Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1532 E. 2018/87 K. 15.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2014/1532 Esas
KARAR NO : 2018/87
DAVA : Ticari Şirket (Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi),
DAVA TARİHİ : 05/12/2014
KARAR TARİHİ: 15/02/2018
İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN
BİRLEŞEN 2015/367 Esas, 2015/178 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Ortaklıktan Çıkma
DAVA TARİHİ : 06/04/2015
İSTANBUL 11.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’NİN BİRLEŞEN
2015/534 ESAS SAYILI, 2015/442 KARAR SAYILI DOSYASI
DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 22/05/2015
Mahkememizde görülmekte olan Şirkete Özel Denetçi Tayin Edilmesi, Fesih İstemli, Ortaklıktan Çıkma Veya Çıkarılmaya İlişkin davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Davacı … vekili asıl davada dava dilekçesinde Özetle; müvekkili … ile davalı …’un, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne … sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Şirketi’nde %50’şer hisse ile ortak olduklarını, tarafların aynı zamanda evli olup, taraflar arasında İstanbul Anadolu … Aile Mahkcmesi’nin … E. sayısı ile derdest bir boşanma davasının mevcut olduğunu, davacının, tarafları boşanma durumuna getiren olaylar nedeniyle, 2013 senesi Temmuz ayından beri müştereken ortağı bulunduğu şirkete sokulmadığını, şirketin, davalının sevk ve idaresi altında yönetildiğini, şirketin bütün mükelleflerinin gelirlerinin davacı tarafından tahsil edilmekte olup, davalıya hiçbir hesap verme gereği görmediğini, şirketin, ticaret sicilinde ve vergi dairesinde kayıtlı adresi … adresine davacının haberi olmadan taşıdığını ve ticaret sicilinde kayıtlı adresten farklı olan bu adresten gayrı resmi olarak yönetildiğini öğrenmiş bulunduklarını, taraflar arasındaki boşanma davasının süreci nedeniyle bu arada davalının, şirketin gelirlerini tahsil ederek davacıya ait olan hakları ödememesi nedeniyle davacının magduriyetitıinin arttığını belirterek, davalının davacıdan habersiz olarak şirketi gayri resmi olarak taşıması gibi başkaca usulsüzlüklerin önlenmesi, özellikle boşanma davası sonrasında mal rejiminin tasfiyesinde davalının, kazançları gizlemesinin önüne geçebilmek amacıyla şirkete kayyım atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2-Davalı vekili asıl davaya cevap dilekçesinde özetle; Davacının 2013 yılı Temmuz ayından beri şirkete sokulmadığı hususunun mahkemeyi yanıltıcı bir beyan olduğu vc gerçeği yansıtmadığını; davacının davalı müvekkiline hitaben gönderdiği … Noterliği’nin 19.08.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarına müvekkilinin de … Noterliği’nin 09.09.2013 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarı ile yanıt verdiğini, 1995 yılında her iki tarafın da mali müşavir olmasından sonra kurulan ve tarafların hissedar oldukları … Şti.’nde yıllardır süregelen bir ortak çalışma düzeninin mevcut olduğunu, her iki tarafın farklı mükellefleri ve geliri olduğunu, bu mükelleflerin muhasebesinin ortak büroda yürütüldüğünü, …’un, müşteri portföyünde yer alan şirketlerin muhasebelerini kendi bünyelerinde tutmasından dolayı ağırlıklı olarak dışarıda çalışmakta ise de, her türlü muhasebesel yardımın bürodaki elemanlar vasıtası ile kendisine yapıldığını, davacının ofise geliş sayısının yılda bir elin parmaklarının sayısını geçmeyeceğini, davacının, vergi dairesinin kendisine verdiği şifre ile şirketin her türlü bilgisine ulaşma imkanının var olduğunu, gelirini aldığı ve işlerini gördüğü mükelleflere makbuzun ortak çalışanlar tarafından kesildiğini ve her türlü muhasebesel yazışma/resmi belgelerin istediği an, kendisi gelmeden talimatı ile büro personeli tarafından yapıldığını, bu arada ofise geldiği dönemde de kendisine ayrılan çalışma ortamını rahatça kullanmış olduğunu, … Şti/nin hukuki yapısı limited şirket olmasına rağmen, asıl olarak her iki ortağın aynı çatı altında ayn ayrı sorumluluklarını üstlenmiş bulunduklarını, muhasebe hak edişlerini bizzat kendilerinin takip etmekte olduğunu, bu nedenle davalının sadece kendisinin takip etmekte olduğu, dolayısıyla aylık muhasebe bedelini bizzat tahsil ettiğini, tüm mükelleflerin muhasebe ücretinin davalı tarafından tahsil edildiği iddiasının doğru olmamakla, birlikte mümkün de olmadığını; ekli listedeki mükelleflerin muhasebe hizmetlerinin kim tarafından yapıldığı, muhasebe