Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/241 E. 2022/608 K. 12.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2014/241 Esas
KARAR NO:2022/608

DAVA:Tazminat
DAVA TARİHİ:11/07/2014
KARAR TARİHİ:12/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.10.2011 tarihinde müvekkil kendi aracını park edip indiği sırada davalı …’un kendisine ait … plakalı aracı ile davacıya çarptığını, daimi malul olacak şekilde yaralanmasına sebep olduğunu, davalı … şirketinin … Plakalı aracın … no’lu poliçe ile trafik sigortacısı olduğunu, diğer davalı … sigortanın ise … no’lu poliçe ile … plakalı aracın kasko sigortacısı olduğunu, davacının maluliyetinin adli tıp kurumu tarafından belirlenebilir olduğunu, davacının 25 yıllık tecrübeli bir ağır vasıta şoförü olduğunu, böyle bir tecrübedeki ağır vasıta şoförünün aylık gelirinin ne olacağı konusunda şoförler ve otomobilciler odasından sorularak öğrenilebilir olduğunu beyanla müvekkilin fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, 6100 sayılı yasanın 107 Maddesine göre belirlenecek maddi tazminat ile 60,000,00 TL manevi tazminatın şahıs davalı için olay tarihinden, davalı … şirketleri için dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte poliçe limitleri ile sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile … adına kayıtlı araçlar var ise iş bu araçlar üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraftan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili özetle; davacının davadan evvel müvekkil şirkete bir başvurusu olmadığını, müvekkil şirketin … plakalı aracın kasko sigortacısı olduğu, davacının taleplerinin öncelikle trafik poliçesi kapsamından karşılanması gerektiğini, müvekkil şirketin sorumlu tutulabilmesi için, zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortasının üst limitini aşan bir zarar olması gerektiğini, gerçek zarardan sigortalısının kazadaki kusur oranına isabet eden oranda ve poliçe limiti ile sınırlı olarak sorumlu olduğunu, kusur tespiti yapılmasını, maluliyet tespiti yapılmasını, davacının gelir durumu kesin delillerle ispatlanmalı, sürekli ve düzenli geliri bulunmalı, son maaş belgesiyle değil yıllık ortalama geliri bulunarak hesap yapılmalı, net gelir durumu ispatlanamadığı takdirde ise asgari ücretten hesap yapılmasını, hatır taşıması incelemesi yapılmasını, varsa indirim yapılmasını, Sosyal Güvenlik Kurumundan rücuya tabi bir tazminat ve yardım alıp almadığı hususun sorularak, bir tazminat alınmışsa bu miktarın bulunacak zarar miktarından tenzili gerektiğini, faizin dava tarihinden itibaren yasal faiz olabileceğini beyanla muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin limitle orantılı şekilde belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı …Ş. vekili özetle; … plaka sayılı aracın müvekkil Şirkete 05.04.2011-2012 tarihleri arasında, … numaralı Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, manevi tazminatın poliçe teminatına dahil olmadığını, sorumluluğun sigortalının kusuru oranında ve bedeni zararlarda azami 200.000 TL ile sınırlı olduğunu, kusur ve maluliyet tespiti yapılmasını beyanla davacı delillerinin tarafına tebliğine,
tüm delillerin toplanması ve “Adli Tıp Kurumu, Trafik İhtisas Dairesi” tarafından kusur tespitinin yapılmasından sonra müvekkil şirkete sigortalı aracın kusurlu bulunması durumunda; maluliyet oranının tespiti için davacının “Tam Teşekküllü bir Devlet Hastanesine sevk edilmesini, yine “Aktüer” sıfatına sahip bir bilirkişi kanalı ile “sakatlıktan kaynaklanan geçici ve sürekli iş göremezlik” tazminatının ve “tıbbi konularda uzman bir bilirkişi kanalı ile bakıcı ücretinin” hesaplanmasına, davacının manevi tazminat talebinin reddine, müvekkil şirket dava açılmasına sebebiyet vermediği için yargılama masrafları ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflar arasında uyuşmazlık bulunan hususların; trafik kazası nedeniyle davalılardan davacıda oluşan geçici iş göremezlik, sürekli iş göremezlik olmak üzere sonradan artırılmak üzere 5.000,00 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatının giderilmesi isteminden ibaret olduğu görülmüştür.
