Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1595 E. 2018/155 K. 02.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1595 Esas
KARAR NO : 2018/155 Karar
DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 24/12/2014
KARAR TARİHİ: 02/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı firma aralarında imzaladıkları 27.03.2013 tarihli sözleşme ile kendi aralarındaki çalışma koşullarını belirlediğini ve belirlenen çalışma koşulları çerçevesinde müvekkili şirketin, davalı firma adına çalışmalara başladığını, müvekkili şirket tarafından yapılan işler çerçevesinde 05/07/2013 tarihli ve 6.336,99-TL İle 03/08/2013 tarih ve 6.072,96-TL bedelli iki adet fatura düzenlenip davalı firmaya gönderildiğini, bunun üzerine davalı firma yetkilileri ve çalışanları ile sürekli görüşmeler yapıldığını, yapılan görüşmeler neticesinde davalı şirket yetkililerinden mütemadiyen borcun ödeneceği yönünde taahhütler alındığını fakat alınan taahhütlere rağmen firma yetkililerinin borcun ödenmesi yönünde bir girişimleri olmadığını, dosyaya ibraz edilen ve davalı firma yetkilileri tarafından gönderilen maillerde sürekli olarak müvekkili şirketi oyaladıklarını, davalı tarafın borcun ödenmesi yönünde bir girişimde bulunulmaması üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası İle davalı aleyhine icra takibine geçildiğini ve davalı borca, faize ve ferilerine böyle bir borcu olmadığından bahisle yapılan icra takibine itiraz ettiğini, mail yazışmaları incelendiğinde görüleceğini, davalı şirket ile başta müvekkili şirkete borcun malen ödenmesi teklifinde bulunduğunu, bu tekliflerinin itibar görmemesi üzerine mütemadiyen borcun ödeneceği yönünde şifahi taahhütte bulunarak müvekkili şirketi oyalamaya çalıştıklarını, davalı ve davacı şirket defterleri incelendiğinde davalı şirketin, davacıya borçlu olduğunu ve bu borcun hiçbir şekilde ödemediğinin anlaşılacağını, bu nedenlerle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini ve davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça sözleşme çerçevesinde çalışma yapıldığının iddia edildiği, öncelikle protokolün müvekkili şirketi bağlamasının mümkün olmadığını, protokol incelendiğinde, imza bölümünde müvekkili şirketin adı geçmediği gibi şirket yetkilisi tarafından da imzalanmadığını, protokolün müvekkili şirketi bağlamaması sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, davacının alacağının dayanağını açıklamadığını, delillendirimediğini, davacının fatura karşılığında müvekkiline mal teslimi veya hizmet sunumunda bulunmadığını, tek taraflı fatura düzenleyerek alacağı bulunduğunu iddia ettiğini, soyut varsayıma dayalı alacak iddiasının kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davacıya borcu bulunmadığını, bu nedenle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın haklı olduğunu, protokolün müvekkili şirketi bağladığı anlamına gelmemek üzere protokol şartları uyarınca yapılan bazı markalı ürünlere ait yapılan masraflardan …’nin sorumlu olduğunu ve ayrıca tüm kurumsal firmalar ile çok şubeli çeyiz mağazalarının satışlarının …’e ait olduğunu ve bu alışverişten …’ye komisyon tahakkuk ettirilemeyeceğinin kabul edildiğini, bu protokole dayalı olarak müvekkili tarafından yapılan masraflar ve hak edilen komisyonlar sebebiyle müvekkili şirketin davacıdan 12,400,00-TL alacağının bulunduğunu, bu hususta takas mahsup haklarını da saklı tuttuklarını, davacı tarafın müvekkili şirkete verdiği sözleri tutmadığını, komisyon hak edişi bir kenara şirketin masraf yapmasına sebebiyet vererek şirketi zarara soktuğunu, davalının müvekkili şirketten herhangi bir talep hakkının bulunmadığını, davacı tarafın iddiasını maile dayandırdığını, TTK hükümleri uyarınca mailin yazılı delil başlangıcı olduğunu, iddiasını yazılı belge ile ispatlamakla yükümlü olduğunu, bu hususta mailin delil olarak sunulduğu belgelere muvafakatlerinin bulunmadığını, bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini, vekalet ücreti ve yargılama giderinin karşı taraf üzerine bırakılmasını talep etmiştir.
Taraflarca gösterilen deliller toplanmış, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, 27/03/2013 tarihli çalışma koşulları başlıklı sözleşme nedeniyle davacının edimlerini yerine getirerek alacağa hak kazanıp kazanmadığı, kazanmış ise miktarı ile sözleşmenin davalı şirket açısından bağlayıcığı noktasında inceleme yaptırılmak üzere dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş ve rapor alınmıştır.