ücretlerinin kim tarafından tahsil edilidiği hususunda mükelleflerin direkt bilgilerine ve şahitliklerine başvurulması ile gerçeğin ve şirketin işleyiş biçiminin ortaya çıkacağını; 2009 yılının sonlarından itibaren evlilikleri bozulan tarafların 2 yıl önce net bir şekilde konuşarak özel hayatlarını ayırmaya, çocuklar hazır olduğunda da boşanmaya karar verdiklerini, bu süreçte şirketteki işleyişin aynen devam ettiğini ve her iki tarafın iş düzenini bozmadan çalışabildiğini, bir müddet sonra tarafların daha büyük bir yere taşınmak konusunda anlaştıklarını ve yeni büro için kira sözleşmesinin (davalının da rızası ile) imzalandığını; fakat bu aşamada …’un adres değişikliği için imzalanması gereken resmi evrakları nedensiz yere imzalamayarak şirketin gayri resmi faaliyet göstermesine neden olduğunu; davacı …’un, şirketin adres değişikliği için şirket çalışanlarından … ile bir çok kere görüşüp hem e-mail, hem de telefon yolu ile ofise davet edildiğini; adres değişikliğine ilişkin ortaklar kurulu kararının kendisine ulaştırılmış olduğunu; adres değişikliğine ilişkin ortaklar kurulu kararının ticaret sicilinde tescil edilebilmesinin ancak her iki ortağın imzaları ile mümkün olduğunu; ancak davacının davalıyı zor durumda bırakabilmek adına ısrarla ve kasıtlı olarak adres değişikliği kararını imzalamadığını, bu nedenle şirketin kayıtlı olduğu vergi dairesi ve bağlı olduğu diğer kurumlar nezdinde adres değişikliği işleminin teknik ve kanuni olarak yapılamadığını, bu nedenle şirketin merkez adresinin gayri resmi olduğunu, bununla beraber bu hususun muhataplardan gizli olmadığını, muhatapların bilgilendirildiklerini, fiili olarak yapılan büro adres değişikliğinin tüm nükelleflere ve davalı …’a gerek mail ve gerekse de sözlü olarak bildirildiğini, şirket çalışanları … ve … şahitliği ile ortaya çıkacağı üzere davacı …’un, halen şirketin bulunduğu yeni adrese kendi sorumluluğundaki mükelleflere ait evrakları bizzat elden getirmek suretiyle büro çalışanlarına teslim ettiğini, dolayısıyla büro adres değişikliğine ilişkin bilgisinin olmadığı iddiasının doğru olmadığı gibi, mükelleflerine ait işlemleri büro personelinin kendisine iletmekte olduğu sistem şifresi ile de firma merkez bilgisayarına bağlanmak suretiyle inceleyebildiğini; şirket elemanları vasıtası ile işinin gereğini gayet güzel yaptığını; bu aşamada kayyım tayininin uzun vadede çözüm üretmeyecek olduğunu, firma adresinin gayri resmi durumda olmasının, şirket ortaklarının şahsi ilişkilerinin şirket işleyişini olumsuz yönde etkilemesinin ve tarafların artık bir araya gelerek karar alamamalarının sonucunda iki mali müşavirin büro ortaklığı yapması şeklindeki düzenin devam edemeyeceğini ve artık şirketin tasfiyesinin ya da ortaklardan bir tanesinin çekilmesinin zorunluluk haline geldiğini belirterek vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
3-Birleşen 1. Asliye Ticare 2015/367 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı …Şti.nin %50’şer hisse ile ortağı bulundukları, tarafların aynı zamanda evli olup taraflar arasında İstanbul Anadolu … Aile Mahkemesinin … E sayılı ile derdest bulunan bir boşanma davası mevcut olduğu, tarafları boşanma durumuna getiren olaylar nedeniyle vekil eden davacı 2013 senesi Temmuz ayından beri tarafların %50 hisseler ile müştereken ortağı bulunduğu şirkete sokulmamakta olup şirketin davalının sevk ve idaresi altında yönetildiğini, davalının vekil edenin haberi olmaksızın şirket adresini taşıdığı, şirketi ticaret sicilde kayıtlı adresten farklı bir adreste gayri resmi olarak yönettiği, davalının müvekkilinden habersiz olarak şirketi gayri resmi olarak taşıması ve başkaca usulsüzlüklerin önüne geçebilmek amacı ile boşanma davası sonrasında mal rejiminin tasfiyesi davasında davalının kazançlarının gizlenmesinin önüne geçebilmek amacıyla şirkete kayyım tayini için İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyasından dava açtıkları ve halen derdest bulunduğu, bu davanın İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … E sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmesini, davanın kabulüne karar verilmesi ile vekil eden davacının …Şti.nin ortaklığından çıkmasına karar verilmesini, ortaklıktan çıkmasına karar verildiği taktirde karar tarihine en yakın tarih itibari ile şirketin gerçek değerinin pay akçesinin hesaplanıp davalıdan alınarak vekil eden davacıya ödenmesine karar verilmesini istemiştir.