DELİLLER;
İstanbul SGK’ya müzekkere yazılarak davacının SGK kayıtları celp edilmiştir.
… Devlet Hastanesine müzekkere yazılarak davacının ilgili tedavi evrakları celp edilmiştir.
… 2. Sulh Ceza Mahkemesine müzekkere yazılarak … esas sayılı dosyası celp edilmiştir.
Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine müzekkere yazılarak … plakalı aracın 23/10/2011 tarihini kapsayan Kasko Sigorta Poliçe bilgisi istenilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince davacının maluliyet durumunun tespiti bakımından dosya ATK’ya gönderilmiş olup; 10/11/2017 tarihli ATK raporunda özetle; 17/02/1968 doğumlu, … oğlu …’un 23/10/2011 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazasına bağlı gelişen yaralanması nedeniyle, 11.10.2008 tarih ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinden yararlanılarak ve mesleği bildirilmemekle Grup1 kabul olunarak: Gr1 XII(32a………..….1)A %11, E cetveline göre %11.2(yüzdeonbirnoktasıfır) oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı, iyileşme süresinin 11/10/2011 tarihinden itibaren 6(altı) aya kadar uzayabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince kusur durumunun tespiti için dosya ATK’ya gönderilmiş olup; 16/04/2018 tarihli ATK raporunda özetle; Tüm dosya kapsamı,keşif tutanağı,bilirkişi raporu,tüm beyanlar,dilekçeler incelendiğinde kazanın davalı sürücünün beyanında belirttiği şekilde mi yoksa davacının beyanında belirttiği şekilde mi meydana geldiği hususunda kesin bir kanaate varılamadığından beyanların takdiri mahkemenize bırakılarak aşağıdaki şekilde alternatifli kusur dağılımı yapılmıştır. Dosyadaki mevcut verilere göre;1.durum; Kazanın, davalı sürücünün beyanında belirttiği şekilde meydana gelmesi halinde; A)Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, istikametine göre sağ tarafında park halinde olan … plakalı aracın solundan geçeceği sırada bu araçtan inip aniden taşıt yoluna giren davacıya karşı alabileceği bir önlem bulunmadığından meydana gelen olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır. B)Davacı … olay mahallinde park ettiği araçtan ineceği sırada burasının cadde olması sebebiyle her an bir aracın gelebileceğini öngörüp sol gerisinden gelmekte olan araçların varlığını dikkate alması gerekirken bu hususa riayet etmediği, kendi can güvenliğini tehlikeye atarak gerekli/yeterli kontrolleri yapmadan aracından inip kontrolsüzce taşıt yoluna inmesi neticesi meydana gelen olayda asli derecede kusurludur.2.durum; Kazanın; davacının beyanında belirttiği şekilde meydana gelmesi halinde; A)Davalı sürücü … sevk ve idaresindeki otomobil ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, istikametine göre sağ tarafında park halinde olan … plakalı araçtan inmiş bulunan ve aracının kapısını kilitlemek üzere taşıt yolu içerisinde bulunan davacı yayanın varlığını dikkate alıp, yoldaki mevcudiyetini belirtecek şekilde yayayı ikaz etmesi ve bu yaya ile arasında yeterli açıklık bırakarak seyrini sürdürmesi gerekirken bu hususlara riayet etmemesi neticesi meydana gelen olayda asli derecede kusurludur. B)Davacı … olay mahalline park ettiği aracının kapısını kilitlemek üzere olduğu sırada davalı sürücü idaresindeki aracın sadmesine maruz kaldığı olayda atfı kabil bir kusuru bulunmamaktadır.