Bilirkişi heyeti dosyaya sunduğu 16/05/2016 tarihli raporda: “Davacı ve davalı tarafından ibraz edilen ticari defterler ve tüm dosya muhteviyatı belgeler üzerinde yapılan incelemelerinde; taraflar arasında sözleşmesel İlişki kurulmadığına dair davalı savı bir an için kabul edilse bile eylemli olarak yukarıda anılan “Çalışma Koşulları” içeriğine uygun bir ilişkinin yürümüş olduğunu, işlemin taraflarca eylemli olarak kabul edildiği yorumu yapılabileceğini, davacı hem kendi defterine hem de karşı yanın defterine delil olarak dayandığını belirtimiş ise de “ortağa çıkış” yapılarak davacının davalıdan olan bakiyesinin sıfırlanmasının mahiyetinin davacı yanca sayın mahkemeye izah edilmek kaydı ile, öte yandan da davalının takas dermeyanı gibi yorumlanabilecek şekilde ileri sürdüğü 12.400,00-TL’Iik alacağının bu yargılama sürecinde dermeyan ettikleriyle sınırlı olarak kanıtlanamadığını mütalaa ettiğini, asli takdirin mahkemeye ait olduğunu, davacının savlarının benimsenecek olursa davacının takip tarihinde kendi kayıtlarına nazaran davalıdan takip anında 5,363,91-TL alacaklı olduğunun düşünülebileceğini ve takibe bu rakam üzerinden devam yönünde hüküm kurulabilineceğini, davacının takip talebinde ticari faiz istemesine karşın, dava dilekçesinde bu yönde bir açıklamada bulunmaması karşısında, itirazın iptali davasının da açılan icra takibinin kaderine tabi olduğunu, hem bu hususun hem de icra inkar tazminatı isteminin irdelenmesinin yargı makamının takdirinde olduğu” görüşünü bildirmiştir.
23/06/2016 tarihli celsede verilen ara karar uyarınca ek rapor hazırlanması için dosya mali müşavir bilirkişiye gönderilmiştir.
10/07/2017 tarihli Bilirkişi Ek Raporunda “davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 10.516,91-TL alacaklı olduğunu davalının ticari defter kayıtlarına göre davalının, davacıya 10.363,91-TL borçlu olduğunu, tarafların hesapları arasında toplam 153,00-TL tutarında bir fark olduğunu, bu farkın 0,18-TL’lik kısmının davacı tarafından tanzim edilmiş 227648 no’lu faturanın davacı kayıtlarında 159,59-TL, davalı kayıtlarında 159,32-TL olarak işli olmasından kaynaklandığını, 152,82-TL’lik kısmının davacı tarafından 31/12/2013 tarihli kapanış bakiyesi ile 01/01/2014 tarihli açılış kaydı olduğunu, ancak yapılan incelemede davacının bu kaydı 2014 yılı açılışına fazla olarak naklettiğini, dolayısıyla bu tutarın davacı kayıtlarından düşülmesi gerektiğini, buna göre davacının davalıdan 10.363,91-TL alacaklı olduğu” şeklinde görüşünü bildirmiştir.
Tüm Dosya Kapsamı Bir Bütün Olarak Değerlendirildiğinde:
Dava itirazın iptali istemine ilişkindir.
Her ne kadar davalı tarafça davacı taraf ile aralarında bir sözleşme yapılmadığını ve davacı tarafa borçlarının olmadığı beyan edilmiş ise de davacı ve davalı tarafından sunulan dilekçeler, bilirkişi raporları, taraflar arasında düzenlenen “Çalışma Koşulları” başlıklı evrak, taraflara arasındaki yazışmalar ve tüm deliller bir bütün olarak değerlendirildiğinde taraflar arasında eylemli olarak bir sözleşmenin bulunduğu, davalı tarafın davacı tarafça düzenlenen faturalara süresinde itiraz etmediği ve ticari defterine işlediği, taraf defterlerinin de aralarında bir ticari ilişki bulunduğu hususunu teyit ettiği, SMMM bilirkişi tarafından taraf defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucunda davacı tarafın davalı taraftan 10.363,91-TL alacaklı olduğu yönünde görüş bildirildiği, hukukçu bilirkişi ve SMMM bilirkişisinin raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, tüm bu açıklamalar gereğince davalı tarafın davacı tarafa 10.363,91-TL borcu bulunduğu yönünde mahkemeizde kanaat hasıl olmakla davanın kısmen kabülene dair karar verilmiş, asıl alacak likit ve hesaplanabilir olduğundan davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ve aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının davasının KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile, davalının İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takibe yaptığı itirazın iptaliyle takibin 10.363,91-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Kabul edilen asıl alacağın %20 si oranına karşılık 2.072,78TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 707,96-TL harçtan peşin alınan 179,65-TL nin mahsubu ile eksik kalan 528,31-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAD KAYDINA,
4-Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 208,65-TL ( 25,20-TL BH, 179,65-TL PH, 3,80-TL VH ) harcın davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı, bilirkişi ücreti 1.400,00-TL ve tebligat gideri 145,00-TL olmak üzere toplam 1.545,00-TL bakımından red ve kabul oranına göre hesaplanan 1.522,52-TL nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi asgari avukatlık ücret tarifesi hükümleri gereğince red ve kabul oranına göre kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 2.180,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden AAÜT hükümleri gereğince red ve kabul oranlarına göre red edilen miktar üzerinden hesaplanan 153,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
8-Taraflarca yatırılan fakat kullanılmayan gider/delil avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip …
Hakim …