4-Birleşen 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/534 Esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünde … Sicil numarası ile kayıtlı bulunan …Şti.nde %50 hisse ile ortak olduklarını, aynı zamanda tarafların evli olduklarını, her iki tarafın farklı mükellefleri ve geliri olduğunu bu mükelleflerinin muhasebesi ortak büroda yürütülmekte olduğunu, ancak 2009 yılının sonlarına doğru evlilikleri bozulan taraflar iki yıl önce net bir şekilde konuşarak özel hayatlarını ayırmaya ve boşanmaya karar verdiklerini, bu süreçte işleyiş aynen devam ettiğini ve her iki taraf iş düzenini bozmadan çalıştıklarını, bir müddet sonra taraflar arasında anlaşmazlıklar ortaya çıktığını , taraflar şirket ile ilgili karşılıklı birbirlerine ihtarname gönderdiklerini, taraflar arasında halen boşanma ve İstanbul … ATM ‘ nin … Es. Sayılı dosyası ile Kayyım Tayini davasının devam ettiğini, ortaklar arasında güven ve iş birliğini zedeleyen davranışlar TTK.Madde 636 vd.göre haklı nedenlerle Ltd. Ortaklığının sona ermesi nedeni olduğunu, firma adresinin gayri resmi durumda olması, şirket ortaklarının şahsi ilişkilerinin şirket işleyişini olumsuz yönde etkilemesi ve bir araya gelerek karar alamamalar, baştan beri ortakların genel isteği ile 2 ayrı mali müşavirin büro ortaklığı yapması şeklinde kurulan düzenin artık ayrılmasını ve şirketin feshini zorunlu hale getirdiğini açıklanan nedenlerle …Şti. nin feshine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
5-Mahkememizce verilen ara kararı gereğince dosya bilirkişi heyetine tevdii edilmiş olup dosyaya ibraz edilen bilirkişi kök ve ek raporlarında;
MALİ İNCELEME VE DEĞERLENDİRME
1-Asıl Dava Yönünden: Davacı … ile davalı … dava dışı … Şirketinin %50’şer hissedarıdır Taraflar aynı zamanda evli olup, davacı, davalı … ile olan evliliğinin imkânsız olduğu kararını vererek İstanbul Anadolu … Aile Mahkemesinin … E. Sayılı dosyasından boşanma davası ikame etmiştir. Davacı, asıl davada dava dışı şirkete kayyum tayini talep ederek dava açmıştır. Ancak, davacı vekili mahkemeye sunduğu 13.07.2015 havale tarihli dilekçesinde ” (müvekkili…) şirkete kayyım tayin edilmesinin hukuki önemi ve faydam kalmamıştır. Bu nedenle şirkete kayyım tayin edilmesi talebine yönelik davadan feragat etmekteyiz ” şeklinde beyanda bulunarak asıl davadan feragat edildiğini,
2-Birleşen 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/367 Esas sayılı ortaklıktan çıkma davası yönünden: Davacı ile davalının evlilik bağının İstanbul … Aile Mahkemesinin … E, sayılı dosyasından tarafların boşanmasına karar verildiği davacının 13.07.2015 tarihli dilekçesinde belirtilmiş olup, tarafların bir araya gelememesi nedeniyle şirket işlerinin aksadığı ve şirketin hizmet faaliyetinin devamının mümkün olmadığı ve davacının ortaklıktan ayrılma talebi dikkate alındığında dava dışı şirketin hisse yapısı ile 2014 ve 2015 yılı öz varlığı aşağıdaki şekilde olduğu tespit edilmiştir.
a)Dava dışı … Şti.nin dava tarihi itibariyle hisse yapısı aşağıdaki gibidir.
Ortak Adı Sermaye Miktarı Hisse Oranı
… 5.000 50,00
… 5.000 50,00
Toplam 10*000 100,00
Davacı, sermayesi 10.000-TL olan dava dışı şirketin %50 hissedarıdır.
b)Davalı şirketin 2014 yılına ait Defter vc Kayıtlarının İncelenmesi sonucunda 31.12.2014 tarihli bilançoya göre öz varlık tespiti:
AKTİF HESAPLAR:
Dönen Varlıklar Duran Varlıklar
88,245,83
141.453,64
Aktif Hesaplar Toplamı
229.699,47
PASİF HESAPLAR:
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar : 375,409,87
Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar: 0,00
Yabancı Kaynaklar (Borçlar) Toplamı 375.409,87
Öz kaynaklar : -145.453,64
Sermaye : 10.120,00
Kar yedekler : 6.091,45
Geçmiş yıl karlan : 13.518,66
Geçmiş yıl zararı(-) : 89.968,22 Dönem net zararı(-) :85.472,81
Pasif Hesaplar Toplamı 229.699,47
Şirketin Mevcutlan ve Alacakları: 229.699,47
Şirketin Borçları : (-)375.409,87
Şirketin Net Özvarlığı : (-)145.453,64
Dava dışı şirketin ödenmiş sermayesinin 10.120.-TL olduğu, ödenmiş sermayenin kaybedildiği ve şirketin bilanço kayıtlarına göre 2014 yılında borca batık görülmektedir
c)Dava dışı şirketin 31.03.2015 tarihli mizan verilerine göre düzenlenen 31.03.2015 tarihli bilançoya göre özvarlık tespiti:
AKTİF HESAPLAR:
Dönen Varlıklar : 91.216,85
Duran Varlıklar : 142.512,96
Aktif Hesaplar Toplamı 233.729,81
PASİF HESAPLAR:
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar: 431.627,26
Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar: 0,00
Yabancı Kaynaklar (Borçlar) Toplamı 431.627,26
Öz kaynaklar : – 197,897,45
Sermaye : 10.120,00
Kar yedekleri : 6.091,45
Geçmiş yıl karları : 13.518,66
Geçmiş yil zararları(-) : 175.441,03
Dönem Zararı(-) : 70.131,38
Pasif Hesaplar Toplamı 431.627,26
Şirketin Mevcutlan ve Alacakları: 233.729,81
Şirketin Borçları : (-)431.627,26
Şirketin Net Özvarlığı : (-)197,897,45
Dava dışı şirketin 31.03,2015 tarihli mizan verilerine göre (-) 197,897,45 TL borca batık olduğu görülmektedir.
d)Dava dışı şirketin 30.06.2015 tarihli mizan verilerine göre düzenlenen 31.03.2015 tarihli bilânçoya göre öz varlık tespiti:
AKTÎF HESAPLAR:
Dönen Varlıklar : 95.005,02
Duran Varlıklar : 142,512,96
Aktif Hesaplar Toplamı 237.517,98
PASİF HESAPLAR:
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar : 440.564,42
Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar: 0,00
Yabancı Kaynaklar (Borçlar) Toplamı 440.564,42
Yabancı kaynaklar : – 203.046,45
Sermaye : 10.120,00
Kar yedekleri : 6.091,45
Seçmiş yıl karları : 13,518,66
Seçmiş yıl zararları : 175.441,03
Sönem Zararı(-) : 57,336,04
Pasif Hesaplar Toplamı 431.627,26
Şirketin Mevcutlan ve Alacakları: 233.729,81
Şirketin Borçları : (-) 440.564,42
Şirketin Net Özvarlığı : (-) 203.046,44
Dava dışı şirketin 30.06,2015 tarihli mizan verilerine göre (-) 197.897,45 TL borca balık olduğu görülmektedir.
