaşımı süreleri dolduğundan ve ayrıca apel borçlarının ödenmemesi nedeniyle şirket sermayesinin eksik bırakılması ve yasal yollara başvurulmaması gibi ihmali davranışların suç oluşturmayıp ceza zamanaşımı süresinin de uygulanmasının gerekli olmadığı, açılan her iki davanın da zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmış, şirketin faaliyetlerinin durdurulması ve ticari kardan yoksun kalması nedenine gelince şirketin 29.04.2001 tarihinden beri ticari faaliyette bulunamaması sonucunda zararın oluştuğu beyan edilmiş ise de dosyaya getirtilen …. ATM dosyası ve …. İcra Müdürlüğü dosyası ile sabit olduğu üzere …’nin davacı şirketteki hissedarların hisselerine 21.02.2000 tarih itibariyle tedbir koydurduğu şirket ortak ve hissedarların hisseler üzerinde tasarruf yetkisinin kalmadığı ayrıca dosyaya sunulan 30.06.2007 tarihi değerleme raporunun yoksun kalınan ticari kârın tespitine imkan sağlamayıp sadece şirketin o tarih itibariyle sahip olduğu varlıkların piyasa rayiç değerlerini ortaya koyduğu, ispatlanamayan zarar kalemi yönünden davalıların sorumluluğuna gidilemeyeceği anlaşıldığından açıklanan gerekçelerle davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
Hükmün Tamamlanması;
Her ne kadar mahkememizce 17/12/2020 tarihli sözlü yargılama duruşmasının sonucunda kısa karar ve hüküm oluşturulurken “Açılmış olan davada zamanaşımı itirazlarının kabul ile zamanaşımı nedeniyle davanın reddine” şeklinde yazılmış ise de birleşen…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E-K sayılı dosyası yönünden hüküm oluşturulmadığı her iki dava yönünden de aynı karar verilmesi gerekirken birleşen dava yönünden sehven karar verilmediği, davalı … vekilinin 14.01.2020 tarihli dilekçesi ile hükmün tamamlanmasının talep edildiği, 6100 sayılı HMK’nın 305/A Md. Gereğince yargılamada ileri sürülen veya kendiliğinden hükme geçirilmesinin gerekli olmasına rağmen hakkında tamamen veya kısmen karar verilmeyen hususlarda ek karar verilmesi mümkün olup birleşen dosya yönünden de hüküm oluşturmak gerekmiş yukarıda açıklanan gerekçeler doğrultusunda birleşen dava yönünden de zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
A)Mahkememiz dosyası yönünden açılmış olan davada zamanaşımı itirazlarının kabulü ile zamanaşımı nedeniyle Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL maktu karar harcının peşin alınan 6.912,00 TL harçtan mahsubu ile artan 6.857,60 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 42.650,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak Davalılar …, …, … ve …’a verilmesine,
4-Asıl dava ve Birleşen dava birlikte yürütüldüğünden iki dava üzerinden davalı …’in yaptığı 2.000,00 TL Bilirkişi Ücreti’nin davacıdan alınarak DAVALI …’E VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına
6-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
B)Birleşen 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E-K sayılı dosyası yönünden açılmış olan davada zamanaşımı itirazlarının kabulü ile zamanaşımı nedeniyle Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 54,40 TL maktu karar harcının peşin alınan 8.743,68 TL harçtan mahsubu ile artan 8.689,28 TL harcın talep halinde ve karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/12/2020
Başkan …
Üye …
Üye …
Katip …