SONUÇ : Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, olayda; 1.durumda; A)Davalı sürücü …’un kusursuz, B)Davacı …’un % 100 ( yüzde yüz ) oranında kusurlu, 2.durumda; A)Davalı sürücü …’un % 100 ( yüzde yüz ) oranında kusurlu B)Davacı …’un kusursuz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince kusur durumunun değerlendirilmesi bakımından “Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonundan” rapor alınmasına karar verilmiş olup; 23/05/2019 tarihli ATK raporunda özetle; Dosya tümüyle incelendi. … 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosya evrak sureti içeriği, bilirkişi raporu ve Trafik İhtisas Dairesi raporu içeriği, sürücünün ve yayanın ifadeleri, tanık beyanı, keşif zaptı, mevcut veriler ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında 23/05/2018 tarihli ara karardan … 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasında alınan raporla, ATK Trafik İhtisas Kurulu raporları arasında çelişki olduğundan çelişkinin giderilmesi için dosya ve eklerinin Genişletilmiş Uzmanlar Heyetinden (Trafik) rapor alınmasının istendiği görülmüş, dairemiz tarafından tanzim edilen raporda belirtilen kusur oranları isabetli bulunmuş, kazanın oluş şekli hususunda kesin kanaate varılamamış olup bu husus mahkemenizin takdirine bırakılarak olay iki durumda incelenmiştir. Mevcut verilere göre; 1. Olay davalı sürücünün sevk ve idaresindeki otomobilin gidiş istikametine göre yolun sağ tarafında davacı tarafından park edilen aracın solundan geçtiği sırada park edilen araçtan inen davacı yayaya çarpması durumunda meydana gelmiş ise; A) Davalı sürücü … olay yerinde park halindeki aracın solundan geçtiği sırada sevk ve idaresindeki otomobilin yeterli kontrolü yapmadan park halindeki araçtan inen yayaya çarptığı olayda atfı kabil kusuru bulunmamaktadır. B) Davacı yaya … park etmiş olduğu araçtan inmeden önce yolu kontrol etmesi yol üzerinde seyreden araçların hız ve yakınlık durumlarını dikkate alması ve araçlara ilk geçiş hakkını vermesi gerekirken yeterli kontrolü yapmayıp, park etmiş olduğu aracın sol gerisinden gelen otomobile ilk geçiş hakkını vermeden araçtan inip, gelen otomobilin kendisine çarptığı olayda asli kusurludur. 2. Olay davalı sürücünün sevk ve idaresindeki otomobilin gidiş istikametine göre yolun sağ tarafında park halinde olan aracın solundan geçtiği sırada park edilen aracın kapısını kilitlemek isteyen davacı yayaya çarpması durumunda meydana gelmiş ise; A) Davalı sürücü … olay yerinde seyri sırasında yolun sağ tarafından park halinde olan aracın yanında bulunan yayayı dikkate alıp, yayaya çarpmadan önce etkili fren ve direksiyon tedbiri alması gerekirken etkili tedbir almayıp sevk ve idaresindeki otomobilin park halindeki aracın solundan geçtiği sırada yayaya çarptığı olayda asli kusurludur. B) Davacı yaya … park etmiş olduğu aracın kapısını kilitlemek istediği sırada park ettiği aracın solundan geçen otomobilin kendisine çarptığı olayda atfı kabil kusuru bulunmamaktadır. SONUÇ : Yukarıdaki hususlar muvacehesinde, 1. Olay birinci durumda meydana gelmiş ise; A) Davalı sürücü …’un kusursuz, B) Davacı yaya …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, 2. Olay ikinci durumda meydana gelmiş ise; A) Davalı sürücü …’un %100 (yüzde yüz) oranında kusurlu, B) Davacı yaya …’un kusursuz olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce verilen ara karar gereğince kusur durumunun değerlendirilmesi bakımından İstanbul Teknik Üniversitesi, Karayolları ve Trafik Bilim