e.Dava dışı şirketin 2015 yılına ait defter ve kayıtların incelenmesi sonucunda düzenlenen 31.12.2015 tarihli bilançoya göre özvarlık tespiti:
AKTİF HESAPLAR:
Donen Varlıklar : 86.575,50
Duran Varlıklar ; 142.512,96
Aktif Hesaplar Toplamı 229.088,46
PASİF HESAPLAR:
Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar: Uzun Vadeli Yabancı Kaynaklar;
444.930,24 0,
Yabancı Kaynaklar (Borçlar) Toplamı
444,930,24
Öz kaynaklar Sermaye Kar yedekleri Geçmiş yıl karları Geçmiş yıl zararları(-): Dönem Zararı(-) :
175.441,03
70.131,38
10.120,00
6.091,45
13.518,66
-215.841,78
PasifHesaplarToplamı
444,930,24
Şirketin Mevcutları ve Alacakları: Şirketin Borçları
Şirketin Net Özvarlığı
229.088,46 (-) 444.930,24
(-) 215.841,78
Dava dışı şirketin ödenmiş sermayesinin 10.120.-TL olduğu, 2014 yılında ödenmiş sermayesini kaybetmiş ve borca batık olan şirketin, 2015 yılında borca batıklığı 70,000.-TL artarak 2 özvarlığı (-) 215,841 ,-TL’ye yükselmiştir.
Dava dışı şirketin 2013 yılında da borca batık olduğu ve öz varlığının (-)60.237,50 TL olduğu dikkate alındığında, dava dışı şirketin 2013-2014 ve 2015 yılında borca batık olduğu, bu durumda ortaklıktan çıkma davasında davacı …’ın hissesine isabet eden maddi bir değer olmadığı sonucuna varılacaktır.
Ayrıca, dava dışı şirketin 2013 yılı bilançosunda Taşıt + Demirbaş’m net defter değeri 106.457.-TL olarak görülmektedir. Taşıt + Demirbaşın 20J4 yılında net defter değeri 120.990.-TL ve 2015 yılında ise 120.990.-TL olduğu görülmekte olup, dava dışı şirketin her 3 yılda ayırdığı amortisman miktarı aynı olup (29.295.-TL), dava dışı şirketin 2014 ve 2015 yılında Taşıt ve Demirbaşlar için amortisman ayırmadığı anlaşılmaktadır. 2014 ve 2015 yılında amortisman/yıpranma payı ayrılması halinde şirketin borca batıklığı daha da artacaktır.
Diğer yandan, net aktif/rayiç değerler esas alınarak şirket bilançosu irdelendiğinde, şirket aktifinde taşıt ve demirbaşların satılması halinde net defter değerleri üzerinde bir değere satılmasının veya borca batıklıktan çıkaracak satışa konu varlık bulunmadığının belirtilmesi gerekmektedir.
3.Birleşen 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/534 Esas sayılı şirketin feshi ve tasfiyesi talepli dava yönünden:
Birleşen dava davacısının şirket ortaklığından ayrılması halinde herhangi bir bedel tahsil edemeyeceği yukarıda açıklanmıştır. Şirketin tasfiyesi halinde şirket dava dışı şirketin duran varlık kaleminde yer alan taşıt ve demirbaşların satışı ve borçların ödenmesi sonucunda var ise tasfiye karından ortaklara ödeme yapılabilecektir.
HUKUKİ İNCELEME
1-Huzurdaki dava, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlügü’ne … sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Şirketi’nde %50’şer hisse ile ortak olan davacı … ile davalı … arasında ve söz konusu şirkete kayyım atanması konusundadır. Davacı vekili mahkemeye sunduğu 13.07.2015 havale tarihli dilekçesinde “(… Şirkete kayyım tayin edilmesinin hukuki önemi ve faydası kalmamıştır. Bu nedenle şirkete kayyım tayin edilmesi talebine yönelik davadan feragat etmekteyiz.” şeklinde beyanda bulunmuştur, Davadan feragat, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunumun 307 vd. maddelerinde düzenlenmiştir; davaya son veren bir taraf işlemidir. HMK m. 307-ye göre feragal, davacının açmış olduğu davadaki talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. HMK m. 309 uyarınca feragat dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır ve hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ya da mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, Feragat kesin hüküm gibi sonuç doğurur. Davacı …, şirkete kayyım atanması talebiyle açmış olduğu davadan 13.07.2015 tarihli dilekçesi ile feragat ettiğinden asıl dava yönünden bir hukuki inceleme yapılması lüzumu kalmamıştır.
2-Asıl dava ile birleşen diğer davalar için hukuki inceleme yapılacaktır. Bu davalar 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1532 E. sayılı doyasında birleşen İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/367 E. sayıh dosyası ile İstanbul 11. Aslîye Ticaret Mahkemesi 2015/534 E, sayılı dosyasıdır. Sayın Mahkeme tarafından tevdi edilen göreve ilişkin hukuki inceleme bu iki dosyaya ilişkin olarak yapılacaktır,
3.İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/367 E, sayılı dosyasında davacı … TTK m. 638 uyarınca şirketten çıkmasına izin verilmesini talep etmiştir. İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/534 Esas sayılı dosyasında ise davacı …, şirket ortaklan arasında güven ve işbirliğini zedeleyen davranışlar bulunması nedeniyle TTK m. 636 vd, hükümlerine göre şirketin feshini talep etmiştir.