Dalından rapor alınmasına karar verilmiş olup; 17/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dosyadaki tüm bilgi, tespit ve ifadelerin ışığında, olayın, davalı sürücünün belirttiği gibi, davacı sürücünün, parketmiş olduğu aracın sol kapısından, kontrolsüz bir şekilde, araçların seyrettiği yol bölümüne girmesi, bu suretle kendi canını tehlikeye soktuğu gibi, trafiği de tehlikeye düşürmesi sebebiyle mi, yoksa, davacı sürücünün ileri sürdüğü gibi, davacı sürücü park etmiş olduğu kamyonetin kapısını kilitleyip kamyonetin solunda bulunduğu sırada, davalı sürücünün, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili özen yükümlülüğüne aykırı şekilde, tedbirsiz ve dikkatsizce seyretmesi sebebiyle mi meydana geldiği hususunda kesin kanaate varmanın, dolayısıyla, tarafların hatalı davranışlarının olaydaki etki derecelerinin tespitinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi uzmanlarınca ve aynı dairenin Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu’nca düzenlenmiş, 16/04/2018 tarihli ve 23/05/2019 tarihli Bilirkişi Raporlarında da, aynı sonuca ulaşıldığı ifade edilmiştir. Sürücülerin hangisinin hatalı davranışının olayda etkili olduğunun kesin olarak tespit edilemediği bu durumda, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkcsi uyarınca, tehlikelerin eşit olmadığı kesin olarak ortaya konamayacağı için, tehlikeler eşit kabul edilerek, zararın ilke olarak yarı yarıya paylaştırılmasının uygun olacağı mütalaa olunmaktadır. Dolayısıyla, kazaya karışan otomobil sürücüsü, davalı … ile kamyonet sürücüsü davacı, …’un, hatalı hareketlerinin, kazanın meydana gelmesinde, eşit oranda, %50’şer oranında etkili olduğunun kabul edilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir
Mahkememizce verilen ara karar gereğince bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş olup; 02/01/2020 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
23/10/2011 tarihinde kazaya karışan … plakalı aracın davalı … AŞ tarafından kaza tarihi itibariyle geçerli kişi başı 200.000 TL teminat limiti ile 05.04.2011-2012 vadeli davalı … adına tanzim edilen … no’lu Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigorta poliçesinin tanzim tarihinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 yürürlük tarihi öncesi ve 26.04.2016 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. Maddesinde yapılan değişiklik öncesi olması sebebiyle, tazminat hesaplamaları Yargıtay Kriterleri doğrultusunda PMF 1931 mortalite tablosu ve progresif rant yöntemi ile yapılmıştır. 17/02/1968 doğumlu davacı olay tarihi itibariyle 43 yıl 8 ay 6 gün yaşında olup, PMF 1931 mortalite tablosu nezdinde kaza tarihi itibariyle muhtemel beklenen yaşam süresi 26 yıl 3 ay 25 gündür. Geçici iş göremezlik tazminatı, haksız eylem sonucu yaralanan kişinin, bu yaralanma nedeniyle bir süre işinden ve mesleğinden uzak kalması ve kazanç kaybına uğraması halinde maddi zararın hesaplanmasıdır. Geçici iş göremezlik tazminat hesabında, kişinin tedavi ve iyileşme süresine göre değerlendirme yapılmakta olup, mağdurun yaşı ve beklenen yaşam süresi değerlendirilmemektedir. Bilinen dönem içerisinde yer alan tazminat hesaplamasında yaşam tabloları kullanılmamış olup, Adli Tıp mütalaa raporunda belirtilen 6 ay üzerinden hesaplama yapılmıştır. Davacı için hesaplanan geçici iş göremezlik dönem zararı 4,110.17 TL