4-Tarafların yukarıda belirtilmiş talep sonuçlan dikkate alındığında incelenmesi gereken kavramların “limited şirket ortağının ortaklıktan çıkması” ile Limited şirketlerin haklı nedenle feshi” olduğu anlaşılmaktadır. Bu sebeple ilk olarak limited şirket yapısı kısaca açıklanıp; limited şirkette ortağın ortaklıktan çıkması ve limitcd şirketin haklı nedenle feshi hakkında bilgi verildikten sonra somut uyuşmazlık açısından değerlendirmesi yapılacaktır.
5-Limited şirket tanımı 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu madde 573’te verilmiştir. Söz konusu hükme göre limited şirket; bir veya daha çok gerçek ve/veya tüzel kişi tarafından, kanunen yasak olmayan her türlü ekonomik amaç ve konuda faaliyet göstermek üzere kurulan, şirket borçlarından dolayı ortaklığın malvarlığı ile, ortakların ise kural olarak sadece taahhüt ettikleri esas sermaye payları ile sınırlı (şirket sözleşmesinde öngörülmesi durumunda ayrıca ek ödeme ve yan edim yükümlülüklerini yerine getirmekle yükümlü) ve yalnızca ortaklığa karşı sorumlu olduğu, esas sermayesi belirli ve esas sermaye paylarının toplamından oluşan bir sermaye şirketidir (…, Ortaklıklar Hukuku, …), Mülga olan 6762 s. Türk Ticaret Kanunu, limited şirket ortak sayısının en az iki olabileceğini kabul etmişti ) 6102 s. Türk Ticaret Kanunu ile bu asgari sınır terk edilmiştir; limited şirketin tek ortaklı olması mümkün hale geliri İm iştir. Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanunun 3. Maddesi Tarafların iradelerinden bağımsız olarak, kanunla düzenlenen hukukî ilişkilere, bunlar Türk Ticaret Kanununun yürürlüğe girmesinden önce kurulmuş olsalar bile, Türk Ticaret Kanunu hükümleri uygulanır.” diyerek 6102 s. Türk Ticaret Kanunu yürürlüğe girmeden önce kurulmuş limited şirketlere bu kanunun bazı hükümlerinin uygulanacağını belirtmiştir. Buna göre TTK m. 636 vd. hükümleri, kanun yürürlüğe girmeden önce kurulmuş şirket için de uygulanma imkanı bulacaktır.
6-TTK m. 638’e göre limited şirket sözleşmesinde ortaklara ortaklıktan çıkma hakkı tanınabilir. Sözleşmede bu yönde bir hüküm bulunmasa dahi ortak haklı sebep bulunması durumunda ortaklıktan çıkabilir. Her ortak haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Somut olayda şirketin %50 hissesine sahip …, … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında haklı sebeple ortaklıktan çıkmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …iun asıl davada sunduğu cevap dilekçesinde iradesinin davacı …’un şirketten çıkması yönünde olduğu görülse de; … Istanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/534 esas sayılı dosyasına sunduğu dava dilekçesinde şirketin haklı nedenlerle feshini talep etmiştir.
7-Haklı sebeple çıkma davasının kural olarak ortaklığa karşı açılması gerekir. Ancak ortaklık iki ortaktan oluşuyorsa, bu durumda böyle bir davanın ortaklardan birisi tarafından diğerine karşı açılması olanaklı olmalıdır. Çünkü bu halde dava actio pro socio’dan kaynaklanır ve burada ortaklardan birisinin diğerine karşı dava açmasına cevaz verilmelidir (Oruç Hamı ŞENER, Teorik ve Uygulamalı Ortaklıklar Hukuku Ders Kitabı, s.754). Yargıtay’ın bu konuda birbirinden farklı kararlan bulunmaktadır. Bir kararda Yargıtay, iki ortaklı limited şirketlerde ortaklıktan çıkarma kararının iptali davasının şirket yerine diğer ortağa yöneltilmiş olmasını kabul etmiştir. (Bu yönde bkz. Yargıtay 11. HD., E, 2000/4787, K. 2000/5522, T, 15.6.2000, www.kazanci.com.tr). Yine, Yargıtay bazı kararlarında, ortaklığın feshi davasında iki ortaklı limited şirketlerde husumetin diğer ortağa yöneltilmiş olmasını kabul etmiştir (bu yönde bkz. Yargıtay 11. HD., E, 2002/5464, K, 2002/6568, T. 25.06.2002, www.kazancicom.tr).
8-Her ortak, haklı sebeplerin varlığı halinde şirketten çıkmasına karar verilmesini mahkemeden dava yoluyla isteyebilir. Haklı sebep ortaklan bir araya getiren kişisel ve maddi nedenlerin ortadan kalkması, ortak bakımından şirket İlişkisine devam edilmesinin katlanılmaz hale gelmesi sonucunu doğuran olaylar ve olgulardır. Bu sebepler kişisel nitelikler gösterebileceği gibi, kişisel olmayan maddi olgulara da dayanabilir (Fatih BİLGİLİ, Ertan DEMİRKAPI, Şirketler Hukuku, s. 406). Genel olarak, ortaklık ilişkisinin devamını olanaksızlaştıran hallerin haklı sebep kavramı içinde olduğu düşünülebilir. Haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkma TTK m, 638/2’de düzenlenmiştir. Söz konusu madde hükmüne göre; “Her ortak, haklı sebeplerin varlığında şirketten çıkmasına karar verilmesi için dava açabilir. Mahkeme istem üzerine, dava süresince, davacının ortaklıktan doğan hak ve borçlarından bazılarının veya tümünün dondurulmasına veya davacı ortağın durumunun teminat altına alınması amacıyla diğer önlemlere karar verebilir. ” Haklı sebeple şirketten çıkma hakkının kullanılması, şirket sözleşmesinde öngörülmüş olmasına bağlı değildir. Bir olayın haklı sebep oluşturup oluşturmadığı hakkında mahkemenin takdir yetkisi vardır. Bu noktada kollektif ortaklıklarda haklı sebep kavramını düzenleyen TTK m. 245, doktrin ve içtihat yol gösterici olacaktır. Yargıtay … Hukuk Dairesinin 26.03.2002 tarih … Esas 2002/2739 Karar sayılı ilamında, şirketin devamlı olarak zarar etmesi, kuruluş ve gayesinin gerçekleşmesine imkan kalmaması, ortaklar arasındaki ciddi anlaşmazlıklar. ortağın bakiye sermaye borcunu ödemekte temerrüdü gibi sebeplerin haklı sebep teşkil ettiği belirtilmiştir. Ortaklık içerisinde meydana gelen haklı sebep hallerinden bazıları da şunlardır: ortaklık konusunun elde edilmesi veya bunun imkânsızlaşması, ortaklığın zorunlu organlarının fonksiyonlarını yerine getirememesi, ortaklıktan sürekli olarak yeterli verimin elde edilememesi, ortaklık malvarlığının ortaklık faaliyetlerim yürütecek miktarda olmaması ve ortaklığın kötü yönetimidir. (Ali Haydar YILDIRIM, Limited Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, s,461). Somut olayda dosya kapsamı, davacı ve davalı yanların iddia ve savunmalarından anlaşıldığı üzere taraflar; aralarında şiddetli anlaşmazlık bulunması dolayısıyla şirkette beraber çalışamamakta, birlikte karar alamamaktadırlar. Nitekim her iki taraf da genel kurulun toplanamadığını, karar alamadığını ve şirket işleyişinin bozulduğunu ifade etmektedir. Şirketin zorunlu organı olan genel kurulun fonksiyonlarının aksadığı bu nedenle şirket işleyişinin bozulduğu anlaşılmaktadır. Taraflar şirkette karar almanın imkânsızlaştığını ifade emişlerdir. Bu yönde örneğin şirketin resmi adresi ile fiili adresinin birlikte karar alınamadığından farklı olduğu görülmektedir.
9-Haklı sebep maddi olduğu gibi kişisel nitelikte de olabilir. Doğrudan olmasa bile, taraflar arasındaki boşanma davası ve dosya içeriği, tarafların birlikte çalışmalarının mümkün olmadığını göstermektedir. Bu husus kişisel nitelikte haklı neden teşkil eder. Bununla birlikte, mali bilirkişinin incelemesinden anlaşıldığı üzere şirket son yıllarda devamlı zarar etmektedir. Şirket 2013, 2014, 2015 yıllarında borca batık durumdadır. Şirket bilançosu incelendiğinde, şirket aktifinde taşıt ve demirbaşların satılması halinde net defter değerleri üzerinde bir değere satılmasının mümkün olmadığı veya şirketi borca batıklıktan çıkaracak satışa konu varlık bulunmadığı tespit edilmiştir. Ortaklıktan yeterli verimin elde edilemediği görülmekte; şirketin borca batık olması nedeniyle ortaklık faaliyetlerini yürütecek yeterli malvarlığına sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Bu husus ise ortaklıktan çıkma için maddi haklı sebep teşkil etmektedir.
10-Yukarıda açıklandığı üzere, … Asliye Ticaret Mahkemesinin birleşen … E. Sayılı dosyasında davacı … bakımından ortaklıktan çıkma için haklı sebeplerin bulunduğu kanaatine varılmıştır. TTK m, 641 hükmüne göre; ” Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini istem hakkını haizdir. ” Ayrılma akçesinin Ödenmesini düzenleyen TTK m. 642; “Ayrdma akçesi;
a) Şirket kullanılabilir bir özkaynak üzerinde tasarruf ediyorsa,
b) Ayrılan kişinin esas sermaye payları devredilebiliyorsa,
c) Esas sermaye, ilgili hükümlere göre azaltılmışsa, ayrılma ile muaccel olur.
(2) (Mülga: 26/6/20]2-6335/42 md)
(3)Ayrılan ortağın ayrılma akçesinin ödenmeyen kısmı, şirkete karşı, bütün alacaklılardan sonra gelen bir alacak oluşturur. Bu husus yıllık raporda kullanılabilir özkaynak tutarının tespiti ile muaccel hâle gelir. ”
Mali bilirkişi tarafından yapılan incelemeye göre, dava dışı şirketin 2013 yılında borca batık olduğu ve özvarlığının (-)60.237,50 TL olduğu dikkate alındığında, dava dışı şirketin 2013-2014 ve 2015 yılında borca batık olduğu, bu durumda ortaklıktan çıkma davasında davacı …’un hissesine isabet eden maddi bir değer olmadığı sonucuna varılmıştır.
11-Diğer dava, 11. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/534 E, Sayılı birleşen dosyasında davacı … şirketin haklı sebeple teshini talep etmiştir, Limited şirketlerin sona erme halleri TTK m, 636’da belirtilmiştir. Sona ermenin sonuçlarına uygulanacak hükümler ve tasfiye usulü hakkında anonim şirketlere ilişkin hükümlerin uygulanacağı belirlenmiştir. Limited şirketin sona erme hallerini düzenleyen TTK m. 636 hükmüne göre;
“(1) Limited şirket aşağıdaki hâllerde sona erer;
a) Şirket sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinden birinin gerçekleşmesiyle
b) Genel kurul kararı ile.
c) İflasın açılması ile.
d) Kanunda öngörülen diğer sona erme hâllerinde.
(2) Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğa yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir.
(3)Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, İstem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.