olup, davalı … şirketine sigortalı aracın davalı sürücüsünün kusur oranı 50% nispetinde hesaplanan tazminat tutarı 4,110.17 TL x 50% = 2,055.09 TL’dir. Sürekli iş göremezlik tazminatı 6098 no’lu Türk Borçlar Kanunu 54. Madde’de tanımlı bedensel zararlar içinde yer alan çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden dolayı malul kalan kişinin, maluliyete sebep olan olay sonrasında uğrayacağı maddi zararın hesaplanmasıdır. Sürekli iş göremezlik tazminat hesaplaması, kaza nedeniyle mağdurun tedavisinin tamamlanmasını müteakip adli tıp raporu ile sürekli sakatlık oranının tespiti sonrası sürekli sakatlık süresinin başladığı dönem itibariyle yapılmıştır. Mağdurun tedavisine başlanmasından itibaren sürekli sakatlık raporu alana kadar poliçe tedavi giderleri teminatına dahil ve poliçe sürekli sakatlık teminatı dışında kalan ve Adli Tıp Raporun’da 6 ay olduğu belirtilen iyileşme (geçici iş göremezlik) süresi sürekli iş göremezlik tazminat hesaplamasına dahil edilmemiştir. Kaza tarihi ile rapor tarihi arasında geçen süre 8 yıl 9 ay 27 gün olup, ilk 6 ayı iyileşme (geçici iş göremezlik) süresine aittir. Rapor tarihinden muhtemel emeklilik tarihine kadar 7 yıl 5 ay 28 gün aktif hesap dönemine ve muhtemel emeklilik tarihinden muhtemel yaşam süresinin sonuna kadar 10 yıl pasif hesap dönemine aittir. Davacının sürekli iş göremezlik dönemine ait kazanç kaybı peşin değer tutarı 592,729.17 TL olup, 11,2% maluliyet oranı nispetinde hesaplanan tazminat tutarı 592,729.17 TL x 11,2% = 66,385.67 TL’ dir. Davacı için hesaplanan sürekli iş göremezlik dönem zararının, davalı … şirketine sigortalı aracın davalı sürücü kusur oranı 50% nispetinde hesaplanan tazminat tutarı 66,385.67 TL x 50% = 33,192.83 TL ‘dir. Davacının rapor tarihi itibariyle, geçici iş göremezlik tazminat tutarının 2,055.09 TL olduğu, ,sürekli iş göremezlik tazminat tutarının 33,192.83 TL olduğu, hesaplanmıştır. Dava konusu … plakalı araca kaza tarihi itibariyle, davalı …Ş. tarafından kaza tarihi itibariyle geçerli kişi başı 200.000 TL teminat limiti ile 05.04.2011-2012 vadeli … no’lu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesinin, davalı …Ş. tarafından 12.10.2011-2012 vadeli 10.000 TL İhtiyarı Mali Sorumluluk teminatı ile … no’lu Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesinin, tanzim edildiği görülmüştür. Dosyada mübrez bilgi, belge ve veriler ışığında, hesaplanan 2,055.09 TL geçici iş görmezlik tazminat tutarının … no’lu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesinin kişi başı 200.000 TL sağlık giderleri teminatından, hesaplanan 33,192.83 TL sürekli iş görmezlik tazminat tutarının … no’lu Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Poliçesinin kişi başı 200.000 TL sakatlanma ve ölüm teminatından, karşılanabileceği, Sayın Mahkeme’nin takdir ve değerlendirmesine sunulmuştur. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası hadlerinin üzerinde kalan kısım olmadığından, davalı …Ş. Tarafından tanzim edilen Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesine sarkan bakiye tutar olmadığı görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE;
Mahkememizce yapılan yargılama sonucunda; tarafların beyanları, deliller ve tüm dosya kapsamına göre;
Dava, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85, 91 ve devamı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunun 49, 54 ve 56 maddeleri kapsamında açılan haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat davasıdır.
23/10/2011 tarihli trafik kazasında, davalı …’un sevk ve idaresindeki, davalı … şirketince sigortalı araç ile davacı …’un aracının çarpışması neticesinde davacı yaralanmıştır.
Mahkememizce tarafların kusur oranlarının tespiti için iki kez ATK raporu aldırılmış olup, , Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi uzmanlarınca düzenlenmiş, 16/04/2018 tarihli Bilirkişi Raporunda, kazanın, davalı sürücünün beyanında belirttiği şekilde mi, yoksa davacının beyanında belirttiği şekilde mi meydana geldiği hususunda kesin bir kanaate varılamadığı için, alternatifli kusur dağılımı yapıldığı belirtilmiş, olayın, davalı sürücünün beyanında belirttiği şekilde meydana gelmesi halinde (I. Durumda), olayda, davalı sürücü …’un, kusursuz olduğu, davacı …’un, *6 100 oranında kusurlu bulunduğu, olayın, davacının beyanında belirttiği şekilde meydana gelmesi halinde (II. Durumda), olayda, davalı sürücü …’un, %100 oranında kusurlu olduğu, davacı …’un, kusursuz bulunduğu kanaati belirtilmiş, aynı kurumun Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu tarafından tanzim olunmuş, 23/05/2019 tarihli Bilirkişi Raporu da, 16/04/2018 tarihli Bilirkişi Raporunda belirtilen gerekçe ile iki seçenekli olarak düzenlenmiş ve seçenekler için aynı kusur durumu belirtilmiştir. Kaza yerinde … 2. Sulh Ceza Mahkemesi tarafından 15/06/2012 günü yapılmış keşfe binaen, bilirkişi … tarafından, … 2. Sulh Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası için tanzim edilmiş, 05/07/2012 tarihli Bilirkişi Raporunda, katılan sürücü …’un, park halindeki araçtan indiği esas alınarak, olayda, sanık sürücü …’un, Karayolları Trafik Kanunu’nun 47/c ve 52/b maddelerindeki trafik kurallarını ihlal etmesi sebebiyle, %50 oranında kusurlu olduğu, katılan sürücü …’un, aynı Kanunun 68 (b) maddesindeki trafik kuralını ihlal etmesi nedeniyle, %50 oranında kusurlu bulunduğu kanaati ifade edilmiştir. Bu kez İstanbul Teknik Üniversitesi, Karayolları ve Trafik Bilim Dalından rapor alınmasına karar verilmiş, 17/02/2020 tarihli bilirkişi raporunda olayın, davalı sürücünün belirttiği gibi, davacı sürücünün, parketmiş olduğu aracın sol kapısından, kontrolsüz bir şekilde, araçların seyrettiği yol bölümüne girmesi, bu suretle kendi canını tehlikeye soktuğu gibi, trafiği de tehlikeye düşürmesi sebebiyle mi, yoksa, davacı sürücünün ileri sürdüğü gibi, davacı sürücü park etmiş olduğu kamyonetin kapısını kilitleyip kamyonetin solunda bulunduğu sırada, davalı sürücünün, trafik güvenliği ve düzeni ile ilgili özen yükümlülüğüne aykırı şekilde, tedbirsiz ve dikkatsizce seyretmesi sebebiyle mi meydana geldiği hususunda kesin kanaate varmanın, dolayısıyla, tarafların hatalı davranışlarının olaydaki etki derecelerinin tespitinin mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır. Adli Tıp Kurumu, İstanbul Trafik İhtisas Dairesi uzmanlarınca ve aynı dairenin Genişletilmiş Uzmanlar Komisyonu’nca düzenlenmiş, 16/04/2018 tarihli ve 23/05/2019 tarihli Bilirkişi Raporlarında da, aynı sonuca ulaşıldığı ifade edilmiştir. Sürücülerin hangisinin hatalı davranışının olayda etkili olduğunun kesin olarak tespit edilemediği bu durumda, tehlike sorumluluğuna katlanma ilkcsi uyarınca, tehlikelerin eşit olmadığı kesin olarak ortaya konamayacağı için, tehlikeler eşit kabul edilerek, zararın ilke olarak yarı yarıya paylaştırılmasının uygun olacağı mütalaa olunmaktadır. Dolayısıyla, kazaya karışan otomobil sürücüsü, davalı … ile kamyonet sürücüsü davacı, …’un, hatalı hareketlerinin, kazanın meydana gelmesinde, eşit oranda, %50’şer oranında etkili olduğunun kabul edilmesinin uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir. 17/02/2020 tarihli İstanbul Teknik Üniversitesi, Karayolları ve Trafik Bilim Dalından alınan raporun denetime elverişli ve açık olması sebebi ile Mahkememizce hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosya arasında bulunan 10/11/2019 tarihli Adli Tıp Kurumu raporunda; Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Yönetmeliğine göre davacının sürekli maluliyetinin %11.2 oranında olduğu, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği belirtilmiştir. Adli Tıp Kurumu raporunun hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosya maddi tazminat hesaplamasına ilişkin rapor düzenlenmesi için aktüerya uzmanına tevdi edilerek rapor aldırılmıştır. 