(4)Fesih davası açıldığında mahkeme taraftardan birinin istemi üzerine gerekli önlemleri alabilir.
(5) Sona ermenin sonuçlarına anonim şirketlere ilişkin hükümler uygulanır.” Limited ortaklığın haklı sebeple feshini düzenleyen TTK 636/3 hükmüne göre, haklı sebeplerin varlığı halinde her ortak şirketin feshini mahkemeden talep edebilir, Şirketin feshi, en ağır çözüm olduğundan maddede mahkemenin fesih yerine davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve ortaklıktan çıkmasına veya duruma uygun düşen başka bir çözüme hükmedebileceği belirtilmiştir. Haklı sebebe dayanarak açılan bir fesih davasında, mahkeme meydana gelen sebebin ortaklığın feshi İçin yeterli olmadığına kanaat getirirse başka bir çözüme hükmedebilir. Mahkeme şirketin feshi için haklı sebebin bulunduğunu düşünse bile, fesih kararı vermek zorunda değildir Hakh sebeplerin varlığına rağmen, şirketin yaşatılmasını ekonomik ve rasyonel açıdan daha doğru bulan hakim, şirketi feshetmek yerine, fesih talebinde bulunan ortak veya ortakların şirketten çıkarılmalarına veya diğer çözümlere karar verebilir.
12-Kural olarak limited şirketin haklı sebeple feshi davası şirket tüzel kişiliğine karşı açılmalıdır. Ancak, Yargıtay tüm ortakların davada davacı veya davalı olarak bulundukları hallerde taraf teşkilinin sağlandığını kabul etmektedir. Yine Yargıtay, iki kişilik bir limited şirkette husumetin şirket yerine diğer ortağa yöneltilmesinde bir isabetsizlik olmadığını belirtmiştir (Yargıtay 11. HD., E,1995/2880, K.l995/3952, T.01.05.1995 www.kazanci.com.tr), Türk Ticaret Kanunu, limited şirketlerde ortaklık ilişkisinin sürdürülmesinin ortaktan beklenemeyeceği durumlarda, mahkemeden şirketin feshinin istenebileceğini düzenlemiştir. Limited şirketlerin feshinde haklı neden kavramı TTK’de tammlanmamıştır. Bu noktada kollektif ortaklıklarda haklı sebep kavramını düzenleyen TTK m. 245, doktrin ve içtihat yol gösterici olacaktır, Şirketin devamlı olarak zarar etmesi, kuruluş amacının gerçekleşmesine imkân kalmaması, ortaklar arasında ciddi anlaşmazlıklar bulunması Yargıtay’a göre haklı sebep teşkil eden durumlardır (Yargıtay 11 HD., E. 2001/10234, K. 2002/2739, T. 26.302002, www,kazanci,com,tr). Ortaklık içerisinde meydana gelen haklı sebep hallerinden bazıları da şunlardır: ortaklık konusunun elde edilmesi veya bunun imkânsızlaşması, ortaklığın zorunlu organlarının fonksiyonlarını yerine getirememesi, ortaklıktan sürekli olarak yeterli verimin elde edilememesi, ortaklık malvarlığının ortaklık faaliyetlerini yürütecek miktarda olmaması ve ortaklığın kötü yönetimidir (Ali Haydar YILDIRIM, Limited Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, s.461), TTK gerekçesinde de açıkça bu hususun öğreti ve yargıya bırakıldığı belirtilmiştir. Ortaklığın devamı, dürüstlük kuralına göre haklı sebeple şirketin feshini isteyen ortaktan beklenemiyorsa haklı sebep söz konusudur. Somut olayda ortakların kişisel yönleri ağır basmaktadır. Nitekim evli bir çift tarafından kurulmuş bir şirket söz konusudur. Görüldüğü üzere İmge SMMM Ltd. Şti., saf bir sermaye ortaklığından ziyade, kişisel ve ortaklar arası ilişkilerin ağır bastığı bir şirkettir. Kişisel özelliklerin Önem taşıdığı limitcd ortaklıklarda, ortaklar arasında kişisel husumetlerin haklı sebep olarak nitelendirilmesi mümkündür. Bu çerçevede bir ortağa iftirada bulunulması, onun veya bir yakının vücut bütünlüğünün ihlal edilmesi, haklı sebep olarak kabul edilebilir. Yine eşler arasında kurulan bir limited ortaklıkta eşlerin boşanması bu duruma örnek olarak gösterilebilir (Ali Haydar YILDIRIM, Limited Ortaklığın Haklı Sebeple Feshi, Bursa 2013, sf.197). Yargıtay, ortakların boşanmakta olmaları durumunda sırf boşanıyor olmalarının, şirketin devamını imkânsız hale getirmeyeceğini ve fesih için yeterli olmadığını belirten ilk derece mahkemesinin kararını bozmuştur. (Yargıtay 11 HD. E. 2003/3080, K. 2003/9839, T*27,10.2003 , www.kazanci.com.tr.)
13-Bu çerçevede şirkete %50’şer payla ortak olan tarafların aralarında şiddetli anlaşmazlıklar olması, boşanma aşamasında olmaları ve şirketin zorunlu organlarının bu nedenle fonksiyonlarını yerine getirememesi, tarafların birlikte çalışamadıkları da dikkate alındığında şirketin feshi için haklı nedenlerin bulunduğu anlaşılmaktadır. Diğer yandan,… Şti/nin içinde bulunduğu mali durum yukarıda mali bilirkişi tarafından ayrıntılı şekilde \ incelenmiş ve şirketin borca batık olduğu anlaşılmıştır. Malı bilirkişiye göre şirketin içinde bulunduğu bu durumdan kurtulması da mümkün görünmemektedir, O halde, ortaklıktan sürekli olarak yeterli verimin alınamaması, ortaklık malvarlığının ortaklık faaliyetlerim yürütmek için gereken miktarın altında kalması nedeniyle ortaklığın ekonomik amacına ulaşmasının mümkün olmadığı anlaşılmaktadır. Açıklanan sebeplerle, … tarafından talep edilen şirketin feshi konusunda haklı sebeplerin gerçekleştiği sonucuna varılmıştır.
14-Şirketin borca batak olduğu ve borçlarının bulunduğu tesbit edilmiştir. Limited Şirkette ortaklar kamusal borçlar sebebiyle hisseleri oranında sorumlu bukunmaktadırlar. Müdürler ise, vergi ziyasına sebebiyet verdiklerinde bütün malvarlrklan ile sorumlu olurlar. Bu durumda, Şirketin gerek özel şahıslara, gerek kamusal borçlan olması veya ihtimal dairesinde bulunması sebebi ile ortaklardan birisinin ayrılması ve bu yükleri diğer ortağa bırakması adil gözükmemektedir. Bu durumda, Şirketin haklı sebeble feshi ve tasfiyesi gerektiği değerlendirmeleriyle;
5.1-Asıl davanın (İstanbul 7, Asliye Ticaret Mahkemesi 2014/1532 E.) davacı vekilinin mahkemeye sunduğu 13.07.2015 havale tarihli dilekçesiyle feragat edildiğinden dolayı sona erdiği sonucuna varılmıştır.
5.2.1-Birleşen davada (İstanbul l. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/367 E.) ortaklıktan çıkma talebinde bulunan …iun ortaklıktan çıkması için haklı sebeplerin mevcut olduğuna ve bu davada …m hissesine isabet eden maddi bir değer olmadığı; diğer ortağın haklı sebeble fesih talebi karşısında bu talebin adil olmadığı sonucuna varılmıştır.
5.3.2-Birleşen davada (İstanbul İL Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/534 E.) şirketin feshi için haklı sebeplerin mevcut olduğu ve şirketin duran varlık kaleminde yer alan taşıt ve demirbaşların satışı ve borçların ödenmesi sonucunda borçların ödenmesinden sonra var İse tasfiye karından ortaklara ödeme yapılabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
6-Asıl dava; davacının davalı ile ortağı olduğu … Şirketi’ne kayyım atanması talebine, İstanbul … ATM’nin birleşen … Esas sayılı dosyasında ise davanın; davacının …Şti.nin ortaklığından çıkmasına karar verilmesi, ortaklıktan çıkmasına karar verildiği taktirde karar tarihine en yakın tarih itibari ile şirketin gerçek değerinin pay akçesinin hesaplanıp davalıdan alınarak davacıya ödenmesi istemine ve İstanbul … ATM’nin birleşen … Esas sayılı dosyasında ise davanın; davacının… Şti.’ nin feshine karar verilmesi istemine ilişkindir.
7-Taraf vekilllerince davaya ilişkin tüm delilleri belge ve dayanakları ile birlikte dosyaya sunulmuştur.
8-Dosyaya sunulan deliller, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; Mahkememiz dosyasındaki ana davada; davacı ortağı bulunduğu … Ticaret sicil nolu … Şti.’ye kayyum atanmasını talep ettiği, ancak davacı veklili 13.07.2015 havale tarihli dilekçesiyle bu davasından feragat ettiğinden davann feragat sebebiyle reddne karar vermek gerekmiştir.
Birleşen, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı, % 50 hisseye sahip olduğu, … Şti.’nin ortaklığın ayrılarak ortaklıktan çıkma payının verilmesini talep etmiştir. Davacı ile davalı evli olup aralarında boşanma davası olduğunu ve bu haliyle şirkette ortaklık yapmasının mümkün olmadığını beyan etmiştir. Yapılan bilirkişi incelemesinde tarafların ortak olduğu şirketin borca batık olduğu şirketin öz varlığının – 215.841 TL olduğu anlaşılmış, davacının davalıyla boşanma davası olması ortaklıktan ayrılmak için haklı bir sebep olarak nitelendirise bile davacı …’un hissesine isabet eden bir maddi değer olmadığından, aksine şirket borca batık olduğundan, davacının ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesi halinde borçlar davacı üzerinde kalacağından, bu sonuçta hakkaniyetli olmayacağından, kaldı ki İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyası ile diğer ortak şirketin feshini talep ettiğinden ve davası kabul edildiğinden davacının ortaklıktan çıkma talebinin hakkaniyete uygun olmadığından reddine karar verilmiştir.
Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında davacı …, ortaklığın feshini talep etmiştir. Alınan bilirkişi raorunda şirketin borca batık olup öz sermayesinin eksilere düştüğü, taraflar arasında ortaklığın devamından yana olmadığı anlaşılmakla, haklı sebeplerin varlığına mahkememizce kanaat getirildiğinden davacının davasının kabulü ile ortaklığın feshine, taraflar tasfiye memuru olarak davacı …’un atanmasına rıza göserdiklerinden, …’un tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Ana davanın FERAGAT NEDENİYLE REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Asıl dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde barakılmasına,
2-Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasının REDDİNE,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
c-Birleşen bu dava nedeniyle davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
3-Birleşen … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında DAVANIN KABULÜ ile, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … Sicil numarası ile kayıtlı …Şti.’nin TTK’nun 636/3. Maddesi uyarınca Feshine,
a-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince hesaplanan 35,90 TL maktu karar harcından peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,20 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
b-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince hesap olunan 2.180 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
c-Birleşen bu davada davacı tarafından yapılan 60,00.TL (tebliğler) yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2 hafta içinde İstinaf kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Başkan
Üye
Üye
Katip