20/08/2018 tarihli bilirkişi raporunda; davacının kusur oranına göre geçici işgöremezlik zararının 2.055,09 TL, sürekli işgöremezlik zararının 33.192,83 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkememizce iş bu raporun hükme esas alınması gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacı 04.09.2020 tarihli ıslah dilekçesi ile geçici iş göremezlik tazminatının 2.055,09 TL ve sürekli iş göremezlik tazminatının 33.192,83 TL olarak belirlenmesini, geçici iş göremezlik tazminatı ve sürekli iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 90. Maddesinde aynıyla; “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır.” hükmü yer almaktadır. Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin 49. Maddesinde ise aynıyla “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” hükmü vaz olunmuştur.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile yukarıda gösterilen kusur durumuna ilişkin bilirkişi raporu birlikte incelendiğinde; davalı … tarafından sigortalanan aracın sürücüsü davalı …’un meydana gelen trafik kazasında % 50 oranında kusurlu olduğu tespit edildiğinden, Türk Borçlar Kanununun 54. maddesine göre, davacının, çalışma gücünün azalmasından, ekonomik geleceğinin sarsılmasından doğan kayıplarını, bakıcı giderini ve sair tedavi giderlerini talep etme hakkı bulunmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 97. maddesine göre; “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı talepte bulunabileceği gibi dava da açabilir.” 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 92.maddesinde mali sorumluluk sigortası kapsamı dışında kalan durumlar sayılmış olup bunların içinde çalışma gücünün kaybından doğan zararlar bulunmamaktadır. Ayrıca yerleşmiş Yargıtay içtihatlarına göre de geçici iş göremezlik zararları, tedavi giderleri klozundan karşılanmak üzere talep edilebilir. Bu sebeple davalı … poliçe limiti dahilinde davacının geçici çalışma gücü kaybından doğan tazminat talebini diğer davalılar sürücü ile birlikte müştereken ve müteselsilen karşılamakla yükümlüdür.
Davacının manevi tazminat talebinin incelenmesine gelince;
Türk Borçlar Kanununun 56. maddesine göre; davacının haksız fiil sonucunda bedensel bütünlüğü zarar gören kişi olarak manevi tazminat talep etme hakkı vardır.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkında hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak bir sonuca varılmalıdır. Zira, T.M.K’nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Kaza sonucunda davacının vücudunda kemik kırığı oluştuğu, %11.2 oranında malul kaldığı, iyileşme süresinin 6 ay olduğu tespit edilmiştir. Davacının kaza sonucu yaralanması belli bir manevi ızdırap ve üzüntü yaratacaktır. Bu sebeple Türk Borçlar Kanununun 56. maddesine göre davalı sürücünün manevi tazminattan sorumlu olduğu kabul edilerek maluliyet oranı, kusur durumu, tarafların gelir durumu, kaza tarihi gibi hususlar dikkate alındığında; davacı için 7.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır. Davalı sürücü haksız fiil sorumluluğu sebebi ile manevi tazminattan sorumludur.
Her ne kadar davacı taraf, davalı … şirketinden de manevi tazminat talebinde bulunmuş ise de sigorta poliçesi manevi tazminatı kapsamadığından davalı … yönünden manevi tazminat talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar davacı taraf, davalı …Ş (Ünvan değişikliği sonrası … Sigorta A.ş)’ye karşı da davasını yöneltmiş ise de hem … Sigorta A.Ş’ye yazılan müzekkere cevapları hem Sigorta Bilgi ve Gözetim Merkezine yazılan müzekkere cevaplarından davalının … plakalı aracının kaza tarihini (23/10/2011) kapsayan kasko poliçesinin bulunmadığı anlaşılmakla Işık Sigorta yönünden davanın husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekmiştir.
Tüm dosya kapsamından; davalılar … ve … Sigorta A.Ş’nin 2,055.09 TL geçici iş göremezlik, 33,192.83 TL sürekli iş göremezlik tazminatından; davalı …’un ayrıca 7.000,00TL manevi tazminattan sorumlu olduğu, davalı … yönünden manevi tazminatın talebinin ve davalı … Sigorta yönünden maddi, manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının maddi tazminat talebinin davalı …Ş ve davalı … yönünden KABULÜ ile;
2,055.09 TL geçici işgöremezlik tazminatı, 33,192.83 TL sürekli işgöremezlik tazminatı olmak üzere toplam 35.247,92‬ TL’nin davalı …Ş’den dava tarihi olan 21/02/2013 tarihinden ve davalı …’dan olay tarihi olan 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-Davacının maddi tazminat talebinin davalı …Ş (Ünvan değişikliği sonrası … Sigorta A.ş) yönünden husumet yokluğundan reddine
3-Davacının manevi tazminat talebinin davalı … yönünden KISMEN KABULÜ ile;
7.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/10/2011 tarihinden itibaren işleyecek yıllık % 9 yasal faizi ile birlikte davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Davacının manevi tazminat talebinin davalı …Ş ile davalı …Ş (Ünvan değişikliği sonrası … Sigorta A.ş) aleyhine açılan manevi tazminat davasının husumet yokluğundan reddine,
5-Maddi tazminat talebi yönünden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 2.407,79TL nispi karar harcının, peşin alınan 325,37 TL (103,32.TL tamamlama ve 222,05.TL ıpeşin harç toplamı )harcın mahsubu ile geri kalan 2.082,42.TL harcın davalılardan … Sigorta A.Ş ve davalı …’dan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Manevi tazminat talebi yönünden kabul edilen miktar üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 478,17.TL nispi karar harcının davalılardan …’dan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan … Sigorta A.Ş ve davalı … alınarak davacıya verilmesine,
8-Husumet nedeniyle reddedilen maddi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesinin 7/2 ve 13/1. Maddesi gereğince gereğince hesap olunan 5.639,67TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılardan … (unvan değişikliği nedeniyle … Sigorta A.Ş.)’ne verilmesine,
9-Kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden; Kabul edilen miktar üzerinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 7.000,00 TL nispi vekalet ücretinin davalılardan … alınarak davacıya verilmesine,
10-Reddedilen manevi tazminat talebi yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince hesap olunan 7.000,00.TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılardan …’a verilmesine,
11-Husumet nedeniyle reddedilen manevi tazminat talebi yönünden; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 9.200,00 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak, davalılardan … Sigorta A.Ş. ve …(unvan değişikliği nedeniyle … Sigorta A.Ş.)’ne verilmesine
12-Davacı tarafından dava açılırken ve ıslah ile yatırılan toplan 453,42 TL (24,30 TL BVH, 103,32 TL tamamlama harcın, 222,05.TL peşin harç, 3.75.TL VSH) harcın davalılardan … Sigorta A.Ş. ve davalı … Eroldan alınarak davacıya verilmesine,
13-Davacı tarafından maddi tazminat talebi yönünden yargılama aşamasında yapılan toplam 4.445,50 TL ‘731,00.TL tebliğler ve posta, 714,50.TL Adli Tıp gideri, 3.000,00 TL bilirkişi ücreti) yargılama giderinin davalılardan … Sigorta A.Ş. ve davalı …’dan alınarak davacıya verilmesine,
14-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayarak artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı vekili ve Davalı vekili Av. davalı vekili (e-duruşma ile) yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 12/10/2022

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır